Kişisel Gelişim

Dünyadaki Uyarlama Senaryolar

Dr. Özgür Yılmazkol
Güncellendi:
14 dk okuma
Bir grup insan bir odada toplanmış, duvardaki çeşitli posterlere bakmaktadır. Posterlerin üzerinde, odaya bir mesaj veren metinler basılıdır. Odanın ortasında, beyaz paltolu bir adam elleri cebinde durmaktadır. Onun iki yanında kırmızı eşofmanlı bir kişi ve siyah pantolonlu bir başka kişi duruyor. Odanın ön tarafında kırmızı gömlekli bir adam bir masada oturmaktadır. Arka planda bir grup insanın posteri vardır. Ön planda bir grup insan bir bankta oturmaktadır. Alt köşede, üzerinde desen olan bir eteğin yakın çekimi var. Son olarak, üzerinde metin bulunan bir poster var. Tüm bu unsurlar bir araya gelerek büyüleyici bir görüntü oluşturuyor.
Uyarlama SenaryosuÖrnek RomanlarÖrnek Filmler
Roman, öykü gibi edebiyat eserlerinin filme dönüştürülmesiGazap Üzümleri, 1984, Günaha Son ÇağrıGazap Üzümleri, 1984, Zorba
Kitaptan sinemaya taşınırken içerik farklılıklarıDoktor Jivago, Büyük Umutlar, YabancıDoktor Jivago, Great Expectations, The Stranger
Filmin başarısı ile romanın sadakati arasındaki ilişkiBaba, Yüzüklerin Efendisi, Harry PotterBaba trilojisi, Yüzüklerin Efendisi serisi, Harry Potter serisi
Kitaplar genellikle PR çalışmalarının yoğun olmadığı yapımlarUçurtma Avcısı, Guguk Kuşu, DraculaThe Kite Runner, One Flew Over the Cuckoo's Nest, Dracula
Dünya çapında iletişim teknolojileri ile okuyucu beklentileriGerminal, Aşk ve Gurur, MutlulukGerminal, Pride and Prejudice, Bliss
Okuyucu ve izleyici arasında roman ve film farklılıkları1984, Guguk Kuşu, Yer Demir Gök Bakır1984, One Flew Over the Cuckoo's Nest, Iron Earth, Copper Sky
Edebiyat uyarlamalarının tanınırlığı ve bilinirlikleriKaramazov Kardeşler, Ateşten Gömlek, Kurtlar İmparatorluğuThe Brothers Karamazov, The Shirt of Flame, Empire of the Wolves
Yapımcılar için edebiyat uyarlamalarının değeriDoktor Jivago, Yüzüklerin Efendisi, Anayurt OteliDoktor Jivago, The Lord of the Rings, Motherland Hotel
Edebiyat uyarlamalarının eleştirileri ve sorunlarıGazap Üzümleri, Yüzüklerin Efendisi, Devekuşu KabareGazap Üzümleri, The Lord of the Rings, Ostrich Cabaret
Edebiyattan sinemaya başarılı geçişHababam Sınıfı, Susuz Yaz, Seni Seviyorum RosaThe Chaos Class, Dry Summer, I Love You Rosa
10 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

Kitaplar her zaman sinemadan daha etkilidir; çünkü okuyucuya bir şey göstermez.

Michael Haneke

Bir sanat dalında üretilmiş bir yapıtın başka bir sanat dalına aktarılmasına uyarlama denir. Bir romanın, öykünün, tiyatro oyununun, radyo tiyatrosunun, operanın, balenin, şiirin, resmin, fotoğrafın vb.nin bir film haline dönüştürülmesi sonrasında filmin künyesinde uyarlama senaryo ifadesine yer verilir. Uyarlama senaryolar, genellikle özgün senaryo yazmaktan daha zor olarak kabul edilir.

Sinemanın geçmişten bugüne beslendiği alanların en önemlilerinden birisi hiç kuşkusuz edebiyattır. Köklü bir geçmişe sahip olan ve her türden yazını bünyesinde barındıran edebiyat, sinemaya da konu/karakter/öykü bağlamında destek vermektedir. Elbette tam bu noktada edebi yazın ile senaryo yazımı arasındaki metin ve içerik farklılıkları ortaya çıkacaktır. Bu farklılıklar film çekimi için hazırlanan senaryoda ne ölçüde giderilirse, filmin görsel ve anlatı açısından başarısı da o ölçüde artacaktır.

William Goldman, uyarlamalarda öne çıkan tür olan romanlar ile film senaryoları ile ilgili olarak şöyle der:

Bunlar tümüyle farklı iki türdür. Aralarındaki tek benzerlik, ikisinin de çok sık diyalog kullanmalarıdır. Yoksa bir sahnenin bir filmde ele alınışının bir romanda ele alınışı ile alakası yoktur.

William Goldman

Goldman’ın da ifade ettiği gibi roman ve film senaryoları farklı açılardan benzerlik ve farklılıkların ortaya çıktığı, çoğunlukla da hangisinin daha başarılı olduğu konusunda bir fikri mücadelenin yaşandığı iki önemli yazın alanıdır. Elbette her edebi tür gibi romanın da kendine has özellik ve özgünleri bulunmaktadır. Benzer şekilde senaryo da teknik bir metin olmasına rağmen, biçim ve içeriği ile bir hikayenin sunumunda ve çekiminde bir yol haritası sunması bakımından farklılaşmaktadır.



Romanlardan uyarlanan senaryolar; öncelikle eserin/yapıtın ya da romanın tanınırlığı/bilinirliği nedeniyle PR çalışmalarının yoğun olmadığı yapımlardır. Çünkü, roman zaten çok okunan, çok bilinen bir eser olduğu için, özellikle romanın sıkı takipçileri tarafından romanın filme alınacağı bilindiğinden dolayı bunun reklam çalışmaları da okuyucular tarafından yapılır ve dünya ölçeğinde iletişim teknolojisindeki gelişmelerin de yardımıyla, gelişmeler an be an takip edilir. Dolayısıyla da film daha bitmeden heyecanla ve merakla bekleyen hiç de azımsanmayacak bir kitle oluşmuş olur.

Bu kitle, reklamın çok önemli olup herşeyi sattırdığı günümüz medya yapılanmasında son derece önemli bir aşamadır. Bu kendiliğinden ve doğal olarak biraraya gelen kitle, film yapımcıları için de değerlidir. Bu ve benzeri sebeplerden ama özellikle ticari vurgusundan hareketle sinema dünyasında farklı ülke ve isimlerin romanlarından uyarlanmış birçok film bulunmaktadır.



Roman uyarlaması filmlerin en büyük eleştiri noktası da hiç kuşkusuz, senaryo metninin romana ne ölçüde bağlı kalınıp kalınmadığı, sorunsalıdır. Bu eleştiri konusu neredeyse tüm uyarlama filmlerle ilgili olarak yapılır. Genel olarak bakıldığında ise birçok satan ya da yazarı/romanın ismi çok iyi bilinen bir eserin filme alınması zor bir iştir çünkü, her insanın farklı seyreden ve kendi hayal gücünde canlanan imgelerini tek bir gerçeklik üzerinden inşa etmenin zorluğu kabul edilen bir gerçektir. Böylelikle zorlu sürecin kabul edildiği ama buna rağmen başarılı bir uyarlama filmin üretilmesi için çabalayan sinemasal bir bakışın varlığı sözkonusudur.

Dünya Sinemasında olduğu gibi Türk Sinemasında da edebiyat uyarlaması filmler vardır. Bu filmler kimi zaman eserin başarısına yaklaşırken, kimi zamansa eseri teğet geçen yapımlar olarak yorumlanmıştır.

Dünya Sinemasında Öne Çıkan Edebiyat Uyarlamaları

  • John Steinbeck /Gazap Üzümleri

  • George Orwell / 1984

  • Nikos Kazancakis / Günaha Son Çağrı

  • Emile Zola / Germinal

  • Dostoyevski / Karamazov Kardeşler

  • Albert Camus / Yabancı

  • Agatha Christie / Doğu Ekspresinde Cinayet

  • Franz Kafka / Dava

  • Stefan Zweig / Korku

  • Khaled Hosseini / Uçurtma Avcısı

  • Stefan King / The Shinning -Hayvan Mezarlığı-Misery

  • Jean Grange / Taş Meclisi-Kurtlar İmparatorluğu

  • Mario Puzo / Baba

  • Boris Pasternak / Doktor Jivago

  • Charles Dickens / Büyük Umutlar

  • Jane Austen / Aşk ve Gurur

  • J.R.R. Tolkien / Yüzüklerin Efendisi

  •  J. K. Rowling / Harry Potter

  • Ben Kesey / Guguk Kuşu

  • Bram Stoker / Dracula

Türk Sinemasında Öne Çıkan Edebiyat Uyarlamaları

  • Yusuf Atılgan / Anayurt Oteli

  • Rıfat Ilgaz / Hababam Sınıfı

  • Ahmet Ümit / Sis ve Gece

  • Zülfü Livaneli / Mutluluk

  • Hüseyin Rahmi Gürpınar / Mürebbiye

  • Halide Edip Adıvar / Ateşten Gömlek

  • Kemal Tahir / Karılar Koğuşu

  • Orhan Kemal / Bereketli Topraklar Üzerinde

  • Fakir Baykurt / Yılanların Öcü

  • Aziz Nesin / Zübük

  • Adalet Ağaoğlu / Fikrimin İnce Gülü

  • Necati Cumalı / Susuz Yaz

  • Pınar Kür / Asılacak Kadın

  • Ferit Edgü / Hakkari’de Bir Mevsim

  • Reşat Nuri Güntekin / Dudaktan Kalbe

  • Yaşar Kemal / Yılanı Öldürseler- Yer Demir Gök Bakır

  • Hekimoğlu İsmail / Minyeli Abdullah

  • Feride Çiçekoğlu / Uçurtmayı Vurmasınlar

  • Sevgi Soysal / Seni Seviyorum Rosa

  • Nahid Sıtkı Örik / Abdülhamit Düşerken

Roman ve Senaryo Arasındaki Yazınsal Farklar

  1. Romanlar (diğer edebi türlerde de çoğunlukla olduğu gibi), çoğu kez geniş zaman dilimleri üzerine anlatılarını inşa ederler. Geçmiş, bugün, gelecek zamansal dilimleri, romanın anlatısı gereğince kendine yer bulur. Ancak senaryolarda romanların aksine, farklı zaman atlamaları kullanılsa da bunlar romandaki gibi detaylı olarak verilmez, flashback ya da flashforward denilen tekniklerle hızlı zaman atlamaları kullanılarak anlatı bu hızlı geçişler üzerinden inşa edilir.

  2. Ana karakter ve yan karakterlerin tanıtım ve tasvirleri senaryoda ilk bölüm içinde ya da ilk bölümün hemen ardından verilirken, romanda ise böylesi bir anlayış söz konusu değildir. Konu ve karakterlerin detaylı bir şekilde anlatıldığı gerçeğinden hareketle romanda; karakterler, mekanlar ve de olaylar ilerleyen bölümde anlatılabilir. Süre olarak bir kısıtlılık halinin olmaması romanları daha detaylı ve uzun yazmak konusunda özgün hale getirmiştir.

  3. Sınırsız bir bakış açısıyla kısıtlamalardan uzak bir anlayışın şekillendirdiği romanda, karakterlerin bütün yansımaları ile ruh halleri ve duyguları apaçık ve detaylı bir şekilde tasvir edilirken, senaryo yazım formatları buna çok izin vermez. Bu sebepten dolayı da romanlar senaryolara nazaran daha içsel ve detaycıdır. Bir olay ya da karakterin tanıtımı sayfalar dolusu yapılabilir, ama senaryoda yazılan herşeyin görsel bir karşılığı olması gerçeğinden hareketle daha minimal ve kısıtlı bir yazım şekli tercih edilmektedir.

  4. Romanlarda yazılan uzun diyaloglar, senaryoda filme aktarılmaz. Çünkü romanın aksine senaryoda belirli bir süre içinde hikayeyi tüm bileşenleri ile aktarmak zorunluluğu vardır. Bu zorunluluk da hiç kuşku yok ki, yazım aşamasında bazı kısıtlamaları gündeme getirecektir. Bu aşamada hikayenin genel ahengini bozmayacak şekilde yapılacak kısıtlamalar filmi daha renkli ve dinamik bir hale getirebilir.

  5. Çatışma unsuru romanlarda bazen örtük olarak ifade edilse de çatışma, senaryoda olmazsa olmaz bir unsurdur. Dolayısıyla senaryodaki hikaye karakterin çatışma unsurundan beslenip dallanıp budaklanarak ilerler. Çatışmanın sebep olduğu krizler atlatılarak, türlü problemler çözülerek ilerleme sağlanır ve nihai hedefe ulaşılır.

  6. Romanlar, biçimsel açıdan ayrı ayrı olaylarla örülü bölümlerden oluşabilir ancak senaryoda süreç, belirli bölümler üzerinden ilerlemek durumundadır. Kısıtlı süre içinde karakter/mekan/zaman tanıtımları eşliğinde olayın dramatik vurgusunun da yapılması senaryonun romana kıyasla daha bağımlı ve bağlı yapısına vurgu yapmaktadır.

  7. Roman, ulaştığı okuyucu kitlesine kendi özgün hayal gücü ve duygu dünyasıyla biricik/tekil bir atmosfer kurmaları için şans tanırken, senaryoda oluşturulan anlatı evreni ve diğer detaylar tamamen yönetmenin bakış açısına indirgeneceği için tam bir özgürlük alanından bahsetmek mümkün olmaz. Roman okuyucusunun kişiselliğini ön plana çıkarmasına olanak tanırken, filmde ise yüzlerce alternatif arasından yönetmenin seçtiği anlatı yapısı ve kurgu dili ile yönetmenin gözünden yansıyanlar izlenir. Bu da elbette ki, sınırlı bir düşünme ve yorumlama fırsatını doğurur.

  8. Roman da zamanı neredeyse gerçek zaman algısı ile değerlendirmek mümkün iken, senaryoda zamansal geçişler sözkonusudur. Belli bir sürede bir hikayeyi anlatma zorunluluğundan dolayı, bu zamansal atlamalar olmak zorundadır zira bu atlamalar yapılmazsa filmin süresi makul olarak kabul edilen süreleri fazlasıyla aşacaktır.

Uyarlama Senaryoların Katkıları

Köklü bir geçmişi olan edebiyat ürünü romanlar, dün olduğu gibi bugün de yarın da sinemaya can suyu olmaya devam edecektir. Kimi zaman eleştirilse, kimi zaman övgüyle karşılansa da edebiyat uyarlaması filmlerin çok önemli bir misyonu daha vardır. O da görselliğin ağırlıkta olduğu dijital kültürün kuşattığı günümüz gençliğinin edebi alt yapısına bir nebze de olsa katkıda bulunmak, farkındalık yaratmak.

Okuma eyleminin giderek azaldığı günümüzde, edebi eserlerden uyarlanan görsel-işitsel filmler, özellikle gençlere hitap etmesi bakımından son derece önemlidir. İzlenen bir uyarlama film ile en azından yazar/şair ve eser ismi konusunda bir bilinci oluşan gençler, belki de ilk bu film aracılığıyla duydukları yazarın/eserin peşine düşerek, edebiyatın da sonsuz bir ilham ve esin kaynağı olabileceğinin farkına varabileceklerdir.

Tüm bu sebeplerden ötürü, edebiyat ve sinema arasındaki iletişim ve etkileşimin her daim artarak sürmesi, her kesim ve her açıdan oldukça önem taşımaktadır. Yazının nasıl görsele dönüştüğü ya da yazının görsel ifadesinde kişiselliğin etkisine dair öğrenilecek çok şey varsa şayet, edebiyat uyarlaması filmlere yeniden ve yeniden göz atmakta fayda bulunmaktadır.

Sıkça Sorulan Sorular

Uyarlama Senaryo Nedir?

Bir romanın, öykünün, tiyatro oyununun, radyo tiyatrosunun, operanın, balenin, şiirin, resmin, fotoğrafın vb.nin bir film haline dönüştürülmesi sonrasında filmin senaryosu uyarlama senaryo olarak isimlendirilir.

Dünya Sinemasından Uyarlama Olan Hangi Filmler Sayılabilir?

John Steinbeck Gazap Üzümleri, George Orwell 1984, Nikos Kazancakis Günaha Son Çağrı, Dostoyevski Karamazov Kardeşler ve Emile Zola Germinal filmi dünya sinemasından en iyi uyarlama filmler arasında sayılabilir. 

Romanlardan Uyarlanan Senaryo Yazımının Zorlukları Nelerdir?

Süre anlamında bir kısıtlama vardır öncelikle. Dolayısıyla karakter/yer/zaman ve olayların belirli bir süre içerisinde anlatılması zorunluluğu vardır. Bu zorunluluk da romanın okuyucuya sağladığı özgürlük alanının sınırlanmasına sebep olacaktır.

Kitaplardan sinemaya uyarlanan eserlerin, kitap okumayı tercih etmeyen gençlere de edebiyatın güzelliğini ve genişliğini anlama fırsatı sağladığı düşünülür mü?

Kitaplardan sinemaya uyarlanan eserlerin, kitap okumayı tercih etmeyen gençlere de edebiyatın güzelliğini ve genişliğini anlama fırsatı sağladığı hakkında konuşmak önemli bir noktadır. Sinemaya uyarlanan eserler, gençlerin edebi metinleri tercih etmeyerek bloke olmalarına rağmen, edebiyatın geniş ve farklı anlatılarına ulaşmalarına olanak sağlar. Çünkü, sinema filmleri gençler arasında oldukça popüler bir etkinliktir ve bu şekilde edebi eserlerle tanışma fırsatı bulurlar.

Edebiyatın Sinemaya Aktarılması

Bir edebi eserin sinemaya aktarılması adeta iki farklı sanat dalının çakışma noktasıdır. Bu senaryoların yazılması ve uygulanmasında belirli teknik ve yöntemler gerektirir. Kitaplardaki metnin, filmin vizüel ve anlatısal bağlamına dönüştürülebilmesi, romanlar ve film senaryoları arasındaki denklemi çözümlemeyi hedefler.

Gençlerin Edebiyatla Buluşma Noktası: Uyarlamalar

Kitap okumayı tercih etmeyen gençler için, uyarlamalar bu gençlere bir tür kapı görevi görür. Edebiyat eserlerinin sinemaya uyarlanması, gençlerin edebiyatın genişliği ve güzelliği hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlar. Çünkü, bu filmler sayesinde, gençler daha önce hiç tanışmadıkları bir hikaye veya karakterle tanışma fırsatı bulurlar.

Reklamın Gücü: Uyarlama Filmler

Birçok uyarlamada, romanların zaten okunmuş ve bilinen bir eser olması, filmi daha geniş bir kitleye ulaştırmada önemli bir faktördür. Bu, film yapımcıları için değerli bir kitleye ulaşma imkanı sağlar. Bu durum, romanın yerleşik fan kitlesi tarafından doğal bir reklam oluşturur ve bu da yapımların ticari başarısını etkiler.

Uyarlama Filmler ve Sonuçları

Bununla birlikte, uyarlamaların kendine özgü zorlukları da vardır. Özellikle, bir romanın filmin senaryosuna nasıl dönüştüğü, genellikle geniş eleştirilerin odak noktasıdır. Ancak, bu süreç zor olsa da, bu uyarlamaların sonunda birçok genç, edebiyatın geniş ve derin dünyasıyla tanışma fırsatı bulur.

Sonuç olarak, edebiyatın sinemaya uyarlanması, kitap okumayı tercih etmeyen gençlerin edebiyatı daha iyi anlamalarına yardımcı olmak için güçlü bir araçtır. Bu süreç sayesinde, gençler edebiyatın sadece okuma ile sınırlı olmadığını, aynı zamanda bir vizüel deneyimle de anlaşılabileceğini keşfedebilirler. Bu, gençlerin edebiyatın çeşitli biçimlerini ve genişliğini tanımaları için onlara eşsiz bir fırsat sunar.

William Goldman'ın ifade ettiği gibi, edebiyat uyarlamaları ve film senaryoları arasındaki benzerlik ve farklılıklar nelerdir ve hangi faktörler bu iki yazın alanının birbirine üstünlüğünü belirler?

William Goldman'a göre edebiyat uyarlamaları ve film senaryoları arasındaki benzerlikler ve farklılıklar, her iki yazın alanı arasında belirli bir üstünlük yaratan faktörlerin belirlenmesine yardımcı olmaktadır.

Edebiyat Uyarlamaları ve Film Senaryoları Arasındaki Benzerlikler:

Her iki yazın biçimi de bir hikayeyi veya düşünceyi ortaya koyar ve izleyicinin veya okuyucunun ilgisini çekmeye çalışır. Bu dikkat çekme görevi genellikle çatışmalar, karakterlerin başından geçen olaylar ve bu olayların sonuçları üzerinden sağlanır. Ayrıca, edebiyat eserlerini ve film senaryolarını oluşturan yapısal unsurlar, özellikle dikkatli bir okuyucu veya izleyici tarafından, hikayenin anlaşılmasına ve yorumlanmasına yardımcı olur.

Edebiyat Uyarlamaları ve Film Senaryoları Arasındaki Farklılıklar:

Edebiyat, kelime resmi, betimleme ve dilin sesi gibi yazılı bir dilin unsurlarını kullanırken, film senaryosu görsel ve işitsel unsurları kullanır: görüntüler, sesler ve diyalog. Bu farklı medyaların özellikleri, bir hikayeyi anlatma ve bir izleyicinin veya okuyucunun duygusal ve zihinsel yanıtlarını uyandırma yeteneklerini etkiler. Örneğin, bir roman, bir karakterin iç dünyasını ayrıntılı bir şekilde betimleyebilir çünkü okuyucu, yazarın imaları, karmaşık duygusal tepkiler ve çatışmalar the olduğu kelime resmini kullanarak karakterin zihin hali üzerinde zengin ve yoğun bir perspektif oluşturabilir. Diğer taraftan, film senaryosu daha çok eylem, diyalog ve görsel imgelerle hikayeyi anlatır.

Hangi Faktörler Bir Yazın Alanının Diğerine Üstünlüğünü Belirler?

Bir yazın alanının diğerine üstünlüğünü belirleyen çeşitli faktörler vardır. Özellikle Goldman, bu faktörlerin genellikle izleyicinin veya okuyucunun deneyimi ve tercihleri ile ilgisi olduğunu belirtmektedir. Herkes roman okumayı sevmez ya da bir film için sabırsızlıkla beklemeyebilir. Bunun yerine, deneyimleri ve tercihleri hikayeleri nasıl tükettiklerini belirler. Bir kişi, bir olay örgüsünü veya karakter gelişimini görsel bir biçimde bir filmde görmeyi tercih edebilir, iken başka bir kişi belki de aynı hikayeyi kelime resimleri ve betimlemeler aracılığıyla okurken deneyimlemeyi tercih edebilir. Sonuç olarak, hangi yazın biçiminin başarılı olduğu genellikle spesifik bir deneyim veya tercihe dayanır, bu tamamen subjektif bir durumdur.

Eserin başarısı, filme uyarlandığında ne ölçüde korunmalı ve bu korumanın sınırları nasıl belirlenir?

Eserin filme uyarlanması süreci, genellikle birçok bazı teknik ve artistik zorlukları da beraberinde getirir. Bu süreçte eserin başarısının korunması ve bu korumanın sınırlarının belirlenmesi, oldukça önemlidir. Bu bağlamda, eserin asıl hikayesinin ve özünün, orijinal metinden filmin senaryosuna aktarıldığı süreçte ne ölçüde korunduğu önem taşımaktadır.

Bu korumanın sınırlarının belirlenmesi, özgün eserin değerlerini, duygusal yoğunluğunu ve anlamını kaybetmeden, farklı bir sanat formuna çevrilmesine bağlıdır. Uyarlama sürecinde, eserin atmosferi, karakterlerin gelişimi ve hikayenin genel işleyişi gibi önemli unsurlar, filmin başarısını etkileyebilecek faktörler arasındadır.

Ancak, eserin filme uyarlanırken tamamen aynı şekilde aktarılması ve korunması bazen dikkate alınacak teknik ayrıntılar ve film sanatının gereklilikleri nedeniyle her zaman mümkün olmayabilir. Bunun yanı sıra, uyarlamalar genellikle orijinal eseri tam anlamıyla yansıtmayabilir, çünkü her sanat formunun kendi dil özellikleri ve ifade biçimleri vardır.

Sonuç olarak, eserin filme uyarlanması sürecinde başarısının korunabilmesi ve bu korumanın sınırlarının belirlenebilmesi, hem sanatsal duyarlılık hem de teknik sokaktanlık gerektirir. Uyarlama sürecinde, hedef kitle ve film sanatının gereklilikleri göz önünde bulundurularak, eserin özünün ve hikayesinin film diline en etkili şekilde çevrilmesi hedeflenmelidir.

Uyarlama Senaryolar | IIENSTITU