Eğitim

Okuryazarlık Sadece Eğitim Demek mi?

Tuba Uyar
Güncellendi:
13 dk okuma
Genç bir kız bir kürenin önünde duruyor, gözlerini yuvarlak kağıt nesneye doğru kaldırmış. Beyaz bir tişört ve kot pantolon giymiş, açık kahverengi saçlarını düzgün bir topuzla toplamış. Sol eli küreyi tutarken, sağ eli sanki düşünceliymiş gibi yüzünün yan tarafına yerleştirilmiş. Derin bir tefekkür halinde, elinde tuttuğu dünyanın karmaşıklığını anlamaya çalışıyor gibi görünüyor. Küre güneş ışığıyla aydınlanmış, üzerinde beyaz bir çizgi uzanıyor. Kızın arkasında, üzerine yazılar yazılmış bir kara tahta durmaktadır.
Konu BaşlığıAçıklamaEk Bilgi
Okuryazarlık Nedir?Geleneksel anlamda okuryazarlık, bireyin okuma ve yazma becerisine sahip olmasıdır.UNESCO'ya göre okuryazarlık, yazılı kaynakları kullanma, anlamlandırma, yorumlama, iletişim kurma ve hesap yapma yeteneği de içerir.
Okuryazarlık ve Eğitim İlişkisiOkuryazarlık asla eğitimden ayrı bir olgu değildir, eğitimin büyük destekçisidir.Ancak yeni evrensel tanımlamasına göre okuryazarlık, kişilerin eğitim hayatını kolaylaştıran ve başarılarını arttıran eğitimle iç içe ama eğitim dışında da var olan bir olgudur.
Okuryazarlık TürleriGelişen teknoloji ve değişen toplumsal ihtiyaçlarla birlikte okuryazarlık türleri de çeşitlenmiştir.Görsel okuryazarlık, medya okuryazarlığı, dijital okuryazarlık, bilgi okuryazarlığı, e-okuryazarlık, ekran okuryazarlığı, sinema okuryazarlığı gibi birçok okuryazarlık türü bulunmaktadır.
Okuryazarlık ve BaşarıOkuryazarlık becerisi kişinin sadece okul başarısıyla değil, aynı zamanda meslekî ve hayat başarısıyla da doğrudan ilişkilidir.Artık okuryazar olarak nitelenen insanlar, çoğu yönden nitelikli ve donanımlı olarak kabul edilmektedir.
Gelişmişlik ve OkuryazarlıkOkuryazarlık, toplumların gelişmişlik durumunu gösteren önemli ölçütlerden biridir.Okuryazarlaşma oranı, bir toplumun gelişme düzeyini gösteren önemli ekonomik ve sosyolojik göstergelerden biri olarak kabul ediliyor.
Okuryazarlık ve TeknolojiTeknolojik gelişmeler, okuryazarlık tanımını ve uygulamalarını sürekli geliştirmeye ve yenilemeye zorlamaktadır.Günümüzde 'dijital okuryazarlık' kavramı giderek daha fazla önem kazanmaktadır.
Okuryazarlık EğitimiOkuryazarlık eğitimi, bireye anlama ve anlatma becerisi kazandırmayı amaçlar.Okuryazarlık eğitimi, bireyi sadece okuma yazma öğrenmeye değil, aynı zamanda okuduğunu anlama ve değerlendirme becerisine de sahip olmaya teşvik eder.
Uluslararası Okuryazarlık GünüUNESCO tarafından 8 Eylül, 'Uluslararası Okuryazarlık Günü' olarak ilan edilmiştir.
Okuryazarlık ve İletişimOkuryazarlık, bireyin iletişim kurabilmek için gerekli olan temel beceriler arasında yer almaktadır.Yazılı, görsel ve dijital iletişim kanallarını etkin bir şekilde kullanabilme yeteneği, günümüz dünyasında kaçınılmaz bir gerekliliktir.
Okuryazarlık ve Kişisel GelişimOkuryazarlık, kişinin kendi düşünme ve anlama yeteneklerini geliştirmesine, dünyayı daha geniş bir perspektiften değerlendirmesine olanak sağlar.Bu da bireyi daha donanımlı ve çeşitli yaşam durumlarına karşı daha hazırlıklı hale getirir.
10 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

Bu konuyu ele alabilmek için öncelikle okuryazar kelimesinin anlamı üzerinde durmalıyız. Zira ülkemizde okuryazar terimi geleneksel anlamıyla dar bir kalıpta anılmaya devam ediyor. Üstelik TDK kaynaklarında da okuryazar kelimesinin karşılığı; sadece "okur-yazar olma durumu” yani okuması yazması olan, öğrenim görmüş olma şeklinde ifade ediliyor. Ancak hızla gelişen teknoloji ve bu hıza ayak uydurmaya çalışırken değişen dünyada, okuryazar tanımının da bir evrim geçirdiği apaçık ortada.

Belki de bu terimin anlamı için sözlüklerde ikinci bir anlam olarak yeni gelişmelere uygun bir tanıma da yer verilmesi yerinde bir adım olabilir. Çünkü kullanılan eski okuryazarlık tanımının, aslında günümüzde okuryazarlık ifadesine değil de okuma - yazma becerisi, ifadesine açıklık getirdiğini söyleyebiliriz.

Okuryazarlık kelimesi kendini alfabedeki harflerin çözümlenmesi eylemi üzerinde genişleterek yeniliklere dönük daha kavramsal tanımlamalara taşımıştır. Anlam bakımından kendini sürekli yenilemesi ve çağın ihtiyaçlarına cevap verir bir tanıma bürünebilmesi; okuryazarlık ifadesini, evrensel bir öneme kavuşturmuştur. Ayrıca UNESCO yaptığı okuryazarlık tanımında; farklı türdeki yazılı kaynakları kullanma, bunları anlamlandırma, yorumlama, iletişim kurma ve hesap yapma yeteneği gibi ifadelere de yer vererek okuryazarlığın ne denli geniş bir beceriyi karşıladığına dikkat çekmiştir.

UNESCO okuryazarlığın sürdürülebilir bir gelecek için elzem olduğunu verdiği mesajlarda vurgulamaktadır. Yine UNESCO tarafından; 1966 yılında 8 Eylül Uluslararası Okuryazarlık Günü olarak ilan etmiştir. O günden bu yana “toplum ve insanlar için bir yetki gücü” olarak görülen okuryazarlık kavramı halen üzerinde durulan önemli bir konudur.

Okuryazar Ne Demek?

Çok eski zamanlardan bugüne değin okuma-yazma becerisi; en etkili bilgi edinme ve bilgi yayma yolu olarak görülmüştür. Okuma-yazma; iletişimsel simgelerin yüklendiği alfabe aracılığıyla yazılı metinlerin okunması ve yazılması olarak kabul edilmektedir. Okuma yazma becerisi; her toplumun kendine özgü olan alfabesindeki simgelerin, kullanıcıları tarafından etkili biçimde kullanılabilme yeteneği olarak da açıklanabilir.

Okuma yazma için simgeleri tanıma durumu yeterlidir. Okuryazarlık daha üst düzey bir beceri olan anlamlandırma kabiliyetini de gerektirir. Okuryazarlığın, okuma – yazma becerisinde olduğu gibi mevcut bir alfabesi yoktur. Okuma-yazma durumu; sahip olunan bir beceridir. Okuryazarlık içinse bu becerinin sahip olunma derecesi olduğu söylenebilir. Okuryazarlık geliştirilebilir bir yetenek olarak da görülmektedir. Eğitimle kazanılabilen ama eğitimden ibaret olmayan okuryazarlık, önüne aldığı nesneye göre her geçen gün farklı bir tanımlamaya ulaşılabilecek bir potansiyele sahiptir.



Okuryazarlığın temelinde, bireye anlama ve anlatma becerisi kazandırma amacı bulunur. Çağımızda geleneksel okuryazarlığın yanı sıra, teknolojik gelişmeler doğrultusunda; görsel okuryazarlık, medya okuryazarlığı, dijital okuryazarlık, bilgi okuryazarlığı, e-okuryazarlık, ekran okuryazarlığı, sinema okuryazarlığı, kültür okuryazarlığı ve bilgisayar okuryazarlığı gibi birçok farklı okuryazarlık türleri ortaya çıkmıştır.

Okuryazarlık alanındaki yenilikler, okul derslerinde verilen Türkçe eğitiminin; ortaya çıkan yeni okuryazarlık türlerini de içerisine alacak etkinlik ve metinlerle zenginleştirilmesi gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Gelecekte yaşanacak gelişmeler doğrultusunda da yeni okuryazarlık modellerinin ortaya çıkması ve hayatımızı etkilemesi beklenen bir gelişmedir.

Okuryazarlık ve Eğitim

Okuryazarlığın insanın düşünme biçimini değiştirdiği ve artık kültürel bir organizasyon haline geldiğini de söylemek mümkün. Anlam değişimine uğrasa da okuryazarlık asla eğitimden ayrı bir olgu değildir. Hatta ilkel toplumların ileri bir topluma dönüşmesi noktasında eğitimin üstlendiği role paralel olarak okuryazarlık da eğitimin büyük destekleyicisi olarak görülmektedir.

Okuryazarlıkla ilgili araştırmalar, çocuğun okuldaki başarısı ile okuryazarlık becerileri arasında anlamlılığı yüksek bir ilişkinin olduğunu göstermektedir. Ancak daha da önemli olan okuryazarlığın, kişinin sadece okul başarısına değil meslekî başarısına, hayat başarısına da olumlu etki yapmasıdır.

Kişinin genel anlamda başarısını arttıran okuryazarlık artık toplumlarının gelişmişlik durumunu gösteren en önemli ölçütlerinden biri olarak görülüyor. Artık okuryazar olarak nitelenen insanlar sadece okuma yazma bilen değil çoğu yönden nitelikli ve donanımlı insanlar olarak kabul edilmektedir. Yani okuryazarlığın eğitimle ilişkisini şöyle ifade edebiliriz: geleneksel tanıma göre okuldaki başarıların ve okuma yazma öğrenmenin neticesinde okuryazarlık oluşuyordu. Ancak yeni evrensel tanımlamasına göre okuryazarlık, kişilerin eğitim hayatını kolaylaştıran ve başarılarını arttıran eğitimle iç içe ama eğitim dışında da var olabilen bir olguyu ifade ediyor. Bu bilgiler ışığında okuryazarlığın sadece eğitimden ibaret olmadığı sonucuna ulaşabiliriz.

Okuryazarlık kavramı okuma yazma becerisinin dışına taşarak insanın kendini geliştirme ve kendini ifade etmek adına ortaya koyduğu bir davranış biçimi olarak da görülmeye başlamıştır. Yeni kazandığı anlamlar neticesinde okuryazarlık çoğu ülkede önemli görülerek üzerinde çalışmalar yapılmaktadır.

Bu ülkelerden biri olan Avustralya, kurumlarında okuryazar bireyler yetiştirmek için gerekli düzenlemeler yaparak 1991 yılından itibaren okuryazarlığı bir devlet politikası haline getirmiştir. Diğer ülkelerde de okuryazarlık üzerine yaşanan tüm gelişmeler; yeni okuryazarlık algısının dünyada ne derece ses getirdiğini ve etkisinin boyutlarını gözler önüne sermektedir.



Aile Okuryazarlığı

Aile çocuk için birçok olgunun başladığı yerdir. Her şeyde olduğu gibi okuryazarlığın başladığı ve temellerinin atıldığı yerde yine aile olarak görülmektedir. Çocuğun okumaya ve yazmaya dair ilk algıları ve ilk denemeleri ailede başlayarak şekillenir. Çocuklar, ailelerindeki bireyleri; gazete, elektronik mektup, kitap ve resmi belgeleri okurken gözlemleyerek okuryazarlığa ilişkin ilk algılarını oluştururlar.

Çocuklar, doğru model ebeveynlerle yaşıyorsa okuryazarlığın gücünü kendi kendine keşfederek öğrenir. Yani çocuklar birçok tutum ve davranışları öğrendiği gibi okuryazarlık becerilerini de ortamdaki ipuçlarını değerlendirerek, doğal öğrenme yoluyla kazanabilir.

Okuryazar ailelerde kendiliğinden ortaya çıkan bütün bu tutum ve davranışların, çocuğun kişiliğine ve gelecekteki eğitim hayatına etkisi keşfedildiğinde, ailedeki okuryazarlığa ilgi uyanmış ve aile okuryazarlığı şeklinde bir kavram oluşmuştur. Aile okuryazarlığı kısaca; çocukların okuma ve yazma deneyimlerinin aileler aracılığıyla gelişmesi için ailelerle çalışmak olarak tanımlansa da giderek daha geniş anlamlar kazandığı görülmektedir.

ABD’de yapılan araştırmalarda çocukların okuryazar olabilmesi için eğitim kurumlarının çocuğun eğitimi için tek başına yeterli olmadığı, aile ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapması gerektiği ortaya konulmuştur. Bu netice üzerine 1980-1990 yılları ile birlikte ABD’de aile okuryazarlığını geliştirmek üzere çeşitli çalışmalar yapılmıştır.

Dünyada, okuryazarlık artık bir beceri değil kültür ve gelenek kelimeleriyle de adını duyurmaktadır. Okuryazarlığın davranış boyutu olduğu kadar duygu ve düşünce boyutu da olduğu görüşü kabul edilmekte ve bu sebeple artık birçok ülkede aile okuryazarlığı, yeni bir aile değeri olarak aile kültürünün bir parçası şeklinde görülmektedir.

21. Yüzyılda Öne Çıkan Okuryazarlık Türleri

Bilgi Okuryazarlığı: Çağımız; teknoloji çağı olmakla birlikte bilgi çağı olarak da adlandırılıyor. Ulaşabileceğimiz bilgi ve belgelerin boyutları inanılmaz rakamlara ulaşmış durumda. Ve birçoğunu okumak için ortalama insan ömrü yeterli uzunlukta bile değil. Durum böyle olunca bilgi kaynaklarına bilinçli yönelim, seçicilik, eleştirel bakış açısı, yeniden ulaşabilme ve değerlendirme yeteneklerine de sahip olmak çok önemli. Aksi takdirde zaman kaybı, yanlış bilgi edinme gibi durumlar yaşanması söz konusu. Bireylerin karşılaştığı bilgi yükünü hafifletme ve doğru bilgiye erişme konusunda yardımcı bir rol üstlenen “bilgi okuryazarlığı”, bu işlevi nedeniyle çağımızda ön planda.

Görsel okuryazarlık: İmgeleri anlama ve anlatma çabasının bir sonucu olarak geçmişten bugüne hayatımızda olduğu düşünülmektedir. Yapılan araştırmalar; zihinde, resimlerin kelimelere oranla 60.000 kat daha hızlı işlendiği ortaya koydu. Bu nedenle görsel okurluğun, modern dünyadaki genel eğitim için; okuma, yazma ve aritmetik ile eşdeğer dördüncü bir öğe olduğunu öne süren araştırmacılar bulunmaktadır. Hem sağladığı avantajlar hem de günümüzde insanının, etrafını inanılmaz derecede kuşatan imgeler düşünüldüğünde, görsel okuryazar olmanın ne kadar elzem olduğu ortadadır.

Medya okuryazarlığı

Teknoloji bilinçli kullanıldığında hayatı olumlu bilinçsiz kullanıldığında hayatı olumsuz etkilemektedir. Olumsuz etkileri en aza indirmek için kendinizi medyadan soyutlamak yerine onu bilinçli bir şekilde kullanıp ilettiği mesajları süzebilecek bir düşünce yapısına erişmek gereklidir. Bu da ancak medya okuryazarlığı ile mümkündür.

Medya okuryazarlığı eğitimi günümüzde önem kazanana alanlardan biridir ve en önemli amacı bireylere yüksek seviye medya okuryazarlığı becerisi kazandırmaktır. Yani medya ürünlerinden gelen mesajları yorumlayabilme, tartışabilme ve farklı türden medya araçları kullanarak mesaj iletme ve paylaşma becerisi kazandırabilmektir. Ancak günümüzde halen birçok insanın düşük seviye medya okuryazarlığı becerisine sahip olduğunu görürüz. Yani sadece medya ürünlerini tanımak, takip etmek veya izlemekle yetinmektedirler. Bu da medya okuryazarlığı konusunda henüz anlamlı bir ilerleme olmadığının göstergesi olarak kabul edilmektedir.

Elektronik okuryazarlık: Elektronik okuryazarlık; elektronik ortamda yer alan iletileri anlamlandırma ve bu ortamda kendini ifade etmeye yönelik ileti oluşturma süreci olarak tanımlanabilir. Günümüz şartlarında elektronik okuryazarlık bireylerin birbirleriyle hatta devlet ile ilişkilerini düzenler boyuta gelmiştir.

bilgisayar teknolojisi üzerine kurulu yeni düzende, insanların iletişimini kolaylaştırmaya yönelik ortaya çıkan uygulamaları ifade etmek adına; bazı kavramların önüne e-ön eki getirilmeye başlandı. Bunlara örnek vermek gerekirse; e-devlet, e-hukuk, e-ticaret gibi bu kapsamda oluşturulmuş kavramlar sayılabilir. Ancak hayatımıza giren bu yeni nesil anlamların ve uygulamaların etkili kullanımı için elektronik okuryazarlığın etkili şekilde toplumun tabanına yayılması ve geleneksel okuryazarlığı yok edici değil de onun bir tamamlayıcısı olarak görülmesi gereklidir.

Sıkça Sorulan Sorular

Okuryazar ne demek?

Geleneksel tanımıyla okuması yazması olan, öğrenim görmüş olan anlamına gelmektedir. Yeni tanımlaması içinde ise farklı türdeki yazılı kaynakları kullanma, bunları anlamlandırma, yorumlama, iletişim kurma ve hesap yapma yeteneği gibi yetkinlikleri içinde barındırır konuma gelmiştir. Okuryazarlığın ana amacı bireye anlama ve anlatma becerisi kazandırmaktır.

Başlıca okuryazarlık türleri nelerdir?

Çağımızda geleneksel okuryazarlığın yanı sıra, teknolojik gelişmeler doğrultusunda birçok okuryazarlık türü ortaya çıkmıştır. Bunlar başlıca; görsel okuryazarlık, medya okuryazarlığı, bilgi okuryazarlığı, e-okuryazarlık, ekran okuryazarlığı, sinema okuryazarlığı, kültür okuryazarlığı, bilgisayar okuryazarlığı şeklinde sıralanabilir. Zamanla yeni okuryazarlık modellerinin ortaya çıkması da beklenen bir gelişmedir.

Okuryazarlığın toplum i̇çin önemi nedir?

Okuryazarlığın toplumların daha ileri seviyeye taşınmasında etkin rol oynadığı saptanmıştır. Bireyin sadece okul başarısında değil kişisel yaşantısı ve mesleki yaşantısında da olumlu rol oynayan okuryazarlık dünyanın dikkatini çekmektedir. Yeni manada okuryazar olabilen toplumlar gelişmiş ülke olmaya bir adım daha yakın görülmektedir.

Okuryazarlık eğitim ile ne oranda ilişkilidir?

Okuryazarlık eğitimiyle doğrudan veya dolaylı olarak çok yakın bir ilişki vardır. Okuryazarlık eğitimi, öğrencilerin okuma, yazma, dinleme ve anlama becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur ve bunlar, bir okuryazarın temel becerilerinin gelişmesinde çok önemlidir. Okuryazarlık eğitiminin öğrencilerin eğitim kariyerleri ve hayatlarında başarılı olmalarına olan etkisi, çok büyüktür.

Okuryazarlık bireyler üzerinde ne gibi etkiler yaratır?

Okuryazarlık bireylerin yaşamlarında önemli etkiler yaratır. Okuryazarlık, bireylerin kendilerini daha iyi ifade etmesine, ekonomik bağımsızlık ve iş imkanları elde etmesine, güçlü bir ekonomik kalkınmaya ve daha iyi bir yaşam kalitesine katkıda bulunmasına yardımcı olur. Ayrıca, okuryazarlık bireylerin diğerleriyle iletişim kurmasını ve kendilerinin haklarını koruyabilmesini sağlar. Okuryazarlık, kişiye kültürler arası anlayışı, toplumsal cinsiyet eşitliğini ve çevresel konuların bilincini artırmaya yardımcı olur.

Okuryazarlık öğrenme sürecinde ne gibi faydalar sağlar?

Okuryazarlık öğrenme sürecinde çeşitli faydalar sağlanır. Bunlar arasında, bir kişinin okuma ve yazma becerilerini geliştirmesine yardımcı olan daha iyi anlama, düşünme, algılama ve iletişim becerileri geliştirmesinin yanı sıra, kendini ifade etme ve çevresindeki kişiler ile iletişim kurma becerilerinin gelişmesi de sayılabilir. Ayrıca, okuryazarlık öğrenme süreci sayesinde, kişinin daha iyi karar verme ve çözüm üretebilme yeteneği de gelişebilir.

Okuryazarlık kavramı nedir?

Okuryazarlık Kavramının Anlamı

Okuryazarlık kavramı, günümüzde sadece okuma-yazma becerisi olarak değil, aynı zamanda farklı alanlarda bilgi ve beceri sahibi olma durumu olarak ele alınmaktadır. Geleneksel anlamda okuryazarlık, sadece okuma-yazma bilen ve öğrenim görmüş kişileri kapsarken, değişen dünya ile birlikte bu terimin kapsamı da genişlemiştir. Özellikle UNESCO'nun okuryazarlık tanımında da belirtildiği gibi, okuryazarlık daha geniş bir beceri yelpazesini ifade etmektedir.

Okuryazarlık ve Çağın İhtiyaçları

Değişen dünyada, okuryazarlık kavramının evrim geçirdiği görülmektedir. Artık sadece okuma-yazma becerisine sahip olmak değil, aynı zamanda farklı türde yazılı kaynakları kullanma, anlamlandırma, yorumlama, iletişim kurma ve hesap yapma gibi yeteneklere de sahip olma durumunu ifade etmektedir. Bu nedenle okuryazarlık kavramının sadece okuma-yazma becerisine değil, aynı zamanda çağın ihtiyaçlarına cevap verebilecek farklı becerilere de dikkat çeken bir anlamı bulunmaktadır.

UNESCO ve Okuryazarlık

UNESCO, okuryazarlığın sürdürülebilir bir gelecek için elzem olduğunu belirtmekte ve bu kapsamda 1966 yılında 8 Eylül tarihini Uluslararası Okuryazarlık Günü olarak ilan etmiştir. Bu durum, okuryazarlık kavramının önemini göstermekte ve üzerinde durulması gereken kritik bir konu olarak kabul edilmektedir.

Çeşitli Okuryazarlık Türleri

Günümüzde geleneksel okuryazarlık kavramının yanı sıra, teknolojik gelişmeler doğrultusunda yeni okuryazarlık türleri ortaya çıkmıştır. Görsel okuryazarlık, medya okuryazarlığı, bilgi okuryazarlığı ve e-okuryazarlık gibi kavramlar, çağın değişen ihtiyaçlarına cevap veren okuryazarlık türlerindendir. Bu kavramlar, bireylerin sadece okuma-yazma becerilerine değil, aynı zamanda diğer alanlardaki bilgi ve becerilerine de önem verdiğini göstermektedir.

Sonuç

Özetle, okuryazarlık kavramı sadece okuma-yazma becerisi olarak değil, aynı zamanda farklı alanlarda bilgi ve beceri sahibi olma durumu olarak ele alınmaktadır. Geleneksel anlamının yanı sıra, günümüzde değişen dünya ile birlikte bu terimin anlamı genişlemiş ve farklı okuryazarlık türleri önem kazanmıştır. Bu nedenle, bu konuyu daha kapsamlı bir şekilde inceleyerek, çağın ihtiyaçlarına uygun bir okuryazarlık anlayışını benimsememiz büyük önem taşımaktadır.

Eğitim durumu okuryazar nedir?

Okuryazarlık, kelime anlamıyla okuma ve yazma becerisine sahi olmayı ifade eder. Ancak günümüzde bu durum, sadece alfabetik harfleri çözümleyip bu harfleri kullanarak okuma ve yazma işlemleri yapabilmeyi değil, aynı zamanda çeşitli bilgi kaynaklarını kullanabilme, bu kaynaklardan elde edilen bilgileri anlama, değerlendirme, yorumlama ve iletişim kurma gibi becerileri de içerir. Bu nedenle, eğitim durumu okuryazar olan bireyler, sadece temel okuryazarlık becerilerine değil; görsel okuryazarlık, medya okuryazarlığı, bilgi okuryazarlığı ve e-okuryazarlık gibi ileri düzey okuryazarlık türlerine de hakim olmalıdır. Böylece, bu bireyler bilgi toplumunda aktif ve etkin bir şekilde yer alabilirler.

Ülkemizde okuryazar olmanın tanımı, geleneksel okuryazarlık anlayışıyla sınırlı tutulmaktadır. Bu bakış açısı, okuryazarlığı sadece okuma ve yazma becerisi olarak tanımlayarak bu kavramın geniş anlamını dar bir çerçeveye indirgemektedir. Ancak hızla gelişen teknolojinin de etkisiyle, okuryazarlık kavramının farklı biçimlerde yorumlanması ve tanımlanması gerekmektedir. Bu bağlamda, okuryazarlık kavramının yeni tanımları, bu kavramı daha geniş ve kapsayıcı bir biçimde ele almayı sağlamaktadır.

UNESCO, okuryazarlığı yalnızca okuma ve yazma becerisi olarak değil, çeşitli yazılı kaynakları kullanabilme, bu kaynakları anlamlandırabilme ve yorumlayabilme, iletişim kurabilme, hesaplama yeteneği gibi becerileri de içeren bir kavram olarak tanımlamaktadır. Bu daha geniş ve kapsamlı okuryazarlık tanımı, bireylerin bilgi toplumunda aktif ve etkin bir rol alabilmesi için gerekli olan becerileri ortaya koymaktadır. Yani, okuryazarlık, bireyin sahip olduğu eğitim durumunun ötesinde, bilgi ve iletişim teknolojileri ile donanımlı bir birey olabilme yeteneğini de içermektedir.

Sonuç olarak, eğitim durumu okuryazar olan bir bireyin, geleneksel okuryazarlık becerilerinin ötesinde, bilgi ve iletişim teknolojilerini etkin bir biçimde kullanabilme yeteneği, bilgiye erişme ve bilgiyi değerlendirme becerisi gibi ileri düzey okuryazarlık becerilerine de sahip olması gerekmektedir. Bu beceriler, bireyin bilgi toplumunda aktif ve etkin bir rol alabilmesi için elzemdir. Bu bakış açısıyla, okuryazarlık, bireyin kendi yaşamı ve toplumun geneli için önemli bir yetkinlik olarak değerlendirilmelidir.

Okuma yazma ve okuryazarlık arasındaki fark nedir?

Okuma yazma becerisi ve okuryazarlık arasındaki farkı anlamak, son yılların önemli sosyal ve eğitim konularından biridir. Çünkü okuryazarlık, sadece okuma ve yazma becerisini kapsamaz; aynı zamanda bu becerileri kullanarak bilgiyi anlama, yorumlama, iletişim kurma ve problem çözme yeteneğini de içerir.

Okuma yazma becerisi, en temel düzeyde, alfabedeki harfleri tanıma ve bu harfleri kullanarak kelime ve cümle oluşturma kapasitesi olarak tanımlanabilir. Üstelik bu yetenek, genelde çocukluk yıllarında kazanılır. Ancak okuryazarlık, bu tanımı bir adım öteye götürerek, bilgiyi anlama, yorumlama ve paylaşma yeteneğini içeren daha karmaşık ve kısmen farklı bir beceri seti olarak görülür. Bu yüzden okuryazarlık, çok daha geniş bir perspektifi kapsar ve bu becerinin geliştirilmesi için sürekli eğitim ve pratik gerektirir.

Belki de bu yüzden, UNESCO, okuryazarlık kavramını, sadece harfler ve sayıları tanımayı, bunları yorumlamayı, anlamlandırmayı ve iletişim kurmayı da içerecek biçimde genişletmiştir. Bu tanım aynı zamanda, kişinin tasarımın ve bilgisayarın dilini anlama ve kullanma yeteneği gibi 21. yüzyılın becerilerini de içermektedir.

Sonuç olarak, okuma yazma becerisi ve okuryazarlık, önemli ölçüde farklı kavramlardır. Okuma yazma, genellikle sıradan bir beceri olarak görülürken, okuryazarlık çok daha kompleks bir kavramdır ve 21. yüzyılın bilgi toplumunda başarılı olmak için gereklidir. Bu bağlamda okuryazarlık, okuma yazma becerilerini aşan çok yönlü bir beceri setini içerir. Türkiye'nin geleceği için, çocuklarımıza ve gençlerimize sadece okuma yazma becerisi değil, aynı zamanda kapsamlı bir okuryazarlık eğitimi vermek de büyük önem taşımaktadır.