
Kadınlar, iş ortamı içinde ayrımcı tutum ve dezavantajlı bir konum içinde olabiliyorlar. Peki, kadınlar ve erkekler aynı eğitimleri aldıkları halde, neden aynı pozisyonlarda çalışamıyorlar? Bir çoğumuzun en çok merak ettiği konulardan biri belki de bu olabilir. Aslında bunun cevabı oldukça açık, işverenin ayrımcı tutumu veya farklı muamele göstermesi şeklinde açıklamak pek doğru olur. Kadınlar, iş hayatı içinde nasıl sorunlarla karşılaşıyor? Şimdi bunlara bakalım.
Fazla Mesai, Düşük Ücret ve İş Yorgunluğu
Fazla mesai, yoğun iş temposundan kaynaklı kadınlar, evlerine yeterince zaman ayıramadıklarını ve çocuklarının ihtiyaçları ile ilgilenmediklerinden şikayetçi olabiliyorlar. Diğer bir sorun ise çalışma şartlarının ağır olabilmesinden kaynaklı olarak, evlilik ve çocuk planları yapmış olan kadınlar, bu isteklerini sürekli ertelemek durumunda kalabiliyorlar. Çalışma saatlerin fazla olması, hafta sonları da çalıştırılan kadınlar, onlara karşı bir yıldırıma söz konusu olabiliyor. Bunlara karşılık, kadınlar düşük ücretlerle iş yerinden çalıştırılabiliyor. İş hayatında cinsiyet ayrımcılığı kadınların karşılaştığı en büyük problemlerden.
Sözlü Taciz, Cinsiyetçilik ve Mobbing
Kadına yönelik ayrımcılık, aslında daha işe alınmadan bile başlayabiliyor. Örnek verecek olursak, iş ilanlarında aranan niteliklerde, özellikle erkek çalışanın alınması, belki de bu konu hakkında verilecek en net örnek olabilir. Ülkemizde kadın çalışanların çalıştıkları işler çoğunlukla, niteliksiz işler olabiliyor. Aslında bu cinsiyete dayalı eşitsizliğin ortadan kalkmasıyla artan kadın istihdamları sayesinde iş piyasasında bir canlılık oluşabilir.
Psikolojik taciz veya diğer ismiyle mobbing, aslında yalnızca kadınların yaşadığı bir sorun olmayıp, erkeklerinde iş piyasasında karşılaşabileceği bir psikolojik şiddettir. Fakat, yapılan araştırmalara göre, kadınlar bu duruma daha fazla maruz kaldığı biliniyor. Bu durum, çalışan bireylerde isteksizlik ve işin aksaması şeklinde olumsuz durumlar yaratabiliyor. Mobbing konusunda farkındalık kazanmak için mobbing eğitimini öneririm.
Kadınlar iş yerlerinde, sözlü taciz veya cinsel tacizle de maalesef karşılaşabiliyor. Cinsel taciz, fiziksel davranış ve hareketleri oluştururken sözlü tacizse, sözlü şekilde bireye uygulanan bir şiddet türü olarak tanımlanabiliyor. Ya da iki durumu da kapsayacak şekilde de cinsel taciz kavramı şeklinde ele alınabiliyor. Cinsel taciz toplamda dört şekilde incelenebiliyor: Cinsel rüşvet veya gözdağı vererek taciz, karşılık verilmeyen cinsel ilgi veya fiziksel olarak cinselliğe zorlama, cinsel huzursuzluk, cinsiyete dayalı düşmanlık, ilginin iması şeklinde tanımlanabiliyor.
Hamilelik Döneminde İşten Soğutma ve Bıraktırma
Kadınların hamilelik durumu, bireysel olmanın dışında toplumsaldır. Ücretli bir işte çalışan bir kadının, kedisini, doğurgan oluşunu, çevresini, işverenini ve devleti de ilgilendiriyor. Mesela bir işveren için hamile kadın, almış olduğu izinlerle bir maliyet kaynağı olarak görülebiliyor. Bu durumda, hamile olan kadınların iş piyasasında, ayrımcılığa ve işsiz kalmasına sebep olabiliyor.
Kadınların, iş ortamında karşılaştığı sorunlar yalnızca bunlar değildir. Farklı sorunlarda yaşanabiliyor. Sorunları biliyoruz, ama bize gereken şey çözümler. Bu yüzden bu sorunların, iyileştirilmesi ve kadınların iş piyasası içinde olmaları birçok konuda katkı sağlayacağı kesindir. Yani, devlete ve yerel yönetimlere belli sorumluklar düşüyor, kadınlara ve topluma karşı sorumluluklarını yeri getirmeleri, kadınların yaşadığı sorunların, çözümü için hayat kurtarıcı olabiliyor.
YAZAR: GÜLŞAH SAVAŞ
Kaynakça
Doğan, E. T. (2012) Hamile Kadınların Çalışma Yaşamında Maruz Kaldığı Ayrımcı Uygulamalar, İŞ, GÜÇ" ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ VE İNSAN KAYNAKLARI DERGİSİ, Nisan, Cilt/Vol: 14, Sayı/Num:2, s. 79-98
Küçük, M. (2015) ÇALIŞMA HAYATINDA KADINLAR VE KARŞILAŞTIKLARI SORUNLAR: BİR İŞVERENE BAĞLI OLARAK ÇALIŞAN EMEKÇİ KADINLARA İLİŞKİN BİR ARAŞTIRMA, EKONOMİ BİLİMLERİ DERGİSİ Cilt 7, No 1, s.1-17
Umutlu S. ve Öztürk M. (2020) İŞ YAŞAMINDA KADIN VE KARŞILAŞTIĞI SORUNLAR, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Y.2020, C.25, S.3, s.297-306.

Sıkça Sorulan Sorular
İş Hayatında Kadınların Cinsiyetçilik Gibi Sorunlarla Karşılaşma Oranı Ne Kadardır?
Bu sorunun tam bir cevabı yoktur. Ancak kadınların iş hayatında cinsiyetçilik gibi sorunlarla karşılaşma oranının çok yüksek olduğu kabul edilmektedir. Özellikle kadınların erkeklerden daha düşük ücretler alması ve kariyer yolunda daha fazla engellerle karşılaşması gibi durumlar, cinsiyetçilikle ilgili olarak kadınların özellikle baskı altında olduğunu göstermektedir.
İş Hayatında Kadınların İş Yorgunluğu Gibi Sorunları Nasıl Azaltılabilir?
İş hayatında kadınların iş yorgunluğu gibi sorunlarını azaltmak için, öncelikle çalışanların sağlığının korunmasına önem verilmelidir. Bunun için, çalışma ortamının uygun koşullara sahip olmasına dikkat etmek gerekir. Ayrıca, çalışanların kendilerini motive eden bir ortamda çalışmalarını sağlayacak şekilde tasarlanması gerekir.
İş hayatında kadınların iş yorgunluğu gibi sorunlarını azaltmak için, çalışanların çalışma sürelerinin uygun şekilde düzenlenmesi gerekir. İşverenler, çalışanların çalışma saatleri ve mesai sürelerini optimize ederek, çalışanların sağlığını korumalarına yardımcı olabilir.
İş hayatında kadınların iş yorgunluğu gibi sorunlarını azaltmak için, çalışanların sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmeleri sağlanmalıdır. İşyerlerinde sağlıklı öğünler sunmak, çalışanların beslenme alışkanlıklarını daha sağlıklı hale getirecektir.
İş hayatında kadınların iş yorgunluğu gibi sorunlarını azaltmak için, çalışanların ekip çalışmasına yönelmesi ve destek alması sağlanmalıdır. İşyerlerinde ekip çalışması, çalışanların bireysel performansını artıracak ve çalışanların iş yorgunluğu ve stresini azaltacaktır.
İş hayatında kadınların iş yorgunluğu gibi sorunlarını azaltmak için, yeterli aralıklarla dinlenme ve çalışma arasındaki dengeyi sağlamalıdır. Çalışanların çalışma aralıklarında uygun bir şekilde dinlenmesi, çalışanların iş yorgunluğunu ve stresini azaltacaktır.
İş Hayatında Kadınların İşten Soğutma ve Bıraktırma Gibi Sorunlarının Önlenmesi İçin Neler Yapılabilir?
İşe alım sürecinde kadınların eşit şansa sahip olmasını sağlamak için kadınların özellikleri ve nitelikleri dikkate alınarak adil bir şekilde değerlendirilmesi gerekir.
Kadınların kariyer gelişimleri için eşit fırsatlar sunulmalıdır.
İşletmelerde kadınların cinsiyet eşitliği ile ilgili konuların konuşulması ve tartışılması için özel toplantılar ve seminerler düzenlenmelidir.
İşletmelerin kadınlara karşı cinsiyetçi veya ayrımcı tutumlarını önlemek için cinsiyet eşitliği politikalarının güncel tutulması ve uygulanması gerekmektedir.
İşletmeler için cinsiyet eşitliğinin önemini kavramaları ve bu konuda farkındalık yaratmaları için kadınların katılımını arttırmak amacıyla daha fazla özendirme programları geliştirilmelidir.
İşletmelerde kadınların işten çıkarılması veya soğutulmasının önlenmesi için önlemler alınmalıdır. Bu önlemlerin arasında kadınların kariyer gelişimlerini desteklemek, eşit fırsatlar sunmak ve kadınların özel durumları göz önünde bulundurmak gibi önlemler sayılabilir.
İş Hayatında Kadınların Düşük Ücretle Karşılaştıkları Durumlar Nelerdir?
Kadınların düşük ücretle karşılaştıkları durumlar arasında;
İşe alım sürecinde düşük maaş teklifleri almaları,
Kadınların yeteneklerinden ve profesyonelliğinden faydalanılarak, daha düşük ücretle çalıştırılmaları,
Kadınların sözleşmelerinin, erkeklerinkinden daha kötü kurallara sahip olması,
Kadınların kariyer yapmaktan daha çok, ev işleri veya ev halkının bakımına odaklanmalarının beklenmesi,
Kadınların cinsiyetlerinden dolayı ayrımcılığa maruz kalmaları,
Masrafların kadınlara bölüştürülmesi gibi durumlar sayılabilir.
İş Hayatında Kadınların Mobbing ve Sözlü Taciz Gibi Sorunlarla Karşılaşma Oranı Ne Kadardır?
Bu sorunun tam cevabı vermek zor olabilir, ancak araştırmalar, kadınların iş hayatında çeşitli şiddet ve taciz biçimlerine maruz kalma olasılığının daha yüksek olduğunu göstermektedir. Örneğin, Birleşik Krallık'ta yürütülen bir araştırma, kadınların erkeklerden üç kat daha fazla sözlü tacize ve iki kat daha fazla özellikle fiziksel şiddete maruz kaldıklarını ortaya koymuştur. İsviçre'de yapılan bir diğer araştırmaya göre, genel olarak kadınların %40'ı iş hayatında mobbing ve sözlü tacize maruz kalmıştır.
İş Hayatında Kadınların Fazla Mesai Yapma Sorunu Nasıl Çözümlenebilir?
Kadınların iş hayatında fazla mesai yapma sorunu çözümlenebilirken, çeşitli önlemler alınabilir. İlk olarak şirketler, kadın çalışanlarının haklarını korumak ve özgürlüklerini sağlamak için daha güvenilir ve daha adil bir ortam oluşturmalıdır. Ayrıca, özellikle üst düzey pozisyonlarda kadınların çoğunlukla temsil edilmesini sağlamak için çabalar göstermelidir. Diğer taraftan, kadınların mesai saatlerinin daha esnek ve kişisel ihtiyaçlara uygun olarak ayarlanmasına izin verilmelidir. Ayrıca, çalışanların günlük çalışma saatlerini ve sağlık durumlarını göz önünde bulundurarak daha çevik çalışma ortamları oluşturulmalıdır. Son olarak, kadınların kariyerlerini desteklemek için eğitim ve mentorluk programları geliştirilmelidir.
Çalışma hayatı kadın sağlığını nasıl etkiler ve alınabilecek önlemler nelerdir?
Etkileri ve Risk Faktörleri
Çalışma hayatı, kadın sağlığı üzerinde önemli etkilere sahip olup bazı risk faktörlerini de beraberinde getirir. Uzun çalışma saatleri, ağır fiziksel işler ve iş stresi, kadınların bedensel ve zihinsel sağlığını olumsuz etkileyebilir. Özellikle kronik yorgunluk, kas-iskelet sistemi problemleri, stres ve depresyon, kadın çalışanlarda daha sık görülen sağlık sorunlarıdır.
İşyeri Ergonomisinin Önemi
Ergonomik tasarımlı işyerleri ve mobilyalar, kadınların çalışma hayatında rastladıkları sağlık sorunlarını önemli ölçüde azaltabilir. Ayarlanabilir ofis sandalyeleri, uygun yükseklikte masa ve monitör gibi ergonomik ürünler, kadınların kas-iskelet problemlerini engeller ve uzun süreli rahatsızlıkları önler.
Esnek Çalışma Saatleri
Esnek çalışma saatleri ve evden çalışma düzenlemeleri, kadın çalışanların iş ve özel hayat dengesini sağlamalarına yardımcı olur. Bu tür uygulamalar, kadınların yoğun iş temposu ve aile sorumlulukları nedeniyle yaşadığı stres ve yorgunluğu azaltarak sağlıklarını koruma imkanı tanır.
Sağlık Bilinci ve Eğitim
Çalışma hayatında kadın sağlığının korunması için işverenler, çalışanlarını sağlık konularında bilinçlendirmeli ve eğitmeli; sağlıklı yaşam ve işyerinde güvenlik hakkında bilgi sağlamalıdır. Bu, kadın çalışanların kendi sağlıklarına dikkat etmelerini sağlayarak kısa ve uzun vadede sağlık sorunlarını önlemeye yardımcı olur.
Bağlanabilirlik ve Sosyal Destek
İşyeri kültürünün ve çalışma ortamının kadınlara yönelik hassasiyet ve destek sağlaması, kadınların zorluklarla başa çıkabilme gücünü artırır. Kadın çalışanların sosyal destek sistemleri, zor durumlarla baş etmelerine ve stresle mücadelelerine yardımcı olup sağlık sorunlarını önlemede etkilidir.
Nitelikli Sağlık Hizmetlerine Erişim
Çalışma hayatı içerisinde kadınların sağlık sorunlarını önlemek için erişilebilir ve nitelikli sağlık hizmetlerinin sunulması büyük önem taşır. İşverenler, çalışanları için sağlık hizmetlerine kolay erişim imkanı sunarak kadınların sağlık durumlarını düzenli olarak kontrol ettirme ve gerekli tedbirleri alma konusunda teşvik etmelidir.
Ülkemizde kadınların yaşadığı güçlükler nelerdir ve bu güçlüklerin çözümü için neler yapılabilir?
Toplumsal ve Kültürel Faktörler
Türkiye'de kadınların yaşadığı güçlüklerin başında toplumsal ve kültürel faktörler gelmektedir. Aile içinde ve iş hayatında cinsiyet ayrımcılığı, ataerkil yapı ve kadınlara biçilen geleneksel roller nedeniyle kadınlar pek çok zorlukla karşılaşabilmektedirler. Bu sorunların çözümü için farkındalık yaratılması ve kadın-erkek eşitliğinin tüm topluma yaygınlaştırılması gerekmektedir.
Ekonomik Güçlükler
Ekonomik sıkıntılar da kadınların yaşadığı diğer güçlüklerdendir. Eğitim, istihdam ve ücret gibi konularda kadınlar erkeklerden daha fazla dezavantaj yaşamaktadır. Çözüm olarak, kadınların eğitim ve iş gücüne katılımlarını kolaylaştırmak, ücret adaletini sağlamak ve mesleki eğitim fırsatları sunmak önemlidir.
Eğitim Sorunları
Kırsal bölgelerde yaşayan kadınlar için eğitim, temel bir sorundur. Eğitim seviyelerinin düşük olması, kadınların sosyal ve ekonomik alanda geri kalmasına ve evlilik yaşının düşmesine yol açmaktadır. Eğitime erişimi daha fazla kolaylaştırmak ve kız çocuklarının okullaşma oranını arttırmak bu sorunun çözümünde önemlidir.
Toplumsal Şiddet
Kadınlar, toplumsal şiddetle de sık karşılaşmaktadır. Başta aile içi şiddet olmak üzere taciz ve istismar gibi sorunlar, kadınların yaşam kalitesini düşürmektedir. Bu tür sorunların önüne geçebilmek için aile içi ve toplumsal şiddete karşı mücadele eden mekanizmaların güçlendirilmesi, hukuki düzenlemelerin yapılması ve farkındalık yaratmak için çalışmalar yapılmalıdır.
Toplumsal ve Kültürel Değişim
Kadınların yaşadığı güçlüklerin çözümü için toplumsal ve kültürel değişim süreçlerinin hızlandırılması gerekmektedir. Bu kapsamda, eğitim, sivil toplum örgütleri ve medya üzerinden kadın hakları ve cinsiyet eşitliği konularında daha fazla farkındalık yaratılarak toplumun tüm kesimlerine ulaşılmalıdır. Bu sayede, kadınların yaşadığı güçlükler azaltılabilir ve daha eşitlikçi bir toplum yapısına doğru ilerlemek mümkün olacaktır.
Kadınlar iş hayatına tarihsel süreçte ne zaman girdi ve bu süre zarfında hangi önemli gelişmeler yaşandı?
Kadınların İş Hayatına Girişi
Kadınlar tarihsel süreçte değişen toplumsal yapılar ve ekonomik koşullar gereği iş hayatına farklı zamanlarda ve farklı rollerde girmiştir. Fakat genel olarak, 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında sanayi devriminin yarattığı toplumsal ve ekonomik dönüşümler kadınların iş hayatında daha aktif olmalarını sağlamıştır.
Sanayi Devrimi'nin Rolü
Sanayi Devrimi, fabrika sistemine dayalı büyük ölçekli üretimin başlamasıyla birlikte kadınların da iş gücü olarak kullanılmasına zemin hazırlamıştır. Bu dönemde tekstil ve giyim sektöründe özellikle yaklaşık yüzde 20 oranında kadın işçi istihdam edilmeye başlanmıştır.
Eğitimdeki Farklılık
yüzyılın başlarında eğitimin yaygınlaşması ve kadınların eğitim düzeylerinin yükselmesi de kadınların iş hayatındaki konumlarını etkilemiştir. Eğitimli kadınların sayısı arttıkça, öğretmenlik, hemşirelik ve büro işleri gibi geleneksel 'kadın meslekleri' dışında da istihdam alanları açılmıştır.
Kadın Hakları Hareketi
yüzyılın ilk yarısında kadın hakları hareketinin güçlenmesi ve kadınların kullanabileceği ekonomik ve sosyal hakların artması da kadınların iş hayatına girişini etkileyen önemli faktörlerdir. Özellikle, 1926'da kabul edilen Türk Medeni Kanunu ile kadınların mirastan pay alabilmesi ve iş hayatında da eşit haklara sahip olabilmesi sağlanmıştır.
Kurtuluş Savaşı Sonrası Dönem
Türkiye'deki kadınların iş hayatına daha aktif katılımının önemli dönüm noktalarından birisi de Kurtuluş Savaşı sonrası dönemdir. Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte, 1920'lerden itibaren kadınlar, hem eğitim hem de iş alanında önemli kazanımlar elde etmiştir.
Kadınların Girişimciliği
İş hayatında kadınların temsilini artıran bir başka gelişme ise girişimciliğin yaygınlaşmasıdır. Özellikle 2000'li yıllar itibarıyla, kadınlar arasında da girişimcilik ve kendi işini kurma fikri yaygınlaşarak, kadınların iş hayatındaki etkinliği artmıştır.
Sonuç olarak, tarihsel süreçte kadınların iş hayatına girişi ve önemli gelişmeler yaşanmış olup; eğitim olanaklarının artışı, toplumsal yapıların ve ekonomik koşulların değişimi sayesinde kadınlar iş yaşamında daha fazla rol alarak, ekonomik ve sosyal alanda daha güçlü bir konumda olmuşlardır.
Çalışma hayatında kadınlar ne gibi eşitsizliklerle karşı karşıya kalmaktadır?
İş Ortamında Kadınların Karşılaştığı Eşitsizlikler
Ayrımcı Tutum ve Dezavantajlı Konum
Kadınlar, çalışma hayatında erkeklerle aynı eğitimleri almalarına rağmen çeşitli eşitsizlikler ve ayrımcılıklarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum, işverenlerin kadınlara yönelik ayrımcı tutumları ve farklı muamelelerinden kaynaklanmaktadır. Özellikle iş ilanlarında kadınlar için daha az kabul edilebilir nitelikler istenmesi, kadınların daha düşük ücretlerle çalıştırılması ve ülkemizde kadın çalışanların çoğunlukla niteliksiz işlerde istihdam edilmesi, kadınlar için iş hayatında karşılaşılan cinsiyete dayalı eşitsizliklerin ortadan kalkması gereken konular arasındadır.
Fazla Mesai ve Yoğun İş Temposu
Kadınlar, fazla mesai ve yoğun iş temposu nedeniyle ev ve aile hayatlarına yeterince zaman ayıramama sorunuyla karşılaşabilmektedirler. Bu durum, evlilik ve çocuk planları yapmış olan kadınlar için sürekli ertelemelere neden olabilmekte ve işverenlerin hafta sonları da kadınları çalıştırması, onlara yönelik bir yıldırma politikası şeklinde değerlendirilebilmektedir.
Psikolojik ve Cinsel Taciz
İş hayatında kadınların en çok maruz kaldığı sorunlardan biri de psikolojik ve cinsel tacizdir. Psikolojik taciz, hem kadınların hem de erkeklerin iş hayatında karşılaşabileceği bir sorun olsa da, yapılan araştırmalar kadınların bu duruma daha fazla maruz kaldığını göstermektedir. Bu durum, çalışanların isteksizlik ve iş verimsizliği şeklinde olumsuz sonuçlara yol açabilmektedir. Ayrıca kadınlar iş yerlerinde cinsel tacize de maalesef maruz kalabilmektedirler. Cinsel taciz, fiziksel ve sözlü olabilirken, cinsiyete dayalı düşmanlık şeklinde de ortaya çıkabilmektedir.
Hamilelik ve İş Piyasası
Kadınların hamilelik durumu, bir maliyet kaynağı olarak görüldüğünden işverenler tarafından ayrımcılığa sebep olarak işsiz kalma riskini arttırmaktadır. Bu durum kadınlar için iş hayatında büyük bir sıkıntı olarak görünmekte ve kadınların iş piyasasına yeni girmelerini zorlaştırmaktadır.
Sonuç olarak, kadınlar iş hayatında birçok eşitsizlikle karşı karşıya kalmaktadır ve bu durumun ortadan kaldırılması gerekmektedir. Çeşitli düzenlemeler ve politikalarla kadınlar için iş ortamında eşit haklar sağlanarak iş piyasasında canlılık yaratılması ve kadınların yaşam standartlarının arttırılması hedeflenebilir.
İşletmelerde kadına yönelik eşitsizlikler nelerdir?
İşletmelerde kadına yönelik eşitsizlik çeşitleri vardır. Birincisi, ayrımcı tutum ve muamele kadınları dezavantajlı konumda bırakabiliyor. Eğitim seviyesi ne olursa olsun, kadınlar genellikle aynı pozisyonlardan daha düşük olanları kapatabiliyorlar. İşverenlerde, kadınları daha düşük ücretlerle çalıştırma eğilimi bulunuyor. Ayrıca, ağırlıklı olarak kadınları etkileyen bir başka eşitsizlik, aşırı çalışma ve yoğun iş temposu nedeniyle kişisel yaşamlarına ve özellikle çocuklarına yeterince zaman ayıramamaktır.
Cinsiyete Dayalı İstihdam Eşitsizliği: İkincisi, aslında işe alınma sürecinde başlayan cinsiyete dayalı ayrımcılıktır. İş ilanları genellikle erkekleri tercih eder ve bu da kadınların çoğunlukla düşük nitelikli işlerde çalışmasına neden olur. Ancak, bu eşitsizlik giderilirse, kadın istihdamı iş piyasasını canlandırabilir.
Psikolojik Şiddet ve Taciz: Üçüncüsü, işyerindeki psikolojik taciz veya 'mobbing' kadınları aşırı oranda etkiler. Araştırmalar, kadınların bu duruma erkeklerden daha fazla maruz kaldığını göstermiştir. Bu, çalışanların motivasyonunu düşürür ve iş performansını olumsuz etkiler.
Cinsel ve Sözlü Taciz: Dördüncü, kadınlar işyerinde cinsel ve sözlü tacizin riski altındadır. Cinsel taciz, fiziksel davranışları ve cinselliğe zorlamayı içerirken, sözlü taciz bireye sözlü şiddet uygulamasını ifade eder.
Hamilelik ve Eşitsizlik: Son olarak, işverenler hamile kadınları maliyetli bir kaynak olarak görebilir ve bu da kadınların işgücünden çıkarılmasına ve işsiz kalmalarına neden olabilir.
Üzülerek belirtelim ki, kadınların işyerinde karşılaştığı eşitsizlikler ve sorunlar yalnızca bunlarla sınırlı değildir ve işletmeler bu konuda daha aktif adımlar atmaları gerekmektedir.
İş hayatında kadınlara pozitif ayrımcılık yapılmalı mı?
İş Hayatı ve Kadınlar: Ayrımcılık ve Pozitif Tutumlar
Çalışma hayatı, her ne kadar eşitlik ilkesi üzerine kurulu olsa da, kadınlara yönelik ayrımcılık durumları hala içinde yaşayan bir gerçektir. Kadınlar ve erkekler eşit eğitim alsa dahi, kadınlar genellikle erkeklerden daha düşük pozisyonlarda veya düşük ücretlerle çalıştırılmaktadırlar. Bu durumun en önemli nedenleri olarak işveren tutumları ve toplumsal cinsiyet rollerini ön plana çıkmaktadır. Bunun yanında, kadınlar iş hayatında fazla mesai, yoğun iş temposu ve ağır çalışma şartları gibi durumlarla karşı karşıya bırakılmaktadırlar.
Ayrımcılık Şekilleri ve Kadınlar
Çalışma hayatındaki ayrımcılığın birçok şekli bulunur. Bunlardan biri, iş ilanlarında erkek çalışan tercih edilmesidir. Kısacası, kadına yönelik ayrımcılık aslında işe alınma sürecinde başlar. Diğer bir ayrımcılık şekli de, psikolojik taciz ya da diğer adıyla mobbingdir. Araştırmalara göre, kadınlar bu duruma daha sıklıkla maruz kalmaktadırlar. Mobbing, hem iş verimi üzerinde olumsuz etkiler yaratır hem de çalışanın psikolojik sağlığını tehdit eder. İş yerlerinde kadınlar, kadına yönelik sözlü ve cinsel tacizle de karşılaşabilmektedirler.
Kadınların Hamilelik Durumu ve İş Hayatı
Bir kadının hamilelik durumu, onun bireysel yaşamının yanında iş yaşamını da etkiler. İşverenler için hamile kadınlar, izin süreleri nedeniyle ekstra maliyet oluşturabilir. Bu nedenle hamile kadınlar, iş yerlerinde ayrımcılığa maruz kalabilirler ve hatta işlerini kaybedebilirler.
Sonuç Olarak
Kadınlar, iş hayatında birçok sorunla karşılaşabilirler. Bu sorunların çözümü, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ve iş yerlerinde pozitif ayrımcılığı uygulamaktır. Ancak, bu durumun gerçekleşmesi için, işverenlerin tutumlarının ve nin değişmesi gereklidir. Bu durum, hem kadınların iş hayatında daha etkin rol almasını sağlar hem de iş piyasasının canlanmasına katkıda bulunur.
İlgili Kurslar

Çatışma Yönetimi Eğitimi
Gerilimden çözüme: duygu düzenleme, aktif dinleme ve ortak fayda arayışı. Arabuluculuk araçları ve müzakere çerçevesi.

İkna Teknikleri Eğitimi
Etik ikna: Cialdini, hikâye çerçevesi, itiraz karşılama ve net CTA. Hemen uygulanabilir diyaloglar.

Etkin Yönetici Asistanlığı
Yönetici asistanlığında düzen, iletişim ve zamanlama becerileri. Toplantı–ajanda–rapor akışları.


