Siz de benim gibi oturduğunuz yerden başarının size gelmesini bekliyorsanız eğer hoş geldiniz. Her seferinde bir an gazla beraberinde gelen kişisel gelişim isteği ve aynı gazla sönen gelişememeler…
Öncelikle şundan söz etmem gerekiyor her ayın başında kariyerimde yapmayı planladığım değişiklikler var. Fakat kursa gidip gelmek gözümde inanılmaz büyüyor, hayalini kurduğum anda üstüme yorgunluk düşüyordu. Çok fazla aktivitesi olan, sosyal yaşantısı oldukça hareketli bir insanım. Bunlardan ödün verip bir türlü başlayamadığım ama sürekli çevremden tavsiye olarak aldığım bir şeydi online eğitim.
En sonunda ikna oldum ve derslere başladım. Şimdiye kadar yapmamış olmam saçmalık diye düşündüm. Yaşantıma devam edebiliyorum. Yogamı, sporumu, meditasyonumu yapabiliyorum ve bunlardan hiçbir şekilde ödün vermeyerek. Kaçırdığım dersleri “tüh kaçırdım, param yandı! “ olarak değil “tekrarını izleyeyim” olarak algılıyorum.
Online Eğitimin Önemi
Gelelim asıl anlatmak istediğime; hiçbir şey için geç değil. Sadece başarıya daha erken ulaşma şansınız varken neden günlerimizi sadece nefes alıp vermekle geçirelim ki? İnanın bana taş atıp kolunuz ağrımıyor. Oturduğunuz yerden kültürlenip, oturduğunuz yerden meslek ediniyorsunuz. Bir görüşmeye gittiğinizde bu eğitimlerden aldığınız sertifika sayesinde birkaç kişiyi saf dışı bırakıyorsunuz. Neden saf dışı bırakılan siz olasınız?
Eğlenerek öğrenmek hayal değil, gerçek. Online eğitim sayesinde eğitmenlerin samimi anlatışları, “anlatın biz de gülelim” diye tepenizde belirmeden çağa uygun bir dille sizi başarıya götürüyor. Bugünün işini yarına bırakma, başarı yarın seninle olmayabilir. İnandığım bir şey var, varmadan bilinmez bazı yerler. Bu yüzden inan ve başarıya ulaş. Emin ol evinde arkana yaslanıp bir saatini ayırarak ulaştığın başarı sana çok tatlı gelecek.
Online eğitim için tek ihtiyacınız olan şey, tablet, akıllı telefon, bilgisayar ve internet. E bunların hepsine zaten sahip değil miyiz? Bu bizden akıllı olmasın ama elimizden hiçbir şekilde düşürmediğimiz elektronik cihazların sadece İnstagrama, Twittera, Youtube'da makyaj kanallarına veya challenge kanallarına girmediği konusunda da hemfikiriz. Elimize bu cihazları aldığımızda düşünüldüğü zaman sıkıcı gelebilir. Yukarıdan bildirimler ekrana düştüğünde ellerimiz titreyebilir. Bir an önce fotoğrafıma kim yorum yazmış, kim beğenmiş aklımız o dersten alıp hooop instagrama anında çekebilir. Bunun da basit bir yöntemi var; bildirimleri kapatabilirsiniz mesela.
Sertifika Sahibiyim!
Şu an iki sertifikaya sahibim ve üçüncüsü için de bu yazıyı yazıyorum. Ne kadar başarılı olurum ne kadar olamam inanın hiçbir fikrim yok. Ama ilk iki sertifikamla 100 puan aldım. Daha önce bu branşlarla ilgim var mıydı diye sorarsanız eğer hiçbir şekilde alakam yoktu sadece denemek için kayıt olmuştum. Sonuçtan çok memnun kaldım bir o kadar da şaşırdım. Ders dediğin o sıralarda oturursun bir okulun kursun kokusunu alırsından ibaret olmadığını anladım. Online eğitime bakış açım, açık öğretime bakış açımla yarışabilirdi. İkisi de bana çok gereksiz ve mezun olduğum zaman yeterli tadı vermeyecekti. Neden? Çünkü o sıraya oturmadım.
Başarı Sertifikası ve Sertifika Kodunu CV'me Yazdım.
Kursa gidip aldığım sertifika ile internet üzerinden derslere katılıp aldığım sertifikanın eşdeğer olmayacağını, geçersiz olacağını düşünüyordum. Ta ki sertifika elime ulaşana kadar… Üniversite onaylı Hogwarts’tan mezun olmuşum gibi bir sertifika. CV’niz içinde ayrı bir kod veriyorlar, bu kodu işveren web siteden kontrol edip doğrulayabiliyor. Ama şöyle bir konu var üniversite onaylı olmayan yerlerden programlara katılmanızı önermem. Çünkü; sertifika değil, katılım belgesi gönderiyorlar. Bunlar çok ayrı şeyler.
Online eğitim programına dâhil olduğunuz zaman esnek zamanlamayla hocayı karşınıza alarak çalışıyorsunuz. Örgün eğitimde böyle bir şey mümkün değil. Tabii her ikisinin de artıları eksileri bulunmaktadır. Seyahat ederken, yemek yerken, güneşlenirken her şekilde ders dinleyebildiğinizi hayal etsenize... Derse göre programınızı ayarlamak yerine, programınıza göre derslerinizi ayarlıyorsunuz.
Sosyal hayatımızın neredeyse tamamını teknolojiye entegre ettik ve prizlere bağlı yaşar hale geldik. Eğitim hayatımızı da buna dâhil etsek çok güzel olmaz mı? Bir iş görüşmesine gittiğimizde “ben bunları yapabiliyorum, şunları biliyorum, bu bu bu yeteneğim var” dediğimiz zaman karşımızdaki insan bunlar çok itimat etmeyecektir. Ama “buyurun sertifikalarım dediğiniz zaman işveren bu sefer yapabildiklerinizi görecek ve siz kendinizi anlatmak, yüceltmek için çenenizi yormayacaksınız. Herkes iş görüşmelerinde kendini anlatır alakalı, alakasız bir sürü şeyden bahseder. Ben düşünürken bile şu anda yoruldum. Siz ise arkanıza yaslanıp susacaksınız, her şeyi sertifikalarınız anlatacak.
Eee ne demiş atalarımız?
Aynası iştir kişinin, lafına bakılmaz.
