
Adını ilk kez 1960’larda duyduğumuz minimalizm sadelik ve nesnelliğin ön planda tutulduğu bir sanat akımı. Ancak artık sanat akımından çok daha geniş bir anlama sahip. Hatta bir yaşam biçimi haline geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Sözlük anlamıyla asgari ve minimum anlamına geliyor. Türkçe kaynaklarda sadecilik şeklinde kullanılıyor olsa da sadecilik kelimesi henüz dilimize tam anlamıyla yerleşmiş değil.
Tüketim Çılgınlığı
Yaşadığımız dönemde tüketim çılgınlığı evler veya insanlar yerine eşyaları barındırıyor. Dolaplar giyilmeyen kıyafetlerle ve odalar kullanılmayan eşyalarla dolu. Eskiden bozulan eşyayı tamir etmek yerine atmak eleştirilirken artık eşyaların bozulmasını bile beklemeden atıyoruz. Atmak istemeyenler içinse 2. el ürünlerin satıldığı yüzlerce mobil uygulama ve sosyal medya hesabı var.
Kalabalıktan bıkan insanlar arttıkça minimalizm de sanat akımı olmaktan çıktı ve bir yaşam biçimine dönüştü. Türkçe karşılığından da anlaşılacağı gibi bu yaşam biçimini benimseyenler hayatı sade ve özenle seçilen nesnelerle sürdürmeyi hedefliyor. Dünya çapında sayılı zenginlerin mütevazı hayatlarına zamandan kazanmak için dolaplarında sadece aynı renk tişört bulunan ünlü simalara artık daha fazla hak veriliyor.
Gelir durumu gayet iyi olmasına rağmen kredi kartlarını öderken zorlanan ya da ayın sonunu getiremeyen insanlar ne olduğunu anlamaya çalışırken evlerinde bir kere kullanıp kenara kaldırdıkları eşyalarla göz göze geliyor. Minimalizm işte bu sorgulama anı sırasında devreye giriyor ve insanları daha az eşyayla daha çok yaşamaya karar vermeye de sürüklüyor. Bu nedenle giderek daha fazla insan az çoktur ya da az ve öz yaşam biçimini benimsemeye başladı.
Minimalizm Hayatı Kolaylaştırıyor Mu?
Minimalizm kesinlikle her şeyi toplayıp çöpe atmak değil. İhtiyaç duyulandan fazlasına hayır diyebilme yetisi. Bu nedenle minimalist yaşam biçimiyle hayatımızdan öncelikle fazlalıkları çıkarıyoruz. İlk başta akıllara tasarruf etmeyi getirse, aslında tasarruf çok gerideki getirilerinden birisi. Şehir hayatı nedeniyle her alanda maruz kaldığımız dağınıklık, fazlalık ve düzensizlik yaşam alanlarından çıkıyor. Bu da öncelikle zaman kaybını önlüyor.
Görsel sadelik daha az stresli hissetmeyi sağlıyor. 3 yıl önce heyecanla alıp bir kere kullandıktan sonra unuttuğunuz elektrikli ağaç testereniz için yer aramak zorunda kalmıyorsunuz ya da dikiş ipliğine ihtiyacınız olduğunda 5 kere kullandığınız dikiş makinenizin parçaları arasından iplik aramak için vakit kaybetmiyorsunuz. Düzenli bir yaşam alanının getirdiği sakinlik ve huzur bu nedenle tasarruf avantajını çok gerilere itebiliyor.
Nasıl Uygulanır?
Heyecan verici olsa bile yaşadığımız dönem itibariyle minimalizm bir anda benimsenmesi kolay olmayan bir yaşam biçimi. Bu konuyla ilgili uzmanlar önce küçük adımlarla başlamayı öneriyor. Dolaptan kıyafetlerinizi atmak yerine bir haftayı birbirine uygun en az kıyafetle geçirmeyi denemek gibi. Daha sonra bu süreyi uzatarak, dolabınızdaki fazlalıklardan artık hiç giymediklerinizden yavaş yavaş kurtulabilirsiniz.
Ardından alanı biraz daha genişleterek sadece bir odayı düzenlemeye başlıyoruz. Yine bu aşamada yeni bir şey alırken kendinize “buna ihtiyacım var mı?’’ sorusunu sormanız son derece önemli. Aslında minimalizm akımının temelini ihtiyaç kelimesi oluşturuyor. Sonrası biraz daha kolay. İhtiyacınız olan eşyaları düzenleyiciler, kutular ve raflar yardımıyla hemen ulaşılabilecek şekilde düzenleyebilirsiniz.
Minimalizm Kaynakları Neler?
Minimalizm son yıllarda oldukça gözde bir yaşam biçimi olduğu için eskiye oranla kaynak bulmak da artık daha kolay. Japon düzenleme sanatçısı Marie Kondo’nun kitabı ve videoları ve Minimalizm-Anlamlı bir yaşam kitabının yazarları Joshua Fields Millburn ve Ryan Nicodemus bu konuda akla gelebilecek önemli isimlerden bazıları. Bunun yanında internette konuyla ilgili çok çeşitli yazı ve videolar ya da minimalizm belgeseli bulabilir ve uygularken zorluk çekmeyeceğiniz adımlarla minimalist bir yaşam biçimi sürmeye başlayabilirsiniz.
Yazar: Melike Sarıçam

Sıkça Sorulan Sorular
Minimalizm ne zaman ve nasıl bir yaşam biçimi haline gelmiştir?
minimalizm, ilk kez 1960'larda adını duyuran bir sanat akımı olarak ortaya çıkmıştır. Ancak günümüzde bu akım sadece sanatın bir dalı olmaktan çıkmış, geniş bir anlam ifade eder hale gelmiştir. Hatta 21. yüzyılda bu kavramın bir yaşam biçimi olarak algılandığını söyleyebiliriz. Hayat daha sade ve nesnelere dayanan bir yaşam tarzını paylaşmaktadır. Elbette, bu saklandığı evler, eşyalar veya insanlardan sadece minimum anlamına gelmez. bir hayat biçimine dönüşmüş ve sadece en önemli nesnelerle yaşayan bir dünya vatandaşı kavramını yaratmıştır. Birçok ünlü kişi ve zengin insan artık bu yaşam tarzını benimsemekte ve bu tasarruf edilen zamandan dolayı mütevazı bir hayat sürmektedir.
, insanların giderek daha fazla ürün ve tüketim çılgınlığına tepkisi olarak ortaya çıkmıştır. Fazla tüketim, efsaneye dönüşen ve sonunda insanları mutsuz eden bir durum haline gelmiştir. , insanların yaşamlarındaki fazlalıklarla karşı karşıya geldiği, kendilerini değerlendirdiği ve daha az eşyayla daha çok yaşamaya karar vermeye başladığı bir noktadaydı. Bu, 'az daha çoktur' veya 'az ve öz' felsefesini benimseyen daha fazla insanın doğmasına yol açtı.
Elbette , hepsini çöpe atmak anlamına gelmiyor. Hepsinden önce, minimalist yaşam tarzı hayatımızdan gereksiz fazlalıkları silmeyi hedefler. Bu sadeleştirme süreci aynı zamanda kişinin kendini tanımasına ve kendini gerçekleştirmesine yardımcı olur. Fazla tüketim, stres ve düzensizlikten doğan problemler ortadan kalkar. Bu durum, yaşam alanının düzenli, daha az stresli ve huzurlu hale gelmesini sağlar. Öyle ki, tasarruftan daha büyük bir avantaj haline gelir.
Öte yandan, minimalizm bir anda benimsenmesi zor bir yaşam tarzıdır. Bu yüzden uzmanlar küçük adımlarla başlamayı önerir. Mesela dolaptan kıyafetleri atmak yerine, giyecek kıyafetleri dikkatli bir şekilde seçmeye başlayabilirsiniz. Daha sonra, giymediğiniz kıyafetlerden yavaş yavaş kurtulabilirsiniz. Ardından, bu sadeleştirme sürecini evin diğer kısımlarına da uygulayabilirsiniz. Böylece minimalizmi yaşam tarzı olarak benimsemek daha kolay hale gelecektir.
Sonuçta, minimalizm giderek daha fazla insanın benimsediği bir yaşam biçimi haline gelmiştir. Bu yaşam tarzı, sade ve özenle seçilmiş nesnelerle yaşamayı hedefler ve insanların hayatlarını daha kaliteli hale getirir. Gerek tasarruftan gerekse yaşamın basitleştirilmesinden doğan faydalar sayesinde, bu yaşam tarzı giderek daha popüler hale gelmiştir.

Minimalist bir yaşam biçimi benimserken hangi alanlardan başlamalıyız ve süreç nasıl işlemelidir?
Minimalizm bir yaşam biçimi olarak benimsenirken, süreç belli aşamalardan geçer ve bu aşamalar genellikle belirli alanlardan başlar. Asgari ve minimum anlamına gelen minimalizm, hayatı sade ve özenle seçilen nesnelerle sürdürmeyi hedefler. Bu hedeflemenin ilk adımı çoğunlukla kişisel mülk ve eşyalar üzerindeki işlemlerle başlar.
Kişisel eşyaları azaltmak, minimalist bir yaşam biçimine geçişin ilk önemli adımıdır. Bunun için evinizdeki ve çevrenizdeki gereksiz ve kullanılmayan eşyaları ayıklamanız gerekir. Atmak istemeyenler için ise 2. el ürünlerin satıldığı platformları kullanabilirsiniz. Bu aşamada odaklanılması gereken konu, ihtiyaç duyulandan fazlasına hayır diyebilme yetisini kazanmaktır.
Bir diğer adım ise tasarruf etmektir. Minimalizm yaşam biçimi, paranın gereksiz yere harcanmasını engellerken, maddi kaynakları daha verimli kullanmayı öğretir. Tasarruf, hem maddi hem de zaman açısından önemli bir kazanımdır.
Ayrıca, sadelik duygusal ve psikolojik faydalar da sağlar. Dağınıklık, fazlalık ve düzensizlikten arınmış bir yaşam alanı, daha az stresli hissettirirken, aynı zamanda sakinlik ve huzur verir. Bu da yaşam kalitesini artırır.
Bu süreçte küçük adımlarla başlamak ve zamanla bu adımları büyütmek önemlidir. Örneğin, bir haftayı en az kıyafetle geçirmeyi deneyebilir ya da dolabınızdaki hiç giymediğiniz kıyafetlerden kurtulabilirsiniz.
Unutulmamalıdır ki, minimalizm bir yaşam biçimi olup, bu biçimin özünde daha az eşya ile daha çok yaşayabilme arzusu vardır. Dolayısıyla, minimalizmi benimserken öncelikle fazlalıkları hayatımızdan çıkarmak gerekmektedir. Bu sürecin sonunda, daha az eşyaya sahip olmakla birlikte daha sade, daha huzurlu ve daha özgür bir yaşam biçimine sahip olabiliriz.

Yalnızca ihtiyaç duyulan eşyaları kullanmayı prensip edinen minimalist bir yaşam biçimine geçiş, bireyin psikolojik ve fiziksel sağlığı üzerinde nasıl etkiler yaratır?
Minimalist bir yaşam biçimine geçiş, bireyin psikolojik ve fiziksel sağlığı üzerinde önemli ve olumlu etkiler yaratır. Yazının genelinde bu fikir üzerine yoğunlaşılacaktır.
Öncelikle, bireysel düzeyde psikolojik sağlık, minimalist yaşam tarzının benimsenmesiyle derinden etkilenir. Bu etki genellikle olumlu yöndedir. Minimalizm, bireyin çevresini ve yaşamını gereksiz karmaşıklaştıran fazlalıklardan arındırma felsefesi olduğu için, bu anlayışı benimseyen bireylerin ruh hali genellikle daha huzurlu ve endişesiz olur. Hayatı sadeleştirmek ve karmaşadan uzak durmak, stres ve kaygı düzeylerini önemli ölçüde düşürür. Dahası, gereksiz eşyaların ve faaliyetlerin hayatından çıkarılması, bireyin kendi değerlerini, hedeflerini ve gerçek ihtiyaçlarını daha net bir şekilde görmesini sağlar. Bu durum, daha doyumlu ve anlamlı bir yaşam sürdürme imkanı da sunar.
Fiziksel sağlık üzerindeki etkileri açısından da minimalist yaşam biçimi oldukça faydalıdır. Fazla eşyadan arındırılmış bir yaşam alanı, genellikle daha düzgün ve temiz olur. Bu durum, genel sağlığı olumlu yönde etkileyen daha hijyenik bir yaşam ortamı sağlar. Ayrıca, hayatındaki gereksizlikleri azaltan bir bireyin daha az stresli olduğu ve böylece daha sağlıklı bir beden ve zihine sahip olabileceği kanıtlanmıştır.
Sonuç olarak, minimalist bir yaşam biçimine geçiş, zihinsel ve fiziksel sağlık üzerinde olumlu etkiler yaratır. Bu yaşam tarzını benimseyen bireyler genellikle daha huzurlu, doyumlu ve sağlıklı olurlar. Kendi değerlerini ve hedeflerini daha net görmelerini sağlayan bu yaklaşım, bireylerin hayatlarından daha fazla anlam ve tatmin duymalarını sağlar. Bu da, genel yaşam kalitesini önemli ölçüde artırır.

İlgili Kurslar

Ads (Adwords) Eğitimi
Arama–görsel–video kampanyalarında yüksek niyetli trafiği yakalayın. Anahtar kelime eşleşmesi, kalite puanı ve dönüşüm takibi.

İmaj ve Algı Yönetimi Eğitimi
İmaj ve algı yönetimi: mesaj netliği, görsel tutarlılık ve güven sinyalleri. Kişisel marka stratejisi.

SEO Eğitimi
Arama niyeti temelli SEO’da anahtar kelime kümeleri, bilgi mimarisi ve teknik sağlıkla E‑E‑A‑T/CWV uyumlu, dönüşüm odaklı yol haritası geliştirin.


