Stres Yönetimi

İş Çıkışı Stres Atmak

Gaye Candan
Güncellendi:
9 dk okuma
Bir adam elleri yüzünde, sıkıntılı bir halde masa başında oturmaktadır. Gözlük takıyor ve önündeki masanın üzerinde beyaz kupası görünüyor. Mavi arka planlı bilgisayar ekranı sağındadır. Uzun, koyu renk pantolonu bacaklarını örtüyor ve yakınında beyaz bir nesne var. Yüz ifadesi üzüntü ve ıstırap hissi verirken, arka plandaki top da durgunluk ve çaresizlik hissi katıyor. Görüntü yalnızlık ve keder hissi veriyor ve adam derin düşüncelere dalmış gibi görünüyor.
GünlerStres SeviyesiStres Atma Yöntemleri
PazartesiTavan-
SalıOrta-
ÇarşambaOrta-
PerşembeDüşük-
CumaEn düşükGezilecek yerler, görülecek sergi ve fuarlar, akraba ziyaretleri, şehir dışı kaçamakları düşünmek
CumartesiDinlenmeKendinize fazla yüklenmemek, hobilerinize vakit ayırmak
PazarDinlenmeKendinize bir ödül vermek, ilgi alanlarınızda aktivite yapmak
Hafta içi genelOrta- Yüksekİş çıkışı rahatlama aktiviteleri
8 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

Haftanın her gününün ayrı bir stres seviyesi vardır. Pazartesi günleri bu seviye çoğumuzda tavan yaparken, haftanın en tatlı stres seviyesi Cuma günleri saat 17:00 sonrasındadır. Resmen taban puan seviyesinde olan stres, hafta sonu gezilecek yerler, görülecek sergi ve fuarlar, yapılacak eş, dost, akraba ziyaretleri ya da bir gece konaklamalı şehir dışı kaçamakları düşünüldükçe yüzde belli belirsiz bir tebessüme bırakır yerini. Hafta sonları neyse de, şu hafta içi iş çıkışı stres atılabilecek bir uygulama olsa da, akıllı telefonların bir tuşuna basıp gevşeyebilsek, değil mi? Üzülmeyin, öyle bir uygulama henüz icat edilmemiş olsa da, sizi rahatlatacak, keyfinizi yerine getirecek ve bir sonraki savaşa hazırlayacak güzel aktiviteler biliyorum.

Stres Atma Yöntemleri.

İş Yeri Civarında Oturmak.

Şayet eviniz iş yerinize azami 5 km uzaklıktaysa ve gökten çamur yağmıyorsa şanslısınız. Ofiste kullandığınız ayakkabılarınızı çıkartıp, yanınıza aldığınız spor ayakkabıları giyip, kulağınıza da kulaklıklarınızı taktınız mı? Harika. Şimdi her bir adımınızda nefes alıp, diğer adımınızda nefes vererek düzenli ve ritmik adımlarla eve doğru en yeşil içerikli yoldan yürümeye başlıyorsunuz. Yürürken rica ederim gelen geçen insanlarla değil, toprakla, ağaçla, kedi-köpekle, uçan kuşla, binaların balkonlarından sarkan çiçeklerle (ipe gerilmiş çamaşırlara fazla takılmayın) ve yürüdüğünüz yol üzerindeki tüm güzel manzaralarla ilgilenin. Tüm detayları hafızanıza kazımaya gayret edin. Dinlemek için yumuşak, lounge veya chill out tarzı enstrümantal müzikleri tercih edin. Böylece yol boyunca adeta filminize soundtrak olacak parçalar size eşlik edecek, siz de baş rol oyuncusu olarak ritme kendinizi kaptırıp karşınıza çıkacak sürprizlerle senaryonuzu renklendireceksiniz. Eve varıp güzel bir duş alın, ardından da edindiğiniz boş bir deftere tarihi atıp altına yürüdüğünüz süre boyunca o gün gördüklerinizi, aklınızda kalan tüm detayları ve size hissettirdiklerini yazın. Belki aradan birkaç ay geçer, deftere göz atarken o sarman kediyi bir süredir görmediğinizi fark eder, bir sonraki yürüyüşünüzde onu bulmak ve beslemek için yanınıza bir kutu mama alırsınız. Sokaktaki kimsesiz canlardan sıkı dostlar edinilebilir, bu fikri yabana atmayın ;)



Sosyalleşmek.

Biliyorum, şimdi sosyalleşmek deyince hemen aklınıza sergileri dolaşmak, bir tiyatro oyunu izlemek, arkadaşlarla sinemaya gitmek gibi aktiviteler gelecek. Hayır. Yani, tabi ki bunlar da birer alternatiftir, uygulanabilir, ancak bu her gün yapıldığında mali yönden pek de stres atılabilecek bir yöntem olmayabilir. Benim söz ettiğim sosyalleşmek, sohbet etmek, paylaşmak, yardımlaşmak, işe yaramak alt başlıklarını içeriyor. Stresli bir günün ardından, stresli bir iş hayatı bile olamayacak durumda olan başka insanlara yardım ediyor olmak, durumunuza daha anlayışla ve sabırla yaklaşmanızı sağlayacaktır. Hemen hemen her şehirde karşılıksız yardımlaşma amaçlı guruplar, topluluklar, vakıflar bulunuyor. Bunlara tanıdık vasıtasıyla ya da Internet üzerinden araştırarak ulaşabilirsiniz. Pek çoğu bizzat toplanan yardım malzemelerini haftanın belirli günlerinde, yardım yapanların iş saatlerinin dışındaki makul saatlerde, bir araya gelerek kapı kapı dağıtıyorlar. Bu noktada tekrar dikkatinizi çekmek isterim ki, yardımda bulunacağınız, hizmet etmek istediğiniz bu toplulukların herhangi bir reklam, çıkar, sömürü peşinde olmadığından lütfen emin olun. Bu konuda emin olduktan sonra, yapacağınız bu aktivite size hiçbir terapinin veremeyeceği ufuk ve vicdan berraklığını verecektir. Yine bu yardımı şahsi olarak da yapabilir, hatta sadece insanlara değil, barınak ve sokak aralarındaki korunmasız canlara da yapabilirsiniz. Sizin aracılığınız ile hayata tutunan minik bir kedinin varlığını biliyor olmak bile, içinde yoğrulduğunuz kısır döngüden çıkmanıza yeter.



Okumak, Okumak, Okumak…

Biliyorum, bana söyleyebileceğiniz çok bahaneniz var. ‘’Ben kitabı elime alır almaz uyuya kalıyorum’’ ‘’Tüm gün bilgisayar başında gözlerim o kadar yoruluyor ki, akşam kitap okumaya güç kalmıyor’’ ‘’Okumaktan çok izlemeyi tercih ediyorum. Filmler daha cazip ve kısa sürüyor’’ Vs, vs, vs. Evinizde değil arkadaşlar, iş çıkışı en yakın kitap evine ya da kitabınızı alıp sakin, dingin bir kafeye veya parka gidiyorsunuz. Bir bardak sıcak çay, köpüklü bir kahve veya sevebileceğiniz hafif bir içecekle birlikte açıyorsunuz kitabınızı ve çok değil, bir 10 sayfa kadar okuyorsunuz kitabınızdan. Her bir sayfa bitiminde gözlerinizi kapatıp birkaç saniyeliğine kitabın geçtiği ortamı, karakterleri ve varsa diyalogları gözünüzde canlandırıyorsunuz. Sonra bir sonraki sayfaya devam ediyorsunuz. Bu esnada koku alma duyunuzu lütfen aktive edin. Görsel hafızaya bir de kahve kokusu, çiçek kokusu, parfüm kokusu gibi etkiler yerleştirdiğinizde, o anlara çapa atmış oluyorsunuz. Sonrasında o kokuyu her alışınızda aklınıza istemsizce kitabınızın o bölümü geliyor olacak, dolayısıyla okuduğunuz 10 sayfa belki 15 dakikanızı almış olacak, ancak ilerleyen günlerde bu rahatlamış, dingin ve huzur dolu anlar size kendini hatırlatmış olacak. Tıpkı bir terapi gibi. Etkisi süren ve rahatlatan bir terapi.

Mum ışığında zaman geçirmek.

Stres, yapılan işlerin, alınan sorumlulukların ve aksiliklerin eseri olduğu kadar, insan doğasına sonradan iliştirilmiş olan ve aslında ne kimyamız ile ne de biyolojimizle hiç uyuşan teknolojinin de eseridir. Hiç üşenmeyip bir gün sayın bakalım iş yerinde bulunduğunuz asgari 30 metrekarelik alanda toplam kaç adet elektrik ile çalışan alet var. Bilgisayarlar, yazıcılar, telefonlar… Hastane ve benzer yerlerdeki aletleri sayamıyorum bile. Elektrik kaynaklı araçların yaydıkları elektromanyetik alan, insan bedenine ve enerjisine inanılmaz olumsuz etkiler yapan bir alandır. Bu alandan kaçış günümüzde imkânsıza yakındır. Stresi azaltmaya çalışırken bu elektromanyetik alandan da uzaklaşamıyorsak, süreç çok uzar ve bir türlü rahatlamış ve dinlenmiş hissedemiyor oluruz. Bu nedenle önerim, hiç değilse haftada 1-2 gün, evinize girdiğinizde hemen bir mum yakın. Salonda 3-4 mum, yatak odasında da bir o kadar mum yeterli olacaktır. Kısacası, kullandığınız tüm odalarda 3-4 tane mum yakın. Müzik dinlemek dışında hiçbir elektrikli aletten faydalanmamaya çalışın. Buzdolabına dokunmayın yalnız, o çalışmaya devam edebilir, zira yemeklerin çürümesini ve kokuşmasını hiçbirimiz istemeyiz, değil mi? Telefonunuzu da uzak bir köşeye bırakın. Mum ışıklı gecelerinizde telefonunuza en fazla 2 defa bakmanıza izin veriyorum. Evet kabul ediyorum çok zor olacak, ama başarabilirsiniz sevgili okurlar. Size güveniyor ve inanıyorum. Mum ışığı ve müzikle geçen, tamamen size ait, kendinize ayırdığınız bu bir veya iki gece eminim ki sizde bağımlılık yapacak. Doğamızda olan bu çünkü. Akşam olunca anatomik olarak loş ve karanlık ortamlar ve sessizlik isteriz. Bunun farkında olamıyoruz belki, ama bir süre bu tekniği uyguladığınızda fark edeceksiniz ki, gerçekten de size çok iyi geliyor olacak. Ayrıca mum ışığı oldukça romantiktir de. Bir de bu açıdan düşünün ;) Yazıma son verirken, yatarken mumları söndürmeyi unutmamanızı önemle rica ediyorum. Sonra ‘’Yaktın bizi sevgili yazar!’’ demeyin bana J Stresten uzak, huzurlu ve mutlu günleriniz olsun…

Sıkça Sorulan Sorular

Hafta boyunca stres seviyelerimizin günlerine göre nasıl değiştiği konusunda ne tür bir bilginiz var?

Stres seviyelerimizin hafta içindeki Günler bazlı Dalgalanmaları

Stres seviyelerimizin hafta boyunca nasıl değiştiğine dair genel bir baskıyı ele alarak başlamak gerekirse, çoğumuz Pazartesi günleri en yüksek stresi yaşarız. İstisnalar olmasına rağmen, genel olarak haftanın ilk iş günüdür ve birçok sorumluluk ve zorlukla karşılaşırız. Öte yandan, haftanın en düşük stres seviyesi genellikle Cuma günleri saat 17:00'den sonra yaşanır.

Haftanın Stres Dalgalanmasında 'Pazartesi Sendromu'

Pazartesi günleri, genellikle haftanın en yüksek stres seviyelerine sahne olur. Haftasonunu takiben, bu gün genellikle yeni sorumlulukların başlangıcı anlamına gelir. Pazartesi günlerinde kendimizi daha zorlanmış ve değersiz hissettiğimizi düşünürsek, bu durum oldukça mantıklıdır.

Stres seviyelerini Cuma Günü Yönetme

Cuma günleri, genellikle haftanın en tatlı stres seviyelerini yaşarız. Bunun nedeni, birçok insanın işten çıkma zamanının yaklaşması ve hafta sonunu düşünmeye başlamalarıdır. Ancak, Cuma günleri stres seviyelerini yönetmek hala önemlidir. Stres seviyelerini yönetmenin bir yolu, yürüyüş yapmaktır. Eğer eviniz, iş yerinize 5 km içindeyse ve dışarısı çamur yağmıyorsa, bu sizin için mükemmel bir seçenektir. Yürüyüşü daha da etkili hale getirmek için, yeşilliklerle çevrili bir yol seçmeyi deneyin. En yeşil yolun hem çevresel hem de duygusal faydaları olabilir.

Sosyalleşmenin Stres Üzerindeki Etkisi

Sosyalleşmek, stres seviyelerini yönetmenin başka bir etkili yoludur. Bir film izlemek, sergi veya fuarları gezmek, arkadaşlarla çıkmak ve daha fazlasını içerir. Ancak, bu tür sosyal etkinlikler maliyetli olabilir ve her zaman uygulanamayabilir. Alternatif olarak, daha anlamlı sosyal etkinliklerin stres seviyelerini azaltmaya yardımcı olacağını düşünebiliriz. Bu, sohbet etmek, yardımlaşmak ve hatta işe yaramak anlamına gelebilir.

Hafta boyunca stres seviyelerinin dalgalanmasının bilincinde olmak, duygusal sağlığımızı iyileştiren bir etkiye sahip olabilir. Stresi anlamak ve etkin bir şekilde yönetmek, daha mutlu ve başarılı bir yaşamın anahtarıdır. Bu, hem iş hem de kişisel yaşantımızdaki başarımızı etkiler. Özellikle, Cuma akşamı stres seviyesini yönetmek ve Pazartesi günlerindeki stresi hafifletmek önemlidir. Ancak, daha da önemlisi stres seviyelerimizi yönetmenin günlük bir alışkanlık olmasıdır. Bu, özellikle dikkat edilmesi gereken bir konudur.

İş stresinden kurtulmak için önerilen yürüyüş esnasında doğa ile oluşturulması gereken iletişimin önemine ne derece inanıyorsunuz?

İş stresinden kurtulmak için önerilen yürüyüş esnasında doğa ile oluşturacak iletişim, insanı rahatlatmayı ve stres seviyelerini azaltmayı amaçlar. Düzenli ve ritmik adımlarla, yeşil bir yoldan yürümek ve doğadaki detayları hafızaya kazımak; bireyin zihinsel ve duygusal olarak rahatlamasına yardımcı olur. Doğa ile iletişim kurarken, dinlenen yumuşak ve enstrümantal müzikler, yürüyüş tecrübesini destekler ve daha fazla gevşeme sağlar. Bu tip bir yürüyüş aktivitesi; özellikle hafta içi iş çıkışlarından sonra, stresli günlerden sonra rahatlama sağlayan etkili bir yöntemdir.

Bu tür etkinlikler, kişinin kendi refahı ve psikolojik durumu üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabilir. Doğal çevre ile bağlantı kurarken, çeşitli sesler, kokular ve görsellikler; günlük strese, gerginliklere ve endişelere bir mola verme imkanı sağlar. Bunun yanı sıra, doğa ile yürüyüş yaparken bilinçli bir şekilde soluk alıp vermek, bireyin odaklanma becerilerini geliştirir ve zihinsel netliği artırır. Bu ler sonucunda, kişi kendini daha pozitif ve enerjik hisseder; bu da genel yaşam kalitesinin artmasına yardımcı olur.

Aynı zamanda, doğada yürüyüş yapmak ve doğal çevre ile iletişim kurmak; sosyal yardımlaşma, işe yaramak gibi alt başlıklarını içeren sosyal lere de yol açabilir. Yardımsever olmak ve başkalarına yardımcı olmak, bireyin duygusal durumunu iyileştirir ve başkalarına yardımcı olmanın getirdiği mutluluk ve tatmin duygusunu yaşatır. İnsana değer verdiğini hissettiren böyle bir etkinlik, kişinin stres seviyesini düşürmeye ve pozitif duygusal durumunu artırmaya yardımcı olacaktır.

Sonuç olarak, iş stresinden kurtulmak için önerilen yürüyüş esnasında doğa ile oluşacak iletişim; bireyin zihinsel, duygusal ve sosyal durumunu iyileştirerek, genel yaşam kalitesini artırmakta önemli bir rol oynar. Bu nedenle, doğa ile iletişimin önemine tamamen inanıyorum ve bu konuda daha çok farkındalık yaratılması gerektiğini düşünüyorum. Doğayla iç içe yapılan yürüyüşler, sadece fiziksel sağlamakla kalmaz, aynı zamanda ruhsal dinginliği de beraberinde getirir.

Önerilen sosyalleşme ve yardımlaşma etkinliklerinin, stresle baş etme konusunda sunduğu faydalar nelerdir ve bu tür aktiviteler neden önemli?

Önerilen sosyalleşme ve yardımlaşma etkinliklerinin stresle baş etme konusunda sunduğu faydalar, çeşitli psikolojik ve fiziksel düzeylerde somutlaşmaktadır. Öncelikle, bu tür etkinliklerin insanlara, günlük yaşamın karmaşası ve stresiyle baş etme yeteneği kazandırdığı görülür. İnsanların bir araya gelerek hedeflere ulaşmaya çalışmaları, özellikle zor zamanlarda dayanıklılıklarını artırmaya yardımcı olur.

Aynı zamanda, sosyal etkinliklere katılan bireylerde genellikle daha düşük stress seviyeleri görülür. Bu, diğer insanlarla etkileşim kurmanın, stres hormonlarını azaltmaya yardımcı olduğu ve genel zihinsel sağlığı iyileştirdiği şeklindedir. Bu etkinlikler, stres ve kaygıyı hafifletebilmek için önemli bir araç olarak görülebilir.

Yardımlaşma etkinliklerinin bireyler üzerindeki etkisi de oldukça büyüktür. İnsanlar, başkalarına yardım etmek için zaman ve enerji harcadıklarında, daha iyi bir yaşam amacı hissederler. Bu, stresi kontrol etmeye yardımcı olur ve yaşamın genel anlamı üzerinde olumlu bir etki yaratır.

Sosyalleşme ve yardımlaşma etkinlikleri sadece stresle baş etmede değil, genel sağlığın korunması ve iyileştirilmesi için de önemlidir. Bu etkinlikler, genel yaşam memnuniyeti ve mutluluk düzeylerini artırır. Fiziksel sağlığı da olumlu etkilerler çünkü stres azaldığında, kalp hastalıkları ve diğer sağlık sorunlarına davetiye çıkaran stres hormonlarının seviyesi de düşer.

Sosyal etkinlikler ayrıca, insanları bir araya getirir ve karşılıklı anlayış ve saygıyı teşvik eder. Bu etkinlikler, insanların farklı yaşam deneyimlerini ve perspektiflerini paylaşmasını sağlar ve bu da, herkesin karşılaştığı engelleri ve streslerini daha iyi anlamalarına yardımcı olur. Bu nedenle, bu tür etkinlikler, genellikle daha olumlu ve empati dolu bir toplum oluşturur ve bu da genel anlamda stresi azaltır.

Sonuç olarak, sosyalleşme ve yardımlaşma etkinlikleri, insanların stresle daha iyi başa çıkmalarını sağlamakta ve genel sağlık ve yaşam kalitesini artırmaktadır. Bu nedenle, bu etkinliklerin önemi, stresle mücadele için mevcut olan stratejilerin ve tekniklerin önemli bir parçasıdır.

İş Çıkışı Stres Atmak | IIENSTITU