Siz de hala hayalinizdeki işi yapamayanlardan mısınız? Her sabah gittiğiniz o iş yerinde ben neden buradayım, benim bu insanlarla ne işim var ya da ben eskiden çok mutluydum neden şu anda mutsuzum gibi bir sürü soru silsilesi mi aklınızdan geçiyor? Kulübe hoş geldiniz.
Türkiye çalışma şartlarında bu tip mutsuz çalışan insan sayısı çok yükseldiğinden, kafanızı nereye çevirseniz mutsuz insanlarla karşılaşıyorsunuz. Ülkenin bulunduğu ekonomik kriz, işten atılma korkusu, eğitime ulaşmanın zor hale gelmesi, yeni mezunların bir yerden başlamam gerekiyor diyerek önlerine çıkan ilk iş fırsatlarını kabul etmeleri bu mutsuzluk sürecini tetiklemektedir. Bir de bu mutsuzluğun yanına stres dolu dış etkenler eklenince hayatımızın avuçlarımızdan akıp gittiğine şahit oluyoruz.
Eğitimimize Nasıl Başladık, Şimdi Neredeyiz?
Oysa ne hayallerle okullarımızdan mezun olmanın heyecanını yaşamıştık. Lisans eğitimi bitti ama yetmedi hadi bir de yüksek lisans yapalım, yetmedi bir de iki yabancı dilimiz olsun diyerek listemizi istediğimiz kadar uzatabiliyorduk. Bu eğitimler ile boğuşurken ailelerimizin ya da kendimizin maddi olarak ne kadar yatırım yaptığını da unutuyorduk. Aslında bu zaman, vizyon ve para yatırımı sırf bizlerin ileri de istediğimiz işi yapıp çok mutlu ve huzurlu olmamız, maddi olarak kendi ayaklarımızın üzerinde durabilmemiz içindi.
Sevdiğiniz işi yaparken ne kadar kazandığınız değil işi ne kadar ileriye götürebileceğinizi düşünürsünüz, sevmediğiniz işi yaparken ise günün bitmesi için hayaller kurarsınız. Hayalinizdeki işi bile yapıyor olsanız iş yerinde motivasyonumuz kendimiz olmamız gerekirken dış etkenlerden de çok etkileniyoruz. İnsanlar günümüz dünyasında kötü olma yolunda çok büyük adımlar atıyor. Acımasız eleştiriler, ön yargılar, saygısız davranışlar, ego büyüklükleri... Biz dönüp aynaya bakmalı ve biz ne kadar iyiyiz sorusunu kendimize sormalıyız. Bu kadar mutsuz çalışan içinde kendi motivasyonunuzu bulduysanız bence çok şanslısınız ve kıymetini bilmelisiniz.
Sevdiğiniz İş ve Çalıştığınız Yer Doğru Orantılı Olmalı
Bu durumda benim tecrübelerime gelecek olursak kulübün baş üyelerinden sayılırdım. Çalıştığım şirket saygı, vizyon ve bilginin eksik olduğu insanlar tarafından yönetilen, hatırı sayılır müşteri portföyü olan ancak ticaretlerinin hızla geriye gittiği bir dönemde yeni mezun kategorisinden işe başlamıştım. Şirket nezdinde karşılaştıklarım bulunduğum ortama yabancı hissetme duygularımı tecrübe etmemi sağladı.
Biraz kendimden bahsetmem gerekirse lisans eğitimimi Türkiye’de Endüstri Mühendisliği alanında tamamladıktan sonra Amerika’nın New York şehrinde dil eğitimi aldım. Sınavlarda başarılı olmamın ardından Boston şehrinde MBA yüksek lisansımı tamamlayıp aynı şehirde kısa süreli çalışma ortamını tattıktan sonra Türkiye’deki ilk iş tecrübem için yollara düşmüştüm.Eğitimlerimin getirdiği bilgi birikimimle İş Geliştirme alanında çalışmaya başladım. Bu alanda çalışmaya başlamamın doğru bir karar olduğunu da çalışırken tecrübe ettim. Ancak benim savunduğum şey sevdiğimiz işi yaparken çalıştığımız ortamın çok daha önemli olduğuydu. Her zaman insanlar iyi yöneticilerle çalışamayabiliyorlar. Bu durum bilgi birikimlerini bir adım dahi ileriye taşıyamamalarına sebep olabiliyor. Doğru yerde doğru işi yapmak bu noktada önem kazanıyor.
Hayalinizdeki iş; kendi işinizi kurmak olabilir, sanat ile ilgileniyorsanız hayaliniz sanatınızı tüm dünyaya göstermek olabilir, yazılımcıysanız tek hayaliniz insanlığa faydalı bir program yazmak olabilir ya da benimki gibi halinizdeki iş yerinde sevdiğiniz işi yapmaktır.
İş geliştirme önünde yapacakları hiç bitmeyen bir iş. Her gün yeni bir olay ile karşılaşmak işimin eğlenceli kısmını oluşturuyor. Kendini tekrarlamayan, her projede yeni bilgiler öğrendiğim bir işte çalışıyor olmak kişisel gelişimime de büyük bir katkıda bulundu. Matematikle uğraşmayı seviyorum, bunun yanında insanlarla iletişim içinde de olmayı seviyorum. Bu yönlerim işimde başarılı olmamı sağlıyor. Bazen tüm günüm bilgisayar başında araştırma yaparak geçiyor, bazen müşterilerimizle uzun toplantılarda, bazen tüm gün Excel tablolarında projeyi planlamakla, bazen de stajyerlerin bile yapmak istemeyeceği müşteriden gelen dataları kullanılabilir hale sokmakla geçiyor. İşimi hiç sıkılmadan saatlerce devam ettirebilirim, doğru insanlarla ve doğru şirket içerisinde yer almak bilgi birikimimi ve vizyonumu geliştiriyor.
Sevmediğim iş ortamına gelince kendimi daha huzurlu ve mutlu hissedeceğim başka bir firma ile aynı pozisyon için görüşmelerimden sonra istifa ettim. İşte tam o gün hayatımın en güzel günlerinden birisiydi. Şimdi kendi vizyonuma uygun, yaptığı işin farkında olan, eğitim seviyeleri benimle aynı seviyede olan, harika insanlarla çalışıyorum. Bu çalışma ortamında işimi ne kadar da çok sevdiğimi başka bir iş yapmak istemediğimi fark ettim.
Neyse ki hayalimdeki işi bulmam geç olmadığı için çok şanslıyım ve artık kulübe üye değilim. Hepinizin harika işler çıkartabileceğini biliyorum. Okuyor araştırıyor doğru yolu bulmaya çalıyorsunuz ama korkmayın biraz cesaretli olun. Yeri geldiğinde arkanızı dönüp gitme cesaretiniz olmaz ise hayalinizdeki iş kapınızı çalmayabilir. Belki de o yanı başınızdadır ama siz farkında değilsinizdir. Biraz da doğru işi bulma tavsiyelerinden bahsedelim.
Doğru işi bulma tavsiyeleri
Geçmiş zamanlarda ülkemizde en büyük problem iş bulmak iken, günümüzde ise doğru işi bulmak mesele. Ben bu konu üzerinde çok fazla düşündüm. Harvard Üniversitesinde görevli bir profesör bu konuda bir araştırma yapıyor ve bir makalesinde bu araştırmanın detayların biraz bahsediyor. Çalışmasında adayları zorla zayıf işlere uymaya itmektense onların bireysel performansını maksimize etmek için işin nasıl tasarlanabileceğine odaklanmış durumda. İşyerinin verimsiz ve iyi çalışanların az performans göstermesinin nedenlerinden biri olarak bunu gösteriyor. Bu probleme bir çözüm gelene kadar iş arayanlara kendi ihtiyaç ve isteklerine daha iyi uyan bir iş bulmalarında yardımcı olabilecek birkaç tavsiyem var.
İdeal işinizi belirleyin ama şimdilik herkese anlatmayın. Öncelikle en çok yapmayı sevdiğiniz şeyi ve en iyi neyi yaptığınızı düşünün. İşte burada uyum yakalamak için ortaya çıkan ihtiyaçlar ve "daha iyi bir iş bul" egzersizi büyük vakit kaybıdır. Bu işi almak için ihtiyacınız olan teknik becerileri ve teknik olmayan becerileri (sosyal beceriler), öncülük yaptığınız ve başarılı bir şekilde çalıştığınız takımların büyüklüğünü not edin. Birisi sizi işe almadan önce bu beceri boşluklarını doldurmanız gerek, o yüzden hemen başlayın. Belki de iienstitu.com veya başka bironline eğitimplatformu size yardımcı olabilir. Bir noktada belirlediğiniz işi yapmaya yetenekli olduğunuzu kanıtlamanız gerekecek. Ben adaylara her özelliklerini gerçek bir başarıyla kanıtlamalarını öneriyorum. İşte bu size bütün mülakat süresince rehberlik edecektir.
Yapmak istediğiniz işi yapan şirketler bulun.
LinkedIn’de sizin ilgi alanlarınıza en iyi uyum sağlayan işler aramaya başlayın ama HEMEN BAŞVURMAYIN! Bunları birer ihtimal olarak değerlendirin. Birçok şirket benzer işleri gruplandırmak için mikro-siteler veya kariyer merkezlerini kullanıyor. Bunları araştırmaya başlayın ve şirketlerin yaptığı işlerle ve yeni oluşan şirketlerdeki işlerin çeşitlerini tanımaya başlayın. Eğer şirketler alım yapıyorlarsa bu onların büyüdüğünün işaretidir, o yüzden buna da bakın. Daha sonra bu şirketleri takip edin. LinkedIn’in adayları becerilerine ve şirketi ne kadar süredir takip ettiğine göre sıralandıran bir özelliği var. İşte bu yüzden bu sizin listenin başına geçmenize yardımcı olacak. Tabi eğer başvurursanız.
Fark edilmeye çalışın ve referans bulun.
Ama hemen başvurmayın. Sizin, hedeflediğiniz şirketlerde çalışan insanların referansına ihtiyacınız var. Eğer bu becerilere sahipseniz, şirketi takip ediyorsanız, şirketten biri tarafından referans aldıysanız, listenin en başında olacaksınız. İşe alım uzmanları her zaman referans verilen adayları değerlendirirler. Bununla birlikte referans almadan önce bu çevre tavsiyesini sahiplenmeniz gerek: Çevre yapmak sadece olabildiğince insanla tanışmak değildir. Sizin tanımadığınız insanlara önerebilecek insanlarla tanışmaktır.
Doğru bir şekilde mülakata alındığınızdan emin olun.
powerpoint rehberliğinde mülakat ipuçlarına çalıştığınızdan emin olun. ama önemli olan yönlendirici soruları sormaktır. mülakatın başında mülakatçıdan işi tanımlamasını ve işin içerdiği zorlukları tarif etmesini isteyin. daha sonra en kıyaslanabilir haliyle başardığınız bir şeyin örneğini vererek işi yapabileceğinizi kanıtlayın. bütün özelliklerinizin ve ilgi alanlarınızın uyuştuğundan emin olmak için mülakatçıya başarı için o özelliğin önemli olup olmadığını sorun. daha sonra ona sahip olduğunuzu anlatmak için bir başarınızı anlatın. birçok mülakatçı size gerçek işin ihtiyaçlarıyla alakası olmayan sorular soracak, bu yüzden bu daha net olan yaklaşım sizin doğru bir şekilde değerlendirildiğinizi gösterecektir.
İş hakkında pazarlık yapın, maaş hakkında değil.
Hayal gibi olan işin önemi beceri ve ilgi alanlarınıza daha iyi uyan işi yapmaktır. Bence bir kariyer adımı %30 parasal olmayan artış içermeli. Bu işin esnekliğinin, büyüklüğünün ve daha tatmin edici olan işlerin zengin bir kombinasyonudur. Eğer bir iş teklifi aldıysanız ve şartları tartışabilecek haldeyseniz o zaman paraya vurgu yapmaktansa iş üzerinde değişiklik yapmaya odaklanın. Bundan sadece işe alım uzmanı etkilenmez aynı zamanda sizin daha katılımcı ve üretken biri olduğunuzda ortaya çıkar.
Hayalinizdeki işi tasarlayın, bulun ve alın.
Harika işi elde etmek kolay değildir ama beş on yıl sonra ne olacağını merak etmekten daha iyidir. Yukarıdakiler gerçekten iyi bir iş bulmanın realist yoludur. Faydalanmanız dileğiyle.
