İtalyanca öğrenmek, pek çok kişi için sadece bir dil öğrenmekten öte, bir sanatın ve kültürün kapılarını aralamak anlamına gelir. Akdeniz'in sıcaklığını dile yansıtan İtalyanca, melodiye dönüşen cümle yapısıyla öğrencilerine eşsiz bir deneyim sunar. Siz de bu dili öğrenmeye başladıysanız, günlük hayatta sıkça karşılaşacağınız temel ifadeler olan zaman dilimlerine hakim olmak, öğrenme sürecinize ivme kazandıracaktır.
İtalyanca'da zaman kavramları bize Latince kökenli olan bu dilin zengin yapısını ve gündelik hayata olan sıkı bağını gösterir. Bu yüzden İtalyancada zaman ifadelerini öğrenmek, hem dil becerilerinizi geliştirecek hem de İtalyan kültürünün günlük ritmini anlamanıza yardımcı olacaktır.
İtalyanca Günler ve Özgün Kullanımlar
İtalyanca'da haftanın günlerine göz attığımızda, Latince kökenli isimleri görmemiz mümkündür. Örneğin, Pazartesi günü "lunedì" ile başlar ve "dì" kelime sonunda İtalyanca gün anlamına gelir. Diğer günler de bu mantıkla "martedì" Salı), "mercoledì" Çarşamba), "giovedì" Perşembe), "venerdì" Cuma), "sabato" Cumartesi) ve "domenica" Pazar) şeklinde sıralanır.
İtalyancada günler genellikle küçük harfle yazılır ve hafta "la settimana" olarak ifade edilir. Günlerin kullanımında ise bazı ince detaylar bulunmaktadır. Mesela "martedì" kelimesinden sonra "prossimo" kelimesi eklendiğinde "gelecek Salı" anlamına gelir.
İtalyanca Aylar ve Mevsimlerle İlgili Dikkat Edilmesi Gerekenler
Gelgelelim yılın diğer zaman dilimleri olan aylara ve mevsimlere. Hangi ayda olduğumuzu söylerken "siamo in + ay adı" yapısını kullanırız. Aylar İtalyancada da Türkçe'deki gibi Ocak'tan Aralık'a kadar sıralanır fakat isimleri biraz farklıdır:
gennaio" (Ocak)
"febbraio" (Şubat)
"marzo" (Mart)
"aprile" (Nisan)
"maggio" (Mayıs)
"giugno" (Haziran)
"luglio" (Temmuz)
"agosto" (Ağustos)
"settembre" (Eylül)
"ottobre" (Ekim)
"novembre" (Kasım)
"dicembre" (Aralık)
Mevsimler de aylar gibi önemli zaman dilimlerindendir ve İtalyancada "le stagioni" olarak adlandırılırlar. "Primavera" İlkbahar), "estate" Yaz), "autunno" Sonbahar) ve "inverno" Kış), yılın bu dört dönemini ifade etmek için kullanılırlar.
Zaman İfadelerinin Günlük Kullanımı
Gündelik hayatta tarih ve gün belirtirken, İtalyancada "il" kelimesi önemli bir işlev görür. Örneğin, "il 17 marzo" dediğinizde bu "17 Mart" demek olur. Takvim belirtirken ise "il calendario" ifadesi kullanılır ve her türlü organizasyon için vazgeçilmez bir araçtır.
Örnek Diyaloglar ve Kullanımlar
İtalyanca konuşurken "Che giorno è oggi?" Bugün günlerden ne?) veya "Che data è oggi?" Bugün ayın kaçı?) gibi sorular karşımıza çıkabilir. Zamanla ilgili diyaloglar kurarken ise çeşitli zaman zarfları kullanılır; "oggi" bugün), "ieri" dün), "domani" yarın), "la scorsa settimana" geçen hafta), "il prossimo mese" gelecek ay) bunlardan bazılarıdır.
İtalyanca'da zaman ifadeleri, dilin tınısına ve kültürün renklerine uyum sağlayan yapıtaşlarıdır. Öğrenme sürecinde bu ifadeler üzerine kurulu pratikler yaparak, İtalyanca konuşma becerinizi geliştirebilirsiniz. Unutmayın, her dil bir dünyaya açılan penceredir ve İtalyanca, sizi Akdeniz'in sıcaklığına, tarihi sokaklara ve samimi insan hikayelerine davet eden bir dil. Bu pencereden içeriye girmek için sahip olduğunuz zaman ifadeleri biletiniz olacak.
lunedì
Pazartesi
Örnek Diyalog: Mi dispiace, non posso vederti mercoledì, possiamo invece incontrarci lunedì?
Türkçe: Üzgünüm, çarşamba günü seninle görüşemeyeceğim, bunun yerine pazartesi buluşabilir miyiz?
martedì
Salı
Örnek Diyalog: Possiamo incontrarci il prossimo martedì per discutere del progetto?
Türkçe: Gelecek Salı günü projeyi tartışmak üzere buluşabilir miyiz?
mercoledì
Çarşamba
Örnek Diyalog: Sì, ci vediamo mercoledì alle 10 al solito posto.
Türkçe: Evet, çarşamba günü saat 10'da alışılagelmiş yerde görüşürüz.
giovedì
Perşembe
Örnek Diyalog: Verrai alla festa giovedì prossimo?
Türkçe: Gelecek perşembe günkü partiye gelecek misin?
venerdì
Cuma
Örnek Diyalog: Ti va di andare al cinema venerdì sera?
Türkçe: Cuma akşamı sinemaya gitmeye ne dersin?
sabato
Cumartesi
Örnek Diyalog: On Saturday, known as sabato in Italian, we'll have a picnic at the park, would you like to come?
Türkçe: Cumartesi günü, İtalyanca'da sabato olarak bilinir, parkta piknik yapacağız, gelmek ister misin?
domenica
pazar
Örnek Diyalog: La famiglia si riunisce sempre per un grande pranzo ogni domenica.
Türkçe: Aile her zaman büyük bir öğle yemeği için her Pazar bir araya gelir.
gennaio
ocak
Örnek Diyalog: Stamattina ho guardato il calendario e ho notato che il 20 gennaio è il compleanno di mia zia.
Türkçe: Bu sabah takvime baktım ve 20 Ocak'ın halamın doğum günü olduğunu fark ettim.
febbraio
Şubat
Örnek Diyalog: Il compleanno di Marta è il 20 febbraio, quindi dobbiamo iniziare a pianificare una festa a sorpresa.
Türkçe: Marta'nın doğum günü 20 Şubat'ta, bu yüzden bir sürpriz parti planlamaya başlamalıyız.
marzo
Mart
Örnek Diyalog: A medida que nos acercamos al final de marzo, noto como los días se van alargando y el clima empieza a suavizarse.
Türkçe: Mart ayının sonuna yaklaştıkça, günlerin giderek uzadığını ve havanın yavaş yavaş ısınmaya başladığını fark ediyorum.
aprile
Nisan ayı
Örnek Diyalog: Mi ricordo che la primavera scorsa è stata particolarmente piacevole; verso aprile i fiori nel tuo giardino erano meravigliosi.
Türkçe: Hatırlıyorum ki geçtiğimiz ilkbahar özellikle hoştu; nisan ayına doğru bahçendeki çiçekler harikaydı.
maggio
Mayıs
Örnek Diyalog: Ti ricordi la promessa che ci siamo fatti a maggio dell'anno scorso?
Türkçe: Geçen yıl Mayıs ayında birbirimize verdiğimiz sözü hatırlıyor musun?
giugno
Haziran
Örnek Diyalog: Ricordati che la nostra vacanza inizia il primo giugno, quindi dobbiamo fare i bagagli entro questa settimana.
Türkçe: Unutma ki tatilimiz 1 Haziran'da başlıyor, o yüzden bu hafta içinde bavullarımızı hazırlamamız gerekiyor.
luglio
Temmuz
Örnek Diyalog: La mostra d'arte che aspettavo aprirà finalmente in luglio.
Türkçe: Beklediğim sanat sergisi nihayet Temmuz'da açılacak.
agosto
There is no Turkish equivalent.
Örnek Diyalog: ¿Viajarás a España en agosto o prefieres esperar hasta septiembre?
Türkçe: Ağustos'ta İspanya'ya seyahat edecek misin yoksa Eylül'e kadar beklemeyi mi tercih edersin?
settembre
Eylül
Örnek Diyalog: Ci vediamo il primo settembre per il tuo compleanno!
Türkçe: 1 Eylül'de doğum günün için görüşmek üzere!
ottobre
Ekim
Örnek Diyalog: Si terrà una festa in costume il 31 ottobre per celebrare Halloween.
Türkçe: 31 Ekim'de Halloween'i kutlamak için bir kostüm partisi düzenlenecek.
novembre
Kasım
Örnek Diyalog: L'automne est tellement beau en novembre avec toutes ces feuilles colorées.
Türkçe: Kasım ayında tüm bu renkli yapraklarla sonbahar o kadar güzel ki.
dicembre
Aralık
Örnek Diyalog: Mia madre ha detto che visiteremo la nonna in Italia il prossimo dicembre.
Türkçe: Annem, önümüzdeki Aralık ayında İtalya'da büyükannemi ziyaret edeceğimizi söyledi.
primavera
ilkbahar
Örnek Diyalog: La llegada de la primavera trae consigo un renacer de colores y fragancias en el jardín.
Türkçe: İlkbaharın gelişi, bahçede renklerin ve kokuların yeniden canlanmasını beraberinde getirir.
estate
mülk
Örnek Diyalog: I'm meeting with the lawyer tomorrow to discuss the distribution of assets outlined in my uncle's estate.
Türkçe: Yarın avukatla, amcamın mirasında belirtilen varlıkların dağıtımını görüşmek üzere bir araya geliyorum.
autunno
sonbahar
Örnek Diyalog: L'autunno è la mia stagione preferita, con le sue foglie colorate e l'aria fresca.
Türkçe: Sonbahar benim en sevdiğim mevsimdir, renkli yaprakları ve serin havasıyla.
inverno
Kış
Örnek Diyalog: O inverno é minha estação preferida, porque eu adoro o frio e a neve.
Türkçe: Kış benim en sevdiğim mevsimdir, çünkü soğuğu ve karı çok severim.
oggi
Bugün
Örnek Diyalog: Mi dispiace, non posso uscire oggi perché ho troppo lavoro da fare.
Türkçe: Üzgünüm, bugün çıkamam çünkü yapacak çok işim var.
domani
Yarın
Örnek Diyalog: Mi ha detto che domani andremo a fare un picnic al parco se il tempo sarà bello.
Türkçe: Bana yarın hava güzel olursa parkta piknik yapmaya gideceğimizi söyledi.
dopodomani
Öbür günün öbür günü
Örnek Diyalog: Mi dispiace, non posso vederti domani, possiamo rimandare l'appuntamento a dopodomani?
Türkçe: Üzgünüm, yarın seninle görüşemeyeceğim, randevuyu ertesi güne erteleyebilir miyiz?
ieri
Akşam
Örnek Diyalog: I miei amici sono venuti a trovarmi ieri e abbiamo passato una bella serata insieme.
Türkçe: Dün arkadaşlarım beni ziyarete geldiler ve birlikte güzel bir akşam geçirdik.
l'altro ieri
evvelsi gün
Örnek Diyalog: Ricordi quello che è successo l'altro ieri al parco?
Türkçe: Öbür gün parkta olanları hatırlıyor musun?
questa settimana
bu hafta
Örnek Diyalog: Ho pianificato di andare in palestra almeno tre volte questa settimana.
Türkçe: Bu hafta en az üç kez spor salonuna gitmeyi planladım.
prossima settimana
önümüzdeki hafta
Örnek Diyalog: Hai già fatto piani o sei libero per un caffè la prossima settimana?
Türkçe: Planların var mı yoksa gelecek hafta bir kahve için müsait misin?
la settimana scorsa
Geçen hafta
Örnek Diyalog: Laura mi raccontò che la settimana scorsa aveva visitato il nuovo museo in città e ne era rimasta molto colpita.
Türkçe: Laura bana geçen hafta şehirdeki yeni müzeyi ziyaret ettiğini ve bundan çok etkilendiğini anlattı.
questo weekend
bu hafta sonu
Örnek Diyalog: Abbiamo in programma di andare in montagna questo weekend, sei interessato a venire con noi?
Türkçe: Bu hafta sonu dağa gitmeyi planlıyoruz, bizimle gelmek ister misin?
il fine settimana prossimo
Gelecek hafta sonu.
Örnek Diyalog: Ho intenzione di visitare il museo il fine settimana prossimo.
Türkçe: Önümüzdeki hafta sonu müzeyi gezmeyi planlıyorum.
il fine settimana scorso
Geçen hafta sonu
Örnek Diyalog: Il fine settimana scorso sono andato in montagna con alcuni amici e abbiamo fatto una lunga escursione.
Türkçe: Geçen hafta sonu birkaç arkadaşımla birlikte dağa gittik ve uzun bir yürüyüş yaptık.
questo mese
bu ay
Örnek Diyalog: Ho deciso di iniziare la palestra questo mese per migliorare la mia forma fisica.
Türkçe: Bu ay fiziksel formumu geliştirmek için spora başlamaya karar verdim.
il mese prossimo
Gelecek ay
Örnek Diyalog: Stavo pensando di iscrivermi a un corso di cucina il mese prossimo.
Türkçe: Gelecek ay bir yemek kursuna kaydolmayı düşünüyordum.
il mese scorso
Geçen ay
Örnek Diyalog: Il mese scorso abbiamo viaggiato in Francia e abbiamo visto tanti posti meravigliosi.
Türkçe: Geçen ay Fransa'ya seyahat ettik ve birçok harika yer gördük.
quest'anno
Bu yıl
Örnek Diyalog: Mi piacerebbe molto viaggiare in Giappone quest'anno se sarà possibile.
Türkçe: Eğer mümkün olursa, bu yıl Japonya'ya seyahat etmek çok hoşuma gider.
l'anno prossimo
Gelecek yıl
Örnek Diyalog: Spero di viaggiare in Italia l'anno prossimo.
Türkçe: Gelecek yıl İtalya'ya seyahat etmeyi umuyorum.
l'anno scorso
Geçen yıl
Örnek Diyalog: Mi sono trasferito in questa città l'anno scorso e da allora ho conosciuto tante persone interessanti.
Türkçe: Geçen yıl bu şehre taşındım ve o zamandan beri birçok ilginç insanla tanıştım.
ora
Alacakaranlık
Örnek Diyalog: In the soft glow of dusk, she whispered, L'ora blu truly is the most enchanting time of day.
Türkçe: Alacakaranlığın hafif ışığında fısıldadı, L'ora blu gerçekten de günün en büyüleyici zamanı.
minuto
dakika
Örnek Diyalog: Espera un minuto mientras busco las llaves en mi bolsa.
Türkçe: Bir dakika bekle, çantamda anahtarları arıyorum.
secondo
İkinci yemek
Örnek Diyalog: As I perused the menu, I excitedly told my dining companion, For our secondo, I'm leaning towards the braised lamb shank with rosemary.
Türkçe: Menüyü incelediğim sırada, yemek arkadaşıma heyecanla, Ana yemek olarak, biberiye ile kavrulmuş kuzu inciğe meyilliyim, dedim.
mattina
sabah
Örnek Diyalog: Mi piace iniziare la mattina con una tazza di caffè caldo e il suono degli uccelli che cantano.
Türkçe: Sabahları sıcak bir fincan kahve ve şarkı söyleyen kuş sesleriyle güne başlamaktan hoşlanırım.
pomeriggio
Öğleden sonra
Örnek Diyalog: Ci vediamo nel pomeriggio al parco per una passeggiata.
Türkçe: Öğleden sonra bir yürüyüş için parkta görüşürüz.
sera
There is no Turkish equivalent.
Örnek Diyalog: As the evening approached, Maria said to Luca, sarà bellissima la sera sul lago, non vedi l'ora?
Türkçe: Akşam yaklaşırken, Maria Luca'ya, Gölde akşam üzeri çok güzel olacak, sabırsızlanmıyor musun? dedi.
notte
Gece
Örnek Diyalog: La città si illumina di una magia speciale durante la notte.
Türkçe: Şehir geceleyin özel bir sihirle aydınlanıyor.
mezzogiorno
öğlen
Örnek Diyalog: As we settled down for lunch, Luigi remarked, 'You know, nothing beats a lazy mezzogiorno in the Tuscan countryside.'
Türkçe: Öğle yemeği için yerleşirken Luigi, Biliyor musun, Toskana kırsalında tembel bir mezzogiorno'dan daha iyi bir şey yok. dedi.
mezzanotte
Gece yarısı
Örnek Diyalog: Attenderemo fino alle mezzanotte per vedere gli ultimi fuochi d'artificio.
Türkçe: Gece yarısına kadar son havai fişekleri görmek için bekleyeceğiz.
a mezzogiorno
öğlenleyin
Örnek Diyalog: Ci vediamo a mezzogiorno per un caffè.
Türkçe: Öğlen saatlerinde bir kahve için görüşürüz.
a mezzanotte
gece yarısı
Örnek Diyalog: Ci incontreremo tutti al parco a mezzanotte per la festa a sorpresa di Luca.
Türkçe: Hepimiz Luca'nın sürpriz partisi için gece yarısı parkta buluşacağız.
alle due del pomeriggio
Öğleden sonra saat ikide.
Örnek Diyalog: Ci vediamo alle due del pomeriggio al parco per fare una passeggiata.
Türkçe: Öğleden sonra saat iki'de parkta yürüyüş yapmak için buluşalım.
alle tre di mattina
sabahın üçünde
Örnek Diyalog: Dovrò svegliarmi alle tre di mattina per prendere il volo internazionale.
Türkçe: Uluslararası uçağa yetişebilmek için sabahın üçünde kalkmam gerekecek.
alle quattro e mezza
Saat dört buçukta.
Örnek Diyalog: Ci incontriamo alla stazione alle quattro e mezza per prendere il treno.
Türkçe: Treni almak için saat dört buçukta istasyonda buluşacağız.
alle sei meno un quarto
Altıya çeyrek kala
Örnek Diyalog: Ricorda che la riunione comincia alle sei meno un quarto, quindi non fare tardi.
Türkçe: Toplantının çeyrek kala altıda başladığını unutma, o yüzden geç kalma.
tra due giorni
İki gün sonra
Örnek Diyalog: Tra due giorni incontreremo il nuovo capo del progetto.
Türkçe: İki gün sonra projenin yeni şefiyle tanışacağız.
tra tre mesi
üç ay sonra
Örnek Diyalog: Tra tre mesi andremo finalmente in vacanza in Italia.
Türkçe: Üç ay sonra sonunda İtalya'ya tatile gideceğiz.
tra qualche minuto
birkaç dakika içinde
Örnek Diyalog: Tra qualche minuto inizierà il film, quindi affrettiamoci a prendere i posti.
Türkçe: Birkaç dakika içinde film başlayacak, o yüzden hızlıca yerlerimizi alalım.
tra un'ora
Bir saat içinde.
Örnek Diyalog: Mi dispiace, devo andare ora, perché devo essere al laboratorio tra un'ora per l'esperimento.
Türkçe: Özür dilerim, şimdi gitmeliyim çünkü deney için laboratuvarda bir saat içinde olmam gerekiyor.
per giorni
günlerce
Örnek Diyalog: Mario è rimasto in attesa della risposta del comitato per giorni senza alcuna notizia.
Türkçe: Mario, komitenin yanıtını günlerce herhangi bir haber almadan beklemeye kaldı.
ogni giorno
her gün
Örnek Diyalog: Ogni giorno imparo qualcosa di nuovo grazie alle mie letture.
Türkçe: Her gün okumalarım sayesinde yeni bir şeyler öğreniyorum.
ogni settimana
her hafta
Örnek Diyalog: Passo dalla biblioteca ogni settimana per prendere nuovi libri.
Türkçe: Her hafta yeni kitaplar almak için kütüphaneden geçerim.
tutti i giorni
her gün
Örnek Diyalog: Giulia fa jogging al parco tutti i giorni per mantenersi in forma.
Türkçe: Giulia, formda kalmak için her gün parkta koşu yapıyor.
ogni mese
Her ay
Örnek Diyalog: Maria si lamentava sempre dicendo che ogni mese le bollette aumentavano.
Türkçe: Maria her ay faturaların arttığını söyleyerek sürekli şikayet ederdi.
ogni anno
her yıl
Örnek Diyalog: Ogni anno, quando arriva l'autunno, mi piace andare a raccogliere le mele in campagna.
Türkçe: Her yıl, sonbahar geldiğinde, kırsal alanda elma toplamaya gitmeyi severim.
annualmente
Yıllık olarak
Örnek Diyalog: Il congresso internazionale di fisica si svolge annualmente in differenti città del mondo.
Türkçe: Uluslararası fizik kongresi her yıl dünyanın farklı şehirlerinde düzenlenir.
mensilmente
Aylık
Örnek Diyalog: Carlos paga mensualmente la renta de su apartamento sin demora.
Türkçe: Carlos kirasını her ay gecikmeden öder.
settimanalmente
Haftalık olarak
Örnek Diyalog: La mia azienda organizza una riunione di team settimanalmente per coordinare i progetti in corso.
Türkçe: Şirketim, devam eden projeleri koordine etmek için haftalık ekip toplantıları düzenler.
giornalmente
Günlük olarak
Örnek Diyalog: Marco mi ha detto che legge il giornale giornalmente per tenersi informato.
Türkçe: Marco bana her gün gazete okuyarak bilgi sahibi olmaya çalıştığını söyledi.
nel weekend
hafta sonunda
Örnek Diyalog: Possiamo andare a fare un picnic nel weekend se il tempo è bello.
Türkçe: Hafta sonu hava güzel olursa pikniğe gidebiliriz.
Daha fazla bilgi edinmek için kurslarımıza katılın.