AnasayfaBlogSinemada Renkler ve Etkileri
Nasıl Yapılır?

Sinemada Renkler ve Etkileri

01 Ocak 2021
Siyah şapkalı ve açık renk bıyıklı bir adam bir merdivenin üzerinde durmakta ve elinde uzun bir sopa tutmaktadır. Uzakta bir şeye bakıyor gibi görünüyor. Yüzü hafifçe bulanıktır ama vücudu nettir. Üzerinde beyaz bir gömlek ve koyu renk bir takım elbise ceketi vardır. Ayaklarında bir çift ahşap katlanır tahta var. Sağ kolu uzanmış ve elinde bulanık bir kitap görüntüsü var. Arka plan odak dışıdır ve görüntünün ana odağı adamdır. Merdivenin üzerinde kendinden emin bir pozda durmaktadır.
KonuAçıklamaÖrnek
Renklerin Psikolojik veToplumsal AnlamıRenklerin her biri duygusal ve psikolojik bir anlama sahiptir ve toplumlar tarafından değişik yorumlarla anlamlandırılır.Mavi genellikle sakinlik ve huzuru temsil ederken, kırmızı tutkuyu ve aşkı simgeler.
Renklerin Sinemada KullanımıRenkler, sinema sanatında özellikle duyguları ve anlamları aktarmak için etkili bir araç olarak kullanılır.Kırmızı genellikle aşk ve korku sahnelerinde, mavi ise huzur ve sükuneti anlatmak için kullanılır.
Sessiz ve Renksiz Sinema DönemiBu dönemde anlamlar ve duygular, renklerden ziyade karakterlerin jest ve mimikleri ile sunulmuştur.Charlie Chaplin’in sessiz filmleri bu dönemin tipik örneklerindendir.
Renkli Filmlere GeçişSinemada renklerin kullanılması, anlatıya daha derinlik katmış ve anlam yaratma perspektiflerini genişletmiştir.Technicolor teknolojisi ile renkli filmler çekilmiştir.
Kırmızı Rengin AnlamıKırmızı genellikle dinamizm, canlılık, aşk, nefret gibi güçlü duyguları temsil eder.Aşk temalı filmlerde kırmızı güçlü duygusal etkiler yaratır.
Almodovar KırmızısıPedro Almodovar, kırmızıyı cinsellik, farklılık, öne çıkma gibi geniş çağrışımlarla anlatıya dahil eder.Almodovar’ın filmlerinde kırmızı hem anlatıyı zenginleştirir hem de özgün bir tarz oluşturur.
Görsel Sanatlar ve RenklerGörsel sanatlarda kullanılan renkler, izleyiciye sunulan perspektifi ve mesajları etkiler.Resim ve fotoğraf sanatlarında renk seçimi, izleyicinin eseri yorumlama biçimini şekillendirir.
Renklerin Sembolik KullanımıRenkler, zaman zaman belirli simgeleri ya da anlamları temsil etmek için sembolik bir şekilde kullanılır.Yeşil doğayı, beyaz masumiyeti ve safiyeti simgeler.
Renkler ve İzleyici DuyarlılığıRenk seçimleri ve kullanımları izleyicinin duygusal reaksiyonlarını ve filmi algılama biçimini etkiler.Karanlık renkler genellikle izleyicide üzgün veya endişeli duygular uyandırır.
Sinema ve Gerçeklik DuygusuSinemada renk ve ses unsurlarının kullanılması, gerçeklik duygusunun ve duygusal etkinin artmasını sağlar.Renkli ve sesli sinema, izleyiciye daha etkileyici bir deneyim sunar.

Renkler, duyguların anlamlandırılmasında ve yorumlanmasında etkili birer görsel unsur olarak kabul edilir. Öyle ki, her rengin psikolojik anlamları olduğu gibi toplumsal boyutta da renklere değişik yorumlar yapılır. Özellikle insanların ruhsal gelgitlerine, coşkularına, hüzün ve mutluluklarına eşlik eden renkler, hayatın her alanında ve her anında insanları duygusal yansımaların içine çeker.

Renklerin sayısı belirsiz bir çeşitlilikte bulunur. Renklerin en doğal ve derin anlam bulduğu güzel sanatların her alanında olduğu gibi, günümüz medya ve reklam sektörü için de renkler ve yansımaları önemi tartışılmaz bir konudur. Ana renk olarak kabul edilen sarı-mavi ve kırmızının başka renklerle kombinasyonları sonucu ortaya çıkan ara renkler de insanların duygu haritalarını oluşturan önemli unsurlar olarak değerlendirilebilir.

Sinemada Renkler

“Renk filme katılımda bulunmaz; filmle birlikte doğar, filmde doğar.” Renato May

Görsel ve işitsel bir kitle iletişim aracı olan sinemada renklerin kullanımı üzerinde detaylı düşünülmesi gereken konulardan birisidir. Dünya sinemasının özellikle sessiz ve renksiz (siyah-beyaz) döneminde, anlatı aracı olarak iki rengin fonunda konumlanan karakterin, sadece jest ve mimikleri kullanarak hikayeye bir anlam katıp süreci yalın bir şekilde yürütmesi sözkonusuydu.

Bu dönemin hem kamera önünde hem de kamera arkasında yer alan usta ismi Charlie Chaplin, sinemaya ses unsurunun dahil olmasıyla ilgili olarak görsel bütünlüğün bozulacağını dile getirmiş ve sessiz dönem yapıtlarını savunmuştur. Benzer şekilde Eisenstein, sinemada renk kullanımının kompozisyon kurmayı zayıflattığını ileri sürmüştür.

Sonuç itibariyle bakıldığında her yenilik beraberinde bir reddetme refleksini de doğurmuştur. Ancak şartlar olgunlaşıp bu yenilikler genele yayılmaya başlayınca da reddedilen yenilikler benimsenip içselleştirilmiştir. Elbette, ünlü sinemacıların bu refklekslerini anlamak mümkündür. Zira siyah-beyaz filmlerin anlatısı daha yalın ve derin, sessiz filmlerin duygu geçişleri de daha dolaysız ve nettir. Özellikle bu iki renkli görsel dilin daha etkileyici olduğu gerçeğinden dolayı, birçok fotoğraf sanatçısı hala bu iki renk modelli fotoğraf çekimlerini sürdürmektedir.

Sinemada siyah-beyaz dönemden renkli filmlere geçiş sürecinde renkler ilk zamanlar sadece renk olarak kullanılmıştır. Sinema sanatının çok katmanlı bir şekilde yapısal olarak derinleşmesiyle birlikte renkler sadece renk olarak değil, diğer unsurlar (dil-kurgu-müzik-oyunculuk…) gibi bir anlatım aracı olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Renklerin filmlerin içinde var olan psikolojik anlam ve etkileri ile ilgili kullanımları yanında filmin yönetmeninin anlam yaratma perspektifinden renklere yüklediği ayrıcaklı ve özgün anlamlar da sözkonusu olabilir.

Kimi yönetmen hüzünlü bir sahneyi alışılmamış bir renkle örtüştürürken, kimisi de farklı renklerin biraradalığına vurgu yaparak daha özgün ve sıradışı kullanımları tercih edebilir. Görsel sanatların hemen her türünde oluşturulan görsel kompozisyonlar aracılığıyla izleyenlere sunulan farklı perspektif ve bakışlar ile onların bu görsellere kişisel ve bağımsız bakmaları beklenir. Daha doğrusu izleyen kişiler için bir bağımsız düşünme alanı oluşturulur. Böylelikle kişiler kendi yaşanmışlıkları ve yaşam deneyimleri paralelinde kendi yorumlarını yaparlar.

Sanatın kuşatıcı ve dönüştürücü gücü de buradadır aslında. Sinemaya ses unsurunun dahil olmasıyla birlikte, yakalanmaya çalışılan gerçeklik duygusu, daha artan bir etkiyle sunulmuştur. Görsel sanatların hemen her türünde ana amaç olarak konumlanan gerçeklik duygusu, böylelikle sinemaya hayatın içinde var olan ses ve renk unsurlarının dahil olmasıyla artmıştır. Her rengin kendine has özgün ve farklı anlam ve derinliği, sinema gibi etkili bir anlatı diline sahip sanat dalı için de önemli bir unsur olarak konumlanmıştır.

  • Kırmızı (Almodovar Kırmızısı)

Ana renklerden biri olan kırmızı genel olarak bakıldığında; dinamizm, canlılık, irade, cinsel güç, kızgınlık, öfke, sevgi, nefret ve heyecan gibi anlamları çağrıştırır. Sinemada kullanımı ise aşk ve korku film türleri üzerinde yoğunlaşır. Aşk temalı filmlerde sevgiliye verilen çiçek, giyilen elbise, özel akşam yemeği için yapılan makyaj vb. hep kırmızı teması ile izleyene aktarılır. Aşk bir yönüyle cinselliği de çağrıştırdığı için kırmızı bu tema içinde de sıklıkla kullanılan bir anlatım motifi olarak göz çarpar.

Özellikle İspanyol yönetmen Pedro Almodovar’ın tüm filmlerinde görsel bir anlatı unsuru olarak izleyenlere sunulan kırmızı rengi, yönetmenin vazgeçemediği bir detay olarak “Almodovar Kırmızısı” kavramının oluşmasına neden olmuştur. Gerçekten de yönetmenin filmografisindeki filmlere bakıldığında kırmızı renginin cinsellik, farklılık, göze çarpma, öne çıkma gibi geniş çağrışımlarla anlatıya dahil olduğu görülebilir.

Kırmızının kullanımı Almodovar için bir yan unsur olmanın çok ötesinde, anlatının kendisi olarak görsel anlamda bir zenginlik unsuru olarak okunabilir. Bu türün dışında korku filmlerinin de olmazsa olmaz rengi kırmızıdır. Vahşet, ölüm, kan, şiddet rengi olarak kırmızı, anlatıyı gerçeklik duygusu ile birlikte daha korkunç bir görsele dönüştürmektedir. Benzer şekilde iktidar mücadeleleri ve isyan hareketlerini konu alan filmlerde de kırmızı rengi sıklıkla kullanılır.

  • Mavi

Freud’un sakin bir renk olarak nitelendirdiği mavi; dinginlik, sakinlik ve üretkenliği temsil eder. İnsanların görsel olarak görmekten/izlemekten keyif aldıkları alanlardan olan deniz-gökyüzü sıklıkla film ve dizilerde bu dinginlik ve sakinlik duygusunun izleyenlere iletilmesi için kullanılır. Soğuk bir renk olduğu için mavi, çoğunlukla anlatı mekanı olarak kutuplar/buzulların seçildiği filmlerde kullanılır. Benzer şekilde bilim-kurgu filmlerinde de tercih edilen mavi-beyaz ve açık tonlardır.

  • Sarı

Kişilerin ruh hallerini olumlu etkilediği öne sürülen sarı rengi, tv ve filmlerde sıklıkla kullanılan bir renktir. Bilgeliğin, sevginin, merhamet ve iyimserliğin rengi olan sarı, anlatının dikkat çekici noktalarında özellikle tercih edilerek, görsele karşı yoğun ilgi sağlanır.

  • Yeşil

Doğanın, canlılığın, tabiatın ve yeniden uyanışın rengi olan yeşil, aslında umut etmenin ve hayata sarılmanın da rengi olarak düşünülür. Türlü koşturmacanın içinde oradan oraya savrulan insanoğlunu doğaya, öze dönüşe, varoluşa çağıran davetin adıdır aslında yeşil. Kendisine sunulan şablon hayat anlayışını elinin tersi ile iterek kendi dilediği özgür yaşama koşan karakteri ile “Özgürlük Yolu” filmi, yeşilin her tonunu anlatısının içinde cesurca ve sınırsızca kullanan önemli bir filmdir. Bu filmde yeşil rengi anlatıya sadece bir fon oluşturmaktan ziyade adeta bir özgür mekan, özgür yaşam özleminin gerçeklemiş halidir.

  • Beyaz

Saflığın, masumiyetin ve temizliğin rengi olarak yorumlanan beyaz; manevi çağrışımlara da sahiptir. Filmlerde dürüst ve temiz bir imaj vermek isteyen karakterler beyaza bürünür. Benzer şekilde beyaz ağırlıklı kurulan film setleri, alanı olduğundan daha geniş ve büyük gösterdiği için özellikle tercih edilir.

  • Mor

Asaletin, soyluluğun, saygının ve kudretin rengi olarak mor; özellikle tarihteki kraliyet ailelerinin tercih ettiği renklerden biridir. 2014 yılı yapımı “Büyük Budapeşte Oteli”, masalsı bir atmosfer içinde öne çıkan mor rengi ile dikkat çeken bir filmdir. Özellikle otel çalışanlarının giydiği elbise de tercih edilen renk ile soyluluk, saygı ve kudret duygularının altı çizilmek istenmiş ama çoklu renk kullanımına rağmen, mor rengi diğer renklerin arasından sıyrılarak göze çarpmıştır.

  • Kahverengi

Ağır ve kasvetli bir renk olarak yorumlanmasına rağmen kahverengi, toprağın rengi olmasından dolayı yeryüzünü, doğurganlığı ve verimliliği temsil eder. Bir sonbahar rengi olarak da kabul edilen kahverengi, filmlerin anlatı yapısına eşlik eder şekilde ama çoğunlukla başka ara renklerle birlikte kullanılır. Nuri Bilge Ceylan’ın “Kış Uykusu” filminde kahverengi tonlarının yoğunlukta olduğu ve loş bir ışığın aydınlattığı odada karşılıklı konuşan iki kardeş karakterin bulunduğu sahnede, izleyenler renklerin de etkisi ile yoğun diyalogların şekillendirdiği karşılıklı iletişime yoğunlaşmışlardır. Filmin anlatısı içinde yılların geçişi, ömrün bitişi ya da hayatın sonlanışı çoğunlukla bu renk ve tonları üzerinden yapılır.

  • Siyah

Resmiyet, soyluluk, asalet ve güç duygularını çağrıştıran siyah rengi, sinemada özellikle kötü karakterlerin (mafya ve benzeri oluşumlarda yer alanlar) dış görünüşlerine eşlik eder. Bir matem rengi olarak da yorumlanan siyah; ölüm ve sonrasına dair yakınlarını kaybeden kişilerin yas sürecinde sıklıkla tercih edilen renktir. Anlatı içinde kullanılan siyah rengi; ortam, atmosfer ve yaşanmışlıklar dikkate alınarak değerlendirilmelidir.

  • Turuncu

Canlılık, neşe, heyecan, dinamizm, cesaret duygularını açığa çıkaran turuncu rengi; sosyal yaşamın hareketliliğine de dikkat çekmektedir. Filmlerde anlatının canlı akışı için tercih edilir. Turuncu renginin koyu tonu ise daha çok gerilim filmlerinde kullanılır. Kubrick’in yönettiği “Shining” filminde kullanılan turuncu ve tonları ile anlatıdaki gerilimin şiddeti arttırılmıştır. 

  • Gri

Uzay, astronotlar, uzay mekikleri ile uzayla ilgili birçok şey gri rengi ile ifade edilir. Gri; bencillik, melankoli ve korkuyu resmeden bir renk olarak kabul edilir. Bu nedenle özellikle bilim-kurgu türündeki filmlerde çoğunlukla gri rengi tercih edilir.

Dr. Özgür Yılmazkol

Renklerin Psikolojik veToplumsal Anlamı, Renklerin her biri duygusal ve psikolojik bir anlama sahiptir ve toplumlar tarafından değişik yorumlarla anlamlandırılır, Mavi genellikle sakinlik ve huzuru temsil ederken, kırmızı tutkuyu ve aşkı simgeler, Renklerin Sinemada Kullanımı, Renkler, sinema sanatında özellikle duyguları ve anlamları aktarmak için etkili bir araç olarak kullanılır, Kırmızı genellikle aşk ve korku sahnelerinde, mavi ise huzur ve sükuneti anlatmak için kullanılır, Sessiz ve Renksiz Sinema Dönemi, Bu dönemde anlamlar ve duygular, renklerden ziyade karakterlerin jest ve mimikleri ile sunulmuştur, Charlie Chaplin’in sessiz filmleri bu dönemin tipik örneklerindendir, Renkli Filmlere Geçiş, Sinemada renklerin kullanılması, anlatıya daha derinlik katmış ve anlam yaratma perspektiflerini genişletmiştir, Technicolor teknolojisi ile renkli filmler çekilmiştir, Kırmızı Rengin Anlamı, Kırmızı genellikle dinamizm, canlılık, aşk, nefret gibi güçlü duyguları temsil eder, Aşk temalı filmlerde kırmızı güçlü duygusal etkiler yaratır, Almodovar Kırmızısı, Pedro Almodovar, kırmızıyı cinsellik, farklılık, öne çıkma gibi geniş çağrışımlarla anlatıya dahil eder, Almodovar’ın filmlerinde kırmızı hem anlatıyı zenginleştirir hem de özgün bir tarz oluşturur, Görsel Sanatlar ve Renkler, Görsel sanatlarda kullanılan renkler, izleyiciye sunulan perspektifi ve mesajları etkiler, Resim ve fotoğraf sanatlarında renk seçimi, izleyicinin eseri yorumlama biçimini şekillendirir, Renklerin Sembolik Kullanımı, Renkler, zaman zaman belirli simgeleri ya da anlamları temsil etmek için sembolik bir şekilde kullanılır, Yeşil doğayı, beyaz masumiyeti ve safiyeti simgeler, Renkler ve İzleyici Duyarlılığı, Renk seçimleri ve kullanımları izleyicinin duygusal reaksiyonlarını ve filmi algılama biçimini etkiler, Karanlık renkler genellikle izleyicide üzgün veya endişeli duygular uyandırır, Sinema ve Gerçeklik Duygusu, Sinemada renk ve ses unsurlarının kullanılması, gerçeklik duygusunun ve duygusal etkinin artmasını sağlar, Renkli ve sesli sinema, izleyiciye daha etkileyici bir deneyim sunar
sinemada renkler ve etkileri sinemada renk almodavor kırmızısı kırmızı siyah-beyaz charlie chaplin kış uykusu özgürlük yolu
Kısa, siyah saçlı bir adam resmi siyah bir takım elbise giymiş ve mavi kravat takmış. İyi aydınlatılmış bir odada ayakta duruyor ve ciddi bir ifadeyle önüne bakıyor. Ellerini önünde kavuşturmuş ve belinde kahverengi deri bir kemer var. Duruşu kendinden emin ve bakışları odaklanmış. Otuzlu yaşlarının ortalarında görünüyor ve kıyafetleri düzgün ve şık. Kare bir çene çizgisi ve temiz traşlı bir yüzü var. Gözleri kahverengi ve kaşları belirgin. Güçlü ve kararlı bir görünümü var.
Dr. Özgür Yılmazkol
Blog Yazarı

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-tv ve Sinema bölümü mezunu. Aynı üniversitede doktora eğitimini tamamladı. Editörlüğünü yaptığı medya/sinema kitapları ve senaryosunu yazdığı belgesel, kısa film ve dizi senaryoları bulunmaktadır.

Benzer Yazılar
Doğru ve faydalı bilgiler sağlama konusunda kararlı olan uzman ekibimizle blogumuzu her zaman yeni makaleler ve videolarla güncelliyoruz. Güvenilir tavsiyeler ve bilgilendirici içerikler arıyorsanız, blog sayfamıza mutlaka göz atın.