Kişisel Gelişim

Müfredat - İnsanın Kişisel Gelişim Serüveni

Konuk Yazar
Güncellendi:
8 dk okuma
Bir el kırmızı bir merdiveni sıkıca kavrayarak gökyüzüne doğru uzanıyor. Merdiven vücuda yakın tutulmuş ve el onu sıkıca kavramıştır. Merdiven uzun ve ince, görünüşte sonsuz bir yüksekliğe kadar uzanıyor. Gökyüzü koyu mavidir, beyaz ve gri bulutlar etrafa dağılmıştır. Gökyüzünde parlayan güneş resme parlak ve neşeli bir hava katıyor. El güçlü ve kendinden emin, kavrayışında kararlılık ve azim gösteriyor. Merdiven umut ve olasılığın sembolüdür ve bu el yıldızlara uzanmaya hazırdır.
kişisel Gelişim EvreleriAçıklamaÖnem
DoğumKişi, çevresine dair olan bilgisizliği ile hayata başlar.Bu dönem, kişinin çevresi hakkında gözlem yapma sürecidir.
Çocukluk (amelelik)Kendi çevresindeki insanlarla yarış halinde olan kişi, çeşitli yetenekler edinmeye çalışır.Sosyal beceriler ve kişilik özelliklerinin temelleri bu dönemde atılır.
Okul DönemiKişi, eğitim hayatına başlar ve çeşitli beklentilere uğrar.Akademik başarı ve genel yetenek geliştirme bu dönemde önem taşır.
ErgenlikKişi, sosyalleşip fikirler geliştirir. Ayrıca kendi hakkında farkındalıklar edinir.Kişisel ve sosyal competencesin gelişmesi bu dönemde olur.
Yetişkinlik (Müfredat-İnsan)Birey, sadece müfredat dışında kendini geliştiremez ve bu durum çeşitli sorunlara yol açabilir.Kişilik oluşumu ve yetişkinlik becerilerinin geliştirilmesi bu dönemde olmalı.
Bireysel FarkındalıkKişi, kişisel gelişmemişliğinin farkına varmalıdır.Bu evre, kişinin kişisel gelişimine özen gösterme adımıdır.
Yarıştan ÇıkışKişi, kendisine sunulan yarışlardan ve rekabetlerden ivedilikle çekilmelidir.Rekabetin yavan bir yaşama yol açabileceği belirtiliyor.
Rakip BelirlemeKişi, ille de bir yarışa ihtiyacı varsa en büyük rakibinin kendisi olduğunu anlamalıdır.Bireysel gelişim ve kendini aşmanın önemi vurgulanır.
Kişisel GelişimKişi, kendi gelişimini sağlamak için çeşitli yollar aramaya koyulmalıdır.Kişinin kendi kişisel gelişiminin sağlanmasının önemi vurgulanır.
Öz-RefleksiyonKişi, tamamen kendini ve eylemlerini gözden geçirerek kendi hakkında daha fazla bilgi edinmelidir.Kişinin öz farkındalığı ve kişisel gelişiminin sürekliliği vurgulanır.
10 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

Kişisel gelişim, sosyal yaşamınızda olduğu kadar benliğinizle kurduğunuz ilişkinin verimliliği açısından da önemli bir süreçtir. Peki bu süreci bu denli mühim kılan nedir, dediğinizi işitir gibiyim. O hâlde arkanıza yaslanın ve size anlatacaklarıma kulak verin.

Doğduğunuzda geldiğiniz yer ve şanslıysanız uzun seneler birlikte yaşayacağınız aileniz hakkında ufacık da olsa bir fikir sahibi değilsinizdir. Hele ki ailenizin, toplum denilen yapıyı meydana getiren küçük ya da büyük gruplardan yalnızca birini oluşturduğuna yönelik gözlemde bulunma fırsatınız hiç mi hiç olmamıştır. Bu tür deneyimleriniz sonucunda oluşan bilgilere ulaşmanız için biraz daha zamana ihtiyacınız vardır. Hastaneden eve götürülüp yaşam alanınızla tanışmanızdan itibaren maraton başlar.

Evet, yanlış okumadınız, başlayan şey maratondur; çünkü yaşamınızın neredeyse her safhasında bilinçli ya da bilinçsiz bir biçimde, kurallarını sizin belirlemediğiniz birçok yarışın içinde buluverirsiniz kendinizi. Akrabalarınızın ya da komşularınızın arasında, yeni doğum yapmış bir kimse varsa, aileniz onlarla komşuculuk oynamaya başlar ve sizin mi yoksa komşunun çocuğunun mu daha önce yürümeye başlayacağı, ilk kez hanginizin konuşacağı hatta daha önce kimin tuvaletinin geldiğini söyleyebileceği gibi sorular aileler arasında gizli bir rekabeti doğurur.

Peki ya siz?

Siz akranınızla yalnızca birbirinizin algılayabileceği-muhtemelen agu dilinde- bir iletişim hâlinde, gülümsemeye, salyalar akıtmaya, ağlamaya ve belki ansızın uyuyakalmaya devam edersiniz.



Az önce anlattıklarım, maratonun ısınma turlarıdır. Biraz serpilip büyümeye başladığınızda, bir oyun bağımlısı değilseniz, sokağa çıkar ve arkadaş edinirsiniz. Mahalleden arkadaşlarınızla top oynarken kimin daha iyi şut çekebildiği, şakalaşırken kimin grubun çoğunu güldürebildiği, hanginizin sevgilisinin olduğu gibi konular, sizin çocuk itibarınız için fantastik bir önem arz eder.

Derken bir gün ütülenmiş, jilet gibi okul formanızın içine hapsoluverirsiniz. -okul forması, uzun yıllar boyunca öğrencinin ambalajı olagelmiştir.- Sınıfın, okulun, bulunduğunuz şehrin ve nihayetinde ülkenin birincisi olmanız beklenir sizden. Biraz mübalağa ettiğim kabul; ama genel hatlarıyla ailenizin, akrabalarınızın ve çevrenizin sizden birtakım beklentileri olduğu noktasında uzlaşalım.

Bir sınavdan öbür sınava mekik dokurken televizyonda seyretmeye bayıldığınız bilim kurgu filmlerindeki robotlara dönmüşsünüzdür adeta. İlgi alanlarınıza, hobilerinize vakit ayıramamışsınızdır. Neticede sınavlarda en iyi skorları elde etmiş, ailenizi onurlandırmışsınızdır. Parmakla gösterilen bir öğrencisinizdir öğretmenlerinizin arasında. Bir süre sonra, başarı sarhoşluğundan ayıldığınız vakit, canınızı sıkan bir şeyler olduğunu sezersiniz. Sınıfta ders dışındaki konulara katılım gösteremiyor, öğretmenininiz üzerinde tartışmalar yürütülen konuya ilişkin size soru sorması olasılığı ödünüzü koparıyordur. Öyle ki, geceleri kâbuslarınızda, herhangi bir konuda yürütülen tartışma esnasında öğretmenin size söz verdiğini ve sizin hiçbir fikrinizin olmadığı konu karşısında apışıp kaldığınızı ve bu kez sizi parmakla gösterenlerin sizle alay eden sınıf arkadaşlarınız olduğunu görüyorsunuzdur. Tebrikler! Artık bir müfredat-insansınız.



Müfredat-insan da ne demek?

Biz müfredat-insana, yükümlü olduğu konu ya da alanın unsurları dışında kendini geliştirmemiş kimse, diyelim.

Şimdi yavaş yavaş başta ifade ettiğim, kişisel gelişimin sosyal yaşamınız ve kendi benliğinizle kurduğunuz ilişkinin verimliliğine dair mühim bir süreç olduğuna ilişkin düşünceyi algılamaya başladınız, değil mi? Neyse, ne diyorduk? Sizden mi bahsediyorduk?  Yok canım, hayır! Ne alakası var? Biz müfredat-insanın korkudan titreyerek uykusuz geceler geçirdiği yavan yaşamından söz ediyoruz.

İyi de kendimizi müfredat-insan olmaktan nasıl koruyabiliriz?

Öncelikle, bu soruyu görene dek yazıyı okumaktan vazgeçmediğiniz için sizi tebrik etmeyi bir borç bilirim! Fakat ne yazık ki bu konuda bir reçete yazmam mümkün değil. Reçeteyi sizin yazmanız gerekiyor. Bir doktor nasıl ki reçete yazabilmeyi olanaklı kılan lisans diplomasını almak için öğrencilik hayatı boyunca titizlikle çalışıyor ise siz de kendi reçetenizi yazmak adına kendi kişisel gelişiminize özen göstermelisiniz.

Nasıl kişisel gelişilir? Ya da başka bir deyişle kişisel gelişimimi nasıl sağlayabilirim?

Bu sorunun cevabı da bende ya da herhangi bir başkasında mevcut değil.

Anlayacağınız, bu da gol değil.

Ama size müfredat-insan örneğinden yola çıkarak birkaç naçizane tavsiyede bulunabilirim.

İlk olarak müfredat-insanımızın sınıf ortamında farkına vardığı ve onun bilincine bir kabus olarak çöküp onu sinsice özgüvensiz bir insan hâline getirecek olan kişisel gelişmemişliğinin farkına varması gerekir.

Doğumundan itibaren bir mensubu hâline getirildiği büyük yarıştan ivedilikle istifa etmesi gerekir. Çünkü sorgulanmaksızın girişilen her rekabet, insanın yavan kalmasına hizmet eder. İlla ki bir rakip arıyorsa, en büyük rakibinin kendisi olduğunun bilincine varmalıdır. Bir Hint Atasözü şöyle söyler:“Başkasından üstün olmanız önemli değildir, önemli olan dünkü halinizden üstün olmanızdır.”

İlgi alanlarını belirleyip söz konusu ilgi alanları üzerine yoğunlaşabilir. Bu kapsamda kitaplar okuyabilir, belgesel ve filmler seyredebilir. Böylece konu konuyu açar ve farklı alanlarda da birikim sağlayabilir.

Sıra geldi gelişiminin işlevlerini sorgulamaya. Müfredat-insan, birikimini sorgulamalıdır. Bunu gelir gider dağılımını gösteren finansal bir tablo gibi düşünebilrisiniz. Peki, bizim örnek insanımız, kişisel gelişim konusunu nasıl sorgulayacak? Ailenin, toplumu meydana getiren en küçük grup olduğundan bahsetmiştik. Toplum içerisinde dezavantajlı gruplar olarak nitelendirdiğimiz güçsüz bırakılmış insanlar ve insanların güçsüz bıraktığı hayvanlar da yaşamaktadır. Bu grupların yaşam verimliliğini artırmaya yönelik çalışmalar yürüten sosyal gruplar vardır. Örnek insanımız, bu gruplardan herhangi birinde gönüllülük faaliyetlerinde bulunursa bugüne dek kendisini ne yönde ve nasıl geliştirdiğini sınayabilir, üstüne üstlük bir ağacın köklerine benzeyen gelişimini sağlamlaştırarak derinleştirebilir.

Yazar: Emre HAÇAN

Sıkça Sorulan Sorular

Hangi konularda kişisel gelişim yapılabilir?

Bireysel ve Sosyal Gelişimin Ruh Sağlığına Etkisi

Toplumsal yaşamımızla beraber kişiliğimiz, hayat sürecinde önemli bir rol oynar. Bu sürecin ne kadar önemli olduğuna dair sorular sormaktan çekinmeyin. Doğduğumuz andan itibaren ailemizin kültürel ve toplumsal yapısını anlamaya çalışırız. Ancak bu anlama süreci zaman alır ve yaşamın belirli bir bölümünden sonra başlar.

Ailenizin Toplumsal Konumu ve Bireysel Gelişiminize Etkisi

Aile içindeki sosyal etkileşimler ve çocukluk dönemindeki deneyimler, bireysel gelişimin temelini oluşturur. Aile içerisinde, komşular arasında ve diğer sosyal gruplarda yaşadığımız deneyimler, kim olduğumuzu ve nasıl bir birey olacağımızı belirler.

Çocuk Yaşta Yarışın Başlangıcı ve Etkileri

Akrabalarımızın ve komşularımızın bu süreçteki rekabeti, hatta çocuk yaşta başlayan maratonlarımız, yaşamımızın her evresinde belirginleşir. Bu maratonlar bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde gerçekleşir ve bu süreçte kendimizi içerisinde bulduğumuz birçok yarışın içinde buluruz.

sosyal hayatta Başarı ve Beklentilerin Bireye Etkisi

Büyüdükçe, toplum ve ailemiz tarafından belirlenen başarı kriterlerine göre hareket etmeye başlarız. Sınavlardan sınıflara, okuldan toplumun geneline kadar her yerde başarı beklenir ve bu durum baskı oluşturabilir. Bu beklentiler karşısında, bir noktada başarı sarhoşluğu yaşarız ancak bu durum sürdürülebilir değildir ve zamanla ilgi alanlarımıza ve hobilerimize ayıralacak vaktimiz kalmaz.

Sonuç olarak, hayatın her sürecinde birey olmanın ve sosyal bir varlık olmanın getirdiği etkiler ve zorluklar vardır. Hem toplumsal hem de bireysel yaşamda deneyimlediğimiz durumlar, kim olduğumuzu ve hayata dair bakış açımızı şekillendirir. Bu sebeple, bireysel ve sosyal yaşantımızın önemini göz ardı etmemeliyiz. Ayrıca, bu süreçlerin her ikisinin de ruh sağlığımız üzerinde belirleyici olduğunu unutmamalıyız.

Kişisel gelişim sürecinin temel unsurları nelerdir?

Eğitim ve Sosyal Yaşamın İç İçeliği

İlk bakışta, eğitim sürecinin sadece akademik bilgi edinme süreci olduğunu düşünebiliriz. Ancak bu süreç, aynı zamanda kişisel ve sosyal yaşamda yer edinme, etkili bir iletişim ve çeşitli gruplarla uyum sağlama sürecidir. Bu sürecin öncelikli olarak ailede başlamasının ardından, daha geniş toplum yapılarına, öğrenim sürecinde, öne çıkmaktadır.

Aile ve Sosyal Grup İlişkileri

Özellikle aile ve sosyal gruplar içerisindeki deneyim ve gözlemler, bizim sosyal becerilerimizi ve sahip olduğumuz değerleri şekillendirir. Aynı zamanda bu süreç, kişinin çevresiyle olan ilişkisinin belirlenmesi açısından hayati öneme sahiptir. Söz konusu sürecin niteliği, yetişkin yaşantısında kişinin yaşam kalitesi üzerinde büyük etkisi olacaktır.

Yarışın İçinde Ben Kimim?

Her birimiz belirli sosyal ve aile içi koşullar içinde yer alır ve o koşulların belirlediği kurallarla yaşarız. Bu yarışın kazananı olmak için belirli beklentilere uymak, belirli norm ve değerleri benimsemek gerekebilir. Ancak bu süreçte kişinin kendine ait bir benlik oluşturması ve kişilik özelliklerini tanıması önemlidir.

Kişiliğin ve Kimliğin Oluşumu

Eğitim sürecinde, sosyal etkileşim ve deneyimler, kişiliğin ve benlik algısının oluşmasında önemli bir rol oynar. Bu süreçte kişi, kendi değeri ve yetenekleri hakkında bilgi sahibi olur, aynı zamanda başkalarıyla ilişkilerini tanımlama ve yönetme yetenekleri geliştirir. Özellikle ergenlik döneminde bu süreç daha belirgin hale gelir.

Eğitim: Bir Benlik Yolculuğu

Bu nedenle, eğitim süreci, sadece akademik başarı ve bilgi edinme süreci olmayıp, aynı zamanda kişisel ve sosyal gelişim süreci olarak da değerlendirilmelidir. Kişi, bu süreçte kendi değerlerini, becerilerini ve yeteneklerini tanıma fırsatı bulur ve bu süreçte kendisiyle barışık, bütünleşmiş bir benlik oluşturabilir.

Sonuç olarak, eğitim ve sosyal yaşam arasındaki etkileşim, bireyin hayatındaki en önemli süreçlerden biridir. Bu süreç sayesinde birey, hem sosyal çevresiyle hem de kendisiyle daha sağlıklı ve verimli bir ilişki kurabilir.

Sosyal yaşamdaki başarıyı artırmak ve benlikle kurulan ilişkiyi geliştirmek adına kişisel gelişimde hangi konulara odaklanmak önemlidir?

Bireysel Gelişim ve Sosyal Beçeriler Açısından Değerlendirilmeye Tabi Tutulma Süreci

Yeni doğan bir birey, hangi aileye ait olduğuna dair bir fikre sahip olamayacağı gibi, ailesinin toplumsal yapının küçük ya da büyük bir parçası olduğuna dair bir gözlemde bulunma fırsatına da sahip olmaz. Öte yandan, birçok yarışın içerisinde yer almak zorunda olacağı bir sürecin başlangıcıdır bu. Ancak bu durum, ancak belirli bir süre sonra fark edilir. Çünkü ilk yaşantılar sırasında, bireyler bilinçli ya da bilinçsiz olarak yarışma durumuna girerler. Derken, oyunlardan sokağa atılan bir adım, ardından ilk okul deneyimi ve ardından sınav maratonu gelir.

Bireylerin Kendi Becerileri Üzerinden Değerlendirildiği Süreçler

Kişi biraz daha büyüdükçe, bazı yetenekler geliştirir. Hangi bireyin daha iyi atış yapabileceği, kimin daha esprili olduğu, kimin daha fazla romantik ilişkisi olduğu gibi konular, çocuklar arasında önemli olur. Bu, bir yetenek yarışmasından çok, toplumsal beklentilere uyum sağlama ve kendini kabul ettirme çabasıdır. Zaten bu beklentiler, ailelerin ve çevrenin bireyler üzerinde bir baskı oluşturmasına neden olur.

Sınav Maratonu ve Akademik Başarı

Bireyler, okul hayatına başladıktan sonra, sınavlardan diğerine koşmaya başlarlar. Akademik başarı, bireylerin ailelerini onurlandırmak için çok çalıştıkları bir alan olur. Ancak, bu süreçte, bireylerin kendi ilgi alanlarına ve hobilerine vakit ayıramama problemi ortaya çıkar. Bu durum, akademik başarının getirdiği tatminin yanında, çeşitli problemlerin ortaya çıkmasına da neden olabilir. Özellikle, sınıf içi tartışmalara katılamama ya da öğretmenin bir konuya ilişkin soru sorması karşısında yaşanan korku, bu problemlerden biridir.

Sonuç olarak, bireysel gelişim ve sosyal beceriler konusunda yürütülen süreç, yeni doğan bir bireyin hayatının hemen her aşamasında yer alır. Ancak, bu süreçte çeşitli sorunlar da ortaya çıkar. Bu durum, bireylerin kendilerine özgü yetenek ve kabiliyetlerini geliştirme olanaklarını azaltabilir. Bu nedenle, bireylerin kendi yeteneklerine göre değerlendirildiği ve beklentilerin realist bir şekilde belirlendiği bir eğitim sürecine ihtiyaç olduğu söylenebilir. Bu sayede, bireyler içinde bulundukları topluma daha etkili bir şekilde uyum sağlayabilir ve toplumun bir parçası olma sürecini daha başarılı bir şekilde yönetebilirler.