Günümüzde kahve denince ilk akla gelen neredeyse kahvenin sembolü olan bir marka Starbucks. Birbirinden lezzetli kahvelerinden yudumlamayan, mekanlarını ziyaret etmeyen neredeyse yok denecek kadar azdır. Kimi zaman dostlarımızla sohbet için, kimi zaman bir iş molasında, kimi zaman da dinlenmek için uğradığımız o eşsiz kahve kokulu mekan. Dünya devleri arasında yer alan kahve zincirinin hikayesini, bu günlere nasıl geldiğini hiç merak ettiniz mi? Starbucks’ın hikayesi bir çok girişimciye ilham olmuştur. Gelin birlikte bu muhteşem başarılarla dolu Starbucks hikayesine bakalım. Kim bilir belki de içimizden birilerine bu başarı öyküsü ilham olur.
Howard Schulz bu muhteşem kahve zincirinin kurucusudur. Fakir bir ailenin en büyük çocuğudur Howard. Ailesine destek olmak ve okul masraflarını karşılamak için küçük yaşlarda çalışmaya başlamıştır. Fedakar bir çocuk olan Howard para kazanmak ve geçimini sağlamak için kanını bile satmıştır. Çok iyi futbol oynayan ve bu konuda şansı yaver giden Howard, Michigan Üniversitesi’nde burslu olarak okumuştur. Meslek hayatına satış temsilcisi olarak başlamıştır. Kısa sürede çok çalışarak ve zekasıyla Hammerplast şirketinde genel müdür olur. Howard’ın bir gün siparişleri kontrol ederken Seattle’daki bir şirket dikkatini çeker. Bu şirket sürekli ve yüksek miktarlarda filtre kahve gereci sipariş ediyordu. İlgisini çeken bu şirket Starbucks’tı.
Howard’ın Starbucks’la tanışması
Howard hiç vakit kaybetmeden Starbucks şirketinin kurucularıyla tanışır. Küçük bir şirket olan Starbucks şirketi 3 kurucu ortaktan oluşuyordu. Bunlardan biri İngilizce öğretmeni, yazar ve tarih öğretmeniydi. Kurucuların asıl amaçları büyümek değil, insanların iyi bir kahve içmesini sağlamaktı. Bu yüzden de o dönemde sadece kahve tohumu satıyordu. Howard Starbucks’a ortak olmak istediğini kurucu ortaklarına bildirir. Başta onları ikna edemese de en sonunda şirkete sorumlu yönetici olarak girmeyi başarır. Bir iş ziyareti için gittiği İtalya da kahve kültüründen çok etkilenir ve kafasındaki büyüme fikrini ortaklarla paylaşır.
Ortaklar büyüme fikrini aynı heyecanla karşılamaz. Bunu risk olarak görürler. Howard’ın bu fikrine ‘’Biz restoran işletmiyoruz, kahve tohumu satıyoruz’’ diyerek karşı çıkarlar. Howard’a göre bu çok yaratıcı bir fikirdir. Bir gün İtalya’ya iş ziyaretine gider ve onların kahve kültürünün etkisinde kalır. Aynı sistemi Amerika’da Starbucks’ında yapabileceğine inanır. Maalesef büyüme fikrine ortaklar olumlu yaklaşmazlar. Ancak kararlı olan Howard 1986 yılında Starbuks’ın sermayesiyle IGiornale’yi açar. Ancak İtalyanca menüleriyle Amerikalılara hizmet veren mekanda zamanla değişiklikler yapma ihtiyacı ortaya çıkar.
Bu süreçte ortaklar Starbucks’ı satmaya karar verir. İşte Starbucks'ın hikayesi böylece başlar. Bu fırsatı yakalayan Howard Starbucks markasını 1987 yılında satın alır. Bundan sonra Starbucks’ın uluslararası zincire dönüşme serüveni başlar. Howard reklamdan çok müşterilerin damak zevkine ve deneyimlerine güvenerek yenilikler yapar. Starbucks’ın kısa zamanda hızla büyümesini, başarının sırrı müşteri memnuniyetine ve çalışanların sadakatine bağlıyor. Hatta çalışanlarını şirket ortakları olarak görüp belli miktarda şirket hissesi veriyor. Starbucks'ın hikayesi yeni başarılarla devam eder.
Kahve satarak İlk zincir mağazalardan biri olan Starbuck 1992 yılında 140 şube açtı. Yılda 1 milyon ton kahve satışı gerçekleşti. ABD dışı ilk şubesi ise Tokyo’da açıldı. Şimdilerde ise Starbucks’ın 70 farklı ülkede 25.000 şubesi bulunuyor. Birçok ses getiren proje ile hayatımızın her alanına giren Starbucks hala hızla büyümeye devam ediyor. Starbucks’ın logosu yeşil bayan simgesidir. Oldukça ilginç bir anlamı ifade etmektedir. Bunu Yunan mitolojisindeki Siren kızından almaktadır. ne olduğunu anlatan Mitolojiye göre Siren’ler denizcileri güzellikleriyle kandırıp öldüren tehlikeli canavarlar olarak bilinmektedir.
Starbucks’ın Logosu Nasıl Ortaya Çıktı?
Starbucks Kreatif Direktörü Steve Murray Starbucks logosu hakkında şunları söylüyor:
Siren adı verilen yeşil bayan simgesi Starbucks’ın logosudur. Siren teknik olarak iki kuyruklu bir denizkızıdır. Tek kuyruklu bir denizkızı sadece bir denizkızıdır. İki kuyruklu olan deniz kızı ise Siren’dir. 1971 yılında Starbucks ismi konduktan sonra şirketin bir ikon ya da logoya ihtiyacı vardı. Şirketin ortakları denizcilik üzerine bazı metinlere göz atarken Siren gravürünü gördüler. Bu denizi anlatan bir resimdi. Kahve okyanusları aşarak gelmişti ve Seattle bir denizcilik kasabasıydı. Tüm bunlar birbirini mükemmel bir şekilde tamamlıyordu. Hatta biraz efsanevi bir yanı bile vardı. Tüm bunlardan ilham alarak Starbucks logosu yaratıldı ve Siren ortaya çıktı.
İlerleyen zamanlarda logo üzerinde değişiklikler yapılsa da deniz kızına hiç dokunulmadı.
Siren’in değişimi: Başlangıçtan beri yani 1971’de açılış legosu uzun saçlı ve iki kuyruklu üstsüz denizkızıydı. 1987’ye kadar bu lego kullanılmaya devam etti. Sadece eskiden daha detaylı bir logoydu. Ancak geçmişten günümüze Siren’i inceleyince büyük oranda aynı olduğunu görebilirsiniz. Logo da kısmi değişimler olsa da denizkızı ile ilgili hiçbir değişim yapılmadı. Günümüzde ‘önceki yıllarda logoda yer alan ‘’Starbucks Coffee’’ yazısına olan ihtiyaçta kalmamıştır. Yeşil logolu deniz kızını gören herkes artık bu logonun Starbucks’a ait olduğunu biliyor.
Peki Siren Ne Anlama Geliyor?
İnsanlar Siren’i fincanlarında gördüğü zaman tabi ki de Starbucks’da bulacakları şeyi görmeliler. Siren’in gözleri sıcacık bakıp içinizi ısıtırken, saçları bir okyanus dalgası gibi göğüslerine dökülüyor. Eğer fincanlarının üzerinde Siren varsa kahveniz muhteşeminde ötesinde olacaktır.
Starbucks Felsefesi
Starbucks'ın hikayesi başarısını müşteri ve çalışan odaklı olmasına da borçludur.
Starbucks müşteri memnuniyetine göre kararlar alan, değişimler yapan bir kurum. Farklı bir bakış açısı benimseyerek kendi çizdiği yoldan gitmiştir.
Dünyadaki bütün rakipleri sayısız reklam yaparken Starbucks reklam yapmamaya karar verdi. Müşteri görüş ve önerilerini önemseyerek reklamını doğal yollardan yaptı. Logolu karton bardaklara doldurduğu eşsiz aromalı kahvelerini götürdükleri yerde içen müşterileri farkında olmadan doğal reklam yaptı.
Günümüzde insanların resim ve sosyal medya merakları bir hayli fazladır. Müşteriler konum etiketi yaparak veya logolu bardaklarla resim çekerek, sosyal medya uygulamalarına koyarak ister istemez Starbucks’ın halkla ilişkiler ve reklamını yapmaktadır.
Starbucks’ın hikayesi ve başarılı olma nedeninin başında çalışanlarına verdiği değer ve güzel yaklaşımı gelir.
Çalışanlarına her türlü sosyal hakları sağlamış hatta hisse opsiyonu bile vermiştir.
Müşterilerine her zaman değer vermiş ve özen göstermiştir.
Pahalı marka araştırmaları yerine dükkanlarını ziyarete gelen müşterilerinin deneyim ve görüşlerini önemsemiştir. Bundan yola çıkarak olumsuz yönlerini gidermeyi başarmış ve yenilikler yapmıştır.
Mağazalarının dizaynı bile müşterilerin konfor ve istekleri doğrultusunda tasarlamıştır.
Starbucks’ın Pazarlama Stratejisi
Starbucks dünyanın en büyük kahve zinciri konumunda bulunmaktadır. Dünyanın birçok ülkesinde insanlar güne mis gibi aromalı Starbucks kahvesi içerek başlıyor. Starbucks'ın hikayesi bu başarısının sırrını, izlediği etkili pazarlama stratejisine de borçludur.
Etkin ve istikrarlı markalama sistemi benimsedi. Dünyanın herhangi bir noktasında Starbucks logosu gördüğünüzde içerideki ortamı tahmin edersiniz.
Sosyal medyayı doğru kullanmıştır. Starbucks sosyal medya yönetimini ve dijital pazarlama tekniklerini çok iyi yönetmiştir.
Müşteri memnuniyeti birincil önceliğidir. Sadık müşterilerini promosyonlarla ödüllendirir.
Müşteri fikir ve görüşleri eskiden beri hep değerliydi. Platformlardan gelen olumlu ve olumsuz tüm geri bildirimlere önem verdi. Bütün gelişim ve yenilikleri bu doğrultuda düzenledi.
Teknolojiden oldukça yararlanmıştır. Mobil uygulamalarla kolay ve pratik hizmet vermiştir.
Etkili içerik kullanarak ilgi çekti.
Starbucks'ın pazarlama stratejisinin temellerini öğrenmek için ilgili eğitimler: Sosyal Medya Uzmanlığı Eğitimi
