Eğitim

Eğitimli Ne Demek? Özellikleri Nelerdir?

Nurcan Büyükelyas
Güncellendi:
15 dk okuma
Bir kitap yığınının üzerinde bir mezuniyet kepi duruyor; kepin siyah çizgileri kitapların beyaz kâğıtlarıyla kontrast oluşturuyor. Kitaplar düzgün bir şekilde dizilmiş ve en üstteki kitap diğerlerinden hafifçe ayrılmış. Kitapların etrafına kırmızı bir kurdele sarılmış ve sahneye renk katmış. Arka planda, ince kırmızı şeritli siyah bir ekran var. Ön planda, sayfaları hafifçe içe doğru kıvrılmış tek bir kitabın yakın çekimi var. Sahne, mezuniyet kepini daha da vurgulamak için doğal ışığı içeri alan arka plandaki bir pencere ile çerçevelenmiştir. Kompozisyonun geneline bir başarı hissi hakim.
KonuAçıklamaÖrnekleri
Eğitim Kelimesinin KökeniEski Türkçe kökenli olan 'Eğit-' kelimesi, 'Beslemek, terbiye etmek, korumak ve yetiştirmek' anlamlarına gelir.Eğitilmiş, eğitimden geçmiş, eğitim almış.
Eğitim TanımlarıFarklı ilim dallarında ve felsefi akımlarında farklı eğitim tanımları vardır.Varoluş felsefesine göre 'Kişinin kendini keşfetme süreci', Sosyolojik açıdan 'Kültürün gelecek nesillere aktarılma süreci'.
Eğitimin Toplum üzerindeki EtkisiToplumdaki bireyler eğitimle yetişir, toplumun ve insanın nasıl şekilleneceği eğitime bağlıdır.Bireyin davranışlarında değişiklik yapması, topluma uygun şekilde yetiştirilmesi eğitimle sağlanır.
Eğitimin Hayati İhtiyaç OlmasıEğitim, toplumun en temel ve zorunlu ihtiyaçlarından birisidir.Dante'nin 'Eğitim, ekmek ve su gibi, toplumun en hayati ve mecburi ihtiyacıdır' sözü.
Eğitimli Kişi TanımıEğitimli kişi, eğitilmiş, eğitimden geçmiş yani eğitim edinmiş kişi demektir.Eğitimli bir köpek, eğitimli bir toplum bireyi.
Eğitimin Okulla İlişkisiOkul, eğitimin düzenli ve planlı bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlar fakat eğitim sadece okulla sınırlı değildir.Aile içindeki eğitim, okulda alınan eğitim.
Eğitimin Birey üzerindeki EtkisiEğitim, bireye kişilik kazandırır ve onun hayatı üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.'Eğitim, bir bireyin iç yeteneklerini genişletme aracıdır' diyen Nemoto.
Latincedeki Eğitimle İlgili Kelimeler'Educare' kelimesi bilgiyle beslemek, 'educere' kelimesi ise içinden bir şeyleri dışarı çıkarmak anlamlarına gelir.Bireyin bilgiye ulaşmak için eğitim alması 'educare', potansiyelini ortaya çıkarması ve kişisel özerklik kazanması 'educere'.
Eğitim SanatıEğitim, insan ve toplumu şekillendirme ve ona kişilik kazandırma sanatıdır.Eğitimin birey ve topluma şahsiyet kazandırdığı, aynen heykeltıraşın mermeri şekillendirdiği gibi.
Eğitimin Değişiklik Yaratma GücüEğitim, bireyin kendi hedeflerine ve toplumun hedeflerine uygun şekilde değişiklik yapmasına yardımcı olur.Eğitimin sonucunda bireyin başladığı noktadan daha iyi bir noktada olması.
10 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

Eğitimli kelimesi, eğitim kelimesinden türetilmiş bir sıfattır. Eğitim ve eğit- kelimeleri dilimize dil devrimiyle girmiş kelimelerdir. Eğitim kelimesi, “Eğit-” fiil kökünden gelir. Eğit- ve eğitim kelimeleri “Eğmek” fiilinden türetilmiş kelimeler değildir. Bunun sağlamasını şu şekilde yapabilirsiniz: Eğmek fiilinin ettirgen hali eğdirdi; eğitmek fiilinin ettirgen hali eğittirdi şeklindedir. Eğitim kelimesinin kökü olan eğit- fiili Eski Türkçedeki igit- kelimesinden gelir. Bu kelime Eski Türkçede "Beslemek, terbiye etmek, korumak ve yetiştirmek” anlamlarında kullanılır. Eğitimli kelimesi ise, "Eğitilmiş, eğitimden geçmiş, eğitim almış” demektir. Eğitimli kelimesinin anlamını çözmek için eğitim kelimesinin kökünü biraz irdelesek de bu bize eğitimin ne demek olduğunu tam anlamıyla açıklamıyor.

Eğitim, hayat boyu devam eden bir süreçtir. Her bir ilim dalında eğitimin açıklamasına baktığımızda çok fazla tanım olduğunu görüyoruz. Sosyal bilim insanları eğitimi kendi bakış açılarına göre tanımlamışlar. Örneğin varoluş felsefesine göre eğitim " Kişinin kendini keşfetme süreci" olarak tanımlanır. Sosyolojik bir açıdan eğitimi tanımlayacak olursak "Kültürün gelecek nesillere aktarılma süreci" diyebiliriz. Davranışsal felsefe ekolü eğitimi "Bireyin davranış örüntülerini değiştirme süreci’’ olarak açıklarken; Bilişsel felsefe ekolü" Bireyin bilişsel örüntülerini değiştirme süreci" olarak tanımlamıştır. Yani herkes kendine göre bir tanım yapmış. Bu tanımlamaları göz önünde bulundurup genel geçer manada eğitim ne demek, eğitimli ne demek, eğitimli insan ne demek bunlara bir göz atalım.

Eğitim Ne Demek?

Toplumdaki bireyler eğitimle yetişir. Eğitim ise ailede başlar. Birey, hayatla ailede tanışır. Bireyin hayatını şekillendirdiği ortam ise toplumdur. Toplumda insanın hayatını şekillendirmesine yardımcı olan en önemli unsur eğitimdir. Prof. Dr. Selahattin Ertürk eğitimi şu şekilde tanımlamış: " Bireyin davranışında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişiklik meydana getirme sürecidir.’’ Yani insanın davranışlarında bilerek, isteyerek kendi hedeflerine ve toplumun hedeflerine uygun şekilde değişiklik yapmasıdır. Değişiklik yapması demek, eğitimi bitirdiği noktanın başladığı noktadan daha iyi olması, yeni bir şeyler öğrenmesidir. Toplumumuzda eğitim deyince akla ilk gelen okul kavramıdır.

Eğitim sadece okuldan ibaret değildir. Okul, eğitimi planlı ve programlı bir şekilde yapmamızı sağlayan yerdir. Okulda verilen eğitime de öğretim denir. Osmanlı Türkçesinde öğretim kavramı talim ve tedrisat kavramlarıyla karşılanırken eğitim kavramı terbiye kelimesiyle karşılanmıştır. İngilizcede "Education" eğitim demektir. Latincedeki "Educare" ve "Educere" kelimelerinden gelen iki kökten geldiği düşünülür. Educare, bitkileri beslemek demektir. Eğitimle ilişkisi çocuğu bilgiyle beslemek bağlamında kurulmuştur. Yani bireyi özel bir beceriyle donatmak için onu bilgiyle beslemektir. Educere kelimesine baktığımızda ise kelime anlamı dışarı çıkarmak, içindekileri açığa çıkarmak demektir. Eğitimle ilişkisi kişinin kendini tanıyarak potansiyelini açığa çıkarması, kişisel özerklik kazanması bağlamındadır. "Eğitim, ders vermek değil. Bir bireyin iç yeteneklerini genişletme aracıdır." diyen Nemoto eğitimi tanımlarken educere kelimesi açısından bakmış.

Tarihe adını yazdıran birçok önemli düşünür eğitimin tanımını yapmış. Genellikle kendi hayat felsefelerine göre eğitimi açıklamışlar. Örneğin Dante "Eğitim, ekmek ve su gibi, toplumun en hayati ve mecburi ihtiyacıdır." demiştir. Eğitimi, vücut sağlığımızı sürdürmemiz için gerekli olan beslenmeyle eşit tutmuş. Yani eğitimin ruhumuzu beslediğine dikkati çekmiş. Aynı Joseph Addison’un dediği gibi "Bir mermer parçası için heykeltıraş ne ise, ruh için de eğitim odur."

Eğitim, heykeltıraşın mermeri yontup şekillendirmesi gibi, toplum ve insanı şekillendirme ve şahsiyetlendirme sanatıdır diyen Edison eğitime Joseph Addison’un zaviyesinden bakıyor gibi gözükse de eğitime çok derin ve ince anlamlar yüklemiş. Mantık ilmiyle bu tanımı inceleyecek olursak, eğitim bir sanattır. "Eğitim, insan ve toplumu şekillendirir.", "Eğitim, insan ve topluma şahsiyet kazandırır." gibi anlamlar çıkarabiliriz. Sanat, bir duygunun, güzelliğin anlatımında, dışavurumunda kullanılan yöntemlerin tümü demektir. Eğitim bir sanat ise insanın iç güzelliğinin dışarı çıkması için kullanılan bir sanat oluyor. Eğitim, insan ve toplumu şekillendiren öyle önemli bir sanat ki, birey hayatına aldığı eğitimle yön veriyor. Eğitim, insan ve topluma şahsiyet yani kişilik kazandırıyor. Şahsiyet hem doğuştan hem de sonradan kazanılan kişilik özelliklerini ihtiva eder. Yani eğitim insana ve insanların oluşturduğu topluma, kendine ait bir kimlik kazandırıyor.

Eğitimli Ne Demek?

Eğitimli "Eğitilmiş, eğitimden geçmiş, eğitim edinmiş" demektir. Toplumumuzda eğitim kelimesi birçok anlamı içinde barındırır. Eğitim kelimesi hem insanlar hem de hayvanlar için kullanılabiliyor. Örneğin eğitimli bir köpeğe sahip olmak demek tuvalet eğitimi almış, verilen komutları algılayan ve yerine getiren bir köpek demektir. Eğitimli köpek sahibinin istediği davranışları yapan, istemediği davranışları yapmamayı öğrenen köpek demektir. Eğitimli köpek sahibinin en yakın arkadaşı olur. Böylece onunla aynı yaşam alanını paylaşan sahibi onu idare etmekte asla zorlanmaz.

Eğitim, aklı olmayan hayvanları bile öyle kontrollü ve anlayışlı bir hale getiriyor ki komşumuzun köpeği Can’la karşılaştığımda sanki benimle her an konuşacakmış izlenimine kapılıyorum. Şaka bir yana tabi ki konumuz insan. Eğitimli kelimesini genelde insan için kullanıyoruz. Ülkemizde eğitimli kelimesi bir meslek alanında uzman, üniversite okumuş şeklinde algılanıyor. Oysa bu durum öğretim kelimesiyle ilgilidir. Öğretim, eğitim kavramının içindedir. Yani eğitim öğretimi içine alır. Eğitimin tanımından yola çıkarak açıklayacak olursak eğitimli, öğretim görmüş şahsiyetli kişidir.

Öğretim görmüş ama şahsiyet kazanamamış, bir değer üretememiş insanlara eğitimli demek ne kadar doğru? Şahsiyetli bir kişiliğe sahip olup öğretim görmemiş, bir uzmanlık alanı edinememiş biri olmak günümüzde bize hayatımızı idame ettirebilmek için yeterli mi?

Eğitimli İnsan Ne Demek?

Dünyanın en önemli otomobil mühendislerinden olan Amerikalı ünlü mucit C.Franklin Kettering "Eğitimli insan, doğru işi yapılması gereken doğru zamanda yapandır. Samimi olabilirsiniz ama bu yaptığınızın aptalca olmasını engellemez." demiş. Ona göre eğitimli insan doğru işi doğru zamanda yapan kişidir. Bir bireyin kendi kendine doğru ve yanlışı ayırt edebilmesi epey zaman alan bir süreçtir. Doğru arkadaş, doğru meslek, doğru eş, doğru davranış seçimi bunların hepsi eğitimle kazanılacak şeylerdir. C.F. Kettering kendi zamanının şartlarına göre eğitimli insanı tanımlamış. Çünkü kendisi tarihe yön veren doğru bir icadı doğru bir zamanda yapmış. Tarihteki birçok düşünür ve bilim adamı da Kettering gibi yaşadıkları zamana göre eğitimi ve eğitimli insanı tanımlamışlar. Belki de kendi dönemlerinde yaşadıkları sıkıntılardan, eksikliklerden yola çıkarak eğitimli insanı tanımladılar.

Günümüzde ise eğitimli insanın tanımını mezun olduğu üniversite, master derecesi ya da yabancı dil seviyesine göre yapıyoruz. Giydiği kıyafetin markası, bindiği arabanın modeli bir insanın eğitimli olup olmadığını gösterir mi? Galiba biz de içinde bulunduğumuz yüzyılın sıkıntılarından yola çıkarak eğitimli insanı üniversite mezunu tanımı içine sıkıştırmışız. Önceki yıllarda üniversite mezunlarının az olması, üniversiteye girişte kontenjan azlığı, ülkemizdeki kronik İngilizce konuşamama durumları sebebiyle eğitimli insanla öğretim görmüş insanı birbirine karıştırmışız.

Eğitimli insan, öğretim görmüş belirli prensipleri olan şahsiyetli kişidir. Zamanımızda bir insanın hayatını devam ettirebilmesi için meslek edinmesi gereklidir. Hatta sadece meslek edinmesi yetmiyor. O meslekte çok iyi uzmanlaşması da gerekiyor ki kalabalıklar arasından sıyrılabilsin, para kazanabilsin. Ayrıca hem mesleği hem de kişiliği adına belli prensipleri olması o insana eğitimli vasfı kazandırıyor. Çağımızda çoğu insan bilgi sahibidir. Ama sadece bilgi sahibi olmak yeterli değil. İnsanın edindiği bilgiyi en iyi şekilde kullanarak bir değer üretmesi o insanı eğitimli insan yapıyor. Ülkemizin önemli psikologlarından Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu eğitimli insan nasıl olmalıdır sorusuna şu şekilde cevap vermiş: " Aklı, gönlü ve sorumluluk duygusu gelişmiş insandır. Akıl, tek başına yetmez. Çünkü bilgisayar gibi bir insan istemeyiz. Gönlü de geliştirmeliyiz. Gönlün muradına erişmesi için imkân olmalı ki o insan coşkulu olsun. Bu da yetmez. Sorumluluk duygusu da olması gerek ki insan hayatının bir anlamı olsun. Bu nedenle insan ailesine, vatanına ve derslerine karşı sorumluluk duysun.’’

Eğitimli İnsanın Özellikleri Nelerdir?

Konfüçyüs eğitimli insanın dokuz düşüncesi olduğunu söylemiş. Bunlar:

  • Baktıklarında berrak görmeyi düşünürler.

  • Dinlediklerinde iyi duymayı düşünürler.

  • Sıcak bir görünüşe sahip olmayı düşünürler.

  • Davranışlarında saygılı olmayı düşünürler.

  • Konuşmalarında doğru olmayı düşünürler.

  • Kuşkuya düştüklerinde soruları nasıl soracaklarını düşünürler.

  • Öfkelendiklerinde sorunları düşünürler.

  • İşlerinde ciddi olmayı düşünürler.

  • Kazancı gördüklerinde adaleti düşünürler.

Konfüçyüs milattan önce eğitimli insanın özelliklerini bu şekilde sıralamış. Çok ilginçtir ki milattan sonra 2021 yılında da eğitimli insan için yine aynı özellikleri sıralıyoruz. İlginç olan şey özellikler değil. İlginç olan, teknoloji, tıp ve bilimin bu kadar geliştiği 21.yy’da hala eğitimli insanın özelliklerini çoktan hazmedip üzerine yeni nitelikler ekleyememiş olmamızdır. Bulunduğumuz yüzyıldan Konfüçyüs’ün yaşadığı yıllara bakacak olursak onları ilkel olmakla niteleriz. Kullandıkları eşyalar, yaşam koşulları şimdikine göre çok yavaş olduğu için herhalde. Peki, 21. yy'da uzaya araç gönderen, dünyanın bir ucundan diğer ucuna anında haberleşme sağlayan, dijitalleşmeyi çok hızlı başaran insanlık eğitimli insanın özelliklerini taşımada neden bu kadar zorlanıyor? Ya da eğitimli insan olmak için teknoloji, tıp ve bilimde gelişmiş olmak yeterli değil mi? Bu sorunun cevabını bize Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu veriyor ve diyor ki "Şehirleşmiş, eğitimli insanlar bencilleşiyor.’’ Kendisi bu kanıya varmasının nedenini aynı apartmanda yaşayıp birbirine selam vermeyen, evliliklerde karı kocanın dahi birbirleriyle rekabet ettiği hikâyeleri duyduğu için söylüyor. Bu durum çocukluğumuzdan bu yana girdiğimiz sınavlarla arkadaşlarımızla arkadaşlık yapmak yerine sadece rekabet ettiğimizden kaynaklanıyor olabilir mi?

Konfüçyüs’ün eğitimli insan modelini günümüze göre yorumlamak gerekirse şu şekilde açıklayalım:

  • Berrak bakmak: Tarafsız bakmak, bakarken empati yapabilmek.

  • İyi duymak: Karşımızdaki insanı tüm dikkatimizle dinlemektir.

  • Sıcak görünüş: Güler yüzlü, tatlı dilli, sevecen ve anlayışlı olmaktır. Görgü kurallarına uymaktır.

  • Saygılı olmak: Saygılı ol ki saygı duyulasın manasında.

  • Doğru olmak: Dürüst davranmak, yalan söylememek.

  • Soruları nasıl soracağını düşünmek: Zannetmek yerine doğru sorularla şüphelerini gidermeyi seçmektir.

  • Öfkelendiklerinde sorunlara odaklanmaları: Neye, niçin bu kadar öfkelendiklerini tespit edip sorunun kaynağına inmeleridir.

  • İşlerini ciddiye almaları: Eğitimli insan sorumluluk sahibidir. Sorumluluk sahibi insanlar işlerini ciddiye alır. İşini zamanında bitirir. Elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışır.

  • Kazancı artınca adaletin artması: Paylaşmayı sevdiğini gösterir. Sadece kendi kazancını düşünmez. Kazanınca şımarmaz. Kaf dağına çıkmış gibi etrafını küçümsemez.

Konfüçyüs ve onun gibi tarihteki birçok düşünüre baktığımızda eğitim ve eğitimli insanın tanımını etikle ilişkilendirdiklerini görüyoruz. Çünkü etiğin amacı toplum için doğru ve yanlış olanın sorgulanarak birbirinden ayrılması, iyi bir yaşam oluşturulmasıdır. Bu nedenle eğitimli olmak ile etik olmak arasında doğru bir orantı var gibi gözüküyor. Bir insan iyi eğitim aldıkça etik değerler üretebiliyor. Etik değerler ürettikçe eğitimli insan oluyor. Eğitim ve iyi eğitim derken ne kastettiğimizi bu linkteki ilgili yazımızda bulabilirsiniz.

Eğitim ve eğitimli insanın tanımını birçok bilim ve ilim insanından ilham alarak açıklamaya çalıştık. Eğitimli kelimesi ve eğitimli insanın ne demek olduğunu kesin ve net ortaya koymak çok zor görünüyor. Biz de ister istemez içinde olduğumuz çağdan etkilenerek tanımlamalar yapıyoruz. Son yıllarda sıkça yaşanan toplumsal problemlerden yola çıkarak bu problemlerin çözümü adına çeşitli tanımlamalar yapılabilir. Okuduğumuz ve dinlediğimiz birçok negatif haberi ve dünyadaki insanları gözlemlediğimizde eğitimli insanın ne demek olduğunu en azından 4 temel nitelikle özetleyelim. Eğitimli insan okuyan, pozitif davranışlar sergileyen, adaletli ve merhametli insandır. Eğitimli insan okur, okuduğunu anlar ve yaşar.

Eğitimli insan iyi insan değil, adil insan olmaya çalışır. Çünkü iyi kavramı herkese göre değişir. Ama adil olmak objektif olmaktır. Eğitimli insan hem kendine hem de çevresine karşı merhametlidir. Eğitimli insan saydığımız bu üç özelliği de yaşarsa ancak pozitif davranışlar sergileyebilir. Özveri, empati, canlılara yardım etmek, sevgi, saygı ve iyilik gibi pozitif hareketler. Çünkü toplum olarak sadece okul okumaya, üniversite bitirmeye değil; kitap okumaya da çok ihtiyacımız var. İş hayatında çalışanlarına adil davranan patronlara, ailede çocuklarına adil davranan anne babalara ihtiyacımız var. Her yıl onlarca kadın cinayetleri işlenen ülkemizde merhametli anne babaların merhametli erkek evlatlar yetiştirmelerine ihtiyacımız var. Televizyonlarda sıkça duyduğumuz şiddet, gasp ve istismar haberleri yerine pozitif davranışlara, sosyal sorumluluk projelerine ihtiyacımız var. Kısacası eğitimli insanlara ihtiyacımız var.

Sıkça Sorulan Sorular

Eğitimin Latince kökeni ve bu kökenlerin eğitim kavramına etkileri nelerdir?

Eğitimin Latince Kökleri ve Etkileri

Eğitim kelimesinin Latince kökenine bakıldığında, iki farklı kökten gelen 'Educare' ve 'Educere' kelimeleri üzerinden düşünülmelidir. 'Educare' terimi, bitkileri beslemek anlamına gelir ve eğitim bağlamında çocuğu bilgiyle beslemek olarak değerlendirilir. Bu, bireyi özel bir beceriyle donatmak için onu bilgiyle besleme sürecidir. 'Educere' kelimesi ise dışarı çıkarmak, içindekileri açığa çıkarmak anlamında kullanılır ve eğitimle olan ilişkisi, bireyin kendi içinde bulunan potansiyeli ortaya çıkarmaktır.

eğitimin amaçları ve Kavramsal Açıklamalar

Eğitimin, her disiplin ve düşünce ekolü için farklı anlamlara ve amaca dönük tanımlamaları bulunmaktadır. Varoluşçu perspektif, eğitimi kişinin kendini keşfetme süreci olarak görürken, sosyolojik açıdan ise kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılması olarak değerlendirilir. Davranışsal ve bilişsel felsefe ekolleri ise eğitimi, bireyin davranışsal ve zihinsel örüntülerini değiştirme süreci olarak kabul ederler. Dolayısıyla, eğitimin amacı ve değerlendirmesi odağına aldığı insan, dil ve kültür unsurlarına göre farklılık gösterebilir.

Eğitim, Öğretimin ve Terbiyenin Önemi

Eğitim ve öğretim kavramları, toplumda bireyin kişisel ve sosyal gelişiminde büyük önem taşır. Aileyle başlayan eğitim süreci, okul ve topluluk düzeylerinde değişim ve dönüşümle devam eder. Okul, planlı ve programlı eğitim faaliyetlerinin gerçekleştirildiği yer olup, bu sürecin de takvim ve müfredat doğrultusunda gerçekleştiren öğretim kavramını içerir. Terbiye kelimesi ise eğitimin manevi ve karakter boyutlarını ifade eder ve insanın sosyal ilişkilerinde ve yaşam tarzında sağlam bir temel atmasına ve hayata hazırlanmasında katkı sağlar.

Sonuç olarak, eğitimin Latince kökleri ve kavramsal çeşitliliği, eğitimin evrensel ve sürekli bir süreç olduğuna işaret etmektedir. Eğitimin amacı ve yöntemleri, farklı disiplin ve düşünce ekolleri tarafından düşünülüyor olsa bile, bireyin bilgi ve beceri edinimini hedefleyen ve insanın düşünce ve davranışlarında değişim ve gelişime dayalı bir sistem olduğu göz ardı edilmemelidir.

Eğitimin Latince Kökleri ve Etkileri  Eğitim kelimesinin Latince kökenine bakıldığında, iki farklı kökten gelen Educare ve Educere kelimeleri üzerinden düşünülmelidir. Educare terimi, bitkileri beslemek anlamına gelir ve eğitim bağlamında çocuğu bilgiyle beslemek olarak değerlendirilir. Bu, bireyi özel bir beceriyle donatmak için onu bilgiyle besleme sürecidir. Educere kelimesi ise dışarı çıkarmak, içindekileri açığa çıkarmak anlamında kullanılır ve eğitimle olan ilişkisi, bireyin kendi içinde bulunan potansiyeli ortaya çıkarmaktır.     ve Kavramsal Açıklamalar  Eğitimin, her disiplin ve düşünce ekolü için farklı anlamlara ve amaca dönük tanımlamaları bulunmaktadır. Varoluşçu   , eğitimi kişinin    süreci olarak görürken, sosyolojik açıdan ise kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılması olarak değerlendirilir. Davranışsal ve bilişsel felsefe ekolleri ise eğitimi, bireyin davranışsal ve zihinsel örüntülerini değiştirme süreci olarak kabul ederler. Dolayısıyla, eğitimin amacı ve değerlendirmesi odağına aldığı insan, dil ve   na göre farklılık gösterebilir.  Eğitim, Öğretimin ve Terbiyenin Önemi  Eğitim ve öğretim kavramları, toplumda bireyin kişisel ve sosyal gelişiminde büyük önem taşır. Aileyle başlayan eğitim süreci, okul ve topluluk düzeylerinde değişim ve dönüşümle devam eder. Okul, planlı ve programlı eğitim faaliyetlerinin gerçekleştirildiği yer olup, bu sürecin de takvim ve müfredat doğrultusunda gerçekleştiren öğretim kavramını içerir. Terbiye kelimesi ise eğitimin manevi ve karakter boyutlarını ifade eder ve insanın sosyal ilişkilerinde ve yaşam tarzında sağlam bir temel atmasına ve hayata hazırlanmasında katkı sağlar.  Sonuç olarak, eğitimin Latince kökleri ve kavramsal çeşitliliği, eğitimin evrensel ve sürekli bir süreç olduğuna işaret etmektedir. Eğitimin amacı ve yöntemleri, farklı disiplin ve düşünce ekolleri tarafından düşünülüyor olsa bile, bireyin bilgi ve beceri edinimini hedefleyen ve insanın düşünce ve davranışlarında değişim ve gelişime dayalı bir sistem olduğu göz ardı edilmemelidir.

Eğitim kelimesinin Eski Türkçedeki kökeni ve anlamı ne şekildedir?

Eğitim kelimesinin kökeni ve anlamı üzerine yapılan çalışmalar, bu kavramın Türkçede oldukça geniş bir anlam yelpazesine sahip olduğunu göstermiştir. Eğitim kelimesi, Eski Türkçedeki 'igit-' kelimesinden türetilmiştir ve bu kelime 'beslemek, terbiye etmek, korumak ve yetiştirmek' anlamlarına gelir. Bu, aynı zamanda eğitimli kelimesinin de kökenini oluşturur. Eğitimli kelimesi, bu anlamda 'eğitilmiş, eğitimden geçmiş, eğitim almış' demektir. Ancak, bu ifadelere rağmen eğitim kelimesinin anlamını tam olarak belirlemek kolay olmamıştır.

Eğitim öncelikle, bireyin yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişiklik meydana getirme süreci olarak tanımlanır. Bireyin yaşamı boyunca kendini geliştirebilme, yeni şeyler öğrenme ve topluma katkıda bulunabilme yeteneğini geliştirmeyi hedefler. Bu sürece eğitimli bir birey olma da dahil olabilir.

Toplumsal yaşamda, eğitim kavramı genellikle 'okul' ile ilişkilendirilir. Ancak, okul dışındaki çevresel faktörler ve yaşam tecrübelerinin de bireylerin eğitim sürecindeki önemi büyüktür. Okul eğitimi, bireyin bilgi ve becerilerini artırmayı amaçlarken; aynı zamanda toplumsal normlar, değerler ve beklentiler doğrultusunda bireyi yetiştirir.

Sonuç olarak, eğitim kelimesinin kökeni ve anlamının çeşitliliği, bu konunun çok yönlülüğünü ve önemini vurgulamaktadır. Eğitim, bireysel ve toplumsal gelişimin anahtarı olduğu kadar, her bireyin yaşamında önemli bir role sahiptir ve sürekli bir süreç olarak devam etmektedir. Eğitimli bir birey olmak, bu sürecin olumlu sonuçlarını gösteren bir durumdur. Bu nedenle, eğitim ve eğitimli olmanın anlamı, bilgi ve becerilerin yanı sıra, bireyin ve toplumun hedeflerine ulaşmayı da içermelidir.

Eğitim kelimesinin kökeni ve anlamı üzerine yapılan çalışmalar, bu kavramın Türkçede oldukça geniş bir anlam yelpazesine sahip olduğunu göstermiştir. Eğitim kelimesi, Eski Türkçedeki igit- kelimesinden türetilmiştir ve bu kelime beslemek, terbiye etmek, korumak ve yetiştirmek anlamlarına gelir. Bu, aynı zamanda eğitimli kelimesinin de kökenini oluşturur. Eğitimli kelimesi, bu anlamda eğitilmiş, eğitimden geçmiş, eğitim almış demektir. Ancak, bu ifadelere rağmen eğitim kelimesinin anlamını tam olarak belirlemek kolay olmamıştır.  Eğitim öncelikle, bireyin yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişiklik meydana getirme süreci olarak tanımlanır. Bireyin yaşamı boyunca kendini geliştirebilme, yeni şeyler öğrenme ve topluma katkıda bulunabilme yeteneğini geliştirmeyi hedefler. Bu sürece eğitimli bir birey olma da dahil olabilir.  Toplumsal yaşamda, eğitim kavramı genellikle okul ile ilişkilendirilir. Ancak, okul dışındaki çevresel faktörler ve yaşam tecrübelerinin de bireylerin eğitim sürecindeki önemi büyüktür. Okul eğitimi, bireyin bilgi ve becerilerini artırmayı amaçlarken; aynı zamanda toplumsal normlar, değerler ve beklentiler doğrultusunda bireyi yetiştirir.  Sonuç olarak, eğitim kelimesinin kökeni ve anlamının çeşitliliği, bu konunun çok yönlülüğünü ve önemini vurgulamaktadır. Eğitim, bireysel ve toplumsal gelişimin anahtarı olduğu kadar, her bireyin yaşamında önemli bir role sahiptir ve sürekli bir süreç olarak devam etmektedir. Eğitimli bir birey olmak, bu sürecin olumlu sonuçlarını gösteren bir durumdur. Bu nedenle, eğitim ve eğitimli olmanın anlamı, bilgi ve becerilerin yanı sıra, bireyin ve toplumun hedeflerine ulaşmayı da içermelidir.

Farklı düşünürlerin eğitime olan yaklaşımları ve bu yaklaşımların eğitim anlayışına katkıları nelerdir?

Eğitime Değişik Yaklaşımlar

Farklı düşünürlerin eğitim hakkındaki görüşleri, çağlar boyu birçok eğitim stratejisi ve metodolojisi üzerinde etkili olmuştur. Bu düşünürlerin yaklaşımları, eğitimin genel anlayışına önemli katkılarda bulunmuştur ve bu katkılar, bugünkü modern eğitim metodolojilerinin ve stratejilerinin geliştirilmesine yardımcı olmuştur.

Varoluşçu düşünürler, eğitimin kişinin kendini keşfetme süreci olduğunu savundular. Bu görüş, eğitimin yaratıcılığın ve kişisel anlamın teşvik edilmesine önem veren eğitim anlayışlarının ortaya çıkmasına öncülük etti. Sosyolojik yaklaşımda ise, eğitim kültürün gelecek nesillere aktarılma süreci olarak kabul edilir. Bu, sosyal bilimlere odaklanılan eğitim yaklaşımlarının geliştirilmesine yol açtı.

Öte yandan, davranışçı düşünürler eğitimin bireyin davranış örüntülerini değiştirme süreci olduğunu vurgulayarak, davranış değiştirmeye odaklanan eğitim tekniklerinin geliştirilmesine katkı sağladı. Benzer şekilde, bilişsel düşünürler eğitimin bireyin bilişsel örüntülerini değiştirme süreci olduğunu belirtti ve bu, bilişsel becerilerin ve problem çözme yeteneklerinin teşvik edildiği eğitim anlayışlarına yol açtı.

Bu farklı yaklaşımlar, eğitim süreçlerinin ve stratejilerinin farklı boyutlarını ele alarak genel anlayışı derinleştirdi ve zenginleştirdi. Her bir yaklaşım, bireyin gelişimini farklı yönlerden destekleyerek eğitimin daha kapsamlı ve farklı ihtiyaçlara yanıt veren bir süreç olmasına katkıda bulundu. Bu da, bugünün ve geleceğin eğitim sistemlerinin, çeşitlilik gösteren ihtiyaçlara yanıt verme kapasitesini artıran karmaşık ve çok boyutlu bir yaklaşıma sahip olmasını sağladı.

Sonuç olarak, farklı düşünürlerin eğitime yaklaşımları, eğitim anlayışının evrimi ve genişlemesi açısından önemlidir. Her bir yaklaşım, eğitimin ne anlama geldiğine dair daha kapsamlı ve çok yönlü bir anlayışın geliştirilmesine yardımcı olan farklı perspektifler ve değerler sunar.

Eğitime Değişik Yaklaşımlar  Farklı düşünürlerin eğitim hakkındaki görüşleri, çağlar boyu birçok eğitim stratejisi ve    üzerinde etkili olmuştur. Bu düşünürlerin yaklaşımları, eğitimin genel anlayışına önemli katkılarda bulunmuştur ve bu katkılar, bugünkü modern eğitim metodolojilerinin ve stratejilerinin geliştirilmesine yardımcı olmuştur.  Varoluşçu düşünürler, eğitimin kişinin kendini keşfetme süreci olduğunu savundular. Bu görüş, eğitimin yaratıcılığın ve kişisel anlamın teşvik edilmesine önem veren eğitim anlayışlarının ortaya çıkmasına öncülük etti. Sosyolojik yaklaşımda ise, eğitim kültürün gelecek nesillere aktarılma süreci olarak kabul edilir. Bu, sosyal bilimlere odaklanılan   nın geliştirilmesine yol açtı.  Öte yandan, davranışçı düşünürler eğitimin bireyin davranış örüntülerini değiştirme süreci olduğunu vurgulayarak, davranış değiştirmeye odaklanan   nin geliştirilmesine katkı sağladı. Benzer şekilde, bilişsel düşünürler eğitimin bireyin bilişsel örüntülerini değiştirme süreci olduğunu belirtti ve bu, bilişsel becerilerin ve problem çözme yeteneklerinin teşvik edildiği eğitim anlayışlarına yol açtı.   Bu farklı yaklaşımlar, eğitim süreçlerinin ve stratejilerinin farklı boyutlarını ele alarak genel anlayışı derinleştirdi ve zenginleştirdi. Her bir yaklaşım, bireyin gelişimini farklı yönlerden destekleyerek eğitimin daha kapsamlı ve farklı ihtiyaçlara yanıt veren bir süreç olmasına katkıda bulundu. Bu da, bugünün ve geleceğin eğitim sistemlerinin, çeşitlilik gösteren ihtiyaçlara yanıt verme kapasitesini artıran karmaşık ve çok boyutlu bir yaklaşıma sahip olmasını sağladı.   Sonuç olarak, farklı düşünürlerin eğitime yaklaşımları, eğitim anlayışının evrimi ve genişlemesi açısından önemlidir. Her bir yaklaşım, eğitimin ne anlama geldiğine dair daha kapsamlı ve çok yönlü bir anlayışın geliştirilmesine yardımcı olan farklı perspektifler ve değerler sunar.