İnsan Kaynakları

Yönetim Düşüncesinin İnsana Bakış Açısı Değişimi Ve Gelişimi

Hilal Öztürk
Güncellendi:
7 dk okuma
Görüntüde bir insan ağı görülüyor, odak noktası özellikle diğerlerinden sıyrılan bir kişi. Bu kişi kırmızı bir gömlek giyiyor ve yüzü kısmen görülebiliyor. Bu kişi bir grubun ortasında duruyor ve diğer insanlar ona bağlanıyor. Arka planda, ortasında bir yılanın yer aldığı kırmızı ve beyaz bir logo bulunan beyaz ve yeşil bir tabela var. Sağ tarafta, ortasında bir altıgenle çevrili bir kişinin bulunduğu beyaz bir işaret var. Genel olarak görüntü, merkezinde kırmızı bir kişinin bulunduğu bir insan ağını göstermektedir.
DönemYönetim Düşüncesiİnsana Bakış Açısı
İlk ÇağlarKölelik Sistemiİnsan hakları neredeyse yok, özgürlük kısıtlı, işçilerin hakları kısıtlı
OrtaçağDini Yönetimİnsanlar dini duygularla yönetiliyor, kilisenin gücü yüksek
Sanayi DevrimiSanayi YönetimiÇocuk işçiliği, aşırı iş gücü ihtiyacı, çalışma koşulları kötü
1800-1900'lü YıllarBilimsel Yönetim YaklaşımıParça başı ücret veriliyor, çıkartılan sonuç önemli
Hawthorne AraştırmalarıNeo-klasik AkımSeverek yaptığı işten daha çok verim, duygusal faktörler önemli
Modern Yönetim DüşüncesiEndüstriyel psikoloji, ekip çalışmasıİş tatmini, motivasyon, yükselme imkanları önemli
Personel Yönetiminden İnsan Kaynakları Yönetimineİnsan hak ve özgürlükleri, sosyal haklarİnsanın düşünceleri, istekleri önemli, mutlu işçi daha verimli çalışır
GünümüzÇalışanların sosyal yaşamları önemliÇalışanların sağlık ve huzurlu olduğu bir çalışma ortamı sağlanıyor, çalışanların doğum günü kutlanıyor.
8 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

Hayatımızın her alanında olan bir konu YÖNETİM!

Yönetim bilimi hayatımızın içerisinde ilk çağlardan beri olan bir kavram ama özellikle yönetimde ki insan algısı ve bakış açısı, gün geçtikçe değişen bir olgu. Özellikle daha önce personel yönetimi olarak gördüğümüz birçok uygulamanın şimdi çalışanlar açısından daha da artı hale getirilerek “İnsan Kaynakları Yönetimi” ne dönüşmesi, hayatın bize neler getirebileceğinin apaçık bir örneğidir. Sizin için genel olguları toplayarak, tarihsel anlamda bir derleme yapmak istedim.

İlk çağlara baktığımızda insanlar arasında ciddi sınıf farklılıkları olduğunu ve köleliğin yaygın olduğunu görüyoruz. Zaten köleliğin özgürlüğü kısıtlanmış ve hiçbir hak iddia edemediğini biliyoruz. Uzun yıllar kölelik sisteminin devam etmesi, sonrasında tarımda alanlarında kullanılan ve çok kısıtlı haklara sahip olan işçilerin rahata ermesi maalesef uzun yıllar almıştır.

Özellikle kadın ve çocuk işlerinin iş güvenliği açısından çok kötü bir süreçten geçtiğini bilmekteyiz.

Ortaçağ döneminde ise, gücün kilisenin elinde oluşu, cennetten yer satma, para karşılığı günah çıkarma hatta ve hatta ülke yönetimlerinin bile savaşlara girmeden kiliseye danışması insanların ne kadar zor bir durumda olduklarını ve dini duygularına sırtlarını yaslayarak güven arayışı içinde olduklarını göstermektedir.



Ancak sonraki yıllarda reformların oluşması, buhar makinesinin bulunmasıyla beraber tarımcılığın azalması ve şehirlere fabrikaların kurulması söz konusu olmuştur. Sanayi devrimi dediğimiz bu süreçte tarım alanlarında çalışan işçilerin, iş gücüne ihtiyaç oluşu sebebiyle şehir merkezine yerleşmesi durumu değiştirmeye başlamıştır. Aşırı iş gücü ihtiyacı çok fazla çocuk işçi olması sorununu doğurmuştur.

Sanayi ve savaşlarla beraber politik akımlarda yenilikler olmuş, ülkelerin yönetim şekilleri ve sınırları değişmiştir. Özellikle Amerika’nın keşfi ile beraber sonraki yıllarda insanların yeni umutlarla beraber büyük göçler gerçekleştirdiğini bilmekteyiz. Robert Owen’ın kendi fabrikalarında uyguladığı ceza yerine ikna yöntemi, özellikle kadın ve çocuk işleri koruma yönetmeliği de insana verilen değerin nasıl arttığının en büyük göstergelerindendir.

1800’lü yılların sonları 1900’lü yılların başlarına geldiğimizde karşımıza Taylor’ un Bilimsel Yönetim Yaklaşımı’nın çıktığına şahit olmaktayız. Taylor tek başına böyle bir kuramı hemen çıkartmadı elbette ki, etkilendiği birçok kişi oldu. Örneğin bir tanesi ekonomist, filozof Adam Smith’ ti. Adam Smith özellikle ahlak felsefesi üzerine yoğunlaşmıştır. Taylor’ da biraz buradan yola çıkarak fabrikalarda insani değerleri sorgulamaya başlamıştır. Bilimsel yönetim yaklaşımının hayatımıza kattığı en önemli özelliklerden biri parça başına ücret sistemi olmuştur. Ancak hepimizin kafasında yer etmiş bu yönetim yaklaşımında insana hiçbir şekilde değer verilmediği düşüncesi konunun derinliklerine indiğimizde böyle olmadığını görmekteyiz.



Frederick W. Taylor, bu yaklaşımı uyguladığı kurumlarda insanları daha çok çalıştıracak bir sistem geliştirdiğini fark ederiz. Prim sistemi de buna bir örnek olabilir. İnsana tam anlamıyla değer verildiğini yine de söylemek mümkün değildir çünkü kişilerin fikirleri önemli değildir, önemli olan yaptığı iş ve çıkardığı sonuçtur. Kurum çıkarı daha önemlidir.

Bilimsel yönetim yaklaşımına, yönetim süreci yaklaşımı ve bürokrasi yaklaşımı ile farklılıklar katılmış olsa da bu dönem “Klasik Yönetim Yaklaşımları” olarak “İnsan” ile ilgili psikolojik hiçbir şey yapılmamıştır.

Sonrasında Elton Mayo ve ekibi “Hawthorne Araştırmaları” dediğimiz 6 farklı deney gerçekleştirerek, Neo-klasik akımı başlatmış ve en sonunda insana sadece akılcı olarak yaklaşmamayı ispatlamıştır. Kişilerin duygularının da işlerine kattığını, severek yaptıkları işten daha çok verim aldıklarını ya da severek çalıştığı ortamda daha çok iş çıkardıklarını kanıtlayıp, insanlara verilen değeri arttırmıştır.

Kronolojik olarak insan kaynakları açısından bir tablo oluşturursak eğer;

Yaklaşık Tarihİnsan Kaynakları Yönetimi Konuları
M.Ö. 4000İlk İş Bölümü ve Uzmanlaşma (Çin)
M.Ö. 1760-1800Ücretlendirme Sistemleri (Hamurabi Kanunları-Babil)
M.Ö. 400Personel Devir Hızı Yüksekliği (Çin)
M.Ö. 400İnsan İlişkileri Yönetimi (Xenophon Cyprus)
M.Ö. 350Uzmanlaşma İlkesinin Açıklanması (Platon)
M.Ö. 175Görevlerin Tanımlanması (Katon)
M.Ö. 50Görevlerin Niteliklerinin Belirleme (Varron)
1891Ödül ve Prim Sistemi (Frederick Halsey)
1890-1900İlk Ayrı Personel Ofisi (NCR Corporation)
1900 Bilimsel Yönetim, Personel Yönetimi, Çalışan Ve Yönetim Arasındaki İşbirliği, Yüksek Ücretler, İşçi Ve Yönetim Arasında Görevlerin Dengeli Dağılımı, Fonksiyonel Örgütleme (Frederick W. Taylor)
1901 Görevde Prim Sistemi, Yönetimin Beşeri Anlayışı (Henri L. Gantt)
1910Yönetim ve İşçiye Psikolojinin Uygulanması (Hugo Mustenberg), Personele ve Tanıtıma Psikolojinin Uygulanması (Walter Dill Scott), Verimlilik İçin Öğüt, Verimliliğin İlkeleri (Harrington Emerson)
1913-1914İlk Personel Seçimi (I. Dünya Savaşı)
1918Personel Yönetiminde Değişikliğin Mimarı (Meyer Bloomfield)
1927-1932Personel Yönetiminde İnsan Psikolojisinin Önemsenmesi (Hawthorne Araştırmaları-Elton Mayo)
1930Bireysel Motivasyona Dayalı Yönetim Felsefesi (Mary Parker Follett)
1935Sakatlık, ölüm aylığı, işsizlik sigortası gibi kavramlar yürürlüğe konması. Büyük Buhran-Franklin D. Roossevelt)
1939-1950Ek Kazançların Ortaya Çıkması (Giyim, Tatil, Yol vb.) ( 2. Dünya Savaşı ve Sonrası)
1947Örgüt Psikolojisi İçerisinde Beşeri İlişkiler (Rensis Likert, Chris Argyris)
1954Amaçlara Göre Yönetim: Ekip Çalışması ve Çalışanların Yetkilendirilmesi (Peter Drucker, John Duran, George Odiorne)1954Bireyi Motive Eden Faktörleri İnceleyen Çalışmalar ve İhtiyaçlar Hiyerarşisi Yaklaşımı (Abraham Maslow)
1957X ve Y Teorileri (David Mc Gregor)
1960Kalite Kontrolündeki Ekip Çalışması Başarısı (Japonya)1961Başarma İhtiyacı Teorisi (David Mc Clelland)
1964Eğitim Anayasının Çıkması ve Kurumsal Eğitimin İnsan Kaynaklarının Bir Parçacı Olarak Görülmesi (İngiltere)
1970Çift Faktör Teorisi (Frederick Herzberg) Bekleyiş Teorisi (Vroom) Bekleyiş Modeli (Lawler-Porter)
1978Örgütsel Sosyal Psikoloji (Katz-Kahn)
1981Z Teorisi ( W. Ouchi)
1990Personel Güçlendirme (Em-Judith Vogt, Knneth Murrel)
1990Başarı Karnesi-Balanced Score Card (Robert Kaplan, David Norton)
1993Öğrenen Organizasyonlar (Senge)
1998Esnek Yönetim (Braham)
1999Kurumsal Yönetim
31 satır ve 2 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

bundan sonraki süreçte, modern yönetim düşünceleri ve teknolojik gelişmelerle beraber endüstriyel psikoloji de anlaşılmaya başlanmış, işten alıp, işten çıkarma gibi basit anlamıyla tabir edilen personel yönetimi, hukuk kurallarıyla beraber kişilerin hak ve özgürlüklerini talep edebildiği, sigorta, izin, tatil, emeklilik ve diğer sosyal haklar, sendikacılığın gelişimi, iş güvenliğinin artışı, ekip çalışmalarıyla beraber başarının gelişi, yükselme imkanları, iş tatmini, motivasyonla beraber verimliliğin gelişi ve en önemlisi insanların düşüncelerine, isteklerine önem verilişi ile beraber en başta da belirttiğim gibi insan kaynakları yönetimine dönüşmüş ve insanlar mutlu oldukça üretkenliklerin artmasıyla kurumların dış etkenli bir zarar olmadığı sürece büyüdüğü görülmüştür.

Bugün günümüzde baktığımızda en basit anlatımıyla çalıştığımız şirketler de spor salonlarının olduğunu ya da sosyal anlamda etkinliklerin yapıldığını görüyoruz. Bir insanın doğum gününün bile kurum tarafından kutlanması bize verimlilik adına artı sağlıyorken geçmişe baktığımızda insanların sadece özgürlüklerini istediğini görüyoruz. Unutmamak gerekir ki, ancak ve ancak yönetimin, yönetim bilimcilerin ve yöneticilerin insana verdiği değer sayesinde ayakta kalmaya devam edebiliriz.

İş hayatında başarılı olmanız dileğiyle,

Sıkça Sorulan Sorular

İlk Çağlarda Yönetim Nasıldır?

İlk çağlara baktığımızda insanlar arasında ciddi sınıf farklılıkları olduğunu ve köleliğin yaygın olduğunu görüyoruz. Zaten köleliğin özgürlüğü kısıtlanmış ve hiçbir hak iddia edemediğini biliyoruz. Uzun yıllar kölelik sisteminin devam etmesi, sonrasında tarımda alanlarında kullanılan ve çok kısıtlı haklara sahip olan işçilerin rahata ermesi maalesef uzun yıllar almıştır.

Ortaçağda Yönetim Nasıldır?

Ortaçağ döneminde ise, gücün kilisenin elinde oluşu, cennetten yer satma, para karşılığı günah çıkarma hatta ve hatta ülke yönetimlerinin bile savaşlara girmeden kiliseye danışması insanların ne kadar zor bir durumda olduklarını ve dini duygularına sırtlarını yaslayarak güven arayışı içinde olduklarını göstermektedir.

Bilimsel Yönetim Hayatımıza Ne Kattı?

Bilimsel yönetim yaklaşımının hayatımıza kattığı en önemli özelliklerden biri parça başına ücret sistemi olmuştur. Ancak hepimizin kafasında yer etmiş bu yönetim yaklaşımında insana hiçbir şekilde değer verilmediği düşüncesi konunun derinliklerine indiğimizde böyle olmadığını görmekteyiz.

Yönetim Düşüncesinin İnsana Bakış Açısının Ne Zaman Değiştiğini ve Neden Değiştiğini Açıklayabilir Misiniz?

Yönetim düşüncesinin insana bakış açısı, insanların işlerinin ve çalışma ortamlarının nasıl yönetileceğine ilişkin yaklaşımlarının gelişmesiyle değişmiştir. Özellikle, 20. yüzyılda, öncülük eden güçlü liderlerin baskısının azalması ile birlikte, insanların ve liderlerin davranışlarının daha insani bir yaklaşıma göre anlaşılmasına yönelik çalışmaların artmasıyla değişim başladı. İnsanların işlerinde başarıya ulaşmalarını desteklemek için yöneticiler tarafından üretilen planlar, çalışanların desteği ve özgürlükleri arttı. Biri ile iletişim kurmaktan tutun da örgütün stratejik amaçlarına uygun olarak çalışanların motivasyonunu artırmak için çalışanları belirleyen daha esnek ve insancıl yaklaşımların ortaya çıkmasına yol açtı.

Yönetim Düşüncesinin İnsana Bakış Açısının Gelişiminde Hangi Faktörler Etkili Oldu?

Yönetim düşüncesinin insana bakış açısının gelişiminde, etkili olan faktörler arasında tarihsel, kültürel, sosyal, ekonomik ve teknolojik faktörler yer alır. Tarihsel faktörler, yönetim düşüncesinin gelişim sürecinde önemli rol oynayabilir. İnsana bakış açısı, farklı toplumlarda ve farklı tarihsel dönemlerde değişebilir. Kültürel faktörler, toplumların kültürel anlayışlarının, insana bakış açısının nasıl şekillendiğini etkilemesiyle ilişkilidir. Sosyal faktörler, sosyal bağların insanların karar verme süreçlerini etkilemesi ve yönetim düşüncesini nasıl geliştireceğini belirlemesiyle ilişkilidir. Ekonomik faktörler, insanların yönetim stratejileri üzerindeki etkileriyle ilişkilidir. Teknolojik faktörler ise, insanların yönetim stratejilerini nasıl oluşturacağını belirleyen en önemli etkenlerden biridir.

Yönetim Düşüncesinin İnsana Bakış Açısının Gelecekteki Gelişimini Nasıl Öngörebiliriz?

Gelecekteki yönetim düşüncesinin insana bakış açısının gelişimini öngörmek için, öncelikle insan kaynaklarının önemli olduğunu anlamak önemlidir. İnsanların öncelikli olarak değerlendirilmesi, onların yetkinliklerini geliştirmeleri ve etkinliklerini arttırmalarına yardımcı olacaktır. Aynı zamanda, insanların yeteneklerinin yönetim süreçlerinde etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayacak kurumsal ve teknolojik gelişmelerin öngörülmesi gerekmektedir. nde insanların motivasyonunu arttıracak ve onların üretkenliğini artıracak çalışma ortamlarının tasarlanması da önemlidir. Yönetim düşüncesinin insana bakış açısının gelecekteki gelişimini öngörmek için, insan kaynaklarının ve diğer kaynakların etkin kullanımının sağlanması için, özverili ve duyarlı bir yaklaşımla çalışmaların gerçekleştirilmesi gerekir.

Yönetim düşüncesinin evriminde hangi tarihsel süreçler ve olaylar kilit rol oynamıştır?

Tarihsel Süreçler ve Olaylar

Yönetim düşüncesinin evriminde geçmişten bugüne birçok farklı süreç ve olay kilit rol oynamıştır. İlk çağlarda insanlar arasında ciddi sınıf farklılıkları ve kölelik sistemi hâkimdi. Ortaçağ döneminde ise güç, kilisenin elindeydi ve dini duygular insanların güven arayışında büyük rol oynuyordu. Sanayi Devrimi ve Amerika'nın keşfi gibi büyük gelişmeler, yönetim algısında ciddi dönüşümlere yol açtı. İşte bu evrimde kilit öneme sahip bazı tarihsel süreçler ve olaylar aşağıda incelenmiştir.

İlk Çağ: Kölelik Sistemi ve Sınıf Farklılıkları

İlk çağlarda kölelik sistemi yaygın olup, insanlar büyük sınıf farklılıkları yaşamıştır. Bu dönemde insan hakları ve refahı düşük düzeydeydi, özellikle köleler ve işçilerin yaşam koşulları oldukça zorlu geçmiştir, kadın ve çocuk işçilerin güvenliği göz ardı edilmekteydi.

Ortaçağ: Kilisenin Egemenliği

Ortaçağ döneminde güç, kilisenin elinde olup, cennetten yer satma ve para karşılığı günah çıkarma gibi uygulamalar insanların zor durumunu gözler önüne sermekteydi. Bu dönemde dini duygular insanların güven arayışında etkili olmuştur.

Sanayi Devrimi ve Göçler

Sanayi devrimi ile tarımdan endüstriye geçiş yaşanmış ve işçi nüfusu şehirlerde yoğunlaşmıştır. Bu süreçte aşırı iş gücü ihtiyacı, çocuk işçi sorununu ortaya çıkarmıştır. Öte yandan, Amerika'nın keşfi ile büyük göçler yaşanmış ve insanlar yeni umutlarla başka ülkelere taşınmışlardır.

Robert Owen ve İnsan Haklarının Yükselişi

Robert Owen'ın ceza yerine ikna yöntemi uyguladığı fabrikalarında kadın ve çocuk işçilerin korunması düzenlemelerinin oluşması, yönetim anlayışında insana verilen değerin artışının başlangıcıdır.

Bilimsel Yönetim Yaklaşımı ve Taylor

Taylor'ın Bilimsel Yönetim Yaklaşımı sayesinde yönetim düşüncesinde önemli gelişmeler yaşanmıştır. Taylor, daha çok işgücü verimliliğini artırma amacıyla insani değerleri göz önünde bulundurarak yönetim şeklini dönüştürmeye başlamıştır. Bu yaklaşım kapsamında parça başına ücret sistemi doğmuş ve işgücü verimliliği artmıştır.

Sonuç olarak, yönetim düşüncesinin evriminde birçok süreç ve olay kilit rol oynamış olarak görülmektedir. İlk çağdan başlayarak kölelik sistemi ve sınıf farklılıklarının yaşandığı dönemlerden geçip, Ortaçağ'da kilisenin gücünü kullanarak insanları yönlendiren süreçler yaşanmıştır. Sanayi Devrimi ve göçlerle insanlar yeni umutlar ve değişen yaşam koşullarıyla karşı karşıya kalmışlardır. İnsan haklarının ön plana çıktığı yönetim anlayışının evrimi ise, gelişen sistemler ve düşüncelerle günümüzün insan kaynakları yönetimi anlayışına ulaşmıştır.

Farklı yönetim kuramları, çalışanların ve organizasyonların ihtiyaçlarına nasıl yanıt vermektedir ve bu kuramların iş dünyasındaki uygulanışı konusunda hangi başarılı örnekler bulunmaktadır?

Farklı Yönetim Kuramlarının İhtiyaçlara Yanıtı ve Başarılı Örnekler

yönetim bilimi, tarih boyunca sürekli olarak evrilerek insanların ve organizasyonların ihtiyaçlarına göre şekillenmiştir. İlk çağlardan itibaren mevcut olan kölelik ve sınıf farklılıkları gibi unsurlar, günümüzde çalışanların hak ve yaşam standartlarını iyileştiren 'İnsan Kaynakları Yönetimi' adını alan uygulamalara yol açmıştır. Bu süreçte yönetim kuramları da sürekli gelişerek organizasyonlarda başarılı uygulamalara dönüşmüştür.

Sanayi Devrimi ve İş Gücü Değişimi

Sanayi devrimi ile birlikte köyle yaşayan işçilerin şehir merkezlerine göç etmesi ve fabrikaların kurulması, nin de evrimleşmesine yol açmıştır. Bu dönemde aşırı iş gücü talebi, çalışanların haklarını ve iş güvenliğini öncelikli hale getiren yeni iş ve yönetim uygulamalarını beraberinde getirmiştir.

Robert Owen ve İnsana Değer Veren Yönetim

İş dünyasında insana verilen değerin arttığı başarılı örneklerden biri, Robert Owen'ın kendi fabrikalarında uyguladığı ceza yerine ikna yöntemidir. Owen, işçilerinin yaşam ve çalışma koşullarını önemseyerek, özellikle kadın ve çocuk işlerine dikkat çekmiş ve bu alanda koruma yönetmeliklerini geliştirmiştir.

Bilimsel Yönetim Yaklaşımı ve İnsan Odaklılık

1900'lü yılların başında Frederick W. Taylor tarafından geliştirilen Bilimsel Yönetim Yaklaşımı, iş dünyasında önemli bir dönüm noktasıdır. Bu yaklaşım, parça başına ücret sistemi gibi çalışan motivasyonunu artıran uygulamaların yaygınlaşmasına yol açmıştır. Taylor'un bu yaklaşımı uyguladığı kurumlarda daha çok insana değer vermek ve üretimi artırmak amacıyla yeni sistemler geliştirmiştir.

Sonuç olarak, sürekli olarak evrilmeye ve insanların ihtiyaçlarına göre yeniden şekillenmeye devam etmektedir. Tarih boyunca yaşanan farklı dönemler ve zorluklar, çalışanların ve organizasyonların ihtiyaçlarına daha iyi yanıt veren yönetim kuramlarının gelişimine katkı sağlamıştır. Başarılı örneklerden öğrenerek, iş dünyasındaki uygulamaların daha insana değer veren ve etkin bir şekilde yönetilmesi sağlanabilir.

Neoklasik yönetim akımından modern yönetim düşüncesine geçiş sürecinde, insan kaynakları yönetiminin öneminin fark edilmesi ve işletme başarısındaki rolünün anlaşılması adına hangi dönüşümler ve yöntemler geliştirilmiştir?

Özet

Gelişen yönetim düşünceleri ve uygulamaları tarihsel olarak incelendiğinde, özellikle neoklasik yönetim akımından modern yönetim düşüncesine geçiş sürecinde insan kaynakları yönetiminin öneminin fark edilmesi ve işletme başarısındaki rolünün anlaşılması adına pek çok dönüşüm ve yöntem geliştirilmiştir.


Kölelikten İşçiliğe Geçiş

İlk çağlardan başlayarak ortaçağ dönemine kadar insanların ciddi sınıf farklılıkları yaşadığı ve kölelik uygulamalarının yaygın olduğu görülmektedir. Bu dönemlerde insan hakları ve değeri oldukça düşük seviyelerde bulunmaktaydı. Ancak sanayi devrimi başlangıcında tarımda kullanılan ve çok kısıtlı haklara sahip olan işçilerin rahata ermesi süreci başlamıştır.

İnsan Hakları ve İş Güvenliği

Sanayi devrimi döneminde aşırı iş gücü ihtiyacı, çocuk işçi ve kadın çalışanların iş güvenliği açısından zorlu süreçler yaşamasına neden olmuştur. Bu süreçte politik akımlara paralel olarak, özellikle Robert Owen'ın uyguladığı modern yöntemler ve kadın ve çocuk işleri koruma yönetmeliklerinin geliştirilmesi, insana verilen değerin artışına işaret etmektedir.

Bilimsel yönetim yaklaşımları ve İnsan Odağı

1800'lü yılların sonları ve 1900'lü yılların başlarına gelindiğinde, Taylor'un Bilimsel Yönetim Yaklaşımı'nın işletmelerde uygulanmaya başlandığı görülmektedir. Bu yaklaşımda, etkinlik ve verimlilik artışı için insani değerler ve çalışma koşulları dikkate alınıp parça başına ücret sistemi gibi uygulamalar geliştirilmiştir.

Taylor'un İnsan Kaynakları Yönetimine Etkisi

Frederick W. Taylor'un geliştirdiği yönetim yaklaşımı, insanların daha çok çalıştırılacağı ve işletme başarısı için değerleri göz önünde bulundurulan sistemlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Böylelikle, modern yönetim düşüncesinde insan kaynakları yönetiminin fark edilmesi ve işletme başarısındaki rolünün anlaşılması süreci başlamıştır.

Sonuç

Tarihsel süreç içerisinde yönetim düşünceleri ve uygulamalarının gelişimi incelendiğinde, özellikle neoklasik akımdan modern yönetim düşüncesine geçiş sürecinde önemli dönüşümler ve yöntemler geliştirilerek insan kaynakları yönetiminin önemi giderek fark edilmiş ve işletme başarısını etkilediği anlaşılmıştır. Bu süreçte sanayi devrimi, politik ve sosyal gelişmeler gibi pek çok faktör insan kaynakları yönetiminin kurumsallaşmasına ve işletme performansındaki rolünün belirginleşmesine önemli katkılar sağlamıştır.

Yönetim Düşüncesinin İnsana Bakış Açısı Değişimi Ve Gelişimi | IIENSTITU