Nedir?

Toplumsal Cinsiyet Nedir?

Konuk Yazar
Güncellendi:
10 dk okuma
Bir kişi ahşap bir yüzey üzerinde küçük, mavi bir heykelciği dengede tutarken görülüyor. Kişi çerçevenin ortasında durmakta, kollarını açmış ve gözlerini aşağıya dikerek dikkatini heykelciğe odaklamaktadır. Ahşap yüzey, heykelciği çevreleyen dairesel bir desene sahip ve arka planda pembe kağıttan bir kadın kesiti de görülüyor. Heykelciğin altındaki kum yüzeyin yakın çekimi sahneye daha da katkıda bulunuyor. Arka plandaki masa da genel görüntüye katkıda bulunarak güzel ve ayrıntılı bir görsel oluşturuyor.
KonuAçıklamaÖnemli Notlar
Toplumsal CinsiyetBiyolojik cinsiyetten farklı olarak toplum tarafından inşa edilen kimlik anlayışıdır.Toplum içerisinde değişikliğe uğrayan ve bireyin sosyal rollerini şekillendiren bir kavramdır.
Biyolojik CinsiyetBireyin üreme sistemi anatomisine bağlı olarak erkeklik ve kadınlık gibi doğal cinsiyet farklılıklarını ele alır.Toplumsal cinsiyet biyolojik cinsiyetten farklıdır.
Toplumsal Cinsiyet RolleriToplumun, kadın ve erkeklere yüklediği roller ve beklentilere verilen isimdir.Zaman içinde değişebilir ve çeşitlilik gösterebilir.
Cinsiyet EşitsizliğiKadın ve erkeklerin maruz kaldığı eşit olmayan tutum ve davranışlara verilen isimdir.Önüne geçilmesi gereken önemli bir sorun olarak görülüyor.
Cam Tavan SendromuÖzellikle kadınların iş yaşamında kendi potansiyelinin önündeki engeli aşamaması durumudur.Erkek bireylerde de görülme ihtimali vardır ve temel nedeni cinsiyet eşitsizliği sorunudur.
Toplumsal Cinsiyet EşitliğiKadın ve erkek bireylerin toplum içerisinde eşit haklara sahip olma durumunu ifade eder.Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadınların erkeklerle aynı olma durumu değil, eşit hak ve imkanları talep etmesidir.
Toplumsal Cinsiyette Kalıplaşmış YargılarToplumun belirlediği role ve beklentilere yönelik kalıplaşmış yargılarını ifade eder.Bu yargılar, bireyin toplum içerisindeki yerini ve eşitsizliği belirleyebilir.
Fırsat EşitsizliğiToplumsal cinsiyet rol ve beklentileri sebebi ile bireylerin eşit fırsatlara sahip olamaması durumudur.Özellikle eğitim ve iş yaşamında görülür.
Toplumsallaşma SüreciBireyin, toplum içerisinde kendine verilen roller ve beklentilere uyum sağlama sürecidir.Bireyler genellikle bu süreç boyunca sosyal beklentileri öğrenir ve benimser.
Ataerkil ToplumErkek egemenliğinin hakim olduğu ve kadınların ikincil konumda olduğu toplum yapısıdır.Bu tip toplumlarda cinsiyet eşitsizliği daha belirgindir ve toplumsal cinsiyet rolleri daha katıdır.
10 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

Toplumsal cinsiyet, biyolojik cinsiyetten farklı olarak toplum tarafından inşa edilen, sosyal ve kültürel değerlerle şekillenen toplumsal bir kimlik anlayışıdır. Toplum içerisine yerleşen ve değişikliğe uğrayan bu kavram, ilk kez 1955 yılında ortaya atılmıştır. Bu kavramla birlikte toplum içerisinde birey, birçok rol ve beklentilerin içerisinde yer almıştır.

Kadın ve erkeklerin sahip oldukları cinsiyetin dışında oluşan bu beklentiler, toplumda kalıplaşmış yargıları da beraberinde getirmiştir. Birey doğduğu andan itibaren, biyolojik cinsiyeti ekseninde oluşan bu kalıplaşmış yargılarla birlikte, kendisine atfedilen toplumsal rollere uyum sağlamıştır.

Kız ve erkek çocukları doğduğu andan itibaren cinsiyet eşitsizliği yaratan birçok durumla karşı karşıya kalmış, kıyafet renginin seçiminden oyuncak seçimine kadar birçok farklılıkları benimsemiştir.

Çocuk bu kalıplaşmış yargıları ilk olarak ailede öğrenmekle birlikte eğitim yaşamında, iş yaşamında, medyada, yani toplumun olduğu her yerde zihnine yerleştirmiştir. Bu rol ve beklentilerin dışında hareket eden bireyler de çevresi tarafından dışlanmış, ötekileşmiştir.

Toplumsal Cinsiyet ve Biyolojik Cinsiyet Arasındaki Fark

Cinsiyet kavramı, kadın ve erkek arasındaki biyolojik farklılıkları ifade eder. Biyolojik cinsiyet, bireyin üreme sistemi anatomisine bağlı olarak, erkeklik ve kadınlık gibi doğal cinsiyet farklılıklarını ele alır. Toplumsal cinsiyet kavramı ise kadın ve erkeğin, içinde yer aldığı toplumun ve kültürün onlara yükledikleri rol ve beklentilere verilen isimdir. Toplumdaki eşitsiz kaynaklara da ışık tutan toplumsal cinsiyet, eşitlik alanında gelişme göstermiştir.

Toplumsal cinsiyet eşitliği bu anlamda, sosyal ilişkilerde her durumda ortaya çıkan, hiyerarşik ilişki biçiminin sonlandırılması ve toplumsal farklılıkların azaltılması yönünde ele alınan bir kavramdır. Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadınların erkeklerle aynı olma durumu değil, onlara verilen hakların kendisine verilmesini talep etmektedir.



Toplumsal Cinsiyet Rolleri

Toplumsallaşma sürecinde kadın ve erkeğin toplum içerisinde edindiği rolleri ifade eden bu kavram, zamanla değişen rollerle birlikte çeşitlilik kazanabilir.

Geçmiş zamanlardan bu yana kadın ve erkeğin toplum tarafından belirlenmiş rolleri olduğunu ve bu beklentiler çerçevesinde farklılıklara da uyum sağladıklarını söylemek mümkün. Özellikle ataerkil toplumlarda kadına yüklenen roller, cinsiyet eşitsizliğinin de altını çizmektedir.

Geleneksel yaşamdan bu yana kadınların ev içi rollerini benimsemesi, erkeğe bağımlı olması ve bu sebeple ekonomik gücü elinde barındırmaması, ev dışı alanlardaki rollerinin oldukça az olması, güçsüz, duygusal gibi özellikleri daha çok barındırması gibi birçok toplumsal yargıların içinde bu rolleri üstlenmeye mecbur bırakılmıştır.

Erkek bireylerin ise dışarıyla olan bağımlılığın daha fazla olması, ev içerisindeki rollerin daha az olmasını ve ekonomik gücü elinde barındırması düşüncesini de beraberinde getirmiştir. Toplum içerisinde oluşmuş tüm bu roller, tarihsel süreç içerisinde sürekli değişikliğe uğramasının yanında, kadın ve erkek bireyleri eşitsiz bir duruma getirmiştir.

Cinsiyet Eşitsizliği ve Cam Tavan Sendromu

Cinsiyet eşitsizliği, kadın ve erkeklerin maruz kaldığı eşit olmayan tutum ve davranışlara verilen isimdir. Cinsiyet eşitsizliği, tüm toplumlarda geçmiş zamandan beri farklı türlerde yer almış ve özellikle kadını ikincil bir konuma koymuş olması yönünden, önüne geçilmesi gereken bir sorun olarak görülmüştür.

Özellikle kız ve erkek çocukların küçük yaşta maruz kaldıkları bu ayrımcılık, fırsat eşitsizliğini de beraberinde getirmiştir. Geçmiş zamanlardan bu yana, kız çocukların halen eğitim olanaklarından mahrum kalması, eğitim araç gereçlerinden yararlanamaması durumu da ciddi bir eşitsizlik durumu yaratmıştır.



Kadın ve erkek bireylerin toplumun beklentileri çerçevesinde kendilerine verilen rollere uyum sağlama sürecinde yaşadıkları duygusal çöküntü, birçok olumsuzluğu da beraberinde getirmiştir. Özellikle kadınların söz sahibi olamadıkları kimi durumlarda yaşanan olumsuzluklar, bireyin ruh sağlığını da etkilemiştir. İş yaşamında kadınların karşılaştıkları bu durum, cam tavan sendromu olarak da ifade edilir.

Cam tavan sendromu, özellikle kadınların iş yaşamında söz sahibi olamaması, özgüven eksikliğiyle birlikte kendi potansiyelinin önündeki engele karşı çıkamaması durumudur. Bunun ortaya çıkmasının arkasında yatan nedene baktığımızda, iş yaşamında kadın bireylerin daha az yer alması ve erkek egemenliğinin yaygın olmasıyla birlikte iş yaşamında yükselmenin bir engel oluşturduğu varsayılmasıdır. Bu durum kadınların dışında erkek bireylerde de görülmesi oldukça muhtemeldir. Tüm dünyada yaşanan bu durumun en temel nedeni elbette ki cinsiyet eşitsizliği sorunudur.

Toplumsal Cinsiyette Kalıplaşmış Yargılar

Toplum tarafından belirlenmiş rol ve beklentilerin dile yansıdığı ve oraya yerleştiği yargılar, toplumsal kalıp yargıları olarak adlandırılır. Toplumun kadın ve erkekten beklediği davranışları kapsayan bu kalıp yargıları, toplumsal yaşamın her çatısı altında yer edinmiştir.

Değer yargıları ve kültürel birikimle şekillenen toplumsal kalıp yargıları, her gün belki çok defa karşılaşılan ancak farkına dahi varılmayan bir durumda yer alır. Örneğin, erkek çocukların ağlamasını yanlış karşılayan ve bunu o kişiye yansıtan toplumun, insana özgü olan bu duyguyu belirli bir cinsiyete dayandırması, bilinen en genel toplumsal yargıdır. Aynı şekilde kadınların eve geç saatte gelmesinin yanlış olduğunu vurgulayan toplumsal yargılar da son derece yaygındır.

Eşitsizlik durumların iş yaşamında ve meslek seçiminde de oldukça yaygın olduğunu söylemek mümkündür. Teknik işleri erkeklerin daha çok tercih etmesi ve kadınların bu konuda yetersiz olarak algılanması durumu da bilinen bir toplumsal kalıp yargısıdır. İş seçiminin kadın işi- erkek işi gibi bir ayrıma dayanması, kadınların çocuk bakımı gibi çeşitli nedenlerle daha esnek işlerde çalışması ya da işten çıkarılması da onları dezavantajlı bir konuma sürüklemiştir. Bu anlayış biçimi, meslek seçiminde de sıklıkla göze çarpmaktadır. Bu ve buna benzer toplumsal kalıp yargıları, büyük bir eşitsizlik durumunu da beraberinde getirmektedir.

Toplumsal Cinsiyet Nedir?

Toplumsal cinsiyet, biyolojik cinsiyetten farklı olarak toplum tarafından inşa edilen, sosyal ve kültürel değerlerle şekillenen toplumsal bir kimlik anlayışıdır. Toplum içerisine yerleşen ve değişikliğe uğrayan bu kavram, ilk kez 1955 yılında ortaya atılmıştır.

Cinsiyet Eşitsizliği Nedir?

Cinsiyet eşitsizliği, kadın ve erkeklerin maruz kaldığı eşit olmayan tutum ve davranışlara verilen isimdir. Özellikle kız ve erkek çocukların küçük yaşta maruz kaldıkları bu ayrımcılık, fırsat eşitsizliğini de beraberinde getirmiştir.

Cam Tavan Sendromu Nedir?

Cam tavan sendromu, özellikle kadınların iş yaşamında söz sahibi olamaması, özgüven eksikliğiyle birlikte kendi potansiyelinin önündeki engele karşı çıkamaması durumudur. Tüm dünyada yaşanan bu durumun en temel nedeni elbette ki cinsiyet eşitsizliği sorunudur.

Yazar: İrem Nasır

Sıkça Sorulan Sorular

Toplumsal Cinsiyet Nedir?

Toplumsal cinsiyet, biyolojik cinsiyetten farklı olarak toplum tarafından inşa edilen, sosyal ve kültürel değerlerle şekillenen toplumsal bir kimlik anlayışıdır. Toplum içerisine yerleşen ve değişikliğe uğrayan bu kavram, ilk kez 1955 yılında ortaya atılmıştır.

Cinsiyet Eşitsizliği Nedir?

Cinsiyet eşitsizliği, kadın ve erkeklerin maruz kaldığı eşit olmayan tutum ve davranışlara verilen isimdir. Özellikle kız ve erkek çocukların küçük yaşta maruz kaldıkları bu ayrımcılık, fırsat eşitsizliğini de beraberinde getirmiştir.

Cam Tavan Sendromu Nedir?

cam tavan sendromu, özellikle kadınların iş yaşamında söz sahibi olamaması, özgüven eksikliğiyle birlikte kendi potansiyelinin önündeki engele karşı çıkamaması durumudur. Tüm dünyada yaşanan bu durumun en temel nedeni elbette ki cinsiyet eşitsizliği sorunudur.

Toplumsal Cinsiyet ve Biyolojik Cinsiyet Arasındaki Fark Nedir?

Toplumsal cinsiyet, bir insanın toplum tarafından nasıl algılandığı ve kabul edildiği ile ilgilidir. Toplumsal cinsiyet, sosyal, kültürel ve kişisel kimlikleri belirleyen bir kavramdır. Toplumsal cinsiyet kimliği, insanların kendilerini nasıl ifade ettikleri ve toplum tarafından nasıl kabul gördükleri ile alakalıdır.

Biyolojik cinsiyet, insanın vücudunda mevcut olan cinsiyet özellikleri ile ilgilidir. Biyolojik cinsiyet, insanların bedensel cinsiyet özellikleri ile alakalıdır ve genetik kodlamayı temel alır. Biyolojik cinsiyet, erkek ve kadın olarak iki temel kategoriye ayrılır.

Toplumsal Cinsiyetin Toplumdaki Etkileri Nedir?

Toplumsal cinsiyet, toplumsal kimliğin ve rollerin sosyal kurallara dayalı olarak biçimlendirilmesi anlamına gelir. Toplumsal cinsiyet, farklı cinsiyetler arasındaki farklılıkların ve rollerin, toplumsal kurallara göre inşa edilmesi anlamına gelir. Toplumsal cinsiyet, toplumdaki her insanın davranışlarını, düşüncelerini ve kimliğini etkileyen bir sosyal kurallar bütünüdür.

Toplumsal cinsiyetin toplumdaki etkileri, tarih boyunca değişmiş olabilir. Ancak, toplumsal cinsiyetin her zaman güçlü bir etkisi olmuştur ve hala etkili olmaya devam ediyor. Toplumsal cinsiyet, cinsiyete dayalı eşitsizliklerin oluşmasına ve sosyal statülerin sınıflandırılmasına neden olur. Toplumsal cinsiyet, genel olarak cinsiyete dayalı ayrımcılığın meydana gelmesine ve cinsiyetler arasındaki farklılıkların önemsenmemesine neden olur. Toplumsal cinsiyet ayrımcılığının bir sonucu olarak, kadınların ve erkeklerin toplumsal, ekonomik ve politik haklarının eşit olmamasına da neden olmuştur.

Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliğinin Önlenmesi İçin Ne Yapılmalıdır?

1. Çocukların cinsiyet eşitliği ile ilgili olarak eğitilmesi: Cinsiyet eşitliğinin önlenmesi için, çocukların erkeklerle kızlar arasındaki farklılıkları kabullenmeleri, cinsiyetler arasında eşit hakların olması gerektiği konusunda eğitilmesi gerekir.

2. Toplumsal cinsiyet kalıplarının değiştirilmesi: Toplumsal cinsiyet kalıplarına dayalı eşitsizliklerin önlenmesi için, toplumun kadın ve erkekler arasındaki rollerinin yeniden tanımlanması ve cinsiyet tabanlı ayrımcılığın önüne geçilmesi gerekir

3. Yasa ve politikaların cinsiyet eşitliğine göre düzenlenmesi: Yasa ve politikalar, cinsiyet eşitliğine göre düzenlenmeli ve cinsiyet tabanlı ayrımcılığın önüne geçilmelidir.

4. Kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesi: Kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesi, cinsiyet eşitsizliğinin önlenmesinde önemli bir role sahiptir. Kadınlara ekonomik olarak destek verilerek, iş imkanları sağlanmalı ve kadınların toplumsal ve ekonomik hayata katılımının artırılması hedeflenmelidir.

5. Sosyal medyaya cinsiyet eşitliği konusunda daha fazla önem verilmesi: Sosyal medyada cinsiyet eşitliği konusunda daha fazla önem verilmesi cinsiyet eşitsizliğinin önlenmesinde önemli bir role sahiptir. Sosyal medya aracılığıyla, cinsiyet eşitliği konusunda toplumun bilinçlendirilmesi ve haklarının korunması gözetilmelidir.