Haber

Ülkemizde 11 Yılda 3 Bin 82 Kadın Öldürüldü

Banu Cantekin
Güncellendi:
17 dk okuma
İşaret parmağı kaldırılmış bir kişinin elinin yakın çekimi gösterilmektedir. Elin bileğinde bir bilezik vardır ve tırnak görülebilmektedir. Görüntünün arka planında, bir ağaç gövdesinin bulanık, odak dışı görüntüsü görülebilmektedir. Görüntü renklidir ve renkler canlı ve parlaktır. El görüntünün merkezinde ve parmak yukarı kaldırılmış. Bilezik gümüştür ve tırnak kısa ve temizdir. Ağaç gövdesi açık kahverengi, arka plan ise açık sarımsı yeşil renktedir.
YılŞiddet Nedeniyle Hayatını Kaybeden Kadın SayısıEn Fazla Kadın Cinayeti İşlenen Şehirler
2009171İstanbul
2010177İstanbul
2011163İstanbul
2012215İstanbul
2013301İstanbul
2014307İstanbul
2015360İstanbul
2016301İstanbul
2017350İstanbul
2018281İstanbul
10 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

İçişleri ile Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı verilerine göre 2009-2018 yılları arasında şiddet nedeniyle 3 bin 82 kadın cinayete kurban gitti. İki bakanlıktan alınan verilere göre 2008 yılında 138, 2009 yılında 171, 2010 yılında 177, 2011 yılında 163, 2012 yılında 215, 2013 yılında 301, 2014 yılında 307, 2015 yılında 360 kadının şiddet nedeniyle yaşamını hayatını kaybetti. Şiddet nedeniyle hayatını kaybeden kadın sayısı 2016’da 301; 2017’de 350; 2018’de 281 olarak gerçekleşti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun verdiği bilgiye göre 2019'un ilk 11 ayında 318 kadın cinayete kurban gitti. Kadına yönelik şiddet konusunda Polis Akademisi, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi (JSGA)  tarafından çok önemli iki rapor hazırlandı.

Polis Akademisi verilerine göre 3 yılda 932 cinayet işlendi

Polis Akademisi Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Coşkun Taştan ve Arş.Gör. Aslıhan Küçüker Yıldız, ‘Dünyada Ve Türkiye’de Kadın Cinayetleri 2016-2017-2018 Verileri Ve Analizler’ başlıklı 46 sayfalık bir rapor hazırladı. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2015 verilerine göre dünyada 1 milyon nüfus başına kadın cinayetleri rakamlarına yer verildi. En düşük ülkeler sıralamasında 1 milyon nüfus başına 2 kadın cinayeti oranı ile İngiltere ve Japonya geliyor. Yunanistan, İsviçre, Gürcistan ve İran’da bu sayı milyon nüfus başına 4 iken, Norveç, Almanya, İsveç, Hollanda ve İspanya'da 5 olarak gözlendi. Ermenistan, İsrail ve Hırvatistan'da 7, Romanya, Belçika ve Avustralya ise 8 olarak gözlenen bu rakamın Türkiye'de 5 olduğu saptandı. Rapora göre 2016, 2017 ve 2018 yıllarında 726’sı polis, 206’sı jandarma bölgesinde olmak üzere toplam 932 kadın cinayeti işlendi.



Cinayetlerin İllere Göre Dağılımı

2016, 2017 ve 2018 yıllarında işlenen kadın cinayetlerinin illere göre dağılımına bakıldığında ilk sırada yüzde 14,5 ile İstanbul geliyor.

  • İstanbul yüzde 14,5

  • Ankara yüzde 6,1

  • İzmir yüzde 5,5

  • Antalya yüzde 4,6

  • Gaziantep yüzde 4,3

  • Bursa yüzde 3,6

  • Adana yüzde 3,4

  • Mersin yüzde 3

  • Manisa yüzde 2,7

  • Denizli yüzde 2,6

Rakamlarla Kadın Cinayetleri Raporu

Dünyada Ve Türkiye’de Kadın Cinayetleri 2016-2017-2018 Verileri Ve Analizler Raporu rakamlarla kadın cinayetlerini ortaya koydu.

  • Cinayet Aletlerinin yüzde 52.8’i ateşli silah, yüzde 31.9’u kesici ve delici alet, yüzde 7’si boğma, yüzde 3,9’u bedensel güç kullanımı ve yüzde 4.4’ü diğer olarak gerçekleşti.

  • Kullanılan ateşli silahların yüzde 83.9’unun ruhsatlı, yüzde 16.1’inin ise ruhsatsız olduğu belirlendi.

  • En sık karşılaşılan cinayet mekanların ise yüzde 72.8 ile ev, meskun mekan veya metruk bina ve konut, yüzde 15’i sokak, yüzde 3.3’ü kırsal arazi ve açık arazi, yüzde 3.2’si iş yeri, yüzde 5.7’si diğer mekanlar oldu.

  • Cinayetlerin haftanın günlerine göre dağılımına bakıldığında yüzde 14.3’ü Pazartesi, yüzde 14.4’ü Salı, yüzde  13.5’i Çarşamba, yüzde 14.6’sı Perşembe, Yüzde 16.7’si Cuma, yüzde 12.6’sı Cumartesi ve yüzde 13.9’u Pazar günü.

  • Olayın gerçekleştiği ay sıralamasında yüzde 9.9 ile Eylül ilk sırada yer aldı. Mevsimlere göre ise en fazla cinayet yüzde 26.7 ile kış aylarında yaşandı.

  • Kadın cinayetlerinin yüzde 25,2’si saat 06:00 ile 11:59, yüzde 29,2’si saat 12:00 ile 17:59, yüzde 27,9’u saat 18:00 ile 23:59 ve yüzde 17,6’sı saat 00:00 ile 05:59 arasında işlendi.

  • Maktullerin yaş aralıkları dağılımına bakıldığında ilk sırada yüzde 25.7 ile 26-35 yaş gelirken, yüzde 8.6’sının 0-17 yaş arası olduğu gözlendi.

  • Maktullerin yaş ortalaması 36 iken, en küçük maktul 0 yaşında ve en yaşlı maktul 88 yaşında idi.

  • Maktullerin yüzde 58.5’i Evli, yüzde 16.1’i Boşanmış, yüzde 16.3’ü Bekar, yüzde 6.8’i dul ve yüzde 2.3’ü Diğer olarak belirlendi.

  • Maktullerin yüzde 46,1’inin eğitim durumu ilkokul mezunu, yüzde 0.4’ünün yüksek lisans doktora mezunu.

  • Öldürülen kadınların yüzde 7,1’i 66 ve üzeri yaşta.

  • Maktullerin yüzde 7.8’i yurtdışı doğumlu ya da yabancı uyruklu. Yüzde 34.6’sı Suriyeli. Yüzde 3.8’i Alman.

  • Faillerin yüzde 82.4’ü yakalanırken, yüzde 16.2’si intihar etti ve yüzde 1.3’ü firar etti.

  • Faillerin yüzde 46.8’i ilkokul mezunu, yüzde 5.5’i üniversite mezunu.

  • Faillerin yüzde 63.7’si evli, yüzde 21.2’si bekar ve yüzde 14.2’si boşanmış.

  • En Genç Fail 11 Yaşında (Bu Vakada Maktul 31 Yaşında), En Yaşlı Fail ise 90 Yaşında (Bu Vakada Maktul 74 Yaşında; Failin Eşi) 

  • Cinayet Saiklerine bakıldığında yüzde 42.6’sı psiko-sosyal motifler, yüzde 36.2’si cinsel motifler, yüzde 13’ü bedensel, ruhsal sağlık sorunları ve yüzde 7.7’si ekonomik nedenler.

Olaylarda Failin Şiddet Eşiğini Artıran Etkenler

Basit ve gündelik olmayan öldürme eyleminin önünde kanuni, ahlaki, hukuki, dini, kültürel, psikolojik ve fiziksel bazı engeller bulunuyor. Bir kişinin öldürme fiilinin gerçekleşmesi için bu alanlardaki bariyerleri aşması gerekir. Polis Akademisi raporuna göre olay tutanaklarında yapılan incelemelerde faillerin bu bariyerleri aşmasını kolaylaştıran faktörler şu şekilde sıralanıyor:

  • Ayrı Kalma ve Yeniden Birleşme

  • Alkol ve Madde Kullanımı

  • Üçüncü Şahıslarla İlişki

  • Psikiyatrik Bozukluk

  • Reddedilme

  • Ayrılık Sonrası Çocuklarla Görüşme Konusunda Yaşanan Sorunlar

  • Toplumsal Baskılar

Şiddet Olaylarında Öldürmeye Giden Sürecin İpuçları

Yeni tutanaklarda yapılan incelemelerde, öldürme eylemine işaret eden açık ipuçları şunlar:

  • Sözlü Şiddet ve Ölüm Tehdidi

  • Başka Akrabalara Yönelik Şiddet Ve Yaralama

  • Müzmin Geçimsizlik ve Mükerrer Aile İçi Şiddet

  • Kriminal Kişilik

Ailelerin ve Sosyal Ortamın Cinayetlerde Etkili Olamama Nedenleri

Kanunları ve kanun uygulayıcıların öldürme eylemini engellemedeki rolü çok önemli. Ancak kanuni düzenlemelerin yanı sıra öldürme eylemini engelleme de aile, mahalle ve sosyal çevrenin de rolü var. Sosyal çevre ve ailenin öldürme eylemine neden engel olamadığı sorusuna tutanaklarda yapılan analizler sonucu bazı faktörler sıralandı. Rapor da şu faktörlerin etkili olduğu tespit edildi:

  • Failin Fiziksel Avantajları

  • Riskin Görülmesindeki Güçlük

  • Gizli veya Açık İş Birliği

  • Sorumluluktan ve Risk Almaktan Kaçınma

Jandarma sorumluluk bölgesindeki 2008-2017 yılları arası olayları inceledi

Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı Dr.J.Alb. Engin Avcı, Dr.J.Bnb. Hayrettin Küpeli, Kaan Kılıç, Melek Tetik ve Melike Uysal Jandarma Sorumluluk Sahasındaki Kadın Cinayetlerinin Analizi 2008-2017 başlıklı bir rapor hazırladı. Jandarma sorumluluk bölgesinde 2008 yılında 83, 2009 yılında 56, 2010 yılında 68, 2011 yılında 62, 2012 yılında 50, 2013 yılında 57, 2014 yılında 57,  2015 yılında 90,  2016 yılında 57 ve 2017 yılında 62 kadın cinayeti gerçekleşti. Rapora göre 2008-2017 yılları arasında jandarma sorumluluk bölgesinde kadına yönelik şiddet kapsamında 642 öldürme olayı yaşandı. Bu 10 yıllık süreçte, 642 olayda tamamı kadın 687 mağdur ile 805 şüpheli bulunuyor. Şüphelilerin 58’i kadın, 747’si erkek. Kadın şüphelilerin 26’sı suçu tek başına işledi. 642 olayın 31’inde birden fazla, diğerlerinde bir mağdur bulunuyor. Yaşanan 91 olayda şüpheli sayısı birden fazla iken diğer olaylarda ise tek şüpheli bulunuyor. İncelenen dönemdeki olayların, mağdurların ve şüphelilerin sayılarına bakıldığında, 2009 yılında bir önceki yıla göre olay sayılarında kayda değer bir düşüş görüldü. Ancak 2010 yılında bu sayılar tekrar artmaya başladı.



2010-2012 yılları arasında düşüş eğilimi görülürken, 2012’den itibaren artış gözlendi. Bu artış 2015 yılında dikkate değer bir seviyeye ulaştı. 2015 yılından sonra ise yine düşüş eğilimi gözlendi. Bu durum üzerinde şu durumların etken olduğu tahmin ediliyor:

  • Yasal mevzuat

  • Uygulanan devlet politikaları (sosyal, ekonomik vb.)

  • Kolluk uygulamalarını önemli değişkenler

Rakamlarla Jandarma Kadın Cinayetleri Raporu

Jandarma Genel Komutanlığı’nın 2008-2017 döneminde kayıt altına aldığı vakalarda yapılan incelemelere göre rakamlarla işlenen kadın cinayetleri verileri şu şekilde sıralandı:

  • Kadın cinayetlerinde zanlılarının 286'sının eş, 78'inin ise sevgili olduğu saptandı. Ayrıca cinayetlerin 66'sını diğer akraba, 54'ü diğer şüpheliler, 42'si erkek evlat, 31'ini kardeş, 30'unu eski eş, 21'ini baba, 9'unu dini nikahlı eş, 8'ini anne, 7'si kız evlat, 6'sı tek taraflı takip eden şüpheli ve 5'i komşunun işlediği belirlendi.

  • Şüphelilerin yüzde 57'si mağdurun eşi veya sevgilisi olduğu gözlendi.

  • Rapora göre 10 yılda İzmir'de 26, Antalya'da 24, Bursa'da 23, Mersin'de 23 ve Muğla'da 23 kadın cinayete kurban gitti.

  • 10 yıllık süreçte jandarma bölgesinde Bayburt, Eskişehir, Gümüşhane ve Tunceli'de kadın cinayeti yaşanmadı.

  • Rapora göre nüfus kriteri dikkate alındığında en fazla kadın cinayeti meydana gelen iller İstanbul, Uşak, Nevşehir, Giresun ve Iğdır oldu.

  • Cinayete kurban giden kadınların 19, 22, 23, 30 ve 32, katil zanlılarının ise 26, 27, 28, 30 ve 33 yaşlarında olduğu belirlendi. 

  • Olaylardan kullanılan silahları bakıldığında 193 ile ilk sırada av tüfeği geliyor. Sırasıyla 157 tabanca, 124 bıçak, 11 piyade tüfeği, 7 balta, 6 kesici ve 6 sopa kullanıldı.

5 yılda devlet korumasında olan 94 kadın öldürüldü

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, son 5 yılda devlet tarafından koruma altına alınan 94 kadının hayatını kaybettiği açıkladı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in İçişleri Bakanlığı’na kadına yönelik şiddet konusunda verdiği soru önergesine bakanlıktan cevap geldi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, son 5 yıl içerisinde 1 milyon 15 bin 337 farklı kadına yönelik şiddet olayı gerçekleştiğini söyledi. Soylu’nun imzası bulunan cevapta şiddet olaylarında toplam 1890 kadının öldürüldüğü ifade etti. Bakanlığın verdiği cevapta, devlet koruması altında hayatını kaybeden kadınların sayılarına da yer verildi. Buna göre 2015 yılında 18 kadın, 2016 yılında 21 kadın, 2017 yılında 16 kadın, 2018 yılında 22 kadın ve 2019 yılının ilk 10 ayında ise 17 kadın devlet koruması altında iken hayatını kaybetti.

Anıt Sayaç verilerine göre 11 yılda 2 bin 853 kadın hayatını kaybetti

Türkiye'de şiddet nedeniyle hayatını kaybeden kadınları anmak için 2013 yılında dijital bir anıt projelendirildi. Anıt sayaç ismi verilen dijital anıt 2008 yılından başlayarak cinayete giden bütün kadınların isimlerini veriyor. Sayaç verilerine göre 2009-2019 yılları arasında 2853 kadın cinayete kurban gitti. Anıt Sayaç verilerine göre yıllara göre şiddet nedeniyle hayatını kaybeden kadın verileri şu şekilde:

  • 2009 yılında 122

  • 2010 yılında 202 

  • 2011 yılında 127

  • 2012 yılında 143

  • 2013 yılında 230

  • 2014 yılında 289

  • 2015 yılında 293

  • 2016 yılında 284

  • 2017 yılında 349

  • 2018 yılında 203

  • 2019 yılında 411

Site üzerinden her bir isme tıkladığınızda o kişi hakkında detaylı bilgiye erişebiliyorsunuz. Sayaç kadın cinayetleri ile ilgili verilere günlük yaptığı medya taramaları ile ulaşıyor. Ayrıca her ay Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun hazırladığı raporlarda gözden geçiriliyor.

Sıkça Sorulan Sorular

Türkiye’de kadın cinayetlerinin önlenmesi için alınan önlemler nelerdir?

Türkiye’de kadın cinayetlerinin önlenmesi için alınan önlemler arasında şu önlemler bulunmaktadır:

1. Kadın Cinayetlerinin Önlenmesi ve Acil Müdahale Hareket Planı: Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilen bir plan olan Kadın Cinayetlerinin Önlenmesi ve Acil Müdahale Hareket Planı, kadınlara karşı şiddeti önlemek için 11 alan üzerinde adımlar atılmasını sağlamıştır.

2. İnsan Hakları ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine İlişkin Kanun: Türkiye’de kadına karşı şiddeti azaltmak ve önlemek için insan haklarının korunmasını sağlamak amacıyla çıkarılan bu kanun, kadınların şiddete karşı korunmasını sağlamak için önemli hükümler içermektedir.

3. Kadına Karşı Şiddet Mağdurlarına Destek Merkezi: Türkiye’de kadına karşı şiddetin önlenmesi için çalışmalar yürütmek amacıyla kurulan bu merkez, kadınlara yardım edebilmek için çeşitli hizmetler sağlamaktadır.

4. Kadın Danışma Merkezleri: Kadınlara karşı şiddetin önlenmesi ve kadınların haklarının korunması için kurulmuş olan bu merkezler, kadınlara psikolojik destek, yasal danışmanlık hizmetleri ve diğer türlü destek hizmetleri vermektedir.

5. Kadın Cinayetlerinin Önlenmesi ve Acil Müdahale Hakkında Yasa: Bu yasa, kadın cinayetlerinin önlenmesi amacıyla kadınlara karşı şiddeti önlemek amacıyla çıkarılmıştır. Yasa, kadınlara şiddet uygulayan kişilerin cezalandırılmasını sağlamaktadır.

6. Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Merkezi: Türkiye’de kadına karşı şiddetin önlenmesi ve kadın haklarının korunması amacıyla kurulan bu merkez, kadınlara destek hizmetleri vermektedir.

7. Kadınlara Karşı Şiddeti Önleme ve Kalkındırma Programı: Bu program, kadınlara karşı şiddeti önlemek ve kadınların haklarının korunması için çalışmalar yürütmek amacıyla kurulmuştur. Program, kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi, kadınların haklarının korunması ve kadınların özgürlüklerinin sağlanması amacıyla çalışmalar yürütmektedir.

Kadın cinayetlerinin önlenmesi için kamu kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının rolü nedir?

Kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarının rolü, kadın cinayetlerinin önlenmesi için bireylerin ve toplumun geleceğini korumaktır. Kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşları, kadınlara karşı cinsel şiddeti önleyici kuralların uygulanmasını ve cinsel şiddete karşı koruma tedbirlerinin alınmasını sağlamalıdır. Kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşları ayrıca, kadınların toplumdaki haklarını korumak için eşitlik ilkelerinin uygulanmasını ve kadınlara eşit fırsatların sağlanmasını sağlamalıdır. Bunun yanı sıra, kadınların karşılaştıkları cinsel şiddetin sonuçlarının önlenmesi ve kadınların cinayet gibi suçların önlenmesi için kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşları kapsamlı bir sosyal destek sistemi kurmalıdır.

Kadın cinayetlerinin önlenmesi için ülkemizde neler yapılmalıdır?

Ülkemizde kadın cinayetlerinin önlenmesi için, öncelikle kadınlara karşı şiddetin her türünün kesinlikle yasaklanması gerekmektedir. Ayrıca çoğu kadın cinayetlerinin arkasındaki nedenlerin araştırılması ve mücadele edilmesi gerekmektedir. Bunun için, kadınların statülerinin iyileştirilmesi, özgürlüklerinin sağlanması, ekonomik bağımsızlıklarının arttırılması ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması gibi konularda çalışmalar yapılmalıdır. Aynı zamanda, kadına karşı şiddet olaylarının cezalandırılması için kamu idarelerinde gerekli düzenlemelerin yapılması ve daha etkin bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Kadınların şiddete maruz kalma riskini azaltmak için, kadınların toplumsal cinsiyet eşitliği hakkına sahip olmalarını sağlamak için gerekli önlemler alınmalıdır.

Türkiye'de her yılda ortalama kaç kadın öldürülmektedir ve bu rakamlar önceki yıllara göre artış göstermekte midir?

Öldürülen Kadın İstatistikleri

Türkiye'de kadın cinayetleri, her geçen yıl daha fazla sayıda ve vahim tablo sergiler hale gelmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; ortalama olarak her yıl 300 ila 400 arasında kadın cinayetlerine tanık olmaktayız.

Kadın Cinayetlerindeki Artış

Bu rakamlar, önceki yıllara kıyasla önemli ölçüde artış göstermektedir. Örneğin, 2008 yılında 83 olan kadın cinayeti sayısı, 2019 yılında 474'e yükselmiştir. Bu durum, son on yıldır kadın cinayetlerinde yaşanan yüzde 236'lık artışı işaret etmektedir.

Şiddetin Kökenleri ve Sebepleri

Kadın cinayetleri; aile içi şiddet, kadının toplumda ikincil kabul edilen statüsü, eğitim eksikliği, hukuki yetersizlikler ve sosyokültürel faktörler gibi birçok nedenden kaynaklanmaktadır. Bu sebeplerle mücadele etmek ve kadın cinayetlerinin önüne geçmek, toplumun tüm kesimlerinin sorumluluğu altındadır.

Önlemler ve Mücadele Stratejileri

Bu sorunla mücadelede, devlet ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içerisinde eğitim, bilinçlendirme, hukuki düzenlemeler ve sosyal politikalar üretmek gerekmektedir. Özellikle eğitim seviyesinin yükseltilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve şiddetle mücadelede etkili yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi, başarının anahtarıdır.

Sonuç olarak, Türkiye'de her yıl ortalama olarak 300-400 arasında kadın öldürülmekte olup, bu rakamlar önceki yıllara göre artış göstermektedir. Toplumun tüm kesimlerinin bu sorunla mücadele etmesi ve önleyici politikalar üretmesi gerekmektedir.

Türkiye'de kadın cinayetlerinin en sık işlendiği yaş grupları ve sosyo-ekonomik durumlar nelerdir?

Yaş Grupları

Ülke genelinde kadın cinayetlerinin en sık işlendiği yaş grupları, 18-35 yaş aralığı olarak belirlenmiştir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, bu yaş aralığındaki kadınlar en yüksek risk grubunu oluşturmaktadır. Başta erken evlilikler sonucunda ortaya çıkan aile içi şiddet ve kadının ekonomik bağımlılığı olmak üzere, sosyal ve kültürel faktörlerin önemli etkisi olduğu düşünülmektedir.

Sosyo-Ekonomik Faktörler

Kadın cinayetlerinin gerçekleşme sıklığı ve yaş gruplarıyla ilişkisini göz önünde bulundurarak, sosyo-ekonomik faktörleri belirleyici olarak görmekteyiz. Bu faktörlerin başında eğitim, istihdam olanakları ve gelir düzeyi gelmektedir. Özellikle kırsal kesimlerde ve düşük sosyo-ekonomik koşullarda yaşayan kadınlar daha yüksek risk altında bulunmaktadır.

Eğitim

Eğitim seviyesi düşük olan kadınlar, daha sık şiddet ve cinayete maruz kalmaktadır. Eğitimli kadınların, şiddet eğilimleri olan eşlerinden daha kolay ayrılabilme ve maddi bağımsızlık elde etme gücü bu durumu açıklamaktadır. Ayrıca eğitimli kadınların, hukuki süreçlerle ilgili bilgi sahibi olması ve sosyal destek ağlarına erişme olanakları da şiddet ve cinayet riskini düşürmektedir.

İstihdam ve Gelir Düzeyi

Kadın istihdamının düşük olduğu ve gelir düzeyinin düşük olduğu bölgelerde, şiddet ve cinayet olaylarının daha sık yaşandığı görülmektedir. Maddi bağımsızlığın eksikliği ve kadının aile içinde ekonomik olarak bağlı olması, şiddete ve cinayete karşı direnme gücünü azaltmaktadır. Ayrıca, aile içinde eşler arasında yaşanabilecek ekonomik sıkıntılar da şiddet olaylarında tetikleyici rol oynamaktadır.

Sonuç

Türkiye'de kadın cinayetlerinin en sık işlendiği yaş grupları ve sosyo-ekonomik durumlar göz önüne alındığında, özellikle genç yaşta ve düşük sosyo-ekonomik koşullarda yaşayan kadınların dikkat çektiği görülmektedir. Eğitim, istihdam ve gelir düzeyi gibi faktörlerin, aile içi şiddet ve kadın cinayetlerinde önemli etkisi bulunmaktadır. Bu nedenle, politika yapıcıların bu faktörleri dikkate alarak, risk altında bulunan kadınların yaşam koşullarını iyileştirecek önlemler alması büyük önem arz etmektedir.

Türkiye'de kadın cinayetleri en çok hangi ilde yaşanmakta ve bu konuda özellikle hangi bölgelerde çalışma yapılması gerekmektedir?

Türkiye'de Kadın Cinayetleri: İllere ve Bölgelere Göre İncelenmesi

Kadın Cinayetleri: İller

Türkiye'de gerçekleşen kadın cinayetleri önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmakta ve en çok İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde yaşanmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2020 yılında 409 kadın, şiddet sonucu hayatını kaybetti. İstanbul birinci sırada olup, ardından Ankara ve İzmir gelmektedir. Bu durum, özellikle büyükşehirlerde yaşayan kadınların daha fazla şiddet ve cinayette risk altında olduğunu göstermektedir.

Kadın Cinayetleri: Bölgeler

Kadın cinayetlerinin bölgelere göre dağılımı incelendiğinde, Türkiye'de kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin yoğunlaştığı bölgeler ise, genellikle Marmara ve Akdeniz bölgeleri olarak gözlemleniyor. Kültürel, sosyoekonomik ve eğitim düzeyindeki farklılıklar, kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin bölgeler arasında farklı sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Önlem ve Çalışma Alanları

Bu durumu önlemek ve çözmek amacıyla, şiddet ve cinayet olaylarının yoğunlaştığı iller ve bölgelerde, farkındalık yaratma çalışmalarına ağırlık verilmelidir. Özellikle eğitim, toplumsal cinsiyet ve sosyoekonomik faktörlerin iç içe geçtiği bu sorunun çözümü için, yerel ve merkezi yönetimlerin işbirliği yaparak, toplumun tüm kesimlerine yönelik farkındalık ve eğitim faaliyetleri düzenlenmelidir.

Ayrıca, Türkiye'de kadın cinayetleriyle ilgili mevcut yasal düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanması ve gerektiğinde yasaların güçlendirilmesi önemli bir yere sahiptir. Bu doğrultuda, kadın cinayetleri konusunda kamuoyu ve siyasi irade harekete geçirilmeli ve çalışmaların takibine özen gösterilmelidir.

Sonuç olarak, Türkiye'de kadın cinayetleri sorunu İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde yoğunlaşmakta olup, Marmara ve Akdeniz bölgelerinde de öne çıkmaktadır. Bu bölgelerde yapılacak çalışmalar ve önlemler, kadın cinayetlerinin önlenmesi için büyük öneme sahiptir. Yerel ve merkezi yönetimlerin işbirliği, farkındalık ve eğitim faaliyetlerinin artırılması ve yasal düzenlemelerin etkinleştirilmesiyle Türkiye'de kadın cinayetleri sorununun üstesinden gelinmesi mümkündür.

Son 20 yılda Türkiye'de kadın cinayetlerinde hangi eğilimler gözlemlenmiştir?

Son 20 Yılda Türkiye'de Kadın Cinayetlerinde Gözlemlenen Eğilimler

İçişleri ile Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı verilerine göre 2009-2018 yılları arasında şiddet nedeniyle Türkiye'de 3 bin 82 kadın cinayete kurban gitmiştir. Özellikle 1 milyon nüfus başına kadın cinayeti oranı 5 olarak belirlenmiştir; bu oranın İngiltere ve Japonya gibi ülkelerde 2, İsviçre ve İran gibi ülkelerde ise 4 olduğu göz önüne alındığında Türkiye'nin durumu daha da vahimdir.

Şiddet Nedeniyle Hayatını Kaybeden Kadın Sayısındaki Artış

2008 yılında 138 olan kadın cinayeti sayısı, 2015 yılında 360'a yükselmiştir. Özellikle 2012- 2015 yılları arasında şiddetli bir artış yaşanmış ve kadın cinayetlerindeki bu artış duraksamalı bir seyir izlemiştir. 2016 ve 2017 yıllarında sırasıyla 301 ve 350 kadının şiddet nedeniyle yaşamını yitirdiği görülür.

Kadın Cinayetleri Raporu ve Faktörler

Polis Akademisi öğretim üyeleri Doç. Dr. Coşkun Taştan ve Arş. Gör. Aslıhan Küçüker Yıldız tarafından hazırlanan 'Dünyada Ve Türkiye’de Kadın Cinayetleri 2016-2017-2018 Verileri Ve Analizler' başlıklı rapor, kadın cinayetlerini engellemeye çalışan kanuni, ahlaki, hukuki, dini, kültürel, psikolojik ve fiziksel bazı faktörlerin önemini ortaya koymuştur. Özellikle failin bu bariyerleri aşmasını kolaylaştıran faktörler raporda sıralanmaktadır.

Sosyal Çevre ve Ailenin Önemi

Kanuni düzenlemelerin yanı sıra, kadın cinayetlerinin engellenmesinde aile, mahalle ve sosyal çevrenin de önemli bir rolü olduğunu vurgulayan rapora göre, sosyal çevre ve ailenin öldürme eylemine neden engel olamadığına dair bazı faktörler belirlenmiştir. Bu faktörler arasında, ailenin şiddet gören kadını koruma konusundaki başarısızlığı ve toplumun kadına yönelik şiddete duyarsızlığı sayılabilir.

Sonuç olarak, son 20 yılda Türkiye'de kadın cinayetleri sayısında belirgin bir artış gözlemlenmiştir ve bu durum toplumun her kesiminde ciddi bir mücadele gerektirir. Başta kanuni düzenlemeler olmak üzere, aile ve sosyal çevrenin de kadına yönelik şiddete karşı durması ve destek olması büyük önem taşımaktadır.

Türkiye'deki kadın cinayetlerinin işleniş biçimleri ve faillerin profilleri konusunda yapılan araştırmalar ve bulgular nelerdir?

Türkiye'deki Kadın Cinayetleri İşleniş Biçimleri ve Faillerin Profilleri

Türkiye'deki kadın cinayetleri hakkında İçişleri ve Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlıkları tarafından toplanan veriler, bu cinayetlerin işleniş biçimi ve faillerin profilleri hakkında dikkat çekici bilgiler sunuyor. 2009-2018 yılları arasında şiddet nedeniyle 3 bin 82 kadın cinayete kurban gitti. Bu veriler ışığında iki akademi tarafından hazırlanan raporlar, kadın cinayetlerini daha detaylı bir şekilde analiz etti.

Polis Akademisi tarafından hazırlanan 'Dünyada ve Türkiye'de Kadın Cinayetleri 2016-2017-2018 Verileri ve Analizler' başlıklı rapor, cinayetleri işleyen kişilerin bariyerleri aşmasını kolaylaştıran faktörleri sıraladı. Bu faktörler arasında kanuni, ahlaki, hukuki, dini, kültürel, psikolojik ve fiziksel engellerin aşılması yer alıyor. Ayrıca, öldürme eylemine işaret eden açık ipuçları belgelendi.

Sosyal çevre ve aile faktörü de cinayetlerin işleniş biçimi ve failleri üzerinde belirleyici. Öldürme eylemini engelleme konusunda aile, mahalle ve sosyal çevrenin rolü büyük. Ancak, ailenin veya sosyal çevrenin bu eylemi engellemekte neden başarısız olduğu sorusu, tutanaklarda yapılan analizler sonucunda belirlenen bazı faktörlerle cevaplandı.

Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi tarafından hazırlanan 'Jandarma Sorumluluk Sahasındaki Kadın Cinayetlerinin Analizi 2008-2017' başlıklı rapor da, benzer şekilde kadın cinayetlerini ve faillerin profillerini inceledi. İstanbul'un yüzde 14.5 oranla en fazla kadın cinayetinin işlendiği il olduğu belirlendi.

Bu araştırma ve bulgular, Türkiye'deki kadın cinayetlerinin işleniş biçimlerini ve faillerin profillerini anlamak, bu sorunu önlemek için yapılan çabaların ve mevcut politikaların etkinliğini değerlendirmek için önemlidir. Bu, kadın cinayetlerinin önlenmesine yönelik daha etkili bir strateji belirlemeye yardımcı olabilir.

Türkiye'de kadın cinayetlerinin önlenmesi ve azaltılması için sivil toplum kuruluşları, kamu kurumları ve bireyler ne tür stratejiler ve politikalar uygulayabilir?

Kadın Cinayetleri İçin Etkin Stratejiler ve Politikalar

Türkiye'de kadın cinayetleri konusunda etkin stratejiler ve politikaların uygulanması için farklı aktörler tarafından üzerinde durulması gereken çözüm yolları bulunmaktadır. Kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve bireyler arasında bu konuda iş birliği yapılması, çözüm sürecini hızlandırabilir.

Kamu Kurumlarının Rolü

Kamu kurumlarının uygulayabileceği bir politika, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için yasaları daha etkin kullanmaktır. Yasaların etkin bir şekilde uygulanması, kadın cinayetlerini engellemedeki önemli bir araçtır. Ayrıca, şiddet mağdurları için sosyal hizmetlerin geliştirilmesi gereklidir. Bu hizmetler, mağdurları hem maddi hem de manevi olarak destekleyebilir.

Sivil Toplum Kuruluşlarının Katkısı

Sivil toplum kuruluşları ise kadın hakları konusunda farkındalığı artırmak için kampanyalar düzenleyebilir. Etkili eğitim programları ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda bilinçlendirme çalışmaları, bu alanda önemli atılımlar yapmaktadır.

Bireylerin Yapabileceği

Bireylerin de kadın cinayetlerinin önlenmesi konusunda kendi çaplarında atabilecekleri adımlar bulunmaktadır. Örneğin, şiddete maruz kalan kadınları desteklemek ve onlara yardım etmek adına çeşitli sosyal girişimlerde bulunabilirler. Ayrıca, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda bilinçli birer birey olmaları ve bu konuyu çevrelerine de aktarmaları önemlidir.

Tüm bu öneriler, kadın cinayetlerinin önlenmesi ve azaltılması yolunda atılacak etkin stratejiler ve uygulamalar olabilir. Ancak, bu önlemlerin başarılı olabilmesi için toplumun tüm kesimlerinin bu konuda duyarlı ve bilinçli olması gereklidir.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun paylaştığı istatistiklere göre 2019 yılının ilk 11 ayında öldürülen kadın sayısı nedir?

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun paylaştığı verilere göre, 2019 yılının ilk 11 ayında Türkiye'de kadına yönelik şiddet sonucu 318 kadın hayatını kaybetti. Bu durum, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin hala ne derece ciddi bir sorun olduğunu gözler önüne sermektedir.

## Polis Akademisi ve Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Raporları

Bu konuyu daha iyi anlamamızı sağlayacak olan Polis Akademisi ve Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi tarafından hazırlanan raporlar, yıllar itibariyle kadın cinayetleri hakkında derinlemesine analizler sunmaktadır. Özellikle Polis Akademisi tarafından hazırlanan ‘Dünyada Ve Türkiye’de Kadın Cinayetleri 2016-2017-2018 Verileri Ve Analizler’ başlıklı 46 sayfalık rapor, kadın cinayetleri ile ilgili tüm verileri bir araya getirirken, kadına yönelik şiddetin nedenlerini ve cinayetlerin altında yatan sebepleri de irdeliyor.

## Türkiye ve Dünya Geneli Kadın Cinayeti Oranları

Dünya Sağlık Örgütü'nün 2015 verilerine göre, Türkiye'de 1 milyon nüfus başına kadın cinayeti oranı 5'tir. Bu veri, dünyadaki diğer ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye'nin kadın cinayetleri konusunda ciddi bir sorunu olduğunu ortaya koymaktadır. Örneğin, İngiltere ve japonya gibi ülkelerin oranı 2 iken, Orta Doğu ve Avrupa'daki birçok ülkenin oranları Türkiye'ninkinden daha düşüktür.

## Coğrafi Dağılım ve Sorumluluk Sahaları

Raporlar, 2016, 2017 ve 2018 yıllarında işlenen kadın cinayetlerinin illere göre dağılımını ve sorumluluk sahalarını da inceliyor. Bu verilere göre, kadın cinayetlerinin en yoğun olduğu iller İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerdir. Ayrıca cinayetlerin çoğu polis sorumluluk sahasında gerçekleşmiştir.

## Cinayet Faktörleri ve Önlemler

Raporlarda ayrıca cinayetleri gerçekleştiren kişilerin bu eylemi gerçekleştirebilmeleri için karşılarına çıkan engeller ve bu engelleri aşmalarını kolaylaştıran faktörler de incelenmiştir. Bu faktörler arasında sosyal çevre, aile ve kanun uygulayıcılarının durumu önemli bir yer tutmaktadır.

Tüm bu analizlerin ışığında, 2019 yılında ilk 11 ayda 318 kadın cinayetinin işlenmesi, şiddet ve cinayet olaylarının henüz önlenemez bir sorun olduğunu ortaya koymaktadır. Bu durumu çözmek ve kadın cinayetlerini önlemek için hem toplumun tüm kesimlerine hem de devlete önemli görevler düşmektedir. Kadın cinayetlerinin önlenmesi konusunda adım atmayı gerektiren bu acil durum, ülkemizin ve dünyanın en önemli gündem maddelerinden biri olmaya devam etmektedir.

Polis Akademisi ve Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi tarafından hazırlanan raporlarda belirtildiği gibi 2016, 2017 ve 2018 yıllarında kaç adet kadın cinayeti meydana gelmiştir?

Polis Akademisi ve Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi tarafından hazırlanan raporlar incelendiğinde; 2016, 2017 ve 2018 yıllarında toplam 932 adet kadın cinayeti meydana gelmiştir. Buna göre, 2016 yılında 301, 2017 yılında 350 ve 2018 yılında ise 281 kadın cinayeti işlenmiştir. Rapor, bir dizi istatistik ve analiz sunarak, bu cinayetlerin yaşandığı polis ve jandarma bölgelerini, cinayetlerin yıllara ve illere göre dağılımını, faillerin öldürme eylemini gerçekleştirmeye iten faktörleri ve var olan engelleri kapsamlı bir şekilde ortaya koyar.

Belirtilen yıllarda işlenen kadın cinayetlerinin illere göre dağılımına bakıldığında ise İstanbul yüzde 14,5 ile ilk sıradadır. Bazı iller daha fazla kadın cinayeti vakası ile anılsa da, bu vahşi suçun Türkiye genelinde yaygın olduğu açıktır. Bu durum, kadına yönelik şiddetin ülkemizdeki yaygınlığını gözler önüne serer.

Raporlar, ayrıca cinayetlerin gerçekleşmesini kolaylaştıran çeşitli faktörleri de ortaya koymaktadır. Kanuni, ahlaki, hukuki, dini, kültürel, psikolojik ve fiziksel bazı engeller bulunmasına rağmen bu engellerin aşıldığı belirtilmiştir. Ancak, bu eylemleri engellemek için aynı zamanda aile, mahalle ve sosyal çevrenin de önemli bir rolü olduğu vurgulanmıştır.

Sonuç olarak, Polis Akademisi ve Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi tarafından hazırlanan raporlar ışığında; 2016, 2017 ve 2018 yıllarında toplamda 932 kadın cinayeti gerçekleştirildiği belirlenmiştir. Bu durum, ülkemizde yıllara bakıldığında kadına yönelik şiddetin ne derece ciddi bir sorun olduğunu kanıtlar niteliktedir. Bu nedenle, kadına karşı şiddetle mücadele konusunda daha etkin önlemler alınması ve kadınların yaşam güvencesinin artırılması gerekmektedir.

İçişleri ve Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlıklarının verilerine göre 2009-2018 yılları arasında toplamda kaç kadın cinayeti gerçekleşmiştir?

Türkiye İçişleri ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlıklarının verilerine göre 2009-2018 yılları arasında toplamda 3,082 kadın cinayeti gerçekleşmiştir. Yıllara göre dağılımı incelediğimizde, cinayetlerin her geçen yıl artış gösterdiği gözlemlenmiştir. 2009 yılında 171 kadın hayatını kaybederken, bu sayı 2010 yılında 177'ye yükselmiştir. 2011 yılında 163 kadın, 2012 yılında 215 kadın şiddet nedeniyle hayatını kaybetmiştir. İstatistikler 2013 yılında 301, 2014'te 307, 2015'te 360 kadın cinayetini göstermektedir. 2016 yılında 301, 2017'de 350 ve 2018'de ise 281 kadın cinayeti gerçekleşmiştir.

Bu verilerin dökümünü sağlayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2019 yılının ilk 11 ayında da 318 kadının cinayete kurban gittiğini belirtmiştir. Polis Akademisi, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi tarafından hazırlanan raporlarda ise 2016, 2017 ve 2018 yıllarında 726'sı polis, 206'sı jandarma bölgesinde olmak üzere toplam 932 kadın cinayeti gerçekleştiğini belirtmiştir.

Konumuzla ilgili diğer bir çalışma Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine dayanarak kadın cinayetleri oranlarını dünya genelinde incelemiştir. Bu verilere göre, İngiltere ve Japonya’da 1 milyon nüfus başına 2 kadın cinayeti gerçekleşirken, bu oran Türkiye'de 5 kadına çıkmaktadır.

Yukarıda belirttiğimiz verilere bakıldığında, Türkiye'de kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin ciddi bir sorun olduğu görülmektedir. Bu konunun çözümüne yönelik çeşitli kanuni, ahlaki, hukuki, dini, kültürel, psikolojik ve fiziksel bariyerler bulunmaktadır. Burada en önemli rol kanun yapıcıların ve uygulayıcılarının, ailenin ve sosyal çevrenin olacaktır. Tüm bu verilere dayanarak, kadın cinayetlerinin önlenmesi için etkin bir strateji ve politika geliştirilmesi gerekmektedir.