Günümüzde globalleşen iş dünyasında, dil engellerini aşmak giderek daha fazla önem kazanıyor. Özellikle de yönetici asistanları için, yabancı dil bilgisi yalnızca bir tercih olmaktan çıkıp, adeta bir zorunluluk haline gelebiliyor. Bu meslek grubunda çalışanlar için Almanca eğitimi, kariyer basamaklarını hızla tırmanmanın anahtarlarından biri olabilir. Şimdi, eğer yönetici asistanıysanız ve Almancanızı güçlendirmek istiyorsanız, işinize yarayacak bazı mesleki ifadeler ve cümle kalıplarına birlikte göz atalım.
Ich werde eine Liste der Besprechungspunkte erstellen
Buluşma noktalarının bir listesini yapacağım.
Örnek Diyalog: Bevor das Meeting beginnt, werde ich eine Liste der Besprechungspunkte erstellen, damit wir nichts Wichtiges vergessen.
Türkçe: Toplantı başlamadan önce, önemli bir şeyi unutmamamız için görüşme gündem maddelerinin bir listesini hazırlayacağım.
Ich werde die Präsentation vorbereiten
Sunumu ben hazırlayacağım.
Örnek Diyalog: Ich werde die Präsentation vorbereiten, während meine Kollegen die Unterlagen für das Meeting zusammenstellen.
Türkçe: Sunumu hazırlayacağım, meslektaşlarım toplantı için gerekli belgeleri derlerken.
Ich werde ein Meeting vorbereiten
Bir toplantı hazırlayacağım.
Örnek Diyalog: Ich werde ein Meeting vorbereiten, um das Projektteam über den aktuellen Stand zu informieren.
Türkçe: Proje ekibini güncel durum hakkında bilgilendirmek için bir toplantı hazırlayacağım.
Ich werde die Ziele des Meetings definieren
Toplantının hedeflerini tanımlayacağım.
Örnek Diyalog: Als Teamleiter werde ich zu Beginn unseres Treffens klarstellen und die Ziele des Meetings definieren.
Türkçe: Takım lideri olarak toplantımızın başında açıklığa kavuşturacağım ve toplantının hedeflerini tanımlayacağım.
Wann werden wir uns treffen?
Ne zaman buluşacağız?
Örnek Diyalog: Hast du bereits einen Tag im Sinn, an dem du sagen könntest: Wann werden wir uns treffen?
Türkçe: Aklında Ne zaman buluşacağız? diyeceğin bir gün var mı?
Ich werde die Einladungen vorbereiten und verschicken
Davetiyeleri hazırlayıp göndereceğim.
Örnek Diyalog: Nachdem ich die Details für die Party festgelegt habe, werde ich die Einladungen vorbereiten und verschicken.
Türkçe: Parti detaylarını belirledikten sonra, davetiyeleri hazırlayıp göndereceğim.
Ich werde das Protokoll schreiben
Tutanakları ben yazacağım.
Örnek Diyalog: Bei unserem nächsten Teammeeting habe ich die Aufgabe übernommen: Ich werde das Protokoll schreiben.
Türkçe: Bir sonraki ekip toplantımızda bir görev üstlendim: Tutanağı ben yazacağım.
Ich werde eine Liste der Themen erstellen
Konuların bir listesini yapacağım.
Örnek Diyalog: Ich werde eine Liste der Themen erstellen, die wir in der morgigen Besprechung behandeln müssen.
Türkçe: Yarınki toplantıda ele alınması gereken konuların bir listesini hazırlayacağım.
Ich werde die Materialien verteilen
Malzemeleri ben dağıtacağım.
Örnek Diyalog: Bevor die Präsentation beginnt, ich werde die Materialien verteilen.
Türkçe: Sunum başlamadan önce, materyalleri dağıtacağım.
Ich werde die Teilnehmer über die nächsten Schritte informieren
Katılımcıları sonraki adımlar hakkında bilgilendireceğim.
Örnek Diyalog: Sobald ich die detaillierte Planung abgeschlossen habe, werde ich die Teilnehmer über die nächsten Schritte informieren.
Türkçe: Ayrıntılı planlamayı tamamlar tamamlamaz, katılımcıları sonraki adımlar konusunda bilgilendireceğim.
Ich werde den Ablauf des Meetings präsentieren
Toplantı tutanaklarını sunacağım.
Örnek Diyalog: Am Montagmorgen werde ich den Kollegen zu Beginn der Konferenz den Ablauf des Meetings präsentieren.
Türkçe: Pazartesi sabahı konferansın başında çalışma arkadaşlarıma toplantının gidişatını sunacağım.
Ich werde die benötigten Unterlagen zum Meeting bereitstellen
Toplantı için gerekli belgeleri temin edeceğim.
Örnek Diyalog: Ich werde die benötigten Unterlagen zum Meeting bereitstellen, damit alle Teilnehmer auf dem gleichen Informationsstand sind.
Türkçe: Toplantıya katılan herkesin aynı bilgi düzeyinde olması için toplantı için gerekli belgeleri sağlayacağım.
Ich gebe Ihnen Bescheid, sobald ich weitere Informationen habe
Daha fazla bilgi edinir edinmez sizi haberdar edeceğim.
Örnek Diyalog: Ich gebe Ihnen Bescheid, sobald ich weitere Informationen habe, ob die Veranstaltung wie geplant stattfindet.
Türkçe: Size, etkinliğin planlandığı gibi gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğum anda haber vereceğim.
Ich werde den Teilnehmern die Möglichkeit geben, ihre Ideen vorzutragen
Katılımcılara fikirlerini sunmaları için fırsat vereceğim.
Örnek Diyalog: In der nächsten Teamsitzung werde ich den Teilnehmern die Möglichkeit geben, ihre Ideen vorzutragen.
Türkçe: Bir sonraki ekip toplantısında katılımcılara fikirlerini sunma fırsatı vereceğim.
Ich werde das Meeting organisieren
Toplantıyı ben organize edeceğim.
Örnek Diyalog: Keine Sorge, ich werde das Meeting organisieren, damit alles reibungslos verläuft.
Türkçe: Endişelenme, toplantıyı her şeyin sorunsuz ilerlemesi için ben düzenleyeceğim.
Ich werde einen Bericht über die Ergebnisse des Meetings erstellen
Toplantının sonuçlarına ilişkin bir rapor hazırlayacağım.
Örnek Diyalog: Nach unserem Teamtreffen am Montagmorgen werde ich einen Bericht über die Ergebnisse des Meetings erstellen.
Türkçe: Pazartesi sabahı gerçekleştireceğimiz ekip toplantısının ardından toplantının sonuçları hakkında bir rapor hazırlayacağım.
Ich werden einen Bericht über die Ergebnisse des Meetings erstellen
Toplantının sonuçlarına ilişkin bir rapor hazırlayacağım.
Örnek Diyalog: Nach dem Treffen werde ich einen Bericht über die Ergebnisse des Meetings erstellen, um alle Teilnehmer zu informieren.
Türkçe: Toplantıdan sonra, tüm katılımcıları bilgilendirmek amacıyla toplantının sonuçları hakkında bir rapor hazırlayacağım.
Ich werde den Teilnehmern die Möglichkeit geben, Fragen zu stellen
Katılımcılara soru sorma fırsatı vereceğim.
Örnek Diyalog: Nach der Präsentation werde ich den Teilnehmern die Möglichkeit geben, Fragen zu stellen.
Türkçe: Sunumdan sonra katılımcılara soru sorma fırsatı vereceğim.
Bitte senden Sie mir eine Kopie der Vorlage
Lütfen bana şablonun bir kopyasını gönderin.
Örnek Diyalog: Bitte senden Sie mir eine Kopie der Vorlage, damit ich sie für meinen Bericht verwenden kann.
Türkçe: Lütfen bana şablonun bir kopyasını gönderin, böylece onu raporum için kullanabileyim.
Ich werde Ihnen einen Bericht über die Ergebnisse des Meetings zusenden
Toplantının sonuçlarına ilişkin bir raporu size göndereceğim.
Örnek Diyalog: Sobald das Meeting beendet ist, werde ich Ihnen einen Bericht über die Ergebnisse des Meetings zusenden.
Türkçe: Toplantı sona erdiği anda, sizlere toplantının sonuçları üzerine bir rapor göndereceğim.
Ich werden die Ergebnisse des Meetings zusammenfassen
Toplantının sonuçlarını özetleyeceğim.
Örnek Diyalog: Nach dem Ende unserer Besprechung werde ich die Ergebnisse des Meetings zusammenfassen und an alle Teilnehmer verschicken.
Türkçe: Toplantımızın sonunda, toplantının sonuçlarını özetleyip tüm katılımcılara göndereceğim.
Ich werde eine Zusammenfassung der Ergebnisse des Meetings schreiben
Toplantı sonuçlarının bir özetini yazacağım.
Örnek Diyalog: Nachdem alle Punkte besprochen wurden, sagte ich: Ich werde eine Zusammenfassung der Ergebnisse des Meetings schreiben und sie euch per E-Mail zusenden.
Türkçe: Tüm konular konuşulduktan sonra, Toplantının sonuçlarının özetini yazacağım ve size e-posta ile göndereceğim. dedim.
Ich werde die Ergebnisse des Meetings aufzeichnen
Toplantının sonuçlarını kaydedeceğim.
Örnek Diyalog: Ich werde die Ergebnisse des Meetings aufzeichnen, um sicherzustellen, dass alle Details für die Abwesenden festgehalten werden.
Türkçe: Toplantının sonuçlarını, yok olanlar için tüm detayların kaydedildiğinden emin olmak adına kayıt altına alacağım.
Ich habe die Einladungen verschickt
Davetiyeleri gönderdim.
Örnek Diyalog: Nachdem ich die Gästeliste finalisiert hatte, konnte ich endlich sagen: Ich habe die Einladungen verschickt.
Türkçe: Misafir listesini son haline getirdikten sonra, nihayet Davetiyeleri gönderdim. diyebildim.
Ich werde den Besprechungsraum einrichten
Toplantı odasını hazırlayacağım.
Örnek Diyalog: Ich werde den Besprechungsraum einrichten, bevor die Gäste für das Meeting eintreffen.
Türkçe: Toplantı için misafirler gelmeden önce toplantı odasını hazırlayacağım.
Ich schlage vor, dass wir einen Termin vereinbaren
Bir randevu almamızı öneririm.
Örnek Diyalog: Ich schlage vor, dass wir einen Termin vereinbaren, um die Details unseres Projekts zu besprechen.
Türkçe: Önerim, projemizin detaylarını görüşmek üzere bir randevu belirlememizdir.
Ich werde Fragen zum Meeting beantworten
Toplantı ile ilgili soruları yanıtlayacağım.
Örnek Diyalog: Nachdem ich die Präsentation abgeschlossen habe, werde ich Fragen zum Meeting beantworten.
Türkçe: Sunumu tamamladıktan sonra, toplantıyla ilgili soruları yanıtlayacağım.
Ich werde den Termin auf der Agenda notieren
Tarihi gündeme not edeceğim.
Örnek Diyalog: Sobald wir eine Zeit vereinbart haben, werde ich den Termin auf der Agenda notieren.
Türkçe: Bir zaman belirlediğimizde, randevuyu gündeme not alacağım.
Ich werde die Diskussion moderieren
Tartışmayı ben yöneteceğim.
Örnek Diyalog: Heute Abend um acht Uhr werde ich im Rathaus bei der Bürgerversammlung die Diskussion moderieren.
Türkçe: Bu akşam saat sekizde belediye binasındaki halk toplantısında tartışmayı yöneteceğim.
Ich werde den Teilnehmern die Möglichkeit geben, ihre Ideen vorzustellen
Katılımcılara fikirlerini sunmaları için fırsat vereceğim.
Örnek Diyalog: In der nächsten Konferenz ich werde den Teilnehmern die Möglichkeit geben, ihre Ideen vorzustellen.
Türkçe: Bir sonraki konferansta katılımcılara fikirlerini sunma olanağı vereceğim.
Wir benötigen eine Antwort bis zum Ende des Tages
Gün sonuna kadar bir cevaba ihtiyacımız var.
Örnek Diyalog: Wir benötigen eine Antwort bis zum Ende des Tages, um mit dem Projekt planmäßig fortzufahren.
Türkçe: Projeye planlandığı gibi devam edebilmemiz için gün sonuna kadar bir yanıt almamız gerekiyor.
Ich werde die nötigen Materialien für das Meeting bereitstellen
Toplantı için gerekli materyalleri temin edeceğim.
Örnek Diyalog: Am Montagmorgen werde ich früh im Büro sein, um sicherzustellen, dass ich die nötigen Materialien für das Meeting bereitstellen kann.
Türkçe: Pazartesi sabahı toplantı için gerekli malzemeleri sağlayabilmek adına erken saatte ofiste olacağım.
Ich habe das Material zur Vorbereitung des Meetings vorbereitet
Toplantıya hazırlanmak için gerekli materyali hazırladım.
Örnek Diyalog: Ich habe das Material zur Vorbereitung des Meetings vorbereitet und frühzeitig an alle Teilnehmenden verteilt.
Türkçe: Toplantının hazırlığı için gerekli materyalleri hazırladım ve tüm katılımcılara zamanında dağıttım.
Günümüzde hızla globalleşen iş dünyasında, farklı dilleri konuşabilmek ve kültürleri anlamak büyük bir avantaj haline geldi. Özellikle de yönetici asistanları için, yabancı dil bilgisi sadece bir artı değil, adeta bir gereklilik. İşte tam da bu noktada, Almanca gibi stratejik öneme sahip bir dili bilmek, kariyer yolculuğunda sizi bir adım öne taşıyabilir.
Almanca'nın İş Dünyasındaki Önemi
Almanya, Avrupa'nın en güçlü ekonomilerinden biri ve birçok uluslararası şirketin merkezi burada bulunuyor. Almanca bilmek, bu şirketlerle etkili iletişim kurmanıza ve profesyonel ilişkilerinizi güçlendirmenize yardımcı olabilir. Peki, yönetici asistanı olarak Almanca'yı nasıl etkili bir şekilde kullanabilirsiniz?
Temel Almanca İfadelerle Başlayalım
Almanca öğrenmeye yeni başlıyorsanız, ilk adım temel ifadeleri ve selamlaşmaları öğrenmek olmalı. İşte günlük iş hayatınızda kullanabileceğiniz bazı temel Almanca ifadeler:
Guten Morgen – Günaydın
Guten Tag – İyi günler
Guten Abend – İyi akşamlar
Auf Wiedersehen – Hoşça kalın
Bitte – Lütfen
Danke – Teşekkürler
Bu ifadeleri günlük rutininize dahil etmek, Almanca'ya aşinalığınızı artıracaktır.
Telefon Görüşmelerinde Almanca
Telefon görüşmeleri, yönetici asistanlarının sıklıkla yaptığı görevlerden biridir. İşte telefon görüşmelerinde kullanabileceğiniz bazı önemli ifadeler:
1- Telefonu Açarken:
- "Guten Tag, Firma XYZ, Sie sprechen mit Ayşe Yılmaz. Wie kann ich Ihnen helfen?"
(Günaydın, XYZ Şirketi, ben Ayşe Yılmaz. Size nasıl yardımcı olabilirim?)
2- Görüşme Aktarırken:
- "Einen Moment bitte, ich verbinde Sie mit Herrn Müller."
(Bir dakika lütfen, sizi Bay Müller’e bağlıyorum.)
3- Mesaj Alırken:
- "Möchten Sie eine Nachricht hinterlassen?"
(Bir mesaj bırakmak ister misiniz?)
4- Yöneticinin Meşgul Olduğunu İfade Ederken:
- "Herr Schmidt ist momentan leider nicht erreichbar."
(Maalesef Bay Schmidt şu anda müsait değil.)
Bu ifadeleri kullanarak, profesyonel bir izlenim bırakabilir ve iletişiminizi güçlendirebilirsiniz.
Telefon Görüşmesi Örnek Diyalog
Arayan Kişi: "Guten Tag, kann ich bitte mit Frau Müller sprechen?"
Siz: "Guten Tag, Frau Müller ist leider in einer Besprechung. Kann ich etwas ausrichten?"
Arayan Kişi: "Ja bitte, könnten Sie ihr mitteilen, dass Herr Becker angerufen hat?"
Siz: "Natürlich, ich werde es ihr ausrichten. Möchten Sie, dass sie Sie zurückruft?"
Bu basit diyalog, günlük iş hayatınızda sıkça karşınıza çıkabilir. Bu nedenle, bu tür ifadeleri ezberlemek faydalı olacaktır.
E-posta Yazışmalarında Almanca
E-postalar, iş dünyasında en yaygın iletişim araçlarından biridir. Profesyonel bir e-posta yazarken dikkat etmeniz gereken bazı Almanca ifadeler şunlardır:
1- E-posta Başlangıcı:
- "Sehr geehrter Herr Meyer,"
(Sayın Bay Meyer,)
- "Sehr geehrte Frau Schulz,"
(Sayın Bayan Schulz,)
2- E-posta Kapanışı:
- "Mit freundlichen Grüßen,"
(Saygılarımla,)
- "Beste Grüße,"
(En iyi dileklerimle,)
3- Teşekkür Etme:
- "Vielen Dank für Ihre schnelle Rückmeldung."
(Hızlı geri dönüşünüz için çok teşekkür ederim.)
4- Talepte Bulunma:
- "Könnten Sie mir bitte die benötigten Unterlagen zusenden?"
(Lütfen bana gerekli belgeleri gönderebilir misiniz?)
E-posta Örneği
*"Sehr geehrte Frau Köhler,
ich möchte Sie daran erinnern, dass das Meeting am Mittwoch um 10 Uhr stattfindet. Bitte bringen Sie alle relevanten Dokumente mit.
Mit freundlichen Grüßen,
Ali Demir"*
Bu örnek e-posta, bir toplantı hatırlatması olarak kullanılabilir.
Toplantılarda Almanca İletişim
Toplantılar, fikir alışverişinin ve kararların alındığı önemli platformlardır. Toplantılarda etkili iletişim için kullanabileceğiniz bazı Almanca ifadeler:
1- Toplantı Planlama:
- "Wir möchten einen Termin für eine Besprechung vereinbaren."
(Bir toplantı için randevu ayarlamak istiyoruz.)
- "Sind Sie am Donnerstag um 14 Uhr verfügbar?"
(Perşembe günü saat 14:00’de müsait misiniz?)
2- Toplantı Sırasında Sözü Almak:
- "Darf ich etwas hinzufügen?"
(Bir şey ekleyebilir miyim?)
- "Ich stimme Ihnen zu, aber..."
(Size katılıyorum, ancak...)
3- Anlaşılmayan Noktaları Sorma:
- "Könnten Sie das bitte näher erläutern?"
(Bunu biraz daha açıklayabilir misiniz?)
4- Toplantıyı Sonlandırma:
- "Ich denke, wir haben alles besprochen."
(Sanırım her şeyi görüştük.)
- "Vielen Dank für Ihre Teilnahme."
(Katılımınız için çok teşekkür ederim.)
Toplantı İletişim Örnekleri
Toplantı esnasında aktif olmak ve düşüncelerinizi paylaşmak için şu ifadeleri kullanabilirsiniz:
"Meiner Meinung nach sollten wir diesen Vorschlag näher betrachten."
(Bence bu öneriyi daha yakından incelemeliyiz.)
"Gibt es noch Fragen oder Anmerkungen?"
(Başka soru veya yorum var mı?)
Bu ifadeler, toplantıların verimli geçmesine katkıda bulunur ve profesyonelliğinizi gösterir.
Almanca Öğrenme İpuçları
Almanca öğrenmek ilk başta zor gibi görünse de, doğru yöntemlerle bu süreci kolaylaştırabilirsiniz. İşte size Almanca öğrenirken işinize yarayacak bazı ipuçları:
Günlük Pratik Yapın: Her gün en az 10 yeni kelime öğrenmeye çalışın ve bunları cümle içinde kullanın.
Dinleme Alışkanlığı Edinin: Almanca radyo kanalları veya podcastler dinleyin. Bu, telaffuzunuzu ve işitme becerilerinizi geliştirir.
Okuma Alışkanlığı Geliştirin: Almanca makaleler, haberler veya kısa hikayeler okuyun. Bu, kelime dağarcığınızı genişletecektir.
Konuşma Pratiği Yapın: Mümkünse, Almanca konuşan kişilerle iletişim kurun veya dil değişimi programlarına katılın.
Not Tutun: Öğrendiğiniz yeni ifadeleri ve gramer kurallarını bir defterde not edin.
Motivasyonunuzu Koruyun
Dil öğrenme süreci bazen zorlayıcı olabilir. Ancak motivasyonunuzu yüksek tutmak için hedeflerinizi hatırlayın:
Kariyer İlerleyişi: Almanca bilmek, size daha iyi iş fırsatları sunabilir.
Kültürel Zenginlik: Yeni bir dil öğrenmek, farklı bir kültürü daha iyi anlamanızı sağlar.
Kişisel Gelişim: Dil öğrenmek, beyin fonksiyonlarını geliştirir ve hafızayı güçlendirir.
Almanca Dilbilgisi Üzerine
Almanca dilbilgisi, bazı özellikleriyle Türkçeden farklılık gösterir. İşte dikkat etmeniz gereken bazı noktalar:
1- Artikel Kullanımı: Almanca'da isimlerin önünde belirli (der, die, das) ve belirsiz (ein, eine) artikeller kullanılır. Örneğin:
- "der Tisch" (masa)
- "die Tür" (kapı)
- "das Fenster" (pencere)
2- Fiil Çekimleri: Fiiller özneye göre çekimlenir. Örneğin "kommen" fiilinin çekimi:
- Ich komme (Ben geliyorum)
- Du kommst (Sen geliyorsun)
- Er/Sie/Es kommt (O geliyor)
3- Sıfatların Çekimi: Sıfatlar da artikellere ve isimlere göre çekimlenir.
- "ein schönes Haus" (güzel bir ev)
- "der große Garten" (büyük bahçe)
Pratik Yapmak İçin Örnek Cümleler
"Ich arbeite als Sekretärin in einer großen Firma."
(Büyük bir firmada sekreter olarak çalışıyorum.)
"Können Sie mir bitte die Unterlagen senden?"
(Lütfen bana belgeleri gönderebilir misiniz?)
"Das Meeting findet morgen um 9 Uhr statt."
(Toplantı yarın saat 9'da gerçekleşecek.)
Bu cümleleri pratik yaparak, günlük iş hayatınızda daha rahat Almanca kullanabilirsiniz.
Küçük İpuçları ve Detaylar
Almanca öğrenirken, bazı küçük detaylar ve püf noktaları size büyük avantaj sağlayabilir:
Adresleme ve Hitap Şekilleri: Almanca'da resmi yazışmalarda "Sie" (siz) zamiri kullanılır ve büyük harfle yazılır.
Saat ve Tarih İfadeleri: Tarih yazarken gün/ay/yıl sıralaması kullanılır. Örneğin, "15.09.2023".
Resmi ve Gayri Resmi İfadeler: Resmi durumlarda "Guten Tag" kullanılırken, arkadaş ortamında "Hallo" veya "Hi" denilebilir.
Sonuç
Almanca öğrenmek ve iş hayatında etkin bir şekilde kullanmak, yönetici asistanları için büyük bir avantajdır. Bu dil, size hem profesyonel gelişim sağlayacak hem de yeni kültürel deneyimler kazandıracaktır. Unutmayın, dil öğrenmek sürekli pratik ve sabır gerektirir. Her gün küçük adımlarla ilerleyerek, kısa sürede büyük mesafeler kat edebilirsiniz.
Almanca ifadeleri günlük iş hayatınıza dahil edin, toplantılarda ve yazışmalarda kullanmaya başlayın. Böylece, hem dil becerilerinizi geliştirecek hem de uluslararası arenada daha etkili bir profesyonel olacaksınız.
Başarılar dilerim ve bu yolculukta size kolaylıklar dilerim!