İspanyolca Öğreniyorum

Tiyatro ve Drama: İspanyolca Sahne Sanatları Terimleri

Isabella Martínez
7 dk okuma
İspanyolca tiyatro ve drama terimlerine dair tüm bilgiler burada. Sahne sanatlarına dair kelime dağarcığınızı artırın, kültürünüzü genişletin.

Tiyatro, insanlığın en eski ve en etkili anlatım biçimlerinden biridir. Dünyanın her köşesinde, farklı diller ve kültürler bu sanatı kendilerine özgü bir şekilde yorumlar ve zenginleştirir. İspanyolca da tiyatro ve drama alanında oldukça geniş bir kelime hazinesine sahiptir. Bu yazıda, İspanyol tiyatrosunun büyüleyici atmosferinde gezinirken, bu dile özgü terimleri ve ifadeleri keşfedeceğiz.

Yıllar önce, Madrid'de geçirdiğim bir yaz dönüm noktası oldu benim için. Şehrin kalbindeki küçük bir tiyatroda izlediğim bir oyun, beni derinden etkilemişti. Sahnedeki oyuncuların tutkusu, seyircileri adeta büyülemişti. O andan itibaren, İspanyol tiyatrosuna ve diline olan ilgim katlanarak arttı.

İspanyolcaTürkçe
TeatroTiyatro
DramaDrama
EscenarioSahne
Actor/ActrizErkek Oyuncu/Kadın Oyuncu
ActuaciónOyunculuk
ObraOyun, Eser
ActoPerde
EscenaSahne
DiálogoDiyalog
MonólogoMonolog
PersonajeKarakter
ProtagonistaBaşrol
AntagonistaKarşıt Karakter
GuiónSenaryo
Dramaturgo/DramaturgaOyun Yazarı
DramaturgiaOyun Yazarlığı
EnsayoProva
EstrenoPrömiyeri
VestuarioKostüm
MaquillajeMakyaj
EscenografíaSahne Tasarımı
UtileríaAksesuar
IluminaciónIşıklandırma
SonidoSes
MúsicaMüzik
CoreografíaKoreografi
Director/DirectoraYönetmen
Productor/ProductoraYapımcı
TelónPerde
BambalinasKulisler
ButacaKoltuk
PalcoLoca
AnfiteatroAmfitiyatro
PlateaOrkestra
Patio de butacasParke
TaquillaGişe
EntradaBilet
ProgramaProgram
AplausosAlkışlar
OvaciónAyakta Alkışlama
BisBis
CríticaEleştiri
Reseñaİnceleme
ComediaKomedi
TragediaTrajedi
MelodramaMelodram
FarsaFars
ÓperaOpera
ZarzuelaZarzuela
MusicalMüzikal
BalletBale
DanzaDans
MímicaPandomim
ImprovisaciónDoğaçlama
PerformancePerformans
HappeningOluş
Monólogo interiorİç Monolog
AparteKenara Konuşma
SoliloquioKendi Kendine Konuşma
MutisSahneden Çıkış
Telón de bocaAğız Perdesi
Telón de fondoFon Perdesi
BastidoresSahne Arkası
CamerinoSahne Odası
FosoOrkestra Çukuru
TramoyaTiyatro Makinesi
BambalinónÜst Perde
CicloramaYuvarlak Fon
ProscenioSahne Önü
CandilejasSahne Işıkları
ReflectorProjektör
LinternaEl Feneri
MáscaraMaske
PelucaPeruk
AtrezzoAksesuar
DecoradoDekor
Efecto especialÖzel Efekt
MaquetaMaket
Puesta en escenaSahneleme
MontajeKurgu
RepresentaciónTemsil
FunciónGösteri
TemporadaSezon
AforoSeyirci Kapasitesi
Acomodador/AcomodadoraGösteri Görevlisi
Apuntador/ApuntadoraSuflör
Regidor/RegidoraSahne Amiri
TramoyistaSahne İşçisi
Luminotécnico/LuminotécnicaIşık Tasarımcısı
SonidistaSes Tasarımcısı
Coreógrafo/CoreógrafaKoreograf
Bailarín/BailarinaDansçı
CantanteŞarkıcı
MúsicoMüzisyen
BarítonoBariton
SopranoSoprano
TenorTenor
MezzosopranoMezzosoprano
ContraltoKontralto
BajoBas
100 satır ve 2 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

Sahne Sanatlarının Vazgeçilmezi: İspanyolca

İspanya, tiyatro ve drama konusunda oldukça köklü bir geçmişe sahip. Lope de Vega, Calderón de la Barca ve Federico García Lorca gibi usta yazarlar, sadece oyunlarıyla değil, dilin kullanımına getirdikleri yeniliklerle de bu sanata damgalarını vurmuştur. İşte İspanyolca tiyatro terminolojisindeki bazı anahtar kelimeler:



Escenario: Sahnenin Kalbi

"Escenario" kelimesi, Türkçe'de "sahne" anlamına gelir. Tiyatro oyunlarının hayat bulduğu, oyuncuların performanslarını sergilediği fiziksel alanı ifade eder. Her oyunun ruhu, escenarioda şekillenir ve izleyiciyle buluşur.

Actuación: Oyuncunun Büyüsü

Bir oyuncunun sahnedeki performansı, İspanyolca'da "actuación" olarak adlandırılır. Etkileyici bir actuación, seyircinin duygularına dokunur ve oyuncunun yeteneğini gözler önüne serer. Katıldığım bir atölyede, ünlü bir İspanyol oyuncunun şu sözleri hâlâ aklımda: "Actuación, seyirciyle kurulan samimi bir diyalogdur."

Dramaturgia: Yazarın Kaleminden Sahneye

"Dramaturgia" terimi, bir tiyatro eserinin yazım sürecini ifade eder. İyi bir dramaturgia, oyunun teması, karakterleri ve diyalogları arasında kusursuz bir uyum yakalar. Başarılı bir oyun yazarı, tiyatroyu salt bir eğlence aracı olarak görmez; onu bir sanat formu ve düşünce platformu olarak değerlendirir.



Görsel Şölen: Kostüm ve Işık Tasarımı

Tiyatroda görsellik, en az metin kadar önemlidir. Kostümler ve ışıklandırma, oyunun atmosferini belirleyen, karakterleri ve mekanları ön plana çıkaran kilit unsurlardır. İşte bu alanda öne çıkan iki İspanyolca terim:

Vestuario: Karakterlere Hayat Veren Kostümler

"Vestuario" kelimesi, sahne kostümlerini ifade eder. Oyun yazarının hayal gücünü somutlaştıran kostümler, oyunun geçtiği dönemi, sosyal çevreyi ve karakterlerin kişiliklerini yansıtır. İyi tasarlanmış bir vestuario, görsel bir şölen sunarken oyunun mesajını da güçlendirir.

Iluminación: Işığın Sihirli Dokunuşu

Tiyatroda ışıklandırma, İspanyolca'da "iluminación" olarak adlandırılır. Işık, sahnedeki atmosferi belirleyen, duyguları yoğunlaştıran veya hafifleten bir araçtır. Seyircinin dikkatini yönlendiren iluminación, adeta görsel bir anlatım dili oluşturur. Bir oyunda ışığın gücüne tanık olmak, bende her zaman derin bir iz bırakır.

İspanyolca Tiyatro: Kültürler Arası Bir Köprü

İspanyolca tiyatro ve drama terimleri üzerine düşünmek, bu sanatın evrenselliğini vurgular. Farklı dillerdeki ifadeler, aslında ortak duygu ve deneyimleri yansıtır. Tiyatro severlerin İspanyolca öğrenme sürecine bu terimleri dahil etmek, onlara yeni ufuklar açabilir.

"Tiyatro, hayatın bir yansımasıdır; hayat da tiyatronun bir yansıması." - Calderón de la Barca

Bu yazıda paylaştığım kişisel deneyimler ve örnekler, İspanyolca tiyatronun bende uyandırdığı heyecanı aktarmayı amaçlıyor. Bir dilin sadece kelimelerin ötesinde, duygu ve düşünceleri nasıl şekillendirdiğini göstermek istedim. Umarım siz de bu büyülü dünyanın kapılarını aralayıp, İspanyol tiyatrosunun tadını çıkarırsınız.

Teatro

Tiyatro

Örnek Diyalog: Quisiera comprar dos boletos para la obra de esta noche en el Teatro Nacional.

Türkçe: Bu akşam Ulusal Tiyatro'daki oyuna iki bilet almak istiyorum.

Escenario

Senaryo

Örnek Diyalog: Ante este escenario económico incierto, debemos ser cautelosos con nuestras inversiones.

Türkçe: Bu belirsiz ekonomik senaryo karşısında, yatırımlarımız konusunda dikkatli olmalıyız.

Actuación

Oyunculuk

Örnek Diyalog: La actuación de la protagonista en la obra de teatro fue simplemente emocionante.

Türkçe: Tiyatro oyunundaki başrol oyuncusunun performansı gerçekten duygusal etkileyiciydi.

Actor

Oyuncu

Örnek Diyalog: After watching the play, I couldn't help but admire how the actor conveyed his character's emotions so authentically.

Türkçe: Oyunu izledikten sonra, aktörün karakterin duygularını nasıl bu kadar gerçekçi bir şekilde aktardığına hayran olmaktan kendimi alamadım.

Actriz

Oyuncu Kadın)

Örnek Diyalog: La actriz recibió una ovación de pie después de su impresionante actuación en la obra de teatro.

Türkçe: Aktris, tiyatro oyunundaki etkileyici performansının ardından ayakta alkışlandı.

Dirección teatral

Tiyatro yönetimi

Örnek Diyalog: Siempre admiré tu trabajo en dirección teatral y me encantaría aprender de ti.

Türkçe: Tiyatro yönetmenliğindeki çalışmalarını her zaman hayranlıkla izledim ve senden öğrenmek benim için harika olurdu.

Guión

Senaryo

Örnek Diyalog: Antes de comenzar a filmar, revisemos el guion una vez más para asegurarnos de que todos los diálogos están claros.

Türkçe: Çekime başlamadan önce, tüm diyalogların net olduğundan emin olmak için senaryoyu bir kez daha gözden geçirelim.

Ensayo

Deneme

Örnek Diyalog: Debes leer el ensayo completo para entender el argumento del autor.

Türkçe: Yazarın argümanını anlamak için denemeyi baştan sona okumalısın.

Público

Kamu

Örnek Diyalog: La conferencia a la que asistimos ayer fue realmente interesante y la sala estaba llena de público entusiasmado.

Türkçe: Dün katıldığımız konferans gerçekten ilginçti ve salon hevesli seyircilerle doluydu.

Dramaturgia

Dramaturji

Örnek Diyalog: La dramaturgia es esencial para el desarrollo de una obra teatral que capte verdaderamente la complejidad de sus personajes.

Türkçe: Dramaturji, karakterlerinin karmaşıklığını gerçek anlamda yakalayan bir tiyatro eserinin gelişimi için hayati önem taşır.

Obra de teatro

Tiyatro oyunu

Örnek Diyalog: Ayer compré entradas para la obra de teatro que tanto queríamos ver.

Türkçe: Dün çok görmek istediğimiz tiyatro oyunu için bilet aldım.

Comedia

Komedi

Örnek Diyalog: La obra que vi anoche fue una comedia tan hilarante que no pude parar de reír en toda la noche.

Türkçe: Dün gece izlediğim oyun o kadar komikti ki, tüm gece boyunca gülmekten kendimi alamadım.

Drama

Drama

Örnek Diyalog: She couldn't believe the amount of drama that erupted over the smallest misunderstanding at the office today.

Türkçe: Bugün ofiste yaşanan en ufak bir yanlış anlaşılma yüzünden ortaya çıkan drama miktarına inanamadı.

Tragedia

Tragedya

Örnek Diyalog: La obra culminó con una tragedia que dejó al público en absoluto silencio.

Türkçe: Eser, seyirciyi tam bir sessizliğe büründüren bir trajedi ile sona erdi.

Farándula

Farándula kelimesi İspanyolca bir terim olup, genellikle şov dünyası, gösteri sanatları çevresi, ünlüler ve magazinle ilgili konuları ifade etmek için kullanılır. Bu bağlamda, Türkçedeki karşılığı magazin dünyası ya da şov dünyası olarak çevrilebilir.

Örnek Diyalog: Después de hojear la última revista de espectáculos, no pude evitar comentar los últimos chismes de la farándula con mis amigos.

Türkçe: Son gösteri dergisine göz attıktan sonra, arkadaşlarımla magazindeki en son dedikoduları konuşmadan edemedim.

Telón

Perde

Örnek Diyalog: Al caer el telón, el público estalló en aplausos por la magnífica actuación.

Türkçe: Perde düştüğünde, seyirciler muhteşem performans için alkışlarla patladı.

Técnico de luces

Işık Teknisyeni

Örnek Diyalog: El técnico de luces ajustó los focos para asegurarse de que el escenario estuviera perfectamente iluminado para la gran actuación.

Türkçe: Işık teknisyeni, büyük performans için sahnenin mükemmel şekilde aydınlatılmasını sağlamak amacıyla projektörleri ayarladı.

Técnico de sonido

Ses Teknisyeni

Örnek Diyalog: El técnico de sonido ajustó los niveles del ecualizador para asegurar la mejor calidad de audio durante el concierto.

Türkçe: Ses teknisyeni, konser boyunca en iyi ses kalitesini sağlamak için eşitleyicinin seviyelerini ayarladı.

Vestuario

Gardırop / Kıyafetler

Örnek Diyalog: El actor se dirigió al vestuario para cambiar su atuendo tras la primera escena.

Türkçe: Oyuncu, ilk sahnenin ardından kıyafetini değiştirmek için soyunma odasına gitti.

Maquillaje

Makyaj

Örnek Diyalog: ¿Puedes enseñarme cómo aplicar este maquillaje para un look natural?

Türkçe: Bu makyajı doğal bir görünüm için nasıl uygulayacağımı öğretebilir misin?

Butacas

Butacas kelimesi İspanyolca bir kelime olup, Türkçeye koltuklar ya da sandalyeler olarak çevrilebilir. Ancak bu kelime genellikle sinema veya tiyatro koltuklarını ifade etmek için kullanılır. Bu bağlamda cümlenizin Türkçe karşılığı Koltuklar veya Sinema koltukları olabilir.

Örnek Diyalog: Cuando entramos al teatro, nos sorprendimos al ver que las butacas eran increíblemente cómodas y estaban tapizadas en terciopelo rojo.

Türkçe: Tiyatroya girdiğimizde, koltukların inanılmaz derecede rahat olduğunu ve kırmızı kadife ile döşendiğini görünce şaşırdık.

Patio de butacas

Orkestra yeri

Örnek Diyalog: Cuando entramos al teatro, la vista desde el patio de butacas era simplemente impresionante.

Türkçe: Tiyatroya girdiğimizde, orkestra düzenindeki koltuklardan manzara sadece etkileyiciydi.

Camerino

Camerino'nun Türkçe karşılığı makyaj odası veya giyinme odası olabilir, genellikle tiyatro, sinema ve televizyon stüdyolarında sanatçıların hazırlandıkları özel oda anlamına gelir.

Örnek Diyalog: Can you show me to the Camerino where I can change into my costume for the play?

Türkçe: Oyun için kostümümü giyinebileceğim Camerino'ya beni gösterebilir misiniz?

Utilería

Rekvizit

Örnek Diyalog: La utilería de esta obra de teatro es tan detallada que cada objeto parece real.

Türkçe: Bu tiyatro oyununun aksesuarları o kadar detaylı ki her nesne gerçek gibi görünüyor.

Escenografía

Sahne Tasarımı

Örnek Diyalog: La escenografía de la obra fue tan detallada que por un momento me sentí transportado a otra época.

Türkçe: Oyunun sahne tasarımı o kadar ayrıntılıydı ki bir an için kendimi başka bir zamana taşınmış gibi hissettim.

Montaje

Montaj

Örnek Diyalog: El montaje de la exhibición de arte tomó casi toda la noche, pero el resultado final fue impresionante.

Türkçe: Sanat sergisinin kurulumu neredeyse tüm geceyi aldı, ancak sonuç gerçekten etkileyiciydi.

Iluminación

Aydınlatma

Örnek Diyalog: Elegimos una iluminación suave para crear un ambiente relajado en el restaurante.

Türkçe: Restoranda rahat bir ortam yaratmak için yumuşak bir aydınlatma seçtik.

Representación

Temsil

Örnek Diyalog: La representación teatral de esta noche promete ser una experiencia inolvidable.

Türkçe: Bu akşamki tiyatro gösterisi unutulmaz bir deneyim olacağa benziyor.

Monólogo

Monolog

Örnek Diyalog: Durante la obra, su monólogo reveló los pensamientos más profundos del personaje.

Türkçe: Oyun sırasında, monoloğu karakterin en derin düşüncelerini ortaya çıkardı.

Diálogo

Diğer kişiyle iletişime geçip ona şunu sormaya karar verdim: Senin için en önemli olan nedir?

Örnek Diyalog: Al estudiar su guion, Carlos anotó que el diálogo en la escena cinco necesitaba ser más emotivo.

Türkçe: Senaryosunu inceleyen Carlos, beşinci sahnedeki diyaloğun daha duygusal olması gerektiğini not etti.

Aparte

Aparte kelimesinin cümle içinde nasıl kullanıldığına bağlı olarak Türkçe karşılığı değişebilir. Örneğin, İspanyolcada aparte kelimesi ayrıca anlamına geldiği gibi, yanında, ayrı gibi anlamlara da gelebilir. Eğer cümle içinde bir bağlam verilseydi, daha kesin bir çeviri yapabilirdim. Ancak verilen tek kelimeyle, Türkçeye çeşitli çeviriler yapılabilir:

Ayrıca
Yanı sıra
Bunun dışında
Ayrı
Kenarda

Bu kelimelerden en uygun olanını bağlama göre seçmek gerekir.

Örnek Diyalog: Aparte de lo que ya discutimos, ¿hay algo más que necesitemos abordar?

Türkçe: Daha önce konuştuğumuz şeylerin dışında ele alınması gereken başka bir konu var mı?

Cuarto acto

Dördüncü perde

Örnek Diyalog: Mientras levantaban el telón, anunciaron que el suspense alcanzaría su cima en el cuarto acto.

Türkçe: Perde kaldırılırken, gerilimin dördüncü perdede zirveye ulaşacağı duyuruldu.

Improvisación

İmprovizasyon

Örnek Diyalog: La improvisación en el escenario demuestra su talento para pensar rápido y capturar la atención del público.

Türkçe: Sahnede yaptığı doğaçlama, hızlı düşünme yeteneğini ve seyircinin dikkatini çekme becerisini gösteriyor.

Casting

Oyuncu Seçimi

Örnek Diyalog: The director is excited about casting the new lead for our upcoming play.

Türkçe: Yönetmen, yaklaşan oyunumuz için yeni başrol oyuncusunu seçmekten dolayı heyecanlı.

Bambalinas

Perde arkası

Örnek Diyalog: Mientras observaba el teatro, noté que las bambalinas se movían sutilmente con la brisa que entraba entre bastidores.

Türkçe: Tiyatroyu izlerken, perde arasından giren esintiyle bambalinlerin hafifçe hareket ettiğini fark ettim.

Género teatral

Tiyatro türü

Örnek Diyalog: Juan está tan interesado en el género teatral que ha decidido escribir y dirigir su propia obra para el festival local.

Türkçe: Juan yerel festival için kendi oyununu yazmaya ve yönetmeye karar verecek kadar tiyatro türüne ilgi duyuyor.

Dramático

Dramatik

Örnek Diyalog: Ella siempre dice que soy demasiado dramático cuando cuento historias.

Türkçe: O her zaman hikaye anlatırken çok dramatik olduğumu söyler.

Acto

Aktog

Örnek Diyalog: El acto que presenciamos fue impresionante, tanto en su ejecución como en su mensaje.

Türkçe: Tanık olduğumuz gösteri, hem icrası hem de mesajı açısından etkileyiciydi.

Proscenio

Proseniyum

Örnek Diyalog: As the lights dimmed, the audience's attention was drawn to the proscenio, where the curtain began to rise on the evening's performance.

Türkçe: Işıklar kararırken, seyircilerin dikkati perdenin yavaşça yükseldiği sahne önüne çekildi ve akşamın gösterisi başlamak üzereydi.

Telón de boca

Sahne perdesi

Örnek Diyalog: Cuando cayó el telón de boca, el público estalló en aplausos por la maravillosa actuación.

Türkçe: Perde kapandığında, seyirci harika performans için coşkuyla alkışladı.

Clímax

Zirve

Örnek Diyalog: When the hero stood up to the villain, we reached the climax of the movie and everyone held their breath.

Türkçe: Kahraman kötü adama karşı durduğunda, filmde doruk noktasına ulaştık ve herkes nefesini tuttu.

Desenlace

Öykünün/Sonuç

Örnek Diyalog: El desenlace de la obra fue tan sorpresivo que el público aplaudió durante varios minutos.

Türkçe: Oyunun sonu o kadar şaşırtıcıydı ki, izleyiciler birkaç dakika boyunca alkışladı.

Soliloquio

Monolog

Örnek Diyalog: En su soliloquio, el actor reveló los miedos más profundos de su personaje al público silencioso.

Türkçe: Monologunda, oyuncu sessiz seyirciye karakterinin en derin korkularını açığa vurdu.

Antagonista

Antagonist

Örnek Diyalog: El antagonista de la novela reveló finalmente su verdadera naturaleza en el clímax de la historia.

Türkçe: Romandaki antagonist, hikayenin doruk noktasında sonunda gerçek doğasını ortaya koydu.

Protagonista

Başrol Oyuncusu

Örnek Diyalog: En cada historia hay un protagonista que lleva el peso del conflicto y nos guía a través de la trama.

Türkçe: Her hikayede, çatışmanın yükünü taşıyan ve bizi öykünün içinden rehberlik eden bir kahraman vardır.

Comedia musical

Müzikal komedi

Örnek Diyalog: Me encantaría ver la nueva comedia musical que está en cartelera, dicen que es muy divertida.

Türkçe: Yeni vizyondaki müzikal komediyi görmek çok isterdim, çok eğlenceli olduğunu söylüyorlar.

Coreografía

Koreografi

Örnek Diyalog: La coreografía que presentaron en la gala fue absolutamente impresionante.

Türkçe: Galada sundukları koreografi kesinlikle etkileyiciydi.

Escena

Sahne

Örnek Diyalog: Esta escena entre los protagonistas es tan conmovedora que se me erizó la piel.

Türkçe: Bu sahnede başroldeki karakterler arasındaki etkileşim o kadar dokunaklı ki, tüylerim diken diken oldu.

Toma de posesión

Teslim alma

Örnek Diyalog: La ceremonia de toma de posesión del nuevo presidente se realizará en la capital del país.

Türkçe: Yeni başkanın göreve başlama töreni ülkenin başkentinde gerçekleştirilecek.

Función teatral

Tiyatro gösterisi

Örnek Diyalog: La función teatral de esta noche promete ser una experiencia inolvidable.

Türkçe: Bu akşamki tiyatro gösterisi unutulmaz bir deneyim olacağa benziyor.

Alabardero

Alabardero kelimesi İspanyolca bir sözcüktür ve alabarda kelimesinden türemiştir ki bu kelime Türkçede alabarda ya da halberd bir tür uzun saplı, baltamsı savaş aleti) anlamına gelir. Alabardero sözcüğü, bu silahı kullanan askeri ifade eder. Türkçede alabarda taşıyan asker ya da sadece alabardacı olarak çevrilebilir.

Örnek Diyalog: Could you tell me more about what it was like to be an alabardero during the Renaissance period?

Türkçe: Rönesans döneminde bir alabardero olmanın nasıl bir şey olduğu hakkında bana daha fazla bilgi verebilir misiniz?

Cuerpo de baile

Dans grubu

Örnek Diyalog: Durante la audición, impresionó tanto a los jueces que inmediatamente le ofrecieron un lugar en el cuerpo de baile del espectáculo.

Türkçe: Odyisyon sırasında, yargıçları öylesine etkiledi ki hemen şovun dans grubunda bir yer teklif ettiler.

Corifeo

Koro lideri

Örnek Diyalog: As the corifeo led the chorus, their voices soared in harmony, echoing the ancient tales of Greek tragedy.

Türkçe: Koryfe tarafından yönetilen koro, seslerini uyum içinde yükseltti, Yunan trajedilerinin eski hikayelerini yankılayarak.

Tramoya

Örümeğe

Örnek Diyalog: La producción de la obra fue impresionante, sobre todo la tramoya, que transformaba el escenario con cada acto.

Türkçe: Oyunun prodüksiyonu etkileyiciydi, özellikle de her perdede sahneyi dönüştüren sahne arkası düzenekleri.

Première

Birinci

Örnek Diyalog: Je suis tellement excité d'assister à la première du film ce soir !

Türkçe: Bu akşamki film galasına katılacak olmaktan dolayı çok heyecanlıyım!

Matiné

Öğleden önce yapılan gösteri

Örnek Diyalog: Let's catch the new superhero flick at the 11 am matiné, before the theater gets crowded.

Türkçe: Yeni süper kahraman filmini, sinema kalabalıklaşmadan önce sabah 11'deki matinede izleyelim.

Tertulia

sohbet toplantısı

Örnek Diyalog: At the last tertulia, we delved into the poetry of Lorca, and it was a marvelously enriching evening.

Türkçe: Son tertulyada Lorca'nın şiirlerine daldık ve bu, harikulade bir şekilde zenginleştirici bir akşamdı.

Ovación

Alkışlama

Örnek Diyalog: La multitud estalló en una estruendosa ovación cuando el músico regresó al escenario para un bis.

Türkçe: Müzisyen bir kez daha sahneye dönünce kalabalık gürültülü bir alkışla patladı.

Taquilla

Gişe

Örnek Diyalog: Puedes recoger tus entradas en la taquilla antes de que comience la película.

Türkçe: Biletlerini film başlamadan önce gişeden alabilirsin.

Acomodador

Yer gösterici

Örnek Diyalog: Cuando llegamos al teatro, el acomodador nos guió amablemente a nuestros asientos.

Türkçe: Tiyatroya vardığımızda, yer gösterici bizi nazikçe koltuklarımıza kadar götürdü.