Değişim Yönetimi

Bilgi Çağı Örgütlerinin Ana Yetenekleri

Dr. Serdar Samur
Güncellendi:
8 dk okuma
Genç bir kadın önünde bir tablet tutuyor ve ekrana bakıyor. Yüzünde ciddi bir ifade var ve koyu kahverengi saçları yüzünden geriye doğru toplanmış. Tabletin üzerinde, siyah bir arka planın ortasında yeşil bir kare var. Sağ tarafında beyaz bir bulut görülüyor. Sol elinde metal bir çubuk tutmaktadır. Ekranın sağ alt tarafında, üzerinde çizgiler olan sarı dikdörtgen bir nesne var. Arka planda gri bir monitörü olan bir bilgisayar görülüyor. Lacivert bir gömlek giymektedir.
YeteneklerTanımÖrnekler
EsneklikÖngörülemeyen şartlar altında koşullara uyum sağlayabilme kapasitesi olan esneklik bilgi çağı örgütlerinin en temel özelliği olmaktadır.Küreselleşme olgusu ve hızla değişen bilgi çağı dinamiklerine uyum sağlayabilme esnek yönetim ve üretim süreçlerine sahip olmayı gerektirir.
YenilikçilikYoğun rekabet ortamlarında,sahip oldukları bilgiyi hızla yeni bir ihtiyacı karşılayacak şekle dönüştürmek zorunda olan örgütlerin temel niteliğidir.Ürün yaşam süreleri hızla kısaldığı için, pazarın taleplerine hızla cevap veren yenilikçi ürünler ve hizmetler geliştirebilmek.
Bilgiyi YönetmeRekabet gücüne katkı sağlayan bilginin süratle elde edilmesi, bunun örgüt yapısı içine hızla aktarılması ve örgütsel süreçlerde etkin olarak kullanılmasıdır.Eskiyen bilgi yerine daha yenisinin hızla ikame edilerek yeni ürün ve hizmet yaratımına fırsat verecek şekilde kullanılabilme yeteneği.
Yatay Örgüt YapısıBir örgütün bilgi yoğun hale geldikçe yönetim kademesinin ve yönetici sayısının azaldığı, bilgi esas itibariyle alta yani farklı işler yapan ve kendi kendilerini yönetme eğiliminde olan uzmanların elinde olacağı yapıdır.Bir örgütün yapısı merkezililikten uzaklaşıp özerk birimler ağırlık kazanmaktadır.
Sürekli ÖğrenmeSürekli eskiyen bilginin yerine yenisini hemen koyabilme , güncel olabilmenin en önemli özelliği olan durum.Katma değer yaratılmış yeni bilgiye sahip bir örgütün rekabet açısından ön almış olması ve geleceği şekillendirmede önemli avantajlar sağlamış olması.
Adaptasyon YeteneğiÇevreyle etkileşim içerisinde olan örgütlerin, çevresel değişikliklere hızla uyum sağlama ve bu değişikliklere olumlu yanıt verme yeteneği.Hızla değişen pazar koşullarına ve müşteri beklentilerine hızla uyum sağlama, yeni ürün ve hizmetler geliştirme yeteneği.
İçsel KoordinasyonBilgi çağı örgütlerinde bilgi akışının hızlı ve etkin olması, paylaşımın kolaylaşması ve örgütsel süreçlerde etkin kullanımı.Farklı departmanlar arasında hızlı ve etkin bilgi paylaşımı, bilgilere hızlı erişim ve bilginin iş süreçlerinde hızla entegre edilerek kullanılması.
Yönetim ve Üretim SüreçleriYeni yönetim ve üretim süreçlerini hızla benimseyen ve bu süreçleri verimli bir şekilde uygulayan organizasyonlar.Stratejik yönetim anlayışı ve verimli süreçler aracılığıyla yüksek performans.
Birey ve Örgüt BütünleşmesiÖrgüt ve bireylerin ortak hedeflere yönelik yoğunlaşması ve bu hedeflere ulaşmada kararlılığı.Demokratik bir ortamda bireylerin yeteneklerini ve yaratıcılıklarını serbestçe ifade edebilir ve örgüt hedeflerine ulaşmada aracı olabilirler.
Bilgi YoğunluğuBilgi çağı örgütlerinin karmaşık bilgileri işleyip anlamlı hale getirebilme yetenekleridir.Bilgi çağı örgütleri, yönetici sayısını ve düzeyini azaltarak bilgiyi daha etkin kullanır ve verimliliği artırır.
10 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

Bilgi çağında öncelikle kurumların, ihtiyaç duyulan doğru bilgiye zamanında ve en ekonomik yoldan ulaşılması ve bunun kurum içinde paylaşılarak katma değer yaratacak şekle getirilmesi faaliyetlerinin özünü oluşturmaktadır. Örgütün bu özelliği kazanabilmesi için bazı yeteneklere sahip olması gerekir.

Bilgi çağı örgütlerinin ana yetenekleri nelerdir?

Bunlar; Esneklik, yenilikçilik, bilgiyi yönetme, yatay örgüt yapısı ve sürekli öğrenmedir.

Esnek: Yeni çağda sosyal bir varlık haline gelen organizasyonlar, stratejik yönetim anlayışı içinde, organizasyon yönetimi ve üretim fonksiyonlarındaki süreçlerinin verimliliği için yeni yöntemler geliştirmeye çalışmaktadır.

2000 yılı öncesinde örgütsel hümanizm akımı örgütlerin otoriter yapısını yumuşatmaya, örgüt içi demokrasinin temellerini güçlendirmeye, birey ve örgüt arasında bütünleşme sağlamaya yönelmiş, örgüt yapılarını değişikliklere kolayca uyabilecekleri organik yapılara dönüştürmeyi amaçlamıştır.

Küreselleşme olgusu ve hızla değişen bilgi çağı dinamiklerine uyum sağlayabilmek ise esnek yönetim ve üretim süreçlerine sahip olmayı gündeme getirmektedir. Öngörülemeyen şartlar altında koşullara uyum sağlayabilme kapasitesi olan esneklik bilgi çağı örgütlerinin en temel özelliği olmaktadır.

Yatay Örgüt Yapısı: Sanayi dönemi örgütlerindeki merkeziyetçi, hiyerarşiye dayalı yapılar bilgi çağı örgütlerince, bilgiyi hızla işleyebilecek daha esnek olarak çalışabilme esaslarına sahip sade bir yönetim yapısına evrilmektedir.



Bir örgüt bilgi yoğun hale geldikçe hem yönetim kademesi hem de yönetici sayısı azalacak, bilgi esas itibariyle alta yani farklı işler yapan ve kendi kendilerini yönetme eğiliminde olan uzmanların elinde olacaktır. Böylece örgüt yapısı merkezililikten uzaklaşıp özerk birimler ağırlık kazanacaktır. (Beıjerse, 1999)

Bu açıdan bilgi çağı örgütleri, hızla değişen bir çevre içinde faaliyet alanlarını değişime kolayca uyum sağlayabilecek, düz ve yapı içindeki hatlar kısa olacak şekilde bir örgütsel yapıya dönüştürmektedir.

Yenilikçi: (Sürekli Gelişim ve Değişim) Yenilik, bilgi çağı örgütlerinin en temel özelliği olmaktadır çünküpazara sunulan ürün ve hizmetlerin her zaman bir alternatifi hızla kopyalanmaktadır. Bu yüzden örgütler, yoğun rekabet ortamlarında,sahip oldukları bilgiyi hızla yeni bir ihtiyacı karşılayacak şekle dönüştürmek zorundadır çünkü ürün yaşam süreleri hızla kısalmaktadır.

Yenilik potansiyeli, örgütün en iyi yaptığı ile müşterilerin en çok değer verdiğinin uyumlaştırması ile oluşturulur. (Nassarı,1998)

Bilgiyi Yönetme:Bilgi Yönetiminden maksat rekabet gücüne katkı sağlayan bilginin süratle elde edilmesi, bunun örgüt yapısı içine hızla aktarılması ve örgütsel süreçlerde etkin olarak kullanılmasıdır. Bilgi yönetim sisteminde esas, eskiyen bilgi yerine daha yenisinin hızla ikame edilerek yeni urun ve hizmet yaratımına firsat verecek şekilde kullanılabilmesidir.



Bu avantajı sağlamanın anahtarı bilgi yaratma sürecinin yapı- sallaştırılmasıdır. (Özveren ve Gursu, 2004)Yapısallaştırmanın kurumsal kültür haline getirilmesi, bilgi yönetimde bilgi cağı örgütlerinin en temel konusu olmaya adaydır.

Öğrenmenin Sürekliliği: (örgütsel öğrenme)Bilgi çağı toplumunu tanımlayan en önemli olgu bilginin bollaşması ve yeni bilginin yaratılmasıdır. Sürekli eskiyen bilginin yerine yenisini hemenkoyabilme , güncel olabilmenin en önemli özelliğidir.

Yoğun rekabet ortamında, katma değer yaratılmış yeni bilgiye sahip bir örgüt rakiplerine göre ön almış demektir ve geleceği şekillendirmede önemli avantajlar sağlamış olacaktır. Konuya bu perspektifden baktığımızda öğrenmenin sürekliliği de işletme hayatında ön önemli bileşen halini alacaktır.

Örgütler, öğrenme kavramının rekabet üstünlüğü anlamına geldiğini anladıklarındaa, birincil amaçlarını sürekli öğrenme ve öğrenenörgütler olma olarak belirlemektedirler. (Tepeci ve Koçak, 2005)

Öğrenme olmadan örgütler ve bireyler sadece eski deneyimleri ve uygulamamaları tekrar ederler. Değişim bir maske gibi yatay kalır, iyileşmeler ya rastlantılar sonucu yada kısa ömürlü olurlar. (Garvin,1993)

Açıkca söylemek gerekirse küresel rekabette karlı çıkabilmenin yolu sürekli öğrenmeden geçmektedir çünkü öğrenme olmadan yeni bilgi üretimi olamayacaktır.

Özetle, Bilgi çağı örgütünü :

  • Sürekli yeni bilgi yaratan, ve bunu işleyerek örgütün bilgisi haline getiren,

  • Katma değer yaratacak şekilde, bilgiyi paylaşım yoluyla örgütsel süreçlerde kullanan,

  • Çevreye uyum gösteren, elastikiyeti yüksek,

  • Kararlarını değişen şartlara göre hızla alabilen,

  • Değişime olumlu tepkiler veren, örgütler olarak tanımlayabiliriz.

Bilgi çağı örgütü nedir?

Bilgi çağı örgütünü; sürekli yeni bilgi yaratan, ve bunu işleyerek örgütün bilgisi haline getiren, katma değer yaratacak şekilde, bilgiyi paylaşım yoluyla örgütsel süreçlerde kullanan, değişime olumlu tepkiler veren örgütler olarak tanımlayabiliriz.

Bilgi çağı örgütlerinin ana yetenekleri nelerdir?

Bilgi çağı örgütlerinin yetenekleri; esneklik, yenilikçilik, bilgiyi yönetme, yatay örgüt yapısı ve sürekli öğrenmedir.

Bilgiyi yönetme nedir?

Bilgi yönetim sisteminde esas, eskiyen bilgi yerine daha yenisinin hızla ikame edilerek yeni ürün ve hizmet yaratımına fırsat verecek şekilde kullanılabilmesidir.

KAYNAKÇA

Beıjerse, Roelof P.,1999, ‘Questions in Knowledge Management: Defining andConceptualising a phenomenon’ Journal Of Knowledge Management, vol: 3

Garvin, David A.,1993, ‘Building A Learning Organization’ Harvard Business Review’ vol:71, No: 4, p.78-91. July-August.71, No: 4, p.78-91. July-August.

Nassarı, T.,1998,‘’Nurturing, Knowledge to Power Innovation Dynamics, Innovation’Vol: 32, no: 1 May.

Özveren M. ve Gursu M.,2004, ‘Organizasyonlarda bilginin yaratılması süreci ve bu süreçte Liderliğin Önemi ‘’ 3. Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi,

Tepeci, M. ve Koçak,G.,2005, ‘‘Ekiplerde Öğrenme’’: Öğrenen Örgütler Olmanın Anahtarı’’ Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 14, sayı: 1 s: 379.

Sıkça Sorulan Sorular

Bilgi çağı örgütü nedir?

Bilgi çağı örgütünü; sürekli yeni bilgi yaratan, ve bunu işleyerek örgütün bilgisi haline getiren, katma değer yaratacak şekilde, bilgiyi paylaşım yoluyla örgütsel süreçlerde kullanan, değişime olumlu tepkiler veren örgütler olarak tanımlayabiliriz.

Bilgi çağı örgütlerinin ana yetenekleri nelerdir?

Bilgi çağı örgütlerinin yetenekleri; esneklik, yenilikçilik, bilgiyi yönetme, yatay örgüt yapısı ve sürekli öğrenmedir.

Bilgiyi yönetme nedir?

Bilgi yönetim sisteminde esas, eskiyen bilgi yerine daha yenisinin hızla ikame edilerek yeni ürün ve hizmet yaratımına fırsat verecek şekilde kullanılabilmesidir.

Bilgi çağı örgütlerinin esneklik kapasitesi nasıl geliştirilebilir?

Bilgi Çağı Örgütlerinin Esneklik Kapasitesinin Geliştirilmesi

Esneklik ve Bilgi Yönetimi

Bilgi çağı örgütleri, sürekli değişen ve gelişen koşullara uyum sağlayabilmek için öncelikle esneklik ve yenilikçilik kapasitelerini güçlendirmelidir. Bu bağlamda, esneklik; örgütlerin öngörülemeyen şartlar altında koşullara uyum sağlayabilme yeteneği olarak tanımlanmaktadır. Bilgi yönetimi ise, rekabet gücüne katkı sağlayacak bilgiye hızlı ve etkin şekilde ulaşarak bu bilginin örgüt içinde değer yaratılacak şekilde kullanılmasıdır.

Yatay Örgüt Yapısına Geçiş

Sanayi dönemi örgütlerinde yer alan merkeziyetçi ve hiyerarşiye dayalı yapıların yerini, bilgi çağında yatay örgüt yapıları almalıdır. Bu yapılar, bilgiyi hızla işleyebilecek, daha esnek ve sade bir yönetim anlayışına sahip olmalıdır. Yatay örgüt yapısında, yönetim kademesi ve yönetici sayısı azalacak; bilgi ise daha çok uzmanlar tarafından değerlendirilecektir.

Yenilikçilik ve Sürekli Gelişim

Bilgi çağı örgütlerinin başarısı, yenilikçilik ve sürekli gelişim temelli bir anlayışa sahip olmalarına bağlıdır. Bu bağlamda örgütler, sahip oldukları bilgiyi yeni ihtiyaçları karşılayacak şekilde hızla dönüştürmeli ve kısalan ürün yaşam sürelerine uyum sağlayarak rekabetçi olmalıdır.

Bilgi Yönetiminin Etkin Kullanılması

Örgütlerin rekabet avantajını artırabilmesi için bilgi yönetiminin etkin kullanılması gereklidir. Bu amaçla, eskiyen bilgi yerine daha yeninin hızla ikame edilerek yeni ürün ve hizmet yaratımına fırsat sunulmalıdır. Bilgi yaratma sürecinin yapısal hale getirilmesi, bilgi yönetiminin başarılı olması için önemli bir adımdır.

Sonuç olarak, bilgi çağı örgütlerinin esneklik kapasitelerini geliştirmek için esneklik, yenilikçilik, bilgi yönetimi, yatay örgüt yapısı ve sürekli öğrenme gibi önemli yeteneklere sahip olması gerekmektedir. Bu sayede, küreselleşme ve hızla değişen bilgi çağı dinamiklerine uyum sağlayarak rekabet avantajı elde etmeleri mümkün olacaktır.

Örgütsel hümanizm akımının bilgi çağı örgütlerine sağladığı bütünleşme ve organik yapı dönüşümleri, örgütlerin performansı üzerinde ne tür etkiler yaratmaktadır?

Örgütsel Hümanizm Akımının Etkileri

Bilgi çağındaki örgütler, doğru bilgiye zamanında ve en ekonomik yoldan ulaşmayı, bilgiyi paylaşarak katma değer yaratmayı önemsemektedir. Örgütsel hümanizm akımının sağladığı bütünleşme ve organik yapı dönüşümleri, bu hedeflere ulaşılmasında etkin rol oynamaktadır. Örgütsel hümanizm akımı, örgütlerin performansı üzerinde esneklik, yenilikçilik, bilgiyi yönetme, yatay örgüt yapısı ve sürekli öğrenme yetenekleri ile olumlu etkiler yaratmaktadır.

Esneklik ve Yatay Örgüt Yapısı

Esnek örgüt yapıları, küreselleşme olgusu ve bilgi çağı dinamiklerine uyum sağlamada önemli bir rol oynamaktadır. Örgütsel hümanizm akımı, örgütlerin otoriter yapısını yumuşatarak, bütünleşme sağlamış ve organik yapılarının gelişimine katkıda bulunmuştur. Bu esnek yapılar sayesinde, örgütler değişen şartlara daha hızlı bir şekilde uyum sağlayabilmekte ve performanslarını artırmaktadır. Aynı zamanda, yatay örgüt yapısı ile bilgi çevikliği ve hızla işlenmesi sağlanarak, örgütsel verimlilik artırılmaktadır.

Yenilikçilik ve Sürekli Öğrenme

Örgütsel hümanizm akımına göre, yenilik bilgi çağı örgütlerinin başarısı için kritik bir faktördür. Rekabet ortamlarında, örgütlerin sürekli gelişim ve değişime ayak uydurma becerisi, ürün ve hizmet yaşam sürelerinin kısalması nedeniyle önem kazanmaktadır. Örgütlerin sürekli öğrenme yeteneği sayesinde, yenilik potansiyeli artarak rekabet güçleri yükselmektedir.

Bilgiyi Yönetme

Örgütsel hümanizm akımının sunduğu diğer bir avantaj da, bilgi yönetimi ve entegrasyonudur. Rekabet güçlerine katkı sağlayacak bilginin hızla elde edilmesi ve örgüt yapısına aktarılması ile örgütsel süreçlerin etkinliği artırılmaktadır. Bilgi yönetiminin öneminin anlaşılması ve yapılandırılması, örgütlerin bilgi çağındaki hedeflerine daha hızlı ve etkin ulaşmalarını sağlamaktadır.

Sonuç olarak, örgütsel hümanizm akımının bilgi çağı örgütlerine sağladığı bütünleşme ve organik yapı dönüşümleri, örgütlerin performansında olumlu etkiler yaratmaktadır. Özellikle esneklik, yenilikçilik, bilgiyi yönetme, yatay örgüt yapısı ve sürekli öğrenme yetenekleri ile örgütlerin rekabetçi güçleri ve başarıları artırılmaktadır.

Bilgi çağı örgütlerinde sürekli yenilik ve gelişim süreçleri, sektör ve pazardaki rekabet koşulları ile nasıl ilişkilendirilebilir?

Bilgi Çağı Örgütlerinde Sürekli Yenilik ve Gelişim Süreçleri ile Rekabet Koşulları

Esneklik ve Bilgi Çağı Örgütlerinin Rekabetçi Avantajı

Bilgi çağı örgütlerinin başarısı, esneklik ve yenilikçilik gibi yeteneklere sahip olmalarına bağlıdır. Esnek yönetim ve üretim süreçlerine sahip olmak, küreselleşme olgusu ve hızla değişen bilgi çağı dinamiklerine uyum sağlamak için vazgeçilmezdir.Özellikle öngörülemeyen şartlar altında koşullara uyum sağlayabilme kapasitesi olan esneklik, bilgi çağı örgütlerinin rekabet avantajını sağlamaktadır.

Yatay Yönetim Yapısı ve Hızlı İşleme Kabiliyeti

Bilgi çağı örgütlerinde, merkeziyetçi ve hiyerarşiye dayalı yapılar yerine, bilgiyi hızla işleyebilecek esnek yönetim sistemleri kullanılır. Bu sayede yönetim kademesi ve yönetici sayısı azalırken, bilgi daha da yoğunlaşır ve örgütün hızlı ve etkili kararlar alması sağlanır. Ayrıca yatay örgüt yapısı sayesinde, örgütler değişen çevre koşullarına daha hızlı ve kolay adaptasyon sağlar ve rekabetçi bir konumda kalabilir.

Yenilikçilik ve Sürekli Gelişim Süreçlerinin Önemi

Yenilik, bilgi çağı örgütlerinde önemli bir özelliktir. Rekabet ortamlarında ürün ve hizmetlerin alternatifleri hızla kopyalanabildiği için örgütler, sahip oldukları bilgiyi sürekli olarak yenileyerek yeni ihtiyaçlar karşılama amacıyla kullanmak durumundadır. Yenilik potansiyeli, müşterilerin en çok değer verdiği hizmet ve ürünlerle örgütün en iyi yaptığı işleri uyumlaştırarak oluşturulur. Bu sayede, sektör ve pazardaki rekabet koşullarıyla ilişkilendirilerek yeni avantajlar yakalanabilir.

Etkin Bilgi Yönetimi ile Rekabet Gücü Sağlama

Bilgi yönetimi, bilgi çağı örgütlerinde rekabet gücüne katkı sağlayan önemli bir yapı taşıdır. Bu sayede bilgiye süratle ulaşılabilmesi, işlenmesi ve etkin olarak kullanılması sağlanır. Başarılı bilgi yönetim sisteminde esas olan, eskiyen bilgi yerine yeni bilginin hızla ikame edilerek sürekli olarak yeni ürün ve hizmet yaratımına fırsat sunabilmedir. Bu süreçlerde yapı- sallaştırma ve kurumsal kültüre uygun yönetim stratejileri ile bilgi çağı örgütlerinin sektör ve pazardaki rekabet koşullarına hızlı adaptasyonu ve pozitif çıktılar alması mümkün hale gelir.

Bilgi çağı örgütlerinde esas hedefler ve stratejik yönetim anlayışının temel öğeleri nelerdir?

Bilgi Çağı Örgütlerinde Esas Hedefler ve stratejik yönetim Anlayışının Temel Öğeleri

Esneklik ve Yenilikçilik

Bilgi çağı örgütlerinin en temel hedeflerinden biri, doğru bilgiye zamanında ve en ekonomik yoldan ulaşarak, bu bilgiyi kurum içinde paylaşıp katma değer yaratacak şekle getirmektir. Bu doğrultuda, esneklik ve yenilikçilik örgütün temel özelliklerinden olma yönünde büyük önem taşır. Esnek örgütler, öngörülemeyen şartlar altında koşullara uyum sağlayabilme kapasitesine sahip olmalarının yanı sıra, küreselleşme olgusu ve hızla değişen bilgi çağı dinamiklerine uyum sağlayabilmek için esnek yönetim ve üretim süreçlerine sahip olmalıdır.

Yatay Örgüt Yapısı

Bilgi çağı örgütlerinde, merkeziyetçi ve hiyerarşiye dayalı yapıların yerini, daha esnek çalışabilen ve bilgiyi hızla işleyebilecek sade yönetim yapıları almaktadır. Bu doğrultuda, yönetim kademesi ve yönetici sayısının azaldığı, özerk birimlerin ağırlık kazandığı yatay örgüt yapısı önem kazanmaktadır (Beıjerse, 1999). Bu yapı, hızla değişen çevre koşullarına uyum sağlamaya ve faaliyet alanlarını sürekli geliştirmeye olanak tanır.

Sürekli Gelişim ve Değişim

Yenilikçilik, bilgi çağı örgütlerinin temel özelliklerinden biridir. Rekabetçi pazar koşullarında, örgütlerin sahip oldukları bilgiyi hızla yeni ürün ve hizmetler yaratmaya dönüştürmeleri gerekmektedir (Nassarı, 1998). Bu süreç, örgütün en iyi yaptığı ile müşterilerin en çok değer verdiğinin uyumlaştırılması ile oluşturulan yenilik potansiyeline dayanmaktadır.

Bilgi Yönetimi

Bilgi yönetimi, bilgi çağı örgütlerinde anlayışının temel öğelerindendir. Rekabet gücüne katkı sağlayan bilgiye süratle ulaşarak, bu bilginin örgüt yapısı içine hızla aktarılması ve etkin olarak kullanılması amaçlanır (Özveren ve Gursu, 2004). Bu süreçte, eskiyen bilgi yerine daha yenisinin hızla ikame edilerek kullanılabilmesi ve bilgi yaratma sürecinin yapı- sallaştırılmasına büyük önem verilmelidir.

Sonuç olarak, bilgi çağı örgütlerinde temel hedefler ve anlayışının temel öğeleri olarak esneklik, yenilikçilik, yatay örgüt yapıları ve bilgi yönetimi ön plana çıkmaktadır. Bu doğrultuda, örgütlerin sürekli gelişim ve değişim içerisinde olması ve kullanıcıların ihtiyaçlarına ve beklentilerine uygun hizmetler sunması, başarılı bir temel strateji olarak hedeflenmelidir.

Örgütsel esneklik ve organik yapı dönüşümleri açısından, bilgi çağı örgütlerinin karşılaştığı öngörülemeyen şartlar ve değişim süreçlerini nasıl yönetebileceği konusunda ne tür stratejiler benimsenmelidir?

Bilgi çağında örgütler, öngörülemeyen durumlar ve değişim süreçlerini yönetmek adına örgütsel esneklik ve organik yapı dönüşüm stratejilerini benimsemelidirler. Bu stratejiler, bilgi çağı sürecinde, kurumların doğru bilgiye zamanında ve ekonomik bir şekilde ulaşmayı ve bilgiyi kurum içinde paylaşmayı kolaylaştırır.

Öncelikle, esneklik kavramı, örgütlerin değişen koşullara ve durumlara hızlı bir şekilde adapte olabilmelerini sağlar. Esnek örgütler, değişken ve belirsiz durumlarda hızla ve etkili bir şekilde hareket edebilirler, böylece alınacak kararların hızını ve kalitesini arttırabilirler.

Aynı şekilde, bilgiyi yönetme yeteneği, bilginin hızla elde edilmesi ve organizasyon yapısına hızla entegre edilmesi bakımından önemlidir. Etkili bir bilgi yönetim sistemi, örgütsel süreçlerde bilgi kullanımını hızlandırabilir ve kurumların yeni ürün ve hizmetler oluşturmasına yardımcı olabilir.

Yatay örgüt yapısı, bilgi çağı örgütlerinin daha esnek ve hızlı çalışabilmesine olanak sağlar. Bu yapı, merkezileşme yerine özerk birimleri ağırlıklı kılar ve böylece örgütün bilgi yoğun hale gelip, yönetim kademesi ve yönetici sayısını azaltmasını sağlar.

Örgütlerin, yenilikçi ve sürekli bir gelişim ve değişim süreci izlemesi gerekmektedir. Bilgi çağı örgütleri, yoğun rekabet ortamında, sahip oldukları bilgiyi hızla yeni bir ihtiyaç karşılayacak şekle dönüştürmek zorundadırlar. Bu durum, ürün yaşam sürelerinin hızla kısalması nedeniyle daha da önem kazanmaktadır.

Sonuç olarak, bilgi çağı örgütlerinin öngörülemeyen durumlar ve değişim süreçlerini yönetebilmek için bu stratejileri benimsemesi, esnekliği artırmak ve hızla değişen ve belirsiz koşullar altında etkin bir şekilde çalışabilmek adına hayati öneme sahiptir. Bu yetenekler, örgütlerin bilgi çağında rekabetçi ve yenilikçi olmasını sağlar, ve bu da onların uzun vadeli başarıları için kritiktir.

Bilgi çağı örgütlerinde, sürekli öğrenme ve öğrenen örgütler olma hedefinin başarılı bir şekilde hayata geçirilmesine yönelik, örgütsel yapılarda hangi etkinliklerin ve uygulamaların öncelikli olarak ele alınması gerekmektedir?

Bilgi çağının getirdiği dinamikler ve sürekli değişim, örgütlerden sürekli öğrenme ve öğrenen örgütler olma becerisi gerektirir. Bu hedefin başarılı bir şekilde hayata geçirebilmesi için öncelikle örgütlerin, ihtiyaç duyulan doğru bilgiye zamanında ve en ekonomik yoldan ulaşılabilme yeteneğine sahip olması gerekmektedir. Bu bilgi, kurum içinde paylaşılarak katma değer yaratacak şekle getirilmede faydalı olacaktır.

Örgütlerin Bu Sürece Uyum Göstermeleri İçin Geliştirmeleri Gereken Yetenekler

Bu süreçte örgütlerin kazanması gereken yetenekler ise esneklik, yenilikçilik, bilgiyi yönetme, yatay örgüt yapısı ve sürekli öğrenme olacaktır. Esnek örgütler, şartlar ne olursa olsun koşullara uyum sağlayabilme kapasitesine sahip olan ve bilgi çağı dinamiklerine hızla uyum gösterebilen örgütlerdir. Yatay örgüt yapısı ise, bilgiyi hızla işleyebilecek ve esnek bir şekilde çalışabilecek yönetim yapısına sahip örgütleri ifade eder.

Yenilikçilik Ve Bilgiyi Yönetme Süreçlerinin Önemi

Öte yandan, yenilikçilik, bilgi çağı örgütlerinin en temel özelliğidir. Bilgi çağında pazara sunulan ürün ve hizmetlerin alternatifleri hızla gelişmekte ve bu durum, örgütlerin sahip oldukları bilgiyi hızla yeni bir ihtiyaca odaklanabilecek şekle dönüştürme zorunluluğunu doğurur. Aynı zamanda bilgi yönetimi süreci, rekabet gücüne katkı sağlayacak bilginin hızla elde edilmesi, örgüt yapısı içine aktarılması ve süreçlerde etkin olarak kullanılmasını içerir. Kısacası, bilgi çağı örgütlerinin başarıları, hangi yeteneklere ne derece yatırım yapacaklarına ve bu yetenekleri nasıl yöneteceklerine bağlıdır.

Sonuç olarak, örgütlerin bilgi çağındaki başarıları için geçmişten öğrenilmesi, doğru bilgilere zamanında ve ekonomik bir şekilde ulaşılması ve bu bilgilerin etkin bir şekilde paylaşılarak değer yaratılmaya çalışılması gerekmektedir. Bu süreç, örgütlerin sürekli öğrenme hedefini başarılı bir şekilde hayata geçirebilme yeteneğini belirler.

Bilgi çağı örgütlerinin esnek yönetim ve üretim süreçlerine sahip olma gerekliliği nasıl açıklanabilir?

Bilgi Çağı ve Esnek Yönetim: Neden Gerekli?

Esneklik ve Bilgi Çağı Örgütleri

Bilgi çağı örgütlerinin başarısı, ihtiyaç duyulan doğru bilgiye zamanında ve en ekonomik yoldan ulaşılması ve bu bilginin kurum içinde katma değer yaratacak şekle getirilmesi faaliyetlerine bağlıdır. Bu nedenle bu tür örgütlerin esnek, yenilikçi, bilgiyi yönetme becerisine sahip, yatay örgüt yapısıyla çalışan ve sürekli öğrenme yeteneği olan yapılara dönüşmesi gerekmektedir.

Esnek yönetim ve üretim süreçleri, küreselleşme ve hızla değişen bilgi çağı dinamiklerine uyum sağlayabilmek adına önemlidir. Öngörülemeyen şartlar altında koşullara uyum sağlayabilme kapasitesi olan esneklik, bilgi çağı örgütlerinin temel özelliği olmaktadır.

Yatay Örgüt Yapısıyla İşleyiş

Sanayi dönemi örgütlerindeki merkeziyetçi ve hiyerarşiye dayalı yapılar, bilgi çağı örgütlerinde sade ve hızlı çalışabilen yönetim yapılarına evrilmektedir. Bu sayede hem yönetim kademesi hem de yönetici sayısı azalmakta, bilgi esas itibariyle daha çok uzmanların elinde olacak ve örgüt yapısı özerk birimlere dönüşecektir.

Yenilikçi Yaklaşım: Sürekli Gelişim ve Değişim

Bilgi çağı örgütlerinde yenilik, temel bir özellik olarak karşımıza çıkmaktadır. Ürün ve hizmetlerin hızla kopyalanması nedeniyle örgütler, sahip oldukları bilgiyi yeni ihtiyaçları karşılayacak şekilde dönüştürmek zorundadır. Bu durum, sürekli gelişim ve değişimin önemini ve yenilikçi yaklaşımın değerini ortaya koymaktadır.

Bilgiyi Yönetme: Rekabet Gücüne Katkı

Rekabet gücüne katkı sağlayan bilginin süratle elde edilmesi, örgüt yapısı içine aktarılması ve etkin olarak kullanılması önemlidir. Bilgi yönetim sisteminin esası, eskiyen bilginin yerine daha yenisinin hızla ikame edilerek yeni ürün ve hizmet yaratımına fırsat verecek şekilde kullanılabilmesidir.

Sonuç olarak, bilgi çağı örgütlerinin esnek yönetim ve üretim süreçlerine sahip olma gerekliliği, hızla değişen dünya şartlarına uyum sağlayabilme ve sürdürülebilir başarı elde etme açısından önemli bir gereksinimdir. Bu anlayışın benimsenmesi ve uygulanması, örgütlerin rekabet gücünü ve yaşama sürelerini artırarak büyümelerine ve başarılı olmalarına katkı sağlayacaktır.

Küreselleşme ve bilgi çağı dinamiklerinin, örgütlerin örgütsel ve yönetimsel yapılarını dönüştürmedeki temel etkenler nelerdir?

Küreselleşme ve bilgi çağı dinamiklerinin, örgütlerin örgütsel ve yönetimsel yapılarını dönüştürmedeki temel etkenler; esneklik, yenilikçilik, bilgi yönetimi, yatay örgüt yapısı ve sürekli öğrenme yetenekleridir.

Öncelikle, esneklik; öngörülemeyen koşullarda örgütlerin hızla değişen koşullara uyum sağlayabilme yeteneğidir. Bilgi çağı ve küreselleşme dinamikleri bu yetenek gerekliliğini öne çıkarmaktadır. Örgütsel yapının esnek olması, bilgiye hızla ulaşabilme ve bu bilgiyi etkin bir şekilde kullanabilme kapasitesini sağlar.

İnovasyon veya yenilikçilik, bir örgütün sahip olduğu bilgiyi hızla yeni bir ihtimale dönüştürme yeteneklerini ifade eder. Bilgi ekonomisinde ürün ve hizmetlerin yaşam süreleri hızla kısalırken, hızlı ve etkin bir şekilde inovasyon yapabilmek örgütler için rekabet avantajı oluşturur.

Bilgi yönetimi, örgütün rekabet gücüne katkı sağlayan bilgiyi hızla elde etme, bunu örgüt yapısı içine hızla aktarılması ve bunu örgütsel süreçlerde kullanma yetenekleridir. Bilgi yönetimi, bilgi çağı örgütünün temellerinden biridir; çünkü bilginin etkin ve hızlı bir şekilde örgüt bünyesinde kullanılabilmesi bu çağda başarı için critical bir noktadır.

Bir diğer dönüştürücü etken olan yatay örgüt yapısı, bilgi çağı örgütlerinin hızla değişen çevreye adaptasyon yeteneklerini gösterir. Yatay yapı, örgütün yönetimini sadeleştirmekte ve bilginin hızla işlenmesini sağlamaktadır.

Son olarak, sürekli öğrenme yeteneği, bilgi çağının hızla değişen koşullarına uyum sağlama yeterliliğini belirtir. Bu yetenek, örgütün kendini yenileme ve geliştirme kapasitesini ifade eder. Örgütün bilgi çağında sürekli olarak öğrenme ve adapte olma yeteneği, uzun vadede sürdürülebilir başarı için esastır. Bu beş faktör, bilgi çağı ve küreselleşme dinamiklerinin örgütler üzerindeki dönüştürücü etkisini gösterir. Yukarıdaki faktörler, hem örgütlerin iç dünyasını hem de nasıl dış dünya ile etkileşime geçtiklerini belirler. İyi bir örgütsel ve yönetimsel yapı, bu beş faktörü bir araya getirebilen ve bu sayede bilgi çağına ve küresel dinamiklere hızla ve etkili bir şekilde tepki verebilen örgütleri tanımlar.

Yatay örgüt yapısı, bilgi çağı örgütlerinde bilgi paylaşımı ve işbirliği açısından hangi önemli faydalar sunmaktadır?

Yatay örgüt yapıları, bilgi çağındaki örgütler için bilgi paylaşımı ve işbirliği açısından birçok önemli faydalar sunmaktadır. Yatay yapılar, daha çok bilgi akışını ve hızlı tepki zamanını teşvik eder, bu da bilgiyi verimli bir şekilde işlemek ve hızla uygun çözümlere dönüştürmek için gereklidir. Ayrıca, gereksiz yönetimsel katmanları ortadan kaldırarak bilginin örgüt boyunca akmasına yardımcı olurlar.

Esnek ve yenilikçi olmak, bilgi çağının temel yeteneklerinden biridir ve yatay örgüt yapısı bunu destekler. Çünkü esnek yapıdaki örgütler, değişen koşullara hızla uyum sağlama kapasitesine sahiptirler. Yenilik, bilgi çağı örgütlerinin en temel özelliği olmaktadır çünküpazara sunulan ürün ve hizmetlerin hızla kopyalanan alternatifleri her zaman vardır. Örgütlerin küreselleşme olgusuna ve hızla değişen bilgi çağı dinamiklerine uyum sağladığı görülmektedir.

Bunun yanında, bilgiyi yönetme yeteneği de yatay örgüt yapılarında önem kazanmaktadır. Bilgi Yönetiminden maksat; bilgiyi hızlı bir şekilde elde etmek, bunu örgüt yapısı içine hızla aksettirmek ve etkin bir şekilde kullanmaktır. Yani eski bilginin yerini hızla yeni bilginin almasını sağlamak yatay örgüt yapısının özünde yer alır.

Ayrıca, sürekli öğrenme kapasitesine sahip olmak da bu tür bir yapıya katkı sağlar. Bilgi çağı örgütleri, bilgi ve bilgi yönetiminde sürekli gelişim ve değişim ihtiyacı duyarlar. Yatay örgüt yapısındaki ekipler, çeşitli görevlerde uzmanlaşma ve farklı beceriler geliştirme yeteneklerine sahip olabileceğinden, bu tür bir yapı, geniş bir bilgi tabanının sürdürülmesine ve genişletilmesine yönelik süreçlerin geliştirilmesi için oldukça uygundur. Bu nedenle yatay örgüt yapıları bilgi çağına uyum sağlama ve bir kurumun bilgi yönetim kapasitesini geliştirme açısından çok önemlidir.

Sonuç olarak, yatay örgüt yapısı, bilgi çağı örgütlerinde bilgi paylaşımı ve işbirliğini teşvik etmek için oldukça önemlidir çünkü bu yapılar, bilgi akışını, esnekliği ve yenilikçi düşünmeyi destekler. Yatay örgüt yapısı, bilgi çağına uygun bir yönetim ve üretim sürecine sahip olmayı gerekli kılar ve bu, örgütün bilgi yoğun hale gelmesi ve otonom birimlere dönüşmesini sağlar.

Bilgi çağı örgütlerinin organik yapılarının avantajları nelerdir?

1. Daha esnek ve adaptif yapılar: gelişen teknoloji ve değişen pazarların koşullarına kolayca uyum sağlamak için esnek ve adaptif yapılar sağlar.

2. Daha hızlı karar alma: organik yapılar, çok sayıda kişiden oluşan kompleks karar verme sürecini kısaltır ve kararların daha hızlı alınmasını sağlar.

3. Kısa hatlarla iletişim: organik yapılar, iletilen mesajların çok kısa sürede karşı tarafa ulaşmasını sağlar ve bu da verimliliği arttırır.

4. Daha iyi fikirler: organik yapıların çok sayıda kişiden oluşması, kararlara daha iyi fikirlerin katılmasını sağlar.

5. Özgürlük: organik yapılar, çalışanların inisiyatif almasına ve kendi fikirlerini katılmalarına olanak tanır.

6. Daha iyi üretim: çalışanların özgürlüğü arttıkça, üretim oranı da artacaktır.

7. Daha iyi sağlık: organik yapılar, çalışanların sağlık ve güvenlik ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlar.

Bilgi çağı örgütlerinin örgütsel hümanizm akımının etkileri nelerdir?

1. Artan çalışan verimliliği: Bilgi çağı örgütlerinde, örgütsel hümanizm akımının etkisiyle, çalışanların verimliliği artmıştır. Çalışanlar arasındaki iletişim ve işbirliği artmıştır ve çalışanların işi ile ilgili yeteneklerini geliştirmeleri ve kendilerini daha iyi hissetmeleri için daha fazla destek sağlanmıştır.

2. Çalışanların motivasyonu: Örgütsel hümanizm sayesinde, çalışanların motivasyonu artmıştır. Çalışanlara, işlerini sevdikleri şekilde yapmalarına ve kendilerini iyi hissetmelerine olanak sağlayan farklı seçenekler ve yollar sunulmuştur.

3. İşe güven: Örgütsel hümanizm ile, çalışanların işlerinde daha fazla güvenleri artmıştır. Çalışanlar, özgürce düşünebilir ve kendilerini daha iyi ifade edebilir hale gelmişlerdir.

4. Daha iyi performans: Örgütsel hümanizm, çalışanların performansını da olumlu yönde etkilemiştir. Çalışanlar, daha pozitif bir çalışma ortamında çalışırken, daha iyi performans göstermişlerdir.

Bilgi çağı örgütlerinin başarısını arttırmak için neler yapılabilir?

1. Yönetimin, yakın ve uzak alanlarda bilgi teknolojileri kullanarak çalışanların işlerini kolaylaştıracak çözümler geliştirmesine destek olmalıdır.

2. Çalışanlarının konusunda eğitim almasına yardımcı olunmalıdır.

3. İş süreçlerinin, yeni gelişen teknolojileri dikkate alarak optimize edilmesi gerekmektedir.

4. Verimliliği arttırmak için teknolojik yatırımlar yapılmalıdır.

5. Veri ve bilgiye erişim kolaylaştırılmalı ve çalışanların bunlara kolayca ulaşması sağlanmalıdır.

6. Çalışanlarınızın işlerini daha verimli ve etkili bir şekilde yapmalarını sağlayacak çözümler geliştirmelisiniz.

7. Bulut bilişim teknolojileri kullanılmalıdır.

8. İş süreçlerinin ve veri-bilgi yönetiminin iyileştirilmesine yönelik ölçümlerin alınmasına destek olunmalıdır.

9. Sosyal medya ve dijital pazarlama gibi yeni teknolojilerin kullanımını teşvik edin.

10. İş güvenliği ve veri güvenliği altyapısının güncel tutulması gerekmektedir.

Bilgi çağı örgütlerinde yönetim kademesi ve yönetici sayısının azalmasının temel sebepleri nelerdir?

Bilgi Çağı Örgütlerinde Yönetim Kademesi ve Yönetici Sayısının Azalmasının Temel Sebepleri

Esneklik ve Yenilikçilik

Bilgi çağında örgütlerin başarılı olabilmeleri için esnek ve yenilikçi olmaları gerekmektedir. Esnek örgütler, değişen şartlar ve küreselleşme olgusu karşısında daha kolay uyum sağlayabilmekte ve hızla değişen bilgi çağı dinamiklerine adapte olabilmektedirler. Yenilikçilik ise organizasyonların rekabet avantajı sağlamaları ve pazara sunulan ürün ve hizmetlerin alternatiflerine ayak uydurabilmeleri için büyük önem taşımaktadır.

Yatay Örgüt Yapısı

Sanayi dönemi örgütlerinde sıklıkla karşılaşılan merkeziyetçi ve hiyerarşiye dayalı yapılar, bilgi çağında esnek ve bilgi yoğun bir yapıyla yer değiştirmektedir. Yatay örgüt yapısı sayesinde hem yönetim kademesi hem de yönetici sayısı azalmakta, bu durum örgütün daha hızlı karar almasını ve faaliyet alanlarında değişime kolayca uyum sağlayabilmesini mümkün kılmaktadır.

Sürekli Öğrenme ve Gelişim

Bilgi çağı örgütlerinin temel özelliklerinden bir diğeri de sürekli öğrenme ve gelişimdir. Örgütler, sahip oldukları bilgiyi hızla yeni bir ihtiyaca karşılayacak şekle dönüştürmek ve ürün yaşam sürelerini kısaltmak zorundadır. Bu nedenle örgütler, yenilik potansiyelini sürekli artırmak ve müşteri taleplerini karşılamak üzere bilgilerini güncel tutmak zorundadır.

Bilgiyi Yönetme

Bilgi çağında rekabet gücüne katkı sağlayan bilgiye hızlı ve etkin bir şekilde ulaşabilmek büyük önem taşımaktadır. Bu noktada bilgi yönetimi, örgütün bilgiyi hızla elde etme, aktarma ve süreçlere uygulama kabiliyetidir. Örgütlerin bilgiyi etkin şekilde kullanarak sürekli yenilik yaratmaları ve bu avantajı sürdürmeleri, bilgi yaratma sürecinin yapısal hale getirilmesiyle mümkün olmaktadır.

Sonuç olarak, bilgi çağı örgütlerinde yönetim kademesi ve yönetici sayısının azalmasının temel sebepleri arasında esneklik, yenilikçilik, yatay örgüt yapısı, sürekli öğrenme ve gelişim ile bilgi yönetimi yer almaktadır. Bu yeteneklere sahip örgütler, hızlı değişen bilgi çağı şartlarına daha kolay uyum sağlamakta ve bu sayede başarılı olabilmektedirler.

Bilgi çağı örgütlerinin esasında hızla değişen çevre koşullarına uyum sağlamak için düz ve yapı içindeki hatların kısa olması gerektiğinden dolayı, bu tür örgütlerin merkezilikten uzaklaşıp özerk birimlerin ağırlık kazandığı örgütsel yapılar ne gibi avantajlar sağlamaktadır?

Bilgi çağı örgütlerinin, hızla değişen çevre koşullarına adaptasyon sağlarken, merkeziyetçi yapıdan özerk birimli yapıya geçiş yapması çeşitli avantajları beraberinde getirir. Bu yapı beraberinde daha yüksek ölçüde esneklik ve çabuk tepki yeteneği getirir. Özerk birimler, örgütün genelinin yerine değişen koşullara hızlı bir şekilde yanıt verme kapasitesine sahip olan daha küçük hücreler olarak işlev görürler. Bu, bilgi çağı örgütlerinin rekabetçi düzeyde kalabilmelerini sağlar.

Özyönetimli birimler, karar alma süreçlerini hızlandırır ve çevresel değişimlere hızla yanıt verme yeteneğini artırır. Bu da örgütün genel adaptasyon yeteneğini iyileştirir. Ayrıca, yönetim kademesini ve yönetici sayısını azaltan bu yapı, işlem maliyetlerini ve bürokrasiyi önemli ölçüde azaltır. Bu durum, örgütün operasyonel verimliliğini artırır ve örgütsel güç dengesini daha dağıtık bir yapıya taşıyarak, çalışan motivasyonunu ve yaratıcılığı teşvik eder.

Özerk birimlerin ağırlık kazandığı yapılar, yenilikçi fikirlere ve süreçlere daha açıktır. Bu nedenle, daha dinamik ve çevik olup, hızla değişen pazar koşullarına kolayca uyum sağlarlar. Sürekli öğrenme ve adaptasyon, bilgi çağı örgütlerinin bu özelliği sayesinde mümkün hale gelir.

Sonuç olarak, merkezilikten uzaklaşıp özerk birimlerin ağırlık kazandığı örgütsel yapılar, bilgi çağı örgütlerinin hızla değişen çevre koşullarına uyum sağlama yeteneklerini artırır ve daha etkin bir bilgi yönetimi olanağı sunar. Bunun yanı sıra, bu tür yapılarda daha yüksek bir yenilik kabiliyeti ve esneklik seviyesi bulunur, bu da örgütlerin performansını ve rekabet gücünü artırır.

(Kaynak: Beıjerse, 1999 ; Nassarı,1998 ; Özveren ve Gursu, 2004)

Küresel rekabette karlı çıkmak için sürekli öğrenme ve öğrenen örgüt anlayışının benimsenmesi, örgütlerde yeni bilgi üretim süreçlerini nasıl şekillendirmekte ve bu süreçlerin başarıya etkisi nasıl ölçülebilir?

Küreselleşme ve bilgi çağının örgütler yönetimini ve işleyişini derinden etkileyen boyutlarından biri olan sürekli öğrenme, yeni bilgi üretim süreçlerini belirgin bir şekilde şekillendirmekte ve dönüştürmekte. Örgütlerin sürekli öğrenme ve öğrenen örgüt anlayışını benimsemesi, onların küresel rekabette daha etkin ve başarılı olmasını sağlama potansiyelini taşır. Sürekli öğrenme, örgütün esneklik, yenilikçilik, bilgiyi yönetme, yatay örgüt yapısı ve sürekli öğrenme gibi yeteneklere sahip olmasını gerektirir.

Esneklik, örgütün değişen ve öngörülemeyen şartlar altında hayatta kalabilmek ve başarıya ulaşabilmek için gereklidir. Örgütler, değişime açık bir yapıya sahip olmalı ve bu sayede bilgi yönetimi süreçlerini kolaylaştırmalıdır. Yatay örgüt yapısı, bilgiyoğunluk ve bilgi işlemeyi hızlandırabilmekte ve böylece verimliliği artırabilmektedir. Örgütsel yapının esnekliği, hızla değişen çevre koşullarına adapte olabilmeyi sağlar.

Yenilikçi ve sürekli öğrenme anlayışına dayalı örgütler, rekabetçi bir ortamda bilgilerini hızla yeni ihtiyaçlara göre şekillendirebilir ve bu şekilde üretim süreçlerini optimize edebilir. Örgütlerin yenilik potansiyeli, müşterilerin değer verdiği ürün ve hizmetler ile örgütün en iyi yaptığı işlerin uyumlanması ile oluşturulabilir. Öyle ki, bilgiyi yönetme yeteneği, bilginin hızla toplanması, örgüt yapısı içine entegre edilmesi ve örgütsel süreçlerde etkin bir şekilde kullanılmasını gerektirir.

Bu süreçlerin başarıya etkisi, çeşitli ölçüm ve değerlendirme teknikleri kullanılarak ölçülebilir. Ancak, genel başarı ölçümlerinin yanı sıra, bu yeteneklerin özgül etkilerinin ölçülmesi gerekmektedir. Örgütün esneklik, yenilikçilik ve bilgi yönetim yeteneği gibi belirli yeteneklerinin gelişimini ve etkisini ölçmek için belirli performans göstergeleri ve değerlendirme araçları kullanılmalıdır. Sonuç olarak, sürekli öğrenme ve öğrenen örgüt anlayışı, hem örgütlerin küresel rekabette karlı çıkmalarını sağlayacak yetenekler kazanmalarına yardımcı olur, hem de yeni bilgi üretim süreçlerinin oluşturulması ve yönetilmesi konusunda bir çerçeve sunar. Bu anlayış, aynı zamanda, bu süreçlerin başarısının ölçülmesi ve değerlendirilmesi için gerekli araçları ve stratejileri sağlar.

Bilgi Çağı Örgütlerinin Ana Yetenekleri | IIENSTITU