İletişim

Halkla İlişkilerde Sosyal Sorumluluk

Emine Büşra Kanat
Güncellendi:
10 dk okuma
Üzerine detaylı bir harita işlenmiş cam bir küre resmedilmiştir. Ön planda, arkasında bir anahtar deliği olan bir anahtar deliği görülüyor. Arka planda ayrıca birkaç kâğıt kesik ve birkaç ahşap figür var. Sağda bir yapboz parçasının yakın çekimi, solda ise üzerinde not yazılı bir belge görülüyor. Sağ üst köşede bir küreye yakın çekim yapılmış, sağ alt köşede ise bir kağıt parçası tutan bir kişinin elinin bulanık görüntüsü yer alıyor. Cam küre görüntünün odak noktası gibi görünüyor ve diğer nesneler onu çevreleyerek ilginç bir görsel sahne oluşturuyor.
Sosyal Sorumluluk AlanıSosyal Sorumluluk TanımlamasıNeden Gereklidir
Kurumsal İmajKurum, iç ve dış hedef kitlenin uygun ilişkiler içerisinde olmasını sağlar.Positif bir imaj, şirketin başarısını ve itibarını etkiler.
Toplumsal SorumlulukKurum, toplum için hayırseverlik çalışmaları yürütür.Toplumun refah seviyesini yükseltmek, kurumun sosyal varlığına daha fazla anlam katar.
Ekonomik SorumlulukKurum, kaynakları etkin kullanarak ekonomiye katkı sağlar.Ekonomiye katkıda bulunarak, kurumun hedeflerine ulaşması daha etkilidir.
Ahlaki SorumlulukKurum, ahlaki değerlere uygun bir şekilde faaliyet gösterir.Ahlaki değerlere uygun hareket, kurumun itibarını güçlendirir ve hedef kitleye karşı güven oluşturur.
Yasal SorumlulukKurumsal faaliyetler, yasalara uygun bir şekilde gerçekleştirilir.Yasalara uygun hareket etmek, kurumun toplum içerisinde güvenilir ve kararlı bir imaj oluşturmasına yardımcı olur.
İtibar YönetimiKurum, toplum içinde olumlu bir izlenim bırakmayı hedefler.İyi bir itibar, kurumun hedef kitlesi ile kurduğu güven ilişkisini güçlendirir, bu da uzun vadede başarıyı etkiler.
Çalışanlarla İlişkilerKurum, çalışanlarına destek sağlar ve haklarını korur.Çalışanların haklarına saygı göstermek, çalışan motivasyonunu artırır ve kurum içi işbirliğini güçlendirir.
ÇevreKurum, faaliyetleri sırasında çevreye yönelik negatif etkileri en aza indirmeye çalışır.Çevreye duyarlı olmak, kurumun uzun vadeli sürdürülebilirliğini destekler ve halkla ilişkilerini geliştirir.
Tüketici İlişkileriKurum, hizmet veya ürünleriyle tüketicilerin ihtiyaç ve beklentilerini karşılar.Tüketicilerin taleplerini karşılamak, kurumun pazar performansını yükseltir.
Toplumsal FarkındalıkKurum, toplumsal konularda farkındalığı artırmak için faaliyetlerde bulunur.Toplumsal farkındalık çalışmaları, kurumun sosyal varlığını güçlendirir ve toplumla ilişkilerini iyileştirir.
10 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

Sosyal sorumluluk, kurum ya da birey bazında toplumsal sorun, gereksinim ve çözümlere bilinçli yaklaşmayı ifade eder. Toplumdaki mevcut sorunlara karşı farkındalığı yüksek birey veya kurumlar, bir sorumluluk edinerek toplum içindeki varlığını kabul eder. Kurumsal açıdan ise sosyal sorumluluk projeleri ve kurumsal değerlerle sorumluluk açığa çıkarılır.

Günümüzde toplumu bir kenara atarak başarısını sürdüren kurum veya marka sayısı azdır. Bir şekilde tüm kurum ve markalar, içinde bulundukları topluma da bir fayda üretmek isterler. Bunu bir halkla ilişkiler uygulaması olarak yansıtabilen markalar da başarılı imaj ve itibarı kazanmaya hak kazanır. Peki sosyal sorumluluk gibi ciddi bir mesele, halkla ilişkiler projeleri için nasıl uygulanabilir?

Halkla ilişkilerde sosyal sorumluluk; imaj, itibar ve toplumsal konumla açıklanabilir. Kurumsal imaj ve itibar çalışmaları için iyi niyet kapsamında sosyal sorumluluk kampanyaları düzenlenebilir. Halkla ilişkilerde sosyal sorumluluk kavramına biraz daha yakından bakmak adına yazımızın ileriki bölümlerini de okuyarak fikir sahibi olabilirsiniz.

Halkla İlişkilerde Sosyal Sorumluluk Yönetimi

Sosyal sorumluluk, kurumların da farkında olması gereken bir bilinçli bir hareket durumudur. Kimi marka ve kurumlar, sosyal sorumluluğu itibarlarının bir göstergesi olarak kabul ederken kimi kurumların sorumluluktan muaf olmayı tercih ettiği de biliniyor. Halkla ilişkiler uygulamalarını yürüten bir kurum/marka için sosyal sorumluluk, hedef kitlenin izlenimini de olumlu yönde etkiler. Fakat, sosyal sorumluluk yalnızca hedef kitle algısı için değerlendirilemez. Topluma yansıması olan bir olay ya da kampanya için iyi niyet şartı muhakkak olmalıdır. 



Halkla ilişkilerdeki sosyal sorumluluk yalnızca toplumsal gereksinim ya da sorunlara çözüm üretmekle sınırlı değildir. Kurumun iletişim hâlinde olduğu paydaşlar ve kitle göz önüne alındığında, iyi niyeti gösterecek uygulamalar genişletilebilir. Kurumun kendi görev ve hedefleri dışında, bir de kendini tanımlayabileceği bir sorumluluğu vardır. Kurumsal sosyal sorumluluk, iyi bir kurumsal vatandaş olmanın da önüne açar. Kurumun iç ve dış hedef kitlesine gereken desteği ve çözüm odaklı yaklaşımı sağlaması gerekir. Archie Carrol'un geliştirdiği kurumsal sosyal sorumluluk piramidine göre kurumların yaşadıkları çevre ve toplum için sorumluklarını şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Toplumsal Sorumluluk: Toplumsa sorumluluğu, kısaca hayırseverlik çalışmaları olarak tanımlayabiliriz. Sağlık, eğitim ve refah seviyesini yükseltme gibi konularda toplumdaki varlığını göstermek, toplumsal sorumluluktur. Kurum için toplumsal sorumluluğu şöyle de açıklayabiliriz; Kurumun kendi amaç ve çıkarları dışında, varlığını borçlu olduğu topluma bir çözüm üretmek. İyi niyet göz önünde bulundurularak yapılan çalışmalar, farkındalık ve gönüllülük esaslıdır. 

  • Ekonomik Sorumluluk: Kurumun kaynakları verimli kullanarak ülke ekonomisine ve kendi durumuna katkıda bulunması. Ürün ya da hizmeti kaliteli ve ekonomik gereksinimlere uygun olarak üretmek ve pazarlayabilmek. Buradaki asıl sorumluluk, kaynakları gereksiz yere kullanmamak, ekonomik koşulları düşünerek etkili harcamak. 

  • Ahlaki Sorumluluk: Ahlaki sorumluluk, kurumun hizmetini iyi niyet kapsamında sürdürmesidir. Fırsatçılık, yalnızca kâr odaklı olmak, dürüstlükten kaçınma, aldatma, adil olmama ve toplumsal bir sorunun kaynağı olma gibi durumlar, ahlaki sorumluluğun olmadığı durumlardır. Kurum, iletişimini sürdürdüğü gruplara karşı ahlaki açıdan da sorumluluk bilincine ulaşmalıdır. 

  • Yasal Sorumluluk: Yasal Sorumluluklar, kurumun varlığını sürdürdüğü toplum ve faaliyet alanı ile ilgili kanun ve hükümlere düzenli olarak uyduğu sorumluluk bilincini ifade eder. Yasal olarak sorumlu olan kurum, sınırlılığını da iyi bilerek iş yapar. 

Yukarıdaki tüm sorumluluk tanımları, artık işletme, marka ve kurumların; ürün ya da hizmet üretmek dışında da bir sorumluluğa sahip olduğunu göstermektedir. Kurumsal sosyal sorumluluk piramidine göre de bir kurum yalnızca ürün veya hizmet üretmekle sınırlı değildir. Artık bir üretim yapan kurum ya da markalar; tüketici, toplum, çalışan ve çevre konusunda da duyarlı bir sosyal varlıktır. 

Neden Sosyal Sorumluluk?

Halkla ilişkiler uygulamaları, iletişimi sürdürmek için harekete geçen iyi niyet çalışmalarıdır. Buradaki iyi niyet, iç ve dış hedef kitle için anlamlı bir şey ifade etmektir. Sosyal sorumluluk kampanyaları ve bilinci de varlığını sürdürdüğü çevreye karşı duyarlı olmayı içerir. Bir kurumu yalnız ürün ya da hizmetleriyle değerlendiremeyiz. Bu durum ancak küçük ölçekli, işlevsel bir ürün üreten işletmeler için geçerli olabilir.



Büyük ölçekli ve adını duyurmayı başaran bir kurum ya da işletme, artık sosyal bir boyut da taşımaktadır. Kurumun sosyal boyutu, yaşadığı çevrenin farkında olmak ve ondan etkilendiğini kabul etmektir. Toplumsal bir konunun farkında olmak, çalışanlara destek olmak, ülke ekonomisine kâr kazandırmak gibi sorumluluklar, kurumsal değer ve bir kültür oluşturmanın da önemli işaretleridir. Pek çok kurumun bir itibar ve güçlü bir imaja sahip olması, farkındalık seviyesinin yüksek olmasıyla da ilişkilidir.

Örneğin; çalışanlarına geniş olanaklar sunabilen ve kaliteli bir çalışma ortamı yarabilen bir marka, dış hedef kitlesinin de algısını olumlu etkiler. Bunun tam tersi bir durum ise tüketiciyi düşündürür ve markanın yalnızca kâr peşinde olduğu izlenimini uyandırabilir. Nitekim günümüzdeki olumlu marka imajları dışında, itibarını düşüren olaylara karışan markaları da unutmamak gerekir. 

Halkla İlişkilerdeki Sosyal Sorumluluk Uygulama Alanları

Halkla ilişkilerde sosyal sorumluluk projeleri üretmek, tek bir alanla sınırlı değildir. Sosyal sorumluluk, birden fazla uygulama alanına sahiptir. Örneğin; bir kurum, tüketici ve hedef kitlesine kaliteli bir ürün üretmekle sorumlu olduğunu düşünebilir. Bir başka marka ise toplumsal gereksinimi karşılayabilecek bir maddi destek üretebilir. Fakat tüm bu sosyal sorumluluk uygulamaları, kurumun etkinleştirmesi gereken alanlardır. Yani bir marka değerine sahip kurum ve işletmeler, tek bir sosyal sorumluluk alanını uygulayarak diğer tüm alanları yok saymamalıdır.

Çevreye zarar vermeden bir değer üretmek, çalışanlara iyi çalışma ortamı vaat etmek ya da gerekilen alanlara maddi destek sunmak, bir vizyona ve değere sahip olan kurumun itibar nitelikleridir. Halkla ilişkilerde sosyal sorumluluk alanlarını şöyle sıralayabilmek mümkün:

  • Çevre/Ekoloji

Çevreye karşı belli bir duyarlılığa sahip olmak, ürün ya da hizmetin bu duyarlılığa göre üretilmesi. Örneğin, endüstri kirliliğinin önüne geçecek ürünler üretmek, ürünün üretildiği ortamın kontrollü kullanılması, geri dönüşümü destekleyen ürün ambalajları tasarlamak, tüketici bilincini yükseltmesi ve atık yönetimi. 

  • Tüketici ve Hedef Kitle

Hedef kitleye kaliteli bir ürün veya hizmet sunma sorumluluğunu taşıma, buna uygun olarak geri dönüşleri, istekleri dikkate alma. Reklam ve halkla ilişkiler faaliyetlerinde dürüstlük, kandırmamak, garanti süresi sunmak ve tüketicinin sorunlarını analiz etme. 

  • Toplumsal Sorun, Gereksinim

Genel olarak hayırseverlik ve gönüllülük esaslı olma. Sağlık, eğitim, toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi konularda bilinçli olma ve toplumsal sorunlarda bilinçli olduğunu gösterebilme. 

  • Maddi Destek

Gönüllülüğü desteklemek adına dernek ve kuruluşlara maddi destek verilmesi. Eğitim, sağlık ve sanatsal faaliyetlerini destekleyici sponsorluk uygulamaları. 

  • İnsan Kaynakları ve Personel Odaklılık

Personellere verimli bir çalışma ortamı sunabilme, çeşitli sosyal faaliyetleri vaat etme, sağlık ve sosyal güvenlik konularında duyarlı davranma ve personeli ciddiye alma, çalışan haklarını uygulamada göstermek ve çalışanın kendisine ve ailesine yönelik imkânlar sunması. (gezi turları düzenleme, kreş imkânı, mesai saatleri dışında hobi edinme kurslarına katılıma teşvik etme)

Sıkça Sorulan Sorular

Halkla ilişkilerde sosyal sorumluluk bilinci nasıl artırılabilir ve bu bilinci kullanarak kurumsal değerler nasıl oluşturulabilir?

Halkla İlişkilerde sosyal sorumluluk Bilincinin Artırılması

bilincinin halkla ilişkilerde nasıl artırılacağı ve bu bilincin kullanılmasıyla kurumsal değerlerin nasıl oluşturulacağı önemli bir sorundur. Kurumlar ve bireylerin toplumsal gereksinim ve sorunlara bilinçli yaklaşımı arttığı ölçüde sosyal sorumluluk bilinci de güçlenecektir.

Kurumsal Değerlerin Oluşturulması

Kurumların itibarı ve imajı, sosyal sorumluluk projeleri ile desteklenebilir ve güçlendirilebilir. Bu projeler, hem iç hem de dış hedef kitlelerle etkileşim sağlamak ve onların beklentilerini karşılamak adına gerçekleştirilmelidir. nin yürütülmesi, kurumun kurumsal değerlerini de perçinlemeye katkı sağlayacaktır.

Çevre ve Toplum İçin Sorumluluklar

Archie Carrol'un geliştirdiği kurumsal sosyal sorumluluk piramidine göre, kurumların yaşadıkları çevre ve toplum için sorumlulukları bulunmaktadır. Bu sorumluluklar, kâr elde etmenin ötesinde sosyal, etik ve çevresel konuları da kapsamaktadır. Kurumların bu sorumluluklarını yerine getirerek halkla ilişkilerde sosyal sorumluluk bilincini artırabileceği düşünülmektedir.

İyi Niyet ve Duyarlılık

Halkla ilişkiler uygulamaları, iletişimi sürdürmek için harekete geçen iyi niyet çalışmalarıdır. Sosyal sorumluluk kampanyaları da, varlığını sürdürdüğü çevreye karşı duyarlı olmayı gerektirir. İyi niyet ve duyarlılık konusunda yapılan çalışmalar, lerin kuruma olan güvenini ve bağlılığını artıracaktır.

nin Uygulanması

Halkla ilişkilerde ni uygulamak için, öncelikle toplumun gerçek ihtiyaç ve sorunları tespit edilmeli ve bu konulara yönelik çözüm önerileri geliştirilmelidir. Ardından, bu projelerin lere duyurulması ve onların da projelere katılımının sağlanması önem taşımaktadır.

Sonuç olarak, halkla ilişkilerde sosyal sorumluluk bilincinin artırılması, toplumun gereksinimlerine ve sorunlarına bilinçli yaklaşımlar sergileyen kurumlar ve bireyler tarafından sağlanabilir. Bu bilinç, kurumsal değerlerin oluşturulmasında da etkili bir faktör olarak değerlendirilmelidir. İyi niyet ve duyarlılık gibi unsurlara önem veren kurumlar, lerinin güvenini kazanarak başarılı halkla ilişkiler uygulamaları gerçekleştirebilir.

Halkla ilişkiler uygulamalarında sosyal sorumluluk projelerinin toplum üzerindeki etkileri ve faydaları nelerdir?

Sosyal sorumluluk projeleri, halkla ilişkiler uygulamalarının önemli bir parçası olarak kabul edilir. Kurumlar ve bireyler, sosyal sorumluluk projeleri ile toplum içerisinde aktif bir şekilde yer alarak toplumsal problem ve ihtiyaçlara çözüm getirme fırsatı bulurlar. Bu durum, kurumların ve bireylerin toplumda olumlu bir imaj oluşturmalarında yardımcı olabilir.

Toplum üzerindeki etkileri ve faydaları açısından bakıldığında, sosyal sorumluluk projeleri yalnızca hedef kitle üzerinde değil, genel toplumda da olumlu bir etki yaratır. Bu projelerin hayata geçirilmesi, toplumsal konulara bilinçli bir şekilde yaklaşılmasını sağlar ve kurum veya bireylerin açıkça toplumsal değerlerini ve prensiplerini göstermesine yardımcı olur.

Sosyal sorumluluk projeleri, ayrıca marka ve kurumların itibarlarının gelişimine de katkıda bulunur. Topluma fayda sağlama çabası markanın veya kurumun itibarını güçlendirebilir ve hedef kitle ile daha sağlam bir bağ kurmalarını sağlar. Tüketiciler ve paydaşlar genellikle sosyal sorumluluğa değer verirler ve bu tür projelere dahil olan markaları tercih ederler.

Diğer yandan, sosyal sorumluluk projeleri, kurumların ve bireylerin farkına varması ve dikkate alması gereken önemli iç ve dış faktörler üzerinde de etkili olabilir. Bu projeler, toplumun karmaşık sorunları üzerine çözümler üretebilir, hazırladıkları çözümlerle mevcut veya potansiyel sorunları çözme konusunda yardımcı olur.

Son olarak, sosyal sorumluluk projeleri topluma bir marka veya kurumun düşünce liderliğini ve yeteneklerini gösterme fırsatı sunar. Bu durum, genel toplumda daha güçlü ve güvenilir bir marka imajı oluşturulmasına yardımcı olur. Dolayısıyla sosyal sorumluluk, halkla ilişkiler stratejilerinde her geçen gün daha belirgin bir rol almaktadır ve çeşitli kurumlar ve bireyler tarafından benimsenme oranı artmaktadır.

Kaynakça:

Archie Carrol, “A Three-Dimensional Conceptual Model of Corporate Social Performance,” Academy of Management Review, Vol 4, No. 4, 1979.

Halkla ilişkilerde kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin iyi bir 'kurumsal vatandaş' olma sürecine nasıl katkı sağladığı nasıl değerlendirilebilir?

Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri, kurumların topluma olan görevini yerine getirme sürecinde önemli bir rol oynar. Bu projeler, kurumların 'iyi bir kurumsal vatandaş' olma çabasını hem gözle görülür bir hale getirir hem de bu sayede olumlu bir imaj ve itibar kazanmalarına yardımcı olur. Nihayetinde, halkla ilişkiler açısından değerlendirildiğinde, kurumsal sosyal sorumluluk projeleri, bir kurumun başarısında etkili bir araç olarak değerlendirilebilir.

Sosyal sorumluluk projeleri, bir kurumun halkla ilişkiler faaliyetlerinin yerine getirilmesi sürecinde fayda sağlama gayretini somut bir şekilde gösterir. Halka karşı açık bir şekilde gösterilen bu çabayı ve iyi niyeti kişi ve gruplar takdir eder. Kurumlar, topluma olan bağımlılıklarının ve etkileşimlerinin farkında olduklarını gösterdikleri için, bunlar kendilerinin imaj ve itibarını olumlu yönde etkileme potansiyeline sahiptir.

Öte yandan, sosyal sorumluluk projelerinin bir kurumun 'iyi bir kurumsal vatandaş' olma sürecine nasıl bir katkıda bulunduğunu değerlendirebilmek için, bu projelerin yalnızca imaj ve itibar kazanma amacı gütmeyip, aynı zamanda toplumun gereksinimlerine ve sorunlarına gerçekten bir çözüm üretme potansiyeline sahip olup olmadığını da dikkate almak gerekir. Nihayetinde, sosyal sorumluluk projelerinin gerçek anlamda etkili olabilmesi için, 'iyi bir kurumsal vatandaş' olmanın sadece bir imaj meselesi olmadığını, aynı zamanda topluma gerçek bir fayda sağlama gerekliliğini de içerdiğini anlamak esastır.

Sonuç olarak, halkla ilişkilerden kurumsal sosyal sorumluluk projeksiyonlarına geçmek, bir kurumun 'iyi bir kurumsal vatandaş' olma yolunda attığı adımlarından biridir. Bu tür projeler, bir kurumu toplumla daha yakından bağlayabilir ve toplumda olumlu bir etki yaratabilir. Ancak en önemli şey, bu projelerin yalnızca imaj ve itibar kazanmak için değil, toplumun gereksinimlerine ve sorunlarına gerçek çözümler üretmek amacıyla uygulanması gerektiğidir.