
Tarih Öncesi Arkeolojisi, “prehistorya” olarak da biliniyor. Yazının icadından önceki dönemleri inceleyen bu bilim dalı, insanlığın en uzun dönemlerini inceliyor. Her dönemin her bölgede farklı sürelerle yaşandığını, bu bilim dalı sayesinde öğrenebiliyoruz. İnsanlık tarihinin en eski dönemlerine, yine bu bilimin araştırmacıları aracılığıyla ışık tutulabiliyor.
Bu bilim dalı, ağırlıklı olarak Yeni Taş Çağı adı da verilen, Neolitik Çağ’ı araştırıyor. Bunun nedeni; insanlığın yerleşik yaşama geçmesidir. Neolitik Çağ’da yerleşik yaşama geçilmesiyle birlikte insanlar; ekonomik, sosyolojik ve psikolojik olarak değişimler yaşamıştır. Bu değişimleri yansıttıkları her türlü kültürel ve tarihî eserler, tarih öncesi arkeologları tarafından inceleniyor. Yeni Taş Çağı öncesindeki Eski Taş Çağı ve sonrasındaki İlk Tunç Çağı da Tarih Öncesi Arkeolojisi kapsamında yer alıyor.
İnsan, nasıl ki geçmişini bilmeden geleceğini sağlam bir şekilde kuramazsa; insanlık da kendi tarihini bilmeden sağlam bir gelecek kuramaz. Dünyanın geleceğinin sağlam temeller üzerinde kurulması, tarih öncesindeki kültürel miraslarla yakından ilişkilidir. Her uygarlık, kendi kültürel miraslarının geçmişini tanımak ve bilmekle sorumludur. Dünya üzerinde yaşamış bütün toplumlar, kendi kültür varlıklarını tanıyıp onlardan ders almayı da bilmelidir. Geçmişte yapılmış her eser, yaşanmış her olay ve bize aktarılan her kültür ürünü değerlendirilmeli ve günümüz kültürüyle ilişkisi kurulmalıdır.
Tarih öncesi dönemlerinden bizlere kadar gelen eserlerde, o dönemlere ait mesajlar saklıdır. Bu mesajları doğru anlayıp iyi yorumlamak ve günümüzle olan ilişkisini kurmak gerekir. Böylelikle, geçmişimizle geleceğimizin bağlantısını doğru kurmuş oluruz.
Sağlam bir gelecek kurabilmemiz yardımcı olan “Tarih Öncesi Arkeolojisi” bölümü, üniversitelerde kurulmuş olan akademik bir disiplindir. Bazı üniversitelerde bu alanda “Prehistorya” adıyla da eğitim verilmektedir. Kapsam olarak aynı olmakla birlikte, sadece isim olarak farklıdır.
Tarih Öncesi Arkeolojisi Bölümü Nedir?
Tarih Öncesi Arkeolojisi Bölümü; Fen-Edebiyat Fakültesi çatısı altında eğitim veren, dört yıllık bir lisans programıdır. Bölüme, merkezî yerleştirme sınavıyla ve Eşit Ağırlık puan türüyle öğrenci alınıyor. Bu bölüm öğrencileri “arkeolog” unvanıyla mezun oluyor.
Bölümün temel amaçlarından birisi; arkeoloji alanına katkı yapacak araştırmacı ve uzmanlar yetiştirmektir. Bu bölüm ayrıca, ülkemizin tarih öncesi dönemlerine ait araştırmaları ve projeleri bizzat yürütmekle, arkeoloji bilimine önemli katkılar yapıyor.
Bölümün bir diğer amacı da; öğrencilerin hem teorik dersler, hem de kazı alanlarındaki uygulamalar sayesinde bilgi ve deneyim kazanmalarına olanak sağlamaktır. Anabilim Dalı öğretim üyelerinin yürütmekte olduğu kazı çalışmaları ve diğer projeler, öğrencilerin de katılabileceği uygulamalardır. Öğrenciler bu etkinliklere katıldıklarında, gerçek bir deneyim elde ederler ve mesleklerini daha öğrenciyken yapmaya başlayabilirler. Kariyer hayatı için çok değerli olan bu uygulamalı çalışmalar, mezuniyet sonrası rahatlıkla iş bulunmasını sağlayacaktır. İş konusunda olanakları dar bir bölüm olan Tarih Öncesi Arkeolojisi, diğer bölümlerle de desteklenmelidir. İkinci bir lisans diploması veya yüksek lisans yapmak gibi seçeneklerle, iş bulma konusundaki engeller aşılabilir.
Öğrencilerin; çift ana dal veya yan dal uygulaması sayesinde Klasik Arkeoloji, Arkeoloji ve Sanat Tarihi, Müzecilik bölümlerini de aynı anda okuma şansları bulunuyor. Bu konudaki seçenekler için, ilgili üniversitelerin web sayfaları incelenmelidir.
Çift ana dal ve yan dal uygulamaları dışında öğrencilerin, bu alanla ilgili yüksek lisans yapma seçenekleri de bulunuyor. Ayrıca öğrencilik döneminde Erasmus gibi öğrenci değişim programlarına katılmak, gelecekte kariyer açısından önemli katkılar sağlayacaktır.
Tarih Öncesi Arkeolojisi Bölümünün İş İmkânları Nelerdir?
Tarih Öncesi Arkeolojisi bölümü mezunlarının imkânlarının çoğunlukla, kamusal alanda ve arkeolojik araştırmalar çerçevesinde olduğunu söyleyebiliriz. Bölüm mezunları; Kültür Bakanlığına bağlı kurumlarda, kamu ve özel müzelerde, belediyelerin ilgili birimlerinde arkeolog olarak çalışabiliyorlar.
Ayrıca mezunların; gerekli şartları yerine getirdiklerinde, üniversitelerde akademik kariyer yapabilme olanağı da bulunuyor. Akademik kariyer için temel şartlardan bir tanesi, yeterli bir ALES puanıdır. ÖSYM’nin yaptığı bu sınavdan iyi bir not alabilen mezunlar, yükseköğretim kurumlarının giriş sınavlarına başvurabiliyorlar.
Tarih Öncesi Arkeolojisi Bölümü Mezunları Ne İş Yapar?
Tarih Öncesi Arkeolojisi bölümü mezunları arkeolog unvanıyla;
Kültür Bakanlığına bağlı kurumların arkeolojik çalışmalarını yürütebilirler,
Kamu ve özel vakıflara ait müzelerde arkeolojik uygulamaları yapabilirler,
Arkeolojik kazılar ve arazi çalışmaları ile ilgili işleri yapabilirler,
Tarih öncesi arkeolojik eserlerinin laboratuvar ortamındaki işlemlerini ve topluma tanıtılması işini yapabilirler,
Arkeolojik alanlarda yapılan projeleri tüm hatlarıyla yürütebilirler.
Tarih Öncesi Arkeolojisi Bölümü Dersleri Nelerdir?
Tarih Öncesi Arkeolojisi bölümünün ders programı, teorik olduğu kadar uygulamalı dersleri de kapsıyor. Ders plânları; öğrencilere bilgi vermenin yanı sıra, uygulama çalışmaları sayesinde deneyim kazandırmayı da amaçlıyor.
Ders plânındaki zorunlu ve seçmeli derslere baktığımızda, laboratuvar ortamında yapılan dersler olduğunu da görüyoruz. Uygulamalı derslerin yoğunluğu sayesinde öğrenciler, bu alanda deneyim kazanabiliyorlar. Tarih Öncesi Arkeolojisi bölümünün zorunlu dersleri şunlardır:
Anahatlarıyla Tarih Öncesi I, II
Klasik Arkeolojiye Giriş I, II
Ön Asya Arkeolojisine Giriş
İlk İnsan ve Yaşam Biçimleri
Türkiye’de Tarih Öncesi Merkezler
bilimsel araştırma yöntemleri
Tarih Öncesi Teknolojilerine Giriş
Tarih Öncesi Kültür Evrimi
Malzeme Bilgisi: Yontma Taş Teknolojisi
Paleolitik Çağ
Paleolitik Merkezler
Yakındoğu'da Paleolitik ve Epi-Paleolitik Çağlar
Neolitik Çağ
Neolitik Çağ Mimarisi
Yakındoğu’da Çanak Çömlekli Neolitik Çağ
Malzeme Bilgisi: Çanak Çömlek Teknolojisi
Tarih Öncesinde Güneydoğu Avrupa
Türkiye'de Çanak Çömlekli Neolitik Çağ
Kültürel Miras Yönetimi
Prehistorik Sanat
Uygulamalı Atölye Çalışmaları
Yorumlamalı Atölye
Bölümde verilen seçmeli derslerden bazıları da şunlardır:
Güzel Sanatlar I, II
Bilgi İletişim Teknolojilerine Giriş
Çizim Yöntemleri
Terminoloji: Kavramlar
Bilgi İletişim Teknolojilerinde Donanım
Pro-Seminer
Tarih Öncesinde Beslenme
Terminoloji: Metin İnceleme
Arkeolojide Uygulama Teknikleri
Arkeolojinin Tarihçesi
Bilgi İletişim Teknolojilerinde Yazılım I, II
Deneysel Arkeoloji
Kuramsal Arkeoloji
Müzecilik
Seminer
Tarih Öncesi Arkeolojisi Bölümünün Taban Puanları ve Başarı Sıralamaları
Tarih Öncesi Arkeolojisi bölümü 2020 yılı itibariyle sadece iki üniversitede bulunuyor: İstanbul Üniversitesi (50 kontenjanlı) ve Ankara Üniversitesi (30 kontenjanlı). Bu nedenle, iki üniversitenin de taban puanlarını ve başarı sıralamalarını aktarabiliriz.
Bu bölümün 2020 yılındaki ilk ve en yüksek taban puanı İstanbul Üniversitesi’ne aittir; 256,429 puandır ve başarı sıralaması da 477460’tır. Bu bölümün ikinci taban puanı ise Ankara Üniversitesi’ne ait olan 241,319 puandır ve başarı sıralaması da 606416 olarak açıklanmıştır.

Sıkça Sorulan Sorular
Tarih öncesi arkeologların Neolitik Çağ ve diğer tarih öncesi dönemlerde yaşanan sosyal, ekonomik ve kültürel değişimleri incelemeleri sırasında uyguladıkları temel arkeolojik yöntemler ve teknikler nelerdir?;Tarih öncesi arkeolojisi öğrencilere, geçmiş kültürler ve uygarlıkların yaşadığı dönemlerden günümüze kadar gelen eserlerin doğru şekilde anlaşılması ve yorumlanması için hangi beceriler ve bilgiler aktarılmaktadır?;Tarih öncesi arkeolojisi bölümünden mezun olan arkeologların kariyer fırsatları ve iş imkanları düşünüldüğünde, özellikle kamu ve özel sektörde hangi alanlar ve pozisyonlar için tercih edilebilirler ve bu pozisyonlardaki beklentiler nelerdir?
Tarih Öncesi arkeolojisi ve Neolitik Çağ
Tarih öncesi arkeologların Neolitik Çağ ve diğer tarih öncesi dönemlerde yaşanan sosyal, ekonomik ve kültürel değişimleri incelemeleri sırasında uyguladıkları temel k yöntemler ve teknikler nelerdir? Tarih Öncesi si'nin kapsadığı dönemlerin büyük bir kısmını Neolitik Çağ oluşturur. Bu dönemde yerleşik yaşamın başlaması ve insanların ekonomik, sosyolojik ve psikolojik değişimler yaşaması, ların araştırma yöntemlerinin de sürekli geliştirilmesini gerektirmiştir.
Temel k Yöntemler
k yöntemlerin başında kazılar gelmektedir. Kazılar, tarih öncesi dönemlere ait yerleşim alanlarını ve yapıları ortaya çıkarmak için uygulanır. Kazılar sayesinde, o dönemlerde yaşayan insanların yaşam tarzı, geçim kaynakları ve daha pek çok bilgiye ulaşılabilmektedir.
Stratigrafi yöntemi de Neolitik Çağ'ı incelemekte kullanılan önemli bir tekniktir. Bu yöntem sayesinde, yerleşim alanlarında yer alan tabakaların sırası belirlenerek, tarih öncesi dönemlerin birbiri ardına tarihlenmesi sağlanır. Ayrıca, bu yöntemle bulunan kalıntıların yaşları, radyokarbon ve termoluminesans gibi tarihleme yöntemleri ile de saptanabilmektedir.
Diğer bir yöntem ise etno olarak adlandırılır. Bu yöntem, günümüzde yaşayan kültürler ile tarih öncesi dönemlerde yaşayan topluluklar arasında bağlantılar kurarak, k verilerin yorumlanmasına katkı sağlar. Bu sayede, Neolitik Çağ'da yaşanan sosyal ve kültürel değişimlerin daha anlaşılabilir hale getirilmesi amaçlanır.
Yöntemlerin Uygulandığı Alanlar
Tarih öncesi lar, bu yöntemlerin uygulandığı alanlarda; yerleşik yaşamın başlaması ve tarımın gelişimi, aile yapısındaki ve sosyal düzende yaşanan değişimleri, dini ve inanç sistemlerinin ortaya çıkışını saptamaya çalışırlar. Neolitik Çağ'da yaşayan insanların ölülerine gösterdikleri saygı ve mezar gelenekleri incelenerek, dini duyguların ne düzeyde olduğu anlaşılmaya çalışılır.
Bunların yanı sıra, lar teknolojik ve ekonomik yapıları da detaylı bir şekilde incelerler. Örneğin, taş alet yapımının nasıl değiştiği ve hangi hammaddeye göre yapıldığı, tarımın gelişimiyle birlikte toplulukların nasıl ekonomik yapılar ve ticari ilişkiler kurduğu gibi konulara dikkat edilir.
Sonuç olarak, tarih öncesi ların Neolitik Çağ ve diğer tarih öncesi dönemlerde yaşanan sosyal, ekonomik ve kültürel değişimlere ışık tutan yöntemleri, tarihin derinliklerine inerek insanlık tarihinin anlaşılmasında büyük bir öneme sahiptir. Bu yöntemler sayesinde, geçmişten günümüze uzanan bir bağlantı kurulması ve insanlık tarihinin daha iyi anlaşılması mümkün olmaktadır.


