Korece Öğreniyorum

Korece Ekonomi ve Finans Terimleri

Choi Eun-jung
7 dk okuma
Korece'de iş dünyası ve ekonomik terimler hakkında bilgi edinin. İş yaşamında Korece konuşulumu ve ekonomik dildeki başarınızı artırın.

Dünya çapında iş ve ticaretin sınırları her geçen gün daha da aşınıyor. Bu süreç, farklı dillerdeki ekonomik terimlere olan ihtiyacı artırıyor. Güney Kore ekonomisi hızla büyüyen ve globalleşen bir yapı sergilediğinden, Korece'de iş dünyası ve ekonomik terimlerin önemi gittikçe artmaktadır. Bu yazımızda, Kore iş dünyasında ihtiyaç duyabileceğiniz temel ekonomik terimlere ve kullanım kontekstlerine odaklanacağız.



Korece, kendi benzersiz yazı sistemi ve dil yapısı ile zengin bir kelime hazinesine sahiptir. İş dünyasında ise bu diller arası etkileşim, kimi zaman zorluklar da yaratabilir. Ancak doğru terimlerin bilinmesi ve kullanılması, uluslararası ilişkilerde büyük bir fark yaratabilir. Bu sebeple, sürprizlerle ve beklenmedik patlayıcı bilgilerle donanmış olmanız, Korece iş görüşmelerinde sizlere avantaj sağlayacaktır.



İş Hayatında Sıkça Kullanılan Korece Terimler

  • 경제 Gyeongje - Ekonomi

    Kore'de iş dünyasına adım attığınızda en çok karşılaşacağınız kavramlardan biri 경제 gyeongje) yani ekonomi terimidir. Kore'nin ekonomik yapısı hakkında bilgi sahibi olmak, iş toplantılarında derinlemesine analizler yapabilmenizi sağlar.

  • 기업 Gieop - Şirket

    Her türlü iş görüşmesinde mutlaka geçen bir diğer kritik terim ise 기업 gieop), yani şirkettir. Kore'de bir iş kurmak veya bir işletme ile ortaklık yapmak istiyorsanız, bu kelimeyi sıklıkla kullanacaksınız.

  • 투자 Tuja - Yatırım

    Ekonomik büyümenin lokomotifleri arasında yer alan 투자 tuja) yani yatırım kavramı, özellikle start-up kültürünün gelişmekte olduğu Kore'de hayati önem taşımaktadır. Yatırımcılar ve girişimciler için bu kelime vazgeçilmezdir.

  • 수출 Su-chul - İhracat

    Kore ekonomisinin gücünün önemli bir kısmı; teknoloji, otomobil ve diğer sektörlerdeki 수출 su-chul), yani ihracat faaliyetlerinden gelmektedir. İhracat ile ilgili konuşmalarda bu terime hakimiyet, profesyonelliğinizi gösterir.

  • 수입 Su-ip - İthalat

    İhracatın yanı sıra, 수입 su-ip), yani ithalat da Kore ekonomisi için oldukça önemlidir. İthal edilen ürünler üzerine yapılacak ticari anlaşmalar, bu terimin sıkça kullanılmasını gerektirir.

Korece'de Finansal Terimlerin Kullanımı

  • 재무 제표 Jaemoo Jepyo - Finansal Tablolar

    Şirketlerin ekonomik durumlarını gösteren finansal tablolar, Korece'de 재무 제표 jaemoo jepyo) olarak geçmektedir. Finansal raporlama ve analiz, iş dünyasının nabzını tutan temel unsurlardır.

  • 신용 평가 Shinyong Pyeongga - Kredi Derecelendirme

    Kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmeleri, şirketlerin finansal sağlığı hakkında önemli bilgiler verir. 신용 평가 shinyong pyeongga) terimi, bu bağlamda iş dünyası ve finans sektöründe sıkça kullanılır.

  • 이자율 Ijayul - Faiz Oranı

    Ekonomik faaliyetlerin maliyetini ve yatırım tercihlerini etkileyen önemli bir gösterge olan 이자율 ijayul), yani faiz oranı, finansal planlamada kritik rol oynar.

  • 환율 Hwanyul - Döviz Kuru

    Küresel ticaretin temel yapıtaşlarından biri olan 환율 hwanyul), yani döviz kuru, uluslararası işlemlerdeki maliyetleri doğrudan etkileyen bir faktördür. Bu terimi bilmek, dış ticaret yaparken size rehberlik edecektir.

Pratikte Korece Ekonomik Terimler

Korece ile ilgili sayısız kaynak olsa da, gerçek iş deneyimi ve pratiğinin yerini hiçbir şey tutamaz. Öğrenilen terimlerin pratiğe dökülmesi, iş görüşmelerinde rahatlık sağlar ve etkileşimleri doğal bir hâle getirir. Örnek cümleler ile bu terimleri nasıl kullanabileceğinize bakalım:

  • "우리는 한국의 경제 성장에 투자하고 싶습니다." – "Kore'nin ekonomik büyümesine yatırım yapmak istiyoruz."

  • "당신의 기업에서 수출 전략을 어떻게 구성하고 있나요?" – "Şirketinizin ihracat stratejisini nasıl oluşturuyorsunuz?"

Korece ekonomik terimleri öğrenmek ve bu terimleri iş dünyasında kullanabilmek, ihtiyaç duyulan iletişim yeteneğini artırır ve iş görüşmelerinde karşılıklı anlayışı sağlar. Umarız bu makalemiz, Kore'deki iş süreçlerinizde size rehberlik eder ve başarıya ulaşmanızda katkıda bulunur.

경제 경제 - Economy

Ekonomi

Örnek Diyalog: 한국의 경제 성장률이 저번 분기에 비해 크게 향상되었습니다.

Türkçe: Kore'nin ekonomik büyüme oranı geçen çeyreğe göre büyük ölçüde artış gösterdi.

사업 사업 - Business

İş, Ticaret

Örnek Diyalog: 그녀는 새로운 사업 아이디어에 대해 매우 열정적이었습니다.

Türkçe: O, yeni iş fikrine karşı çok hevesliydi.

회사 회사 - Company

Şirket

Örnek Diyalog: 제 친구가 새로운 회사에 취직해서 정말 행복해 보여요.

Türkçe: Arkadaşım yeni bir şirkette iş bulduğu için gerçekten mutlu görünüyor.

동업 동업 - Partnership

Ortaklık

Örnek Diyalog: 우리 둘의 경험을 합치면 이 동업은 분명 성공할 것입니다.

Türkçe: Bizim ikimizin tecrübelerini birleştirirsek, bu ortaklık kesinlikle başarılı olacaktır.

시장 시장 - Market

Pazar Market

Örnek Diyalog: 우리 동네 새 시장에 가 보았어? 정말 다양한 물건들을 팔아.

Türkçe: Mahallemizdeki yeni pazara gidip baktın mı? Gerçekten çok çeşitli şeyler satılıyor.

수익 수익 - Profit

Gelir Kâr) Kar

Örnek Diyalog: 우리 회사는 이번 분기에 새로운 마케팅 전략 덕분에 예상보다 훨씬 많은 수익을 올렸어.

Türkçe: Şirketimiz bu çeyrekte yeni pazarlama stratejileri sayesinde beklenenden çok daha fazla gelir elde etti.

매출 매출 - Sales

---
Satışlar

Örnek Diyalog: 지난 분기에 매출이 크게 증가했어요, 우리 팀 전체적으로 노력한 결과예요.

Türkçe: Geçen çeyrekte satışlarımız büyük oranda arttı, bu tüm takımımızın gösterdiği çabanın bir sonucu.

자본 자본 - Capital

Sermaye

Örnek Diyalog: 회사를 설립하기 위해서는 충분한 자본이 필요합니다.

Türkçe: Bir şirket kurmak için yeterli sermayeye ihtiyacınız vardır.

투자 투자 - Investment

Yatırım

Örnek Diyalog: 제 친구는 부동산에 투자를 하기로 결정했어요.

Türkçe: Arkadaşım gayrimenkule yatırım yapmaya karar verdi.

성장 성장 - Growth

Büyüme

Örnek Diyalog: 우리 회사는 지난 분기에 놀라운 성장을 기록했습니다.

Türkçe: Şirketimiz geçtiğimiz çeyrekte şaşırtıcı bir büyüme kaydetti.

경기 순환 경기 순환 - Economic Cycle

Ekonomik Döngü

Örnek Diyalog: 경제학자는 경기 순환이 기업 결정에 중요한 영향을 미친다고 설명했습니다.

Türkçe: Ekonomist, iş çevriminin şirket kararları üzerinde önemli bir etki yarattığını açıkladı.

인플레이션 인플레이션 - Inflation

Enflasyon

Örnek Diyalog: 우리 회사는 인플레이션으로 인해 제품 가격을 인상할 수밖에 없었습니다.

Türkçe: Şirketimiz, enflasyon nedeniyle ürün fiyatlarını artırmak zorunda kaldı.

디플레이션 디플레이션 - Deflation

Deflasyon Deflasyon) Deflasyon

Örnek Diyalog: 한국의 최근 경제 보고서에 따르면 장기적인 디플레이션 위험이 커지고 있다고 합니다.

Türkçe: Kore'nin en son ekonomik raporlarına göre, uzun vadede deflasyon riskinin arttığı belirtiliyor.

재정 재정 - Finance

Finans

Örnek Diyalog: 우리 회사의 재정 상태를 정밀하게 분석해야 할 필요가 있어서, 재정 담당자와 내일 회의를 잡았어요.

Türkçe: Şirketimizin mali durumunu ayrıntılı bir şekilde analiz etmemiz gerektiği için, mali işlerden sorumlu kişiyle yarın bir toplantı ayarladım.

주식 주식 - Stock

His­se senedi

Örnek Diyalog: 네, 주식 시장의 변동성이 커서 오늘 주식을 팔아야 할지 말아야 할지 고민 중이에요.

Türkçe: Evet, hisse senedi piyasasındaki volatilite yüksek olduğu için bugün hisse satıp satmamak konusunda kararsızım.

증권 증권 - Securities

Menkul kıymetler

Örnek Diyalog: 제 친구가 금융시장 동향에 관심이 많아 증권 투자를 시작하기로 결심했습니다.

Türkçe: Arkadaşım, finans piyasalarındaki gelişmelere olan büyük ilgisi sebebiyle yatırım yapmaya karar verdi.

주식시장 주식시장 - Stock Market

Borsa

Örnek Diyalog: 요즘 주식시장 변동성이 정말 크니까 투자할 때 조심해야 할 것 같아요.

Türkçe: Günümüzde borsa piyasasının dalgalanmaları gerçekten büyük olduğundan yatırım yaparken dikkatli olunması gerektiğini düşünüyorum.

금융 금융 - Financial

Finansal

Örnek Diyalog: 저희 회사는 금융 관련 기술을 향상시키기 위해 새로운 소프트웨어를 개발하고 있습니다.

Türkçe: Şirketimiz, finansal teknolojileri geliştirmek amacıyla yeni bir yazılım geliştirmekte.

은행 은행 - Bank

Banka

Örnek Diyalog: 제 월급이 어제 은행 계좌로 들어왔어요.

Türkçe: Maaşım dün banka hesabıma yatırıldı.

이자율 이자율 - Interest Rate

Faiz Oranı

Örnek Diyalog: 은행에서 제공하는 이자율이 올라서 예금 수익이 예상보다 더 좋을 것 같아요.

Türkçe: Bankanın sunduğu faiz oranı arttığı için mevduat getirilerinin beklenenden daha iyi olacağını düşünüyorum.

환율 환율 - Exchange Rate

Döviz Kuru

Örnek Diyalog: 미국 달러 대비 원화의 환율이 최근에 상당히 올랐네요.

Türkçe: Amerikan dolarına karşılık wonun döviz kuru son zamanlarda oldukça yükseldi.

부채 부채 - Debt

Borç

Örnek Diyalog: 우리 가족은 부채를 갚기 위해 매달 예산을 철저히 관리하고 있어요.

Türkçe: Ailemiz borçları ödemek için her ay bütçeyi titizlikle yönetiyor.

신용 신용 - Credit

Kredi

Örnek Diyalog: 은행은 신용을 중요하게 생각해서 대출 승인을 결정할 때 꼼꼼하게 신용 기록을 검토합니다.

Türkçe: Bankalar, kredi onayını verirken kredi notunun önemini göz önünde bulundurarak kredi kayıtlarını dikkatlice incelemektedir.

예산 예산 - Budget

Bütçe

Örnek Diyalog: 우리는 이번 프로젝트를 성공적으로 마무리하기 위해서는 예산을 적절히 분배해야 합니다.

Türkçe: Bu projeyi başarıyla tamamlayabilmemiz için bütçeyi uygun şekilde dağıtmamız gerekiyor.

경제 성장 경제 성장 - Economic Growth

Ekonomik Büyüme

Örnek Diyalog: 한국의 지속적인 경제 성장은 전 세계적으로 주목할만한 성과입니다.

Türkçe: Güney Kore'nin sürekli ekonomik büyümesi, tüm dünyada dikkate değer bir başarıdır.

무역 무역 - Trade

Ticaret

Örnek Diyalog: 한국은 전자제품, 자동차, 조선 등 다양한 산업 분야에서 활발한 무역을 하고 있다.

Türkçe: Güney Kore, elektronik ürünler, otomotiv, gemi inşaası gibi çeşitli endüstrilerde aktif ticaret yapmaktadır.

수출 수출 - Export

İhracat

Örnek Diyalog: 우리 회사의 다음 분기 수출 목표는 지난 해보다 20% 증가하는 것입니다.

Türkçe: Şirketimizin bir sonraki çeyrek için ihracat hedefi, geçen yıla göre %20 artış sağlamaktır.

수입 수입 - Import

İthalat

Örnek Diyalog: 한국은 전자제품을 주로 수출하고 와인과 같은 특정 상품은 대부분 수입에 의존합니다.

Türkçe: Güney Kore, başta elektronik ürünler olmak üzere birçok malı ihraç ederken, şarap gibi bazı özel ürünlerin çoğunu büyük ölçüde ithal etmektedir.

균형 재정 균형 재정 - Balanced Budget

Dengeli Bütçe

Örnek Diyalog: 한국 정부는 균형 재정을 유지하기 위해 새로운 경제 정책을 도입할 계획이다.

Türkçe: Güney Kore hükümeti, dengeli bir bütçe sürdürmek için yeni ekonomik politikaları uygulamayı planlıyor.

경제 정책 경제 정책 - Economic Policy

Ekonomi politikası

Örnek Diyalog: 정부가 새로운 경제 정책을 발표하자 시민들 사이에서 다양한 반응이 나왔어.

Türkçe: Hükümet yeni ekonomi politikasını açıkladığında, vatandaşlar arasında çeşitli tepkiler ortaya çıktı.

금리 금리 - Interest Rate

Faiz Oranı

Örnek Diyalog: 은행에서 제공하는 예금 상품의 금리가 상승했다니, 저축을 늘릴 기회인 것 같아요.

Türkçe: Bankada sunulan mevduat ürünlerinin faiz oranlarının arttığını duydum, bu birikim yapmak için iyi bir fırsat gibi görünüyor.

시가총액 시가총액 - Market Capitalization

Piyasa Değeri Piyasa Değeri

Örnek Diyalog: 네 회사 시가총액이 어마어마하게 증가했다고 들었어, 신기록을 세웠다면서?

Türkçe: Senin şirketin piyasa değeri inanılmaz bir şekilde arttığını duydum, yeni bir rekor kırdı deniyor mu?

부가가치세 부가가치세 - VAT(Value Added Tax)

Katma Değer Vergisi KDV) Katma Değer Vergisi Value Added Tax)

Örnek Diyalog: 우리 회사의 재무 담당자는 부가가치세 신고를 위해 모든 매출과 매입 내역을 꼼꼼히 검토하고 있어요.

Türkçe: Şirketimizin finans sorumlusu, katma değer vergisi beyannamesi için tüm satış ve alım işlemlerini dikkatle incelemektedir.

소비자 가격 지수 소비자 가격 지수 - Consumer Price Index(CPI)

Tüketici Fiyat Endeksi TÜFE) Tüketici Fiyat Endeksi CPI)

Örnek Diyalog: 급등하는 소비자 가격 지수 때문에 가계 지출을 줄여야 할 것 같습니다.

Türkçe: Hızla yükselen tüketici fiyat endeksi nedeniyle ev harcamalarını azaltmamız gerekecek gibi görünüyor.

경상수지 경상수지 - Current Account

Cari Hesap Cari Hesap) Current Account

Örnek Diyalog: 한국은 이번 분기에 경상수지 흑자를 기록하여 국가 경제에 긍정적인 신호를 보냈습니다.

Türkçe: Güney Kore, bu çeyrekte cari işlemler hesabında fazla vererek ülke ekonomisine olumlu bir işaret göndermiştir.

산업 산업 - Industry

Endüstri

Örnek Diyalog: 한국은 반도체 산업에서 세계적인 리더입니다.

Türkçe: Güney Kore, yarı iletken endüstrisinde dünya lideridir.

기업 합병 기업 합병 - Corporate Merger

Şirket Birleşmesi

Örnek Diyalog: 우리 회사는 경쟁력을 강화하기 위해 경쟁사와의 기업 합병을 고려하고 있습니다.

Türkçe: Şirketimiz rekabet gücünü artırmak amacıyla rakip şirketlerle birleşmeyi değerlendiriyor.

자산 자산 - Asset

Varlık Varlık

Örnek Diyalog: 이 집은 우리 가족에게 가장 중요한 자산 중 하나입니다.

Türkçe: Bu ev bizim aile için en önemli varlıklardan biridir.

유동성 유동성 - Liquidity

Likidite Likidite) Likidite

Örnek Diyalog: 은행은 자산의 유동성을 높이기 위해 다양한 자금 조달 방안을 강구하고 있습니다.

Türkçe: Bankalar, varlıkların likiditesini artırmak için çeşitli finansman yöntemleri üzerinde çalışmaktadır.

파산 파산 - Bankruptcy

İflas Bankruptcy

Örnek Diyalog: 우리 회사가 파산 위기에 처해 있어서 급하게 새로운 투자자를 찾고 있어.

Türkçe: Şirketimiz iflas tehlikesiyle karşı karşıya olduğu için aceleyle yeni yatırımcılar arıyoruz.

제조업 제조업 - Manufacturing

İmalat İmalat) Üretim

Örnek Diyalog: 한국의 제조업 분야는 세계적으로 매우 경쟁력이 있어요.

Türkçe: Güney Kore'nin imalat sektörü dünya çapında çok rekabetçidir.

노동 시장 노동 시장 - Labor Market

İşgücü Piyasası

Örnek Diyalog: 한국의 노동 시장 변화는 젊은 층의 취업 난에 큰 영향을 미치고 있다.

Türkçe: Güney Kore'deki işgücü piyasasındaki değişiklikler genç neslin iş bulma sorunlarını büyük ölçüde etkiliyor.

실업률 실업률 - Unemployment Rate

İşsizlik Oranı

Örnek Diyalog: 최근 뉴스를 보니까, 올해 실업률이 작년보다 많이 감소했다고 해.

Türkçe: Son zamanlarda haberlere bakılırsa, bu yıl işsizlik oranı geçen yıla göre oldukça düşmüş.

소득 소득 - Income

Gelir

Örnek Diyalog: 네 소득이 얼마나 되는지 알려 주실 수 있나요?

Türkçe: Geliriniz ne kadar, bana söyleyebilir misiniz?

경제 위기 경제 위기 - Economic Crisis

Ekonomik Kriz

Örnek Diyalog: 세계 경제 위기 동안 우리는 재정 계획을 조정해야 할지도 모릅니다.

Türkçe: Dünya ekonomik krizi sırasında finansal planlarımızı gözden geçirmek zorunda kalabiliriz.

구조 조정 구조 조정 - Restructuring

Yeniden yapılandırma

Örnek Diyalog: 회사는 경영 효율성을 높이기 위해 구조 조정을 결정했다.

Türkçe: Şirket, yönetim verimliliğini artırmak amacıyla yapısal bir yeniden düzenlemeye gitme kararı aldı.

경제 전망 경제 전망 - Economic Outlook

Ekonomik Görünüm

Örnek Diyalog: 회사 회의에서 이사는 올해의 글로벌 경제 전망이 불확실하다고 언급했습니다.

Türkçe: Şirket toplantısında yönetici, bu yılın küresel ekonomik görünümünün belirsiz olduğunu ifade etti.

자본주의 자본주의 - Capitalism

Kapitalizm

Örnek Diyalog: 자본주의 체제 하에서 불평등 문제는 늘 논란의 주제입니다.

Türkçe: Kapitalist sistem altında eşitsizlik sorunu her zaman tartışma konusudur.

사회주의 사회주의 - Socialism

Sosyalizm

Örnek Diyalog: 한국에서도 사회주의 개념에 대한 논의가 활발해지고 있어, 사회 경제적 평등을 지향하는 다양한 정책이 제안되고 있다.

Türkçe: Kore'de de sosyalizm kavramı üzerine tartışmalar canlanıyor, toplumsal ekonomik eşitliği hedefleyen çeşitli politikalar öneriliyor.

글로벌 경제 글로벌 경제 - Global Economy

Global Ekonomi

Örnek Diyalog: 한국은 글로벌 경제의 불확실성 속에서도 견실한 성장을 유지하고 있습니다.

Türkçe: Kore, küresel ekonominin belirsizlikleri içinde dahi sağlam bir büyümeyi sürdürmektedir.

Daha fazla bilgi edinmek için kurslarımıza katılın.

Sıkça Sorulan Sorular

Korece'de iş dünyasında kullanılan temel ekonomik terimler nelerdir?

Korece Ekonomik Terimlerin İş Dünyasındaki Önemi

Küresel iş ilişkilerinde Korece bilgisinin önemi giderek artmaktadır. Kendi içinde zengin bir dili konuşan Kore, ekonomik olarak büyümekte olan bir ülkedir. Bu nedenle, iş dünyasında Korece temel ekonomik terimlere hakim olmak büyük avantaj sağlar.

기업 (Gieop) - Şirket

Bir iş yapının temel yapısını belirler.

매출 (Maechul) - Satışlar

Bir şirketin geliri ile ilgilidir.

이익 (Iig) - Kar

Şirketin finansal başarısını gösterir.

손익계산서 (Sonikgyesanseo) - Gelir Tablosu

Şirketin finansal durumunu analiz eder.

자본 (Jabon) - Sermaye

Bir işletmenin finansal temelini oluşturur.

투자 (Tuja) - Yatırım

İşletmelerin gelecekteki büyümesi için kritiktir.

부채 (Buchae) - Borç

Sürdürülebilir finansal yönetimi etkiler.

자산 (Jasan) - Varlık

Varlıkların genel değerini yansıtır.

유동성 (Yudongseong) - Likidite

Şirketin nakit akışını tanımlar.

시장 (Sijang) - Piyasa

Tüketici ve işletmelerin buluşma noktasıdır.

수출 (Su-chul) - İhracat

Ekonomik büyümeye katkıda bulunur.

현금 흐름 (Hyeon-geum Heuleum) - Nakit Akışı

Şirketin nakit yönetimini belirtir.

이자율 (Ijayul) - Faiz Oranı

Borçlanma maliyetini etkiler.

Günlük iş konuşmalarında bu terimlerin anlaşılması ve doğru biçimde kullanılması, etkili iletişim ve başarılı iş ilişkileri için gereklidir. Korece ekonomik terimler, hem beyin fırtınalarında hem de stratejik karar alma süreçlerinde ağırlığını koyar. Dolayısıyla, bu terimlerle donanımlı olmak, Kore'de iş yapma yeteneğinizi büyük ölçüde artıracaktır.

Kore'de iş yaparken bilinmesi gereken ekonomik göstergeler hangileridir?

Kore'de iş yaparken önem taşıyan ekonomik göstergeler dikkatle izlenmelidir. Bunlar, ülkenin ekonomik durumu hakkında bilgi sunar.

Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH)

Kore ekonomisinin büyüklüğünü ve genel sağlık durumunu yansıtır. Yıllık ve çeyrek dönemlerdeki değişim oranları, ekonominin büyüme hızını gösterir.

Enflasyon Oranları

Fiyatların genel düzeyindeki değişimleri izler. Tüketici fiyat endeksi (TÜFE), enflasyon hakkında temel bilgi verir.

Ticaret Dengesi

İhracat ve ithalat arasındaki farkı belirler. Sürekli bir ticaret fazlası, Kore ekonomisinin gücünün bir göstergesidir.

İşsizlik Oranları

Ekonomik aktivitenin bir yansımasıdır. Artan işsizlik, ekonomik yavaşlamaya işaret edebilir.

Faiz Oranları

Merkez Bankası tarafından belirlenir. Ekonomik aktivite üzerinde önemli etkisi vardır. Yatırım ve tüketim için maliyetleri etkiler.

Döviz Kurları

Kore Wonu'nun diğer para birimleri karşısındaki değerini gösterir. Kur dalgalanmaları, ihracatçılar ve ithalatçılar için önemlidir.

Uluslararası Yatırım Pozisyonu

Kore'nin dış dünya ile finansal ilişkilerini özetler. Varlık ve yükümlülükler arasındaki fark, ulusal serveti gösterir.

Sanayi Üretimi

Üretimin genel düzeyindeki değişimleri sergiler. Teknoloji ve imalatın gelişimini yansıtır.

Bu göstergeler, Kore ekonomisini anlamak ve iş kararları almak için hayati öneme sahiptir. Yatırımcılar ve işadamları bu bilgileri kullanarak stratejilerini belirlerler.

Korece'de finansal raporlar ve bilançolarla ilgili kullandığımız terimlerin Türkçe karşılıkları nelerdir?

Korece'de Finansal Terimler ve Türkçe Karşılıkları

Finansal raporlar, iş dünyasının evrensel bir dilidir. Her ülkede farklı terminolojiler olsa da, finansal kavramlar genelde standarttır. Korece finans meselelerini Türkçeleriyle inceleyelim.

Gelir Tablosu - 손익계산서 (Sonikgyesanseo)

Gelir tablosu, şirketin performansını gösterir. Korece '손익계산서' ifadesi Türkçede 'Gelir Tablosu' olarak karşılık bulur. Burada şirketin gelirleri ve giderleri listelenir.

Bilanço - 대차대조표 (Daechadaejo-pyo)

Bilanço, şirketin mali durumunu özetler. '대차대조표' Türkçe'de 'Bilanço'ya denk gelir. Şirketin varlıkları, yükümlülükleri ve öz sermayesi bilançoda yer alır.

Nakit Akış Tablosu - 현금흐름표 (Hyeongeum Heureumpyo)

Nakit akış tablosu, şirketin nakit hareketlerini izler.

'현금흐름표' ifadesi Türkçe'de 'Nakit Akış Tablosu' olarak ifade edilir. Nakit giriş ve çıkışlar bu tabloda belirtilir.

Kâr Dağıtım Tablosu - 이익잉여금처분계산서 (Iigingyogeumcheobungeon-gyesanse)

Şirketin dağıttığı karları gösteren tablodur.

Korece '이익잉여금처분계산서' Türkçede 'Kâr Dağıtım Tablosu'na karşılık gelmektedir.

Finansal Durum Analizi - 재무분석 (Jaemubunseok)

Şirketin finansal durumunu analiz etmemizi sağlar.

'재무분석' kelimesi Türkçe'de 'Finansal Durum Analizi' anlamına gelir. Burada oranlar ve eğilimler incelenir.

Serbest Nakit Akımı - 자유현금흐름 (Jayuhyeongeum Heureum)

Şirketin kendi içinde ürettiği nakit akımdır.

'자유현금흐름' terimi Türkçede 'Serbest Nakit Akımı' olarak adlandırılır. Bu akım, yatırımlar için kullanılabilir.

Net Gelir - 순이익 (Sunieik)

Şirketin net kazancını ifade eder.

'순이익' kelimesi Türkçede 'Net Gelir' olarak bilinir. Gelir ve giderlerin çıkarılmasından sonra kalan miktardır.

Amortisman - 감가상각비 (Gamgasanggakbi)

Varlıkların maliyetlerinin zamanla dağılımını gösterir.

'감가상각비' Türkçe'de 'Amortisman' olarak geçer. Maddi duran varlıkların değer kaybını yansıtır.

Yatırım Getirisi - 투자수익률 (Tujasueungnyul)

Yatırımların kazancını oranla gösterir.

'투자수익률' Türkçe'de 'Yatırım Getirisi' anlamına gelir. Yatırımın karlılığını ölçer.

Varlık - 자산 (Jasan)

Şirkete ait değerli şeylerdir.

'자산' kavramı Türkçe'de 'Varlık' olarak ifade edilir. Maddi ve maddi olmayan varlıkları içerir.

Yükümlülük - 부채 (Buchae)

Şirketin ödeme yükümlülükleridir.

Korece '부채' kelimesi, Türkçede 'Yükümlülük' olarak geçer. Borç ve diğer mali yükümlülükleri içerir.

Bu temel finansal terimler, dil farklılıklarına rağmen evrensel anlamlar taşır. Finans profesyonelleri için bu terimlerin anlamlarını bilmek, global anlamda iş yapmanın olmazsa olmazıdır.