İş Hayatı

Kadınların İşten Erken Çıkmaları Neden Göze Batıyor?

Konuk Yazar
Güncellendi:
6 dk okuma
Bu resim, masa başında bilgisayarın önünde oturan bir kadını tasvir ediyor. Yüzünde parlak bir gülümseme var, gözleri neşe içinde kapalı. Masa çeşitli nesnelerle darmadağınıktır - delikli pembe bir cilt, pembe bir nesnede bir delik, bir kalemlik ve siyah bir sandalye. Kadının sol tarafında mor bir duvarın bulanık bir görüntüsü var. Masanın ortasında beyaz bir yüzey var ve üzerinde kadının elleri klavyede bir şeyler yazıyor. Görüntünün arka planında bulanık ve odak dışı kırmızı bir kapı var. Genel olarak, görüntü bir neşe ve memnuniyet duygusu taşıyor, bu da onu neşeli bir anın mükemmel bir temsili haline getiriyor.
KonuProblemÇözüm
Çalışma SaatleriÇalışma süreleri uzadıkça insanlar hem fiziksel hem de psikolojik olarak yıpranır.Çalışma saatlerinin daha dengeli bir biçimde düzenlenmesi veya esnetilebilmesi ve daha çok dinlenme süresine imkan tanınması.
Çalışan AnnelerÇalışan anneler, işten erken çıkma ve aileye daha çok vakit ayırma ihtiyaçları nedeniyle yargılanabilir.Çalışan annelerin durumlarının daha iyi anlaşılması ve empati ile yaklaşılması gerekmektedir.
Algı SorunuKadınların iş hayatındaki başarıları ebeveynlik yeteneklerine karşı ön yargı oluşturabilir.Kadınların hem başarılı bir kariyere sahip olabileceği hem de etkili bir ebeveyn olabileceği algısının desteklenmesi gerekiyor.
Kadın Liderlerin SayısıKadınların liderlik pozisyonlarına terfi etmeleri erkeklere nazaran daha azdır.Kadınlara yönetim rollerine daha çok davet edilmesi ve cinsiyet eşitliğinin desteklenmesi.
Kariyer ve AileÇalışan kadınlar genellikle kariyer ve aile arasında seçim yapmak zorunda kalırlar.Çalışmanın ve ailenin birbirine engel olmadığı, her ikisinin de bir arada başarılabilir olduğu fikrinin yaygınlaştırılması.
Aile Dostu PolitikalarÜcretli doğum ve hastalık izinleri gibi politikalar yeterli olmayabilir.Çalışma saatlerinin daha esnek hale getirilmesi ve aileyi destekleme imkanlarına yönelik politikaların oluşturulması.
Kadın ve Erkek Çalışanları Arasındaki FarklarKadın ve erkek çalışanlar aynı seviyede aileye meşgul olduklarını bildiriyorlar, fakat algılar aynı değil.Farklı cinsiyetlerin aynı seviyede aile yükümlülüklerini yerine getirdiği algısını değiştirmek gerekiyor.
Kadınların İşi Bırakma OranlarıKadınların işi bırakma oranları erkeklere göre daha yüksek.İşyerlerinde daha fazla cinsiyet eşitliği politikasının uygulanması ve kadınların işyerinde daha çok desteklenmesi.
8 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

Ülkemizde insanlar yılda yaklaşık olarak ortalama 1.836 saat çalışırlar. Neredeyse 1979’daki 1.687 saatten yüzde on daha fazla. Çalışma ekonomistleri bu sayının özelikle yüksek paya sahip rekabetçi alanlarda giderek artmasını bekliyorlar.

İş Hayatında Kadınlar!

Bunun bir sebebi de teknolojinin gecenin bir yarısı çalışanların bileklerine mail gönderebilmesi ve Silikon Vadisi güçlerinin çalışanları eve kablosuz internet bağlantılı otobüslerde göndermeden önce organik besinlerle beslemesidir.

Çalışmanın saatleri ne zaman uzasa, herkes acı çeker. İnsanlar uyku kaybederler. Hasta düşerler. Futbol maçlarını, tv dizilerini özlerler. Psikolojik olarak yıpranırlar.

Yapılan bir araştırmaya göre bu problem gittikçe güçleniyor. Özellikle çalışan anneler için.

Çalışan bir anne ailesinden ayrı vakit harcadığı için kendini sert bir biçimde yargılamaya daha yatkındır. Onun iş arkadaşları da onu uzun saatler çalıştığı veya ofisten erken ayrıldığı için yargılar.



Araştırmacılar buldu ki bir kadın çalışan iş kültürü gereği kabul edilen zamandan erken çıktığında iş arkadaşları ‘’büyük ihtimal çocuklarını almaya gitti’’ diye düşünmeye yatkınken bir erkek çalışan erken çıktığında ‘’müşterilerle buluşmaya gitti’’ diye düşünebilirler.

Patronlar seyahat görevlerini  kadınların ailelerinden ayrılmak istemeyeceğini düşünerek erkeklere vermeye daha yatkındırlar.

İş yerinde cinsiyet eşitliğini araştıran Harvard Meslek Okulu Profesörü Robin Ely diyor ki Bu varsayımlar yetenekli çalışanları adaletsiz bir şekilde gelişmekten alıkoyabilir. Ve belki de kadınların pratik olarak her meslekte neden erkeklerden çok daha az yönetici rollerine terfi edildiğini açıklamaya yardımcı olabilirler.



Ely diyor ki ‘’bizim onlara uygun yaşamaya çalıştığımız güçlü kültürel ideallerimiz var.’’ ‘’Bence herhangi birinin korkacağı en kötü yargı şekli onların kötü ebeveyn olduğunun düşünülmesidir. Ve bu yargı devamlı çalışan erkeğe nazaran kadına daha kötü vurmaktadır.’’



Ely’nin takımı katılımcıların yüzde 90’ının erkek olduğu ve neredeyse bütün çalışanların haftada en az 60 saat çalıştığı uluslararası bir danışma şirketini inceledi.

Soru: İşi bırakan kadın sayısını nasıl azaltabilir ve liderlik rollerindeki sayılarını nasıl arttırabiliriz?

İlgili eğitim: Yöneticilik Ve Liderlik Eğitimi

Soru: Neden kadınların terfi edilmediğini düşünüyorsunuz?

Akademikler belirtti ki ‘’Neredeyse her görüşülen kişi-kadın ve erkek- kadınların neden işi bıraktığını veya partner bulmada başarısızlığa uğradığını iş-aile çatışmasının bir versiyonu ile tekrarladı: iş çok uzun saatler gerektiriyor; kadınların aileye olan bağlılığı (ama erkeklerin değil) onların gerekli saatlerde çalışmalarına engel olmaktadır ve kariyerleri sonuç olarak acı çekmektedir.’’

Araştırma sırasında Ely’nin belirttiğine göre genç kadın çalışanlar arasında rahatsız edici bir kaygı ortaya çıktı. Üst kademelere tırmanmak için çoğu şeyin üstesinden gelen kadın yöneticilere baktılar. Onları yetkili liderler olarak gördüler. Ama erkek çalışan arkadaşlarının hiç bahsetmedikleri bir şey hakkında sessizce meraklandılar: Eğer ben de benzer bir başarı yakalarsam, ben de mi kötü bir ebeveyn olacağım?

Algının gerçeklikle eşleşmediğini öğrendiler. Şirketteki erkek çalışanlar da kadın çalışanlar gibi ailelerine meşgul olma eğiliminde aynı derecede isteği rapor ettiler. Hepsi evlerinden ayrı geçirdikleri vakit hakkındaki suçluluklarını belirtti. ‘’Aileye bağlılık’’ cinsiyet tanımıyor.

Bulgulara göre ‘’Aradaki fark kadınların daha az saat çalışmaları uygulamasından daha çok avantajlı olmalarıydı... ve şirkette daha az saatlerde çalışmak onların beklentilerini zedeledi.’’

Ely’nin sonucu: Yenilikçi aile dostu politikalar (ücretli doğum izni ve hastalık izni gibi ) 7/24 çalışma kültüründe cinsiyet eşitsizliğini azaltmak için yeterli değil.

Sıkça Sorulan Sorular

İş hayatında kadınların işten erken çıkmaları durumunda ortaya çıkan yargılar ve önyargılar nelerdir ve bu durumun sebepleri neler olabilir?

Kültürel ve Toplumsal Normların Etkisi

İş hayatında kadınların işten erken çıkmaları durumunda ortaya çıkan yargılar ve önyargılar, kültürel ve toplumsal normların etkisi altında şekillenmektedir. Bu kapsamda, kadınların erken saatlerde işyerini terk etmeleri, daha çok ev ve aile yaşantısına yönelik sorumluluklarla ilgili olarak değerlendirilir.

Cinsiyetçi Yaklaşımlar

Özellikle bazı işyerlerinde, kadın çalışanların erken ayrılma isteği, güç gösterisi olarak algılanabilir ve bu durum, cinsiyetçi yaklaşımlarla beslenen önyargılara yol açar. Bu anlayışla, kadınların iş verimliliği konusunda tereddütler yaşanabilir ve profesyonel yetkinliklerinin sorgulanması durumuyla karşılaşabilirler.

Kadınların Stres Altında Olma Durumu

Kadınların işten erken çıkmaları durumunda yaşanan stres, performans veya sosyal ilişkilerde olumsuzluklar doğuran sebeplerden kaynaklanabilir. Aile ve iş yaşamını dengelerken ortaya çıkan bu stres ortamı, kimi zaman kadınların karar almalarını etkileyebilir ve işyerinde olumsuz bir durum olarak değerlendirilebilir.

Ev İşlerine Yönelik Değerlendirmeler

İşten erken çıkan kadınlar, evindeki işlere yönelik sorumluluğu üstlenecekleri düşüncesiyle, daha az profesyonel ve hakkaniyetli olarak görülebilirler. Bu önyargılar, kadınların iş performansı ve iş ortamındaki katılımcılığı konusunda olumsuz etkiler yaratır.

Sonuç olarak, kadınların iş hayatında erken çıkma durumlarında ortaya çıkan yargı ve önyargılarda, kültürel, toplumsal normlar ve cinsiyetçi yaklaşımlar önemli bir rol oynamaktadır. Bu önyargıların ortadan kaldırılması için işyerlerinde farkındalık yaratılması ve eşitlikçi yaklaşımların teşvik edilmesi gerekmektedir.

Kültürel ve Toplumsal Normların Etkisi  İş hayatında kadınların işten erken çıkmaları durumunda ortaya çıkan yargılar ve önyargılar, kültürel ve toplumsal normların etkisi altında şekillenmektedir. Bu kapsamda, kadınların erken saatlerde işyerini terk etmeleri, daha çok ev ve aile yaşantısına yönelik sorumluluklarla ilgili olarak değerlendirilir.   Cinsiyetçi Yaklaşımlar  Özellikle bazı işyerlerinde, kadın çalışanların erken ayrılma isteği, güç gösterisi olarak algılanabilir ve bu durum, cinsiyetçi yaklaşımlarla beslenen önyargılara yol açar. Bu anlayışla, kadınların    konusunda tereddütler yaşanabilir ve profesyonel yetkinliklerinin sorgulanması durumuyla karşılaşabilirler.  Kadınların Stres Altında Olma Durumu  Kadınların işten erken çıkmaları durumunda yaşanan stres, performans veya sosyal ilişkilerde olumsuzluklar doğuran sebeplerden kaynaklanabilir. Aile ve iş yaşamını dengelerken ortaya çıkan bu stres ortamı, kimi zaman kadınların karar almalarını etkileyebilir ve işyerinde olumsuz bir durum olarak değerlendirilebilir.  Ev İşlerine Yönelik Değerlendirmeler  İşten erken çıkan kadınlar, evindeki işlere yönelik sorumluluğu üstlenecekleri düşüncesiyle, daha az profesyonel ve hakkaniyetli olarak görülebilirler. Bu önyargılar, kadınların iş performansı ve iş ortamındaki katılımcılığı konusunda olumsuz etkiler yaratır.   Sonuç olarak, kadınların iş hayatında erken çıkma durumlarında ortaya çıkan yargı ve önyargılarda, kültürel, toplumsal normlar ve cinsiyetçi yaklaşımlar önemli bir rol oynamaktadır. Bu önyargıların ortadan kaldırılması için işyerlerinde farkındalık yaratılması ve eşitlikçi yaklaşımların teşvik edilmesi gerekmektedir.

İş hayatında kadın ve erkek arasındaki eşitsizliklerin, işten erken çıkma gibi durumlarda farklı algılanmasının nedenleri nelerdir?

İş hayatında cinsiyet eşitsizliği ve farklı algılamalar

İş hayatında kadın ve erkek arasındaki eşitsizlikler, aslında tarihsel ve toplumsal süreçlerin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu süreçler, işten erken çıkma gibi durumlarda farklı algılanmasına sebep olan etmenleri de beraberinde getirir. Başlıca nedenler toplumsal cinsiyet rolleri, aile yapısı ve iş dünyasındaki temel beklentilerdir.

ve aile yapısı

Birincil sebep olarak, ve aile yapısı ele alınabilir. Kadınlar, toplumda daha çok ev işleri ve çocuk bakımı ile ilgili görevleri üstlenirken, erkeklerin öncelikli sorumluluğu ekonomik gelir sağlamaktır. Bu nedenle, kadın çalışanların işten erken çıkma talepleri, genellikle ailevi sorumluluklar nedeniyle daha anlayışla karşılanırken, erkek çalışanlar için bu durum sorgulanabilir.

İş dünyasındaki beklentiler ve kariyer

İkinci olarak, iş dünyasındaki beklentiler ve kariyer hedefleri cinsiyetler arasındaki farklı algılamalarda rol oynar. Çalışma hayatında başarı, genellikle uzun saatler ve özverili çalışma ile ölçülür. Bu bağlamda, erkeklerin işten erken çıkmaları, performans ve kararlılık konusunda şüphelere yol açabilirken, kadınların bu davranışı, ailevi yükümlülüklerinden dolayı hoşgörülü bir şekilde değerlendirilir.

Çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve eşitsizliklerin azaltılması

Sonuç olarak, iş hayatında kadın ve erkek arasındaki eşitsizlikler ve bu eşitsizliklerin farklı algılanması, toplumsal cinsiyet rolleri, aile yapısı ve iş dünyasındaki beklentilerden kaynaklanmaktadır. Bu duruma çözüm bulabilmek için çalışma koşullarının iyileştirilmesi, esnek çalışma saatleri ve kreş hizmetleri gibi uygulamaların yaygınlaştırılması ve cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratılması gerekmektedir.
İşyerlerinde cinsiyet eşitliği sağlanarak, farklı algılamaların önüne geçilmesi hedeflenmelidir. Böylece her cinsiyetten çalışanlar, işten erken çıkma gibi durumlarla ilgili daha adil ve anlayışlı bir ortamda bulunması sağlanacaktır.

İş hayatında cinsiyet eşitsizliği ve farklı algılamalar  İş hayatında kadın ve erkek arasındaki   ler, aslında tarihsel ve toplumsal süreçlerin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu süreçler, işten erken çıkma gibi durumlarda farklı algılanmasına sebep olan etmenleri de beraberinde getirir. Başlıca nedenler   , aile yapısı ve iş dünyasındaki temel beklentilerdir.   ve aile yapısı  Birincil sebep olarak,  ve aile yapısı ele alınabilir. Kadınlar, toplumda daha çok ev işleri ve çocuk bakımı ile ilgili görevleri üstlenirken, erkeklerin öncelikli sorumluluğu ekonomik gelir sağlamaktır. Bu nedenle, kadın çalışanların işten erken çıkma talepleri, genellikle ailevi sorumluluklar nedeniyle daha anlayışla karşılanırken, erkek çalışanlar için bu durum sorgulanabilir.  İş dünyasındaki beklentiler ve kariyer  İkinci olarak, iş dünyasındaki beklentiler ve kariyer hedefleri cinsiyetler arasındaki farklı algılamalarda rol oynar. Çalışma hayatında başarı, genellikle uzun saatler ve    çalışma ile ölçülür. Bu bağlamda, erkeklerin işten erken çıkmaları, performans ve kararlılık konusunda şüphelere yol açabilirken, kadınların bu davranışı, ailevi yükümlülüklerinden dolayı hoşgörülü bir şekilde değerlendirilir.  Çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve eşitsizliklerin azaltılması  Sonuç olarak, iş hayatında kadın ve erkek arasındaki eşitsizlikler ve bu eşitsizliklerin farklı algılanması, toplumsal cinsiyet rolleri, aile yapısı ve iş dünyasındaki beklentilerden kaynaklanmaktadır. Bu duruma çözüm bulabilmek için çalışma koşullarının iyileştirilmesi, esnek çalışma saatleri ve kreş hizmetleri gibi uygulamaların yaygınlaştırılması ve cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratılması gerekmektedir. İşyerlerinde cinsiyet eşitliği sağlanarak, farklı algılamaların önüne geçilmesi hedeflenmelidir. Böylece her cinsiyetten çalışanlar, işten erken çıkma gibi durumlarla ilgili daha adil ve anlayışlı bir ortamda bulunması sağlanacaktır.

Yapılan araştırmalar, kadın ve erkek çalışanların işten erken çıktıklarında karşılaştıkları yargıların farklılıklarını nasıl açıklamaktadır ve bu durumun üstesinden gelmek için neler yapılabilir?

Araştırmalar ve Cinsiyet Temelli Yargılar

Yapılan araştırmalar, işten erken çıkan kadın ve erkek çalışanlar arasındaki yargı farklılıklarını ortaya koymaktadır. Genellikle kadınların işten çıkmaları daha olumsuz bir şekilde algılanırken, erkek çalışanların bu durumu yaşaması daha hoşgörülü bir şekilde karşılanmaktadır.

Kadın Çalışanlar ve Olumsuz Algılamalar

Çalışmalar, kadın çalışanların işten erken çıkmalarının daha sık negatif yargılara maruz kaldığını göstermektedir. İşe ara veren ya da esnek çalışma saatlerine geçiş yapan kadınların kariyerlerine zarar verme riski yaşadıkları düşünülür. Aynı zamanda, bu durumun kadınların profesyonel imajlarına olumsuz etkisi olduğu ifade edilmektedir.

Erkek Çalışanlar ve Algı Farklılıkları

Öte yandan, erkek çalışanların işten erken çıkmalarının daha kabul gördüğü gözlemlenmektedir. Erkeklerin iş dışındaki sorumluluklarını daha rahat karşılayabileceği ve iş hayatının dışında da başarılı olabileceği düşünülür. Ancak bu durumun, erkeklerin iş performansı üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu düşünülmez.

Üstesinden Gelme Yöntemleri

1. Farkındalık Yaratma ve Eğitim: İş yerinde cinsiyet temelli yargılara dikkat çekmek ve bu konuda eğitimler düzenlemek önemlidir. Bu sayede, çalışanlar arasındaki eşitsiz algılamaların farkına varılabilir ve önlenmesi için adımlar atılabilir.

2. Esnek Çalışma Koşulları: Tüm çalışanların iş ve özel hayat dengesini sağlayabilmeleri için esnek çalışma saatleri ve izin politikaları benimsenmelidir. Bu, hem kadın hem de erkek çalışanların daha eşit ve adil bir şekilde değerlendirilmesini sağlar.

3. Şeffaf ve Objektif Değerlendirme: Çalışanların performanslarının değerlendirilmesinde, cinsiyet temelli yargılardan uzak, objektif ve şeffaf kriterler kullanılmalıdır. Böylece, kadın ve erkek çalışanlar arasındaki yargı farklılıklarının etkisi azaltılabilir.

Sonuç olarak, yapılan araştırmalar kadın ve erkek çalışanlar arasında işten erken çıkma durumunda karşılaşılan yargıların farklı olduğunu göstermektedir. Bu durumun üstesinden gelmek adına, iş yerinde farkındalık yaratma, esnek çalışma koşullarını benimseme ve şeffaf değerlendirme yöntemlerine başvurulması önerilmektedir.

Araştırmalar ve Cinsiyet Temelli Yargılar  Yapılan araştırmalar, işten erken çıkan kadın ve erkek çalışanlar arasındaki yargı farklılıklarını ortaya koymaktadır. Genellikle kadınların işten çıkmaları daha olumsuz bir şekilde algılanırken, erkek çalışanların bu durumu yaşaması daha hoşgörülü bir şekilde karşılanmaktadır.  Kadın Çalışanlar ve Olumsuz Algılamalar  Çalışmalar, kadın çalışanların işten erken çıkmalarının daha sık negatif yargılara maruz kaldığını göstermektedir. İşe ara veren ya da esnek çalışma saatlerine geçiş yapan kadınların kariyerlerine zarar verme riski yaşadıkları düşünülür. Aynı zamanda, bu durumun kadınların profesyonel imajlarına olumsuz etkisi olduğu ifade edilmektedir.  Erkek Çalışanlar ve Algı Farklılıkları  Öte yandan, erkek çalışanların işten erken çıkmalarının daha kabul gördüğü gözlemlenmektedir. Erkeklerin iş dışındaki sorumluluklarını daha rahat karşılayabileceği ve iş hayatının dışında da başarılı olabileceği düşünülür. Ancak bu durumun, erkeklerin iş performansı üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu düşünülmez.  Üstesinden Gelme Yöntemleri  1. Farkındalık Yaratma ve Eğitim: İş yerinde cinsiyet temelli yargılara dikkat çekmek ve bu konuda eğitimler düzenlemek önemlidir. Bu sayede, çalışanlar arasındaki eşitsiz algılamaların farkına varılabilir ve önlenmesi için adımlar atılabilir.  2. Esnek Çalışma Koşulları: Tüm çalışanların iş ve özel hayat dengesini sağlayabilmeleri için esnek çalışma saatleri ve izin politikaları benimsenmelidir. Bu, hem kadın hem de erkek çalışanların daha eşit ve adil bir şekilde değerlendirilmesini sağlar.  3. Şeffaf ve Objektif Değerlendirme: Çalışanların performanslarının değerlendirilmesinde, cinsiyet temelli yargılardan uzak, objektif ve şeffaf kriterler kullanılmalıdır. Böylece, kadın ve erkek çalışanlar arasındaki yargı farklılıklarının etkisi azaltılabilir.  Sonuç olarak, yapılan araştırmalar kadın ve erkek çalışanlar arasında işten erken çıkma durumunda karşılaşılan yargıların farklı olduğunu göstermektedir. Bu durumun üstesinden gelmek adına, iş yerinde farkındalık yaratma, esnek çalışma koşullarını benimseme ve şeffaf değerlendirme yöntemlerine başvurulması önerilmektedir.