Sosyal Medya

Sosyal Medya Müzesini Gördünüz mü?

Neslihan Koçak
Güncellendi:
11 dk okuma
Beyaz bir arka plana karşı mavi bir nesnenin yakın çekimi görülüyor. Beyaz bir çizgi ve mavi bir A harfi, mavi bir E harfi ve mavi bir S harfi de dahil olmak üzere çeşitli renklerde çeşitli semboller içeren mor bir zarflı bir kalpten oluşur. Renkler canlı ve detaylar keskin. Kuş doğrudan izleyiciye bakıyor gibi görünmektedir, gagası hafifçe açıktır.
Müze İsmiKonseptFarklılığı
Türkiye'nin İlk Sosyal Medya Müzesiİnteraktif Sanat ve DeneyimZiyaretçilerin fotoğraf çekmesine ve eserlerle interaktif olmasına izin veren bir müze konsepti
Louvre MuseumKlasik ve Modern SanatZiyaretçilerin eserlerin fotoğraflarını çekip sosyal medyada paylaşmalarına izin verir
The Museum of Modern Art (MOMA)Modern SanatZiyaretçilerin eserlerin fotoğraflarını çekip sosyal medyada paylaşmalarına izin verir
Pop Art AkımıAndy Warhol ve '15 Dakikalık Ünlülük'Ünlü olmanın sadece yetenek, güzellik veya şansa dayalı olmadığını, sosyal medyanın da bir faktör olduğunu öngören bir sanat akımı
Sosyal MedyaKişisel ve Toplumsal Deneyimlerin Sanal SergisiHerkesin kendi 'müzesini' oluşturabileceği, kişisel deneyimlerini ve görüşlerini paylaşabileceği bir platform
Fotoğraf PaylaşımlarıKişisel Deneyimlerin Görsel SunumuTek bir fotoğrafın milyonlarca kullanıcıya ulaşabildiği, sosyal medya etkisinin gücü
Ünlü OlmakSosyal Medya Sayesinde Kolaylaşan ÜnlülükArtık yetenekli, dahi, çok güzel veya yakışıklı olmanızdan daha çok, sosyal medya becerinize bağlı bir durum
Sosyal Medya Müzesinin GücüZiyaretçilerin Kendi Eserleri OlmasıZiyaretçinin bizzat kendisi, sergilenecek bir 'eser' haline geliyor.
Kültür ve Sanat Anlayışının DeğişimiSosyal Medya'nın EtkisiSosyal medyanın, kültür ve sanat anlayışına yön veren bir güce dönüşmesi
Beğeni ve Takipçi ArttırmaSanal PopülariteSosyal medya kullanıcılarının, 'beğenilme' ve 'takipçi kazanma' arzusunun, sanal bir popülarite yarattığı
10 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

Müze deyince hemen hemen hepimizin aklına soğuk, resmi, eserlere karşı son derece dikkatli olunması gereken ve çoğunlukla fotoğraf çekmenin yasak olduğu yerler gelir. Zira müzede sergilenen eserler, kültürel ve entelektüel nitelikteki sanat eserleridir.

Türkiye'nin ilk interaktif sanat, deneyim ve sosyal medya müzesi bu algının çok dışında. Burada deneyimlemek ve fotoğraf çekmek serbest çünkü eserler ziyaretçilerin ta kendisi. Ancak buraya müzeden ziyade sosyal medya deneyim mekanı demek daha doğru olabilir. Sosyal medya hayatımızın bu kadar içindeyken, ister istemez  kültür ve sanat anlayışına da etki ettiği bir gerçek.

Dünyaca ünlü müzeler ve sanat galerileri de artık bu konuda daha esnek. Eserlerin ziyaretçiler tarafından fotoğraflanmasına ve sosyal medya hesaplarında paylaşılmasına olanak sağlar şekilde kürasyon yapmaya başladılar. Paris'teki Louvre Museum ve New York'daki The Museum of Modern Art (MOMA) buna örnek gösterilebilir. Elbette bir müzeden paylaşılan selfie, o müze ile ilgili yazılan bir yazıdan daha fazla ilgi çeker. Sosyal medyanın gücü ve etkisi çoğu kural ve alışkanlığı da bu bağlamda etkilemiş görünüyor.

Genci yaşlısı herkesin bugün en az birkaç tane sosyal medya hesabı var. Bu durumun en önemli nedenlerinden bir tanesi şüphesiz ki beğenilme arzusu. Pop Art akımının dahi adamı Andy Warhol, "In the future everybody will be world famous for fifteen minutes" yani "bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak" demiş. 1960'lı yıllarda geleceği hayal ederken bunu nasıl öngördü dersiniz? Üstelik o yıllarda ünlü olmak hiç kolay değil; gerçekten yetenekli, çok güzel ve yakışıklı veya şanslı olmak gerekiyordu.



Oysa günümüzde ünlü olmak parmakların ucunda ve çok daha kolay. Sosyal medya hesabından paylaşılan bir fotoğrafın milyonlarca kullanıcıya ulaşması zor değil. Yetenekli, dahi, çok güzel veya yakışıklı olmanız da gerekmiyor. 
Bulunulan her ortamda en fazla beğeni alacak fotoğrafları çekme arzusu hemen hemen her kullanıcı için öncelik olmuş durumda.

Hal böyleyken sosyal medya kullanıcıları farklı deneyimler yaşayabilecekleri mekan arayışına giriyor. Rengarenk odalarda birbirinden farklı eğlenceli konseptler, ışık oyunları, dev aksesuarlar, top havuzları ve daha pek çok seçenek ile sosyal medya müzelerine olan ilgi gün geçtikçe çoğalıyor.

Sosyal medya müzeleri sanattan ziyade ziyaretçilerine eğlence deneyiminin kapılarını açıyor. Dünyanın herhangi bir yerindeki bu türden hizmet veren sosyal medya müzesinde, içeriye girdiğiniz andan itibaren kendinizi Tim Burton elinden çıkma bir animasyon filminin platosunda zannedebilirsiniz. Her oda farklı bir deneyim yaşamanıza olanak sağlıyor. Böyle bir mekanda hem eğlenmemek hem de içerik üretememek çok zor. Sosyal medya hesabınızda paylaşacağınız birbirinden tarz konsept fotoğrafları da cabası.

Sosyal Medya Müzesi Nerede?

Sosyal medya müzeleri ülkemizde yeni popüler olsa da  birkaç yıl evvel dünyaya Amerika'dan yayılan Pop-Up müzeleri bu akıma öncü oldu. Ülkemizde bu alandaki eksikliği giderme amacıyla, Türkiye'nin ilk interaktif sanat deneyim ve sosyal medya müzesi konseptli Happy Hour, 2019 yılında İstanbul Galata'da ve yakın zamanda da İzmir Ege Perla'da açıldı.



İstanbul'da 500 metre karelik alana sahip eğlence konseptli odaları üç katta faaliyet gösteriyor. Her oda ziyaretçisine farklı dünyalar deneyimlemeyi sunuyor. Yaklaşık olarak 25 tane farklı konseptte oda mevcut. Açıldığı günden itibaren yoğun bir ilgiyle karşılaşan Happy Hour, şimdiden sosyal medyada binlerce takipçiye ve erişime ulaşmış görünüyor.

Aynı mekanlardan sıkılan sosyal medya kullanıcıları bu deneyimden oldukça memnun. Farklı konsept yaratmakta zorluk çeken online içerik üreticileri, yeteneklerini sergilemek için sıraya girmiş dersek yanılmış olmayız. Peki böyle bir deneyimi yaşamadan önce nelere ihtiyacınız olduğunu biliyor musunuz?

Sosyal Medya Müzesine Giderken Bunları Unutmayın

Sosyal medya müzesinde her odada farklı bir konsept heyecanı ve deneyimi yaşayabileceğinizden bahsetmiştim. Eğer sonradan pişman olmak istemiyor istemiyorsanız, aşağıda yer alan maddelere mutlaka göz atmalısınız: 

  • Gitmeden önce sosyal medya hesabından odaların konseptine bakmanız üreteceğiniz içerikler için önceden fikir edinmenize yardımcı olur.

  • Yanınızda konseptlere göre size eşlik edecek küçük aksesuarlar ve eşyalar götürebilirsiniz.

  • Böyle bir ortam için yedek kıyafet götürme fikri oldukça akıllıca olurdu ancak kıyafet değişimi için henüz giysi kabinleri bulunmuyor. 

  • Varsa profesyonel fotoğraf makinenizi mutlaka yanınıza alın.

  • Tüm bu deneyimi tek başınıza gerçekleştiremeyeceğiniz için fotoğraf çekmekten hoşlanan yakın bir arkadaşınızı da ikna etmeniz elzem.

  • En az iki kişi ile oldukça eğlenceli fotoğraflar çekebileceğiniz gibi, kalabalık arkadaş grubunuzla da eğlencenin dozunu arttırabilirsiniz.

Sosyal Medya Müzesi Ziyaret Notları

  • Happy Hour Pazartesi günleri hariç haftanın her günü 12:00 - 20:00 saatleri arasında ziyaretçi kabul ediyor.

  • 0-4 yaş arasındaki çocuklardan ücret talep edilmiyor.

  • Biletleri internet üzerinden veya girişte satın alabiliyorsunuz.

  • Müzeye girdiğiniz andan itibaren 2 saat süreniz var, bu süre içerisinde istediğiniz kadar fotoğraf çekme şansınız bulunuyor.

  • Eğer kalabalıkta rahat edemem diyorsanız gitmek için daha sakin saatleri tercih edebilirsiniz. Online bilet alırken istediğiniz gün ve saat için tercih yapma hakkınız oluyor.

  • Özel etkinlik ve projeler için taleplere ılımlı bir yaklaşım söz konusu.

Siz de Sosyal Medya Müzesi Açabilirsiniz

Happy Hour'un genç kurucusu Kaan Dönmez, Amerika'da okuduğu üniversiteden mezun olduktan sonra yurtdışında büyük bir teknoloji firmasında çalışmaya başlıyor. Burada deneyimlediği bir tecrübeden yola çıkarak, Happy Hour'u açmaya karar veriyor.

Şimdilik Türkiye'de iki şehirde hizmet veren sosyal medya müzelerinin, farklı şehirlerde de şube ve franchise olarak açılması hedefleniyor. Şubeler için 350 metrekareden itibaren alanların uygun olduğu belirtiliyor. Franchise almak isteyen vizyoner girişimcilerin 150 - 200 bin TL arasında değişen isim hakkı bedelini gözden çıkarması gerekiyor. Bir şubenin aylık ciro hedefi ise 150 bin TL olarak belirlenmiş.

Sosyal Medya Müzeleri Uzun Soluklu İşler Mi?

Nasıl ki bu tarz işler insanların sanat anlayışlarını etkiliyorsa, sanat deneyimi anlayışını da etkiliyor. Sanat deneyimindeki sert kurallar artık esniyor ve ziyaretçilerin deneyimlerini daha keyifli hale getirmek amaçlanıyor. Müzelerde çekilen fotoğrafların paylaşılması olmazsa olmaz içerik deneyimlerinden sayılıyor. Bu tür yerler dış mekanları içerik üretmek için yetersiz bulan kişilere değişebilen konseptleriyle tatmin edici imkanlar sunuyor.

Şurası bir gerçek ki, sosyal medya hayatımızın merkezinde kalmaya epey devam edecek. Bu sebeple bu alanda yapılacak her türlü yatırımın olumlu geri dönüşü yatırımcısını sevindirecek nitelikte olacaktır. 

Dünyada Sosyal Medyanın Müzelere ve Sanata Olan Katkısı Nasıl?

Sosyal medyada yer alan içeriklerin müze ve galerilere olan etkisinden bahsetmek gerekirse, son yıllarda Amerika, Avrupa ve Uzak Doğu'da bulunan üç boyutlu ve enstalasyon (yerleştirme sanatı) sergileri sadece birkaç ayda yıllık ziyaretçi sayısına çoktan ulaştı bile. Bu türden sergiler ziyaretçilerin her zaman yüksek yoğunlukta talep gösterdiği sergiler oluyor. Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğraf, pek çok kişiyi aynı deneyimi yaşama konusunda heveslendiriyor.

Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak mı bilinmez ama sosyal medyanın önalan etkisiyle sosyal medya müzelerinin hızla artıp, alternatiflerinin çoğalacağı su götürmez bir gerçek.

Sıkça Sorulan Sorular

Sosyal Medya Müzesi Bildiğimiz Müze Niteliğinde mi?

Müzeler sanatsal ve kültürel eserlerin sergilendiği yerler. Sosyal medya müzeleri bu anlamı tam karşılamadı için konsept mekanlar olarak adlandırılmaları daha uygun. Örneğin sosyal medya mekanları denebilir.

Sosyal Medya Müzesi Yeni Bir Sektör mü?

Dünyaya Amerika'dan yayılmaya başlayan ve hızla Avrupa hatta Uzak Doğu'ya kadar yayılan bu mekanlar yurtdışında oldukça popüler. Birbirinden değişik konseptlerle çoğu talebi karşılar nitelikte mekanlara rastlamak mümkün. Henüz Türkiye'de çok yeni ancak gösterilen ilgiye bakılacak olursa hızla yayılacağına şüphe yok.

Sosyal Medya Müzesi Sanata Olan Bakışı Etkiler mi?

Sosyal medyanın günümüzde etki etmediği bir alan yok gibi. Her şeyde olduğu gibi bu durumda da etkileyeceği kesin. Sanat içinde yer alan keskin çizgilerin zamanla esnediğini örneklerle görmek mümkün.

Sosyal medya müzeleri geleneksel müze anlayışını nasıl değiştiriyor?

Sosyal medya müzeleri, geleneksel müze anlayışına alternatif bir bakış açısı sunmaktadır. Geleneksel müzeler genellikle resmi ve ciddi bir atmosfere sahip olup, eserleri görüp çıkmak şeklinde bir deneyim sunarken, sosyal medya müzeleri ziyaretçinin aktif olarak deneyimine dahil olmasını sağlar. Sosyal medya müzeleri, ziyaretçinin sadece eserleri izlemesine değil, onlarla etkileşime girerek fotoğraf çekmesine ve bu deneyimini dijital platformlarda paylaşabilmesine olanak sağlar.

Social media müzeleri, artık ziyaretçilerin geleneksel eserlere karşıt kendini sergilediği ve deneyimlemek için fotoğraf çekme hakkının olduğu bir yer olarak görülür. Bu anlamda, sosyal medya müzeleri ziyaretçilere aktif katılımcı oldukları bir sanat deneyimi sunar. Türkiye'nin ilk interaktif sanat, deneyim ve sosyal medya müzesi olan bu tür müzeler, sosyal medya kullanıcılarına beğeni alabilecekleri fotoğraflar çekme fırsatı sunar.

Ayrıca sosyal medya müzeleri, ziyaretçilerin kendi deneyimlerini paylaşabilmeleri, eğlenmeleri ve interaktif deneyimler yaşayabilmeleri için ortam sağlar. Çünkü bu müzeler daha çok sosyal medya deneyim alanı gibi işlev görür. Paris'teki Louvre Müzesi ve New York'taki The Museum of Modern Art (MOMA) gibi dünyaca ünlü müzeler de artık bu trende dahil olmuş ve eserlerin ziyaretçiler tarafından fotoğraflandıktan sonra sosyal medyada paylaşılabilmesine olanak sağlayacak şekilde sergilenmeye başlanmıştır.

Sosyal medyanın hayatımızın bu kadar içerisinde olması, sanat ve kültür anlayışını da büyük ölçüde etkilemiştir. Bu da müzelerin ve sanat galerilerinin sosyal medya dünyasına ayak uydurarak, ziyaretçilerin kendi sanat deneyimlerini paylaşmalarına olanak sağlaması gerektiği anlamına gelir. Aynı zamanda sosyal medya müzeleri, ziyaretçilerinin fotoğraf çekerek ve bunları sosyal medya hesaplarında paylaşarak kendi sanat deneyimlerini oluşturmalarına ortam sağlar.

Sosyal medya müzelerinin popülerlik kazanmasının bir başka sebebi ise ziyaretçilerin kendilerini farklı deneyimler yaşayabilecekleri bir ortamda bulma arzusudur. Sosyal medya müzeleri, ziyaretçilerine eğlence ve aynı zamanda interaktif bir sanat deneyimi sunarak bu ihtiyacı karşılar.

Sonuç olarak, sosyal medya müzeleri geleneksel müze anlayışını sanat eserlerinin sadece izlenmesi gereken bir yer olmaktan çıkarıp, ziyaretçilerin interaktif bir şekilde katılabildiği bir deneyim alanına dönüştürmüştür. Bu da ziyaretçilerin müzeye daha aktif bir şekilde katılmalarını sağlar. Sosyal medya müzeleri, sanat deneyiminin statik bir gözlem olarak değil, daha çok interaktif ve sosyal bir etkinlik olarak algılanmasını sağlar. Bu nedenle sosyal medya müzeleri, geleneksel müze anlayışını önemli ölçüde değiştirerek, sanat deneyimini yeniden tanımlamaktadır.

Instagram Müzesi nerede ve nasıl bir deneyim sunuyor?

Instagram Müzesi, Türkiye'nin ilk interaktif sanat, deneyim ve sosyal medya müzesi olarak ilk defa İstanbul'da açıldı. Geleneksel müze kavramından oldukça farklı bir konsepti bünyesinde barındıran bu müze, ziyaretçilere renkli odalar, ışık oyunları ve eğlenceli konseptler sunarak farklı bir deneyim yaşamalarını sağlıyor.

Instagram Müzesi'nde, ziyaretçiler, hemen hemen her köşeyi serbestçe deneyimleyip, fotoğraf çekebiliyor. Her oda farklı bir deneyimi temsil ediyor ve bu odalar arasında geçiş yaparak ziyaretçiler kendilerini farklı bir atmosferin içinde bulabiliyor. Müzede bulunan dev aksesuarlar, top havuzları ve daha birçok eğlenceli seçenek, ziyaretçilerin sosyal medya hesaplarında paylaşabileceği fotoğraflar oluşturarak, onların beğeni alma arzusu tatmin ediliyor.

Instagram Müzesi'nin sunmuş olduğu bu benzersiz deneyim, Türkiye'deki geleneksel müze algısını değiştirmekte ve çağımızın popüler kültürüne adapte edilen bir sanat anlayışını ortaya koymaktadır. Rengarenk odaların arasında dolaşmak, kısa bir süreliğine de olsa farklı bir atmosferin içinde olmak, müzeye gelen herkesin eğlence dolu anılar biriktirmesine yardımcı oluyor.

Bu deneyim, Instagram kullanıcılarının kendi hikayelerini oluşturmasına ve sosyal medyada paylaşmasına yardımcı olmak amacıyla dizayn edilmiştir. Bu nedenle, Instagram Müzesi'ni bir sosyal medya deneyim mekanı olarak nitelendirmek daha doğru olacaktır.

Böylece, Instagram Müzesi, sosyal medya kullanıcıları için hem sanatın hem de ün birleştiği benzersiz bir deneyim sunma fırsatı sağlamaktadır. Hem eğlenceli, hem de eğitici bir deneyim sunan Instagram Müzesi, bu etkinliği ile Türkiye'deki sosyal medya ve sanat anlayışına yeni bir soluk getirmekte ve ziyaretçilerine unutulmaz deneyimler yaşatmaktadır.

Sosyal medya müzeleri, sanat ve kultur anlayışına ne tür bir etkisi olduğunu düşünüyorsunuz?

Sosyal medya müzeleri, sanat ve kültür anlayışına önemli bir etkisi olduğu görüşteyim. Öncelikle, sosyal medya müzelerinin, sanat ve kültürle ilgilenen geniş bir kitleye erişim sağladığı görülüyor. Bu erişim, genellikle müze ve sanat eseri ziyaretlerini genellikle elit bir grupla ilişkilendiren algıları yıkma ve sanatsal deneyimleri daha demokratik hale getirme potansiyeli taşıyor. Ayrıca, sosyal medya müzeleri, ziyaretçilerin sanat eserlerini ve sergileri deneyimleme şekillerini değiştirirken, kendilerini ifade etme ve tecrübelerini paylaşma şekillerini de değiştirir. Ziyaretçilerin etkileşim kurabilecekleri ve kendi hikayelerini yaratabilecekleri aktif bir küratörlük yaklaşımı, sanat ve kültür anlayışına etkileyici bir doku katıyor. Son olarak, bu tür müzeler, geleneksel sanat eserlerinin benzersiz ve yenilikçi bir şekilde sergilenmesine olanak sağladığı için, sanat ve kültüre olan ilgiyi canlandırmakta ve genişletmektedir. Ancak, bu konseptin eleştirmenlerden eleştiriler aldığını inkar etmemek gerekir. Bazıları, bu tür müzelerin yüzeysel ve popüler kültürün etkisi altında olduğunu iddia ederken, diğerleri bu durumun sanatı ve hatta sanat yapıtlarını sığlaştırdığını düşünüyor. Her ne olursa olsun, sosyal medya müzelerinin sanat ve kültür anlayışına etkisinin, ziyaretçilerin bu müzelere ne tür bir anlam yüklediğine bağlı olarak değişeceği kesin. Ancak, sosyal medya müzelerinin sanatsal deneyimin demokratikleştirilmesinde ve genç kitlelerin sanat ve kültürle temasını artırmada önemli bir araç olduğu yadsınamaz. Sanatın ve kültürün evrenselliğini ve geçerliliğini güçlendirmek için sosyal medyanın gücünden ve etkisinden yararlanabiliriz.

Sosyal Medya Müzesi Ne Tür Etkinlikler Sunuyor?

Sosyal medya müzeleri genellikle dijital ve tarihi sosyal medya kullanımının geçmiş ve gelecekteki etkisini anlamak için çeşitli etkinlikler sunmaktadır. Örnekler arasında; sosyal medya kronolojisi sunular, sosyal medya veya teknoloji hakkındaki konferanslar, sosyal medya ve kültür etkileşimi konularındaki tartışmalar, sosyal medya üzerinden ürün ve hizmetlerin pazarlanmasının etkileri, sosyal medya araştırması gibi etkinlikler yer almaktadır.

Sosyal Medya Müzesi İçerisinde Hangi Sanat Eserleri Bulunuyor?

Sosyal medya müzesi içerisinde, çeşitli online sanat eserleri bulunmaktadır. Bu eserler arasında, çizgi romanlar, animasyonlar, afiş sanatı, sanal sanat galerileri, karikatürler, video oyunları, web grafikleri, sosyal medya platformu ürünleri ve 3D simulasyonlar bulunmaktadır.

Sosyal Medya Müzesi İçerisinde Hangi Teknolojiler Kullanılıyor?

Sosyal medya müzesinde bilgisayar teknolojisi, internet, mobil teknolojiler, sosyal medya platformları, yazılım ve donanım teknolojileri kullanılıyor.