Bölümler

Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü

Neşe Polat
Güncellendi:
12 dk okuma
Bir kişi, bir kavanozun içindeki küçük, yeşil bir bitkiye bir cımbız tutuyor. Kişi beyaz bir gömlek giymiş ve kollarını uzatmıştır. Kavanoz toprakla doludur ve bitkinin etrafı küçük kayalarla çevrilidir. Cımbız gümüş renkli ve sivri uçludur. Arka planda beyaz metinli pembe bir duvar, gölgeli siyah bir nesne ve içinde bir şişe olan başka bir kap görülmektedir. Şişe şeffaftır ve üzerinde bir etiket vardır. Sahne yakından çerçevelenmiş, böylece kişiye ve bitkiye detaylı bir bakış sağlanmış. Kişinin parmakları cımbızı nazikçe yerinde tutuyor ve ifadesi odaklanmış ve niyetli. Bitki küçük ama sağlıklı, canlı yeşil yaprakları var.
KonuAçıklamaYarar
Biyoteknoloji Nedir?Canlı organizmaları veya parçalarını kullanarak farklı ürünler geliştiren bir bilim dalıdır.Çevresel sorunları çözebilecek, yenilenebilir enerji kaynakları yaratabilecek veya hastalıkları tedavi edebilecek ürünlerin geliştirilmesini sağlar.
Tarımsal Biyoteknoloji BölümüTarımsal Biyoteknoloji bölümü, teknolojinin tarımdaki uygulamalarını içerir.Tarımsal verimliliği artırmak ve tarım üretiminde ihtiyaç duyulan donanımlı ziraat mühendisleri yetiştirmek için bilgi ve ekipman üretir.
Enzim ve Mikrobiyel BiyoteknolojiTarımsal Biyoteknolojideki bir anabilim dalıdır. Organizmaların ve hücrelerin kimyasal süreçleri üzerine çalışır.Tarımsal üretimdeki işlemlerin hızlandırılması ve daha verimli hale getirilmesine yardımcı olabilir.
Bitkisel BiyoteknolojiTarımsal Biyoteknolojideki bir diğer anabilim dalıdır. Bitkiler üzerinde çalışılır.Daha dayanıklı, daha verimli ve farklı özelliklere sahip bitki çeşitlerinin geliştirilmesinde kullanılır.
Hayvansal BiyoteknolojiAnabilim dalıdır ve hayvanlar üzerinde çalışır.Hayvansal produksiyonda kullanılan hayvanların genetik özelliklerini geliştirebilir ve hastalıklara karşı daha dirençli hale getirebilir.
DerslerBölümde genetik, mikrobiyoloji, biyokimya, genetik mühendislik gibi dersler ağırlıklıdır.Farklı bilim dallarının birleşik öğretimi ile öğrencilere geniş bir perspektif sağlar.
İş İmkanlarıBölüm mezunları için hem kamu kurumlarında hem de özel sektörde iş imkânları vardır.Araştırma ve geliştirme, tarım danışmanlığı, tohumculuk gibi çok sayıda alanda istihdam fırsatı sunar.
Biyoteknolojideki TekniklerGenetik mühendislik, protein mühendislik, hücre kültürleri ve biyoinformatik gibi teknolojiler biyoteknolojiye aittir.İleri düzeyde teknolojilerin kullanılması, genelde biyoteknolojik uygulamaların ve biyoteknolojik ürünlerin geliştirilmesini kolaylaştırır.
Ziraat MühendisliğiTarımsal biyoteknoloji alanında ziraat mühendisleri yetiştirilir.Ziraat mühendisleri, tarım sektörünün problemlerini çözme ve tarımsal üretimde verimliliği artırma yeteneğine sahiptir.
Ar-GeTarımsal biyoteknoloji bölümü mezunları Ar-Ge tesislerinde araştırmacı olarak çalışabilirler.Bilimsel araştırmalar, sektörü ilerletir ve tarımsal üretimi optimize eder.
10 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

Canlı organizmaları veya parçalarını kullanarak farklı ürünler geliştirmek için yapılan çalışmaların bütününe biyoteknoloji denir. Biyolojik sistemlere ya da canlı organizmalara dayanan teknolojiler biyoteknolojinin kapsamındadır. 

Macar mühendis Karl Ereky, 1917’de biyoteknoloji terimini kullanan ilk kişidir. Biyoteknoloji ile canlıların yardımıyla yapılan üretim işlerinin tamamını kastetmiştir. Biyoteknolojinin modern tanımını yapan kişi ise İsveçli bilim adamı Carl Gören. Biyoteknolojinin biyokimya, mikrobiyoloji ve kimya mühendisliğinin birleşimi olduğuna dikkat çekmiştir.

Yeni teknolojiler günümüzde biyoteknolojide kullanılan araçların gelişmesini de sağladı. DNA teknolojisiyle elde edilen organizmalar biyoloji, ziraat, çevre, biyokimya gibi pek çok alanda kullanılır hale geldi. Biyoteknolojik araştırmalar sonucunda ortaya çıkan ürünlerin artması, biyoteknoloji pazarını oluşturdu. Uluslararası pek çok firma biyoteknoloji alanında büyük yatırımlar yaptı. 

Biyoteknoloji, biyoloji, kimya, genetik mühendisliği gibi alanlardan beslenen interdisipliner bir bilim dalıdır. Tarımsal Biyoteknoloji, Mikrobiyal Biyoteknoloji, Adli Biyoteknoloji, Tıbbi Biyoteknoloji ve Hayvan Biyoteknolojisi bu bilim dalının türleridir. 

Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü Nedir?

Teknolojinin gelişmesi ve rekabet koşullarının değişmesiyle birlikte Biyoteknolojik yöntemlerin kullanımı da arttı. Bu artışla tarımsal biyoteknoloji uzmanların yetiştirilmesi zorunluluğunu beraberinde getirdi.

Tarımsal Biyoteknoloji bölümü Ziraat Fakültelerinin yeni alt dallarından biri. 2013 yılında öğrenci alımına başladı. Bölümün üç farklı anabilim dalı var: Enzim ve Mikrobiyel Biyoteknoloji, Bitkisel Biyoteknoloji, Hayvansal Biyoteknoloji. Bölümde okuyan öğrenciler, Genetik Mühendisliği, Hastalık ve Ebeveyn test kitleri, DNA testleri, Mikrobiyolojik Ajanlar, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO), Enzim Üretimi ve Tohum Islahı gibi pek çok konuda eğitim alırlar.



Tarım sektörünün problemlerini çözebilecek; bilgiyi, ekipmanları üretebilecek donanıma sahip ziraat mühendisleri yetiştirmektir. Tarımsal Biyoteknoloji alanında araştırmalar yapabilecek mühendisler yetiştirmek de bölümün bir diğer amacıdır. Çevreci üretim metotları geliştirerek ekolojik dengeyi korumak, moleküler biyoteknoloji ıslah çalışmaları yürüterek bitki çeşitlerini ve hayvan ırklarını geliştirmek, tarım üretiminde ihtiyaç duyulan donanımlı ziraat mühendisleri yetiştirmek de bölümün hedefleri arasında sıralanabilir.

Bölümü tercih edecek öğrencilerin, özellikle biyoloji, kimya, tarım ve hayvancılığı sevmeleri; bu alanlarla ilgili olmaları avantaj sağlar. Meraklı, yenilikleri takip eden, gelişime açık, sabırlı, dikkatli, araştırmacı yapıya sahip olmaları önemlidir. 

Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü İş İmkanları Nelerdir?

Tarımsal Biyoteknoloji bölümü mezunları için hem kamu kurumlarında hem de özel sektörde iş imkânları vardır. Özel sektörde; tohum ve fide üretimi, paketleme-pazarlama, ihracat-ithalat alanlarında çalışabilirler. Gıda kontrolü ve zirai danışmanlık da bir başka iş alanlarıdır.

Devlet memuru olarak kamu kurumlarında çalışabilmeleri için Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (KPSS) girmeleri gerekir. KPSS’de Ziraat Fakültesine açılan genel kontenjan içerisinde atamaları vardır. He yıl düzenli alım olsa da kaç kişi alındığına dair kesin sayılar yok. Bakanlıkların açtığı yıllık kontenjana göre sayı değişir. Bölüm mezunlarının çalışabileceği kurum ve işletmelerden bazıları şöyle sıralanabilir: 



  • Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı kuruluşları

  • Dış Ticaret Müsteşarlığı,

  • Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü, 

  • İl Gıda Kontrol Laboratuvarları, 

  • Biyoteknoloji Enstitüleri,

  •  Araştırma Enstitüleri,

  • Tarım Kredi Kooperatifleri,

  • Belediyeler, 

  • Tarımsal Analiz Laboratuvarları,

  • Yem sanayi, 

akademik kariyer de bölüm mezunları için bir başka iş imkanıdır. akademik kariyerin ilk adımı yüksek lisans yapabilmek için ales’ten geçerli puan almak gerekir. 

Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü Mezunları Ne iş Yapar?

Tarımsal Biyoteknoloji bölümünden mezun olan ziraat mühendisi; bitki ve hayvan mikrobiyal organizmaların hücreleri, genleri, proteinleri, dokuları, kültürleri üzerinde çalışır. Bu çalışmayla tarım üretimini, kalitesini ve verimini artırmak amacıyla ürün ve hizmet oluşturur.

Bitki, hayvan ıslahı ve GDO konusunda uzman olarak hem kamuda hem özel sektörde iş yapabilir. Özel sektörde, biyoteknoloji yöntemlerini kullanan hayvansal, bitkisel ve mikrobiyal üretim sektöründe çalışabilirler. Araştırma kurumları, araştırma lavaratuvarları, araştırma tesisleri ve Ar-Ge tesislerinde araştırmacı olurlar. Çalışma şartları iyi, çalışma ortamları temizdir. Mesai saatleri de düzenlidir. Bölümden mezun olan ziraat mühendisi çalıştığı firmaya göre: 

  • Yağ, protein ve vitamin gibi endüstriyel ürünleri üretir.

  • Dayanıklı türlerin geliştirilmesi için çalışır. 

  • Bitki ve hayvan türlerinin ıslahını geliştirir. 

Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü Dersleri Nelerdir?

Tarımsal biyoteknoloji alanında, dünyadaki gelişmelere paralel tarımdaki gelişmeleri yönetebilecek mühendisler yetiştirmeyi amaçlayan bölümün ders programı oldukça zengindir. Genetik mühendisliği, moleküler biyoloji, moleküler ıslah, genomik, genetik transformasyon teknikleri, proteomik, doku kültürü ve genetik değişimlerin tespiti gibi değişik tekniklerde dersler bulunur. Matematik, Fizik, Kimya, Türk Dili, İstatistik, derslerinin dışında bölümde okutulan zorunlu derslerden bazıları şunlardır:

  • Zooloji, 

  • Botanik, 

  • Laboratuvar Tekniği, 

  • Tarım Tarihi ve Deontolojisi, 

  • Biyokimya, 

  • Mikrobiyoloji, 

  • Tarımsal Ekoloji, 

  • Genetik, 

  • Tarım Ekonomisi,

  • İş Sağlığı ve Güvenliği, 

  • Biyoteknolojiye Giriş,

  • Tarım Makineleri, 

  • Hücre Biyolojisi, 

  • Moleküler Genetik,

  • Bitki ve Hayvan Fizyolojisi, 

  • Mesleki Uygulama, 

  • Moleküler Biyoloji, 

  • Genetik Mühendisliği, 

  • Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar, 

  • Endüstriyel Biyoteknoloji,

  • Tarımsal Savaşta Biyoteknolojik Yöntemler

Bölümde okutulan seçmeli dersler; 

  • Tarım ve Çevre

  • Arıcılık ve İpekböcekçiliği

  • Fitopatoloji

  • Entomoloji

  • Tıbbi Aromatik Bitkiler

  • Topraksız Tarım

  • Organik Hayvan Yetiştiriciliği

  • Tarımsal Kıymet Takdiri ve Bilirkişilik

  • Salon Bitkileri Dekorasyonu

Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü Taban Puan ve Sıralama

Ziraat Fakülteleri çatısı altında eğitim veren tarımsal biyoteknoloji bölümü pek çok üniversitede bulunur. Sayısal puan türüne göre öğrenci alır. Bu sebeple ÖSYM’nin düzenlediği merkezi sınavda yani YKS’de (TYT-AYT) ilgili oturumlara girilmelidir. YÖK Atlas’ta bulunan güncel bilgilere göre üniversitelerden sadece ikisi kontenjanlarını doldurmuştur. Bölümün bulunduğu üniversitelerden kontenjanı dolanların taban puan ve sıralamaları şöyle:

Üniversite Bölüm  Taban Puan  SıralamaAkdeniz Üniversitesi Tarımsal Biyoteknoloji  242,40064 379.272Eskişehir Osmangazi Üniversitesi  Tarımsal Biyoteknoloji 233,73527 425.625

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi ve Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi  ise bölümün kontenjanlarının dolmadığı üniversiteler. Yani sınavda barajı geçen öğrencilerden biri bölümü tercih etseydi yerleşmiş olacaktı. 

Tarımsal biyoteknoloji bölümüne; 2 yıllık ziraatla ilgili meslek yüksek okullarından Dikey Geçiş Sınavı’na (DGS) girilerek geçiş yapılabilir. Bölüme geçiş yapabilecek ön lisans programları şunlardır: 

Sıkça Sorulan Sorular

Tarımsal biyoteknoloji uygulamaları ve sürdürülebilir tarım politikaları arasındaki ilişki nasıl değerlendirilmektedir?

Tarımsal Biyoteknoloji ve Sürdürülebilir Tarım Politikaları

Biyoteknoloji Kavramı ve Gelişimi

Biyoteknoloji, canlı organizmaları veya parçalarını kullanarak farklı ürünler geliştirmek için yapılan çalışmaların bütünüdür. Bu alanda yapılan araştırmalar sayesinde, biyoloji, ziraat, çevre, biyokimya gibi pek çok alanda kullanılabilen ürünler ortaya çıkmaktadır. Biyoteknoloji, modern tanımıyla İsveçli bilim adamı Carl Gören tarafından biyokimya, mikrobiyoloji ve kimya mühendisliğinin birleşimi olarak tanımlanmıştır.

Tarımsal Biyoteknoloji Eğitimi ve Hedefleri

Tarımsal biyoteknoloji, ziraat fakültelerinin yeni alt dallarından biri olarak 2013 yılında öğrenci alımına başlamıştır. Bu alanda yetişen uzmanlar, genetik mühendisliği, hastalık ve ebeveyn test kitleri, DNA testleri, mikrobiyolojik ajanlar, genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO), enzim üretimi ve tohum ıslahı gibi pek çok konuda eğitim almaktadırlar. Bu bölümün hedefleri arasında, tarım sektörünün problemlerini çözebilecek bilgi ve ekipmanları üretebilecek donanıma sahip ziraat mühendisleri yetiştirmek ve tarımsal biyoteknoloji alanında araştırmalar yapabilecek mühendisler yetiştirmek bulunmaktadır.

Sürdürülebilir Tarım Politikaları ile Tarımsal Biyoteknoloji İlişkisi

Tarımsal biyoteknoloji uygulamaları, sürdürülebilir tarım politikaları ile doğrudan ilişkilidir. Öncelikle, tarımsal biyoteknoloji alanında yapılan araştırmalar sayesinde, ekolojik dengeyi koruyarak çevreci üretim metotları geliştirilebilir ve bitki çeşitlerinin ve hayvan ırklarının geliştirilmesine katkı sağlanabilir. Böylece, hem kaynakların verimli kullanılması hem de insan ve çevre sağlığının korunması amaçlarına hizmet eden sürdürülebilir tarım politikaları benimsenmiş olur.

Ayrıca, tarımsal biyoteknoloji uzmanlarının, tohum ve fide üretimi, paketleme-pazarlama, ihracat-ithalat, gıda kontrolü ve zirai danışmanlık gibi alanlarda çalışarak tarım sektörünün gelişimine ve sürdürülebilirliğine katkıda bulunmaları beklenmektedir.

Sonuç olarak, tarımsal biyoteknoloji uygulamaları ve sürdürülebilir tarım politikaları arasındaki ilişki, çevre ve insan sağlığının korunması, kaynakların verimli kullanılması ve tarım sektörünün gelişimine yönelik hedefler bağlamında değerlendirilmelidir. Bu sayede, hem ülkemiz hem de dünya çapında tarımsal üretimin sürdürülebilir bir şekilde sağlanması mümkün olacaktır.

Tarımsal biyoteknoloji alanında çalışan bilim insanlarının ekosistem ve biyoçeşitlilik üzerindeki etkileri nasıl yönetmeleri gerekmektedir?

Tarımsal biyoteknoloji alanında çalışan bilim insanlarının, ekosistem ve biyoçeşitlilik üzerindeki etkilerini yönetirken, dikkatli ve bilinçli bir yaklaşım sergilemeleri gerekmektedir. Bu, hem dengeyi koruma hem de biyoçeşitlilik değerlerini olumsuz yönde etkilememek adına önemlidir. Kullanılan yöntemler ve uygulamalar, ekosistemde zararlı değişikliklere yol açabilmektedir. Bu nedenle, biyoteknoloji uygulamalarının çevreye olabilecek etkilerinin ölçümlemesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna ek olarak, ziraat mühendislerine hem geleneksel hem de modern biyoteknoloji yöntemleri konusunda eğitimler verilmelidir. Bu, ekosistem ve biyoçeşitlilik sağlığı üzerinde olumsuz bir etki yapma olasılığını azaltır.

Bilim insanları, ekolojik dengeyi koruma ve çevreci üretim metotları geliştirme konusunda da önemli bir role sahiptir. Örneğin, genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) ile yapılan tarımsal uygulamalar, doğal ekosistemler üzerinde zararlı etkiler yaratabilir. Bu nedenle, bu teknolojilerin kullanımı öncesi ve sonrasında titiz bir değerlendirme yapılmalı, potansiyel etkileri tespit edilmeli ve yönetilmelidir.

Bilim insanlarının, tarımsal biyoteknoloji çözümlerini geliştirirken, çevre ve biyoçeşitlilik koruma ilkelerini göz önünde bulundurarak yol alması gerekmektedir. Bu anlayış, ekosistem ve biyoçeşitlilik üzerinde daha az olumsuz etkiye yol açacak, sürdürülebilir ve çevre dostu biyoteknoloji uygulamalarının gelişmesini sağlayacaktır. Ayrıca, tarımsal biyoteknoloji çözümlerinin geliştirilmesi ve uygulanmasında etik kurallara ve doğa koruma yasalarına uygun hareket edilmesi de büyük önem taşımaktadır.

Sonuç olarak, tarımsal biyoteknoloji uygulamalarının, ekosistem ve biyoçeşitlilik üzerindeki potansiyel etkilerini ölçmek ve yönetmek, bilim insanlarının ana sorumlulukları arasında yer almaktadır. Bu, İsveçli bilim adamı Carl Gören'in biyoteknolojinin biyokimya, mikrobiyoloji ve kimya mühendisliği sınırları içerisinde hareket etmesi gerektiği şeklindeki modern tanımıyla da uyumlu bir yaklaşımdır. Bu bağlamda, tarımsal biyoteknoloji uzmanlarının yetiştirilmesinde zorunluluk hale gelen, ekolojik dengeyi korumak ve biyoçeşitlilik değerlerini yönetme becerileri, bilinçli ve sürdürülebilir biyoteknoloji uygulamalarının temelini oluşturacaktır.

Gelecekte tarımsal biyoteknoloji çözümlerinin diğer tarım teknikleri ve uygulamalarıyla entegrasyonu ve bu entegrasyonun tarım sektörüne sağlayacağı katma değerler neler olabilir?

Gelecekte tarımsal biyoteknoloji çözümlerinin diğer tarım teknikleri ve uygulamalarıyla entegrasyonu, tarım sektörüne birçok katma değer sağlıyor olabilir. Öncelikle, biyoteknoloji çözümleriyle geliştirilebilen genetiği düzenlenmiş organizmalar (GDO), tarım üretimini artırma ve mevcut tarım ürünlerinin kalitesini iyileştirme potansiyelini içerir. Bununla birlikte, biyoteknoloji kullanılarak geliştirebileceğimiz yeni bitki ve hayvan türleri, ayırt edici özellikleri ve kullanışlılıkları nedeniyle tarımsal çeşitliliği ve kaliteyi artırabilir.

Tarımsal biyoteknolojinin bir diğer olası katma değeri, çevreye olan olumsuz etkilerin azaltılmasıdır. Örneğin, genetik mühendislik teknikleri ile geliştirilebilen bitki ve hayvan türleri, daha az tarım kimyasalları ve su kullanarak yetiştirilebilir olabilir. Bu, hem ekosistemi korurken hem de üretim maliyetlerini düşürürken, sürdürülebilir tarımın geliştirilmesine katkıda bulunur.

Son olarak, tarımsal biyoteknolojinin hastalıklara ve zararlılara karşı dayanıklı bitki ve hayvansal türleri geliştirebileceğini belirtmek gerekir. Bu, hem bitki ve hayvan sağlığına hem de genel tarım verimliliğine önemli katkılarda bulunabilir. Ayrıca, bu tür çözümler, tarımsal biyoteknoloji uygulamalarının geliştirilmesi ve bu teknolojinin topluma sunulmasında önemli bir faktör olan halkın güvenini ve kabulünü de artırabilir.