Eğitim, kişinin yeni bir bilgi öğrenmesi, o bilgiyi beyninde işlemesi ve bir ürüne dönüştürmesi süreçlerinin tamamıdır. Milli eğitim sistemi ile göre; öğretmen öğrencilerine daha önceden hazırlanmış kitaplarda var olan bir bilgiyi anlatır ve bu bilgiden öğrencileri sınava tabi tutar. Fakat öğrencilerin çoğu bu bilgiyi ezberler ve sınav sonrasında bir ürüne/ yeni bir bilgiye dönüştüremeden unutur. Üst üste verilen ve tam olarak özümsenemeyen bilgiler öğrenci üzerinde bir yüke ve strese sebep olur. Birçok öğrenci ise stresten kaçınmak için hiç ders çalışmamayı tercih eder.
Herkes gibi öğrenciler de strese girdikleri bir ortamda mutlu olamaz. Artırılmış gerçeklik ise tüm saydıklarımıza tepki olarak ortaya çıkmış gibidir. Öğrencilerin eğitim sırasında sıkılmamasına ve hatta eğlenmesine olanak sağlayan bir sistemdir. Günümüzde oldukça yaygınlaşan bu sistemi birlikte inceleyelim.
Eğitim Sistemleri
‘’İnsanlar öğrenme dürtüsüyle doğarlar. Öğrenmeye karşı merak ve bundan duyulan zevk insanın doğasında vardır. Bunlar bebeklikten başlayarak zamanla yok edilir’’. İstatistikçi William Edwards Deming bu sözünden de yola çıkarak bu eğitim sistemi ile öğrenciler, yeni şeyler öğrenme konusundaki meraklarını zamanla yitirerek okula ilgisini kaybeder ve başarısız olurlar diyebiliriz. Başarısız öğrenciler de başarısız bir topluma altyapı hazırlar. Bu nedenle hayat boyu öğrenme kavramının getirdikleri aslında oldukça önemlidir.
Farklı öğrenme biçimlerinin var olduğu bilindiğine göre böyle bir eğitim sistemi ile tam bir eğitim mümkün müdür? Bu sistem işitsel, görsel, duyusal olarak öğrenen öğrenciler için yeterli midir? Ülkemizde kendi dilinde okuduğunu anlamayan öğrenci yüzdesi yüksek olduğuna göre bu sistem tam olarak doğru bir sistem değildir
Peki ya bütün öğrenme yöntemlerini tamamen içine alan bir eğitim sistemi var olsaydı başarı oranımız ve ülkemizin gelişmişlik seviyesi artar mıydı? Muhtemelen artardı. Böyle bir eğitim sistemi aslında hayal değil. Dünyanın birçok yerinde kullanılan bir teknolojik altyapıyla mümkün olabilecek bir sistem.
Artırılmış Gerçeklik
Artırılmış gerçeklik teknolojisi ile var olan bir nesne üzerine ses, görüntü, GPS verilerinin eklenerek içeriğin zenginleştirilmesi sağlanır. Bu sayede kişi kendini, kurgulanan yerde ve zamanda hisseder. Artırılmış gerçeklik uygulaması ile oyunlar hazırlanır, endüstriyel projeler üretilir, paketleme ve pazarlama alanlarında bu uygulamadan yararlanılabilir. Bunlardan belki de daha önemli bir uygulama var ki o da eğitim sisteminde artırılmış gerçeklik yönteminden faydalanılmasıdır.
Artırılmış Gerçeklik ve Eğitimdeki Yansımaları
Öğrenciler okulda veya evde istedikleri konuya çalışırken bu teknoloji yardımıyla konuya farklı açılardan yaklaşma ve konuyu bütünsel olarak çalışabilme şansı yakalamış olurlar.
Örneğin en alt düzey teknolojiyle; Fen Bilimleri derslerinde kas ve iskelet sistemini çalışan bir öğrenci, artırılmış gerçeklik uygulamaları yardımıyla, kitaptaki insan vücudu fotoğrafını 3 boyutlu bir şekilde görebilir ve 3600 inceleyebilir. Sinirlere, organlara ve kanın yapısına bu uygulama sayesinde erişebilir. Bir program yardımıyla video eğitimine kolaylıkla geçiş yapabilir.
Sınıf ortamında da öğretmenin anlatımıyla eş zamanlı olarak bu teknolojiden faydalanıldığında zengin bir müfredat içeriğine ulaşılmış olur ve farklı öğrenme yöntemleri ile bir arada çalışılabilir. Böyle bir ortamda öğrencilerde konsantrasyon veya ilgi eksikliği yaşanmaz, merak artar. Öğrenme kolaylaşacağı için zamandan tasarruf edilebilir. Artan zamanda öğrencinin ilgi ve yeteneklerini geliştirmesi ve farklı alanlara yönelmesi sağlanabilir.
Ülkemizde de artırılmış gerçeklik eğitimde kullanılmaya başlanmış olsa da daha fazla geliştirilmesi için zaman ve paraya ihtiyaç vardır. Milli Eğitim Bakanlığının böyle bir teknolojik altyapıya bütçe ayırması, eğitim sisteminin geliştirilmesini hızlandıracaktır.
Yazar: Şeyma Arıcı
