Nedir?

Sinemacılar Dönemi Nedir?

Dr. Özgür Yılmazkol
Güncellendi:
9 dk okuma
Bir adam ve kadın masada oturmaktadır, adam takım elbise giymiş ve kravat takmıştır. Kadının başında siyah bir şapka ve kolye var. Ön planda, bulanık olan bir kişinin yüzünün yakın çekimi var. Gözleri ve burnu gibi özellikleri görülebilen bir adamın yüzünün bir başka yakın çekimi daha var. Bunun yanı sıra, bir pencerenin yakın çekimi ve bir şişenin yakın çekimi vardır. Tüm bu unsurlar bir araya gelerek sohbet eden bir kadın ve erkeğin görüntüsünü oluşturuyor. Adam masada oturmuş, dikkatle kadına bakarken, kadın da önündeki nesnelere bakmaktadır. Oda, pencerenin dışındaki ışıkla aydınlanmakta ve hoş bir atmosfer yaratmaktadır.
Dönem AdıTanımıÖncü İsimler
Sinemacılar Dönemi1952-1963 yılları arasında Türk Sinemasında yaşanan gelişmeler ve değişimlerle ayırt edilen dönem. Bu dönemde sinema, halkın günlük yaşamının bir parçası haline gelmiştir.Ö. Lütfi Akad, Metin Erksan, Atıf Yılmaz, Osman F. Seden, Memduh Ün
Ö.Lütfi Akad DönemiSinemaya 1948'de 'Vurun Kahpeye' ile başlamış ve Ayhan Işık’ı üne kavuşturan ‘Kanun Namına’ filmini çeken yönetmen, Türk Sinemasına önemli katkıları olan bir dönemin öncüsüdür.Ö. Lütfi Akad
Metin Erksan DönemiEleştiri yazılarıyla sinemaya başlayan Metin Erksan, 1958 yılında çektiği ‘Dokuz Dağın Efesi’ ile dikkat çekmiştir. Yönetmenin politik sinemanın örneklerinden olan 'Susuz Yaz' filmi Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı ödülünü kazanmıştır.Metin Erksan
Atıf Yılmaz Dönemi1950’de sinemaya adım atan Yılmaz, bu dönemde çektiği birçok filmle üretkenliğini ortaya koymuştur. Kadın odaklı filmlere ağırlık vermesiyle tanınan Atıf Yılmaz, kendini sürekli yenileme telaşında olan bir yönetmendir.Atıf Yılmaz
Osman F. Seden DönemiOsman F. Seden
Memduh Ün DönemiMemduh Ün
Nevzat Pesen DönemiNevzat Pesen
Orhan Elmas DönemiOrhan Elmas
Ertem Göreç DönemiErtem Göreç
Tiyatrocular DönemiSinemacılar Döneminden önceki dönemdir. Bu dönemde sinemanın dili daha tiyatro odaklıdır ve toplumsal bakış açısıyla yazılmış öykülere yer verilmektedir.Muhsin Ertuğrul
10 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

Türk Sinemasını dönemlere ayırmak konusunda yapılan araştırmaların da çoğunlukla işaret ettiği gibi, genel olarak 1952-1963 arası dönem, Türk Sinema tarihinde ‘Sinemacılar Dönemi’ olarak isimlendirilir. Özellikle 1948 yılında gündeme gelen yasal düzenleme ile Türk Sineması açısından sonraki yıllarda önemli etkiler yaratacak süreç başlamış oldu. Özünde ekonomiye ilişkin bir düzenleme olan eğlence alanında yapılan indirim ile kısa süre içinde çok sayıda yeni yapım şirketinin kurulması hızlandı ve çekilen film sayısında niceliksel anlamda artış sağlandı. Her ne kadar ekonomi odaklı bir yasal düzenleme olsa da yansımaları ve kapsama alanları itibariyle geniş bir kesime hitap eden yapısallıkta işleyişe sahip oldu.

Öte yandan, savaş sonrası dünya konjonktürüne bağlı olarak Türkiye’nin de kendi çapında yaşadığı ekonomik gelişme hızı ve halkın yaşam standartları ve tarzındaki önemli değişim süreci de bu dönemin toplumsal anlamda yaşanan unsurları idi. Savaşın yarattığı ekonomik ve psikolojik çıkarımlardan kurtularak gelişme ivmesini yakalamayı amaçlayan her ülke gibi Türkiye de her alanda kalkınmayı hedef haline getirerek topyekün bir gelişme/ilerleme süreci içerisine girmiştir. Bir eğlenme biçimi olarak sinema da bu gelişme/ilerleme hedefinden payını alarak, kitlelerin gündelik yaşam kültürünün zamanla ağırlığı ve önemi giderek artan bir parçası haline gelmiştir. Sinemacılar Dönemi de işte bu kolektif gelişme hedefinin önemli bir parçası olarak Türk Sineması’nda yeni bir dilin, duygunun, anlayışın ve tekniğin ortaya çıkıp, sonraki dönemlere ışık tuttuğu bir dönem olarak varlığını ortaya koymuştur.

Sinemacılar Döneminin Öncü Yönetmenleri

Sinemacılar Dönemi içinde yer alan yönetmenler; bir önceki dönem olan Tiyatrocular Döneminden farklı olarak, sinemanın kendine ait bir dilinin oluşmasında önemli katkılar sunan filmlerle Türk Sinema tarihi içerisinde önemli bir zamana işaret etmektedir. Muhsin Ertuğrul öncülüğünde tiyatronun baskın anlayışı ve dilinden daha sinematografik anlatıma geçişin önemli örneklerinin verildiği bu dönemde, toplumsal bakış açısıyla yazılmış öykülere, hikayelere yer verilmiştir. Sinemacılar Döneminin öncü yönetmenleri arasında Ö. Lütfi Akad, Metin Erksan, Atıf Yılmaz, Osman F. Seden ve Memduh Ün sayılabilir. Söz konusu öncü yönetmenlerin yanında Nevzat Pesen, Orhan Elmas ve Ertem Göreç gibi isimler de Türk Sinemasına yaptıkları katkılar ile anılmalıdır.



Ö.Lütfi Akad

İstanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Okulunu bitirdi. Birçok dergide yazılar yazdıktan sonra, 1946 yılında Şakir Sırmalı’nın yönettiği ‘Domaniç Yolcusu’ adlı filmin yapım yönetmenliğini üstlenerek sinemaya adım attı. 1948 yılında ‘Vurun Kahpeye’ adlı filmle yönetmenliğe başladı. 1953 yılında gerçek bir cinayetten yola çıkılarak çekilen ve Ayhan Işık’ı üne kavuşturan ‘Kanun Namına’ filmini çekti. Yaşar Kemal, Atilla İlhan ve Ömer Seyfettin gibi yazarlardan uyarlama senaryolar yazarak birçok film çekti.

‘Hudutların Kanunu’ / ‘Ana’ / ‘Kızılırmak Karakoyun’ filmleri ile ‘Anadolu Üçlemesi’ni tamamladı. Ardından ise, ‘Gelin’ / ‘Düğün’ / ‘Diyet’ filmleri ile ‘İç Göç Üçlemesi’ni yaptı. 1964 ile 1974 arasında orman/çevre/yeşillik temalı belgesel filmlere imza attı.

Metin Erksan

Sinema ile olan ilişkisini önce sinema eleştirmenliği ardından da Çetin Karamanbey’in asistanlığını yaparak kuran ve Türk Sineması’nda kendine özgü anlatımı ile dikkat çeken Metin Erksan’ın ilk başarılı yapıtı 1958 yılında çektiği ‘Dokuz Dağın Efesi’ olmuştur. Erksan’ın bu döneme ait dikkat çeken bir diğer filmi de 1960 yılında çektiği ‘Gecelerin Ötesi’ filmi olmuştur.



Erksan’ın 1962 yılında çektiği ‘Yılanların Öcü’ filmi ise; yine bir edebiyat uyarlaması olarak Fakir Baykurt’un aynı adlı romanından uyarlanan başarılı bir yapımdır. Yönetmenin 1963 tarihli filmi ‘Susuz Yaz’, senaryoda barındırdığı kuvvetli siyasi taşlamaları ile politik sinemanın ender örneklerinden biridir. Ülkemizde gösterimi uzun süre yasaklanan film, Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı ödülünü kazanarak Türk Sineması’nı dünyaya duyuran önemli bir başarıya imza atmıştır.

Atıf Yılmaz

Sinemacılar Dönemi’nin en önemli yönetmenlerinden biri olduğu kadar, film ürettiği yıllar boyunca farklı konu ve türleri denemekten çekinmeyen cesur ve kendini sürekli yenileme telaşında olan da bir isimdir. Sinemaya 1950 yılında Semih Evin’in asistanı olarak başlayan Yılmaz, ilk filmi olan ‘Kanlı Feryat’ı 1952 yılında çekmiştir.

Bir yandan, Esat Mahmut Karakurt, Kerime Nadir ve Orhan Hançerlioğlu gibi isimlerin romanlarını sinemalaştırırken, diğer yandan ise, Vedat Türkali, Kemal Tahir ve Yaşar Kemal gibi Türk Edebiyatının usta kalemlerinin romanlarında sinemasına kaynak arayan Atıf Yılmaz, bu dönemde çektiği birçok filmle üretken tavrını ortaya koymuştur. Bu filmler içinde ‘Gelinin Muradı’ (1957), ‘Bir Şoför’ün Gizli Defteri’ (1958) ve ‘Bu Vatanın Çocukları’ (1959) özellikle öne çıkan yapımlardır. Ayrıca Atıf Yılmaz sonraki dönemlerde kadın odaklı filmlere ağırlık da vermiştir.

Osman F. Seden

Kemal Film’in kurucularından Kemal Seden’in oğlu olması nedeniyle daha çocukluk yıllarından başlayarak sinemanın içinde olan Osman F. Seden, Kemal Film ile çalıştığı yıllarda Ö. Lütfi Akad’ın hem senaryo çalışmalarına katılarak hem de asistanlığını yaparak ilk deneyimlerini edinmiştir. Bu birliktelik ve ilk yıllarında Akad ile yollarının kesişmesi nedeniyle Seden’in ilk filmlerinde Akad’ın sinemasal bakışına rastlanır. Osman F. Seden’in filmleri için bir başka esin kaynağı da, aksiyon dolu Amerikan filmleri olmuştur. Filmlerinde biçimciliği her zaman daha önde olan Seden’in bu dönemde çektiği filmler arasında ‘Düşman Yolları Kesti’ (1959), ‘Namus Uğruna (1960) ve ‘İki Aşk Arasında’ (1961) isimli yapıtlarını saymak mümkündür.

Memduh Ün

Sinemaya 1946 yapımı ‘Damga’ filmiyle oyuncu olarak başlayan Memduh Ün, film yönetmenliğine ise sıradan sayılabilecek melodramlar çekerek başlamıştır. 1958 yılında çektiği ‘Üç Arkadaş’ filmi, Ün’ün güçlü sinemacı kişiliğinin habercisi gibi okunmuştur. Ardından çektiği ‘Ateşten Damla’ ve ‘Ayşecik’ filmleri ile Orhan Kemal’in ‘Devlet Kuşu’ isimli romanından uyarlanan ‘Avare Mustafa’ (1961) filmleri ile Türk Sinemasında kendine özgü bir yer edinmiştir. Memduh Ün’ün bu dönemdeki başarılı çalışmalarından biri olan ‘Kırık Çanaklar’ (1960) filmi, birçok ödül kazanan başarılı bir yapımdır.

Sinemacılar Dönemi, Türk Sinema tarihinde özel bir yere sahiptir. bu dönem içerisinde çok partili döneme geçişin siyasi ve ekonomik belirsizlikleri içinde her ne kadar güçlü bir sinema endüstrisinin oluşması sağlanamadıysa da; türk sinemasının kendine has bir dilinin oluşması anlamında temellerin atıldığı yapımlar çekilmiştir. dönem içinde film üreten yönetmenlerin kısıtlı ekip ve az bütçe ile çektikleri filmlerin özellikle uluslararası yarışmalardan ödül almaları da, türk sinemasının dünya sineması içinde farkındalığının oluşması ve dikkate alınması konusunda çok etkili olmuştur. bir önceki dönemin tiyatro ağırlıklı biçimsel yapısı ve içeriği de bu dönemdeki yönetmenlerin çabaları ve filmleri ile aşılmaya başlanmıştır.

Dr. Özgür Yılmazkol

Sıkça Sorulan Sorular

Sinemacılar Dönemi Ne Zaman Başladı?

Sinemacılar Dönemi, 19. yüzyılda başladı. Bu dönem, sinemanın icadı ve ilk filmlerin yapımıyla başladı. Dönemin en önemli aktörleri ve yönetmenleri arasında Thomas Edison, Auguste ve Louis Lumière, Edwin S. Porter ve Georges Méliès bulunmaktadır.

Sinemacılar Dönemindeki Filmlerin Özellikleri Nelerdir?

Sinemacılar Dönemi filmleri genellikle klasik Hollywood tarzının en güzel örnekleridir. Bu filmler, kompozisyonları, çekimleri ve diyaloglarıyla duygusal yükünü öne çıkarmayı hedefler. Bunlar, karakterlerin kişisel mücadelelerini ve duygusal yükünü öne çıkaran kısa bir öyküyü anlatır. Sinemacılar Dönemi filmleri, çoğunlukla romantik veya melodramatik öğeler içerir. Kurgu olarak da klasik Hollywood tarzına uygun olarak, olay örgüsü karakterlerin tırmanışını ve gerilemesini takip etmektedir. Sinemacılar Dönemi filmlerinin diyalogları çoğunlukla konuşma dilinden alınmıştır ve karakterlerin gelişimini destekler. Görsel olarak, bu filmler, renkli veya siyah-beyaz olabilir ve çoğunlukla arka planları, çoklu karakterleri ve büyüleyici mekanları öne çıkartır.

Sinemacılar Dönemi Yönetmenleri Ne Tür Filmler Yaptı?

Sinemacılar Dönemi yönetmenleri genelde dram, komedi, aksiyon ve Western türü filmler yaptılar. Ayrıca, korku ve fantezi türü filmleri de çektiler. Bu dönemde çoğu film daha kısa sürede çekildi, bu da filmlerin daha canlı ve hareketli olmasını sağladı. Sinemacılar Dönemi yönetmenleri çoğunlukla kısa filmler çektiler ve bu filmlerin çoğu siyah beyaz olurdu. Filmlerin çoğu eğlenceli ve hareketliydi ve genellikle kısa vadede çok para kazanıyorlardı.

Sinemacılar Dönemi'nde toplumsal bakış açısıyla yazılan öyküler ve hikayelerin önemi nedir?

Sinemacılar Dönemi'nde Toplumsal Bakış Açısıyla Yazılan Öyküler ve Hikayelerin Önemi

türk sineması tarihinde 'Sinemacılar Dönemi' olarak isimlendirilen 1952-1963 arası dönem, sinemanın kendine ait bir dilinin oluşmasına zemin hazırlamış ve toplumsal bakış açısıyla yazılan öyküler ve hikayeler bu dönemin önemli unsurlarından olmuştur. Dönemin öncü yönetmenleri Ö. Lütfi Akad, Metin Erksan, atıf yılmaz, Osman F. Seden ve Memduh Ün gibi önemli isimler, muhsin ertuğrul öncülüğünde tiyatronun baskın anlayışından uzaklaşıp daha sinematografik anlatılara yönelmişlerdir. Bu yönetmenlerin eserlerinde sıkça rastlanan toplumsal konular ve gerçekçi anlatımlar, dönemin toplumsal dinamiklerle yoğun bir şekilde iç içe geçmesini sağlamıştır.

Toplumsal Gerçekçiliğin Yükselişi

Sinemacılar Dönemi esnasında artan toplumsal açıdan yazılan öyküler ve hikayeler, Türk sinemasında toplumsal gerçekçiliğin yükselişine paralel olarak değerlendirilebilir. Bu dönemde yönetmenler, yaşamın gerçeklerini olduğu gibi gözlemleyerek ve halkın yaşamına yönelik bilgi verici nitelikli temaları benimseyerek eserlerine yönlendirmişlerdir. Bu sayede hem dönemin sosyo-kültürel ve ekonomik değişimlerine dikkat çekilmiş hem de kitleler sinema aracılığıyla o dönemde yaşanan toplumsal sorunlarla yüzleşme olanağı bulmuştur.

Öyküler ve Hikayelerin Etki Alanı

Söz konusu öykü ve hikayeler, sınıfsal çatışmalar, kırdan kente göç, köy hayatı, sosyal adaletsizlikler, kadın-erkek ilişkileri gibi geniş bir yelpazede incelenebilir. Böylece kitlelerin birebir yaşamlarına dokunan bu tür öyküler ve hikayeler sayesinde o dönemde yapılan filmler, geniş kitleler için daha anlamlı ve özdeşleştirilebilir hale gelmiştir. Özellikle Yaşar Kemal, Atilla İlhan ve Ömer Seyfettin gibi değerli yazarların eserlerinden uyarlanan filmler, dönemin önemli kilometre taşlarından kabul edilmiştir.

Sonuç

Kısacası, Sinemacılar Dönemi'nde toplumsal bakış açısıyla yazılan öyküler ve hikayelerin önemi, Türk sinemasının gelişiminde etkin bir rol oynamış ve yeni bir dilin, anlayışın ve tekniğin ortaya çıkması için güçlü bir temel oluşturmuştur. Bu kapsamda, dönemin eserlerinin toplumsal bakış açısından ele alınan öyküler ve hikayelerle ilgili incelemeler yapmak, Türk sinemasının geçirdiği dönüşümü ve önemli dönemeçlerini anlamak açısından büyük önem taşımaktad.

1950'li yıllarda Türkiye'de sinema dönemini başlatan yönetmen kimdir?

Sinemacılar Dönemi ve Başlangıç

Türk Sineması tarihinde 'Sinemacılar Dönemi' olarak isimlendirilen 1952-1963 arası dönem, sinemanın kendine ait bir dilinin oluşmasında önemli katkılar sunan filmlerle Türk sinema tarihinin önemli bir dönemini işaret etmektedir. Bu dönemde, Türkiye'nin ekonomik ve toplumsal gelişmelerinden etkilenen sinema anlayışı ve tekniklerinde önemli değişimler yaşanmıştır.

Muhsin Ertuğrul'dan İlk İzler

Sinemacılar Dönemi'nin başlangıç noktasını teşkil eden yönetmenin Muhsin Ertuğrul olduğu kabul edilmektedir. Ertuğrul, tiyatronun baskın anlayışı ve dilinden daha sinematografik anlatıma geçişin önemli örneklerinin verildiği bu dönemde, toplumsal bakış açısıyla yazılmış öykü ve hikayelere öncülük etmiştir. 1948 yılında yönetmenliğe başlayan Ertuğrul, 1953 yılında gerçek bir cinayetten yola çıkılarak çekilen ve Ayhan Işık'ın ününe kavuştuğu 'Kanun Namına' adlı filmi ile Türk sinemasında önemli bir noktaya ulaşmıştır.

Dönemin Öncü Yönetmenleri

Sinemacılar Dönemi'nin öncü yönetmenleri arasında Ö. Lütfi Akad, Metin Erksan, Atıf Yılmaz, Osman F. Seden ve Memduh Ün sayılabilir. Bu yönetmenler, dönemin sinemasını şekillendiren önemli yapıtlar ortaya koymuş ve Türk sinemasının gelişimine büyük katkılar sağlamışlardır. Söz konusu öncü yönetmenlerin yanında Nevzat Pesen, Orhan Elmas ve Ertem Göreç gibi isimler de Türk sinemasına yaptıkları katkılar ile anılmaktadır.

Ertuğrul'un Yapımları

Muhsin Ertuğrul, İstanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Okulu'nu bitirdikten sonra, 1946 yılında Şakir Sırmalı'nın yönettiği 'Domaniç Yolcusu' adlı filmin yapım yönetmenliğini üstlenerek sinemaya adım atmıştır. Yaşar Kemal, Atilla İlhan ve Ömer Seyfettin gibi yazarların eserlerini sinemaya uyarlayarak birçok filme imza atan Ertuğrul, 'Hudutların Kanunu', 'Ana' ve 'Kızılırmak Karakoyun' filmleri ile 'Anadolu Üçlemesi'ni tamamlamıştır. Ardından 'Gelin', 'Düğün' ve 'Diyet' filmleri ile 'İç Göç Üçlemesi'ni ortaya koymuştur.

Sonuç olarak, 1950'li yıllarda Türkiye'de sinema dönemini başlatan yönetmen Muhsin Ertuğrul'dur ve bu dönem Türk sinemasında önemli bir aşama olarak kabul edilmektedir. Sinemacılar Dönemi'nde Türk sineması, ekonomik ve toplumsal gelişmelerin etkisiyle yeni bir dil, duygu ve teknik kazanarak, sonraki dönemlere ışık tutmuştur.

Savaş sonrası dönemde Türkiye'nin ekonomik gelişme hızı ve halkın yaşam standartlarındaki değişim, sinema sektörünü nasıl etkilemiştir?

Savaş Sonrası Ekonomik Gelişme ve Yaşam Standartları

Savaş sonrası dönemde Türkiye'nin ekonomik gelişme hızı ve halkın yaşam standartlarındaki değişim, sinema sektörünü önemli ölçüde etkilemiştir. Bu dönemde, 1952-1963 yılları arasını kapsayan ve Türk Sineması tarihinde 'Sinemacılar Dönemi' olarak isimlendirilen döneme tanıklık ettik. Türkiye, savaşın yarattığı ekonomik ve psikolojik çıkarımlardan kurtularak gelişme ivmesini yakalamayı amaçlayan ve her alanda kalkınmayı hedef haline getiren bir ülke olarak sinema sektörünü de gelişime açmıştır.

Yeni Yapım Şirketleri ve Film Sayısındaki Artış

Özellikle 1948 yılında çıkan yasal düzenlemeyle beraber, eğlence alanında yapılan indirim sayesinde çok sayıda yeni yapım şirketinin kurulması ve çekilen film sayısında niceliksel anlamda artış sağlanmıştır. Bu durum, sinema sektörünün geniş kitlelere hitap eden bir yapıya dönüşmesine katkıda bulunmuştur. Sinema artık kitlelerin gündelik yaşam kültürünün ağırlığı ve önemi giderek artan bir parçası haline gelmiştir.

Sinemacılar Dönemi ve Türk Sineması'ndaki Yenilikler

Sinemacılar Dönemi, Türk Sineması'nda yeni bir dilin, duygunun, anlayışın ve tekniğin ortaya çıkıp, sonraki dönemlere ışık tuttuğu bir dönem olarak kabul edilir. Bu dönemin yönetmenleri, sinemanın kendine ait bir dilinin oluşmasında önemli katkılar sunan filmlerle Türk Sinema tarihi içerisinde önemli bir zamana işaret etmektedir. Örnek olarak, toplumsal bakış açısıyla yazılmış öykülere ve hikayelere yer veren filmler bu dönemde yapılmıştır.

Öncü Yönetmenlerin Katkıları

Sinemacılar Dönemi'nin öncü yönetmenleri arasında Ö. Lütfi Akad, Metin Erksan, Atıf Yılmaz, Osman F. Seden ve Memduh Ün gibi önemli isimler yer almaktadır. Türk Sineması'na yönettikleri ve katkıda bulundukları filmlerle önemli bir yeri olan bu yönetmenler, sinemanın dili ve anlatımını sürekli yenileyerek sinema sektörünün gelişimine katkıda bulunmuşlardır.

Sonuç

Savaş sonrası dönemde Türkiye'nin ekonomik gelişme hızı ve halkın yaşam standartlarındaki değişim, sinema sektörünü önemli ölçüde etkilemiş ve sinema tarihimizde 'Sinemacılar Dönemi' olarak adlandırılan, yeni dönemin başlangıcını sağlamıştır. Bu dönemde ortaya çıkan yapımlar ve öncü yönetmenler, Türk Sineması'nın gelişimine ve kültürümüzün zenginleşmesine önemli ölçüde katkıda bulunmuşlardır.