Sosyal Medya

Sosyal Medya Pazarlamasında Kişiselleştirilmiş Reklamlar

Konuk Yazar
Güncellendi:
7 dk okuma
Bu görüntüde birkaç cep telefonunun yakın çekimi sunuluyor. Telefonlar yan yana dizilmiş ve her birinin ekranında bir sosyal medya simgesi var. Telefonların ekranları mavi görünüyor. Bir telefon ön planda hafifçe odak dışında ve arka planda bir kamera logosu görülüyor. Telefonların solunda da mavi beyaz bir işaret var. Tüm telefonların kendine has özellikleri ve detayları var ve bu da onları birbirinden farklı gösteriyor. Görüntü yüksek çözünürlükte ve renkler canlı.
KonuAçıklamaÖrnek
Web 2.0Kullanıcıların dijital platformlarda aktif olarak içerik oluşturabildiği, etkileşime girebildiği yeni internet dönemiSosyal medya siteleri, bloglar
Kişiselleştirilmiş ReklamlarKullanıcıların dijital aktivitelerini takip ederek ilgi alanlarına, arama geçmişine ve davranışlarına göre oluşturulan hedefli reklamlarFacebook ve Instagram reklamları
Sosyal Medya PazarlamasıSosyal medya platformları üzerinden kullanıcıların ilgi alanlarına uygun hedeflenmiş reklam stratejileriFacebook Ads, Instagram Ads
Reklamların ÖlçümüSosyal medya reklamlarının etkinliği, algoritmalar ve özel araçlarla neredeyse anlık olarak ölçülebilmekteGoogle Analytics, Facebook Insights
FacebookSosyal medya pazarlamasının en yaygın yapıldığı platformFacebook Reklamcılığı
Dijital Ayak İzleriKullanıcıların internet üzerinde bıraktıkları dijital veri izleriArama geçmişi, sitelerde geçirilen süre, tıklanan reklamlar
Panoptikon ModeliKullanıcıların sürekli olarak gözetlendiği ancak kimin ve ne zaman gözetlendiğinin bilinmediği gözetim modeliSosyal medya pazarlama gözetimi
Kullanıcıların TavrıKullanıcıların dijital gözetimden haberdar olduğu ancak hareket geçmeyi seçmeme eğiliminde olduklarıKişiselleştirilmiş reklamlar karşısında pasif kalmak
Reklamların FaydasıBazı kullanıcıların kişiselleştirilmiş reklamları faydalı buldukları ve ilgi alanlarına hitap ettikleri için olumlu karşıladıklarıBir kullanıcının ilgilendiği ürünün reklamını görmek
Eğitim ve ProfesyonelleşmeSosyal medya pazarlamada profesyonelleşmek ve etkili stratejiler geliştirmek için eğitim alınmasıIstanbul İşletme Enstitüsü'nden Online Facebook ve Instagram Reklamcılığı eğitimi
10 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

Özellikle Web 2.0’ın ortaya çıkışından sonra internet kullanıcılarının da dijital platformlarda etkileşimde bulunabilmesinin önü açıldı ve böylece kullanıcılar da kendi içeriklerini oluşturabilme ve diğer insanlarla etkileşime girebilme gibi aktivitelerde bulunabilmeye başladılar. Bu durum kullanıcıların bilgiyi tüketen konumundan çıkıp artık bilgi üreten konumuna geçmelerini sağlamıştır. 

Karşımıza Çıkan Reklamlar

Ancak yapay zekanın ortaya çıkışı ile birlikte yetkililer Web 3.0 mı geldi sorusunu tartışırken, Web 2.0’ın sonucu olarak internet üzerinde yaptığımız en basit aramalar veya gezindiğimiz siteler, algoritmalar sayesinde data olarak izlenip saklanmakta ve bu izlenme süreci farklı şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Bunun en büyük örneği ise sosyal medya platformlarında gezinirken karşımıza çıkan ürün vb. reklamlarıdır. 

Kişiselleştirilmiş reklam nedir?

Sosyal medya platformlarında az çok vakit geçiren herkesin mutlaka görmüş olduğu bu reklamlara kişiselleştirilmiş reklamlar denir. Bu aynı zamanda, kullanıcıların dijital platformlar üzerinde bıraktıkları ayak izlerini takip ederek onların ilgilerine, arama geçmişlerine, dijital platformlardaki hareketlerine göre karşılarına kendilerine uygun olarak ‘kişiselleştirilmiş’ sosyal medya reklamları çıkarmasıdır.



Sosyal Medya Pazarlaması

Sosyal medya pazarlaması tekniğini kullanan firmaların kişiselleştirilmiş reklam yöntemini kullanmasının en büyük sebeplerinden birisi bu reklamların geri dönüşünün kolaylıkla ölçülebiliyor olmasıdır. Geleneksel bir televizyon veya gazete reklamı verildiğinde bunun tüketiciler üzerinde nasıl bir etki yaptığının ölçümü neredeyse imkansızdır ancak sosyal medya platformları üzerinde verilen reklamların ölçümü birkaç araç aracılığıyla neredeyse eş zamanlı olarak yapılabilmekte ve şirketlere getirisinin ölçümü doğru olarak yapılabilmektedir.

Sosyal medya reklamcılığı nerede yaygın?

Sosyal medya reklamcılığının en sık yapıldığı platform 2018’in ikinci yarısında 2,23 milyar kullanıcı sayısına ulaşmış olan Facebook’tur. Aynı zamanda sosyal medya pazarlaması alanında yapılan bir araştırmaya göre ise Facebook %95,8 ile en iyi yatırım getirisi sağlayan platform olarak seçilmiştir. 



Sosyal medyada reklam vermek için eğitim almak gerekir mi?

Istanbul İşletme Enstitüsü bu konuda sertifika destekli ücretsiz online eğitimler vermekte. Facebook ve Instagram Reklamcılığı eğitimi ile bu konuda da profesyonelleşebilirsiniz.

Facebook En İyi Yatırım



Sosyal medya iletişiminin pazarlamaya etkisi de çok fazladır. Kullanıcılarının günlük olarak ortalama 50 dakika vakit geçirdiği Facebook sosyal medya pazarlamacıları için harika bir platform olarak işlev görmektedir. Özellikle Cambridge Analytica skandalı sonrasında Mark Zuckerberg’in mahkemede verdiği ifadeden de Facebook işleyiş mantığı kolayca anlaşılmaktadır.

Zuckerberg kendisine kullanıcı verilerini sattığını söyleyen senatöre, verileri satmadığını, işletmelere kimleri hedef kitle olarak seçmek istediğini sorduğunu ve reklamları o hedef kitleye göre gösterdiklerini belirtmiştir.  Öyle ki, Facebook Ads uygulaması ile işletmeler hedef kitlelerini en küçük detaya göre seçebilmektedirler. Konum, yaş bilgisi, cinsiyet bilgisi, dil, demografik bilgiler, ilgi alanları ve davranışlar gibi kriterlere göre hedef kitle seçimi yapılabilmektedir.

Panoptikon Modeli

Bu kadar detay bilgileri elde etmek için internet kullanıcılarının dijital ayak izlerinin sürekli olarak takip edildiğini anlamamak imkânsız. Şu durumda internet gözetimini Panoptikon modeline benzetmenin yanlış olmayacağı kanısındayım. Panoptikon aslen bir hapishane modelidir ve Jeremy Bentham tarafından geliştirilmiştir. 

Bu modele göre bir gözetmen hapishanenin tam ortasında, tüm mahkumları gözetleyebilecek şekilde konumlanmıştır ancak hiçbir mahkum bu gözetmeni göremez. Bu yüzden mahkumlar, gözetleniyor olmak korkusu ile sürekli davranışlarına dikkat etmek zorundadır. Sosyal medya pazarlaması gözetimi de tıpkı Panoptikon modeli gibi internet kullanıcılarını sürekli olarak gözetlemekte ancak kullanıcılar ne zaman ve kim tarafından gözetlendiklerini bilememektedir.

Reklamlar Faydalı Mı?

Bu konuda yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkan sonuç ise kullanıcıların bu gözetim sürecinin büyük oranda farkında olduğu ve izlenilmekten rahatsız olduğu yönündedir. Ancak kullanıcılar bu süreci engellemek için herhangi bir harekette bulunmadıklarını ifade etmiştir. Bir kısım kullanıcı ise karşılarına çıkan ve ilgilerine hitap eden kişiselleştirilmiş reklamları, izleniyor olmalarına rağmen, faydalı bulduklarını ifade etmiştir. 

Özetle şu sonuca varmaktayız. Sosyal medya pazarlaması yöntemi olarak kişiselleştirilmiş reklamlar insanlar tarafından endişe edici bulunsa da hiçbir kullanıcı kişisel bilgilerinin izlenmesi konusunda bir önlem almamakta ve bu sürece tedirgin bir gönüllülükle dahil olmayı tercih etmektedir.

Sıkça Sorulan Sorular

Kişiselleştirilmiş reklamların oluşumunda kullanıcıların dijital platformlar üzerinde bıraktıkları hangi tür ayak izleri etkili olmaktadır?

Kişiselleştirilmiş reklamların oluşumunda kullanıcıların dijital platformlar üzerinde bıraktıkları çeşitli ayak izleri etkili olmaktadır. Bu ayak izleri genellikle kullanıcıların arama geçmişi, site ziyaretleri, ürün inceleme ve satın alma eylemleri, tıklama hareketleri ve sosyal medya etkileşimlerinden oluşur. Bu bilgiler, algoritmalar tarafından süzülerek kullanıcının ilgi alanlarını, tercihlerini ve davranışlarını belirlemekte kullanılır. Ardından, bu bilgiler doğrultusunda kullanıcının karşısına onun ilgi alanlarına ve tercihlerine yönelik kişiselleştirilmiş reklamlar çıkarılır. Örneğin, bir kullanıcı sık sık seyahat sitelerini ziyaret ediyor ve seyahatle ilgili arama yapmışsa, onun karşısına seyahatle ilgili kişiselleştirilmiş reklamlar çıkarılır.

Bu süreçte, kullanıcıların bıraktığı dijital ayak izleri sadece Internet tarayıcısı geçmişi ile sınırlı değildir. Bunun yanı sıra, kullanıcıların sosyal medya platformlarında paylaştıkları içerikler, beğenileri, yorumları, paylaşımları ve takip ettikleri hesaplar da bu sürece dahil olmaktadır. Bu bilgiler de kişiselleştirilmiş reklamların oluşumunda rol oynar. Örneğin, bir kullanıcı sosyal medyada sık sık modayla ilgili içerik paylaşıyor ve moda markalarını takip ediyorsa, bu durum algoritmalar tarafından tespit edilir ve kullanıcıya moda ile ilgili kişiselleştirilmiş reklamlar çıkarılır.

Aynı şekilde, kullanıcıların alışveriş sitelerinde bıraktıkları dijital ayak izleri de bu süreçte rol oynar. Kullanıcıların hangi ürünleri incelediği, hangi ürünleri sepete eklediği veya satın aldığı bilgileri algoritmalar tarafından toplanır ve bu bilgiler doğrultusunda kişiselleştirilmiş reklamlar oluşturulur.

Sonuç olarak, kişiselleştirilmiş reklamların oluşumunda kullanıcıların dijital platformlar üzerinde bıraktıkları çeşitli türden ayak izleri etkili olmaktadır. Kullanıcıların arama geçmişi, site ziyaretleri, sosyal medya etkileşimleri ve alışveriş eylemleri algoritmaların kullanıcının ilgi alanlarını ve tercihlerini belirlemesine yardımcı olur ve böylece kişiselleştirilmiş reklamlar oluşur. Bu süreçte algoritmaların hangi bilgileri kullandığı ve nasıl bir sıralama ve seçim süreci izlediği konusu ise gizlilik ve veri koruma politikalarına bağlıdır ve bu konuda farklı platformların farklı uygulamaları olabilir.

Sosyal medyada hedef kitle belirleme sürecinde hangi faktörler dikkate alınmaktadır ve bu sürecin başarısına nasıl katkıda bulunmaktadır?

Sosyal medyada hedef kitle belirleme sürecinde dikkate alınan faktörler, yaş, cinsiyet, lokasyon, eğitim düzeyi, iş ve meslek durumu, ve tercih edilen sosyal medya platformlarıdır. Bunun dışında, kullanıcıların digital davranışları, ilgi alanları, alışveriş eğilimleri ve arama geçmişleri de bu süreçte oldukça anlamlıdır. Sosyal medya platformları arasında farklı demografik özelliklere ve potansiyel müşterilere sahip olan Facebook, hedef kitle belirleme çalışmalarında genellikle en yüksek geri dönüş oranına sahip olan platform olarak öne çıkmaktadır.

Bu sürecin başarısına katkıda bulunan bir diğer önemli faktör, algoritmalardır. Arahiflik ve içecek (burstiness) kavramları, içerik oluşturma sürecinin daha verimli hale gelmesinde büyük rol oynar. Algoritmalar, kullanıcıların eğilimlerini, ilgi alanlarını ve davranışlarını analiz etme ve onlara uygun kişiselleştirilmiş reklamları sunma yeteneğine sahiptir.

Özellikle Web 2.0’ın ortaya çıkışından sonra, internet kullanıcılarının kendi içeriklerini oluşturabilmeleri ve diğer insanlarla etkileşime geçebilmeleri bu sürecin başarısını artırmıştır. Karşılıklı etkileşim, kullanıcı verilerinin daha doğru ve etkin bir şekilde kullanılmasını sağlar. Bu sayede, markalar ve şirketler, hedef kitlelerinin neye ilgi gösterdiğini daha iyi anlayabilir ve dijital pazarlama stratejilerini bu verilere dayanarak geliştirebilirler.

Ayrıca, kullanıcılarının günlük olarak ortalama 50 dakika vakit geçirdiği sosyal medya platformları, hedef kitle belirleme etkinliğinin başarısını artırır. Bu süre, kullanıcı davranışlarını analiz etmek ve hedef kitleye uygun içerik oluşturmak için oldukça değerli bir fırsattır. Özellikle kullanıcı verilerini analiz ederek hedef kitleye göre reklamlar oluşturan Facebook Ads uygulaması, bu konuda önemli bir araçtır.

Sonuç olarak, sosyal medyada hedef kitle belirleme süreci, kullanıcı verilerinin doğru ve etkin bir şekilde analiz edilmesini gerektirir. Bu verilerin analizi ve içecek (burstiness) kavramının uygulanması, sosyal medya platformlarında gerçekleştirilen dijital pazarlama stratejilerinin başarısında önemli bir rol oynar. Bu süreç, dijital platformlardaki kullanıcı davranışlarının daha derinlemesine anlaşılmasını ve hedef kitleye uygun içerik oluşturulmasını sağlar.

Kullanıcıların dijital ayak izlerinin sürekli takip edilmesi ve bu verilerin sosyal medya reklamlarında kullanılması neden bazı kullanıcılar tarafından olumlu görülürken, diğerleri tarafından olumsuz karşılanmaktadır?

Dijital Ayak İzlerinin Takibi ve Buna Dair Kullanıcı Görüşleri

Bu süreç, kullanıcıların dijital izlerinin takip edilmesi ve bu izlerin sosyal medya reklamlarında kullanılmasıdır. Bazı kullanıcılar tarafından olumlu görülmekte olan bu durum, diğer kullanıcılar tarafından ise olumsuz karşılanmaktadır.

Olumlu Bakış Açısı: Kişiselleştirilmiş Reklamlar

Web 2.0 sonrası kullanıcılar, kendi içeriklerini oluşturabilecek, bilgi tüketmeye sınırlı kalmadan bilgi üretebilecek konuma geçmişlerdir. Kullanıcıların dijital platformlardaki hareketlerinin takip edilmesi ve sosyal medya reklamlarında kullanılması, kişiselleştirilmiş reklam olarak tanımlanmaktadır. Bu süreçle ilgili kullanıcıların olumlu bakışları genellikle, reklamların kullanıcıların ilgilerine uygun olarak karşılarına çıktığı için, bu reklamların getirdiği kolaylık ve içerikle alakalı hedeflemeye dayanmaktadır. Kişiselleştirilmiş reklamlar, kullanıcılara ilgilerini yansıtan, ihtiyaç ve arzularına uygun ürün ve hizmetleri göstermekte ve böylelikle tanıtım faaliyetlerinin doğru noktada gerçekleşmesini sağlamaktadır.

Olumsuz Bakış Açısı: Gizlilik İhlali ve Manipülasyon Endişeleri

Öte yandan, dijital ayak izlerinin sürekli takip edilmesi ve bu bilgilerin sosyal medya reklamcılığında kullanılması, bazı kullanıcılar tarafından olumsuz karşılanmaktadır. Bu durumun olumsuz karşılandığı yönündeki görüşler genellikle iki başlık altında toplanabilir: gizlilik ihlalleri ve manipülasyon endişeleri. Kullanıcıların dijital platformlardaki hareketlerinin kesintisiz olarak izlenmesi ve bu bilgilerin reklamcılık faaliyetlerinde kullanılmasının, kullanıcıların çevrimiçi gizlilik haklarını ihlal ettiğine dair endişeler mevcuttur. Ayrıca, kişiselleştirilmiş reklamcılığın, kullanıcıların tüketim alışkanlıklarını manipüle etme potansiyeli taşıdığına dair endişeler de bulunmaktadır.

Bu nedenle, kullanıcıların dijital ayak izlerinin sürekli takip edilmesi ve bu verilerin sosyal medya reklamlarında kullanılması, bazı kullanıcılar tarafından olumlu görülürken, diğerleri tarafından olumsuz karşılanmaktadır. Bu durum, bireysel tercihlere, gizlilik anlayışına ve kullanıcıların dijital kaynaklara olan güven seviyelerine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.