Yaşamımızın her anında karar verme konusuyla karşı karşıyayız. Kıyafetlerimize, yemeğimize, okuyacaklarımıza hatta izleyeceklerimize kadar hayatımızı etkileyen kararlar alırız. Karar verme aslında bir sonuca ulaşmaktır.
Farkındalıkla veya düşünmeden de kararlar alınabilir. Ancak karar verme sorumluluk almayı gerektirir. Qentin Crisp’e göre insanların çoğu mutluluklarını bir başka insanın eline bilerek koymaya çalışır. Bu tür mutluluk arayışı insanın olgun olmadığını gösterir. Olgun insan mutluluğun temelinin kendi içinde olduğunu bilir. Verdiğimiz kararlarla kendi hayatımızın sorumluluğunu alırız. Bu sorumluluk karar verme sürecinde yaptığımız hata veya doğruların sonuçlarını olgunlukla karşılamayı gerektirir.
Kararlarımızı neye göre veriyoruz? Kimden etkileniyoruz? Karar verirken üzerimizde baskı hissediyor muyuz? Bugüne kadar kendinizle ilgili her türlü karar alma durumunda ne kadar etkili oldunuz? Bu sorulara vereceğimiz cevaplar “Mutluluğumuz kendi elimizde mi yoksa başkalarının eline mi bırakıyoruz? sorusunun cevabını almamıza yardımcı olur. Bazen birey sorumluluk almaktan kaçar.
Kendi isteğiyle konfor alanının bozulmaması adına kararlarını başkalarına bırakır. Aslında kendisi için neyin daha doğru olacağını en iyi kendisi bilir. Karar verme konusunda başkalarına bağımlı olmak bireye geçici bir konfor alanı sağlar. Uzun vadede bakıldığında ise hayatında pişmanlıklar ve mutsuzluklar çoğalır. Karar verme ve özgür irade birlikte faydalıdır.
Bireyin mutluluğu yakalayabilmesi için önce kendi olabilmesi gerek. Bunun ilk şartı da kararlarını bağımsız bir şekilde verebilmesi. Sonuç ne olursa olsun özgürce kendi hayatını kendi ellerinde tutmak haz verici olur. Hiç fikir alışverişi yapılmasın demiyorum. Elbette yapılmalı. Ama son kararı bireyin kendisi vermeli. Doğru ve yerinde verilmiş kararlar bireyin hayatında olumlu değişimlere yol açar.
Hatalı karar verme eylemini de deneyim olarak değerlendirmek ve ders almak gibi düşünmek gerek. Görüldüğü üzere karar verme seçimlerden oluşuyor. Hayatımızı yaptığımız seçimlerin üzerine inşa ediyoruz. Kararlarımızda ne kadar bağımsız olursak mutluluğumuz da o kadar olumlu yönde etkilenir.
Karar vermeden önce yapılabilecek hatalar önceden gözden geçirilmeli ve minimuma indirilmeli. İşte bu aşamada yapılan genel hatalar;
Birey karar verdikten sonra bu kararını içselleştirir. Gelecekte bulunacağı noktayı ne derece görmeyi başarabilirse o derece doğru karar verir. Karar verme aşamasından sonra kararın hayata geçirilmesi ile ilgili mutlaka adım atılmalı.
Adımlar küçük küçük başlasa da belirlenen yolda ilerleme sağlanır. Aksi halde alınan kararlar havada uçuşup kaybolur. Karar verdiğinizde içinizde bir huzur hissediyorsanız doğru karar vermişsiniz demektir. Neye nasıl baktığınız önemli rol oynar. Sonuç olarak mutlu olmak da bir karardır.
Bir insanın elinden sahip olduğu özgürlüklerin en sonuncusu dışında her şey alınabilir. İçinde bulunduğu koşullara göre göstereceği tutumu ve gideceği yolu belirleme özgürlüğü. Durumu değiştiremez miyiz? Eğer size acı veren bir durumu değiştirmek elinizde değil ise o acıyla yüzleşebilmenizi sağlayacak tutumu her zaman seçebilirsiniz. Mutlu ve sağlıklı kararlar çevrenizdekileri de mutlu eder. Bu konuda Karar Verme Teknikleri ve Sağlıklı Karar Vermenin Altın Kuralları başlıklı blog yazıları size yardımcı olabilir.
Bağımsız Karar Verme Nedir?
Bireyin mutluluğu yakalayabilmesi için önce kendi olabilmesi gerek. Bunun ilk şartı da kararlarını bağımsız bir şekilde verebilmesi. Sonuç ne olursa olsun özgürce kendi hayatını kendi ellerinde tutmak haz verici olur.
Karar Verme Aşamasındaki Hatalar Nelerdir?
Bireyin karar verme aşamasında kendini başkalarıyla kıyaslaması. Karar sonucunun düşünülmemesi ve artı/eksilerinin göz ardı edilmesi. Bireyin kendi istekleri yerine başkalarının isteklerini yerine getirmesi. Başkası ne der korkusu ile karar alınması. Bireyin önceliklerini belirlememesi.
Doğru Karar Nasıl Anlaşılır?
Karar verdiğinizde içinizde bir huzur hissediyorsanız doğru karar vermişsiniz demektir. Neye nasıl baktığınız önemli rol oynar. Sonuç olarak mutlu olmak da bir karardır.
Yazar: Esra Eray