Açılmamış Kanatların Büyüklüğü Bilinmez

Hiç sordunuz mu kendinize "Ben kimim?" diye? Kimiz biz? Yeni gündeki amacımız ne? Ya da bugün yine neden nefes alıyoruz? Hiç sorduk mu kendimize neden buradayız diye?
Kimiz biz? Adımızdan başka bizi nitelen ne var? Kimliğimiz ne? Karakterimiz nasıl? Karakter demişken, karakterimiz mi bizim kimliğimizi belirler yoksa kimliğimize göre mi karakterimiz oluşmuştur? Bunları sorguluyor muyuz hiç? Evet biliyorum çok soru sordum. Çünkü siz sormadınız. Siz bunları kendinize sorsaydınız eğer, "Ben kimim?" diye sormuş olsaydınız, "Sen kimsin?" denildiğinde isminizden başka verecek cevabınız olurdu. Sahi, isminden başka cevabı olmayanın kim olduğunun, kimde ne önemi var ki?
Ben kimim? Hadi bunu düşünelim şimdi de...
Kendini Tanımakla Başla
Bir insan düşünün, dağları delmek isteyen ama parmağını dahi kıpırdatamayan... Sebep mi? "Ben kim, dağları delmek kim?" İşte bu "başaramam" düşüncesi geri çekiyor insanı. Oysa, yapamam deyip kendimizi geri çektiğimiz her hedefimiz geçmiş hanemize birer pişmanlık olarak yazılıyor, bir başarısızlık daha oluşuyor gözümüzde. Hani bir söz vardır, "inanmak, başarmanın yarısıdır" diye. İşte tam da buradayız şu an. İNANMAK! Önceliği kendine inanmak, güvenmek olmalı insanın. Başaracağı inancına sahip olmalı. Sonra varsın başaramasın. Ama siz bir adım atın, başlayın, deneyin. Görün bakalım sınırlarınız ne, ne kadarını yapabilme potansiyeliniz var. Çünkü denemeden bilemezsiniz. Çünkü, açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez...
Aamir Khan'ı hepimiz tanıyoruz diye düşünüyorum. Öyle bir cümlesi var ki her okuduğumda beni kendime getirir. "Kalbinde gerçek inanç ve cesareti olan, her zaman kazanır." Kendinizi tanımakla başlayın işe. Ve inanın, cesaretli olup hedeflerinize ilerleyin...
Her yaşın acemisiyiz. Elbette ki hatalarımız olacak. "E adım at dedin attık. Başaramadım, hata yaptım." diyorsanız unutmayın ki en iyi öğrenme hata yapa yapa olur. Önemli olan o hatalarımızı tecrübeye dönüştürmektir. Bu yüzden hata yapmaktan korkmayın. Kırın zincirlerinizi!
Pes etmeyin! Zordur hedefe ulaşmak, zordur başarmak, zafer elde etmek... Ama her zorluğun sonunda mutlak bir kazanç olacaktır. İlkinde değil belki, ama mutlaka birinde sizi bulacaktır başarı. Eğer bugün siz pes ederseniz, yarın bir başkası kazanacak. Neden kazanan siz olmayasınız?
Peki ne yapmalıyım?
DAİMA DEĞİŞİM İÇİNDE OLUN! Unutmayın, "değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir". Her yeni gün, size verilen yeni bir fırsat olabilir. Kendinizi geliştirin. Herkes yurt dışına çıkıp eğitim görecek değil ya? En temelinden başlayın kendinizi geliştirmeye.
KENDİNİZİ SEVİN! Saygı duyun benliğinize. Çünkü herkes kendi değerini belirler.
Mesela KİTAP OKUYUN! Kelime haznenizi, hayal gücünüzü geliştirin. Ufkunuzu açın. Aşk romanı da okuyun, bilim kurgu da, tarih de... Ama okuyun. Bilinçli bir birey olma adına ne gerekiyorsa yapın.
HAYAL EDİN! Evet ciddiyim, hayal kurmaktan çekinmeyin. Hedeflerinizi hayal edin, ileride yaşamak istediğiniz hayatı hayal edin. Her hayalinizi gerçekleştirmek için çabalayın. Uzaya mı gitmek istiyorsunuz? Astronot olmaktan korkmayın.
EL ALEM NE DER DEMEYİN! Elbette fikir alacağınız insanlar olmalı hayatınızda. İstediğiniz şeyden vazgeçirilmeye müsaade etmeyin. İstişare yapın, ama son söz kalbinizden gelsin.
YENİ ORTAMLARA GİRİN! Bir selam vermekten çekinmeyin, yeni arkadaşlıklar edinin.
DÜŞÜNCELERİNİZİ ÇEKİNMEDEN SÖYLEYİN! Her fikriniz doğru olmak veya başkalarının fikirleriyle aynı olmak zorunda değil. Farklı düşüncelere hayatın her alanında ihtiyaç vardır.
Eğer öğrenciyseniz, hayatınızı yalnızca o diploma üzerinde sınırlı tutmayın. Seminerlere, konferanslara katılın. Sosyal sorumluluk projelerinde bulunun. Gezin, dolaşın. Bu hayat sizin, unutmayın...
''Güç'' mü? "Güç Sahibi'' mi?
Peki ya sizce güçlü olmak nedir? Güç denince aklınıza ilk ne gelir? Hatta biraz daha kafa karıştırayım. "Güç sahibi olmak" ile "güçlü olmak" aynı şey midir?
Güçlü olmak, kişinin kendisiyle alakalıdır. Elinde unvan, mevki, para vs. olmadan da güçlü olunabilir. En başında, kendini seven insan güçlüdür. Kendine inanan, saygı duyan, değer veren insan güçlüdür. Fakat kendiyle alakalı hiçbir şeyi olmayıp statü sahibi olan biri, yalnızca güç sahibi olabilir. İkisi arasında derin bir fark vardır.
Hatalarını bilen insan daima güçlüdür. Çabalamaktan vazgeçmeyen, hiçbir zorlukta geri çekilmeyen insandır güçlü olan. Böyle insanlar, güçlerini yalnızca kendinden alır. Bulundukları konuma, itibarına sırtını yaslamadan ayakta kalabilirler.
Siz de güçlüsünüz. Neden mi? Eğer şu an, bu yazıyı okuyorsanız, kendiniz için bir şeyler yapmak niyetindesiniz demektir. Kendini geliştirmek, kendinize bir şeyler katmak istiyorsunuz demektir. Kişisel gelişim üzerine bir çaba gösteriyorsunuz demektir. Bu da az önce anlattığım "güçlü olmak" başlığıyla birebir uyumlu değil mi?
Kendinize güvendiğiniz kadar güçlüsünüzdür. Bu yüzden inancınızdan da kendinize olan güveninizden de vazgeçmeyin.
Son olarak; La Fontaine'in dediği gibi, "Birleşik olmayan her güç, cılızdır." Bu yüzden en başında sorduğumuz "ben kimim" sorusuna cevaben "ben" kısmını çözdüğünüz zaman artık "biz" olmakla ilgilenin...
Yazar: Edanur Alpaslan

İstanbul İşletme Enstitüsünde yazılarının yayınlanmasını isteyen konuk yazarlarımız için oluşturulan bilgi kartıdır. Birçok alanda ve disiplindeki yazıları bu hesap üzerinde bulabilirsiniz.