İşletme

Türkiye'de İlaç Ekonomisi

Nevzat Yüksel
Güncellendi:
13 dk okuma
Resimde beyaz bir kalem ve bir pano yakın çekim olarak görülmektedir. Kalem gümüş renkli ve siyah uçludur ve panoya yerleştirilmiştir. Kalemin yanında, bulanık bir görüntüye sahip bir kavanoz bulunmaktadır. Görüntünün sağ tarafında ise mavi ve beyaz kapaklı beyaz bir şişe bulunmaktadır. Ayrıca, panonun etrafına dağılmış birkaç hap vardır. Görüntünün arka planı turuncu ve beyazdır, ancak biraz odak dışıdır. Ayrıca, sağ üst köşede metal bir kanca var. Resmin bütününde, içinde haplar ve bir kalem bulunan bir pano görülüyor.
KonuDetaylarSonuç
İlaç Ekonomisi2010 yılında Türkiye'de ilaç harcamaları 14,6 milyar lira olmuştur.Sağlık harcamaları içinde önemli bir paya sahiptir.
İlaç İndirimi%23 indirim uygulamasına ek olarak %9,5 indirim daha sağlanmıştır.İlaç ekonomisi üzerinde önemli bir tasarruf sağlanmıştır.
Eşdeğer İlaçlarEşdeğer ilaç uygulamaları hastaların tedavisinde ve ilaç maliyetlerinin düşürülmesinde önemli rol oynamaktadır.Sağlık kaynaklarından daha verimli ve etkin yararlanılabilmesi sağlanmıştır.
Referans İlaçlar ve AR-GE MaliyetleriOrijinal ilaç üzerindeki patent süresi dolunca eşdeğer ilaç üretiminde AR-GE maliyetleri düşer.Maliyet avantajları nedeniyle eşdeğer ilaçlar daha düşük maliyetlidir.
İlaç Pazarı ve Patent2008 yılından itibaren Türkiye'de patent kapsamı dışındaki ilaçların satış değeri 6.5 milyar TL'dir.Referans ilaçların patent süreleri dolunca eşdeğer ilaçlar piyasada yerini alır ve ilaç pazarı büyür.
Devletin İlaç Sektöründeki RolüDevlet ilaç sektöründe en büyük alıcı konumundadır ve bu durum fiyatları belirlemede etkilidir.Devletin alım gücü ilaç ekonomisi üzerinde belirleyici bir role sahiptir.
Kişi başı İlaç HarcamalarıTürkiye'deki kişi başı ilaç harcaması 140 $ seviyesindedir.Özellikle yaşlı nüfus ve kronik hastalıkların artmasıyla bu rakamın artması beklenmektedir.
Sağlık Kuruluşlarına BaşvuruTürkiye'de insanlar genellikle hastalık belirtileri dayanılmayacak seviyelere gelince hekime başvurmaktadır.Bu durum ilaç ve sağlık hizmetleri maliyetlerinin artmasını tetiklemektedir.
OECD Ülkelerindeki İlaç Harcamalarıİngiltere ve Almanya'da kişi başı ilaç harcamaları Türkiye'den daha yüksektir.Türkiye, gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında kişi başı ilaç harcamalarında daha düşük seviyededir.
Sosyal Güvenlik Kurumu2006 yılı itibariyle SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur SGK çatısı altında birleştirilmiştir.Bu birleşme sonucu devlet ilaç sektöründeki tek alıcı konumuna gelmiştir.
10 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

Sağlık Hizmetlerinde harcamaların büyük bir kısmını oluşturan ilaçların genel durumuna değindik. Bu konuda eşdeğer ilaçların üretiminin bağlandığı hususlar ve üretimi sağlanan eşdeğer ilaçların beraberinde getirmiş olduğu ekonomik tasarrufları gözardı edilemeyecek önemli olduğunu gördük. Devletin ilaç pisasasındaki en büyük alıcı olduğunu ve dolayısıyla fiyatı belirleme konusundaki etkinliğine değindik.

Türkiye’de İlaç Ekonomisindeki Son Gelişmeler Nelerdir?

Son yıllarda sağlık sektöründe giderek artmaya devam eden sağlık harcamaları konusu, sağlık ekonomisinin giderek yaygınlaşan sorunu haline gelmiştir. Tedavi sürecinde ilaç maliyetlerinin olabildiğince düşürülmesi için çaba harcayan ülkelerde eş değer seçeneklerine yöneldikleri ve bu alanının giderek önem kazandığını ifade edebiliriz. Türkiye'de ilaç alanındaki son gelişmeler nelerdir? Soruya şöyle cevap verebiliriz:

Türkiye’de 2010 yılı itibariyle 14,6 milyar liralık harcamaların ortaya çıktığı görülmüştür. Sosyal Güvenlik Kurumu ( SGK) bir yıl boyunca 14,6 milyar liralık bütçe ortaya koymuştur. Ortaya konan ilaç bütçesinin aşılması durumunda kamuya ait kurum iskontolarını yeniden ele alınmasına neden olmuştur. Bu kapsamda mevcut uygulanan %23 indirim değerine ek olarak %9,5’lik indirim daha uygulanmıştır. Bu durum ülkemizde toplam sağlık harcamalarının yarıya yakın bir kısmını ilaç harcamalarının meydana getirdiği dikkate alındığında sağlık ekonomisinin önemli bir dalı olan ilaç ekonomisinin daha fazla önem kazandığı sonucuna varılabilir.

İlaç Ekonomisindeki Eşdeğer İlaçların Önemi Nasıldır?

Hastanın tedavi edilerek sağlığına kavuşturulduğu ve hastanın yaşam kalitesinde herhangi bir bozulma yaşanmaksızın ilaç maliyetlerini indirgeyen yöntemlere örnek olarak eşdeğer ilaç uygulamaları gösterilebilir. Bir ülkenin sağlık kaynaklarının daha verimli ve etkin kullanılabilmesi için “eşdeğer ilaç“ konusunun eczacılar, hekimler, sağlık kurulları ve hastalar nezdinde doğru bilinmesi eşdeğer ilaçlarından etkin bir şekilde faydalanabilmek için temel bir ihtiyaçtır.

Eşdeğer ilaç yönetimi bir maliyet azaltma yöntemi olarak değerlendirilmelidir. 2004 yılında çıkarılan 5234 sayılı Kanunun 10 maddesi kapsamında ve 178 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamenin 10. maddesinin r bendi kapsamında, eşdeğer ilaç uygulamaları yapılacak olup, bu uygulama çerçevesinde ilgili bütün kurumlar eşdeğer ilaç bedelinin verilmesine, en ucuz ilacın %30 fazlası kadarını dikkate alması gerekmektedir.



Eşdeğer ilaçlar, ilacın buluşunu ve gelişimini yapan firmalar tarafından yapılarak, patent koruması kapsamına alınan referans ürünlerinin koruma süreleri bitmesi halinde, bu ürünler referans gösterilerek aynı özelliklere sahip oldukları ve dolayısıyla hasta olan kişi üzerinde aynı tedaviyi verdiği bilimsel çalışmalar kapsamında gösterilen ve şayet referans ilaçların koruma süreleri bitmesi durumunda satışa yapılması beklenen ürünleridir.

Orijinal referans ilaçlar araştırma ve geliştirme ( AR-GE) maliyetleri vardır. Çıkan orijinal ilaçların patent süreleri dolana kadar maliyet kar analizi değerlendirmesi yapılan masraf çıkartılıp ilgili firma tarafından kar elde edilir. Eşdeğer ilaçları yapan firma tarafından AR-GE çalışmalarını yeniden yapmak zorunda olmadıklarından dolayı maliyet avantajlarını kendilerinde bulundururlar. Bu sebeple eş değer ilaç etkili fakat maliyetleri açısından daha düşük olduğunu belirtebiliriz. Eşdeğer ilaçlar, eşdeğer görülen orjinal ilacın fiyatından, %20-%80 arası ülkenden ülkeye göre değişkenlik gösterebilmektedir.



Türkiye’de 2008 yılından itibaren patent koruma süresi biten ve patent kapsamı dışındaki ürünlerden meydana gelen ilaç satışları yaklaşık 6.5 milyar TL olarak ortaya çıkmıştır. Aynı rakamsal değerle şayet ilaç pazarı sadece referans ilaçlardan meydana gelmiş olsaydı bu rakam 7,4 milyar TL civarında olması beklenmiş olacaktı. Sağlık bakanlığına 2005 yılında kamu hastaneleri bağlanmış, SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur tek çatı altında 2006 yılın birleşmiş Sosyal Güvenlik Kurumu ( SGK) çatısı altında birleştirilmiştir. Durum böyle iken devlet ilaç sektöründeki tek alıcı konumuna gelmiştir. Her gelişmekte olan ve gelişen ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de üretilen ve satışa çıkarılan ilaçların en büyük alıcı durumu konumundadır. Çünkü ilaç alımının en büyük müşterisi devletin kendisidir.



OECD ülkeleri arasında yer alan İngiltere 257 $, Almanya da 301$ dolar olan kişi başı ilaç harcamaları Türkiye’de ise 140 $ dolar sevilerindedir. Ülke yaşlı nüfusunun her geçen gün artması, hekime ve sağlık kuruluşuna ulaşımının daha kolay hale getirilmesi ve kronik hastalıkların giderek artmasıyla gibi sorunlar sebebiyle kişi başına düşen ilaç harcamaları artması beklenmektedir. Yaşamış olduğumuz coğrafyada ülke insanımız hastalık belirtileri dayanılmayacak seviyelere gelince hekime ve sağlık kuruluşuna başvurmaya gitmektedir. Sağlık kurumlarına başvurmanın bu denli geç olmasının beraberinde getirmiş olduğu hastalık ilerlemesi hem bütün maliyetleri, hem de ilaç ve tedavi maliyetlerini de artırmaktadır. Sağlık ekonomisi bakımından hastaların tedavilerinin ve de ilaç maliyetlerinin kontrol altına alınması gerekmektedir. Bu amaç doğrultusunda hizmet vermek için 21. yüzyılda bazı önlemler alınmaktadır.

2009 yılında 27353 sayılı Resmi Gazetede çıkarılan 2009/15434 sayılı Kararname kapsamında “Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair Karar" kapsamında bazı değişiklikler yapılmıştır. Buna göre ilaç fiyatlarında hissedilebilir derecede indirime gidilmiştir. İlgili değişiklikler şöyledir;

  • Referans ilaçların fiyat takibini ilaç firmaları tarafından Sağlık Bakanlığına bildirilme zorunluluğu getirilmiştir.

  • 20 yıllık ilaçlarda özellikle depocuya satış fiyatı 6,79 TL’nin üstünde olan ilaçlarda referans fiyat sistemine dahil edilmiştir. 

  • Fiyat değişikliklerinin akabinde "dönemsel Avro değer bandı” ve “dönemsel avro değeri“ tanımlarına yer verilmiştir. Dönemsel açıdan Avro değerindeki değişkenlik takibatında dikkate alınan süre 90 güne çıkarılmıştır.

  • Bir diğer husus ise satılmakta olan ya da satılması beklenip de piyasada jeneriği bulunan orijinal ilacın depocuya satış fiyatı referans fiyatının %60’na kadar olması amaçlanmıştır.

  • 2009 yılında 15631 sayılı bakanlar kurulu kararı kapsamında 2007/12325 sayılı ilaç kararnamesinde ek değişiklikler gerçekleştirilmiştir.

  • Jeneriğinehttps://www.iienstitu.com/blog/jenerik-nedir-nasil-hazirlanir ruhsat sağlanan orijinal ilacın depocuya satış fiyatı, en çok, referans fiyatının %66’sı olarak tekrardan belirlenmiştir.

  • Depocuya sağlanan satış fiyatı 6,79 TL’nin üzerinde olan 20 yıllık orijinal ürünlerin fiyatları 1 ocak 2010 tarihi itibariyle referans fiyatın en çok %100’lük bir değer kadar olması kararlaştırılmıştır.

  • İlaçların fiyat listelerinde yapılan değişiklikler, yayınlandığı tarihe takiben 5 iş günü sonrası uygulanması beklenmektedir. Daha önceleri ise bu süre 45 gün olarak belirlenmişti.

Türkiye’de Eşdeğer İlaç Tüketimi Nasıldır?

Avrupa Birliği Komisyonu eş değer ilaç tüketimi kapsamında “ilaçlarda tedarik ve araştırma için üst düzey grubun önerisi Avrupa Birliği’ne “üye ülkelerin kendi piyasa pazarlarında eşdeğer ilaç kullanımını teşvik etmeye yönelik yöntemler geliştirilmesi ve kamu sağlığı açısından eşdeğer ilaç endüstrisinin gelişimine ve rekabeti değer vermesi” şeklindedir.

Eşdeğer ilacın Türkiye’de hem üretiminin hem de kullanımının desteklenmesi yalnız etkin ve ucuz ilaçlarla tedavi imkanı sağlanmış olur. İlaç baskısının kamu sigortaları üzerinde yükünün hafifletilmesi bu kapsamda mümkün olabilmektedir. Aksi taktirde kamu sigortalarına ek olarak destekleyici sigortaların varlığı günümüzde oldukça yükselmiş durumdalar ki bu durum sağlık hizmetlerinde fırsat eşitsizliklerini meydana getirmektedir.

Eşdeğer ilaçlar Türkiye’de hekimler tarafından tercih edilmemektedir. Yalnız eşdeğer ilaç kullanımının artırılması ve teşvik edilmesi piyasada rekabet ortamının meydana gelmesini sağlayacaktır. Eşdeğer ilaçların piyasaya sağlanması için mevzuat kaynaklı sorunlar ile hekimlerin aynı zamanda ilaç tüketicilerinin bilinçlendirilmesi gerekir.

Güney Kore, İrlanda, İsrail, Hindistan gibi ülkeler büyük ölçekli eş değer ilaç ve etkin madde ihracatını gerçekleştirmektedir.

Sosyal Güvenlik Kurumu İlaç İndirimlerine Gidiyor Mu?

Sosyal Güvenlik Kurumu ( SGK) bir yıl boyunca 14,6 milyar liralık bütçe ortaya koymuştur. Ortaya konan ilaç bütçesinin aşılması durumunda kamuya ait kurum iskontolarını yeniden ele alınmasına neden olmuştur. Bu kapsamda mevcut uygulanan %23 indirim değerine ek olarak %9,5’lik indirim daha uygulanmıştır.

İlaç ve Tedavi Maliyetleri Nasıl Artar?

Örneğin; Ülke yaşlı nüfusunun her geçen gün artması, hekime ve sağlık kuruluşuna ulaşımının daha kolay hale getirilmesi ve kronik hastalıkların giderek artmasıyla gibi sorunlar sebebiyle kişi başına düşen ilaç harcamaları artması beklenmektedir. Yaşamış olduğumuz coğrafyada ülke insanımız hastalık belirtileri dayanılmayacak seviyelere gelince hekime ve sağlık kuruluşuna başvurmaya gitmektedir. Sağlık kurumlarına başvurmanın bu denli geç olmasının beraberinde getirmiş olduğu hastalık ilerlemesi hem bütün maliyetleri, hem de ilaç ve tedavi maliyetlerini de artırmaktadır.

İlaç Kararnamesine Getirilen Değişikler Nelerdir?

2009 yılında 15631 sayılı bakanlar kurulu kararı kapsamında 2007/12325 sayılı ilaç kararnamesinde ek değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Jeneriğine ruhsat sağlanan orijinal ilacın depocuya satış fiyatı, en çok, referans fiyatının %66’sı olarak tekrardan belirlenmiştir. Depocuya sağlanan satış fiyatı 6,79 TL’nin üzerinde olan 20 yıllık orijinal ürünlerin fiyatları 1 ocak 2010 tarihi itibariyle referans fiyatın en çok %100’lük bir değer kadar olması kararlaştırılmıştır. İlaçların fiyat listelerinde yapılan değişiklikler, yayınlandığı tarihe takiben 5 iş günü sonrası uygulanması beklenmektedir. Daha önceleri ise bu süre 45 gün olarak belirlenmişti.

Sıkça Sorulan Sorular

Türkiye'de İlaç Ekonomisi'nde İlaç Fiyatlarının Belirlenmesi Nasıl Yapılır?

Türkiye'de ilaç fiyatlarının belirlenmesi, ilaç fiyatlarının kontrolünün sağlanması amacıyla ilaç ekonomisi kapsamında gerçekleştirilir. İlaç fiyatları, Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen ücretler, ilaçların kalitesi, ilaçların güvenilirliği ve ilaçların yaygın kullanımı gibi faktörler göz önünde bulundurularak belirlenir. Ayrıca, ilaç fiyatlarının belirlenmesinde, ilaçların üreticileri, tedarikçileri ve tüketicilerinin talepleri de hesaba katılır.

İlaç Sektöründe Rekabetin Artırılması İçin Ne Yapılabilir?

İlaç sektöründeki rekabeti artırmak için çeşitli yollar denenebilir. Bunlardan bazıları şunlardır:

1. İlaçların özellikle kamu tarafından satın alınması sırasında fiyatların düşürülmesi için daha güçlü pazarlıklar yapılabilir.

2. Yeni ilaçların üretilmesi ve satışına ilişkin daha esnek yasalara geçilebilir.

3. İlaç sektöründe yeni şirketlerin kurulmasına destek verilebilir.

4. İlaç üreticileri arasında ar-ge işbirlikleri kurulabilir.

5. İlaç üreticileri arasındaki rekabeti artırmak için yeni iş modelleri geliştirilebilir.

6. İlaç tedarik zincirinde etkinlik arttırılabilir.

7. İlaç sektöründe fiyat rekabetini artırmak için yeni teşvikler oluşturulabilir.

8. İlaç sektöründe hizmet kalitesini arttırmak için standartlar geliştirilebilir.

İlaç Sektöründe Yeni Teknolojilerin Kullanımı Nasıl Etkili Olabilir?

İlaç sektöründe yeni teknolojilerin kullanımı, sektörü daha verimli, daha güvenli ve daha etkili hale getirebilecek çeşitli avantajlar sağlayabilir. İlaç geliştirme süreçlerini hızlandırabilir, üretim ve tedarik zinciri optimizasyonu sağlayabilir, hasta verilerini toplayabilir ve kullanabilir, laboratuar testlerini optimize edebilir ve hastalara daha doğru ve daha erken tedavi sağlayabilir. Ayrıca, hasta kayıtlarının kayıt altına alınması ve sağlık verilerinin toplanması hastaların daha iyi bakım almalarını ve sağlık hizmetlerinin daha verimli şekilde sunulmasını sağlayabilir. Yeni teknolojilerin kullanımı, ilaç sektörünün verimliliğini arttırırken, hastalar için de daha iyi hizmetler sunmayı amaçlayabilir.

Türkiye'ye ilaç satışları konusunda en çok hangi ülkeler öne çıkıyor?

Türkiye’ye ilaç satışları konusunda en fazla öne çıkan ülkeler genellikle Almanya, Amerika ve İsviçre olmuştur. Bu ülkelerin ilaç firmalarının geniş yelpazede bir ilaç portföyüne sahip olması ve kaliteli ilaçları piyasaya sunabilme kabiliyeti, Türkiye'nin bu ülkelerden ilaç tedarik etme eğilimine sebep olmaktadır.

Özellikle Alman ilaç firmalarının geniş bir ilaç yelpazesine sahip olmaları ve kaliteli ilaç üretim kapasiteleri, bu ülkenin Türkiye'deki ilaç sektöründe önemli bir yer edinmesine yardımcı olmuştur. Amerika ve İsviçre'deki ilaç firmaları da geniş ilaç portföyleri, yenilikçi ilaç geliştirme stratejileri ve kaliteli üretim kapasiteleri ile Türkiye'deki talebi karşılamışlar ve ilaç pazarındaki yerlerini sağlamlaştırmışlardır.

Diğer yandan, Türkiye'nin ilaç tedariği üzerindeki en büyük etkilerden biri olan Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) eşdeğer ilaç uygulamasına yönelik politikaları, sadece Türkiye ilaç sektörünün değil, aynı zamanda tüm dünya ilaç sektörünün dinamiklerini de değiştirmiştir. Türkiye'nin bu bağlamdaki farmasötik politikaları, bir yandan yerli ilaç sektörünün rekabet gücünü artırırken diğer yandan da ilaç maliyetlerinin düşmesine ve böylece sağlık hizmetlerinde tasarruf sağlanmasına yardımcı olmuştur.

Eşdeğer ilaç yönetimi üzerinde durmak, hem tıbbi hem de ekonomi politikalarının kesiştiği ve ülke sağlık bütçesini etkileyen bir alan olması sbiyle önemlidir. Türkiye'nin bu alandaki mevzuatı, ilaç firmalarının eşdeğer ilaç geliştirmeye yönelik tutumlarını etkilemiş ve tüketicilerin daha ucuz ilaçlara erişimini kolaylaştırmıştır.

Sonuç olarak, Türkiye'nin ilaç sektörü, Almanya, Amerika ve İsviçre gibi önde gelen ilaç üreten ülkelerle yoğun bir ticaret ilişkisi içindedir. Bu durumun yanı sıra, Türkiye'nin eşdeğer ilaç uygulamaları ve bu alandaki politikaları, Türkiye'nin ilaç sektöründeki dinamikleri etkilemiş ve dünya ilaç sektörüne yönelik bir dönüşümü teşvik etmiştir.

Türkiye ne kadar ilaç ithal ediyor ve bu ithalatın ekonomiye genel etkisi nedir?

Türkiye'nin İlaç İthalatı ve Ekonomiye Etkisi

Türkiye, 2010 yılında yaklaşık 14,6 milyar lira değerinde ilaç ithalatı yapmıştır. Ülkemizde genellikle ilaç ithalatı sağlık harcamalarının büyük bir kısmını oluşturmaktadır. İthal ilaçların yüksek maliyetleri nedeniyle Türkiye'nin sağlık bütçesi üzerinde büyük bir baskı bulunmaktadır.

Sağlık Hizmetlerinde İlaç İhtiyacı ve Ekonomiye Etkisi

İlaçlar, sağlık hizmetleri içerisinde önemli bir rol oynamaktadır. İlaçlar tedavi sürecinin olmazsa olmaz bir parçası olduğu için, ilaçların maliyeti hastalar ve sağlık hizmetleri sağlayıcıları için önemlidir. Bu yüzden Türkiye'deki ilaç ithalatı, sağlık sektöründeki harcamaların yükünü artırmaktadır ve bunun sonucunda da genel ekonomiye negatif bir etki yapmaktadır.

Eşdeğer İlaçların Üretim ve Ekonomiye Etkisi

Sağlık hizmetlerinde yüksek maliyetli olan ilaçların tüketimini azaltmak ve böylece ekonomiye katkı sağlamak için, 'eşdeğer ilaçlar' üretimi yoluna gidilmiştir. Eşdeğer ilaçlar, orijinal ilaçların aynı etkiyi gösteren fakat daha düşük maliyetli alternatifleridir. Türkiye'deki eşdeğer ilaç uygulamaları, ilaç maliyetlerini önemli ölçüde azaltmış ve böylece sağlık harcamalarındaki yükü hafifletmiştir.

Ele Alınan İlap İndirimlerinin sağlık ekonomisine Etkisi

Son zamanlarda Türkiye, ilaç maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünü azaltmak için ek indirimler uygulamıştır. Eşdeğer ilaçları desteklemek ve ilaç alımlarını daha ekonomik hale getirmek için, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) belirli bir ilaç bütçesi oluşturmuştur. Bu durum, ilaç maliyetlerini ve genel sağlık harcamalarını daha yönetilebilir bir seviyeye getirmiştir.

Sonuç olarak, Türkiye'nin ilaç ithalatı ve üretimi, sağlık hizmetlerinin ve genel ekonomi üzerinde önemli bir etkisi bulunmaktadır. Eşdeğer ilaçların üretimi ve kullanımı, bu etkiyi azaltmada önemli bir rol oynamaktadır. Ancak, ilaç maliyetlerini daha da azaltmak için ilave tedbirler alınması gerekmektedir.

Türkiye'de ilaç talebi yıllık olarak ne kadar ve bu talebin finansmanı nasıl sağlanmaktadır?

Türkiye'de ilaç talebi ve finansmanın sağlanması konusu, sahip olduğu yoğun talep ve yüksek maliyetleri sebebiyle büyük önem taşır. 2010 yılında Türkiye ilaç pazarında yapılan harcamaların 14,6 milyar lira olduğu belirlenmiştir. Bu maliyetin çoğunluğunu devlet karşılamış olup, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) yıllık ilaç bütçesi olarak 14,6 milyar lira ayırmıştır. Bu bütçenin üzerine çıkılması durumunda ise kamuya ait kurumlar iskontolarını yeniden değerlendirmiştir.

Gelinen noktada, bu büyük maliyetlerin bir kısmının azaltılabilmesi için eşdeğer ilaçlar devreye sokulmuştur. Eşdeğer ilaçlar, referans olarak alınan orijinal ilaçların patent sürelerinin dolmasıyla birlikte üretilen ve aynı etkiyi gösteren ilaçlardır. Bu sayede hem tedavi sürecinde aynı etkinlik sağlanır hem de bu durum mali açıdan bir tasarruf sağlar.

Eşdeğer ilaçların uygulanan indirim oranları, 5234 sayılı ve 178 sayılı kanun hükmünde kararnameler ile belirlenmiştir. İlgili kanunlar çerçevesinde, eşdeğer ilaçlar için uygulanan indirimin yanı sıra mevcut ilaç bütçesinin aşılması durumunda ek olarak %9,5'luk bir indirim daha uygulanmıştır. Bu durum, ilaç maliyetlerinin Türkiye'deki toplam sağlık harcamalarının yarısına yaklaştığı dikkate alındığında, sağlık ekonomisi noktasında büyük bir öneme sahiptir.

Sonuç olarak, Türkiye'deki ilaç talebi yüksek olup, bu talebin finansmanı devlet tarafından karşılanmaktadır. Yüksek ilaç maliyetlerini düşürme konusunda en önemli yöntemlerden biri eşdeğer ilaç uygulamasıdır. Bu uygulama, ilaç maliyetlerini düşürerek hem devletin hem de hastaların mali yükünü hafifletir ve sağlık hizmetlerinde tasarruf sağlar. Eşdeğer ilaç uygulamasının doğru bilinmesi ve etkin kullanılması, Türkiye'nin sağlık kaynaklarının daha verimli ve etkin kullanılabilmesi anlamına gelir. Bu nedenle, eczacılar, hekimler, sağlık kurulları ve hastaların bu konuda bilinçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.