Medya, sosyal medya ve dijitalleşme, beraberinde birçok kazanım ve kullanım yaratsa bile, her şeyin güllük gülistanlık olduğu bir ortamı vaat edebilecek bir kullanımdan uzaktır. Bu durumu en çok da yalan haber ve kasıtlı değiştirilen bilgilerin hızla yayılmasında görüyoruz.
Günümüz medyasının en büyük sorunlarından biri hâline gelen dezenformasyon, yayılma hızını da artırarak gerçek bilgilendirmenin önünü kapatmaktadır. Bilhassa sosyal medya, dezenformasyonun yayılmasında ve etkisini artırmasında birincil role sahip. Gazeteciliğin ve haber medyasının güncel sorunlarından biri olan dezenformasyon, sadece medyanın sorumluluğunda olan bir durum değildir.
Sosyal medyada gördüğümüz üzere dezenformasyonun ve yalan bilginin yayılma sürecine gazeteci ya da medya çalışanları haricindeki kişiler de katılmaktadır. Sosyal medya dilini kullanacak olursak söz konusu kişi ve gruplar botnet, bot ve troll olarak adlandırılmaktadır.
Peki dezenformasyonun yayılmasını önlemekle beraber bu haber görünümlü yanıltıcı bilgileri nasıl eleyebilir ve farkına varabiliriz? Öncelikle dezenformasyonun ne olduğunu tam olarak anlayabilmek, farkındalığı artırılabilir. Bunun için de yazımızı okuyarak ön bilgi ve fikir edinebilirsiniz.
TDK tanımıyla dezenformasyon; bilginin çarpıtılması olarak ifade ediliyor. TDK tanımı haricinde ise kişi ya da grubun bilinçli, kasıtlı olarak dolaşıma soktuğu bilgi ve haberler de dezenformasyon olarak tanımlanır. Dezenformasyon haber ya da bilgilendirme, bilerek doğrudan uzaklaştırılır ve çoğunlukla bir kitlenin, grubun menfaatleri için kullanılır. Özellikle çıkarlar söz konusu olduğunda dezenformasyon kullanımının arttığını görebiliriz.
Kitleyi ikna etmek ve yönlendirmek amacıyla kullanılan dezenformasyon, gerçeğin yerine yalan, eksik ve gerçekten uzak bir biçimde ortaya yayılır. Zaten dezenformasyonun nihai amacı da yayılmak ve kitle üzerinde bir etki yaratabilmektir. Her ne kadar bu tür çarpıtılmış bilgiler, medya ve sosyal medyada kendine imkân yaratsa da yine sosyal medya üzerinden kısa sürede yalanlanarak ortadan kaybolabilir. Fakat her haber ve bilgi için bunu söyleyemeyiz.
Bazı bilgilendirmelerin uzun bir süre geçtikten sonra doğru ve gerçek olmadığı ortaya çıkıyor. Genellikle menfaat, propaganda ve kampanya için yayılan dezenformasyon haber ve bilgiler, hemen fark edilemiyor ve etkisi de uzun süre devam edebiliyor. Dezenformasyon ile ilgili bilinmesi gerekilen konulardan biri de tümüyle bir bilginin yanlış olmadığı durumların varlığıdır. Yani, zaman zaman gerçek bir bilginin yanında kasıtlı bir bilgi de sunulabiliyor. Yine gerçek haber fotoğrafları da amaca hizmet etmek için kasıtlı bilgiyle verilebiliyor. Kısacası dezenformasyon bilgilendirmeyi, kötü niyet taşıyan ve belli bir amaca hizmet eden bilginin ters yüz edilmesi olarak tanımlayabiliriz.
Dezenformasyon genellikle yanlış haberle karıştırılmaktadır. Oysa yanlış haber veya bilgilendirme dediğimiz mezenformasyon, dezenformasyondan temel bir farkla ayrılır. Mezenformasyonda yanlış bilgi vardır; fakat söz konusu yanlışlık kötü niyet taşımamaktadır.
Dezenformasyonda ise bilinçli hareket ve kasıt vardır. Yanlış, yalan ve kasıtlı bilgiler, kısa sürede etkileşim sağlamak ve belli bir kitleyi manipüle etmek için yaratılır. Mezenformasyondaki bilgi ve haber ise hatalı bir içerik sunar ama bu içeriğin farkına varıldığında düzeltme yapılır.
Daha çok siyasi kampanya ve savaş dönemlerinde ortaya çıkan dezenformasyon haber ve bilgiler, günümüzde etki alanını daha da artırmaktadır. Tabii ki bu durumun en büyük sebeplerinden biri, sosyal medyanın egemen iletişim ve haber ortamı yaratmasıdır. Geniş bir kitleye ulaşmak amacıyla kampanya ve söylemler, başta Twitter olmak üzere sosyal medya mecralarında kendine olanak yaratır.
Özellikle troll ve bot hesap diyebileceğimiz kişi ya da gruplar, sık sık kişisel veya siyasi menfaatler için komplo teorileri, abartılı içerikler, gündemi değiştirme amacı taşıyan kulis bilgilerini paylaşabilmektedirler. Yaşadığımız dönemde dezenformasyonu üretmek epey kolay hâle gelmiştir. Bilhassa işin içine siyasi aktörler girdiğinde, dezenformasyonun yayılımı oldukça hızlı seyretmekte.
Siyasi kampanya ve savaş dönemlerinde ortaya çıkan en ünlü dezenformasyon haber örneklerinden biri, 1990 yılında ABD'nin kullandığı manipülasyondur. 1990 yılında, genç bir Kuveyt kızının ABD kongresinde söylediği sözler, Irak'ı işgal noktasında ikiye ayrılan ABD halkını yönlendirecek bir etkiye sahipti. Nayirah el-Sabah adlı kız çocuğu, kendisinin gönüllü çalıştığı bir Kuveyt hastanesindeki yeni doğan bebeklerin Iraklı işgalciler tarafından alıkonulduğunu ve ölüme terk edildiğine tanıklık ettiğini açıkladı. Gözyaşları içinde yapılan bu açıklama, medya ve siyasi aktörler tarafından sıkça Irak'ın işgali meselesinde kullanıldı ve toplumda güçlü bir ikna edici role sahip oldu. Fakat, ABD'nin bir manipüle amacı taşıyan bu bilgilendirmesinin, sahte olduğu da ortaya çıkartıldı. Söz konusu konuşmayı Kuveyt Krallığına bağlı hizmet veren ABD'li bir halkla ilişkiler ajansı hazırlamıştı ve küçük kızın da Kuveyt ABD Büyükelçisinin kızı olduğu ortaya çıkartılmıştı.
Yönlendirme ve geniş kitlelere ulaşma amacı taşıyan bir diğer dezenformasyon örneği ise size oldukça tanıdık gelecektir. Pandemi döneminin çıkmazında ortaya atılan komplo teorileri, aşı çalışmaları için de epey kullanıldı. Aşının çip takma meselesine varan yanlış ve gerçek dışı bilgilendirmesi, hâlâ etkisini sürdürse de bilimsel ve resmi kaynakların varlığı da dezenformasyonu önleyecek güce sahip. Yine de etki alanını sosyal medyada genişleten haber ve bilgilerin, dezenformasyonun farkına varamayan kişiler üzerinde etkili olduğu da bilinmekte.
Daha önce de belirtiğimiz üzere dezenformasyon haber ya da bilgideki içerik, doğru olabilir. Fakat dezenformasyona sebep olan şey, doğrunun ya da gerçeğin kasıtlı bir şekilde bozulmasıdır. Ayrıca dezenformasyondaki etki, ani duygu değişimlerine oynar ve harekete geçirmeye yöneliktir. Bunun gibi etki ve durumlardan uzak durmak için ise farkındalığı yükseltmek gerekir. Özellikle bu haberlerin kitle iletişim araçları vasıtasıyla yayıldığını düşünecek olursak medya okuryazarlığı kavramının neden gerekli olduğunu bir kere daha anlayabiliriz.
Medya okuryazarlığı; medyadaki bilgi ve içerikleri anlayabilme, değerlendirebilme ve sorgulayabilmeyi içerir. Medya okuryazarlığı yetkinliğiniz ne kadar yüksek olursa o kadar dezenformasyon haberi de analiz edebilir ve haberin yayılmasındaki etkinizi azaltabilirsiniz. Medya okuryazarlığı yetkinliği dışında, sosyal medya okuryazarlığı yetkinliği de edinmelisiniz. Dezenformasyon niteliği taşıyan haber ve bilgiler kendine en çok sosyal medyada yer bulabiliyor. Edineceğiniz okuryazarlık yetkinlikleriyle, içeriklerin doğruluğunu ya da yanlışlığını tespit edebilecek bir farkındalığa erişebilirsiniz. Daha başka yollarla da dezenformasyonu önleyebilirsiniz. Aşağıdaki yolların farkına vararak siz de dezenformasyonun etkisini azaltabilir ve yayılmasını önleyebilirsiniz.
Dezenformasyon Ne Demek?
Dezenformasyon en kısa tanımıyla, bilginin bilinçli olarak çarptırılmasıdır. Geniş tanımlarıyla ele alırsak dezenformasyon; kasıtlı olarak değiştirilen, gerçek dışı sunulan ve bir yönlendirme amacı taşıyan haber ve bilgilendirmeleri ifade eder. Dezenformasyon bilgiler; manipülasyon, propaganda, dalga geçme, dikkat çekme ve kitleyi yönlendirme amacı taşır.
Mezenformasyon Ne Demek? Dezenformasyon ile Farkı Nedir?
Mezenformasyona sebep olan haber ya da bilgi, kasıt ve kötü niyet taşımamaktadır. Genellikle yanlış, hatalı haber ve bilgiler kısa süre içinde düzeltilmektedir. Dezenformasyona sebep olan haber ve içeriklerde ise belli bir etki ve menfaat yaratmak amacıyla kasıt bilgi ve sahte kaynaklar vardır.
Dezenformasyona Karşı Neler Yapabiliriz?
Bilinçli ve okuryazarlığı geniş biri, dezenformasyon kökenli haber ve bilgileri, araştırır ve sorgular. Medya okuryazarlığı ve sosyal medya okuryazarlığı hakkında yetkinlik sahibi olmak, bu tür haberlerin içeriğini sorgulamaya ve değerlendirmeye yarar. Netice olarak okuryazarlığını ilerleten biri, bu tür çarpıtılmış bilgilendirmelere kolay kolay inanmaz ve güvenilir kaynaklara başvurarak bilgi, olay ve haberin içeriğini araştırır.