Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan tanıma göre sağlık, yalnız sakatlık veya hastalık durumunun olmayışı şeklinde değil bedenen ruhen ve sosyal anlamda tam bir iyilik halinin olması şeklinde ifade edilmiştir.
Sağlık, günlük yaşam döngümüz içinde bir değer fakat yaşamın bir amacı olarak düşünülmemelidir. Bu kişisel değer fiziksel kapasiteyi ön plana çıkaran önemli bir pozitif kavramdır. Sağlık üzerinde etkili olabilen en temel etkenler; katılım, yaşam tarzı, temel etkenler ve sağlık hizmetlerinin an itibariyle içinde bulunduğu mevcut durumdur. Bu etkenlerin birkaçının ya da birinin olumsuz etkilenmesi halinde sağlığı tehdit edebilecek sorunların meydana gelmesine neden olabilir. Temel insan haklarından biri olan sağlık kavramı gerek 1982 Anayasası'nda gerek Dünya Sağlık Örgütünün evrensel bildirgesinde en temel haklardan biri olduğu görülmektedir.
Türk Dil Kurumu'nda sağlığın karşıtı olarak hastalığın tanımı ise “Organizmada bir takım değişikliklerin ortaya çıkması sonucu sağlığın bozulması durumu, rahatsızlık, dert, sayrılık, illet, maraza, esenlik karşıtı, ruh sağlığının bozulması durumu” olarak açıklamaktadır. Bu konuda insan hakları, grupların ve bireylerin onurlarını ve özgürlüklerini zarar görebilecekleri davranışlardan korumak adına, insan hakları hukuku yasal çerçevede garanti kapsamına alınan haklardır. İnsan hakları, ekonomik, politik, kültürel, sosyal ve medeni haklar şeklinde bilinen hakları da bünyesine alır. Bu açıdan insan hakları devlet ve bireyler arasındaki ilişkiler olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsan haklarına ait en temel özellikleri şöyle sıralayabiliriz;
Herkes sağlıklı ve dengeli bir ortamda yaşama hakkına sahip olduğunu 1982 Anayasasında ifade edilmiştir. Çevre sağlığını korumak, çevre kirlenmesini önlemek ve çevreyi geliştirmek devletin ödevi olduğu kadar vatandaşında görevidir. Anayasa’da teminat altına alınan bir diğer hak ise herkesin benden ve ruh sağlığını korumak olmuştur.
Hem madde gücünde hem de insan gücünde verimi sağlayarak tasarruf etmek, işbirliğini sağlamak amacıyla sağlık kuruluşlarını tek bir çatı altında planlamak, organize etmek devletin görevi olarak gösterilmiştir. Devlet bu görevini yerine getirirken kamu ve özel teşebbüs kanallarını kullanarak gerçekleştirir. Ayrıca sosyal ve sağlık kurumlarından faydalanarak, denetimlerini sağlayarak yerine getirmeye çalışır.
Yaşama hakkı çerçevesinde 1982 Anayasası'nda 1Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz. Kimseye eziyet ve işkence yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz." şeklinde ifade edilerek insan hak ve hürriyetlerine vurgu yapılmıştır.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 10 Aralık 1948 tarihli ve 217 sayılı kararı kapsamında ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Bakanlar Kurulu Kararı'nın 27 Mayıs 1949 tarihli 7217 sayılı resmî gazetede yayınlanarak ülkemizde kabul edilmiştir. İlgili beyannamenin 25. maddesinde, bireylerin kendilerini ve ailelerini sağlık ve refah içinde yaşamalarını sağlama konut, tıbbi bakım beslenme ve giyinme hakkına sahiptir. Bunun dışında hastalık, yaşlılık, dulluk, sakatlık ve işsizlik gibi kendi iradesi dışında gerçekleşebilecek sıkıntılardan güvenlik hakkında sahip olduğu belirtilmiştir.
Alma Ata 1978 yılında gerçekleşen Temel Sağlık Hizmetleri uluslararası konferansta, bütün insanların sağlığını korumak ve yükseltmek için tüm sağlık ve kalkınma görevlilerin ve tüm hükümetlerin etkin bir şekilde çalışmaları gerektiği üzerinde durmuştur. Bildiride sağlığın, sadece sakatlığın ve hastalığın olmayışı değil, bedenen ruhen tam bir iyi halin olması gerektiğine dikkat çekmiş ve bunun korunması adına bütün otoritelerin çalışması gerektiğini söylemiştir. Alma Ata Bildirisi'ne göre temel sağlık hizmetleri şöyle açıklamaktadır:
Özellikle sağlık hizmetlerinden faydalanma hakkı sosyal ve ekonomik bir hak olarak bilinmektedir. Bu çerçevede bireylere etkin ve erişebilir bir sağlık hizmeti sunulması çalışmaları devlet nezdinde yerine getirilmesi gereken bir sorumluluktur. Devlet bu sorumluluğunu anayasal ve uluslararası sözleşmelerle kapsamında yerine getirerek herkesin sağlık hizmetlerinden eşit bir şekilde faydalandırılması ve bunun için gerekli olan tedbirleri alınmasını sağlamak zorundadır.
İnsan sağlığına zarar verebilecek birtakım etmenlerin ortadan kaldırılması ve toplumun bu zararlı etmenlerin etkisinden kuruması, gerek duyulması halinde tedavilerinin yapılması, hem ruhsal hem de bedensel yetilerinde azalmalar görülmesi halinde rehabilite edilmesi gibi hizmetlerin tamamını kapsamaktadır.
Sağlık hizmetlerindeki temel beklenti;
Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleşmesi adına 224 sayılı kanununda insan sağlığına zarara verebilecek etmenleri ortandan kaldırılması, hasatlıkların tedavi edilmesi, ruhi ve bedeni becerileri azalması halinde rehabilite edilmesi kapsamında yapılan tıbbi çalışmalar sağlık hizmetleri olarak gösterilmiştir.
Ortaya konan sağlık hedefleri, istenilen sağlık seviyesine ulaşmak için yapılabilecek somut hareketleri göstermektedir. İlerlemenin ortaya koyabileceği bir ölçünün olması, sağlık programına ve politikalarına ilişkin ilerlemenin değerlendirme durumunun göz önünde bulundurulması oldukça önemlidir.
Sağlık hizmetlerinin yürütülmesinde esas alınabilecek temel ilkeleri şöyledir:
Sağlık Nedir?
Sağlık, yalnız sakatlık veya hastalık durumunun olmayışı şeklinde değil bedenen ruhen ve sosyal anlamda tam bir iyilik halinin olması şeklinde ifade edilmiştir. Sağlık, günlük yaşam döngümüz içinde bir değer fakat yaşamın bir amacı olarak düşünülmemelidir. Bu kişisel değer fiziksel kapasiteyi ön plana çıkaran önemli bir pozitif kavramdır.
Sağlık Hizmeti Kavramı Nedir?
İnsan sağlığına zarar verebilecek birtakım etmenlerin ortadan kaldırılması ve toplumun bu zararlı etmenlerin etkisinden kuruması, gerek duyulması halinde tedavilerinin yapılması, hem ruhsal hem de bedensel yetilerinde azalmalar görülmesi halinde rehabilite edilmesi gibi hizmetlerin tamamı sağlık hizmetidir.
Sağlık Hizmetleri Hangi Kurum Tarafından Yürütülür?
Ülkemizde 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşların Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile sağlık hizmetlerinin yürütülmesiyle ilgili her türlü karar Sağlık Bakanlığı’na devredilmiştir. Sağlık Bakanlığı herkesin bedenen ruhen sosyal anlamda tam bir iyilik hali içinde olmasını sağlamakla yetkilendirilmiştir.