Son yıllarda sosyal medya etkisi bir hayli fazla. Sosyal medyayı doğru kullanmayı bilirseniz, sizin için en ucuz ve en etkili reklam kanalı oluverir. Ama, unutmayın ki cömert olduğu kadar nankördür de, kendinizi sık sık hatırlatmalı ve kitlenizi yeniliklerinizden haberdar etmelisiniz.
Türkiye’de sosyal medyanın altı üstü 10 senelik bir geçmişi var . Elbette daha evveli de var fakat sohbet-muhabbet dışında iş dünyasının da ciddi olarak dahil olup satış, pazarlama, reklam, halkla ilişkiler ve benzeri alanlarda kullanmaya başlanmasıyla layığını bulan sosyal medyanın ülkemizdeki geçmişi yaklaşık 10 sene.
Peki, bu 10 yıllık süreçte sosyal medya hayatlarımıza nasıl işledi dersiniz? Hemen söyleyeyim! Çok acayip işledi. Bir ürününüz var ve bir de ulaşmak istediğiniz hedef kitleniz. Demografik, coğrafik ve psikolojik özelliklerine göre bir grup tüketiciniz var ve siz yurdun çeşitli bölgelerine dağılmış bu gruba ürününüzü ve kendinizi anlatmak istiyorsunuz. Şimdi bir düşünün; hedef kitlenizdeki her bireyin evine ve hatta cebine nasıl sızarsınız? TV reklamları deseniz, ateş pahası. Gazete-dergi deseniz, e artık dünya dijital olmuş. Baskı ve tirajlar epey düşük ve işin yorucu tarafı herkesin tercihi farklı bir yayın gurubu olabilir ve stratejik davranmak için ortak paydayı yakalayacağım diye uğraşmak zorunda kalınabilir. Sokak afişleri, billboardlar, el ilanları deseniz nafile. Olay yayılana kadar sizin ürünün modası geçer. Zaman kaybı...
Bir kere maliyeti aşırı düşük. Ulaşılan kitle ise aşırı büyük. Ulaşım hızı aşırı yüksek ve raporlaması aşırı pratik. Bugün sosyal medyada reklam vermek için çok basit yollar var. Mesela Facebook reklamlarını kullanabilirsiniz. Hazırlayacağınız banner ya da merak uyandıracak birkaç cümlelik düz yazı, seçeceğiniz özelliklere sahip tüm Facebook kullanıcılarının ekranlarında, belirleyeceğiniz saat dilimlerinde görüntülenebilir. Aynı çalışmayı Twitter için, Instagram için ve benzer sosyal medya kanalları için de uygulayabilirsiniz. Ayrıca, trend olmak o kadar da zor değil. Birbirine psikolojik olarak bağlı gruplardan, yani takipleşenlerden bir kişinin sizi fark etmesi demek, tüm guruba yayılmanız demek oluyor. Her ağın kendi kuralları, reklam yayınlama yöntemleri ve maliyetleri ile ilgili bilgiler ise kendi sitelerinde veya uygulamalarında açık açık sizlere anlatılıyor.
Bunlar dışında bir de Google Adwords var. Yine hedef kitleniz, en popüler arama motoru Google’da bir şeyler ararken pat diye size ulaşabiliyor. Tıklanma başına ödeyeceğiniz ufak meblağlarla hem bilinirliğinizi hem de kârlılığınızı arttırabiliyorsunuz. Bu iş bu kadar kolay. Evden, iş yerinden ve hatta yattığınız yerden bile yönetebileceğiniz reklam kanallarınız hayırlı olsun. Yalnız şunu belirtmeliyim ki; “Gözden ırak olan gönülden de ırak olur.” sözü bir sosyal medya kanunudur. Reklamlarınızı, yeniliklerinizi, yarattığınız eski alışkanlıkları ve gündemle uyuşan haberlerinizi sık sık takipçilerinizle ve hedef kitlenizle paylaşmaya devam edin. Sosyal Medya hem cömerttir, hem de yeri geldiğinde nankördür. Aman ha! Boşlamayın meydanı ;)