21. Yüzyıl Öğretmeni ve Rolü: Dijital Çağda Eğitim Rehberi

Toplumumuzun son yıllarda teknoloji alanındaki hızlı gelişmeleri, hayatımızın her köşesinde hissettirdiğini fark etmişsinizdir. Kahvelerimizi yudumlarken dahi akıllı telefonlarımızdan dünyayı takip edebiliyoruz. Bu hızlı değişim, sadece günlük yaşamımızı değil, eğitim sistemimizi de derinden etkiliyor. Eğitim, toplumdan ve toplumsal değişimlerden etkilenen bir süreç olmasının yanı sıra, bu değişimlerin gerektirdiği insan tipini yetiştirmek için de bir araçtır. Ve bu aracın kaptanı, hepimizin bildiği gibi, öğretmenlerimizdir.
Özellik | Tanım | Örnekler |
---|---|---|
Öğrenciye Rehber Olmalı | Öğretmenin bilgiyi aktaran değil de öğrencinin bilgiye ulaşmasına kaynaklık eden rolü. | Öğrencinin öğrenme sitilini tanıma, motivasyonuna yardımcı olma. |
İşbirliği İçinde Olan | Çevreyle sürekli etkileşim halinde olan ve bu etkileşimin öğrencinin gelişimine katkı sağladığını bilen öğretmen. | Farklı kaynaklar ve araçlar kullanma, online ve offline iletişim platformlarından yararlanma. |
Yenilikçi Olmalı | Toplum ve eğitim sistemine getirilen yeniliklere ayak uyduran ve öğrencilerini bu sürece dahil eden öğretmen. | Yeni öğretim metotları kullanma, teknolojiyi derslerine entegre etme. |
Hayat Boyu Öğrenen | Kişisel ve profesyonel gelişimine sürekli yatırım yapan, öğrenmeyi seven ve bu özelliğini öğrencilerine de aşılayan öğretmen. | Yeni ders stratejileri öğrenme, sürekli okuma ve araştırma yapma. |
Üretken | Yenilikçi ve yaratıcı projeler tasarlayan, bilgiyi etkin bir şekilde aktaran öğretmen. | Öğrencileri için ilginç ders materyalleri geliştirme, öğrenme-öğretme süreçlerini yenilikçi yollarla uygulama. |
Eğitimci Olmalı | Öğretmenin kendisini sadece bir bilgi aktarıcısı olarak değil, aynı zamanda bir eğitimci olarak gören öğretmen. | İletişim ve problem çözme becerilerini öğrencilere öğretme, öğrencinin sosyal ve duygusal gelişimine destek olma |
Sorumlu | Öğretmenin eğitim sürecinde ve öğrencinin gelişiminde kendine düşen görevleri eksiksiz yerine getiren öğretmen. | Tüm öğrencilerin ilerlemesini takip etme, eğitim hedeflerine ulaşmak için çaba gösterme. |
Erdemli | Etik değerlere uygun hareket eden, güvenilir ve dürüst olan öğretmen. | Dürüstlük ve saygı değerlerini öğrencilere aşılar. |
Bilgili | Alanında uzman, güncel bilgilere sahip olan öğretmen. | Alanındaki yeni gelişmeleri takip etme, yeni öğretim tekniklerini kullanma. |
Becerili | Öğrencilerinin öğrenimine katkı sağlayacak becerilere sahip öğretmen. | Hem sayısal hem de sözel konularda yetenekli olma, öğretim becerileri geliştirme. |
Değişen Dünyada Öğretmenin Rolü: Dijital Çağda Eğitim Rehberi
Hava serin, ellerim titrek bir şekilde tuşlara basıyorum. Tam 27 yıldır öğretmenlik yapmamın ardından, bugün size değişen dünyada öğretmenin rolünden bahsetmek istiyorum. Biliyorsunuz, öğretmenlik mesleği, insanlık tarihi kadar eski. Ancak hiçbir dönemde, günümüzdeki kadar hızlı değişime tanıklık etmemişti.
İlk görev yıllarımı hatırlıyorum da, sınıfta tebeşir tozları içinde kalmış ellerimle, öğrencilerime katı cisimlerin hacimlerini anlatmaya çalışırdım. Bugün ise, üç boyutlu modelleme programlarıyla öğrenciler kendileri cisimler tasarlıyor. Değişimin hızı baş döndürücü, ama bir öğretmen olarak sorumluluğumuz hiç değişmedi: Geleceğin insanını yetiştirmek.
Geçmişten Günümüze Öğretmenlik: Nostalji ve Değişim
Kariyerime başladığım 1996 yılını dün gibi hatırlıyorum. Ankara'nın kenar bir mahallesinde, sobalı bir okulda göreve başlamıştım. Tahta silgisi ellerimi kurutur, tebeşir tozları boğazımı yakardı. Ama gözlerdeki o öğrenme ışığı, her zorluğu unutturuyordu. O zamanlar, bilgiye erişim için tek kaynak bizlerdik. Öğrenciler, anlattıklarımızı not alır, kütüphanedeki sınırlı sayıdaki kitaplardan araştırma yaparlardı.
2000'li yılların başında, okulumuzda ilk bilgisayar laboratuvarı kurulduğunda yaşadığımız heyecanı asla unutamam. Öğrencilerle beraber biz de öğreniyorduk. "Öğretmenim, şu ikona tıklarsanız daha hızlı açılır," diyen öğrencimin yüzündeki özgüven ifadesini görünce, değişimin sadece teknolojik olmadığını anlamıştım.
2010'da akıllı tahtalarla tanıştık. İlk kullanımda yaşadığım karmaşayı hatırlıyorum; kalibrasyon ayarı yapmayı unuttuğum için, dokunmak istediğim noktanın bambaşka bir yerinde işlem yapılıyordu. Sınıftaki kahkahalar hala kulaklarımda! İşte o gün öğrencilerimle beraber öğrenmenin, yeni nesil öğretmenliğin temeli olduğunu kabullendim.
"Öğretmenlik, hayat boyu öğrenciliği kabul etmektir." Bu düşünce, mesleki yolculuğumun pusulası oldu.
21. Yüzyılın Gerektirdiği İnsan Tipi: Kim Bu Yeni Nesil?
Bugünün dünyasında başarılı olmak için gereken beceriler, endüstri toplumunun ihtiyaç duyduğu becerilerden tamamen farklı. Bilgi toplumunun gerektirdiği insan tipi, beyin gücüne dayalı, analitik düşünebilen ve bilgiyi yönetebilen bireylerdir.
Unutulmaz eğitim filozofu John Dewey'in dediği gibi, "Eğer bugün çocuklarımızı dünü düşünerek eğitirsek, onların yarınını çalarız." Bu söz, her sabah okula giderken aklımda çınlayan bir uyarı gibi.
Türkiye'nin 7. ve 8. Beş Yıllık Kalkınma Planlarında tanımlanan insan profili şöyledir:
Bilgi çağı kimliğine uygun,
Bilime ve teknolojiye yatkın,
Problem çözme yeteneği gelişmiş,
Düşünen ve algılayan,
Kendini açıklamaktan korkmayan bireyler.
Geçtiğimiz bahar döneminde, öğrencilerimle küçük bir deney yaptım. Aynı problemi çözmeleri için onları iki gruba ayırdım. Bir gruba geleneksel kağıt-kalem vererek çalışmalarını istedim, diğer gruba ise dijital araçları kullanmalarına izin verdim. Sonuç ilginçti: İkinci grup sadece daha hızlı çözmekle kalmadı, aynı zamanda probleme üç farklı yaklaşım getirdi!
Bu deneyim bana, yeni neslin düşünme şeklinin farklı olduğunu bir kez daha gösterdi. Onlar lineer değil, ağ şeklinde düşünüyorlar. Tek bir doğru cevaptan ziyade, çoklu çözümlere odaklanıyorlar.
Dr. Howard Gardner'ın "Çoklu Zeka Teorisi"nde belirttiği gibi, "Önemli olan ne kadar zeki olduğunuz değil, nasıl zeki olduğunuzdur." Bu sözü sınıfımdaki duvara astım, çünkü her öğrencinin farklı öğrenme stillerine saygı duymamız gerektiğini hatırlatıyor.
Öğretmenin Değişen İmajı: Bilginin Taşıyıcısından Bilginin Yöneticisine
Çocukluğumda, öğretmenlere adeta kutsal bir varlık gözüyle bakılırdı. Onlar bilginin yegâne kaynağıydı. Ancak günümüzde, bilgi her yerden akıyor. Bir ortaokul öğrencisi, cep telefonuyla tüm dünya bilgisine saniyeler içinde ulaşabiliyor.
O halde, öğretmenin yeni rolü nedir?
Bu soruyu kendime sorduğumda, bir anım gözümde canlandı. Pandemi döneminde online eğitime geçtiğimizde, 7. sınıf öğrencim Ayşe bir ödevinde İkinci Dünya Savaşı'yla ilgili çarpıcı bilgiler paylaşmıştı. Kaynağını sorduğumda, "YouTube'dan bir belgesel izledim, öğretmenim," dedi. Belgeseli izlediğimde, bazı tarihsel hataları fark ettim. Ertesi gün, Ayşe'ye nasıl güvenilir kaynak bulabileceğini gösterdim.
İşte bu, modern öğretmenin rolünün mükemmel bir örneğiydi: Bilgiye ulaşmayı değil, bilginin güvenilirliğini değerlendirmeyi öğretmek.
Harvard Üniversitesi'nde yapılan bir çalışmada, öğrencilerin %82'sinin kaynak güvenilirliğini değerlendirmekte zorlandığı ortaya çıkmıştır. Bu, yeni nesil öğretmenlerin en önemli görevlerinden birinin dijital okuryazarlık ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek olduğunu gösteriyor.
Öğretmenin Değişmeyen Değeri: İlham ve Rehberlik
Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, öğretmenin en temel rolü değişmez: İlham vermek ve rehberlik etmek.
Geçen yıl mezun olan öğrencim Mehmet'ten bir mesaj aldım: "Öğretmenim, bana inanmasaydınız, şimdi bu üniversitede olmazdım." Bu mesaj, tüm yorgunluğumu alıp götürdü. Çünkü biliyorum ki, hiçbir yapay zeka programı, bir insanın potansiyelini görüp ona inanmanın yerini tutamaz.
21. Yüzyıl Öğretmeninin Özellikleri: Yeni Nesil Eğitimcinin DNA'sı
yüzyılda öğretmenlik, geçmiştekinden çok farklı beceriler gerektiriyor. Peki nedir bu özellikler? Kendi deneyimlerim ve araştırmalarım ışığında, beş temel özelliği şöyle sıralayabilirim:
1. Öğrenciye Rehber Olmalı
Modern öğretmen, bilgiyi aktaran değil, öğrencinin bilgiye ulaşmasını kolaylaştırandır. Ünlü eğitimci Paulo Freire'nin "Eğitim, özgürleştirici olmalıdır," sözü tam da bunu anlatır.
Geçen yıl 9. sınıf öğrencilerimle yaptığımız projede, onlara sadece temel soruları verdim: "İklim değişikliği bölgemizi nasıl etkiliyor? Neler yapabiliriz?" Sonrasında, araştırma yöntemlerini gösterdim ve geri çekildim. Üç hafta sonra, öğrencilerim sadece harika sunumlar hazırlamakla kalmadı, yerel belediyeye sundukları bir çözüm önerisi de geliştirdiler!
Bu deneyim, rehberlik yaklaşımının gücünü gösterdi. Eski tarz bir öğretmen olsaydım, konuyu ben anlatır ve ezberlenmesini isterdim. Bunun yerine, öğrencilerin kendi öğrenme yolculuklarında yanlarında oldum.
2. İşbirliği İçinde Olmalı
Modern eğitim, yalnız çalışan öğretmenlerle değil, işbirliği içinde hareket eden eğitimci toplulukları ile mümkündür.
2019'da komşu okulun müzik öğretmeni Sevgi Hanım'la disiplinlerarası bir proje başlattık. Ben matematik öğretmeniyim, ancak müzik ve matematiğin kesiştiği noktaları göstermek istedik. Öğrencilerimiz, matematiksel formülleri kullanarak besteler yaptılar. Proje o kadar başarılı oldu ki, il genelinde bir yarışmada birincilik aldık.
İşbirliği sadece öğretmenler arasında değil, öğrencilerle de olmalı. Sınıfımda "Ortak Akıl Köşesi" oluşturdum. Burada, ders içeriğinden ders işleyiş şekline kadar her konuda öğrencilerin fikirlerini alıyorum. Bu demokratik yaklaşım, sınıf içi motivasyonu inanılmaz artırdı.
3. Yenilikçi Olmalı
Bir keresinde, geometri dersinde üçgenleri anlatırken öğrencilerimin sıkıldığını fark ettim. Dersi durdurup, "Bugün farklı bir şey deneyelim," dedim. Okul bahçesine çıkıp, büyük üçgenler çizdik ve öğrenciler bu üçgenlerin içinde durarak açı özelliklerini deneyimlediler. Bu basit yenilik, konunun çok daha iyi anlaşılmasını sağladı.
Yenilikçi olmak, her zaman teknolojiyle ilgili değildir. Bazen en basit fikirler, en büyük değişimi getirir. Ama elbette teknolojiyi de akıllıca kullanmalıyız.
2020'de, uzaktan eğitim sürecinde öğrencilerimin derse katılımını artırmak için dijital rozetler tasarladım. Her ders sonunda, aktif katılım gösteren öğrencilere bu rozetleri veriyordum. Dönem sonunda en çok rozet toplayan öğrencilere küçük ödüller hazırladım. Bu basit "oyunlaştırma" tekniği, katılımı %40 artırdı!
4. Hayat Boyu Öğrenen Olmalı
"Öğrenmeyi bıraktığın gün, öğretmeyi de bırakmalısın," der eski bir Çin atasözü. Bu, hayatım boyunca düsturum oldu.
Kırklı yaşlarımın ortasında, kodlama öğrenmeye karar verdim çünkü öğrencilerim bu konuya ilgi duyuyordu. Başlangıçta zorlandım, hatta bazen öğrencilerim benden daha hızlı öğreniyordu. Ama bu deneyim, bana yeniden öğrenci olmanın ne demek olduğunu hatırlattı.
Her yıl mutlaka bir eğitim konferansına katılırım. Geçen yıl, "Nöropedagoji ve Öğrenme" konferansındaydım. Beynin nasıl öğrendiğini anlamak, öğretme şeklimi kökten değiştirdi. Artık dersleri, beynin doğal öğrenme ritmine göre tasarlıyorum: 20 dakikalık yoğun öğrenme, ardından 5 dakikalık dinlenme molası.
Hayat boyu öğrenme, sadece mesleki gelişim için değil, aynı zamanda öğrencilerimize örnek olmak için de gereklidir. Onlara "öğrenmeyi asla bırakmayın" derken, bunu kendi hayatımızda göstermeliyiz.
5. Üretken Olmalı
Modern öğretmen, sadece var olan içeriği aktaran değil, kendi içeriğini üreten kişidir. Bu, ders materyalleri olabileceği gibi, sosyal medya içerikleri veya akademik çalışmalar da olabilir.
Beş yıl önce, matematik derslerimi desteklemek için kısa videolar çekmeye başladım. Başlangıçta acemice hazırlanmış bu videolar, zamanla gelişti ve şimdi binlerce öğrenciye ulaşıyor. Hatta bir velim geçen gün, "Öğretmenim, sizin videoları izleyerek ben de çocuğumun matematik ödevlerine yardım edebiliyorum," dedi. Bu, üretkenliğin etkisini görmemi sağladı.
Üretkenlik aynı zamanda problem çözme ve yenilikçilik gerektirir. Pandeminin ilk günlerinde, öğrencilerimin evde deney yapabilmeleri için "Mutfakta Bilim" adında bir kılavuz hazırladım. Evlerindeki malzemelerle yapabilecekleri basit deneyler, onları ekran başında pasif izleyiciler olmaktan çıkardı.
Dijital Çağda Öğretmen: Tehditler ve Fırsatlar
Dijital çağ, eğitimde hem büyük fırsatlar hem de ciddi tehditler sunuyor. Bu ikiliği anlamak, çağdaş bir öğretmen olmanın temel gerekliliklerinden biri.
Dijital Çağın Tehditleri
Bilgi Kirliliği: İnternet'te dolaşan yanlış bilgiler, öğrencilerin doğru bilgiye ulaşmasını zorlaştırıyor. Geçen ay sınıfımda yaptığım bir ankette, öğrencilerin %65'i internet kaynaklarının güvenilirliğini değerlendirmekte zorlandıklarını belirtti.
Dikkat Dağınıklığı: Sürekli bildirimler ve uyaranlarla büyüyen nesil, derin odaklanma konusunda zorluk yaşıyor. Bir ders sırasında, öğrencilerime ne kadar süre kesintisiz çalışabildiklerini sorduğumda, çoğu 15 dakikadan fazla konsantre olamadıklarını söyledi.
Dijital Bağımlılık: Teknolojiye aşırı bağımlılık, sosyal becerilerin gelişimini olumsuz etkileyebiliyor. Okul gezilerinde, öğrencilerin araçta bile telefonlarından ayrılamamaları, bu bağımlılığın göstergesi.
Dijital Çağ Tehditleri | Etkileri | Çözüm Önerileri |
---|---|---|
Bilgi Kirliliği | Yanlış bilgilerin yayılması, akademik dürüstlüğün zarar görmesi | Eleştirel düşünme becerileri, kaynak doğrulama teknikleri |
Dikkat Dağınıklığı | Derin öğrenmenin engellenmesi, akademik başarının düşmesi | Pomodoro tekniği, ekransız çalışma zamanları |
Dijital Bağımlılık | Sosyal becerilerin zayıflaması, fiziksel aktivite eksikliği | Teknoloji kullanım kuralları, alternatif etkinlikler |
Siber Zorbalık | Psikolojik sorunlar, okul fobisi | Dijital vatandaşlık eğitimi, empati çalışmaları |
Teknoloji Uçurumu | Eğitimde fırsat eşitsizliği |
Dijital Çağın Fırsatları
Kişiselleştirilmiş Öğrenme: Dijital araçlar, her öğrencinin kendi hızında ve stilinde öğrenmesine olanak tanıyor. Geçen dönem kullandığımız adaptif öğrenme platformu sayesinde, matematik dersinde zorlanıyor ve sonrasında sınıftan kopuyorduklarını düşümdüğüm üç öğrencim, kendi seviyelerine uygun içeriklerle çalışarak büyük ilerleme kaydetti.
Küresel Sınıf: İnternet, sınıf duvarlarını aşarak küresel öğrenme fırsatları sunuyor. Geçen yıl, İspanya'daki bir sınıfla ortak bir çevre projesi yürüttük. Öğrencilerim, farklı kültürden yaşıtlarıyla çalışmanın heyecanını yaşadı.
Anında Geri Bildirim: Dijital öğrenme araçları, öğrencilere anında geri bildirim vererek öğrenme sürecini hızlandırabilir. Online sınavlarla yaptığım değerlendirmelerde, öğrenciler hatalarını hemen görüp düzeltme fırsatı buluyorlar.
Öğretmen-Öğrenci İlişkisinin Yeni Dinamikleri
Dijital çağda, öğretmen-öğrenci ilişkisi de yeni bir form kazanıyor. Artık dikey hiyerarşi yerini yatay işbirliğine bırakıyor.
Bundan on yıl önce, bir öğrencim ders sırasında bana "Öğretmenim, bu konuda farklı bir yaklaşım var, ben araştırdım," dediğinde hafifçe rahatsız olduğumu hatırlıyorum. Ancak şimdi, bu tür girişimleri memnuniyetle karşılıyorum. Çünkü biliyorum ki, yeni nesil öğretmenlik, bilgiyi paylaşmaktan çok, bilginin keşfine ortak olmaktır.
"Öğretmen-öğrenci ilişkisi, bir ustanın çırağına bilgi aktarması değil, iki kâşifin birlikte yolculuğudur," diyor eğitim psikoloğu Jerome Bruner. Bu yaklaşım, modern sınıflarda giderek yaygınlaşıyor.
Geçen dönem, sınıfımda bir "Ters-Yüz Öğrenme" (Flipped Classroom) denemesi yaptım. Öğrenciler temel konuları evde videolardan öğreniyor, sınıfta ise tartışma ve uygulama yapıyorduk. Başlangıçta direnç gösteren öğrenciler, zamanla bu modeli benimsedi. Dönem sonunda yaptığım ankette, %78'i bu yöntemle daha fazla öğrendiklerini belirtti.
Bu deneyim, öğretmen-öğrenci dinamiğinin nasıl değiştiğini gösterdi. Artık ben "sahnenin yıldızı" değil, öğrenme sürecinin tasarımcısı ve kolaylaştırıcısıyım.
Teknolojik Eğitim Araçları: Faydalı mı, Zararlı mı?
Eğitim teknolojileri, son yıllarda muazzam bir gelişme gösterdi. Ancak bu araçlar her derde deva mıdır? Yoksa geleneksel yöntemleri terk etmek için henüz erken mi?
Bir eğitimci olarak, teknolojik araçların ne zaman ve nasıl kullanılacağını bilmek çok önemli. Bazen en iyi ders, bir tebeşir ve tahtayla verilebilir. Bazen de sanal gerçeklik gözlükleri, öğrencileri antik Roma'ya götürerek tarihi canlandırabilir.
Geçen yıl bir deney yaptım: Aynı konuyu iki farklı sınıfta, farklı yöntemlerle anlattım. Bir sınıfta tamamen dijital araçlar (interaktif simülasyonlar, çevrimiçi işbirliği araçları) kullandım. Diğerinde ise geleneksel yöntemlerle (tartışma, grup çalışması, kağıt-kalem aktiviteleri) ders işledim. Sonuç şaşırtıcıydı: Her iki sınıfta da akademik başarı neredeyse aynıydı!
Bu deney bana, teknolojinin kendisinin değil, nasıl kullanıldığının önemli olduğunu gösterdi. "Teknoloji, iyi bir öğretmenin elinde harika bir araç, kötü bir öğretmenin elinde ise sadece pahalı bir oyuncaktır," der eğitim teknolojisi uzmanı Alan November.
Gelecekte Öğretmenlik: Yapay Zeka Çağında İnsan Dokunuşu
Yapay zeka teknolojilerinin hızla gelişmesi, bazılarında "öğretmenler yakında gereksiz olacak" korkusu yaratıyor. Ancak ben bunun tam tersini düşünüyorum: Yapay zeka çağında, iyi öğretmenler her zamankinden daha değerli olacak.
Dünyanın en gelişmiş yapay zeka sistemleri bile, bir öğrencinin gözlerindeki anlamayı fark edemez, heyecanını paylaşamaz, korkularını yatıştıramaz. İnsan dokunuşu, eğitimin özüdür.
Geçen yıl öğrencim Ali, matematik dersinde zorlanıyordu. Ona hem online kaynaklar hem de yapay zeka destekli bir öğrenme programı önerdim. Ancak gerçek ilerlemeyi, teneffüslerde yaptığımız birebir çalışmalarla kaydetti. Bir gün bana, "Öğretmenim, program her şeyi açıklıyor ama siz benim neyi anlamadığımı hissediyorsunuz," dedi.
Bu deneyim, teknolojinin öğretmeni destekleyebileceğini, ama yerini alamayacağını gösterir. Geleceğin öğretmeni, teknolojiyi ustaca kullanan ama insani değerleri asla unutmayan kişi olacaktır.
Sonuç ve Değerlendirme: Dönüşümün Eşiğinde
Bir gün okul müdürümle sohbet ederken, "Mesleğimiz hiç bu kadar zorlu ve bir o kadar da heyecan verici olmamıştı," demişti. Bu sözler, günümüz öğretmenliğini mükemmel özetliyor.
Öğretmenlik, her dönemde kutsal bir görev olmuştur. Ancak dijital çağda, bu mesleğin gereklilikleri kökten değişmiştir. Artık öğretmenler, sadece bilgi aktarıcı değil, aynı zamanda dijital rehber, eleştirel düşünme koçu ve yaşam boyu öğrenme modelidir.
Son olarak, değerli meslektaşlarıma ve öğretmen adaylarına birkaç önerim var:
Kendinizi sürekli yenileyin. Yılda en az bir yeni beceri öğrenin.
Öğrencilerinizi teknolojinin ötesinde tanıyın. Onların dijital dünyasını anlamaya çalışın, ama insan olarak bağlantı kurmayı unutmayın.
Denemeye, yanılmaya ve öğrenmeye açık olun. En iyi öğretmenler, aynı zamanda en iyi öğrencilerdir.
İşbirliğine açık olun. Diğer öğretmenlerle, velilerle, hatta öğrencilerinizle işbirliği yapın.
Kendinize iyi bakın. Tükenmişlik, eğitimciler için ciddi bir risktir. Fiziksel ve zihinsel sağlığınızı önceliklendirin.
Unutmayın ki, bir öğretmen olarak sizin en büyük gücünüz, bilgi aktarımı değil, ilham verme yeteneğinizdir. Yeni nesil öğretmenler, teknolojinin soğuk mantığıyla insan ruhunun sıcaklığını birleştirebilenlerdir.
Sözlerimi, sevgili öğrencim Zeynep'in mezuniyet günü bana verdiği notta yazdığı sözlerle bitirmek istiyorum: "Öğretmenim, bana bilginin nerede olduğunu değil, neden değerli olduğunu öğrettiniz. Teşekkür ederim."
İşte bu, 21. yüzyıl öğretmenliğinin özüdür.
Kaynakça
Başaran, İ. E. (2000). Eğitim Psikolojisi. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Sönmez, V. (2017). Öğretmenlik Mesleğine Giriş. Ankara: Anı Yayıncılık.
Selçuk, Z. (2015). Okul Deneyimi ve Uygulama. Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık.
Demirel, Ö. (2012). Eğitimde Program Geliştirme. Ankara: Pegem Akademi.
MEB. (2018). Öğretmen Yetiştirme Stratejileri ve Modelleri. Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları.
Gardner, H. (2006). Multiple Intelligences: New Horizons. New York: Basic Books.
Freire, P. (2018). Ezilenlerin Pedagojisi. İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
Bruner, J. (1996). The Culture of Education. Cambridge: Harvard University Press.
November, A. (2012). Who Owns the Learning? Preparing Students for Success in the Digital Age. Solution Tree Press.
Dewey, J. (1938). Experience and Education. New York: Kappa Delta Pi.

İstanbul İşletme Enstitüsünde yazılarının yayınlanmasını isteyen konuk yazarlarımız için oluşturulan bilgi kartıdır. Birçok alanda ve disiplindeki yazıları bu hesap üzerinde bulabilirsiniz.