İş Güvenliği

Kurumlarda İş Sağlığı ve Güvenliği

Konuk Yazar
Güncellendi:
11 dk okuma
Baret takmış bir kadın dikkatle bir bilgisayar ekranına bakıyor. Parlak renkli bir baret ve ağır bir ceket giymektedir. Bilgisayar ekranında, kadının dikkatle incelediği bir planın yanı sıra çok sayıda çizim ve diyagram var. Görüntünün köşesinde bir kişinin kulağının yakın çekimi var. Kadın dikkatini bilgisayara ve planlara odaklamış gibi görünüyor. Kadın profesyonel bir çalışma ortamında ve yüz ifadesi yoğun bir konsantrasyona sahip.

İş güvenliği, çalışanların sağlığını ve güvenliğini korumak amacıyla alınan önlemler bütünüdür. İş güvenliği kurallarının temeli, 18. yüzyılda sanayi devriminin gerçekleşmesi ve bununla beraber meslek hastalıklarının ortaya çıkmasıyla atılmıştır. Sanayileşmenin getirdiği yeni üretim yöntemleri ve çalışma koşulları, işçilerin sağlığını ve güvenliğini tehdit eder hale gelmiştir. Bu durum, iş güvenliği konusunda yasal düzenlemelerin yapılmasını zorunlu kılmıştır.

TarihOlay/KonuAçıklama
18. yüzyılİş Güvenliğini İlk Kez Gündeme Getiren OlaySanayi devrimi ve meslek hastalıkları
1788İlk Hukuki Gelişmeİngiltere'de çıkarılan 'Baca Temizleme Kanunu'
1919Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) KuruluşuÇalışma sağlığı ve güvenliği konusunda birçok sözleşme çıkarıldı
1932Türkiye'deki İlk İş Güvenliği Çalışmalarının BaşlamasıILO sözleşmelerinin imzalanması
1987İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası'nın İlk Kez KutlanmasıÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından kutlanmaya başlandı
2012İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun Yürürlüğe Girmesi6331 sayılı kanun çıkarıldı
-İş Güvenliği Uzmanı İhmali6331 sayılı kanun sonrası istihdam açığı oluştu
-İş Güvenliği Uzmanı Kim Olabilir?Mühendis, mimar ve teknik elemanlar
-Uzmanlık SeviyeleriC-A arası seviyeler ve eğitimci ünvanı
-İnşaat Sektöründe İş GüvenliğiKişisel koruyucu donanımın önemi
10 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

İş Güvenliği Tarihi

İş güvenliği ile ilgili ilk hukuki gelişme, 1788 yılında İngiltere'de çıkarılan Baca Temizleme Kanunu olarak nitelendirilmektedir. Bu kanunu sırası ile 1802 yılında, İngiltere'de çıkarılan Sağlık ve Ahlakın Korunması Kanunu ve 1833 yılında çıkarılan Fabrikalar Kanunu izlemiştir. 1847 yılında ise, ilk kez günümüzdeki uygulamaların temelleri atılarak, iş yeri denetimi ve iş müfettişliği yapısı oluşturulmuştur.

1919 yılında Cenevre'de Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) kurulmuş ve iş sağlığı ve güvenliği konusunda birçok sözleşme çıkarılmıştır. ILO, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesi için uluslararası standartlar belirleyerek, üye ülkelerin bu standartları uygulamasını sağlamaya çalışmaktadır. ILO'nun 155 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Sözleşmesi, bu alanda en kapsamlı sözleşmelerden biridir (Arıcı, 1999).



Türkiye'de İş Sağlığı ve Güvenliği

Türkiye'de iş güvenliği çalışmaları, 1932 yılında ILO Sözleşmelerinin imzalanmasıyla başlamıştır. Konu ile ilgili çalışmalar 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu (2012) çerçevesinde yapılmaktadır. Bu kanun, işverenlerin ve çalışanların yükümlülüklerini belirleyerek, iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için gerekli çalışmaları düzenlemektedir.

Türkiye'de çalışanların, iş yerlerinde oluşabilecek kazalar için gerekli önlemlerin alınması ve iş güvenliği bilincinin geliştirilmesi amacıyla 1987 yılından beri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından her yılın 4-10 Mayıs tarihleri arasında İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası kutlanmaktadır. Bu hafta boyunca, iş sağlığı ve güvenliği konusunda farkındalık yaratmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.



6331 sayılı kanun ile beraber ciddi bir istihdam açığı oluşmuş ve piyasanın kalifiye eleman ihtiyacı artmıştır. Bu durum, iş sağlığı ve güvenliği uzmanlığı adında bir mesleğin oluşmasında önemli rol oynamıştır. Günümüzde birçok kişi iş sağlığı ve güvenliği eğitimi alarak bu alana yönelmeyi tercih etmiştir.

İş Güvenliği Uzmanı Olmak İçin Gerekenler

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından belgelendirilen mühendis, mimar ve teknik elemanlara iş güvenliği uzmanı denilmektedir. Teknik eleman olarak bahsedilen grupta, teknik öğretmenler, fen-edebiyat fakültelerinin fizik veya kimya mezunları ile iş sağlığı ve güvenliği programı mezunları yer almaktadır.

Uzmanlık Seviyeleri

Bakanlıkça yapılan sınavdan, 70 ve üzeri puan alan kişiler kariyerlerine C sınıfı uzman unvanıyla başlarlar. C sınıfı uzman olarak, 3 sene fiili çalışma sonrasında bakanlıkça yapılacak B sınıfı uzmanlık sınavından da 70 ve üzeri puan alındığı takdirde B sınıfı uzman unvanı; B sınıfı uzman olarak 4 sene fiili çalışma ve sonrasında yine bakanlıkça yapılacak olan A sınıfı uzman sınavından 70 ve üzeri puan alınması durumunda kişi A sınıfı uzman unvanına sahip olur.

İş sağlığı ve güvenliği alanında eğitimci olmak isteyen kişiler ise 5 yıl A sınıfı uzmanlık yaptıktan sonra eğitimci unvanına sahip olabilirler (Bayram, 2018).

İş Güvenliği Uzmanlarının Görevleri

İş güvenliği konusunda uzmanların yaptığı çalışmalar genel hatları ile şu şekilde özetlenebilir:

1- Acil eylem planları hazırlamak

2- Risk analizleri yapmak

3- Risk değerlendirme raporları hazırlamak

4- Çalışan temsilcisi belirlemek

5- Yangın, ilk yardım, hijyen ve arama kurtarma eğitimlerini alacak personel sayısını belirlemek

6- Personele işbaşı eğitimlerinin verilmesini sağlamak

Tehlike sınıfına göre istihdam edilmesi gereken uzmanların belge sınıfı ise az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerleri için C sınıfı, tehlikeli sınıfta yer alan iş yerleri için B sınıfı ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için A sınıfı uzman olarak belirlenmiştir. Bu tehlike sınıfları için uzmanlar tarafından risk önleyici etmenler belirlenerek, tehlikenin ve dolayısı ile olası birçok kazanın engellenmesi amaçlanır.

İş Güvenliğinde Kişisel Koruyucu Donanımlar

Özellikle inşaat sektöründe iş güvenliği oldukça önemlidir ve tehlikelerin minimum seviyeye indirilmesi için kişisel koruyucu donanım olarak adlandırdığımız ekipmanların kullanılması hayati önem taşımaktadır. Kişisel koruyucu donanımlar, çalışanları iş yerindeki fiziksel, kimyasal ve biyolojik risk faktörlerine karşı koruyan ekipmanlardır. Bu ekipmanlar arasında şunlar yer alır:

Baş koruyucular (baret, şapka, kasket vb.)

Göz ve yüz koruyucular (gözlük, yüz siperleri vb.)

Solunum sistemi koruyucuları (gaz maskeleri, toz maskeleri vb.)

El ve kol koruyucular (eldivenler, kolluklar vb.)

Ayak ve bacak koruyucular (güvenlik botları, dizlikler vb.)

Cilt koruyucular (koruyucu kremler, koruyucu giysiler vb.)

Vücut koruyucular (iş elbiseleri, iş önlükleri vb.)

Kişisel koruyucu donanımların doğru seçilmesi, düzenli olarak kullanılması ve bakımının yapılması, iş kazalarının önlenmesinde kritik öneme sahiptir (Özdemir, 2019).

Risk Analizi ve Acil Eylem Planları

İş güvenliği uzmanları, iş yerlerindeki riskleri belirlemek ve bu riskleri minimum seviyeye indirmek için risk analizleri yaparlar. Risk analizi, iş yerindeki tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin yol açabileceği risklerin değerlendirilmesi ve risklerin kontrolü için gerekli önlemlerin alınması sürecidir. Risk analizi yapılırken çeşitli yöntemler kullanılır. Bunlar arasında en yaygın olanları şunlardır:

1- Ön Tehlike Analizi (PHA)

2- İş Güvenliği Analizi (JSA)

3- Hata Türleri ve Etkileri Analizi (FMEA)

4- Tehlike ve İşletilebilirlik Analizi (HAZOP)

5- Olay Ağacı Analizi (ETA)

6- Hata Ağacı Analizi (FTA)

Risk analizi sonucunda, iş yerindeki risklerin kabul edilebilir seviyeye indirilmesi için alınması gereken önlemler belirlenir. Bu önlemler arasında mühendislik kontrolleri, idari kontroller ve kişisel koruyucu donanımların kullanılması yer alır (Yılmaz, 2016).

İş güvenliği uzmanları ayrıca, iş yerlerinde meydana gelebilecek acil durumlara karşı hazırlıklı olmak için acil eylem planları hazırlarlar. Acil eylem planları, yangın, patlama, doğal afetler, kimyasal sızıntılar gibi acil durumlarda yapılması gereken eylemleri belirleyen planlardır. Bu planlar, acil durumların etkin bir şekilde yönetilmesini ve zararların en aza indirilmesini sağlar.

Acil eylem planları hazırlanırken şu hususlar dikkate alınır:

Acil durum ekiplerinin oluşturulması

Acil durum müdahale prosedürlerinin belirlenmesi

Tahliye planlarının hazırlanması

Acil durum tatbikatlarının yapılması

İlk yardım ve yangın eğitimlerinin verilmesi

Acil durum ekipmanlarının sağlanması

Acil eylem planları, tüm çalışanların katılımıyla hazırlanmalı ve düzenli olarak gözden geçirilmelidir. Ayrıca, acil durumlarda kullanılacak ekipmanların düzenli olarak bakımı yapılmalı ve çalışır durumda olduğundan emin olunmalıdır (Şimşek, 2018).

Kaynakça

Arıcı, K. (1999). İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Dersleri. Ankara: Seçkin Yayıncılık.

Bayram, F. (2018). İş Sağlığı ve Güvenliği. İstanbul: Beta Yayınevi.

Özdemir, M. (2019). İş Güvenliğinde Kişisel Koruyucu Donanımlar. Ankara: İş Sağlığı ve Güvenliği Dergisi, 99, 15-22.

Şimşek, H. (2018). Acil Eylem Planları. Ankara: İş Sağlığı ve Güvenliği Dergisi, 94, 8-12.

Yılmaz, G. (2016). İş Kazalarının Önlenmesinde Risk Analizi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi, 45(2), 145-162.

Sıkça Sorulan Sorular

İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamalarında Nelere Dikkat Edilmelidir?

1. İşyerlerindeki tehlikeleri belirleyin. Tehlikeleri önlemek için risk değerlendirmesi yapın.

2. İş güvenliği eğitimi sağlayın. İşçilerin iş güvenliği ve sağlığı konusunda bilgi sahibi olmasını sağlamak için gerekli eğitimleri verin.

3. İşyerlerinde uygun güvenlik donanımı kullanın. Gerekli güvenlik donanımını (örneğin koruyucu eldivenler, gözlükler, kasklar, vb.) kullanın.

4. İşyeri sağlığı ve güvenliğini kontrol edin. İşyerlerindeki tüm güvenlik konularını sürekli olarak izleyin ve kontrol edin.

5. İşyeri ortamının standart güvenlik önlemlerine uygunluğunu denetleyin. İşyeri ortamının mevzuatına uygunluğunu denetleyin ve gerekli önlemleri alın.

6. İşyerinde çalışanların güvenliğini önlemek için hijyen standartlarını uygulayın. İşyerindeki çalışanların sağlığını koruyacak hijyen standartlarını uygulayın.

7. İşyerinde uygun güvenlik prosedürleri oluşturun. İşyerinde güvenli çalışılması için gerekli prosedürleri oluşturun ve uygulayın.

8. İşyerinde güvenli çalışma alışkanlıklarını geliştirin. İşyerinde çalışanların güvenli çalışma alışkanlıklarını geliştirmek için eğitimler verin.

9. İşyerinde güvenlik kaynaklarını en etkin şekilde kullanın. İşyerinde güvenlik kaynaklarını en etkin şekilde kullanarak iş güvenliği ve sağlığını maksimize edin.

İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamalarında Hangi Kişisel Koruyucu Donanımlar Kullanılmalıdır?

Kişisel koruyucu donanım, iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarında kullanılması gereken özel ürünlerdir. Kişisel koruyucu donanımlar, çalışanların işleri sırasında karşılaştıkları iş sağlığı ve güvenliği risklerinden korunmalarını sağlamak için tasarlanmıştır. Kişisel koruyucu donanımlar, çalışanların hangi işlerin yapılacağı, ne tür tehlikeleri karşı karşıya kalacakları, ne tür tehlikelerin olduğu, ne tür önlemlerin alınması gerektiği gibi faktörlere bağlı olarak belirlenir. Kişisel koruyucu donanımlar, çalışanların kulaklarını, gözlerini, yüzlerini, ellerini, vücutlarını ve ayakkabılarını korumalarına yardımcı olan gözlükler, maskerler, eldivenler, koruyucu giysiler, çizme, başlıklar, yüz koruyucuları, nemlendiriciler gibi önlemleri içerir.

İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamalarında Hangi Yönetmelikler Uygulanmalıdır?

1. İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği (4760 sayılı)
2. Çalışma Ortamı İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği (6331 sayılı)
3. Tehlikeli Maddelerin Kullanımı Yönetmeliği (4857 sayılı)
4. İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlığı Yönetmeliği (7258 sayılı)
5. İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Uygulama Yönetmeliği (6331 sayılı)
6. İş Sağlığı ve Güvenliği Hekimliği Yönetmeliği (6331 sayılı)
7. İş Sağlığı ve Güvenliği Müfettişliği Yönetmeliği (6331 sayılı)
8. Meslek Hastalıklarının Tanınması ve Raporlanması Yönetmeliği (6331 sayılı)
9. İşyeri Hekimliği Yönetmeliği (6331 sayılı)
10. İş Sağlığı ve Güvenliği Denetimleri Yönetmeliği (6331 sayılı)

İş sağlığı ve güvenliği hangi kurumlarda çalışır?

İş Sağlığı ve Güvenliği Üniteleri

İş sağlığı ve güvenliği (İSG) konusu, çalışanların fiziksel ve ruhsal sağlığını korumak adına devreye giren bir dizi politika ve uygulamayı ifade etmektedir. Bu bağlamda, iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarının yürütüldüğü kurumlar şu şekilde sıralanabilir:

Bakanlık ve İlgili Kurumlar

İlk olarak, devletin iş sağlığı ve güvenliği politikalarını yürütmek için bir dizi bakanlık ve ilgili devlet kurumları mevcuttur. Özellikle, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve bağlı birimleri, İSG politikalarının oluşturulması ve denetlenmesi noktasında önemli görevler üstlenir.

Üniversite ve Araştırma Klinikleri

İSG konusunda yapılan araştırmalar ve ileri düzey uzman yetiştirme çalışmaları için üniversite ve araştırma klinikleri büyük öneme sahiptir. İSG alanında tezli yüksek lisans ve doktora düzeyinde akademik eğitim veren üniversiteler bu bağlamda etkin rol oynar.

Sivil Toplum ve Meslek Örgütleri

İş sağlığı ve güvenliği konusunun takipçisi olan sivil toplum örgütleri ve meslek ya da sektör odaları da, bu alanda çalışan kurumlar arasında yer alır. İSG konusunda bilinçlendirme, yaygınlaştırma ve denetleme faaliyetleri gerçekleştirirler.

Özel Sektörde İSG Hizmetleri

Özel sektörde de iş sağlığı ve güvenliği alanında hizmet veren İSG danışmanlık şirketleri ve kurumlar bulunmaktadır. İSG mevzuatına uygun olarak işyeri sağlık ve güvenlik birimi kurma, risk değerlendirme ve eğitim hizmetleri sunarlar.

İşyeri Sağlık ve Güvenlik birimleri (İSGB)

Son olarak, işyerlerinde sağlık ve güvenlik uygulamalarının yürütülmesinden sorumlu olan İşyeri Sağlık ve Güvenl (İSGB) önemli bir konumdadır. İSG mevzuatına göre, işyerlerinde belirli çalışan sayısı ve iş riskine göre İSGB kurmayı ve iş sağlığı ve güvenliği uzmanı istihdamı zorunlu hale gelmiştir. Bu birimler, işyerlerindeki güvenlik risklerinin önlenmesi ve çalışanların sağlığının korunması adına bir dizi faaliyet icra eder.

Kamuda iş güvenliği uzmanı ne zaman zorunlu olur?

Kamuda İş Güvenliği Uzmanı Zorunluluğu

Kamuda çalışan iş güvenliği uzmanları, devlet tarafından belirlenen mevzuatlara uygun olarak iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve sürekliliğinin devam ettirilmesinde önemli rol oynamaktadır. Kamu kurumlarında iş güvenliği uzmanı zorunlu olması, çalışanların iş yeri ortamlarında karşılaşabileceği riskler ve olası kaza durumlarına karşı tedbirler alınmasını hedeflemektedir.

Kamu çalışanları ve çalışma alanları

Kamuda zorunlu iş güvenliği uzmanı istihdamı, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile belirlenmiştir. Bu kapsamda, 50 ve üzeri çalışanı olan kamu kurumları ve belediyeler, iş güvenliği uzmanı bulundurma zorunluluğuna tabidir.

İş güvenliği uzmanının görevleri

İş güvenliği uzmanlarının görevleri arasında iş yerlerindeki riskleri belirlemek, çalışanları ve işverenleri bu riskler konusunda bilgilendirmek, iş sağlığı ve güvenliği konularında eğitim vermek, önlemler alınmasını ve takip edilmesini sağlamak bulunmaktadır. Bu görevler sayesinde, iş güvenliği uzmanı zorunlu kamu kurumlarında çalışanlar daha güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamına kavuşurlar.

Risk değerlendirmesi ve tedbirler

İş güvenliği uzmanının gerçekleştireceği risk değerlendirmesi sonucunda, çalışma ortamındaki tehlikeler ve riskler belirlenir. Bu risklere karşı alınması gereken tedbirler planlanarak uygulamaya konulur. İş güvenliği uzmanı, bu süreçte çalışanlar ve işverenler ile işbirliği içerisinde hareket eder ve süreçlerin takibini gerçekleştirir.

İş sağlığı ve güvenliği bilincinin artırılması

İş güvenliği uzmanları tarafından verilecek eğitimler sayesinde, çalışanlar ve işverenler iş sağlığı ve güvenliği konusunda daha bilinçli hale gelirler. Bu da iş yerlerinde yaşanabilecek iş kazalarının önlenmesi ve çalışanların sağlığının korunması açısından büyük önem taşımaktadır.

Sonuç olarak, kamuda zorunlu iş güvenliği uzmanı bulundurma uygulaması, iş yerlerindeki riskleri en aza indirerek çalışanların sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmalarını hedeflemektedir. Bu sayede, hem iş verimliliği artar, hem de kamuda çalışanların yaşam kalitesi yükselir. İş güvenliği uzmanlarının sağladığı bu hizmetler, devletin çalışanlarının refahını ve toplumun genel sağlığını koruma görevine katkı sağlar.

İş güvenliği en az kaç kişiden sonra zorunlu hale gelir?

İş Güvenliği Zorunluluğu

Türkiye'de iş güvenliği, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu (İSG) tarafından düzenlenmektedir. Bu kanuna göre, işyerinde mevcut istihdam durumuna göre iş güvenliği uzmanı ve sağlık personeli istihdam etme zorunluluğu bulunmaktadır.

İstihdam Sayısına Göre Zorunluluklar

Kanunun belirttiği temel kriter, işyerinde çalışanların sayısıdır. İşletmelerde çalışan sayısının 50'den fazla olması ve işin tehlikeli sınıfta yer alması durumunda iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulundurma şartı aranır. 50'den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta bulunan işletmelerde ise iş güvenliği uzmanı ve sağlık personeli istihdam etme yükümlülüğü bulunmamaktadır.

Ortak Sağlık Güvenlik Birimi (OSGB) İşbirliği

İşyeri sayısı ve çalışan sayısı bu belirtilen sınırların altında olan işletmeler, belirli koşullar çerçevesinde Ortak Sağlık Güvenlik Birimi (OSGB) ile işbirliği yaparak iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekim hizmeti alabilirler. Bu durumdaki işletmeler, söz konusu hizmetlerden yararlanmak için OSGB ile anlaşma yapmak zorundadır.

İş Güvenliği Eğitimleri

İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin yanı sıra, işverenlerin iş güvenliği eğitimlerini düzenli olarak çalışanlarına sunmaları gerekmektedir. İlgili kanun maddesine göre, işverenler çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilgilendirilmelerini sağlamakla yükümlüdür. Bu eğitimlerle, çalışanlar iş güvenliği konusunda bilinçlenir ve iş kazalarını önlemeye yönelik tedbirler alabilirler.

Sonuç olarak, iş güvenliğiyle ilgili zorunluluklar Türkiye'de İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile düzenlenmiş olup, işletmelerin çalışan sayısı ve işin tehlike sınıfına göre değişiklik göstermektedir. İş güvenliği hizmetlerini OSGB aracılığıyla yürüten işverenler, bu sayede işyerlerinde daha güvenli ve sağlıklı çalışma koşullarını sağlamayı amaçlamaktadır.

İş sağlığı ve güvenliği uzmanlığı mesleğinin tarihçesi boyunca hangi dönüm noktaları önem taşımaktadır?

İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlığı Mesleğinin Tarihçesi

18. Yüzyıl Kökenleri ve İlk Hukuki Gelişmeler

İş güvenliği kurallarının temeli, 18. yüzyılda sanayi devriminin gerçekleşmesi ve bununla beraber meslek hastalıklarının ortaya çıkmasıyla atılmıştır. 1788 yılında İngiltere'de çıkarılan 'Baca Temizleme Kanunu' konu ile alakalı ilk hukuki gelişme olarak nitelendirilmektedir.

1800’lerde İş Yeri Denetimi ve İş Müfettişliği

1802 yılında ise İngiltere'de çıkarılan ''Sağlık ve Ahlakın Korunması Kanunu'' ve 1833 yılında çıkarılan ''Fabrikalar Kanunu'' benzer düzenlemeler yapılmıştır. 1847 yılında ise, ilk kez günümüzdeki uygulamaların temelleri atılarak, iş yeri denetimi ve iş müfettişliği yapısı oluşturulmuştur.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Türkiye

1919 yılında Cenevre'de ''Uluslar Arası Çalışma Örgütü (ILO)'' kurulmuş ve iş sağlığı ve güvenliği konusunda birçok sözleşme çıkarılmıştır. Türkiye'de iş güvenliği çalışmaları, 1932 yılında ILO Sözleşmeleri'nin imzalanmasıyla başlamıştır.

İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası

1987 yılından beri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından her yılın 4-10 Mayıs tarihleri arasında İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası kutlanmaktadır. Bu etkinlik ile çalışanların, iş yerlerinde oluşabilecek kazalar için gerekli önlemlerin alınması ve iş güvenliği bilincinin geliştirilmesi amaçlanmaktadır.

İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlığı Mesleğinin Ortaya Çıkışı

6331 sayılı kanun ile beraber ciddi bir istihdam açığı oluşmuş ve piyasanın kalifiye eleman ihtiyacı artmıştır. Bu durum iş sağlığı ve güvenliği uzmanlığı adında bir mesleğin oluşmasında önemli rol oynamıştır.

İş Güvenliği Uzmanı Unvanı ve Sınıfları

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından belgelendirilen mühendis, mimar ve teknik elemanlara ''iş güvenliği uzmanı'' denilmektedir. Bakanlıkça yapılan sınavda başarılı olan kişiler, C sınıfı uzman, B sınıfı uzman ve A sınıfı uzman ünvanlarına sahip olabilirler.

İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlarının Görevleri

İş güvenliği uzmanlarının çalışmaları arasında, acil eylem planları, risk analizleri, risk değerlendirme raporları, çalışan temsilcisi belirleme, yangın, ilk yardım, hijyen ve arama kurtarma eğitimlerini alacak personel sayısını belirleme ve personele işbaşı eğitimlerinin verilmesi gibi görevler bulunmaktadır. İstihdam edilmesi gereken uzmanların belge sınıfı ise tehlike sınıfına göre belirlenir.

Kamuda çalışan iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının karşılaştığı özel zorluklar ve sorumluluklar nelerdir?

Kamuda çalışan iş sağlığı ve güvenliği uzmanları, genellikle içinde bulundukları kurumun geniş faaliyet alanları içerisinde birçok farklı zorlukla karşı karşıya kalırlar. Bu zorlukların başında, çeşitli iş kollarındaki ayrıntılı ve karmaşık mevzuatlar ile hayata geçirilmeye çalışılan iş güvenliği politikalarının arasında bir denge sağlama sorumluluğu gelir. Aynı zamanda, bu iş güvenliği uzmanlarının bir başka önemli görevi ise, işyerinde mevcut risklerin değerlendirilmesi ve bu risklere karşı alınması gereken önlemlerin belirlenmesidir. İş sağlığı ve güvenliği uzmanları, ayrıca, iş kazalarının önlenmesi ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi konusunda bakanlıkça kabul edilen uluslararası standartlarda eğitimler vermeli ve bu konuda denetimleri gerçekleştirme sorumluluğuna da sahip olmalıdırlar.

6331 sayılı kanun ile oluşan istihdam açığı, iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarına büyük bir sorumluluk yüklemektedir. Bahsi geçen kanun, işyerlerindeki tehlike sınıfına göre uzmanların belge sınıfını belirlemekte ve bu da uzmanların, kendi sınıfları dahilinde yer alan işyerlerinde gerekli önlemlerin alınmasından sorumlu olmalarını sağlamaktadır. Bu durum, iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının kendilerini sürekli geliştirmelerini ve güncel değişikliklerden haberdar olmalarını gerektirir. Gerektiğinde risk değerlendirmeleri ve acil durum planlamaları yapabilme yeteneği, uzmanların üzerine düşen önemli bir görevdir.

Sonuç olarak, kamuda çalışan iş sağlığı ve güvenliği uzmanları, çalışma hayatının her alanında yüksek standartlarda iş sağlığı ve güvenliğini sağlama, risklerin değerlendirilmesi ve önlemlerinin alınabilmesi, acil durumlar için planlar geliştirebilme ve çalışanların iş güvenliği konusunda eğitilmesi gibi çok çeşitli ve karmaşık görevler üstlenmektedirler. Bu nedenle, uzmanların sürekli eğitim alarak bilgi ve becerilerini güncel tutmaları oldukça önemlidir.

İş sağlığı ve güvenliği uygulamalarında başarıya ulaşmak için şirketler ve kamu kurumlarının takip etmesi gereken temel yöntemler ve stratejiler nelerdir?

İş sağlığı ve güvenliği uygulamalarındaki başarı, şirketler ve kamu kurumlarının takip etmeleri gereken standart prosedürler ve stratejilere dayanmaktadır. İlk adım, risk analizi ve acil durum planları oluşturmaktır. Bu, çalışma yerinde olası tehlikelerin belirlenmesi ve bu durumlarla başa çıkmak için gereken önlemlerin tanımlanmasını içerir.

Özellikle, çalışanların bir acil durumda neler yapması gerektiğini anlamalarını sağlamak, iş yeri konusunda genel bir bilinç oluşturur. Ayrıca, yangın, ilk yardım, hijyen ve arama kurtarma eğitimleri gibi özel eğitimler sunulmalıdır. İş yerinin tehlike sınıfına göre uygun uzmanının belirlenmesi, iş yerinde sağlık ve güvenlik uygulamalarının yönetilmesi konusunda büyük bir rol oynar. Az tehlikeli iş yerleri için C sınıfı, tehlikeli iş yerleri için B sınıfı ve çok tehlikeli iş yerler için A sınıfı uzmanlar atanmalıdır.

6331 sayılı kanun, Türkiye'deki iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarına hukuki bir çerçeve sağlar. Bu kanun çerçevesinde, iş yerlerinde olabilecek kazalar için gerekli önlemlerin alınmasını ve iş güvenliği bilincinin geliştirilmesini amaçlanmaktadır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından belgelendirilen mühendis, mimar ve teknik elemanlar 'iş güvenliği uzmanı' olarak görev yaparak, bu uygulamaların başarıya ulaşmasında önemli bir role sahiptirler.

Sonuç olarak, iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının başarısı, tehlike değerlendirmeleri ve acil durum planlarından özel eğitimlere, yasal gerekliliklere ve uygun uzmanların istihdamına kadar dikkatlice planlanmış ve uygulanmış bir dizi tedbire dayanmaktadır.

Kurumlarda İş Sağlığı ve Güvenliği | IIENSTITU