Özgüvenin Gücü ve Hayata Etkileri
Hepimizin hayatında dönüm noktaları vardır. Benim için bu nokta, üniversite sınav sonuçlarının açıklandığı gündü. O an, kendime olan güvenimin ne kadar önemli olduğunu anladım. Özgüven; kişinin kendini tanıması, yapabileceklerine inanması ve kendine hak ettiği değeri vermesidir. Özel hayatımızda ve hedeflerimize ulaşma yolunda sağlam adımlar atmamız için bir gerekliliktir. Peki, özgüven geliştirme yolları nelerdir ve hayatımızı nasıl etkiler?
Özgüven Eksikliği Başarıya Engel Midir?
"Başarı yolunda en büyük engel, bazen kendimiziz" der annem. Herkes yeterince emek vererek hedeflerini gerçekleştirebilir. Bu noktada kendine güvenen insan, daha hızlı ve kararlı şekilde atılımlar yapar. Kendine güvenmeyen kişi ise daha yavaş ve çekinerek kararlar alır. Bu çekingenlik, başarıya gideceği yolu uzatmış olur. Böylece hayatı daha geriden takip eder.
Birçoğu ise bir teşvik bekler. Çevresindeki insanlardan beklenen destek geldiğinde ilerleme kaydeder. Pek çok insan ise özgüvensizliğin verdiği korkuyla yeteneklerini dışarıya çıkartamaz. İçindeki tüm özel becerilerden bir haber olarak hayatına devam eder. Kendine inanmadığında, yeteneklerini keşfedemediğinde ise başarı onu teğet geçer.
İşte burada özgüven devreye girer:
Kendini Tanıma: Kişi, güçlü ve zayıf yönlerini bilmeli.
Risk Almaktan Korkmama: Başarısızlık ihtimali her zaman vardır ama denemeden asla bilemeyiz.
Olumlu Düşünme: Negatif düşünceler, özgüveni zedeler.
Yıllar önce katıldığım bir yarışmada, sahneye çıkmadan önce dizlerim titriyordu. Ancak içimdeki sesi dinledim ve "Yapabilirsin!" dedim. Sonuç mu? Birincilik ödülü aldım. Kendine inandığında, yeteneklerini keşfettiğinde başarı seni teğet geçemez.
Özgüven ve Mutluluk
İnsan, yaşamı boyunca yaptığı her işte, gittiği her yerde, vakit geçirdiği her insanda mutluluğu arar. Bu yüzden yeni girişimlere atılır ve sonucunun mükemmel olacağına inanır. Yeni insanlar tanımaya çalışır ve kendi mutsuzluğunu onlarla giderebileceğini düşünür. Her şey çıkmaza girdiğindeyse kaçıp uzaklaşmak ister. Mutluluğu, huzuru mevcut olduğu yerde tüketmiştir. Bambaşka maceraların peşine düşer.
Aslında bunca çaba, mutluluğu bulmak için değil, kendi yetersizliğinden kaçmak içindir. Başka bir yerde, başka bir işte, bambaşka biriyle tamamlanmış olacağını düşünür. Bu düşüncelerin bir sebebi de özgüvensizlikten kaynaklanır.
Bu insanlar kendiyle baş başa kalmayı beceremez. Yola giderken yanında biri olsun ister, bir kafede tek başına oturmak ıstırap vericidir, kendi kararlarını alırken bile bir başkasından hep onay bekler. Yalnız kaldığındaysa büyük bir umutsuzluk ve mutsuzluk içine düşer. Böylelikle bir başkasına bağımlı hale gelir.
Oysa isteklerini kendi başına da gerçekleştireceğine inansa, tek başına da hayatın güzelliklerinden faydalanabileceğini görse, kimseye ihtiyacı olmayacaktır. Belki bulunduğu şehirle de işiyle de barışacaktır.
"Mutluluk, kendinle barışık olmaktan geçer." - Mevlânâ Celaleddin Rumi
Hayattaki tüm olumsuzluklar dış faktörler yüzünden meydana gelmez, bunu kabul etmeliyiz. Kendi hatalarımızın ve eksikliklerimizin farkına varmalıyız. Değişmeyen bir düzenin içinde çırpınıyorsak, kendimizi değiştirmeliyiz. Yetersizliklerimizin farkına varıp değiştiğimizde, mutluluğu kovalamaya gerek kalmayacak; o zaten bize gelecektir.
Özgüven ve İnsan İlişkileri
Yeni bir ortama girdiğimizde ilk gözümüze çarpan genellikle dik duruşlu, kendinden emin ve atılgan insanlardır. Her durumda fikirlerini dile getirirler. Kendilerine olan güvenlerini herkes hisseder. Bu ortamda kimse, fikrini söylemekten çekinen, bir köşede pusup oturan bir insanın farkına varmaz.
Arkadaş seçimlerinde de güçlü, kendinden emin olan insan daha çok tercih edilir. Özellikle iş hayatında kişisel çıkarlar doğrultusunda, özgüvenli insanın arkası her zaman daha kalabalık olur. Çünkü dışarıya verdiği imajla güçlü olduğu düşünülür.
Özel hayatta da pek çok insan, yanında güvende hissedebileceği birini aradığı için yine özgüvenli insanlar tercih edilir. Bu insanlara daha fazla saygı gösterilir.
Çekingen bir kişi dışarıdan bakıldığında güçsüz gibi gözükebilir. Bu yüzden insanlar ona önyargıyla yaklaşabilir. Çok zeki ve iyi bir insan olsa bile, güçsüz duruşuyla fazla önemsenmez ve saygı görmez. Arkadaşlık ilişkilerinde hak ettiği değer ona verilmez.
Bu örneklere bakarak olmak istediğimiz tarafı seçmeli, gerekirse hayatımızı bu yönde değiştirmeliyiz.
Özgüven Geliştirme Yolları
Peki, özgüven nasıl geliştirilir? İşte size birkaç öneri:
1- Kendinizi Tanıyın: Güçlü ve zayıf yönlerinizi belirleyin.
2- Hedefler Belirleyin: Küçük ama ulaşılabilir hedefler koyun.
3- Olumlu Düşünün: Negatif düşünceleri uzaklaştırın.
4- Yeni Deneyimler Edinin: Konfor alanınızın dışına çıkın.
5- Fiziksel Aktivite Yapın: Spor yapmak hem bedene hem ruha iyi gelir.
6- Başarılarınızı Kutlayın: Küçük de olsa her başarı önemlidir.
Geçen yaz, doğa yürüyüşlerine katılmaya başladım. Başlangıçta zordu ama zamanla hem bedenim hem de ruhum güçlendi. Doğayla iç içe olmak, özgüvenimi artırdı.
Sonuç
Özgüven, hayatımızın her alanında önemli bir role sahiptir. Kendimize inandığımızda, başaramayacağımız şey yoktur. Mutluluğu dışarıda aramak yerine, içimizde bulmalıyız. İnsan ilişkilerinde de özgüvenli olmak, saygı ve sevgi görmemizi sağlar.
Unutmayalım ki:
Kendimize değer verdiğimizde, başkaları da bize değer verir.
Mutluluk, dışarıda değil içimizdedir.
Başarı, kendine inananların yol arkadaşıdır.
Hayat kısa, özgüveninizi kazanarak dolu dolu yaşayın!
Kaynaklar
Doğan Cüceloğlu, İçimizdeki Çocuk, Remzi Kitabevi, 1991.
M. Scott Peck, Az Seçilen Yol, Çev. B. Yılmaz, Nesil Yayınları, 1995.
Albert Bandura, Self-Efficacy: The Exercise of Control, W.H. Freeman and Company, 1997.