Geçen yıl, hayatımda yeni bir sayfa açmaya karar verdim ve uzun zamandır hayalini kurduğum bir adım attım: İtalyanca öğrenmek. Her zaman İtalyan kültürüne, yemeklerine ve özellikle de müziğine karşı büyük bir ilgim vardı. Andrea Bocelli'nin o büyülü sesini her duyduğumda, bu dili anlamak ve konuşmak için içimde tarifsiz bir istek uyanıyordu. Bu yazıda, İtalyanca öğrenme serüvenime nasıl başladığımı, karşılaştığım zorlukları ve sizlerle paylaşmak istediğim temel kelimeler ve ifadeleri anlatacağım.
Floransa'da yürürken çektiğim bir fotoğraf.
Neden İtalyanca Öğrenmeye Karar Verdim?
İtalya'ya Duyduğum Tutku
Her şey, üniversitede aldığım bir sanat tarihi dersiyle başladı. Rönesans dönemini işlerken, İtalya'nın sanat ve kültür açısından ne kadar zengin olduğunu keşfettim. Bir gün mutlaka İtalya'yı ziyaret etmek ve o muhteşem eserleri yerinde görmek istiyordum. Ama dil engeli beni biraz korkutuyordu.
Yeni Bir Dil, Yeni Bir Ben
Dil öğrenmenin sadece kelimelerden ibaret olmadığını, aynı zamanda farklı bir düşünce yapısını ve kültürü de beraberinde getirdiğini biliyordum. İtalyanca'nın melodik yapısı ve tutkulu ifadeleri beni cezbetti. Ayrıca, yeni bir dil öğrenmenin zihinsel olarak da beni geliştireceğine inanıyordum.
İtalyanca'nın Temel Taşları
Selamlaşma ve Kibarlık İfadeleri
İlk adım olarak, günlük hayatta en çok kullanılan selamlaşma ve nezaket ifadelerini öğrenmeye karar verdim. İlk öğrendiğim kelime tabii ki "Ciao" oldu. Hem "Merhaba" hem de "Hoşçakal" anlamına gelen bu kelime, İtalyanca'nın ne kadar samimi bir dil olduğunu gösteriyor.
Ciao: Merhaba / Hoşçakal
Buongiorno: Günaydın / İyi günler
Buonasera: İyi akşamlar
Grazie: Teşekkür ederim
Prego: Rica ederim / Buyurun
Per favore: Lütfen
Mi scusi: Affedersiniz
Bir gün kafede sipariş verirken "Un caffè, per favore" dediğimde, garsonun yüzündeki şaşkınlık ve ardından gelen gülümseme beni çok mutlu etmişti.
Günlük Kullanım İçin Basit Kelimeler
Günlük hayatımızda sıkça kullandığımız kelimeleri İtalyanca öğrenmek, iletişimi kolaylaştırıyor.
Si: Evet
No: Hayır
Forse: Belki
Chi?: Kim?
Cosa?: Ne?
Dove?: Nerede?
Quando?: Ne zaman?
Perché?: Neden?
Come?: Nasıl?
Bir keresinde İtalyan bir turist bana yol sorduğunda, "Mi scusi, dov'è il museo?" dedi. Ben de heyecanla "È lì, vicino al parco" diyebildim. O an, öğrendiklerimin işe yaradığını görmek harikaydı.
İtalyan usulü kahve molası.
İtalyanca Öğrenirken Karşılaştığım Sürprizler
Telaffuz ve Melodi
İtalyanca'nın en güzel yanlarından biri de kelimelerin melodik bir şekilde telaffuz edilmesi. Ancak bazı harf kombinasyonlarını doğru söylemek başlangıçta zor olabiliyor. Özellikle "gli" ve "gn" seslerini doğru çıkarmak için aynanın karşısında defalarca pratik yaptığımı hatırlıyorum.
Famiglia: Aile (fa-mi-lya)
Lasagna: Lazanya (la-za-nya)
Yanlış Anlamalar ve Komik Anılar
Bir gün İtalyan bir arkadaşımın evinde akşam yemeğine davetliydim. Tatlı olarak sunulan "Tiramisu"nun anlamını sordum. Bana "Beni yukarı çek" anlamına geldiğini söyledi. Bu, İtalyanca'da ifadelerin ne kadar renkli olabileceğini gösteriyordu.
Yönler ve Yerler: Kaybolmadan Keşfetmek
Yol Sormak ve Tarif Etmek
Seyahat etmeyi seviyorsanız, yönlerle ilgili ifadeleri bilmek çok işinize yarayacak.
Dov'è il bagno?: Tuvalet nerede?
Dov'è la stazione?: İstasyon nerede?
Sinistra: Sol
Destra: Sağ
Dritto: Düz
Vicino: Yakın
Lontano: Uzak
Floransa'da gezerken haritama bakarken yaşlı bir amca yanıma gelip "Hai bisogno di aiuto?" (Yardıma ihtiyacın var mı?) diye sordu. "Si, grazie! Sto cercando il Duomo" dedim. Bana gülümseyerek yolu tarif etti.
Ulaşım Araçları
Autobus: Otobüs
Treno: Tren
Aereo: Uçak
Biglietto: Bilet
Tren istasyonunda "Un biglietto per Roma, per favore" diyerek biletimi alabilmek harika bir duyguydu.
Restoran ve Yiyecekler: İtalyan Mutfağının Tadını Çıkarmak
Sipariş Vermek
İtalyan mutfağı, dünyanın en lezzetli mutfaklarından biri. Restoranda sipariş verirken şu ifadeleri kullanabilirsiniz:
Il menù, per favore: Menü lütfen
Vorrei ordinare...: ... sipariş etmek istiyorum
Un bicchiere d'acqua: Bir bardak su
Un bicchiere di vino rosso: Bir bardak kırmızı şarap
Il conto, per favore: Hesap lütfen
Venedik'te bir restoranda "Vorrei una pizza margherita e un bicchiere di vino bianco" dediğimde, garsonun "Subito!" (Hemen!) diyerek siparişimi alması beni çok mutlu etti.
İtalya'da yediğim en lezzetli pizza.
Yemek İsimleri
Pasta: Makarna
Pane: Ekmek
Formaggio: Peynir
Gelato: Dondurma
Caffè: Kahve
Roma'da ünlü bir dondurmacıda "Un gelato al cioccolato, per favore" dediğimde, aldığım dondurmanın lezzetini unutamıyorum.
Acil Durumlar ve İhtiyaçlar
Önemli İfadeler
Seyahat ederken veya günlük hayatta beklenmedik durumlarla karşılaşabilirsiniz. Bu ifadeleri bilmek faydalı olacaktır:
Aiuto!: Yardım!
Chiamate un medico!: Bir doktor çağırın!
Non mi sento bene: Kendimi iyi hissetmiyorum
Ho bisogno di aiuto: Yardıma ihtiyacım var
Dov'è l'ospedale?: Hastane nerede?
Floransa'da bir arkadaşımın ayağı burkulduğunda, eczaneye gidip "La mia amica ha bisogno di una fasciatura" diyebildim. Eczacı hemen yardımcı oldu.
İletişim Kurmak
Parla inglese?: İngilizce konuşuyor musunuz?
Non capisco: Anlamıyorum
Può ripetere, per favore?: Lütfen tekrar edebilir misiniz?
Più lentamente, per favore: Lütfen daha yavaş
İtalyanlar genellikle turistlere karşı çok yardımsever ve sabırlı. Anlamadığınızda bunu belirtmekten çekinmeyin.
İtalyanca Öğrenmek İçin Tavsiyelerim
Pratik Yapmanın Önemi
Dil öğrenirken en önemli şey pratik yapmak. Ben, her fırsatta öğrendiğim kelimeleri ve ifadeleri kullanmaya çalıştım. Dil öğrenme uygulamaları, dil değişim partnerleri ve hatta İtalyanca şarkılar dinlemek çok yardımcı oldu.
Duolingo ve Babbel gibi uygulamalar günlük pratik için ideal.
Tandem veya HelloTalk ile ana dili İtalyanca olan kişilerle konuşabilirsiniz.
Laura Pausini ve Eros Ramazzotti gibi sanatçıların şarkılarını dinlemek hem eğlenceli hem de öğretici.
Kültürel Etkinliklere Katılın
İtalyan kültürünü daha yakından tanımak için festivallere, sergilere veya film gösterimlerine katılabilirsiniz. Ben, şehirde düzenlenen bir İtalyan film festivaline gitmiştim ve bu sayede dilimi geliştirme fırsatı buldum.
Kendinizi Korkutmadan İlerleyin
İlk başta her şey zor görünebilir ama zamanla dilin mantığını kavradıkça daha da keyif alacaksınız. Hata yapmaktan korkmayın, çünkü en iyi öğrenme yöntemi deneme yanılma.
Yeni arkadaşlarımla unutulmaz bir akşam.
Sonuç: İtalyanca Öğrenmek Hayatımı Nasıl Değiştirdi?
İtalyanca öğrenmek, bana sadece yeni bir dil değil, aynı zamanda yeni arkadaşlıklar, kültürel zenginlikler ve unutulmaz anılar kazandırdı. İtalya'yı ziyaret ettiğimde, yerel halkla iletişim kurabilmek ve onların kültürünü daha derinden deneyimlemek paha biçilemezdi.
Siz de Deneyin!
Eğer dil öğrenmeye meraklıysanız veya İtalya'ya bir seyahat planlıyorsanız, temel İtalyanca ifadeleri öğrenmek hayatınızı kolaylaştıracaktır. Hem de kim bilir, belki de bu süreçte yeni bir tutku keşfedersiniz.
Sizin Deneyimleriniz Neler?
Siz de İtalyanca veya başka bir dil öğrenmeyi düşünüyor musunuz? Deneyimlerinizi ve sorularınızı yorumlarda paylaşın, birlikte bu keyifli yolculuğa çıkalım!
Venedik'te gün batımının büyüleyici manzarası.
Bu yazıyı yazarken kendi deneyimlerimi ve duygularımı sizlerle paylaşmak istedim. Umarım İtalyanca öğrenme konusunda size ilham verebilmişimdir. Unutmayın, her yeni dil yeni bir dünyadır. "Buon viaggio!" (İyi yolculuklar!)
Ciao
Merhaba
Örnek Diyalog: Mario smiled warmly and waved, saying, Ciao, see you tomorrow!
Türkçe: Mario sıcak bir gülümsemeyle el salladı ve dedi ki: Ciao, yarın görüşürüz!
Buongiorno
Günaydın
Örnek Diyalog: Buongiorno, signora, come posso aiutarla oggi?
Türkçe: Günaydın hanımefendi, bugün size nasıl yardımcı olabilirim?
Buonasera
İyi akşamlar
Örnek Diyalog: Buonasera, signor Rossi, come sta questa sera?
Türkçe: İyi akşamlar, Bay Rossi, bu akşam nasılsınız?
Arrivederci
Hoşça kal
Örnek Diyalog: After our wonderful Italian dinner, Maria waved goodbye and with a smile said Arrivederci.
Türkçe: Harika İtalyan yemeğimizin ardından Maria el sallayarak gülümseyerek veda etti Hoşça kal.
Buonanotte
İyi geceler
Örnek Diyalog: Lucia turned off the lights, whispered Buonanotte, and left the room.
Türkçe: Lucia ışıkları kapattı, Buonanotte fısıldadı ve odadan çıktı.
Come stai?
Nasılsın?
Örnek Diyalog: Luca greeted Marco with a smile and asked, Come stai?
Türkçe: Luca Marco'yu bir gülümsemeyle karşıladı ve sordu, Nasılsın?
Sto bene, grazie.
İyiyim, teşekkürler.
Örnek Diyalog: Come stai oggi, Marco? Sto bene, grazie. E tu?
Türkçe: Bugün nasılsın, Marco? İyiyim, teşekkürler. Ya sen?
E tu?
Ya sen?
Örnek Diyalog: Upon hearing the accusations levied against him, Marco turned to his friend, eyes wide with disbelief, and uttered, E tu, Giovanni?
Türkçe: Kendisine yöneltilen suçlamaları duyunca Marco, inanamaz bir şekilde gözleri fal taşı gibi açılmış bir şekilde arkadaşına dönerek, Ya sen, Giovanni? dedi.
Mi chiamo...
Benim adım...
Örnek Diyalog: Mi chiamo Giovanni e sono nuovo qui in città.
Türkçe: Adım Giovanni ve burada şehirde yeniyim.
Piacere di conoscerti.
Tanıştığımıza memnun oldum.
Örnek Diyalog: Mario estese la mano e, con un sorriso, disse: Piacere di conoscerti, sono il tuo nuovo collega.
Türkçe: Mario elini uzattı ve bir gülümsemeyle şöyle dedi: Tanıştığımıza memnun oldum, ben senin yeni meslektaşınım.
Scusa
Özür dilerim
Örnek Diyalog: Scusa, potresti ripetermi l'indirizzo?
Türkçe: Özür dilerim, adresi tekrar söyleyebilir misin?
Mi scusi
Affedersiniz
Örnek Diyalog: Mi scusi, sa per caso a che ora parte l'ultimo treno per Roma?
Türkçe: Affedersiniz, Roma'ya giden son tren saat kaçta kalkıyor acaba?
Grazie
Teşekkür ederim
Örnek Diyalog: -Mille grazie per l'aiuto che mi hai dato oggi, non so come avrei fatto senza di te.
Türkçe: Bugün bana verdiğin yardım için binlerce teşekkür ederim, sensiz nasıl yapardım bilmiyorum.
Prego
Rica ederim.
Örnek Diyalog: Would you like a seat by the window? Prego, that would be lovely, thank you.
Türkçe: Pencere kenarında bir yer ister misiniz?
Rica ederim, çok güzel olur, teşekkür ederim.
Sì
Evet
Örnek Diyalog: Sì, ho capito le istruzioni e procederò come indicato.
Türkçe: Evet, talimatları anladım ve belirtildiği gibi hareket edeceğim.
No
Hayır
Örnek Diyalog: No, I'm not going to accept that offer without further negotiations.
Türkçe: Hayır, o teklifi daha fazla müzakere olmadan kabul etmeyeceğim.
Forse
Belki
Örnek Diyalog: Forse dovremmo considerare un'altra opzione prima di prendere una decisione affrettata.
Türkçe: Belki acele bir karar vermeden önce başka bir seçeneği düşünmeliyiz.
Permesso?
İzin verir misiniz?
Örnek Diyalog: Permesso? Chiedo se posso entrare per discutere dell'ordine di lavoro.
Türkçe: İzin verir misiniz? Çalışma siparişi hakkında konuşmak için içeri girebilir miyim diye sormak istiyorum.
Parli italiano?
İtalyanca konuşuyor musun?
Örnek Diyalog: Intrigued by her accent, John approached the visitor and asked gently, Parli italiano? hoping to make her feel more at home.
Türkçe: Aksanına ilgi duyan John, ziyaretçiye yaklaştı ve nazikçe, Parli italiano? diye sordu, böylece onun kendini daha evinde hissetmesini umarak.
Parlo un po' di italiano.
Biraz İtalyanca konuşurum.
Örnek Diyalog: While visiting Rome, I sheepishly admitted to the friendly waiter, Parlo un po' di italiano, when asked if I needed an English menu.
Türkçe: Roma'yı ziyaret ederken, İngilizce menüye ihtiyacım olup olmadığı sorulduğunda, güleryüzlü garsona utangaç bir şekilde, Biraz İtalyanca konuşabiliyorum, itirafında bulundum.
Non parlo bene italiano.
İtalyanca'yı iyi konuşamıyorum.
Örnek Diyalog: Excuse me, could you speak slowly? Non parlo bene italiano.
Türkçe: Özür dilerim, yavaş konuşabilir misiniz? İtalyanca pek iyi değil.
Puoi parlarmi più lentamente?
Bana daha yavaş konuşabilir misin?
Örnek Diyalog: Mi dispiace, non parlo molto bene l'italiano puoi parlarmi più lentamente?
Türkçe: Üzgünüm, İtalyanca pek iyi konuşamam daha yavaş konuşabilir misin?
Come ti chiami?
Adın ne?
Örnek Diyalog: Anna fece un passo avanti, gli sorrise gentilmente e chiese Come ti chiami?
Türkçe: Anna bir adım ileri attı, nazikçe gülümsedi ve sordu Adın ne?
Di dove sei?
Nerelisin?
Örnek Diyalog: Scusami, non ho colto il tuo accento di dove sei?
Türkçe: Özür dilerim, senin aksanını anlayamadım nerelisin?
Sono di...
... burasıyım./...lıyım./...luyum. Bu ifadeyi tamamlamak için, di ifadesinden sonra hangi yerden ya da hangi şeyden olduğunu belirten bir kelime veya cümle eklenmelidir. Örneğin: Sono di Istanbul ifadesi İstanbul'luyum) şeklinde çevrilebilir.)
Örnek Diyalog: Sono di origine italiana, ma ho vissuto in Francia per molti anni.
Türkçe: İtalyan kökenliyim, ama birçok yıl Fransa'da yaşadım.
Quanti anni hai?
Kaç yaşındasın?
Örnek Diyalog: Durante la festa, Marco si avvicinò al nuovo compagno di classe e con un sorriso gli chiese: Quanti anni hai?
Türkçe: Bayram sırasında Marco, yeni sınıf arkadaşına yaklaştı ve bir gülümsemeyle ona şöyle sordu: Kaç yaşındasın?
Ho... anni.
... yaşındayım.
Örnek Diyalog: Ho 29 anni.
Türkçe: 29 yaşındayım.
Cosa fai nella vita?
Hayatında ne iş yapıyorsun?
Örnek Diyalog: Durante una pausa al parco, Anna girò verso il nuovo amico e chiese con interesse Cosa fai nella vita?
Türkçe: Parkta bir mola sırasında Anna, yeni arkadaşına dönerek ilgiyle sordu Hayatta ne iş yapıyorsun?
Sono uno studente / una studentessa.
Ben bir öğrenciyim.
Örnek Diyalog: Durante la presentazione in classe, ho detto al professore: Sono uno studente determinato a imparare il più possibile.
Türkçe: Sınıfta sunum yaparken öğretmene şunu söyledim: Mümkün olduğunca çok şey öğrenmeye kararlı bir öğrenciyim.
Sono un lavoratore / una lavoratrice.
Ben bir işçiyim / işçiyim.
Örnek Diyalog: Mentre compilavo il modulo, ho esitato un attimo prima di scrivere con orgoglio nella sezione professione: Sono un lavoratore autonomo.
Türkçe: Formu doldururken, meslek bölümüne gururla Serbest çalışanım yazmadan önce bir an tereddüt ettim.
Dove abiti?
Nerede oturuyorsun?
Örnek Diyalog: Durante la festa, Marco si è avvicinato a Luisa e incuriosito le ha chiesto: Dove abiti?
Türkçe: Partide, Marco Luisa'ya yaklaştı ve merakla ona sordu: Nerede oturuyorsun?
Abito a...
...'de oturuyorum.
Örnek Diyalog: Abito a Roma e amo passeggiare vicino al Colosseo ogni mattina.
Türkçe: Roma'da yaşıyorum ve her sabah Kolosseum'un yakınında yürüyüş yapmayı çok seviyorum.
Ho bisogno di aiuto.
Yardıma ihtiyacım var.
Örnek Diyalog: Mentre fissava il motore fumante dell'auto, Carlo afferrò il cellulare e disse con urgenza: Ho bisogno di aiuto.
Türkçe: Arabasının tüten motoruna bakarken, Carlo cep telefonunu hızla kapıp şöyle dedi: Yardıma ihtiyacım var.
Dov'è il bagno?
Tuvalet nerede?
Örnek Diyalog: Scusi signore, mi può dire dov'è il bagno?
Türkçe: Afedersiniz beyefendi, bana tuvaletin nerede olduğunu söyleyebilir misiniz?
Quanto costa?
Ne kadar tutar?
Örnek Diyalog: Scusami, potresti dirmi quanto costa questa sciarpa?
Türkçe: Özür dilerim, bu atkının fiyatı ne kadar acaba?
Posso avere il conto?
Hesabı alabilir miyim?
Örnek Diyalog: Mentre si asciugava le mani, Carlo si voltò verso il cameriere e chiese gentilmente: Posso avere il conto?
Türkçe: Ellerini kurularken Carlo garsona dönerek nazikçe sordu: Hesabı alabilir miyim?
Vorrei ordinare...
Sipariş vermek istiyorum...
Örnek Diyalog: Vorrei ordinare un cappuccino e un cornetto, per favore.
Türkçe: Bir cappuccino ve bir kruvasan sipariş etmek istiyorum lütfen.
Un caffè, per favore.
Bir kahve, lütfen.
Örnek Diyalog: Seduto al bar in una piccola piazza italiana, Marco alza la mano per attirare l'attenzione del cameriere e dice: Un caffè, per favore.
Türkçe: İtalya'da küçük bir meydanındaki bir barda oturan Marco, garsonun dikkatini çekmek için elini kaldırır ve Bir kahve, lütfen, der.
Un bicchiere d'acqua, per favore.
Bir bardak su, lütfen.
Örnek Diyalog: Mentre asciugavo la fronte sudata, chiesi al cameriere: Un bicchiere d'acqua, per favore.
Türkçe: Terli alnımı kurularken, garsona şöyle dedim: Bir bardak su, lütfen.
Una birra, per favore.
Bir bira, lütfen.
Örnek Diyalog: Mentre si asciugava il sudore dalla fronte, Marco si rivolse al cameriere dicendo Una birra, per favore.
Türkçe: Alnındaki teri silerken, Marco garsona dönerek dedi Lütfen bir bira.
Un vino rosso / bianco, per favore.
Bir kırmızı / beyaz şarap, lütfen.
Örnek Diyalog: Posso avere un vino rosso / bianco, per favore?
Türkçe: Bir kırmızı / beyaz şarap alabilir miyim, lütfen?
Posso pagare con la carta?
Kartla ödeyebilir miyim?
Örnek Diyalog: Mentre si avvicina al bancone per pagare il suo caffè, Marco chiede al cameriere: Posso pagare con la carta?
Türkçe: Kahvesini ödemek için kasaya yaklaşırken Marco garsona sorar: Kartla ödeyebilir miyim?
Dove si trova...
... nerede bulunur?
Örnek Diyalog: Excuse me, dove si trova la stazione ferroviaria più vicina?
Türkçe: Afedersiniz, en yakın tren istasyonu nerede bulunuyor?
A che ora apre / chiude...?
Saat kaçta açılıyor / kapanıyor...?
Örnek Diyalog: Marco chiese gentilmente all'addetto all'informazione: Scusi, a che ora apre e chiude il museo?
Türkçe: Marco bilgi görevlisine nazikçe sordu: Afedersiniz, müze saat kaçta açılıyor ve kapanıyor?
Che giorno è oggi?
Bugün günlerden ne?
Örnek Diyalog: Stamattina mi sono svegliato confuso e ho chiesto a mia moglie Che giorno è oggi? perché avevo completamente perso il senso del tempo.
Türkçe: Bu sabah kafam karışık bir şekilde uyandım ve eşime Bugün günlerden ne? diye sordum çünkü tamamen zaman algımı kaybetmiştim.
Oggi è...
Bugün...
Örnek Diyalog: Oggi è una giornata particolarmente soleggiata, ideale per una passeggiata in spiaggia.
Türkçe: Bugün özellikle güneşli bir gün, sahilde yürüyüş için ideal.
Domani
Yarın
Örnek Diyalog: Spero di vedervi tutti alla riunione domani sarà un giorno importante per la nostra azienda.
Türkçe: Umarım hepinizi yarınki toplantıda görürüm yarın bizim şirket için önemli bir gün olacak.
Ieri
Üzgünüm, Ieri kelimesi İtalyanca'da dün anlamına gelir ve bu bağlamda bir cümle oluşturamam çünkü sadece bir kelime verilmiş ve herhangi bir bağlam veya tam bir cümle yok. Eğer daha fazla bilgi veya tam bir cümle verirseniz, size daha iyi yardımcı olabilirim.
Örnek Diyalog: Gianni mumbled to himself, Ieri was a day filled with unexpected surprises.
Türkçe: Gianni kendi kendine mırıldandı, Dün, beklenmedik sürprizlerle dolu bir gündü.
Buon compleanno!
Doğum günün kutlu olsun!
Örnek Diyalog: Maria walked into the room with a bright smile and a cake in her hands, exclaiming, Buon compleanno, Carlo!
Türkçe: Maria elinde bir pasta ile odaya parlak bir gülümsemeyle girdi ve Buon compleanno, Carlo! diye haykırdı.
Buon viaggio!
İyi yolculuklar!
Örnek Diyalog: Marta waved excitedly at her friends boarding the train and called out, Buon viaggio, ragazzi! Spero che vi divertiate moltissimo!
Türkçe: Marta heyecanla trene binen arkadaşlarına el salladı ve seslendi, İyi yolculuklar, çocuklar! Umarım çok eğlenirsiniz!
Mi piace...
Hoşuma gidiyor...
Örnek Diyalog: Mi piace molto questo ristorante; la cucina è fantastica!
Türkçe: Bu restoranı çok beğeniyorum; yemekler harika!
Non mi piace...
...hoşlanmıyorum...
Örnek Diyalog: Non mi piace come questo vestito mi sta addosso, penso che ne sceglierò un altro.
Türkçe: Bu elbisenin üzerimde duruşunu sevmiyorum, sanırım başka bir tane seçeceğim.
Mi dispiace.
Üzgünüm.
Örnek Diyalog: Mi dispiace, non ho potuto finire il lavoro oggi.
Türkçe: Üzgünüm, işi bugün bitiremedim.
Non importa.
Önemli değil.
Örnek Diyalog: Mi dispiace per il ritardo, non importa, l'importante è che tu sia arrivato sano e salvo.
Türkçe: Özür dilerim geciktiğim için, önemli değil, önemli olan sağ salim gelmiş olmandır.
Sono d'accordo.
Katılıyorum.
Örnek Diyalog: Sono d'accordo, questa è la miglior decisione che possiamo prendere in questa situazione.
Türkçe: Kabul ediyorum, bu durumda alabileceğimiz en iyi karar bu.
Non sono d'accordo.
Katılmıyorum.
Örnek Diyalog: Mario ha espresso il suo parere sul film, ma Lucia ha risposto decisa: Non sono d'accordo, secondo me è stato magnifico!
Türkçe: Mario film hakkında görüşünü ifade etti, ama Lucia kararlı bir şekilde cevap verdi: Katılmıyorum, bence muhteşemdi!
Potresti ripetere, per favore?
Tekrar eder misiniz lütfen?
Örnek Diyalog: Durante la lezione di italiano, non ho afferrato bene l'ultimo concetto, quindi mi sono rivolto al professore dicendo: Potresti ripetere, per favore?
Türkçe: İtalyanca dersinde son konsepti iyi kavrayamadım, bu yüzden öğretmene dönerek şunu söyledim: Lütfen tekrar eder misiniz?
Daha fazla bilgi edinmek için kurslarımıza katılın.