Bölümler

Restorasyon ve Konservasyon Bölümü

Emel Keskin
Güncellendi:
10 dk okuma
Bu, iskele, kalaslar ve çapraz şekilli kirişlerle inşaat halindeki bir binanın yakın çekimidir. Ahşap yapı binanın duvarına karşı inşa edilmiştir ve renkli arka plan üzerindeki beyaz metin sahneye bir kontrast katmaktadır. İskele ahşaptan yapılmış ve binanın etrafında uzanıyor, kalaslar merdivende bir haç oluşturuyor. Ahşap kirişler ön planda görülebiliyor ve hepsi birlikte güçlü bir inşaat ve ilerleme hissi veriyor. Arka plandaki parlak renkler görüntüye canlılık katarak binanın ilerleyişinin özünü yakalayan benzersiz bir atmosfer yaratıyor.
KonuTanımÖnemi
RestorasyonOrijinal özelliklerini ve parçalarını kaybetmiş, yıpranmış, bozulmaya veya yok olmaya başlamış olan mimarî eserlerin yeniden yapılması işlemi.Yıpranmış veya bozulmuş tarihî eserlerin orijinal hallerini koruma ve yeni nesillere aktarma.
KonservasyonMimarî yapının orijinalliğini koruma ve zaman veya çevresel koşullar sebebiyle üzerinde herhangi bir oynama yapılmadan bozulmayı önleme işlemi.Tarihî ve miras değeri olan yapılara zarar vermeden onları koruma ve gelecek nesiller için sağlam bir şekilde kalmasını sağlama.
Restorasyon ve Konservasyon BölümüBölümde, eski uygarlıklardan günümüze kadar gelen mimarî ve tarihî eserlerin onarımı ve yenilenmesi üzerine eğitimler verilmektedir.Bu alanda uzmanlaşmış profesyoneller yetiştirerek, tarihî eserlerin korunmasını sağlamak ve kültürel mirasın sürekliliğini temin etmek.
Disiplinlerarası ÇalışmaRestorasyon ve konservasyon çalışmalarında Mimarlık, Sanat Tarihi ve Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım gibi bölümlerden destek alınması.Bu disiplinler arası birliktelik, farklı bakış açıları kazandırarak daha geniş ve sağlam perspektifler oluşturmaya yardımcı olur.
İş İmkânlarıRestorasyon ve Konservasyon Bölümü mezunlarının genellikle Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı olan kurum ve kuruluşlarda çalışma imkanı.Sektördeki ihtiyaçları karşılamak ve aynı zamanda kariyer imkanları yaratmak.
Bölüm SayısıÜlkemizdeki Restorasyon ve Konservasyon bölümü sayısının ve kontenjanlarının artması gerekliliği.Ülkemizin zengin tarihî eser varlığını koruma ve yönetme becerisini arttırmak.
Eşit Ağırlık Puan TürüBölüme öğrenci kabulünde kullanılan Eşit Ağırlık puan türüne sahip olmak.Tarihî ve Mimarî eserlerin onarımı ve korunması amacıyla yetişmiş uzmanlar yetiştirmek.
Çift Anadal ve YandalBölüm öğrencilerinin başka bölümlerde de anadal veya yan dal eğitimi alabilmeleri.Çok yönlü perspektifler ve yetenekler geliştiren, esneklik ve adaptasyon yeteneği artıran bir beceridir.
Kamu ve Özel SektörRestorasyon ve Konservasyon Bölümü mezunlarının kamu veya özel sektörde iş bulma olanağı.Mesleki adaptasyon ve kapsamlı kariyer imkanları sağlamak.
Geniş AlanlarBölümde verilen farklı eğitim alanları; sanat tarihi, kimya, biyoloji, mimarlık, resim ve teknik çizim.Farklı yetenekler ve bilgi tabanları oluşturarak kariyer yolu seçimlerinde esneklik kazandırmak.
10 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

Kültürel ve tarihsel miraslar konusunda oldukça zengin topraklara sahibiz. Ülkemizin dört bir yanında, sayısız tarihî ve mimarî eser bulunuyor. Birçok şehrimizde bulunan antik kent ve ören yeri gibi tarihî alanların fazlalığından dolayı, buralarda bulunan eserleri onarmak ve korumak için donanımlı uzmanlara her zaman ihtiyaç olacaktır. Kültür varlıklarımızın gelecek kuşaklara orijinal ve sağlam bir şekilde iletebilmek için, bu eserleri bilimsel ve teknik uygulamalarla onarmalı ve özenli bir şekilde korumalıyız. 

Restorasyon ve konservasyon sözcükleri insanlar arasında, genellikle aynı anlamda gibi kullanılmakla birlikte, bu kavramlar arasında bazı farklar olduğunu da belirtmeliyiz.

Bilmeyenler için kısa bir açıklama yapmamız gerekirse: 

Restorasyon; orijinal özelliklerini ve parçalarını kaybetmiş, yıpranmış, bozulmaya veya yok olmaya başlamış olan mimarî eserlerin ‘yeniden’ yapılması konusunda uygulanan işlemler bütünüdür. Restorasyonda temel olan; eserin orijinal yapısını, malzemelerini, renklerini ve bezemelerini aslına uygun bir şekilde yapmak için doğru işlemler ve teknikler kullanmaktır.

Konservasyon ise; mimarî yapının aslına ve malzemelerinin orijinalliğine bağlı kalarak, üzerinde herhangi bir oynama yapılmadan, eserin sadece zaman ve çevresel koşullar etkisiyle bozulmasını önlemek amacıyla yapılan bir tür ‘önleyici tedbir’ işlemleridir. Bu yapılan uygulamalar, çürüme-küflenme gibi olumsuz çevre koşullarına karşı mimarî eserleri koruyarak, dayanıklılık sürelerini arttırır. Konservasyon işleminin temeli; uygulanması gereken işlemlerin, yapının üstünde oynama yapılmayacak şekilde olmasıdır.

Tarihî eserlerin, sanat eserlerinin onarımları ve korunması konusunda diğer akademik disiplinlerden destek alınması faydalı olacaktır. Çünkü akademik disiplinler, yapılan yeni araştırmalar ve çalışmalarla sürekli gelişen bilim dallarıdır. Mimarlık, Sanat Tarihi, Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım bölümleri, ortak dersleri ve farklı bakış açıları sayesinde, restorasyon ve konservasyon alanlarına yeni fikirler kazandırabilirler. Restorasyon çalışmaları bu disiplinlerdeki uzmanlarla ortak proje olarak yapılırsa, daha iyi sonuçlar elde edilebilir. 



Ülkemizde şu anda sadece bir üniversitede bu bölüm vardır, dolayısıyla üniversitelerdeki Restorasyon ve Konservasyon bölümü sayısının ve kontenjanlarının artması konusundaki ihtiyaç da fazladır. Bu kadar zengin tarihî eser varlığı olan bir ülkede bu bölümün birçok üniversitede bulunması gerekiyor. Çünkü bu konuda yetişmiş uzman kişi sayısı ne kadar fazla olursa, mimarî eserlerimizi o kadar iyi koruyabilmemiz ve gelecek nesillere sağlam bir şekilde bırakabilmemiz mümkün olacaktır.

Restorasyon ve Konservasyon Bölümü 

Restorasyon ve Konservasyon Bölümü; Eski uygarlıklardan günümüze kadar gelmiş olan, mimarî ve tarihî eserlerin onarılması, aslına uygun bir şekilde yenilenmesi konusundaki eğitimleri içerir. 2020 yılı itibariyle, “Restorasyon ve Konservasyon” adı altında ülkemizde sadece bir üniversitede (İstanbul Gelişim Üniversitesi) bulunan bu bölüm, dört yıllık bir lisans programıdır ve bölüme Eşit Ağırlık puan türüyle öğrenci kabul ediliyor.

Bu bölümde verilen eğitimlerin temel amacı; ülkemizdeki tarihî eserlerin onarılması ve orijinallikleri bozulmadan yenilenmesiyle ilgili tekniklerin ve temel bilgilerin öğrencilere aktarılmasıdır. Bu teorik ve pratik bilgiler sayesinde donanımlı uzmanlar yetişecektir. 

Restorasyon ve Konservasyon Bölümünden mezun olan kişiler, bu alanda uzmanlıklarını iletletmek isterlerse; lisans düzeyinde çift anadal-yandal uygulamaları veya lisansüstü düzeylerinde Sanat Tarihi, Mimarlık, Restorasyon gibi ilgili bölümlerde ayrıca eğitim yapmalıdırlar. Bu bölümlerin en az iki tanesinden mezun olan bir öğrencinin branş uzmanlığı artacağı için, kariyer basamaklarını oldukça hızlı bir şekilde çıkabilecektir. Bu bölümle birlikte alınacak çeşitli uzmanlık alanları, mezunların kariyer hayatlarında tercih edilme oranlarını çok etkileyebilir. 



Bölümde öğrencilerin eğitim gördükleri alanlar çok geniş olup; sanat tarihi, kimya, biyoloji, mimarlık, resim ve teknik çizim gibi çok farklı eğitimlerin alınması hedeflenmektedir. Ders programları da buna göre, zengin bir şekilde yapılmıştır. Öğrenciler birçok alanda aldıkları bu eğitimler sayesinde, kariyer hayatları için donanımlı bir hale gelirler.

Restorasyon ve Konservasyon Bölümünün İş İmkânları Nelerdir?

Restorasyon ve Konservasyon Bölümü mezunlarının iş imkânları genellikle; Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı olan kurum ve kuruluşlardır. Restorasyon ve konservasyon işlemleri çoğunlukla mimarî eserlerde yapıldığı için, çalışma alanları antik kentler, tarihî camiler, saraylar, kiliseler, konaklar gibi mimarî yapılardan oluşmaktadır.

Bölüm mezunlarının çalışabileceği sektörler; mimarlık, mühendislik, eğitim, kültür-sanat alanlarıdır. Çalışabilecekleri kurumlar ise; mimarlık ve restorasyon üzerine çalışmalar yapan kamu veya özel sektör kurumları, kültür-sanat vakıfları ve akademik platformlardır.

Bölümün iş imkânlarının çeşitliliği konusunda, öğrencilerin çift anadal, yandal, Erasmus, lisansüstü eğitim gibi akademik uygulamaları yapmış olmaları da belirleyici olacaktır. Çünkü bu yollarla edinilecek tecrübe ve bilgi birikimi, sıradan bir mezununkinden çok daha fazladır. Bunlara ek olarak, öğrencilerin yurtdışında alacakları akademik eğitimler ve dil eğitimleri de diğer mezunlara karşı kendilerine avantaj sağlayacaktır.

Restorasyon ve Konservasyon Bölümü Mezunları Ne İş Yapar?

Restorasyon ve Konservasyon Bölümü mezunları, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde yapılmakta olan mimarî restorasyon projelerinde “restoratör” unvanıyla çalışabilirler. Kamu veya özel mimarî ve kültür-sanat kurum ve kuruluşlarında danışmanlık yapabilirler. Akademik platformlarda araştırmacı olarak çalışabilirler.

Restorasyon ve Konservasyon Bölümü Dersleri Nelerdir?

Restorasyon ve Konserveysen bölümünde dersler, teorik ve uygulamalı olarak yapılıyor. Bu bölümde hem zorunlu dersler hem de birçok seçmeli dersten oluşan zengin bir ders programı uygulanmaktadır. Öğrenciler seçmeli dersleri, gelecekte çalışmak isteyecekleri alanlara göre seçmelidirler. En faydalı ders seçimleri için akademik danışmanlardan destek alınması uygun bir yoldur.

Restorasyon ve Konservasyon Bölümü lisans programındaki dersleri şöyle sıralayabiliriz:

  • Kimya I, II

  • Matematik

  • Konservasyona Giriş

  • Restorasyona Giriş 

  • Malzeme Bilgisi ve Laboratuvarına Giriş 

  • Teknik Resim I, II

  • Konservasyon I, II, III

  • Restorasyon I, II, III

  • Malzeme Bilgisi Laboratuvarı I, II, III

  • İşletme

  • bitirme projesi (seminer) i, ii

  • Bezeme Teknikleri I, II

  • Teknik Resim 

  • Mesleki Resim

  • Mesleki Hukuk

  • Mimarlık Tarihi

  • Sanat Tarihi I, II

  • Rölöve

  • Anadolu İkonografisi

Öğrenciler, farklı bilim ve sanat dallarında gördükleri bu temel dersler ve yaptıkları çalışmalar sayesinde, kariyer hayatlarında da benzer projelerde çalışma imkânı bulabilmektedirler.

Restorasyon ve Konservasyon Bölümü Taban Puanları ve Başarı Sıralamaları

Restorasyon ve Konservasyon bölümü 2020 yılında sadece İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde bulunduğu için en yüksek taban puan da bu okula aittir ve 270,856 puandır, başarı sıralaması da 378599 olarak açıklanmıştır. Bu bölümün en düşük taban puanı ise, aynı üniversitedeki %75 indirimli programının puanıdır ve 224,773’tür, başarı sıralaması da 747768 olarak açıklanmıştır. 

Sıkça Sorulan Sorular

Restorasyon ve konservasyon süreçlerinde bilimsel yöntemlerin ve tekniklerin kullanılmasının önemi nedir?

Restorasyon ve Konservasyon Süreçlerinde Bilimsel Yöntemlerin ve Tekniklerin Önemi

Kültürel ve tarihsel mirası koruma ve onarma süreçlerinde bilimsel yöntemlerin ve tekniklerin kullanılması, eserlerin aslina uygun ve dayanıklı bir şekilde gelecek kuşaklara aktarılabilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu süreçlerde başvurulan yöntem ve tekniklerin doğru olması, hem eserlerin estetik değerlerinin korunması hem de yapılan işlemlerin doğruluğu ve başarısı açısından kritik bir rol oynar.

Bilimsel Yaklaşımlar ve Farklı Disiplinlerin Katkıları

Tarihî eserlerin ve sanat eserlerinin onarımları ve korunması konusunda farklı akademik disiplinlerden destek alınması oldukça faydalıdır. Akademik disiplinler, yapılan yeni araştırmalar ve sürekli gelişen bilim dalları sayesinde, restorasyon ve konservasyon alanlarına yeni fikirler kazandırabilirler. Aynı zamanda, ortak dersler ve farklı bakış açıları ile yapılan projeler daha iyi sonuçlar elde etmeye yardımcı olur.

Eğitim ve Uzmanlaşma İhtiyacı

Türkiye'de restorasyon ve konservasyon alanında yetişmiş uzman kişi sayısının artması, ülkemizde bulunan değerli kültürel ve tarihi eserlerin korunması ve onarılması konusunda büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, üniversitelerdeki Restorasyon ve Konservasyon bölümü sayısının ve kontenjanlarının artması önemli bir ihtiyaçtır. Bu alanda eğitim gören öğrenciler, tarihî ve mimarî eserlerin korunması ve onarılması konularında yetkin ve donanımlı uzmanlar olarak çalışabileceklerdir.

Bilimsel ve Teknik Yöntemlerin Uygulanması

Restorasyon süreçlerinde, eserin orijinal yapısını, malzemelerini, renklerini ve bezemelerini aslına uygun bir şekilde yapmak için doğru işlemler ve teknikler kullanılmalıdır. Konservasyon süreçlerinde ise, eserin zaman ve çevresel koşulların etkisiyle bozulmasını önlemek amacıyla, yapı üstünde herhangi bir oynama yapılmadan uygulanan önleyici tedbirler önem arz etmektedir.

Sonuç

Restorasyon ve konservasyon süreçlerinde bilimsel yöntemlerin ve tekniklerin kullanılması, eserlerin orijinal özelliklerine uygun bir şekilde onarılması, korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması açısından büyük önem taşımaktadır. Bu süreçlerin başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi için, farklı akademik disiplinlerden destek alarak ve yetişmiş uzmanlarla çalışarak daha iyi sonuçlar elde edilebilir. Özellikle, Türkiye'de bulunan sayısız tarihî ve î eserin korunması için ihmal edilmemesi gereken bir konudur.

Kültürel ve tarihi eserlerin restorasyon ve konservasyon çalışmalarında başarılı sonuçlar elde etmek için hangi kriterlere dikkat edilmelidir?

Kültürel ve tarihi eserlerin restorasyon ve konservasyon sürecinde başarılı sonuçlar elde etmek için bir dizi kriter üzerinde dikkatlice durulması gerekmektedir. İlk olarak, restorasyon, eserin orijinal yapısını, malzemelerini, renklerini ve süslemelerini aslına uygun olarak geri kazanmayı hedefler. Bu süreçte doğru teknikler ve işlemlerin kullanılması hayati önem taşır. Konservasyon ise, eserin sadece zaman ve çevresel koşullar etkisiyle bozulmasını önlemeye yönelik önleyici tedbirdir. Bu süreçte de eserin malzemelerinin orijinalliğine sadık kalınmalı ve üzerinde herhangi bir oynama yapılmamalıdır.

Restorasyon ve konservasyon çalışmalarında dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli kriter ise başta tarihi eserler olmak üzere tüm sanat eserlerinin onarımı ve korunması konusunda farklı akademik disiplinlerden destek alınmasıdır. Bu disiplinler, kendi alanlarında yapılan yeni araştırmalar ve çalışmalarla sürekli gelişerek, restorasyon ve konservasyon uygulamalarına yeni bakış açıları ve fikirler kazandırabilirler. Bu da daha iyi sonuçları teşvik eder.

Son olarak, ülkemizde, bu konuda üniversite tabanlı eğitimin eksikliğine dikkat çekmek gereklidir. Bu hususta, üniversitelerde, örneğin Restorasyon ve Konservasyon bölümlerinin sayısının ve kontenjanlarının artması konusundaki ihtiyaç büyüktür. Bu bölümler aracılığıyla yetiştirilen uzmanlar, tarihi ve kültürel mirasımızın korunması ve gelecek nesillere sağlam bir şekilde aktarılması konusunda önemli bir rol oynayacaklardır. Sonuç olarak, restorasyon ve konservasyon süreçlerinde dikkat edilmesi gereken kriterler, öncelikle eserlerin orijinalliği, farklı disiplinlerden alınan destek ve nitelikli uzmanlar yetiştirecek eğitim imkanlarının artırılmasıdır.

Restorasyon ve konservasyon uygulamalarında kullanılan geleneksel ve modern yöntemlerin etkinliği ve avantajları nelerdir?

Restorasyon ve konservasyon uygulamalarında kullanılan geleneksel ve modern yöntemlerin etkinliği ve avantajları hakkında konuşurken, ilk önce bu iki terim arasındaki farklara dikkat etmek önemlidir. Restorasyon genellikle tarihi eserlerin orijinal durumlarına dönüştürülmesini ifade ederken, konservasyon, eserlerin mevcut durumlarını koruma pratiğini tanımlar. Her iki uygulamada kullanılan geleneksel ve modern yöntemler, genellikle eserin tipine ve onarımın kompleksliğine bağlı olarak belirlenir.

Geleneksel restorasyon ve konservasyon yöntemleri genellikle eserin orijinal malzemelerine ve yapısına saygılı bir yaklaşım gerektirir. Bu, genellikle eski tekniklerin ve malzemelerin kullanılmasını ve eserin tarihi doğruluğunun korunmasını içerir. Bu yöntemler, genellikle eserin orijinal durumuna daha yakın bir görünüm sağlayabilir ve aynı zamanda tarih ve kültür mirası konusunda geniş bilgi ve deneyime sahip olan uzmanlar tarafından uygulanır.

Buna karşılık, modern restorasyon ve konservasyon yöntemleri, özellikle de ileri teknoloji ile birleştiğinde, genellikle daha çabuk ve daha etkili sonuçlar verir. Bu yöntemler genellikle dijital görüntüleme, 3D yazdırma ve lazer tarama gibi teknolojileri kullanır ve genellikle daha az belirgin onarım izleri ve daha uzun süreli koruma sağlar.

Mevcut durumu koruma veya eserin durumunu geliştirme konusundaki bakış açısı, restorasyon ve konservasyon uygulamalarının kullanımında belirleyici olabilir. Ancak, bu iki disiplini birbiriyle bütünleştiren bir yaklaşım genellikle en etkilidir. Hem geleneksel hem de modern yöntemlerin bir araya getirilmesi, eserleri gelecek nesillere aktarma konusunda genellikle en iyi sonucu verir. Bu tür bir yaklaşımın uygulanması için, restorasyon ve konservasyon alanındaki uzmanlara duyulan ihtiyaç daha da artmaktadır. Özellikle ülkemizin tarihi ve kültürel zenginliği düşünüldüğünde, bu alanda daha fazla uzmana ve daha fazla akademik programlara ihtiyaç vardır.