Beden Dili

Kadınların Beden Dili

Banu Cantekin
Güncellendi:
10 dk okuma
Açık tenli bir kadın beyaz bir arka planın önünde duruyor. Uzun, koyu renk saçları var ve siyah bir bluz giyiyor. Yüz ifadesi dalgın ve düşünceli olan kadının sol eli çenesinin üzerinde duruyor. Gözleri hafifçe kapalı ve düşüncelerini düşünürken dudakları hafifçe büzülmüş. Yirmili yaşlarının sonunda ya da otuzlu yaşlarının başında görünüyor. Duruşu rahat ve vücudu hafifçe yana dönük. Yüzündeki ve vücudundaki ışık sıcak ve yumuşak, yüz hatlarını aydınlatıyor ve huzurlu bir atmosfer yaratıyor.
Beden Dili FaktörleriKadınlarda Görülme Biçimiİlgili Açıklamalar
Giyim TarzıGiyim tarzı, kadının duruşunu ve oturuşunu belirler.Kıyafetin darlığı, eteğin boyu, ayakkabının rahatlığı gibi faktörler kadının beden dilini etkiler.
Öğretilmiş DavranışlarÇocukluk döneminden itibaren öğretilen birtakım davranışlar otomatikleşir.Bacaklar kapalı oturma, başını öne eğme gibi hareketler öğretilmiş davranışlardır.
Kadın ZarafetiKadınların giyim tarzı, konuşma biçimi, saç ve makyajı genellikle daha naiftir.Bu zarafet hem jestlerde hem de mimiklerde görülür.
DetaycılıkKadınlar genellikle detaylara daha fazla odaklanırlar.Bu durum konuşma diline ve jestlere yansır, hızlı duygu geçişleri yaparlar.
TedirginlikKadınlar genellikle koltuğun ucuna doğru oturmayı tercih ederler.Bu, tedirginlik ya da her an kalkmaya hazır olma şeklinde yorumlanabilir.
Göz KontağıKadınlar genellikle erkeklerle göz kontağını kısa tutmaya çalışırlar.Bu durum toplumsal öğretilerden kaynaklanabilir.
Saçla OynamaKadınlar genellikle konuşurken saçlarıyla oynarlar.Bu, alışkanlıktan kaynaklanabilir ve genellikle farkında olmadan yapılır.
El ve Bilek HareketleriKadınlar konuşurken el ve bilek hareketlerini daha fazla kullanır.Bu, detaycı düşünme yapısından kaynaklanır.
Çanta KullanımıÇantalar, kadınların vazgeçilmez aksesuarlarıdır ve beden dilinde rol oynar.Bir mesafe aracı olarak kullanılabilir ve toplumsal bir statü simgesi olabilir.
9 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

i̇nsanlığın ilk iletişim modeli olan beden dili kadın ve erkeklerde farklı mıdır? bu konuda karşıt görüşler var. bir taraf beden dilinin kadın-erkek farkı taşımadığını, kadın ver erkeğin eşitliğinden yola çıkarak ve beden dilinin evrenselliğiyle destekleyerek böyle bir ayrımın olmadığını söylüyor. bir başka düşünse ile kadın ve erkeğin duygu ve düşüncelerini ifade etme özgürlüğünde eşit olduğunu ancak nasıl ki kültürler arasında dahi beden dili hareketlerinde farklılıklar oluşabiliyorsa kadın ve erkek hareketlerinde de bu durumun söz konusu olduğunu savunuyorlar.

Kaldı ki kadın ve erkeğin hormonal yapısı, anatomik yapısı ve yetiştirilmede ki farklılıklarını göz önüne aldığımızda belirli noktalarda birbirlerinden ayrıldıklarını kabul etmek gerektiğini düşünenlerdenim. Hatta kadınsı ya da erkeksi tabirleri sanırım herkesin kulağına tanıdık geliyordur. Profesyonel iş hayatında bu farklar minimum dereceye inse de sosyal yaşantıda bazı keskin çizgilerle ayrılan noktalar vardır. Özellikle erkekler ve kadınlar kendi hemcinsleri ile bir aradaysa durum epey değişir.

Örneğin kadın erkek bir yemekte bir araya geldiğinde karşılıklı oturmayı tercih ederken, iki kadın bir araya geldiğinde yan yana oturmayı tercih edebilirler. O halde kadınların beden dili nasıldır? Kadınlara has beden dili hareketleri ve bazı beden dili hareketlerini kadınların kullanış biçimleri yazının devamında.

Kadınların Beden Dilini Etkileyen Faktörler

Giyim tarzı kadınların beden dilini etkileyen faktörlerin başında gelir. Ayağındaki ayakkabıdan giydiği eteğin boyuna, ya da kıyafetinin darlığına ve hatta kullandığı aksesuarlarına kadar duruşunu, oturuşunu etkileyen zaman zaman kısıtlayan durumlar oluşur. Örneğin kısa ya da yırtmaçlı bir etek giydiğinde bacaklar kapalı ve ayaklar birleşik bir oturma pozisyonunu tercih ederken, ellerini de kucağında birleştirerek oturabilir. Aynı kişi bir pantolon ceket döpiyes giydiğinde bacak bacak üstüne attığı bir oturma şeklini tercih edebilir.



Çocukluktan gelen öğretilmiş davranışlar da kadınların beden dili konusunda farkında olmadan otomatik yaptıkları bazı hareketleri beraberinde getirir. Hanım hanımcık oturmak diye bir tabir vardır. Bacaklar kapalı oturmak çocukluktan itibaren öğretilmiş kadın için kaba duran bir hareket olarak tanımlanır. Yine öğretilerden yola çıkarsak dışarıda başını öne eğip yürümek, etrafına bakınmadan yürümek konusunda toplumsal bir öğreti olarak tabir edebileceğimiz ve birçok ailede görülebilen, çocukluktan tembihlenen bu tip söylemler kadınların göz kontağı kurma konusunda daha fazla zorlandıkları bir davranış geliştirmelerine sebep olmuştur.

Kadın zarafeti diye bir şey var. Kadın kıyafeti, konuşma tarzı, saçı, makyajı ve konuşmasıyla daha naiftir ve bu beden diline de yansır. Kadınlar düşünce yapısı gereği çok daha detaycıdır. Bu detaycılık konuşma diline olduğu kadar jest ve mimiklerine de yansır. Kadınlar bir konudan diğerine büyük bir ustalıkla hızlı geçişler yaparlar. Bu durum beden dilinde de böyledir. Bir duygu durumundan diğerine erkeklere göre çok daha hızlı geçerler ve beden dilini takip etmek de biraz daha zordur.

Kadınlara Has Beden Dili Hareketleri

Kadınlar estetik bir duruş açısından koltuk ya da sandalyede tam olarak geriye yaslanmak yerine koltuğun ucuna doğru oturmayı tercih ederler. Bunu beden dili standartlarında değerlendirecek olursak tedirginlik, her an kalkmaya hazır olmak gibi algılayabiliriz. Ancak durum kadının daha zarif bir görünüm ve daha dik bir duruş için tercih ettiği bir oturuş şeklidir.

Çocukluktan itibaren öğretilenlere bağlı olarak kadınlar hem cinsleri ile daha kolay göz kontağı kurabilirken, erkeklerle göz kontağını farkında olmadan daha kısa tutmaya çalışırlar. Saç atma, ya da saçla oynama yine kadınlara has beden dili hareketleri içerisinde en bilinenlerden bir tanesidir. Hatta bu durum sadece uzun saçlı kadınlarda değil, kısa saçlı kadınlarda da görülür. Saç bir yerde kadının aksesuarıdır. Çocukluktan itibaren oyuncak bebeklerin saçlarını yaparak oyun oynadıkları dönemden itibaren kadın saçı ile bir bütündür ve saç ile oynama farkında olmadan geliştirdiği bir davranış şeklidir. Tamamen bir alışkanlıktır.



Herhangi bir konu hakkında konuşurken bu bir iş toplantısı da olabilir, konuşmacı olarak katıldıkları bir seminer de el kol hareketlerini erkeklere göre çok daha kullanırlar. Bu durum tamamen detaycı düşünme yapıları ile ilgilidir ve özellikle el ve bilek hareketlerine yansır. Bileklerini bükerek avuç içlerinin gösterilmesi kadınların sesli iletişimlerini destekledikleri en belirgin hareketlerindendir. Bakımlı ellerini iletişimde kullanmak kadınların ustalıkla yapabildiği bir davranıştır. Tabii erkekler için de fazla el ve bilek hareketi kullanmak feminen olmak gibi bir ön yargıyla bakıldığı için yine çocukluktan ve toplumsal bakış açısından kaynaklı olarak kullanım daha kısıtlıdır.

Kadınların en vazgeçilmez aksesuarlarından birisi de çantalarıdır. Zaman zaman çantalarını bir mesafe aracı olarak kullanabilirler. Örneğin eğer çantaları kucağında oturuyorlarsa bulundukları ortamdan sıkıldıklarını ve her an kalkmaya hazır beklediklerini anlayabiliriz. Kolye, küpe gibi aksesuarlarıyla oynamak yine kadınlara has beden dili hareketlerindendir. Bir şeyler düşündükleri ya da sıkıldıkları ortamlarda bu hareketleri yaparlar.

Beden Dili Öğrenmek Ne İşimize Yarar?

Sesli ve yazılı iletişim her ne kadar beden dilinin önüne geçmiş gibi gözükse de, insanlığın ilk iletişimi hareketlerle ve ifadelerle başlamıştır ve diğer iletişim modellerini her zaman tamamlayıcı bir unsur olarak hepimizin kullandığı genetik bir mirastır. Hiç dilini bilmediğiniz bir ülkede olduğunuzu düşünün. Hatta az çok konuşabiliyor olun. Hemen en büyük yardımcımız beden dili olmaz mı? İş hayatında rekabet ortamının giderek arttığı ve işe alımlarda çıtanın giderek yükseldiği bu dönemde kendinize katacağınız her artı size, amaçlarınıza ulaşmak için avantaj ve hız kazandıracaktır.

Aynı durum kariyerinizde daha iyi noktalara gelmeniz için de geçerli. İnternet çağında iş dünyasının sınırlarının uluslararası boyutlara taşınması, çalışanlardan beklentileri de bir o kadar yükseltiyor. İyi bir yönetici, iş hayatında parlayan bir çalışan olmak için sadece işinizle ilgili teorik konulara hâkim olmanız yanı sıra kişisel gelişim konusunda kendinizi tamamlamanız da çok önemli. Profesyonel dünyada güçlü bir imajınız, akıcı bir yabancı diliniz, düzgün bir diksiyonunuz ve etkileyici bir beden diliniz olması size başarıyı getirecek önemli kriterlerden.

İlgili eğitim: Diksiyon Kursu

Örneğin bir insan kaynakları uzmanıysanız beden dili öğrenmek, hem işe alım süreçlerinde hem çalışanlarla olan diyaloglarınızda size rehberlik edecek ve başarılı kararlar vermenizi sağlayacak önemli bir avantajdır. Seminerlerde iyi bir konuşmacı olmak, dikkati üzerinize çekebilmek için beden dilini ustalıkla kullanabilmek yine çok işinize yarayacak bir diğer detaydır. Beden dili öğrenmek aynı zamanda empati kurabilme yetinizi de güçlendirir. Bu durum hem sosyal ilişkilerinizde hem de iş hayatındaki iletişiminizde sizi güçlü bir konuma getirir ve aynı zamanda daha kendine güvenen bireyler olmanızı sağlar.

Beden dilini öğrendikçe detaylarda ustalaşabilir kadın beden dili, erkek beden dili ya da kültürlere göre farklılıklara göre de insanlarla iletişiminizde giderek ustalaşabilirsiniz. İletişim insanı insan yapan değerlerin en başında gelir. Etkili bir iletişim içinse iletişimin tüm kanallarını bilmek ve doğru kullanmak önemlidir. Siz de iletişimde etkin olmak için Enstitü’nün ücretsizonline eğitim programlarından faydalanabilir, beden dilini öğrenmek ve bunu hayatınızda bir avantaja dönüştürmek için Etkili İletişim Stratejileri ve Beden Dili eğitimine kaydolabilirsiniz.

Sıkça Sorulan Sorular

Kadınların beden dilinde kadınsı ya da erkeksi tabirleri hangi durumlarda gözlemleyebiliriz?

beden dili, kadınların ve erkeklerin duygularını ve düşüncelerini ifade etme biçimlerinin belirgin bir göstergesidir. Duygusal ve zihinsel durumlarına bağlı olarak, kadınların ve erkeklerin beden dilleri belirli bir durumda nasıl takip edileceği ve anlaşılacağı konusunda genel ipuçları sağlar. Bu durumlar, bir iş toplantısında güven ve mesleki yetkinlik ifade etmekten, bir sosyal etkinlikte arkadaş canlısı ve açık olmaya kadar çeşitlilik gösterebilir. Genellikle, kadınsı ya da erkeksi olarak kabul edilen ifadeleri, hem sosyokültürel normların etkisi altında şekillenen hem de genellikle biyolojik ve psikolojik farklilikları yansıtan özgül durumlar ve bağlamlar içinde gözlemlenebilir.

Kadınlar genellikle daha empatik ve duygusal olarak kabul edilirler ve bu, nde daha fazla ifadesi olabilir. Örneğin, bir kadın, duygusal durumunu ve anlayışını ifade etmek için yüz ifadelerini ve jestleri daha sık ve daha karmaşık bir şekilde kullanabilir. Ayrıca, diğer kadınları sosyal etkinlikler sırasında daha yoğun ve canlı bir şekilde dinleyebilir ve yanıt verebilirler. Bu, erkekleri büyük ölçüde dışlayan ve genellikle kadınlar arasında daha karakteristik olan bir göz teması ve yüz ifadeleri kullanma eğilimine sahip olabilirler.

Öte yandan, erkeklerin genellikle daha baskın ve otoriter olarak algılanır. Erkekler, duruşları, jestleri ve yüz ifadeleri ile genellikle daha güçlü, bağımsız ve hedef odaklı olduklarını gösterme eğilimindedirler. Bu, özellikle iş yerinde veya çatışma durumlarında belirgin hale gelebilir, erkekler genellikle bu durumları idare edebilmek için daha doğrudan ve agresif kullandıkları için. Bu, kadınların genellikle daha diplomatik ve çözüm odaklı bir yaklaşım benimsemeleriyle karşılaştırıldığında daha erkeksi olarak kabul edilir.

Öte yandan, kadınların ve erkeklerin arasındaki bu tür genel farklılıklar, bireysel farklılıklar, kültürel farklılıklar ve kişisel deneyimler nedeniyle önemli ölçüde değişkenlik gösterebilir. Kadınsı veya erkeksi olarak kabul edilen belirli İfadeleri kesin bir çizgi ile çizilemez ve genellikle bireysel yorumlara ve anlamlara tabidir. Bu, yorumlamasının karmaşıklığı ve subjektifliğini yansıtır ve hem erkeklerin hem de kadınların duygusal ve sosyal ifadelerinin çeşitliliğini ve karmaşıklığını takdir etme ve anlama yeteneğimizi sınırlar. Bu nedenle, bir kişinin ni yargılarken veya yorumlarken, kişinin genel durumunu, durumunu ve kişisel özelliklerini göz önünde bulundurmak her zaman önemlidir.

İletişimde beden dilinin önemine karşın, profesyonel iş hayatında kadın ve erkek arasındaki beden dili farklılıkları neden azalır?

Profesyonel İş Hayatında Beden Dili Farklılıkları

Profesyonel iş hayatında beden dilinin önemi büyüktür. Ancak, kadın ve erkek arasındaki beden dili farklılıkları, bu alanda azalmaktadır. Bunun birkaç sebebi vardır. İlk olarak, profesyonel iş hayatında cinsiyet eşitliği ilkesi kabul görür. Bu, kadın ve erkek arasında beden dili konusunda da bir dengeye yol açar. İkinci olarak, beden dilinin evrenselliği vurgulanır ve bu, cinsiyet ayrımının azalmasına katkıda bulunur.

Beden Diline Etki Eden Faktörler

Kadın ve erkek arasındaki beden dili farklılıklarını etkileyen birçok faktör vardır. Bu faktörler arasında hormonal ve anatomik yapının yanı sıra yetiştirilme biçimleri de yer alır. Ancak, profesyonel iş hayatında bu faktörlerin etkisi görece daha azdır. İş dünyasında belirli standartlar ve beklentiler mevcuttur ve bunlar kadın ve erkek arasındaki beden dili farklılıklarını düzenler ve sınırlar.

Profesyonel İş Hayatında Cinsiyetler Arası Beden Dili

Profesyonel iş hayatında, kadın ve erkek arasındaki beden dili farklılıklarının minimum seviyeye indiğini gözlemleyebiliriz. Bu düşünce, kadın ve erkeklerin duygu ve düşüncelerini ifade etme özgürlüğünde eşit olduğu yönde bir konsensüse dayanır. Ancak bu özgürlük, her iki cinsiyetin ortak bir dil oluşturduğu ve bu dilin evrensel kabul gördüğü bir iş ortamından kaynaklanır.

Sonuç

Sonuç olarak, profesyonel iş hayatında kadın ve erkek arasındaki beden dili farklılıklarını azaltan önemli faktörler arasında cinsiyet eşitliği ilkesi, beden dilinin evrenselliği ve iş hayatının belirlediği standartlar ve beklentiler yer alır. Bu faktörler, cinsiyetler arası beden dili farklılıklarını minimuma indirerek, daha profesyonel ve etkili bir iletişim ortamı oluşturur. Profesyonel iş hayatı, tüm bu özellikleriyle evrensel bir beden dili oluşturma gücüne sahip olmuştur.

Kadınlar arasında ve erkekler arasında mekâna oturma şekli ve beden dili nasıl değişir ve bu değişimler neyi ifade eder?

Kadın ve erkekler arasında mekanlarda oturma şekli ve beden dili, genelde cinsiyete, kültüre ve sosyal beklentilere bağlı olarak büyük ölçüde değişir. Bu değişimler, bireylerin sosyal algılarını, kimliklerini ve cinsiyet rollerini ifade eder. Örneğin, kadınlar genellikle eğitim ve toplumsal baskılar nedeniyle daha kapalı bir oturma şekli benimsemeye yönlendirilirken, erkekler genellikle daha geniş bir oturma biçimi benimser. Bu, cinsiyetler arasında beden dilinde belirgin bir fark oluşturur.

İnsanların oturma biçimleri ve beden dili, içinde bulundukları sosyal çevrenin beklentilerini ve normlarını yansıtır. Özellikle kadınlar ve erkekler, toplumun belirli davranışları ve münasebetleri benimseme konusundaki beklentilerini karşılamak için beden dillerini kullanır. Bu da kadınların ve erkeklerin oturma biçimlerinde ve beden dili kullanımında farklılıklar oluşmasına neden olur.

Mekanın ve durumun sosyal kodları da beden dilini etkiler. Dahası, kadın ve erkeklerin oturma stilleri ve beden dili, ayrıca yaş, eğitim, sınıf ve kültürel arka plan gibi kişisel ve sosyal özelliklere dayalı olan sosyal normlara ve beklentilere göre de şekillenir. Bu nedenle, bir mekanda otururken ve beden dilini kullanırken, bir birey kendi kimliğini, durumu ve sosyal çevresine uyumunu yansıtır.

Kadınlar ve erkekler arasında beden dili ve oturma şekillerinde görülen farklılıklar, cinsiyetçi sosyal yapıları ve beklentileri yansıtabilir. Ancak, bu farklılıklar, bireylerin kişisel kimliğini, duygusal durumunu ve kültürel bağlamını da ifade eder. Bu nedenle, kadınları ve erkekleri beden dili ve oturma şekillerine göre genellemek yerine, bu davranışların anlamını belirlerken sosyal ve kişisel bağlamı dikkate almamız gerekiyor.

Yani, kadınlar ve erkekler arasında mekanda oturma şekli ve beden dili farklıdır ve bu farklılaşmalar genellikle toplumsal kodlar ve bireysel kimlikler tarafından şekillendirilir. Ancak, bu farklılıkları anlamlandırırken, sosyal ve kişisel bağlama dikkat etmemiz ve bu farklılıkları cinsiyetçi stereotiplere dayandırmamamız önemlidir. Bunun yerine, bu farklılıkların bireylerin kimliklerini, duygusal durumlarını ve sosyal çevreye uyumlarını yansıttığını kabul etmeliyiz.