Ofis ortamında profesyonellik ve iletişim becerileri, iş akışının verimliliği açısından son derece kritik bir öneme sahiptir. Bu noktada, ofis ve yönetici asistanları için yabancı dil bilgisi, özellikle de Almanca gibi uluslararası arenada yaygın bir dil, kariyer gelişimi adına büyük bir artı sayılmaktadır. Almanca konusunda temel ifadelerin ve terimlerin bilinmesi, hem işveren ile asistan arasındaki iletişimi güçlendirir hem de uluslararası iş ortaklarıyla olan etkileşimi kolaylaştırır. İşte bu yüzden bu makale, Almanca ofis ve yönetici asistanlığı konusunda sizi bilgilendirmeyi ve donatmayı hedeflemektedir.
İlginizi çekebilir: Almanca Kursu (A1-A2)
Almanca Ofis Terimleri
Gündelik Ofis İletişimi ve Kullanılan İfadeler
Ofis hayatında gün içinde sıkça karşılaşılan durumlar ve bu durumlarla ilgili terimler, temel iletişim becerilerinin gelişiminde büyük bir önem taşır. Gelin, bazı temel Almanca ifadeleri ve anlamlarını inceleyelim:
- Büro Ofis: İş hayatının vazgeçilmez mekânı olan ofisin Almanca karşılığı.
- Sekretär/Sekretärin Sekreter: Yönetici asistanı ve sekreter görevlerini ifade eden terimler.
- Termin Randevu: Özellikle yönetici asistanlarının sıkça karşılaştığı, randevu ve toplantı ayarlamalarında kullanılan bir kavram.
- Besprechung Toplantı: Ofis rutininin ayrılmaz bir parçası olan toplantılar için kullanılan Almanca terim.
- Geschäftsreise İş Seyahati: İş amacıyla yapılan seyahatlerde geçen bir ifade.
- Abteilung Bölüm/Departman: Şirket içerisindeki farklı çalışma gruplarını ifade eder.
Bu terimler, ofiste Almanca konuşabilen bir asistanın günlük işlerde sıklıkla karşılaşacağı temel kavramlardır. Bu yüzden temel dil becerilerinin yanı sıra, özel sektöre ait terminolojiye de hakim olmak iş akışınızı kolaylaştıracaktır.
Önemli Doküman İsimleri ve Ofis Malzemeleri
Her ofiste olduğu gibi, yazılı belgeler ve dokümanlar ofis hayatının temel taşlarını oluşturur. Bu dokümanların ve ofiste kullanılan malzemelerin Almanca karşılıklarına aşina olmak, hız ve verimlilik açısından ön plandadır. İşte bazı örnekler:
- Bericht Rapor: Analiz, değerlendirme veya bilgilendirme amacı taşıyan yazılı evrak.
- Rechnung Fatura: Alım-satım işlemleri sonucu oluşan mali doküman.
- Angebot Teklif: Potansiyel müşterilere yapılan ve hizmetlerin ya da ürünlerin tanıtıldığı yazılı öneri.
- Notizbuch Not Defteri: Not almak veya hatırlatıcılar oluşturmak için kullanılan ofis malzemesi.
- Schreibwaren Kırtasiye Malzemeleri: Kalem, kağıt, zımba gibi ofisin vazgeçilmez yardımcıları.
Teknoloji ve Bilgisayar İle İlgili Almanca Terimler
Teknolojinin büyük bir hızla ilerlediği günümüz dünyasında, bilgi işlem terimleri ve teknolojiye dair bilgiler mutlaka bilinmelidir. Özellikle ofis ve yönetici asistanlarının bu konudaki bilgisi, onların işini bir adım öteye taşıyabilir. İşte bazı temel terimler:
- Computer Bilgisayar: Günlük işlerin vazgeçilmez aracı.
- Drucker Yazıcı: Doküman ve evrakların fiziksel kopyalarını almak adına kullanılan cihaz.
- E-Mail E-posta: Hızlı ve etkili iletişim için tercih edilen elektronik posta yöntemi.
- Software Yazılım: Ofisteki bilgisayarlarda kullanılan program ve uygulamaları tanımlar.
Almanca ofis terimleri, hem işverenle hem de iş arkadaşlarıyla etkili bir iletişim kurabilmek adına öğrenilmesi gereken temel unsurlar arasında yer alır. Başarılı bir ofis ve yönetici asistanı olmak için bu terimlerin yanı sıra, iş yaşamına dair pek çok değişkeni de kavramak elzemdir. Umarım, bu makaleyle Almanca ofis terimleri konusunda faydalı bilgiler edinmişsinizdir ve bu bilgiler iş hayatınızda size avantaj sağlar. Her daim gelişim ve öğrenme yolunda ilerlemek, profesyonel hayatınızda sizi bir adım önde tutacaktır.
Schreibtisch
Çalışma masası
Örnek Diyalog: Könntest du bitte deine Tasse vom Schreibtisch nehmen, damit ich meine Unterlagen ausbreiten kann?
Türkçe: Rica etsem fincanını masadan alabilir misin ki evraklarımı yayabilirim?
Bürostuhl
Ofis koltuğu
Örnek Diyalog: Als ich heute Morgen ins Büro kam, bemerkte ich sofort den neuen, ergonomischen Bürostuhl an meinem Schreibtisch.
Türkçe: Bugün sabah ofise geldiğimde, masamın başında hemen yeni, ergonomik ofis koltuğunu fark ettim.
Aktenordner
Dosya klasörü
Örnek Diyalog: Könntest du die Aktenordner vom Regal holen, damit wir die Finanzberichte sortieren können?
Türkçe: Dosya klasörlerini rafa kaldırabilir misin, böylece finans raporlarını sıralayabiliriz?
Büroklammer
Ataş
Örnek Diyalog: Hast du eine Büroklammer für mich? Ich möchte diese Dokumente zusammenheften.
Türkçe: Bana bir ataş verebilir misin? Bu belgeleri bir araya getirmek istiyorum.
Locher
Locher
Örnek Diyalog: Before we begin reviewing the documents, please make sure to bring the Locher so we can secure all pages together.
Türkçe: Belgeleri incelemeye başlamadan önce, lütfen tüm sayfaları bir arada tutabilmemiz için zımbayı getirdiğinizden emin olun.
Briefumschlag
Zarf
Örnek Diyalog: Kannst du mir bitte einen Briefumschlag geben, ich muss diesen Brief noch heute verschicken.
Türkçe: Bana bir zarf verebilir misin, lütfen? Bu mektubu bugün içinde göndermem gerekiyor.
Tacker
Tacker kelimesi, İngilizce'de genellikle bir çeşit zımba veya zımba tabancası anlamına gelir. Ancak, cümleden bağlam eksik olduğu için bu kelimenin Türkçe bir karşılığını vermek, birden fazla anlamı olabileceğinden güç olabilir. Eğer günlük dilde kullanılan bir aleti ifade ediyorsa, Türkçe'de genellikle zımba tabancası veya kısa olarak zımba olarak karşılık bulur. Ancak, tam olarak ne anlama geldiğini belirlemek için daha fazla bağlam gereklidir.
Örnek Diyalog: Could you pass me the stapler? Sure, here's the tacker.
Türkçe: Zımbayı uzatabilir misin? Elbette, işte zımba.
Notizbuch
Defter
Örnek Diyalog: Kannst du bitte mein Notizbuch aus der Schublade holen, damit ich mir einige wichtige Punkte notieren kann?
Türkçe: Lütfen çekmeceden not defterimi alır mısın, böylece bazı önemli noktaları not alabilirim?
Kalender
Miskin
Örnek Diyalog: Heutzutage vergesse ich nie einen Termin, denn ich trage alles sofort in meinen elektronischen Kalender ein.
Türkçe: Günümüzde bir randevuyu asla unutmuyorum, çünkü her şeyi hemen elektronik takvimime giriyorum.
Taschenrechner
Hesap Makinesi
Örnek Diyalog: Entschuldigung, könnten Sie mir bitte Ihren Taschenrechner leihen, ich muss einige Berechnungen für den Matheunterricht durchführen?
Türkçe: Özür dilerim, bana biraz Matematik dersi için bazı hesaplamalar yapmam gerekiyor, lütfen sizin hesap makinesini ödünç alabilir miyim?
Telefon
Telefon
Örnek Diyalog: Er rief an und sagte Telefon kaputt, deshalb konnte ich nicht früher bescheid geben.
Türkçe: Aradı ve şöyle dedi: Telefon bozuk, bu yüzden daha erken haber veremedim.
Headset
Kulaklık
Örnek Diyalog: Can you pass me the VR headset so I can play the new space adventure game?
Türkçe: Bana VR gözlüğünü uzatabilir misin, yeni uzay macera oyununu oynayabileyim?
Computer
Bilgisayar
Örnek Diyalog: Could you bring me the laptop computer's not turning on for some reason.
Türkçe: Bilgisayar bir nedenden ötürü açılmıyor, laptopu bana getirebilir misin?
Tastatur
Klavye
Örnek Diyalog: Könntest du mir helfen, die Tastatur zu reinigen, bevor wir mit der Arbeit beginnen?
Türkçe: İşe başlamadan önce klavyeyi temizlememe yardımcı olur musun?
Maus
Fare
Örnek Diyalog: Amazed at the technology on display, she whispered, Maus isn't just a graphic novel, it's a profound historical commentary.
Türkçe: Sergilenen teknoloji karşısında hayranlıkla, fısıldadı Maus sadece bir çizgi roman değil, derin bir tarihsel yorum.
Bildschirm
Ekran
Örnek Diyalog: Könnten Sie bitte überprüfen, warum mein Bildschirm plötzlich schwarz bleibt?
Türkçe: Ekranda aniden neden siyah bir ekranın belirdiğini kontrol eder misiniz lütfen?
Drucker
Drucker
Örnek Diyalog: After the meeting, Susan suggested to Tom that they should implement some of the management principles from Peter Drucker's books to improve their team's productivity.
Türkçe: Toplantıdan sonra Susan, ekibin verimliliğini arttırmak için Peter Drucker'ın kitaplarındaki bazı yönetim ilkelerini uygulamaları gerektiğini Tom'a önerdi.
Kopiergerät
Fotokopi makinesi
Örnek Diyalog: Kannst du bitte überprüfen, ob das Kopiergerät noch genügend Papier hat, bevor du den Bericht kopierst?
Türkçe: Raporu kopyalamadan önce fotokopi makinesinde yeterli kağıt olup olmadığını kontrol edebilir misin, lütfen?
Scanner
Tarayıcı
Örnek Diyalog: Turn on the document scanner before you start the archiving process.
Türkçe: Arşivleme işlemine başlamadan önce belge tarayıcıyı açın.
Faxgerät
Faks makinesi
Örnek Diyalog: Kannst du bitte prüfen, ob das Faxgerät noch Papier hat, bevor wir das Dokument senden?
Türkçe: Lütfen belgeyi göndermeden önce faks makinesinde hâlâ kağıt olup olmadığını kontrol eder misin?
Pinnwand
İlan Panosu
Örnek Diyalog: Hast du die Notizen für das kommende Meeting schon an die Pinnwand geheftet?
Türkçe: Önümüzdeki toplantı için notları zaten panoya astın mı?
Whiteboard
Beyaz tahta
Örnek Diyalog: Pass me the marker, please; I need to write this equation on the whiteboard.
Türkçe: Bana bir tahta kalemi uzatır mısın lütfen? Bu denklemi tahtaya yazmam gerekiyor.
Marker
İşaretleyici
Örnek Diyalog: Hand me the Sharpie when you're done; that's my favorite marker.
Türkçe: Bittiğinde bana Sharpie'yi ver, o benim en sevdiğim keçeli kalem.
Flipchart
Flipchart, Türkçede genellikle flipçart ya da yazı tahtası olarak adlandırılır.
Örnek Diyalog: Can someone grab a marker and jot this down on the flipchart, please?
Türkçe: Birisi bu işaretleme kalemini alıp flipchart'a yazabilir mi, lütfen?
Stift
Kurşun kalem
Örnek Diyalog: Hast du einen Stift, den ich mir ausleihen könnte?
Türkçe: Kullanabileceğim bir kalem var mı?
Kugelschreiber
Tükenmez kalem
Örnek Diyalog: Ich kann meinen Kugelschreiber nicht finden; kannst du mir deinen ausleihen?
Türkçe: Tükenmez kalemimi bulamıyorum; seninkini ödünç alabilir miyim?
Textmarker
Metin işaretleyici
Örnek Diyalog: Here, take this Textmarker should help you highlight the important parts.
Türkçe: Al bunu, metin işaretleyici önemli yerleri vurgulamanda yardımcı olmalı.
Papier
Kağıt
Örnek Diyalog: Could you please pass me that Papier?
Türkçe: Şu kağıdı uzatabilir misiniz lütfen?
Notizzettel
Not kağıdı
Örnek Diyalog: Könntest du bitte auf den Notizzettel schreiben, dass wir noch Milch kaufen müssen?
Türkçe: Not kağıdına, daha süt almamız gerektiğini yazabilir misin lütfen?
Terminplaner
Randevu Defteri
Örnek Diyalog: Könntest du bitte deinen Terminplaner überprüfen, um zu sehen, wann wir das nächste Meeting ansetzen können?
Türkçe: Lütfen ajandanı kontrol eder misin, bir sonraki toplantıyı ne zaman yapabileceğimizi görebilmek için?
Aktentasche
Evrak çantası
Örnek Diyalog: Kannst du bitte meine Aktentasche vom Büro mitbringen, ich habe alle wichtigen Unterlagen darin.
Türkçe: Lütfen ofisten evrak çantamı alıp getirebilir misin, içinde tüm önemli belgelerim var.
Visitenkarten
Kartvizitler
Örnek Diyalog: Könntest du mir bitte eine deiner Visitenkarten geben, damit ich dich bei Bedarf kontaktieren kann?
Türkçe: Bana bir ihtiyaç halinde seninle iletişime geçebilmem için lütfen bir adet kartvizitini verir misin?
Briefpapier
Mektup kağıdı
Örnek Diyalog: Bevor ich den Brief schreibe, muss ich neues Briefpapier kaufen.
Türkçe: Mektubu yazmadan önce yeni mektup kağıdı almalıyım.
Schere
Makas
Örnek Diyalog: Kannst du mir bitte die Schere reichen, damit ich dieses Papier ausschneiden kann?
Türkçe: Bana o kağıdı kesmem için makası uzatabilir misin, lütfen?
Klebeband
Bant
Örnek Diyalog: Kannst du bitte das Klebeband holen, damit wir die Plakate für das Event aufhängen können?
Türkçe: Lütfen etkinlik için afişleri asabilmemiz için bantı alır mısın?
Heftklammern
Zımba Teli
Örnek Diyalog: Könnten Sie bitte eine Packung Heftklammern mitbringen, wir haben keine mehr im Büro?
Türkçe: Rica etsem bir paket zımba teli getirebilir misiniz, ofiste hiç kalmadı?
Papierkorb
Kağıt Sepeti
Örnek Diyalog: Könntest du mir helfen, die ganzen alten Dokumente zu finden und sie in den Papierkorb zu werfen?
Türkçe: Bana tüm eski belgeleri bulmama ve onları çöp kutusuna atma konusunda yardım eder misin?
Ablagefächer
Dosyalama bölmeleri
Örnek Diyalog: Könntest du bitte die Dokumente in die Ablagefächer einsortieren, bevor du heute das Büro verlässt?
Türkçe: Bugün ofisten ayrılmadan önce belgeleri dosyalama bölümlerine yerleştirebilir misin lütfen?
Büroutensilien
Kırtasiye malzemeleri
Örnek Diyalog: Gestern habe ich neue Büroutensilien bestellt, damit unser Büro vollständig ausgestattet ist.
Türkçe: Dün, ofisimizin tam donanımlı olması için yeni büro malzemeleri sipariş ettim.
Dokumentenablage
Belge dosyalama
Örnek Diyalog: Könntest du mir bitte helfen, die Dokumentenablage im Büro zu organisieren?
Türkçe: Lütfen ofisteki doküman dosyalama işini organize etmemde bana yardımcı olur musun?
Laserpointer
Lazer işaretleyici
Örnek Diyalog: Sure John, can you pass me the laserpointer? I want to highlight this section on the blueprint.
Türkçe: Tabii ki John, bana lazer işaretleyiciyi uzatabilir misin? Plan üzerinde bu bölümü vurgulamak istiyorum.
Projektionsgerät
Projeksiyon cihazı
Örnek Diyalog: Könntest du bitte sicherstellen, dass das Projektionsgerät für die heutige Präsentation funktioniert?
Türkçe: Bugünkü sunum için projeksiyon cihazının çalışır durumda olduğundan emin olur musun lütfen?
Büroreinigungsmittel
Ofis temizlik malzemeleri
Örnek Diyalog: Haben Sie schon die Bestellung für die Büroreinigungsmittel aufgegeben, damit unser Reinigungsteam nächste Woche alles Notwendige zur Verfügung hat?
Türkçe: Ofis temizlik malzemelerinin siparişini verdiniz mi, böylece temizlik ekibimiz gelecek hafta gerekli her şeye sahip olur?
Büroklammernspender
Ataç Makinesi
Örnek Diyalog: Kannst du mir bitte den Büroklammernspender reichen? Ich muss einige Dokumente zusammenheften.
Türkçe: Bana lütfen zımba teli kutusunu uzatabilir misin? Birkaç belgeyi bir araya getirmem gerekiyor.
Wasserflasche
Su şişesi
Örnek Diyalog: Könntest du mir bitte die Wasserflasche reichen, ich habe großen Durst.
Türkçe: Rica etsem su şişesini uzatabilir misin, çok susadım.
Konferenztelefon
Konferans telefonu
Örnek Diyalog: Schalten Sie das Konferenztelefon ein, damit wir mit dem Team in Berlin sprechen können.
Türkçe: Konferans telefonunu açın ki Berlin'deki ekip ile konuşabilelim.
Zeitungsständer
Gazete rafı
Örnek Diyalog: Kannst du mir die aktuelle Ausgabe der Zeitung vom Zeitungsständer dort drüben holen?
Türkçe: Oradaki gazete standından bana gazetenin güncel sayısını getirebilir misin?
Laminiergerät
Laminasyon Makinesi
Örnek Diyalog: Könntest du bitte das Laminiergerät holen, damit wir die Ausweise für das Event laminieren können?
Türkçe: Elbette, lamine makinesini alabilir misin ki etkinlik için kimlik kartlarını lamine edebilelim?
Etiketten
Etiketlerinden
Örnek Diyalog: Bitte überprüfen Sie die Inhaltsstoffe auf der Rückseite der Etiketten, bevor Sie das Produkt kaufen.
Türkçe: Lütfen ürünü satın almadan önce içindekileri etiketin arkasından kontrol ediniz.
Versandtaschen
Zarf veya Gönderi Zarfı
Örnek Diyalog: Können Sie mir bitte zeigen, wo ich die Versandtaschen finde, ich muss einige Dokumente sicher versenden.
Türkçe: Bana kargo poşetlerini nerede bulabileceğimi gösterebilir misiniz, birkaç belgeyi güvenli bir şekilde göndermem gerekiyor.
Stempel
Damga
Örnek Diyalog: Hast du den Vertrag gesehen? Stempel ihn bitte, bevor du ihn ins Archiv legst.
Türkçe: Sözleşmeyi gördün mü? Lütfen arşive koymadan önce mühürle.
Stempelkissen
Mürekkep yastığı
Örnek Diyalog: Könntest du bitte ein neues Stempelkissen mitbringen, unseres ist schon fast trocken.
Türkçe: Lütfen yeni bir mürekkep yastığı getirir misin, bizimki neredeyse kurudu.
Dienstplan
Nöbet Çizelgesi
Örnek Diyalog: Hast du den neuen Dienstplan schon gesehen? Es scheint, als hätten wir dieses Wochenende zusammen frei.
Türkçe: Yeni çalışma planını gördün mü? Bu hafta sonu beraber serbestmişiz gibi görünüyor.
Personalakte
Personel Dosyası
Örnek Diyalog: Bevor wir mit dem Vorstellungsgespräch beginnen, habe ich Ihre Personalakte durchgesehen und einige beeindruckende Stationen Ihrer Karriere festgestellt.
Türkçe: Mülakata başlamadan önce, kişisel dosyanızı inceledim ve kariyerinizde bazı etkileyici aşamalar fark ettim.
Geschäftsbericht
Faaliyet Raporu
Örnek Diyalog: Könnten Sie bitte einen Blick auf den Geschäftsbericht werfen und mir Ihre Einschätzung mitteilen?
Türkçe: Raporu inceleyip değerlendirmenizi benimle paylaşır mısınız lütfen?
Protokollführung
Tutanak tutma
Örnek Diyalog: Bei unserem nächsten Meeting übernimmt Julia die Protokollführung, damit alles ordnungsgemäß dokumentiert wird.
Türkçe: Bir sonraki toplantımızda Julia tutanak tutma görevini üstlenecek, böylece her şey düzgün bir şekilde kayıt altına alınmış olacak.
Sitzungsunterlagen
Toplantı materyalleri
Örnek Diyalog: Könnten Sie bitte sicherstellen, dass alle Teilnehmer vor der Besprechung die Sitzungsunterlagen erhalten?
Türkçe: Lütfen, toplantıdan önce tüm katılımcıların toplantı dokümanlarını aldıklarından emin olabilir misiniz?