Eğitim

Erişilebilirlik Eğitimde Ne Anlama Geliyor?

Nurcan Büyükelyas
Güncellendi:
21 dk okuma
Bu görüntü bir mezuniyet kepinin yakın çekimidir. Çoğunlukla beyaz renktedir ve tepesinden altın bir püskül sarkmaktadır. Kepin ortasında küçük yıldızlardan oluşan dairesel bir desenle çevrili bir ampul bulunmaktadır. Ampulün ortasında kırmızı ve beyaz tasarımlı bir logo görülebilir. Ampulün solunda, etrafında altın bir daire bulunan beyaz bir küre mevcuttur. Sağ tarafta içinde mavi ve beyaz bir işaret bulunan beyaz bir daire görülebilir. Son olarak, kapağın alt kısmında ortasında bir insan bulunan beyaz bir daire yer almaktadır. Tüm bu detaylar açıkça görülebilir ve mezuniyet kepinin çok özel görünmesini sağlar.
ErişilebilirlikEğitimde ErişilebilirlikPandemi Sürecinde Erişilebilirlik
Herkesin kamusal hizmetlere, taşınmazlara, yerleşim yerlerine ihtiyacı olmadan ulaşabilmesi ve bunları kullanabilmesi demektir.Engelli bireyler, kadınlar, göçmenler ve mülteciler için eğitime ulaşabilir olma durumunu ifade eder. Bunun yanı sıra, herkesin eğitime ulaşabilmesi gerekliliğini ifade eder.Pandemi sürecinde evden eğitime ulaşabilme ve sanatsal etkinliklere erişebilme durumunu ifade eder.
Herkesin rahatça ve güvenli bir şekilde kullanabileceği mekanlara, binalara ulaşılabiliyor olması.Öğrenci nüfusunun eğitime erişiminde eşitlik sağlanmalıdır. 2020 yılında Türkiye'de yaklaşık 18 milyon ilk ve orta öğretim, 9 milyon yükseköğretim öğrencisi bulunmaktadır.Pandemi süreci kapsamında tüm dünya genelinde eğitimin ve erişilebilirliğin önemini ortaya koydu.
Tasarlanan mekânların rahat, güvenli ve sağlıklı olması durumudur.Bireylerin eğitim ve öğretim görebilmelerini sağlayan ve aktif şekilde sosyal ekonomik yaşam sürdürebilmelerini mümkün kılan ortama erişim.Evden çıkmadan çeşitli binalara ve açık alanlara ulaşabilmek.
Evrensel tasarım kavramı: yaş, beden, yeti, engellilik gibi farklı hallerden bağımsız tüm insanların erişebileceği mekanlar.Eğitimin içinde yer alan herkesin eğitime ulaşabilmesi gerekliliği ve göz önünde bulundurulması.Online olarak gerçekleştirilen eğitimler ve faaliyetler sayesinde evlerde kalırken eğitime ulaşım.
Bireylerin kendilerine ihtiyaç duymadan hayatlarını devam ettirebilecekleri bir çevre oluşturma.Eğitim alacak olanların eğitimlerine erişimde herhangi bir zorluk çekmemesi.Kültür ve sanat olaylarının biçim değiştiren ve dijital erişime açılan sanat eserleri ve 3D sanal müzeler.
5 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

Erişilebilirlik kelimesi, çeşitli alanlarda terminolojik olarak farklı anlamlara sahiptir. İlk anlamını ifade edecek olursak: Erişilebilirlik, bir şeye ulaşmak manasındadır. ‘’Erişim’’ ve ‘’ Ulaşılabilir olmak’’ kelimelerinin mezc edilmesinden meydana gelmiş bir kelimedir. Literatürde erişilebilirlik kelimesi engelli bireyler için bir şeye ulaşmak manasıyla karşımıza çıkar.

Eğitimde erişilebilirlik denilince engelli bireyler, kadınlar, göçmenler, mülteciler akla gelirdi. Bu durum pandemi süreciyle değişti. Kimsenin eğitime, okula, öğretmene erişemediği bir süreç olarak bu dönem tüm insanları eşit hale getirdi. Erişilebilirlik herkes için ortak bir kavram oldu.

2020 yılı eylül ayında yayınlanan son verilere göre ülkemizde yaklaşık 18 milyon ilk ve orta öğretim, 9 milyona yakın yükseköğretim öğrencisi bulunmaktadır. Bu rakamlara baktığımızda 27 milyon insanın direk eğitimin içinde yer aldığını görüyoruz. Öğrenci nüfusunun aileleri ve eğitimcileri de ilgilendirdiğini düşünürsek eğitim konusunun ülkenin neredeyse tamamını alakadar eden çok önemli bir konu olduğunu görmüş oluruz. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada eğitimin ve erişilebilirliğin ne kadar önemli olduğunu pandemi süreci gözler önüne sermiş oldu.

Erişilebilirlik Nedir?

Erişilebilirlik, tüm insanların hiç kimseye ihtiyacı olmadan kamusal hizmetlere, bir taşınmaza, bir yerleşim yerine ulaşabilmeleri ve bunları rahatça kullanabilmeleridir. Bu kavram tüm bireyler için geçerlidir. Yani engelli birey, hamile, yaşlı, kronik hasta kişi, çocuk ve hareketlerinde kısıtlama yaşayan herkes.

Bir başka yönden erişilebilirlik rahat, güvenli, sağlıklı tasarlanan ve toplumun tüm kişilerinin kolayca kullanabileceği mekânlar, binalar anlamına gelir. Erişilebilir ortam ise bir insanın eğitim ve öğretim görebilmesinin, aktif şekilde sosyal ve ekonomik yaşam sürdürebilmesinin, iş bulabilmesinin mümkün olduğu ortamdır.

Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Yapı Uygulama Ve Araştırma Merkezi işbirliği ile 15.06.2020 tarihinde bir çalıştay düzenlendi. Online olarak gerçekleştirilen bu çalıştayın konusu ‘’ Salgın Döneminde Erişilebilirlik’’. Çalıştay kapsamında erişilebilirlik kavramı içinde bulunduğumuz pandemi süreci de göz önünde bulundurularak 3 ana başlık altında incelendi.

Mekânsal Erişilebilirlik

Mekân tasarımı insanın hayat kalitesini, güvenlik, sağlık ve rahatını en iyi seviyede sağlamalıdır. Tasarımcının amacı, kişinin özelliklerini dikkate alarak ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayacak olan ve faaliyetlerini rahatlıkla yapabileceği mekânlar oluşturmaktır. Yani mekânlar kullanıcılar tarafından kullanılabilir, ulaşılabilir ve erişilebilir olmalıdır.

Mekânsal erişilebilirlik, farklı ihtiyaçları olan bireylerin evden çıkabilmeleri, başkalarına muhtaç olmadan çeşitli binalara ve açık alanlara ulaşabilmeleri ve bunları kullanabilmeleridir. Kent ölçeğinde tüm fiziksel ve mimari tedbirlerin alınması gereklidir. Kaldırımda, parkta, çocuk oyun yerinde, yaya geçidinde, kamu kullanımına açık tüm binalarda erişilebilirliğin sağlanması gerekir.



Birleşmiş Milletler verilerine göre 2050 yılında nüfusun üçte birinin 65 yaş ve üzeri olması bekleniyor. Bu durum tasarımda, yaşlanan nüfusa göre de mekânlar yapılması gerektiğini ortaya koydu. 21. Yy tasarım yaklaşımlarında tüm insanların kullanabileceği, erişebileceği genel bir tasarım yaklaşımı benimsendi. Buna evrensel tasarım denir.( Kapsayıcı Tasarım, Herkes İçin Tasarım, Kullanıcı Odaklı Tasarım)

Evrensel tasarım, çok sayıda kişi için erişilebilen, anlaşılabilen, kullanılabilen çevreler oluşturulmasını hedefler. Yani yaş, beden, yeti, engellilik gibi farklı hallerden bağımsız tüm insanların erişebileceği mekânların tasarlanması ve uygulanmasını öne çıkarır. Örneğin mahalle ölçeğinde erişilebilirliğe baktığımızda pandemi süreci bize çok şeyler öğretti. Günlük aktivitelere yakınlık, temel hizmetlere erişim haklarını gözeten politikalar geliştirmek, kaynakların sosyal -mekânsal dağılımı gibi.

Sosyal ve Kültürel Erişilebilirlik

Sosyal hayat ve kültürel faaliyetler pandemi nedeniyle kesintiye uğradı. Tüm dünyada kültür ve sanat etkinlikleri iptal edildi. Sosyal mesafenin gerekliliği sosyal ve kültürel ortamlara erişimi kısıtladı hatta bitirdi. Pandemi sürecinin uzaması kültür ve sanat olaylarının biçim değiştirmesine neden oldu. Küresel düzeyde pek çok kültür kurumu arşivlerini, sanat eserlerini dijital erişime açtı. 3D sanal müzeler gezildi.

Online konserler, konferanslar, söyleşiler yapıldı. Kültür Bakanlığı tarafından ‘’Kütüphanem Cepte’’ uygulaması hizmete açıldı. Milli Kütüphane ‘’Konuşan Kitaplık’’ uygulamasını görme engellilerin kullanımına sundu. Normal şartlarda fiziksel ortamda yürütülen atölye, kurs, seminer ve söyleşiler dijital ortama taşındı. Bu faaliyetlere gösterilen talep insanların bu süreçte kendilerini psikolojik olarak motive etmek istediklerini bize gösterdi. Kültür ve sanatın iyileştirici gücü bir kez daha ortaya çıktı.

Kültürel ve sanatsal erişilebilirliği arttırmak için bu dönemde dijital ortamlara ve dijital ortamlardaki etkinliklere katılımın sanal deneyim ile olabileceği anlaşılmış oldu. Toplumun sosyal ve kültürel erişilebilirliğini arttırmak için şu maddeler dikkate alınabilir:

  • Tiyatro oyunlarının canlı performansı dijital ortama taşınabilir.

  • Film festivalleri, imza günleri internet ortamında düzenlenebilir.

  • Sosyal medyanın farkındalık oluşturmakta etkisi çok büyük. Örneğin müzikte üretimi arttırmak için ya da işaret dili eğitimine dikkat çekmek için. Sosyal ve kültürel erişilebilirlik için bu dönem ve belki gelecek normal dönemler içinde dijital ortamların araç olarak kullanımı yaygınlaştırılabilir.

  • Pandemi sonrası dönem içinse kültürel ve sanatsal erişilebilirlik herkes için tasarlanmış olmalı. Fiziksel mekânlar buna göre düzenlenmeli.

  • Açık hava etkinlikleri, arabalı sinema gösterimleri, sokak gösterileri sosyal mesafe kurallarına göre düzenlenmeli.

  • Kapalı kültür ve sanat mekânları pandemi ve pandemi sonrası döneme göre dönüştürülmeli. Esnek tasarımlar yapılmalı.

Ürün ve Hizmetlerde Erişilebilirlik

Ürün ve hizmetlerdeki erişilebilirliği 4 başlık altında inceleyebiliriz:

Ulaşımda Erişilebilirlik: Sosyal mesafenin hayatımıza girmesiyle toplu taşıma araçlarına olan ilgi azaldı. Toplu ortamların oluşturduğu korku ve endişe özel araç kullanımında artışa sebep oldu. Avrupa’nın çeşitli kentlerinde 15 dakikalık kentsel planlama yaklaşımları oluşturuldu. ( Yani tüm ihtiyaçların mahalle ölçeğinde giderilebilmesini sağlayan alanların oluşturulması yaklaşımı). Böylece ulaşımda erişilebilirlik, yaya hareketliliğini kolaylaştırmakla ve kesintisiz kaldırımlar sayesinde her türlü kişinin ihtiyaçlarına cevap verecek tasarımlarla mümkün olacak.

Sağlık Hizmetlerinde Erişilebilirlik: Toplum içinde sağlık hizmetlerine her kişinin zorluk çekmeden ulaşabilmesidir. Pandemi süreciyle "Evde Sağlık/Bakım Hizmetleri’’ konusu daha da öne çıkmıştır.

Dijital Erişilebilirlik: Günümüzde bilgi, hizmet, ürün ve eğitim gibi daha birçok unsura web tabanlı sistemlerden erişim sağlanabiliyor. Merak edilen bir sorunun cevabı internetten bakılıyor. Fatura internetten ödeniyor. Alış veriş internetten yapılıyor. Teknolojinin hızlı gelişimi gündelik hayatta her şeyin dijitalleşmesini de beraberinde getirdi. Dijitalleşme kavramıyla dijital medya, dijital pazarlama, dijital okuryazarlık, dijital eğitim, dijital oyun gibi çeşitli kavramlar hayatımıza girdi. Dijital dünyadaki bu hizmetlere ulaşabilme, dijital sistemlere erişilebilirliği güncel olarak incelememize neden oldu.



Dijital erişilebilirlik, dijital teknolojilere erişilebilirliği konu edinir. Alan yazında dijital erişilebilirlik hakkında net bir tanım bulunmamakta. Genel olarak bakacak olursak web sitesi, yazılım, teknolojik aletlere ve multimedya içeriklere engelli ve engelsiz tüm bireylerin zorlanmadan ulaşabilmesi, kullanabilmesi ve anlayabilmesidir diyebiliriz.

Erişilebilirliğin kapsamı herkese göre farklı olabilir. Örneğin engelli bireye göre kapsamı, engel düzeyine göre erişim ihtiyacı değişebilir. Diğer bireylere göre ekonomik nedenlerden kaynaklı ulaşamamak da bir erişim sorunudur. Ya da web sitelerinin altyapısı konusundaki eksikliklerden dolayı erişim sağlanamayabilir.

Pandemi süreci dijital dünyaya geçişi çok hızlandırdı. E-ticaret, kültür sanat, kamu hizmetleri ve eğitimde dijital anlamda çok mesafe aldı. Dijital teknolojiler insanlara pek çok imkânlar sundu:

  • Birçok ihtiyaç uzaktan erişim imkânlarıyla giderildi.

  • Zaman ve para yönünden tasarruf sağlandı.

  • Hayatında hiç konsere veya müzeye gidemeyen insanlar dijital ortamlar sayesinde ilk kez kültür sanat etkinliklerine katıldı.

  • Bilgiye ulaşmak kolaylaştı.

  • İnsanlar yüz yüze görüşemedikleri akrabaları ve arkadaşlarıyla dijital ortamda görüşme imkânı buldu.

  • Sosyal sorumluluk projelerinin alanı genişledi. 

  • Dijitalleşmenin en büyük katkılarından biri eğitim ve öğretime oldu. Online eğitime geçiş dijital dönüşümün önemini ortaya koydu. 

  •  Doğru bilgiye erişim sağlamak herkes için bir sorun olmuştu. Bilgi fazlalığı sebebiyle kişinin aradığı bilgiye ulaşması zorlaşmıştı. Bu nedenle bilgiye ulaşmak için dijital arama motorları( yapay zeka uygulamaları) kullanılmaya başlandı.

  • Özellikle pandemi sürecinin etkisiyle engelliler açısından hem eğitim hem de dijital hizmetlere erişilebilirlik noktasında bir farkındalık oluştu. 

Dijital erişilebilirliğin kapsamını geliştirmek için birçok düzenleme gerekli. Toplum olarak henüz yolun başındayız. Bunun için şunlar yapılabilir:

  • Dijital okuryazarlık arttırılabilir.

  • Bilgisayar, tablet veya akıllı telefon kullanamayan yetişkinlere yönelik atölye çalışmaları yapılabilir.

  • Topluma internetin sadece eğlence amaçlı değil birçok toplumsal fayda sağlayacak çalışmalar içinde kullanılabileceği anlatılabilir.

Eğitimde Erişilebilirlik

10 Aralık 1948 tarihinde ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 26. Maddesine göre herkes eğitim hakkına sahiptir. Mesleksel ve teknik eğitim herkese açıktır. Yükseköğretim yeteneklere göre herkese tam bir eşitlikle açık olmalıdır. Bu madde ile eğitimin herkes için bir hak olduğu ortaya koyulmuştur. Devletlerin bu hakkı koruması ve saygı göstermesi gerçeğini de bu madde ile anlıyoruz.

Uluslararası eğitim politikaları herkes için eşitlik ve tam katılım kavramlarına dayanır.1990 yılında UNESCO’nun düzenlediği "Herkes İçin Eğitim’’ konferansında yetişkin, genç ve çocukların temel eğitimden faydalanabilmesini amaçlayan dünya çapında bir program hazırlanmıştır. Bu programın içeriği şu şekilde: ( Ayrıca 2020 Küresel Eğitim Raporu Kapsayıcılık Ve Eğitim, İstisnasız Herkes İçin Eğitim başlığıyla yayınlanmıştır.)

  • İlk ve ortaöğretimde cinsiyet farklılıklarının kaldırılması. Kızların kaliteli temel eğitime tam erişimlerinin sağlanması.

  • Tüm yetişkinler özellikle kadınlar için sürekli ve temel eğitime eşit ölçüde erişimin sağlanması.

  • Yetişkinlerin ve gençlerin eğitim ihtiyaçlarının uygun bir öğretim şekliyle karşılanması. Yaşam becerisi programlarına eşit şekilde ulaşım sağlanması.

  • İmkânları az olan çocuklar için okul öncesi eğitim olanaklarının yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi

Eğitime tam katılımın manası ise erkek veya kadın, gelir düzeyi çok veya az, doğuda ya da batıda herkesin eğitime tam katılımını sağlamaktır. Türkiye’deki eğitime katılım raporlarına baktığımızda yüksek gelir düzeyine sahip ailelerin çocuklarının eğitime katılımı daha yüksek. Kadın ve erkeklerin eğitime katılmasında gelir düzeyi ve bölgesel farklılıklar var. Tüm bölgelerde ve tüm gelir guruplarında erkeklerin eğitime katılımının daha yüksek olduğu tespit edilmiş. Yapılan araştırmaların sonuçlarına göre gelir artışının en fazla kadınların eğitimi üzerinde etkisi olduğu sonucu çıkmıştır. 

Eğitime katılım kavramı eğitimde erişilebilirlik konusunu akla getiriyor. Dünya nüfusunun artmasıyla eğitime herkesin erişebilmesinde zorluklar yaşanıyor.21. yüzyılda olmamıza rağmen kız, erkek, engelli, engelsiz, zengin, fakir, göçmen, mülteci vs. tüm insanların eğitime eşit şekilde erişebilmesinin formülü henüz çözülemedi.

UNESCO tüm dünyada ülkelere belirli bir eğitim standardı yakalamaları için çeşitli yollar gösteriyor. Faaliyetler ortaya koyuyor. Tüm dünyada ciddi mesafeler alındı derken 2019 sonlarında başlayan pandemi süreciyle örgün eğitime ara verildi. Online eğitime geçildi. Eğitime tam katılım sağlayan ülkelerdeki insanlar dahi eğitime erişemez hale geldi. Çünkü online eğitime erişebilmek için bazı unsurlar gerekli. Tablet, internet, bilgisayar vs. Bu süreçte hepimiz eğitime ne kadar sağlıklı bir şekilde erişebildiğimizi tartıştık ve tartışmaya devam ediyoruz. Farklı engel gurupları ve dezavantajlı bireyler bu süreçte eğitime erişimde daha fazla engellerle karşılaştılar.

Eğitimde erişilebilirlik, kadın, engelli birey, dezavantajlı guruplar, göçmenler ve mültecilerin eğitime erişebilmesini konu edinir. Ancak pandemi süreci, hiç kimsenin okula ve eğitime erişemediği bir dönem olarak tüm şartları ve herkesi eşit hale getirdi. Eğitimde erişilebilirlik herkes için ortak bir sorun oldu. Uzaktan eğitim bu süreç için örgün eğitime pratik bir çözüm olarak sunuldu. Bu kadar kısa sürede başarılı olmasını beklemek haksızlık olur. Çünkü ilk, orta ve yükseköğretimde tüm sınıflara ait yeterli dijital materyal henüz yok. Bunun oluşturulması için zamana ihtiyaç var. Ayrıca herkesin internet, tablet ve bilgisayara erişebilmesi şu an için pek mümkün gözükmüyor. Ama en azından yapılabildiği kadarıyla online eğitim pandemi süreci için proaktif bir çözüm oldu.

Kriz dönemlerinde öncelikle genel bir çözüm üretilir. Çünkü toplumun geneli %80-%90 aynı özelliklere sahiptir. Özel gereksinimi olanlar arka planda kalabiliyor. Pandemi sürecinde eğitime erişilebilirlik herkes için sorun olsa da özel gereksinimi olanlar için daha zor bir süreç oldu. Online eğitim çok iyi planlanmış olsa bile bu sisteme erişimde ve kullanabilmede problem yaşayan kişilerin bu sistemden verim alması zor gözüküyor.

Öğrencilerin Online Eğitime Erişebilmede Karşılaştığı Sorunlar

Uzaktan/online eğitimde öğrencinin eğitime erişilebilirliğindeki karşılaştığı problemler:

  • Öğrencinin kendine ait tablet, bilgisayar ve internetinin olmaması

  • Öğrencinin evinde kendine ait odasının olmaması. Kalabalık ailede yaşayan öğrencinin online derse adaptasyon sorunu yaşaması.

  • Engelli öğrenciler için özel gereksinimlerine yönelik online eğitim verilememesi. Örneğin görme engelli öğrenci için bilgisayara ya da kullanacağı programa erişilebilirliği sağlanmalı.

  • İnteraktif etkileşimin eksik olması. göz teması ve beden dili olmaması eğitime erişimi, öğrenme ortamını pasifleştirir.

  • Anaokulu ve ilköğretim öğrencilerinin çok hareketli olması nedeniyle uzun süre ekrana bakamama, masada oturamama durumları

  • Öğrenci ve öğretmenin sadece öğretim için beraber bulunması. Sosyalleşme ortamının olmaması.

  • Orta ve yükseköğretim öğrencilerinin online derslere ilgisiz katılımı. Uygulama derslerindeki eksiklikler.

  • Öğrencinin online eğitimde pasif rolde olması. 

  • Online eğitimde ölçme değerlendirmenin (sınav) sağlıklı yapılamaması.

Pandemi sürecinden önce öğrencinin okulda fiziksel bulunmasının öğrenmeyi sağladığı düşünülüyordu. Ancak pandemi sürecinde örgün eğitime alternatif olarak getirilen online eğitimle öğrenci gerçekten öğrenebiliyor mu? Online eğitime erişimi çözmüş olsak bile öğrencilerin zihinlerine erişilebilir olup olmadığını henüz bilemiyoruz. Bunu zaman gösterecek. Ama bu konuda ümitsiz olmamak gerek. Nelson Mandela’nın dediği gibi ‘’Tüm çocukların iyi bir eğitime erişebildiği bir dünya yaratmak bizim gücümüzün ötesinde değil.’’

Sıkça Sorulan Sorular

Erişilebilirlik Ürün ve Hizmetlerde Nasıl Uygulanır?

Erişilebilirlik ürün ve hizmetlerde uygulanmak için, öncelikle tüketicilere karşı sorumlu olduğunuzu anlamanız gerekir. Bu, çevresel, teknik ve dijital erişim konularında uygun ölçüde çalışmanızı, ürününüzü veya hizmetinizi tüketicilere sunmayı kolaylaştıracak şekilde tasarlayıp uygulamanızı gerektirir.

Bir ürünün veya hizmetin erişilebilir bir şekilde tasarlanması ve uygulanması için, ürün veya hizmeti kullanacak olan herkesin ihtiyaç ve beklentilerini anlamanız gerekir. Bu, her türlü kullanıcının erişilebilirliğine ilişkin kılavuzlar, rehberler ve standartlar dahil olmak üzere teknik ve içerik çözümleri aramak demektir.

Ürün veya hizmetinizi tüketicilere sunarken erişilebilirliğin önemini göz önünde bulundurmak önemlidir. Bunu, erişilebilirlik konularıyla ilgili uygun açıklamalar, etiketler ve kullanıcı kılavuzlarının sağlanmasıyla yapabilirsiniz. Ayrıca, ürününüzün veya hizmetinizin erişilebilirliği ile ilgili potansiyel sorunları veya riskleri dikkate alarak ürününüzü veya hizmetinizi ve hizmetinizi geliştirmeniz ve düzeltmeniz de önemlidir.

Erişilebilirlik ürün ve hizmetlerde uygulanmak için, öncelikle tüketicilere karşı sorumlu olduğunuzu anlamanız gerekir. Bu, çevresel, teknik ve dijital erişim konularında uygun ölçüde çalışmanızı, ürününüzü veya hizmetinizi tüketicilere sunmayı kolaylaştıracak şekilde tasarlayıp uygulamanızı gerektirir.  Bir ürünün veya hizmetin erişilebilir bir şekilde tasarlanması ve uygulanması için, ürün veya hizmeti kullanacak olan herkesin ihtiyaç ve beklentilerini anlamanız gerekir. Bu, her türlü kullanıcının erişilebilirliğine ilişkin kılavuzlar, rehberler ve standartlar dahil olmak üzere teknik ve içerik çözümleri aramak demektir.  Ürün veya hizmetinizi tüketicilere sunarken erişilebilirliğin önemini göz önünde bulundurmak önemlidir. Bunu, erişilebilirlik konularıyla ilgili uygun açıklamalar, etiketler ve kullanıcı kılavuzlarının sağlanmasıyla yapabilirsiniz. Ayrıca, ürününüzün veya hizmetinizin erişilebilirliği ile ilgili potansiyel sorunları veya riskleri dikkate alarak ürününüzü veya hizmetinizi ve hizmetinizi geliştirmeniz ve düzeltmeniz de önemlidir.

Sosyal ve Kültürel Erişilebilirlik Ne Demektir?

Sosyal ve kültürel erişilebilirlik, toplumsal cinsiyet, etnik köken, sınıf, cinsel kimlik, yaş ve buna benzer konulara dayalı olarak, herkes için eşit olanakların ve hizmetlerin kullanılabilir olmasını ifade eder. Sosyal ve kültürel erişilebilirlik, insanların, toplumsal konumlarından bağımsız olarak, erişilebilir özellikler, kaynaklar ve hizmetlerden yararlanabilmelerini sağlamak için girişimleri gerektirir. Bu çabalar, insanların, toplumsal konumlarından bağımsız olarak, eşit fırsatlara ve hizmetlere erişmesini sağlayacak ekonomik, siyasi ve toplumsal düzenlemeler kapsar.

Sosyal ve kültürel erişilebilirlik, toplumsal cinsiyet, etnik köken, sınıf, cinsel kimlik, yaş ve buna benzer konulara dayalı olarak, herkes için eşit olanakların ve hizmetlerin kullanılabilir olmasını ifade eder. Sosyal ve kültürel erişilebilirlik, insanların, toplumsal konumlarından bağımsız olarak, erişilebilir özellikler, kaynaklar ve hizmetlerden yararlanabilmelerini sağlamak için girişimleri gerektirir. Bu çabalar, insanların, toplumsal konumlarından bağımsız olarak, eşit fırsatlara ve hizmetlere erişmesini sağlayacak ekonomik, siyasi ve toplumsal düzenlemeler kapsar.

Erişilebilirlik Eğitiminin Faydaları Nelerdir?

1. Daha kapsamlı ve daha kolay erişilebilirlik hakkında bilgi edinme: Erişilebilirlik eğitimi, kullanıcıların erişilebilirlik hakkında daha fazla bilgi edinmelerine yardımcı olur. Bu, kullanıcıların erişilebilirlik standartlarının ne olduğunu ve nasıl uygulanacağını anlamalarına yardımcı olur.

2. İçerik ve tasarımların kullanımını kolaylaştırır: Erişilebilirlik eğitimi, kullanıcıların içeriği ve tasarımları daha kolay kullanmalarını sağlar. Bu, kullanıcıların web sitelerini daha kolay erişebilmelerini ve daha iyi bir deneyim yaşamalarını sağlar.

3. İçerik ve tasarımların erişilebilirliğini geliştirir: Erişilebilirlik eğitimi, kullanıcıların web sitelerini erişilebilir hale getirmelerini sağlar. Bu, erişilebilirliği artırmak ve daha fazla insanın web sitelerine erişebilmelerini sağlamak için kullanılan tasarımları ve içeriği geliştirmelerine yardımcı olur.

4. Kullanıcıların daha iyi deneyimler yaşamalarını sağlar: Erişilebilirlik eğitimi, kullanıcıların web sitelerinde daha iyi deneyimler yaşamalarını sağlar. Bu, kullanıcıların web sitelerine daha kolay erişebilmelerini, web sitelerindeki içeriği daha iyi anlayabilmelerini ve web sitelerinden daha fazla fayda sağlayabilmelerini sağlar.

1. Daha kapsamlı ve daha kolay erişilebilirlik hakkında bilgi edinme: Erişilebilirlik eğitimi, kullanıcıların erişilebilirlik hakkında daha fazla bilgi edinmelerine yardımcı olur. Bu, kullanıcıların erişilebilirlik standartlarının ne olduğunu ve nasıl uygulanacağını anlamalarına yardımcı olur.  2. İçerik ve tasarımların kullanımını kolaylaştırır: Erişilebilirlik eğitimi, kullanıcıların içeriği ve tasarımları daha kolay kullanmalarını sağlar. Bu, kullanıcıların web sitelerini daha kolay erişebilmelerini ve daha iyi bir deneyim yaşamalarını sağlar.  3. İçerik ve tasarımların erişilebilirliğini geliştirir: Erişilebilirlik eğitimi, kullanıcıların web sitelerini erişilebilir hale getirmelerini sağlar. Bu, erişilebilirliği artırmak ve daha fazla insanın web sitelerine erişebilmelerini sağlamak için kullanılan tasarımları ve içeriği geliştirmelerine yardımcı olur.  4. Kullanıcıların daha iyi deneyimler yaşamalarını sağlar: Erişilebilirlik eğitimi, kullanıcıların web sitelerinde daha iyi deneyimler yaşamalarını sağlar. Bu, kullanıcıların web sitelerine daha kolay erişebilmelerini, web sitelerindeki içeriği daha iyi anlayabilmelerini ve web sitelerinden daha fazla fayda sağlayabilmelerini sağlar.

Erişilebilirlik nedir örnek ile açıklayabilir misiniz?

Erişilebilirlik: Temel Kavramlar ve Önemi

Erişilebilirlik, bir şeye ulaşmak anlamında kullanılan ve özellikle engelli bireyler için büyük öneme sahip olan bir kavramdır. Eğitimde erişilebilirlik, engelli bireyler, kadınlar, göçmenler ve mülteciler için büyük önem taşıyan bir kavramdır. Pandemi sürecinde bu durum daha da önem kazanarak erişilebilirlik herkes için ortak bir kavram olmuştur. Bu bağlamda, erişilebilirliğin ülke genelinde ve dünya çapında önem taşıdığını söyleyebiliriz.

Erişilebilirlik, binalar ve mekanlar başta olmak üzere tüm alanlarda herkesin kolayca ulaşabileceği ve kullanabileceği hizmetler ve imkanları sağlamaya yönelik bir anlayıştır. Bu kavram, engelli bireyler, yaşlılar, hamileler, çocuklar ve hareket kısıtlaması yaşayan kişiler için önem taşır.

Mekânsal Erişilebilirlik ve Tasarım

Erişilebilir ortamların tasarlanması, bireylerin eğitim ve öğretim görebilmeleri, sosyal ve ekonomik yaşam sürdürebilmeleri açısından büyük önem taşır. Mekânlar kullanıcıların özelliklerine göre tasarlanmalı ve herkesin rahatlıkla kullanabileceği, ulaşılabilir ve erişilebilir olmalıdır. Kent ölçeğinde ise fiziksel ve mimari tedbirlerin alınması gereklidir.

Erişilebilirlik ve Pandemi Süreci

2020 yılında gerçekleştirilen 'Salgın Döneminde Erişilebilirlik' başlıklı çalıştay, pandemi sürecinde erişilebilirliğin önemini göstermek açısından büyük önem taşımaktadır. Çalıştayda ele alınan kavramlar, erişilebilirlikle ilgili sorunları ve çözüm önerilerini ortaya koymuştur.

Sonuç olarak, erişilebilirlik kavramı özellikle engelli bireyler başta olmak üzere toplumun tüm kesimleri için büyük öneme sahip olup, eğitim ve yaşam kalitesini artırmaktadır. Ayrıca, pandemi süreci ile birlikte erişilebilirliğin daha geniş kitleler için de öneminin arttığını görmekteyiz. Bu nedenle, erişilebilirlik konusunda daha fazla bilinç ve duyarlılık göstererek, herkes için yaşanabilir ve eğitim alınabilir ortamların sağlanması hedeflenmelidir.

Erişilebilirlik: Temel Kavramlar ve Önemi  Erişilebilirlik, bir şeye ulaşmak anlamında kullanılan ve özellikle engelli bireyler için büyük öneme sahip olan bir kavramdır. Eğitimde erişilebilirlik, engelli bireyler, kadınlar, göçmenler ve mülteciler için büyük önem taşıyan bir kavramdır. Pandemi sürecinde bu durum daha da önem kazanarak erişilebilirlik herkes için ortak bir kavram olmuştur. Bu bağlamda, erişilebilirliğin ülke genelinde ve dünya çapında önem taşıdığını söyleyebiliriz.  Erişilebilirlik, binalar ve mekanlar başta olmak üzere tüm alanlarda herkesin kolayca ulaşabileceği ve kullanabileceği hizmetler ve imkanları sağlamaya yönelik bir anlayıştır. Bu kavram, engelli bireyler, yaşlılar, hamileler, çocuklar ve hareket kısıtlaması yaşayan kişiler için önem taşır.  Mekânsal Erişilebilirlik ve Tasarım  Erişilebilir ortamların tasarlanması, bireylerin eğitim ve öğretim görebilmeleri, sosyal ve ekonomik yaşam sürdürebilmeleri açısından büyük önem taşır. Mekânlar kullanıcıların özelliklerine göre tasarlanmalı ve herkesin rahatlıkla kullanabileceği, ulaşılabilir ve erişilebilir olmalıdır. Kent ölçeğinde ise fiziksel ve mimari tedbirlerin alınması gereklidir.  Erişilebilirlik ve Pandemi Süreci  2020 yılında gerçekleştirilen Salgın Döneminde Erişilebilirlik başlıklı çalıştay, pandemi sürecinde erişilebilirliğin önemini göstermek açısından büyük önem taşımaktadır. Çalıştayda ele alınan kavramlar, erişilebilirlikle ilgili sorunları ve çözüm önerilerini ortaya koymuştur.  Sonuç olarak, erişilebilirlik kavramı özellikle engelli bireyler başta olmak üzere toplumun tüm kesimleri için büyük öneme sahip olup, eğitim ve yaşam kalitesini artırmaktadır. Ayrıca, pandemi süreci ile birlikte erişilebilirliğin daha geniş kitleler için de öneminin arttığını görmekteyiz. Bu nedenle, erişilebilirlik konusunda daha fazla bilinç ve duyarlılık göstererek, herkes için yaşanabilir ve eğitim alınabilir ortamların sağlanması hedeflenmelidir.

Erişilebilirlik, pandemi sürecinde eğitime nasıl etki etmiştir ve bu süreçten çıkarılacak dersler nelerdir?

Pandemi döneminde erişilebilirlik kavramının eğitime olan etkisi oldukça fazla olmuştur. Daha önce belirli kesimlerin ihtiyaçları doğrultusunda ele alınan erişilebilirlik, pandemi sürecinde tüm bireyler için önemli hale gelmiştir. Eğitime, öğretmene, okula ulaşımın kısıtlandığı bu dönemde, eğitimde erişilebilirliğin herkes için gerekli olduğu ortaya çıkmıştır.

Özellikle 27 milyon öğrenciye ve onların eğitimcilerine, ailelerine direk etki eden bu durum, herkesin eşit şekilde eğitime erişim hakkı olduğunu göstermiştir. Bunun dışında, pandemi döneminde dijital erişilebilirliğin önemi de bir kez daha anlaşılmıştır. Çünkü online eğitimle birçok kişi, fiziksel gelebilecekleri yerler dışında birçok yerden eğitim alabilme fırsatı bulmuştur.

Ancak, bu fırsatın eşit şekilde dağılımadığı ve bazı kesimlerin bu süreçten daha fazla olumsuz etkilendiği de göz ardı edilmemelidir. Özellikle engelli bireyler, kırsal kesimlerde yaşayanlar ve gelir durumu düşük olan ailelerin çocukları bu süreçten daha fazla zarar görmüştür. Bu durum, erişilebilirlik konusunda yapılması gerekenlerin ne kadar çok olduğunu göstermiştir.

Sonuç olarak, pandemi sürecinden çıkarılacak en önemli derslerden biri, eğitimde erişilebilirliğin sadece belirli bir grup için değil, tüm bireyler için gerekli olduğudur. Bunun yanında, eğitimde erişilebilirliğin sağlanması için sosyal, ekonomik ve teknolojik faktörlerin geliştirilmesi ve bu konuda tutarlı bir politika izlenmesi gerekliliği de dikkat çeken diğer bir önemli noktadır.

Pandemi döneminde erişilebilirlik kavramının eğitime olan etkisi oldukça fazla olmuştur. Daha önce belirli kesimlerin ihtiyaçları doğrultusunda ele alınan erişilebilirlik, pandemi sürecinde tüm bireyler için önemli hale gelmiştir. Eğitime, öğretmene, okula ulaşımın kısıtlandığı bu dönemde, eğitimde erişilebilirliğin herkes için gerekli olduğu ortaya çıkmıştır.   Özellikle 27 milyon öğrenciye ve onların eğitimcilerine, ailelerine direk etki eden bu durum, herkesin eşit şekilde eğitime erişim hakkı olduğunu göstermiştir. Bunun dışında, pandemi döneminde dijital erişilebilirliğin önemi de bir kez daha anlaşılmıştır. Çünkü online eğitimle birçok kişi, fiziksel gelebilecekleri yerler dışında birçok yerden eğitim alabilme fırsatı bulmuştur.  Ancak, bu fırsatın eşit şekilde dağılımadığı ve bazı kesimlerin bu süreçten daha fazla olumsuz etkilendiği de göz ardı edilmemelidir. Özellikle engelli bireyler, kırsal kesimlerde yaşayanlar ve gelir durumu düşük olan ailelerin çocukları bu süreçten daha fazla zarar görmüştür. Bu durum, erişilebilirlik konusunda yapılması gerekenlerin ne kadar çok olduğunu göstermiştir.  Sonuç olarak, pandemi sürecinden çıkarılacak en önemli derslerden biri, eğitimde erişilebilirliğin sadece belirli bir grup için değil, tüm bireyler için gerekli olduğudur. Bunun yanında, eğitimde erişilebilirliğin sağlanması için sosyal, ekonomik ve teknolojik faktörlerin geliştirilmesi ve bu konuda tutarlı bir politika izlenmesi gerekliliği de dikkat çeken diğer bir önemli noktadır.

Mekânsal erişilebilirlik ve evrensel tasarımın yaşlı ve engelli bireyler için önemi nedir?

Mekânsal erişilebilirlik ve evrensel tasarım, yaşlı ve engelli bireyler için son derece önemlidir. Erişilebilirlik, herkesin ihtiyaç duymadan kamusal hizmetlere, yerleşim yerlerine ve taşınmazlara ulaşabilme ve bunları rahatça kullanabilme kapasitesini ifade eder. Bu kavram, engelli bireyler ve yaşlılar başta olmak üzere, hamile bayanlar, kronik hastalar, çocuklar ve hareket kabiliyeti kısıtlı olan bireyleri de içerir. Bu gruplar için mekânsal erişilebilirlik, toplumun diğer üyeleri kadar rahat ve güvenli bir şekilde gerçekleştirebilmek demektir.

Evrensel tasarım anlayışı da bu grupların ihtiyaçlarına yönelik olarak gelişmiştir. Evrensel tasarım, bir mekânın tasarımının tüm bireyler tarafından kolayca kullanılabilen yapılara sahip olmasını hedefler. Söz konusu tasarımlarda, engelli ve yaşlıları uygun ve erişilebilir hale getirmek amaçlanır. Bir mekânın, kullanıcılarının engellerine rağmen, fonksiyonlarını kolayca gerçekleştirebilecekleri bir şekilde düzenlenmesi, bu anlayışın temelini oluşturur.

Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Yapı Uygulama ve Araştırma Merkezi işbirliği ile düzenlenen 'Salgın Döneminde Erişilebilirlik' konulu çalıştay, bu konunun önemini bir kez daha ortaya koydu.
Çalıştay kapsamında, pandemi sürecinde erişilebilirlik kavramının kritik öneme sahip olduğunu belirtti.

Sonuç olarak, mekânsal erişilebilirlik ve evrensel tasarımın, toplumun her kesiminin topluma tam anlamıyla entegre olabilmesi, özellikle de yaşlılar ve engelliler için hayati öneme sahip olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü bu kavramlar, bireylerin başkalarına muhtaç olmadan günlük hayatlarını sürdürmelerini,
herhangi bir mekâna kolayca ulaşabilmelerini ve bunları rahatça kullanabilmelerini sağlar. Bu nedenle, bu alanlara yönelik çalışmaların ve iyileştirmelerin, aslında toplumun geneli için de büyük bir değer taşıdığı görülmektedir.

Mekânsal erişilebilirlik ve evrensel tasarım, yaşlı ve engelli bireyler için son derece önemlidir. Erişilebilirlik, herkesin ihtiyaç duymadan kamusal hizmetlere, yerleşim yerlerine ve taşınmazlara ulaşabilme ve bunları rahatça kullanabilme kapasitesini ifade eder. Bu kavram, engelli bireyler ve yaşlılar başta olmak üzere, hamile bayanlar, kronik hastalar, çocuklar ve hareket kabiliyeti kısıtlı olan bireyleri de içerir. Bu gruplar için mekânsal erişilebilirlik, toplumun diğer üyeleri kadar rahat ve güvenli bir şekilde gerçekleştirebilmek demektir.   Evrensel tasarım anlayışı da bu grupların ihtiyaçlarına yönelik olarak gelişmiştir. Evrensel tasarım, bir mekânın tasarımının tüm bireyler tarafından kolayca kullanılabilen yapılara sahip olmasını hedefler. Söz konusu tasarımlarda, engelli ve yaşlıları uygun ve erişilebilir hale getirmek amaçlanır. Bir mekânın, kullanıcılarının engellerine rağmen, fonksiyonlarını kolayca gerçekleştirebilecekleri bir şekilde düzenlenmesi, bu anlayışın temelini oluşturur.   Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Yapı Uygulama ve Araştırma Merkezi işbirliği ile düzenlenen Salgın Döneminde Erişilebilirlik konulu çalıştay, bu konunun önemini bir kez daha ortaya koydu.  Çalıştay kapsamında, pandemi sürecinde erişilebilirlik kavramının kritik öneme sahip olduğunu belirtti.   Sonuç olarak, mekânsal erişilebilirlik ve evrensel tasarımın, toplumun her kesiminin topluma tam anlamıyla entegre olabilmesi, özellikle de yaşlılar ve engelliler için hayati öneme sahip olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü bu kavramlar, bireylerin başkalarına muhtaç olmadan günlük hayatlarını sürdürmelerini, herhangi bir mekâna kolayca ulaşabilmelerini ve bunları rahatça kullanabilmelerini sağlar. Bu nedenle, bu alanlara yönelik çalışmaların ve iyileştirmelerin, aslında toplumun geneli için de büyük bir değer taşıdığı görülmektedir.

Pandemi süreci erişilebilirlik anlayışını nasıl değiştirdi?

Pandemi süreci, erişilebilirlik anlayışını büyük ölçüde değiştirdi. Erişilebilirlik, genellikle belirli bir yer, hizmet veya bilgiye ulaşabilme kapasitesi olarak tanımlanır. Ancak, COVID-19 pandemisi nedeniyle yüz yüze eğitim ve hizmetlere erişim noktasında ihtiyaç duyulan değişiklikler, erişilebilirlik kavramının daha geniş bir bakış açısına geçmesine yol açtı. Artık sadece fiziksel erişimi değil, dijital erişimi de düşünmek zorundayız.

Özellikle eğitimde erişilebilirlik anlayışı, pandemi süreci ile birlikte önemli bir değişim geçirdi. Eskiden, eğitime erişilebilirlik genellikle engelli bireyler, kadınlar, göçmenler ve mülteciler gibi belirli gruplardan bahsederken, pandemi süreci bu kavramı herkes için geçerli hale getirdi. Pandemi nedeniyle eğitime, okula veya öğretmene erişemediğimiz bir dönem yaşadık. Bu durum, erişilebilirliği sadece belirli gruplar için değil, tüm bireyler için ortak bir ihtiyaç haline getirdi.

Dolayısıyla pandemi süreci, erişilebilirliği tüm insanların kamusal hizmetlere, bir taşınmaza, bir yerleşim yerine ulaşabilmeleri ve bunları rahatça kullanabilmeleri şeklinde ifade etmemizi gerektirdi. Bu kavram şimdi engelli birey, hamile, yaşlı, kronik hasta olan kişi, çocuk ve hareketlerinde kısıtlama yaşayan herkesi içeriyor.

Pandemi süreci, erişilebilirliğin rahat, güvenli ve sağlıklı bir şekilde tasarlanan ve toplumun tüm kişilerinin kolayca kullanabileceği mekânlar ve binalar yaratma anlamında da değişikliğe uğradığını gösterdi. İnsanın eğitim ve öğretim görebilmesinin, sosyal ve ekonomik yaşamını sürdürebilmesinin mümkün olduğu erişilebilir bir ortam yaratmak daha da önem kazandı.

Pandemi süreci, mekânsal erişilebilirliği de yeni bir boyuta taşıdı. Farklı ihtiyaçları olan bireylerin evden çıkabilmeleri, başkalarına muhtaç olmadan çeşitli binalara ve açık alanlara ulaşabilmeleri ve bunları kullanabilmeleri ön planda oldu. Bu durum, kent ölçeğinde tüm fiziksel ve mimari tedbirlerin alınmasını zorunlu hale getirdi. Kaldırımda, parkta, çocuk oyun yerinde, yaya geçidinde, kamu kullanımına açık tüm binalarda erişilebilirliğin sağlanması gerekiyor. Bu süreç, erişilebilirliğin herkes için bir ihtiyaç olduğunu bizlere bir kez daha gösterdi.

Sonuç olarak, pandemi süreci, erişilebilirlik anlayışına ve bu kavramın toplum içinde nasıl ele alındığına dair derinlemesine bir bakış sunmamızı sağladı. Bu dönem, hepimize erişilebilirliğin tek tip bir kavram olmadığını, tüm insanların farklı erişim ihtiyaçları olduğunu ve bu ihtiyaçların kamu hizmetlerine, yerleşim yerlerine ve diğer altyapılara uygun şekilde karşılanması gerektiğini hatırlattı. Ayrıca, erişilebilirlik anlayışının zamanla ve koşullarla gelişip değişebileceğini de gördük. Pandemi sürecinin getirdiği zorluklar, erişilebilirlik kavramının daha kapsayıcı ve kapsamlı bir şekilde ele alınmasına liderlik etti. İşte bu nedenle, erişilebilirliğin herkes için sağlanabileceği bir dünya yaratmak için pandemi süreci, bu kavrama dair düşünme ve eylem biçimimizi yeniden şekillendirmemiz için bir fırsat sunmuştur.

Pandemi süreci, erişilebilirlik anlayışını büyük ölçüde değiştirdi. Erişilebilirlik, genellikle belirli bir yer, hizmet veya bilgiye ulaşabilme kapasitesi olarak tanımlanır. Ancak, COVID-19 pandemisi nedeniyle yüz yüze eğitim ve hizmetlere erişim noktasında ihtiyaç duyulan değişiklikler, erişilebilirlik kavramının daha geniş bir bakış açısına geçmesine yol açtı. Artık sadece fiziksel erişimi değil, dijital erişimi de düşünmek zorundayız.  Özellikle eğitimde erişilebilirlik anlayışı, pandemi süreci ile birlikte önemli bir değişim geçirdi. Eskiden, eğitime erişilebilirlik genellikle engelli bireyler, kadınlar, göçmenler ve mülteciler gibi belirli gruplardan bahsederken, pandemi süreci bu kavramı herkes için geçerli hale getirdi. Pandemi nedeniyle eğitime, okula veya öğretmene erişemediğimiz bir dönem yaşadık. Bu durum, erişilebilirliği sadece belirli gruplar için değil, tüm bireyler için ortak bir ihtiyaç haline getirdi.  Dolayısıyla pandemi süreci, erişilebilirliği tüm insanların kamusal hizmetlere, bir taşınmaza, bir yerleşim yerine ulaşabilmeleri ve bunları rahatça kullanabilmeleri şeklinde ifade etmemizi gerektirdi. Bu kavram şimdi engelli birey, hamile, yaşlı, kronik hasta olan kişi, çocuk ve hareketlerinde kısıtlama yaşayan herkesi içeriyor.  Pandemi süreci, erişilebilirliğin rahat, güvenli ve sağlıklı bir şekilde tasarlanan ve toplumun tüm kişilerinin kolayca kullanabileceği mekânlar ve binalar yaratma anlamında da değişikliğe uğradığını gösterdi. İnsanın eğitim ve öğretim görebilmesinin, sosyal ve ekonomik yaşamını sürdürebilmesinin mümkün olduğu erişilebilir bir ortam yaratmak daha da önem kazandı.  Pandemi süreci, mekânsal erişilebilirliği de yeni bir boyuta taşıdı. Farklı ihtiyaçları olan bireylerin evden çıkabilmeleri, başkalarına muhtaç olmadan çeşitli binalara ve açık alanlara ulaşabilmeleri ve bunları kullanabilmeleri ön planda oldu. Bu durum, kent ölçeğinde tüm fiziksel ve mimari tedbirlerin alınmasını zorunlu hale getirdi. Kaldırımda, parkta, çocuk oyun yerinde, yaya geçidinde, kamu kullanımına açık tüm binalarda erişilebilirliğin sağlanması gerekiyor. Bu süreç, erişilebilirliğin herkes için bir ihtiyaç olduğunu bizlere bir kez daha gösterdi.   Sonuç olarak, pandemi süreci, erişilebilirlik anlayışına ve bu kavramın toplum içinde nasıl ele alındığına dair derinlemesine bir bakış sunmamızı sağladı. Bu dönem, hepimize erişilebilirliğin tek tip bir kavram olmadığını, tüm insanların farklı erişim ihtiyaçları olduğunu ve bu ihtiyaçların kamu hizmetlerine, yerleşim yerlerine ve diğer altyapılara uygun şekilde karşılanması gerektiğini hatırlattı. Ayrıca, erişilebilirlik anlayışının zamanla ve koşullarla gelişip değişebileceğini de gördük. Pandemi sürecinin getirdiği zorluklar, erişilebilirlik kavramının daha kapsayıcı ve kapsamlı bir şekilde ele alınmasına liderlik etti. İşte bu nedenle, erişilebilirliğin herkes için sağlanabileceği bir dünya yaratmak için pandemi süreci, bu kavrama dair düşünme ve eylem biçimimizi yeniden şekillendirmemiz için bir fırsat sunmuştur.

Toplumun tüm kesimlerinin kamusal hizmetlere ve alanlara erişimini sağlayan erişilebilirlik kavramı hangi özellikler taşımalıdır?

Erişilebilirlik kavramı, tüm toplumun çeşitli kamusal hizmetlere ve alanlara eşit, adil ve özgür biçimde ulaşabilmelerini ifade eder. Bu demokratik ve sosyal bir haktır ve toplumun tüm kesimlerini, engelli bireylerden kadınlara, göçmenlerden çocuklara kadar herkesi kapsar. Bu yüzden, erişilebilirlik kavramının taşıması gereken özellikler aynı zamanda toplum hizmeti veren kuruluşların ve devletin yükümlülüklerini belirler.

Öncelikle, fiziksel erişilebilirlik temel özelliklerden biri olmalıdır. Her bireyin dini, ırki, cinsiyeti, engelli durumu, yaşlılık durumu veya herhangi bir fiziksel veya sosyal özelliği nedeniyle hiçbir kamusal hizmetten veya alandan mahrum kalmaması gerekmektedir. Kamusal alanların ve hizmetlerin fiziksel düzenlemeleri, en geniş biçimde hizmet sağlama kapasitesine sahip olmalıdır.

Bireyler arasında herhangi bir ayrımcılığı önlemek amacıyla, diğer bir önemli özellik eşitlik ve adilliktir. Hizmetlerin ve hizmete erişimlerin herkese eşit ve adil biçimde sunulması, bireylerin sosyal haklarının korunmasını sağlar.

İlgili hizmet ve alanlara ulaşımın rahat ve güvenli olması da büyük önem taşır. Bu, bireylerin bu hizmet ve alanları en etkili biçimde kullanmalarını ve tam potansiyellerini kullanabilmelerini sağlar.

Son olarak, hizmetlerin ve hizmete erişimin sürekliliği ve güvencesi de oldukça önemlidir. Süreklilik kavramı, bu hizmetlerin belirli bir standartta ve durmaksızın sağlandığı anlamına gelirken, güvence içinde bu hizmetlere erişimin korunması ve desteklenmesi ifade edilir.

Sonuç olarak, erişilebilirlik kavramı, toplumun tüm kesimlerine yönelik bir anlayışı ifade eder ve bu nedenle taşıması gereken özellikler, toplumun tüm bireylerinin haklarını ve ihtiyaçlarını gözetmelidir. Bu noktada, fiziksel erişilebilirlik, eşitlik ve adillik, rahat ve güvenli ulaşım ve hizmet sürekliliği ve güvencesi gibi özellikler ön plana çıkmaktadır. Bu kapsamlı ve herkesi kapsayan bir erişilebilirlik anlayışının sağlandığı bir toplum, daha adil, demokratik ve kapsayıcı olacaktır.

Erişilebilirlik kavramı, tüm toplumun çeşitli kamusal hizmetlere ve alanlara eşit, adil ve özgür biçimde ulaşabilmelerini ifade eder. Bu demokratik ve sosyal bir haktır ve toplumun tüm kesimlerini, engelli bireylerden kadınlara, göçmenlerden çocuklara kadar herkesi kapsar. Bu yüzden, erişilebilirlik kavramının taşıması gereken özellikler aynı zamanda toplum hizmeti veren kuruluşların ve devletin yükümlülüklerini belirler.  Öncelikle, fiziksel erişilebilirlik temel özelliklerden biri olmalıdır. Her bireyin dini, ırki, cinsiyeti, engelli durumu, yaşlılık durumu veya herhangi bir fiziksel veya sosyal özelliği nedeniyle hiçbir kamusal hizmetten veya alandan mahrum kalmaması gerekmektedir. Kamusal alanların ve hizmetlerin fiziksel düzenlemeleri, en geniş biçimde hizmet sağlama kapasitesine sahip olmalıdır.  Bireyler arasında herhangi bir ayrımcılığı önlemek amacıyla, diğer bir önemli özellik eşitlik ve adilliktir. Hizmetlerin ve hizmete erişimlerin herkese eşit ve adil biçimde sunulması, bireylerin sosyal haklarının korunmasını sağlar.  İlgili hizmet ve alanlara ulaşımın rahat ve güvenli olması da büyük önem taşır. Bu, bireylerin bu hizmet ve alanları en etkili biçimde kullanmalarını ve tam potansiyellerini kullanabilmelerini sağlar.  Son olarak, hizmetlerin ve hizmete erişimin sürekliliği ve güvencesi de oldukça önemlidir. Süreklilik kavramı, bu hizmetlerin belirli bir standartta ve durmaksızın sağlandığı anlamına gelirken, güvence içinde bu hizmetlere erişimin korunması ve desteklenmesi ifade edilir.  Sonuç olarak, erişilebilirlik kavramı, toplumun tüm kesimlerine yönelik bir anlayışı ifade eder ve bu nedenle taşıması gereken özellikler, toplumun tüm bireylerinin haklarını ve ihtiyaçlarını gözetmelidir. Bu noktada, fiziksel erişilebilirlik, eşitlik ve adillik, rahat ve güvenli ulaşım ve hizmet sürekliliği ve güvencesi gibi özellikler ön plana çıkmaktadır. Bu kapsamlı ve herkesi kapsayan bir erişilebilirlik anlayışının sağlandığı bir toplum, daha adil, demokratik ve kapsayıcı olacaktır.

Engelli bireyler, yaşlılar, hamileler ve hareketlerinde kısıtlılık yaşayanlar için erişilebilirliğin sağlandığı mekân tasarımı nasıl olmalıdır?

Erişilebilirliğin sağlandığı mekân tasarımı, engelli bireyler, hamileler, yaşlılar ve hareketlerinde kısıtlılık yaşayanlar için rahat ve güvenli olmalıdır. Tercih edilen tasarım; kullanıcı odaklı, kabul edilebilir, işlevsel ve güvenli bir yaşam alanı oluşturmak için teknoloji ve dizaynın en uygun şekilde harmanlanmış versiyonunu sunmalıdır.

Bununla birlikte her bireyin mekanlara erişimini kolaylaştırmak adına belirli düşünülmüş detaylar bulunmalıdır. Engelli bireyler için rampalar, tutunma çubukları ve geniş kapılar olmalıdır. Yaşlılar için ise düz zeminler, belirli yükseklikteki mobilyalar ve ışıklı yollar önerilebilir. Hamileler ve hareketlerinde kısıtlılık yaşayanlar için ise belirgi aydınlatmalar, az eğimli rampalar ve geniş iç mekanlar düşünülmelidir.

Kullanıcılarına huzurlu, rahat ve güvenli bir yaşam alanı sunmayı hedefleyen mekan tasarımı, her bireyin ihtimamını göz önünde bulundurarak oryantasyon ve hareket özgürlüğünü sağlamalıdır. Bu, bir yaşam alanının herkes için ulaşılabilir ve kullanılabilir olması anlamına gelir. Erişilebilirlik; özellikleri ne olursa olsun tüm bireylerin, kamusal alanlara, özel mülklere, yerleşim yerlerine, hizmetlere ve imkanlara ulaşabilmesini sağlar.

Sonuç olarak, erişilebilirliğin sağlandığı mekan tasarımı, tüm paydaşların memnuniyetini gözetmeli ve tüm bireylere hizmet verebilmelidir. Pandemi süreci de göstermiştir ki, erişilebilirlik, eğitim ve fırsat eşitliği için en önemli faktörlerden biridir. Bu durum, tasarım sürecinde belirli standart ve düşüncelerin hayata geçirilmesini gerektiren bir zorunluluk haline getirmiştir.
Bir mekanın tasarımı, o mekanda bulunanların yaşam kalitesini, güvencesini, sağlığını ve rahatını en iyi şekilde sağlamalıdır. Dolayısıyla mekanlar kullanıcılar tarafından kullanılabilir, ulaşılabilir ve erişilebilir olmalıdır. Mekansal erişilebilirlik; çeşitli ihtiyaçları olan bireylerin kendi başlarına çeşitli binalara ve açık alanlara ulaşabilmelilerini ve bunları kullanabilmelerini sağlar. Bu nedenle, kent ölçeğinde tüm fiziksel ve mimari önlemlerin alınması gereklidir.

Erişilebilirliğin sağlandığı mekân tasarımı, engelli bireyler, hamileler, yaşlılar ve hareketlerinde kısıtlılık yaşayanlar için rahat ve güvenli olmalıdır. Tercih edilen tasarım; kullanıcı odaklı, kabul edilebilir, işlevsel ve güvenli bir yaşam alanı oluşturmak için teknoloji ve dizaynın en uygun şekilde harmanlanmış versiyonunu sunmalıdır.  Bununla birlikte her bireyin mekanlara erişimini kolaylaştırmak adına belirli düşünülmüş detaylar bulunmalıdır. Engelli bireyler için rampalar, tutunma çubukları ve geniş kapılar olmalıdır. Yaşlılar için ise düz zeminler, belirli yükseklikteki mobilyalar ve ışıklı yollar önerilebilir. Hamileler ve hareketlerinde kısıtlılık yaşayanlar için ise belirgi aydınlatmalar, az eğimli rampalar ve geniş iç mekanlar düşünülmelidir.  Kullanıcılarına huzurlu, rahat ve güvenli bir yaşam alanı sunmayı hedefleyen mekan tasarımı, her bireyin ihtimamını göz önünde bulundurarak oryantasyon ve hareket özgürlüğünü sağlamalıdır. Bu, bir yaşam alanının herkes için ulaşılabilir ve kullanılabilir olması anlamına gelir. Erişilebilirlik; özellikleri ne olursa olsun tüm bireylerin, kamusal alanlara, özel mülklere, yerleşim yerlerine, hizmetlere ve imkanlara ulaşabilmesini sağlar.  Sonuç olarak, erişilebilirliğin sağlandığı mekan tasarımı, tüm paydaşların memnuniyetini gözetmeli ve tüm bireylere hizmet verebilmelidir. Pandemi süreci de göstermiştir ki, erişilebilirlik, eğitim ve fırsat eşitliği için en önemli faktörlerden biridir. Bu durum, tasarım sürecinde belirli standart ve düşüncelerin hayata geçirilmesini gerektiren bir zorunluluk haline getirmiştir.  Bir mekanın tasarımı, o mekanda bulunanların yaşam kalitesini, güvencesini, sağlığını ve rahatını en iyi şekilde sağlamalıdır. Dolayısıyla mekanlar kullanıcılar tarafından kullanılabilir, ulaşılabilir ve erişilebilir olmalıdır. Mekansal erişilebilirlik; çeşitli ihtiyaçları olan bireylerin kendi başlarına çeşitli binalara ve açık alanlara ulaşabilmelilerini ve bunları kullanabilmelerini sağlar. Bu nedenle, kent ölçeğinde tüm fiziksel ve mimari önlemlerin alınması gereklidir.

Erişilebilirlik Nedir?

Erişilebilirlik, tüm insanların hiç kimseye ihtiyacı olmadan kamusal hizmetlere, bir taşınmaza, bir yerleşim yerine ulaşabilmeleri ve bunları rahatça kullanabilmeleridir. Bu kavram tüm bireyler için geçerlidir. Yani engelli birey, hamile, yaşlı, kronik hasta kişi, çocuk ve hareketlerinde kısıtlama yaşayan herkes. Bir başka yönden erişilebilirlik rahat, güvenli, sağlıklı tasarlanan ve toplumun tüm kişilerinin kolayca kullanabileceği mekânlar, binalar anlamına gelir.

Erişilebilirlik, tüm insanların hiç kimseye ihtiyacı olmadan kamusal hizmetlere, bir taşınmaza, bir yerleşim yerine ulaşabilmeleri ve bunları rahatça kullanabilmeleridir. Bu kavram tüm bireyler için geçerlidir. Yani engelli birey, hamile, yaşlı, kronik hasta kişi, çocuk ve hareketlerinde kısıtlama yaşayan herkes. Bir başka yönden erişilebilirlik rahat, güvenli, sağlıklı tasarlanan ve toplumun tüm kişilerinin kolayca kullanabileceği mekânlar, binalar anlamına gelir.

Erişilebilirliği Kaç Başlık Altında Toplayabiliriz?

Erişilebilirliği 3 ana başlık ve 4 ara başlık altında toplayabiliriz. Mekânsal erişilebilirlik, sosyal ve kültürel erişilebilirlik, ürün ve hizmetlerde erişilebilirlik. Ürün ve hizmetlerdeki erişilebilirlik kendi içinde 4 guruba ayrılır: Ulaşımda erişilebilirlik, sağlık hizmetlerinde erişilebilirlik, dijital erişilebilirlik, eğitimde erişilebilirlik.

Erişilebilirliği 3 ana başlık ve 4 ara başlık altında toplayabiliriz. Mekânsal erişilebilirlik, sosyal ve kültürel erişilebilirlik, ürün ve hizmetlerde erişilebilirlik. Ürün ve hizmetlerdeki erişilebilirlik kendi içinde 4 guruba ayrılır: Ulaşımda erişilebilirlik,   nde erişilebilirlik, dijital erişilebilirlik, eğitimde erişilebilirlik.

Eğitimde Erişilebilirlik Nedir?

Eğitimde erişilebilirlik, kadın, engelli birey, dezavantajlı guruplar, göçmenler ve mültecilerin eğitime erişebilmesini konu edinir. Ancak pandemi süreci, hiç kimsenin okula ve eğitime erişemediği bir dönem olarak tüm şartları ve herkesi eşit hale getirdi. Eğitimde erişilebilirlik herkes için ortak bir sorun oldu.

Eğitimde erişilebilirlik, kadın, engelli birey, dezavantajlı guruplar, göçmenler ve mültecilerin eğitime erişebilmesini konu edinir. Ancak pandemi süreci, hiç kimsenin okula ve eğitime erişemediği bir dönem olarak tüm şartları ve herkesi eşit hale getirdi. Eğitimde erişilebilirlik herkes için ortak bir sorun oldu.

Erişilebilirlik ne demek kısaca?

Erişilebilirlik Kavramının Anlamı ve Önemi

Erişilebilirlik, çeşitli alanlarda farklı terminolojik anlamlara sahip bir kavramdır. Genel olarak, bir şeye ulaşmak ve kullanabilmek manası taşır. Bu kavram, engelli bireyler, yaşlılar, hamileler, çocuklar ve hareketlerinde kısıtlılık yaşayan herkes için geçerlidir. Eğitimde erişilebilirlik ise tüm bireylerin eşit olarak eğitim hizmetlerine ulaşabilmesini ifade eder.

Pandemi Sürecinde Erişilebilirliğin Önemi

Covid-19 pandemisi sürecinde, kimsenin eğitime, okula, öğretmene erişemediği bir dönem yaşandı ve bu süreç tüm insanları eşit hale getirdi. Türkiye'deki 27 milyon öğrenci ve onların aileleri için eğitim ve erişilebilirlik kavramları daha da önem kazandı. Pandemi süreci, tüm dünyada eğitimin ve erişilebilirliğin ne kadar önemli olduğunu gözler önüne serdi.

Erişilebilirlik Kapsamlı Bir Kavramdır

Erişilebilirlik, sadece eğitime ulaşmakla sınırlı bir kavram değildir. Kamusal hizmetler, bir taşınmaza, bir yerleşim yerine ulaşabilmek ve bunları rahatça kullanabilmek için de geçerli bir kavramdır. Bu bağlamda, rahat, güvenli ve sağlıklı tasarlanan mekânlar ve binalar da erişilebilirlik kavramına dahil edilmelidir.

Erişilebilir Ortamın Tanımı ve Önemi

Erişilebilir ortam, bireylerin eğitim ve öğretim görebilmesi, sosyal ve ekonomik yaşama aktif şekilde katılabilmeleri için mümkün olan en uygun ortamdır. Bu ortama erişim sağlayabilen insanlar, yaşam kalitesini artırabilir ve topluma daha sağlıklı ve üretken bireyler olarak katkıda bulunabilirler.

Çalıştayda elde edilen sonuçlar

2020 yılında düzenlenen 'Salgın Döneminde Erişilebilirlik' konulu çalıştayda, erişilebilirlik kavramı pandemi süreci ve sonrası için ele alındı. Çalıştay kapsamında incelenen alanlar arasında mekân tasarımı, mekânsal erişilebilirlik ve kent ölçeğinde alınması gereken fiziksel ve mimari tedbirler bulunmaktadır.

Sonuç olarak, erişilebilirlik kavramı, toplumun tüm bireylerinin yaşam kalitesini artırmak, güvenli ve sağlıklı bir yaşam sürdürmek için önemlidir. Pandemi sürecinde elde edilen deneyimler, bu kavramın önemini daha da vurgulamıştır.

Erişilebilirlik Kavramının Anlamı ve Önemi  Erişilebilirlik, çeşitli alanlarda farklı    anlamlara sahip bir kavramdır. Genel olarak, bir şeye ulaşmak ve kullanabilmek manası taşır. Bu kavram, engelli bireyler, yaşlılar, hamileler, çocuklar ve hareketlerinde kısıtlılık yaşayan herkes için geçerlidir. Eğitimde erişilebilirlik ise tüm bireylerin eşit olarak eğitim hizmetlerine ulaşabilmesini ifade eder.  Pandemi Sürecinde Erişilebilirliğin Önemi  Covid-19 pandemisi sürecinde, kimsenin eğitime, okula, öğretmene erişemediği bir dönem yaşandı ve bu süreç tüm insanları eşit hale getirdi. Türkiyedeki 27 milyon öğrenci ve onların aileleri için eğitim ve erişilebilirlik kavramları daha da önem kazandı. Pandemi süreci, tüm dünyada eğitimin ve erişilebilirliğin ne kadar önemli olduğunu gözler önüne serdi.  Erişilebilirlik Kapsamlı Bir Kavramdır  Erişilebilirlik, sadece eğitime ulaşmakla sınırlı bir kavram değildir. Kamusal hizmetler, bir taşınmaza, bir yerleşim yerine ulaşabilmek ve bunları rahatça kullanabilmek için de geçerli bir kavramdır. Bu bağlamda, rahat, güvenli ve sağlıklı tasarlanan mekânlar ve binalar da erişilebilirlik kavramına dahil edilmelidir.  Erişilebilir Ortamın Tanımı ve Önemi  Erişilebilir ortam, bireylerin eğitim ve öğretim görebilmesi, sosyal ve ekonomik yaşama aktif şekilde katılabilmeleri için mümkün olan en uygun ortamdır. Bu ortama erişim sağlayabilen insanlar, yaşam kalitesini artırabilir ve topluma daha sağlıklı ve üretken bireyler olarak katkıda bulunabilirler.  Çalıştayda elde edilen sonuçlar  2020 yılında düzenlenen Salgın Döneminde Erişilebilirlik konulu çalıştayda, erişilebilirlik kavramı pandemi süreci ve sonrası için ele alındı. Çalıştay kapsamında incelenen alanlar arasında mekân tasarımı, mekânsal erişilebilirlik ve kent ölçeğinde alınması gereken fiziksel ve mimari tedbirler bulunmaktadır.  Sonuç olarak, erişilebilirlik kavramı, toplumun tüm bireylerinin yaşam kalitesini artırmak, güvenli ve sağlıklı bir yaşam sürdürmek için önemlidir. Pandemi sürecinde elde edilen deneyimler, bu kavramın önemini daha da vurgulamıştır.

Erişilebilirlik neden önemli ve kimler için gereklidir?

Erişilebilirlik: Neden önemli ve kimler için gereklidir?

Erişilebilirlik kavramının önemi ve kapsamı

Erişilebilirlik, hiç kimseye ihtiyaç duymadan kamusal hizmetlere, taşınmazlara ve yerleşim yerlerine ulaşabilmek ve bunları rahatça kullanabilmeyi ifade eder. Bu kavram, tüm bireyler için geçerlidir; engelliler, hamileler, yaşlılar, kronik hastalar, çocuklar ve hareket kabiliyetinde kısıtlılık yaşayan herkes için büyük önem taşımaktadır.

Erişilebilir mekânlar ve ortamların sağlanması

Erişilebilirlik, toplumun tüm bireylerinin kolayca kullanabileceği, rahat, güvenli ve sağlıklı tasarlanmış mekânlar ve binalar anlamına gelmektedir. Erişilebilir ortam, bir bireyin eğitim ve öğretime devam edebilmesi, aktif şekilde sosyal ve ekonomik yaşam sürdürebilmesine olanak sağlayan bir yapıyı ifade eder.

Mekânsal erişilebilirlik konusundaki güncel önemi

Ülkemizde ve dünya genelinde artık eğitime ve kamusal hizmetlere erişimin sağlanması, bu alanlarda yapılan düzenlemeler ve etkinliklerin tüm bireyler için uygun ve erişilebilir olması büyük önem taşımaktadır. Özellikle pandemi sürecinde, evden çalışma ve eğitim gibi yeni uygulamaların hayatımızda yer alması, erişilebilirliğin önemini daha da artırmıştır.

Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Yapı Uygulama ve Araştırma Merkezi işbirliğinde düzenlenen 'Salgın Döneminde Erişilebilirlik' başlıklı çalıştayda ele alınan bu konuda, erişilebilirlik ve mekân tasarımının önemi vurgulanmıştır. İyi bir mekân tasarımının, insanın hayat kalitesini, güvenliğini, sağlığını ve rahatlığını en üst düzeyde sağlaması gerektiği belirtilmiştir.

Tasarımcıların amacı, kişinin özelliklerini dikkate alarak ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayacak ve faaliyetlerini rahatlıkla gerçekleştirebileceği mekânlar oluşturmak olmalıdır. Mekânlar kullanıcılar tarafından kullanılabilir, ulaşılabilir ve erişilebilir olmalıdır.

Sonuç olarak, erişilebilirlik kavramı, toplumun tüm kesimlerini kapsayan ve özellikle son dönemde yaşanan pandemi süreciyle daha da önem kazanan bir konudur. Erişilebilir mekân ve ortamların tasarlanması ve hizmete sunulması, tüm insanların yaşam kalitesini artırır ve sosyal entegrasyonu destekler. Bu nedenle, erişilebilirliğin sağlanması ve bu konuda yapılan çalışmaların devam ettirilmesi büyük önem taşımaktadır.

Erişilebilirlik: Neden önemli ve kimler için gereklidir?  Erişilebilirlik kavramının önemi ve kapsamı  Erişilebilirlik, hiç kimseye ihtiyaç duymadan kamusal hizmetlere, taşınmazlara ve yerleşim yerlerine ulaşabilmek ve bunları rahatça kullanabilmeyi ifade eder. Bu kavram, tüm bireyler için geçerlidir; engelliler, hamileler, yaşlılar, kronik hastalar, çocuklar ve hareket kabiliyetinde kısıtlılık yaşayan herkes için büyük önem taşımaktadır.  Erişilebilir mekânlar ve ortamların sağlanması  Erişilebilirlik, toplumun tüm bireylerinin kolayca kullanabileceği, rahat, güvenli ve sağlıklı tasarlanmış mekânlar ve binalar anlamına gelmektedir. Erişilebilir ortam, bir bireyin eğitim ve öğretime devam edebilmesi, aktif şekilde sosyal ve ekonomik yaşam sürdürebilmesine olanak sağlayan bir yapıyı ifade eder.  Mekânsal erişilebilirlik konusundaki güncel önemi  Ülkemizde ve dünya genelinde artık eğitime ve kamusal hizmetlere erişimin sağlanması, bu alanlarda yapılan düzenlemeler ve etkinliklerin tüm bireyler için uygun ve erişilebilir olması büyük önem taşımaktadır. Özellikle pandemi sürecinde,    ve eğitim gibi yeni uygulamaların hayatımızda yer alması, erişilebilirliğin önemini daha da artırmıştır.  Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Yapı Uygulama ve Araştırma Merkezi işbirliğinde düzenlenen Salgın Döneminde Erişilebilirlik başlıklı çalıştayda ele alınan bu konuda, erişilebilirlik ve mekân tasarımının önemi vurgulanmıştır. İyi bir mekân tasarımının, insanın hayat kalitesini, güvenliğini, sağlığını ve rahatlığını en üst düzeyde sağlaması gerektiği belirtilmiştir.  Tasarımcıların amacı, kişinin özelliklerini dikkate alarak ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayacak ve faaliyetlerini rahatlıkla gerçekleştirebileceği mekânlar oluşturmak olmalıdır. Mekânlar kullanıcılar tarafından kullanılabilir, ulaşılabilir ve erişilebilir olmalıdır.  Sonuç olarak, erişilebilirlik kavramı, toplumun tüm kesimlerini kapsayan ve özellikle son dönemde yaşanan pandemi süreciyle daha da önem kazanan bir konudur. Erişilebilir mekân ve ortamların tasarlanması ve hizmete sunulması, tüm insanların yaşam kalitesini artırır ve sosyal entegrasyonu destekler. Bu nedenle, erişilebilirliğin sağlanması ve bu konuda yapılan çalışmaların devam ettirilmesi büyük önem taşımaktadır.

Erişim nedir kapsayıcı eğitim bağlamında ve nasıl sağlanmalıdır?

Erişim ve kapsayıcı eğitim Bağlamı

bağlamında, erişim; tüm öğrencilere, farklı özellik ve ihtiyaçları olan bireyler olarak eğitim süreçlerine ulaşma ve katılım sağlama anlamına gelir. Eğitimde erişilebilirlik, engelli bireyler, kadınlar, göçmenler ve mülteciler gibi dezavantajlı gruplara odaklanırken; pandemi sürecinde bu kavram herkes için ortak hale gelmiştir ve tüm öğrencilerin eğitime erişimi önem kazanmıştır.

Erişimin Sağlanması için Gereklilikler

Erişimin sağlanabilmesi için, mekân tasarımı ve altyapısının, insanların güvenlik, sağlık ve rahatlıkla kullanabileceği şekilde düzenlenmesi gereklidir. Bu kapsamda, erişilebilirlik kavramını taşınmazlara, yerleşim yerlerine ve kamu hizmetlerine ulaşım ve kullanım olarak genişletmek önemlidir.

Aynı zamanda, mekânsal erişilebilirlik bireylerin evden çıkabilmelerini, başkalarına muhtaç olmadan çeşitli binalara ve açık alanlara ulaşabilmelerini ve bunları kullanabilmelerini sağlamalıdır. Bu nedenle, kent ölçeğinde tüm fiziksel ve mimari tedbirlerin alınması gereklidir.

Erişilebilir Eğitim Ortamları

Eğitimin yaygın ve etkili olarak sağlanabilmesi için erişilebilir ortamların oluşturulması kritik öneme sahiptir. Bu ortamların, öğrencilerin eğitim ve öğretim görebilmelerini, aktif şekilde sosyal ve ekonomik yaşam sürdürebilmelerini mümkün kılacak şekilde tasarlanması gerekir.

Yapmış olduğumuz değerlendirmeler ve öneriler ışığında, bağlamında erişimin sağlanması için özellikle pandemi sürecinde online eğitim platformlarının, teknolojik altyapının geliştirilmesi, farklı ihtiyaçlara uygun eğitim materyallerinin hazırlanması ve eğitimcilerin bu konuda desteklenmeleri önemlidir. Tüm bu çabaların ortak hedefi, eğitime erişimi sürdürülebilir kılmak ve tüm öğrencilerin yaşamlarının her alanında başarıya ulaşabilmelerini sağlamaktır.

Erişim ve    Bağlamı   bağlamında, erişim; tüm öğrencilere, farklı özellik ve ihtiyaçları olan bireyler olarak eğitim süreçlerine ulaşma ve katılım sağlama anlamına gelir. Eğitimde erişilebilirlik, engelli bireyler, kadınlar, göçmenler ve mülteciler gibi dezavantajlı gruplara odaklanırken; pandemi sürecinde bu kavram herkes için ortak hale gelmiştir ve tüm öğrencilerin eğitime erişimi önem kazanmıştır.  Erişimin Sağlanması için Gereklilikler  Erişimin sağlanabilmesi için, mekân tasarımı ve altyapısının, insanların güvenlik, sağlık ve rahatlıkla kullanabileceği şekilde düzenlenmesi gereklidir. Bu kapsamda, erişilebilirlik kavramını taşınmazlara, yerleşim yerlerine ve kamu hizmetlerine ulaşım ve kullanım olarak genişletmek önemlidir.  Aynı zamanda, mekânsal erişilebilirlik bireylerin evden çıkabilmelerini, başkalarına muhtaç olmadan çeşitli binalara ve açık alanlara ulaşabilmelerini ve bunları kullanabilmelerini sağlamalıdır. Bu nedenle, kent ölçeğinde tüm fiziksel ve mimari tedbirlerin alınması gereklidir.  Erişilebilir Eğitim Ortamları  Eğitimin yaygın ve etkili olarak sağlanabilmesi için erişilebilir ortamların oluşturulması kritik öneme sahiptir. Bu ortamların, öğrencilerin eğitim ve öğretim görebilmelerini, aktif şekilde sosyal ve ekonomik yaşam sürdürebilmelerini mümkün kılacak şekilde tasarlanması gerekir.  Yapmış olduğumuz değerlendirmeler ve öneriler ışığında,  bağlamında erişimin sağlanması için özellikle pandemi sürecinde   nın, teknolojik altyapının geliştirilmesi, farklı ihtiyaçlara uygun eğitim materyallerinin hazırlanması ve eğitimcilerin bu konuda desteklenmeleri önemlidir. Tüm bu çabaların ortak hedefi, eğitime erişimi sürdürülebilir kılmak ve tüm öğrencilerin yaşamlarının her alanında başarıya ulaşabilmelerini sağlamaktır.