Hayatımız boyunca sayısız kararlar veririz. Bu kararlar hem yaşadığımız ana hem de geleceğimize etki eder. Her insanın karar verme süreci kendine özeldir. Kişiliğimiz, fiziksel ve psikolojik durumumuz ve sosyal konumumuz sürece etki eder.
Olgun yaş dilimindeki insanların sık sık geçmişte aldıkları kararları sorguladıklarına şahit oluruz. Doğru kararlar huzurumuzu ve mutluluğumuzu belirlerken yaşam standardımıza etki eder. Yanlış kararlar ise beraberinde bir dizi sorun getirir. Pişmanlıklar yaşamamak için alacağımız kararlarda acele etmemeliyiz.
İşletmeler için de karar verme mekanizmaları önemlidir. Özellikle personel seçimi ve yatırım kararlarının isabetli alınması işletmenin rekabet ortamındaki konumunu belirler. Doğru, sağlıklı ve etkili bir karar alabilmek için belli şartların sağlanması önemlidir. Yazımın devamında, “Etkin karar verme unsurları nelerdir?” sorusuna açıklık getirmeye çalışacağım.
Kararsızlık bizi ve sevdiklerimizi yorar. Hayatımızı sekteye uğratır. Sürekli olarak kararsızlık yaşayan kişilerin bu sorunlarına bir çözüm üretmesi gerekir. Bu noktada öncelikle karar almalarını etkileyen faktörleri tespit etmeleri faydalıdır. Genel anlamda açlık ve uykusuzluk gibi durumlar karar vermemizi olumsuz yönde etkiler. Bizi strese sürükler. Aynı şekilde kırgınlık ve üzüntü gibi duygu durumlarında verilen kararlar genelde yanlıştır. Pişmanlıkla sonuçlanır. Tam tersi, olaylara iyimser bakmak da bizi yanlış karara yönlendirir.
Karar verme öğrenilebilir bir davranıştır. Özellikle bireysel boyutta kararsızlığı aşmak egzersizlerle mümkündür. Bunun için işe küçük kararlar almakla başlanılabilir. Yemek menüsüne karar verme, tatil planı, alınacak beyaz eşya markası vb. Kişi verdiği kararın sorumluluğunu almalı ve sonuçlarını göğüslemelidir. Zamanla daha ciddi sonuçlu karar alma boyutuna geçilir. Birey, karar verme egzersizleri esnasında, zekâsını ve tecrübelerini kullanırken sezgilerine de güvenmeyi öğrenir.
Hayatın erken dönemlerinde kendi kararlarını veren ve sorumluluğunu üstlenen kişiler kariyerlerinde ve özel hayatlarında başarıyı yakalar. Küçük kararlardan edinilen tecrübe büyük kararların doğru alınmasını sağlar. Özellikle, yaşanacak şehir, meslek seçimi, evlilik vb. kararlar ciddi sonuçludur.
Etkin karar verme becerisini geliştirmede kilit bir soruyu sizinle paylaşmak isterim. “Nelerden vazgeçmeyi göze alamam?” Bu soruyu yanıtladığımızda karar vermemiz kolaylaşır. Etkin karar verme sürecinde aşırı idealist olmak ve mükemmel sonuçlar hedeflemek de kişiyi kararsızlığa sürükler. Bu nedenle kararsız kişilerin ayrıntılara takılmaması gerekir. Aynı şekilde olumsuz yorumlara kulak tıkamaları yerinde olur.
Etkin karar vermek için öncelikle özgüvenli olmak gerekir. Emin olun vereceğiniz en kötü karar kararsız olmanızdan çok daha iyidir. Zekânız, mantığınız ve sezgileriniz sizi en doğru karara ulaştıracaktır. Doğru ve etkin karara ulaşmak için aşama aşama ilerlemek mantıklı olacaktır. Dilerseniz bu aşamaları ve ilkeleri birlikte inceleyelim.
Verdikleri kararlarda insanları çoğu kez eleştirmekten çekinmeyiz. Hele ki sonuç bize göre olumsuz ise eleştirilerimiz can yakıcı bir boyuta dönüşebilir. Oysa sorgulamamız gereken kararlar değil, kişiyi bu kararı almaya iten şartlar ve nedenler olmalıdır. Bu açıdan empati kurmak faydalıdır.
Karar veren kişinin özellikleri ve kişinin içinde bulunduğu koşullar kararları etkiler. Alınan kararın doğuracağı sonuçların belirli olması önemlidir. Belirsizlik durumu var ise bir takım riskler ortaya çıkar. Kurumsal kararlarda elde edilecek gelir de karara etki eder. Bu kapsamda:
Özellikle ticari faaliyet gösteren işletmelerin ve liderlerin alacakları kararlarda bulundukları bölgenin sosyoekonomik koşullarını da göz önüne almaları gerekir.
Verilecek kararlar planlı ya da plansız olabilir. Kararın risk altında ya da belirsizlik içinde alınması da söz konusudur. Etkin karar verme disiplinli ve planlı bir çaba gerektirir. Rastgele karar almak mümkün değildir. Hele ki finansal ve işle ilgili konularda kararlar şansa bırakılamaz. Etkin karar verme sürecinde denenmiş bazı tekniker kullanılır. Dilerseniz bu tekniklere birlikte göz atalım.
Karar vermede her ne kadar bir teknik uygulansa da bazen karar tamamen bir otoriteye bırakılabilir. Örneğin ciddi bir beyin ya da kalp probleminde kişi ameliyat olmak istemeyebilir. Yine de hekimin ya da sağlık kurulunun kararına saygı göstermek durumunda kalarak ameliyatı kabul eder. Bazen de kısıtlılıklar kararımıza etki eder. Örneğin beğendiğimiz değil paramızın yeteceği en iyi mobilyayı ya da arabayı almak gibi. Bazı durumlarda ise kararımızı tek başımıza vermemiz doğru olmaz. Örneğin bebek kararı eşlerin birlikte verebileceği bir karardır. Hatta kararı alacak çiftin çocuğu var ise o da karara dâhil edilmelidir.