Kore’de iş yemekleri, sadece bir yemek paylaşımından daha fazlasıdır. İş ilişkilerini geliştirmek ve güçlendirmek adına kritik bir platform sunar. Eğer Korece iş yemeklerine katılacaksanız, bazı anahtar Korece kelimeler ve terimlere hakim olmanız hem iş ilişkilerinizde saygı görmenizi hem de başarılı bir görüşme yapmanızı sağlar. Bu yazıda, Kore’de iş yemeklerinde sıkça karşılaşacağınız kelimeler ve terimlere odaklanarak, iş dünyasında sizi bir adım öne taşıyacak bilgileri paylaşacağım.
İş Yemeklerinde Temel Korece Kelimeler
호칭 (Ho-ching) - Hitap Şekilleri
Kore iş kültüründe hitap şekilleri oldukça önemlidir. Özellikle iş yemeklerinde doğru hitap, karşı tarafa gösterilen saygının en büyük göstergelerinden biridir. İşte bu süreçte sıkça karşılaşacağınız bazı önemli hitap kelimeleri:
사장님 (Sa-jang-nim): Şirket müdürü veya CEO için kullanılan hitap.
이사님 (I-sa-nim): Direktör veya yönetim kurulu üyesine hitap şeklidir.
부장님 (Bu-jang-nim): Bölüm başkanları için kullanılır. Genellikle orta seviye yöneticiler bu unvanı taşır.
선배 (Seon-bae): Sizden daha kıdemli olan biri için kullanılır.
후배 (Hu-bae): Sizden daha alt seviyede veya kıdemsiz biri için kullanılır.
Hitap şekilleri, masadaki hiyerarşiyi anlamak için önemlidir. İlk iş yemeklerimde bu terimlere dikkat ederek saygı göstermek iş ortaklarımın hoşuna gitmişti.
건배 (Geon-bae) - Şerefe
Kore iş yemeklerinde alkol tüketimi yaygındır ve "şerefe" anlamına gelen 건배 (geon-bae) kelimesi sıkça duyulabilir. Özellikle iş yemeklerinde birlikte içki içmek, Kore iş kültüründe ilişkileri güçlendiren bir ritüeldir. Yaşça büyük kişilerin bardaklarını doldurmak ve 두 손으로 잔을 받다 (du son-euro jan-eul bat-da) yani iki elle bardak tutmak, saygı göstermenin önemli yollarından biridir.
명함 (Myeong-ham) - Kartvizit
Kore'deki iş yemeklerinde kartvizit değişimi, tanışmanın hemen ardından gelen bir uygulamadır. 명함 (myeong-ham) yani kartvizit, iş dünyasında kişisel ve profesyonel bilgilerin paylaşıldığı önemli bir araçtır. Kartvizitinizi iki elinizle sunmak ve aldığınız kartviziti dikkatlice incelemek, nezaketin bir parçası olarak kabul edilir.
Yemekle İlgili Önemli Terimler
젓가락 (Jeot-ga-rak) - Çubuklar
Kore’de iş yemeklerinde sıkça kullanılan çubuklar, yani 젓가락 (jeot-ga-rak), doğru kullanılması gereken bir araçtır. Çubukları kullanırken gürültü yapmaktan veya çubukları tabakta dik tutmaktan kaçınmak gereklidir, çünkü bu davranışlar saygısızlık olarak algılanabilir. İş yemeklerinde çubuk kullanımına hakim olmak, iş ortaklarınızın size duyduğu saygıyı artıracaktır.
반찬 (Ban-chan) - Yan Yemekler
Kore yemek kültüründe, ana yemekle birlikte çeşitli 반찬 (ban-chan) yani yan yemekler servis edilir. Bu küçük tabaklardaki yiyecekler, iş yemeğinin önemli bir parçasıdır. Ban-chan, ana yemekle birlikte tüketilir ve bu yemeklerin tadına bakmak, ev sahibine gösterilen bir saygı olarak kabul edilir.
소주 (So-ju) ve 막걸리 (Mak-geol-li) - Alkollü İçecekler
Kore iş yemeklerinde sıkça tüketilen iki temel alkollü içecek vardır: 소주 (so-ju) ve 막걸리 (mak-geol-li). Soju, Kore'nin ünlü pirinç likörü olup, genellikle küçük shot bardaklarında içilir. Makgeolli ise fermente edilmiş pirinçten yapılan bir içkidir ve daha hafif bir tada sahiptir. Bu içecekler genellikle iş yemeklerinde sıkça tüketilir ve birlikte içki içmek, iş ortakları arasında güveni artıran bir unsurdur.
밥 (Bap) - Pirinç
밥 (bap), yani pirinç, Kore mutfağının ana öğesidir ve neredeyse her yemekte bulunur. İş yemeklerinde 밥 sunulduğunda, bu yemeği reddetmemek ve tadına bakmak iyi bir davranıştır. Pirinç, Kore kültüründe bereket ve refahın simgesidir ve iş yemeklerinde önemli bir yeri vardır.
İş Görüşmeleri İçin Faydalı Kelimeler
거래 (Geo-rae) - Ticaret
Bir iş yemeğinde ticari konular konuşulmaya başlandığında, 거래 (geo-rae) yani ticaret kelimesi sıkça kullanılacaktır. Korece iş görüşmelerinde ticaret kelimelerini anlamak ve kullanmak, görüşmelerde kendinizi daha rahat ifade etmenizi sağlar.
계약 (Gye-yak) - Sözleşme
İş görüşmelerinin en önemli noktalarından biri, taraflar arasında yapılacak 계약 (gye-yak) yani sözleşmedir. Kore’de sözleşmeler titizlikle hazırlanır ve her iki tarafın haklarını koruyacak şekilde detaylandırılır. Sözleşme görüşmeleri sırasında bu terimi doğru anlamak ve kullanmak, iş süreçlerinizi daha profesyonel bir şekilde yönetmenize yardımcı olur.
가격 (Ga-gyeok) - Fiyat
Bir ürün veya hizmetin fiyatı hakkında konuşulurken, 가격 (ga-gyeok) kelimesi kullanılır. Fiyat pazarlıkları, Kore iş kültüründe sıkça karşılaşılan bir durumdur ve doğru terimleri kullanarak fiyatlar üzerinde pazarlık yapabilirsiniz.
İş Yemeği İle İlgili Diğer Terimler
선물 (Seon-mul) - Hediye
Kore iş yemeklerinde hediyeleşmek yaygın bir gelenektir. 선물 (seon-mul) yani hediye, iş ilişkilerinin güçlenmesine katkı sağlar. Özellikle iş yemeklerinde küçük ve düşünceli hediyeler sunmak, karşı tarafta olumlu bir izlenim bırakır.
예절 (Ye-jeol) - Görgü Kuralları
Kore iş yemeklerinde 예절 (ye-jeol) yani görgü kurallarına uymak çok önemlidir. Masadaki hiyerarşiye saygı göstermek, yemek adabına dikkat etmek ve alkol servisinde yaşça büyük kişilere öncelik tanımak, iş yemeklerinin vazgeçilmez kurallarıdır.
Sonuç: Korece İş Yemeklerinde Başarı İçin Temel Terimler
Korece iş yemeklerinde kullanılan terimler, hem iş ilişkilerinizi güçlendirir hem de kültürel farkındalığınızı artırır. Bu kelimelere ve protokollere hakim olmak, iş yemeklerinde size profesyonel bir duruş kazandıracaktır. Hoş geldin anlamında 환영합니다 (hwan-yeong-ham-ni-da) demeyi unutmayın!
Kore iş dünyasında başarıya giden yolda bu kelimeler ve terimler, sizi rakiplerinizden bir adım öne taşıyacaktır.
사업 식사 예절
İş yemeği etiketi
Örnek Diyalog: 회의 전에 잠깐 시간을 내어 우리 팀원들과 사업 식사 예절에 대해 논의해보는 것이 좋겠어요.
Türkçe: Toplantıdan önce biraz zaman ayırıp iş yemeği adabı hakkında ekibimizle bir görüşme yapmak iyi olur.
초대에 즉답을 피하다
Davete hemen yanıt vermekten kaçınmak
Örnek Diyalog: 미안하지만, 지금 당장은 초대에 즉답을 피하다가 좋을 것 같아, 나중에 다시 이야기하자.
Türkçe: Üzgünüm ama, şu anda davetine hemen cevap vermekten kaçınmak daha iyi olacak, sonra tekrar konuşalım.
주최자가 음식을 주문하다
Organizatör yiyecek sipariş etti.
Örnek Diyalog: 주최자가 파티에 필요한 음식을 주문하다가 메뉴 선택에 고민하게 되었어.
Türkçe: Organizatör, parti için gerekli yiyecekleri sipariş ederken menü seçiminde zorlandı.
상견례
Görücü usulü
Örnek Diyalog: 우리 가족은 내일 상견례를 가질 예정이라 모두 긴장하고 있어.
Türkçe: Ailemiz yarın görücü usulü bir buluşma yapmayı planlıyor, bu yüzden herkes gergin.
명함 교환하기
Kartvizit değiş tokuşu
Örnek Diyalog: 그 회의에서는 서로 명함 교환하기가 활발하게 이루어졌어요.
Türkçe: O toplantıda aktif bir şekilde birbirleriyle kartvizit alışverişi yapıldı.
선배와 상사에게 먼저 인사하기
Önce senpayla ve patrona selam vermek.
Örnek Diyalog: 오늘 회사에 첫 출근하는 날이니, 선배와 상사에게 먼저 인사하기를 잊지 마세요.
Türkçe: Bugün işe ilk günün olduğundan, üstlerine ve deneyimli çalışanlara öncelikle selam vermeyi unutmayın.
첫 잔은 선배가 따르다
İlk kadehi üstteki kişi doldurur.
Örnek Diyalog: 첫 잔은 선배가 따르다 하며, 우리 모임의 시작을 알렸다.
Türkçe: İlk kadehi en kıdemli kişi doldurarak bizim toplantımızın başlangıcını duyurdu.
술을 따를 때 두 손을 사용하다
Alkol servisi yaparken iki elini kullan.
Örnek Diyalog: 한국에서는 예의를 갖추려면 술을 따를 때 두 손을 사용하다가 일반적이에요.
Türkçe: Kore'de nezaket göstermek için alkol servisi yaparken iki el kullanmak yaygındır.
음식을 남기지 않다
Yemeği bitirmek, yemekten arta kalmamasını sağlamak.
Örnek Diyalog: 우리 할머니는 음식을 남기지 않다가 중요하다고 늘 강조하셨어요.
Türkçe: Bizim büyükannem yemekleri hiçbir zaman ziyan etmemenin önemli olduğunu her zaman vurgulardı.
회식 자리 배치
Şirket yemeği oturma düzeni
Örnek Diyalog: 저녁 회식 자리 배치를 어떻게 할까요, 부서장님 옆에 신입 사원을 앉히는 게 좋을까요?
Türkçe: Akşam yemeği organizasyonunda masaları nasıl düzenleyelim, şefin yanına yeni çalışanı oturtmak iyi olur mu?
고위 직원에게 양보하다
Üst düzey bir çalışana yerini bırakmak.
Örnek Diyalog: 회사의 압력을 받고 나는 마지못해 주요 프로젝트를 고위 직원에게 양보하다 결정했다.
Türkçe: Şirketin baskısı altında kalarak önemli bir projeyi üst düzey bir yöneticiye zoraki olarak devretmeye karar verdim.
술잔을 한 손으로 받지 않다
Alkollü içki kadehini tek el ile almayın.
Örnek Diyalog: 최수진 씨는 예의를 중요시 해서 언제나 두 손으로 술잔을 받는데, 그녀는 술잔을 한 손으로 받지 않다고 남에게도 그렇게 하라고 권한다.
Türkçe: Choi Su-jin hanımefendi nezaketi önemsiyor, bu yüzden her zaman içki kadehini iki eliyle alır ve başkalarına da kadehi tek elle almayıp aynısını yapmalarını tavsiye eder.
건배 제안하기
Kadeh kaldırmak.
Örnek Diyalog: 회식 자리에서 부장님이 건배 제안하기로 결정하고 모두의 주목을 받으며 서서 말씀하셨다.
Türkçe: Şirket yemeğinde bölüm başkanımız kadeh kaldırma teklifini yapmaya karar verdi ve herkesin dikkatini çekerek ayağa kalkıp konuştu.
자리를 옮길 때 사전에 양해를 구하다
Yerinizi değiştireceğiniz zaman önceden izin istemek.
Örnek Diyalog: 회의 중에 자리를 옮길 때 사전에 양해를 구하는 것이 예의입니다.
Türkçe: Toplantı sırasında yerinizi değiştireceğiniz zaman önceden izin istemek kibarlık gereğidir.
식사 중 대화 주제 선정
Yemek sırasında konuşma konusu seçimi
Örnek Diyalog: 식사 중 대화 주제 선정에 대해 솔직히 말하자면, 가끔 그 과정이 식탁 위의 음식보다 더 복잡하게 느껴져.
Türkçe: Yemek esnasında konuşulacak konuları seçme konusunda dürüst olmak gerekirse, bazen bu işlem masadaki yemeklerden daha karmaşık geliyor.
비즈니스 얘기를 식사 후에 하다
İş konuşmasını yemekten sonra yapmak.
Örnek Diyalog: 우리 비즈니스 얘기를 식사 후에 하기로 했으니, 지금은 그냥 편하게 지내봐요.
Türkçe: İş konuşmamızı yemeğin ardına bıraktığımıza göre, şimdi sadece rahat bir zaman geçirelim.
공손하게 음식을 거절하다
Nazik bir şekilde yemeği reddetmek
Örnek Diyalog: 손님은 공손하게 주인이 제공한 음식을 거절하고 자신의 특별한 식사 요구를 설명했다.
Türkçe: Müşteri, ev sahibinin sunduğu yemeği nazikçe reddederek kendi özel beslenme ihtiyaçlarını açıkladı.
한국 전통 술 문화 이해하기
Kore Geleneksel İçki Kültürünü Anlamak
Örnek Diyalog: 저녁에 한국 친구랑 만나서 한국 전통 술 문화 이해하기 위한 강연에 가기로 했어요.
Türkçe: Akşamleyin Koreli bir arkadaşımla buluşup Kore geleneksel içki kültürünü anlamak için düzenlenen bir seminere gitmeye karar verdik.
술자리에서의 호칭 사용하기
Sosyal İçme Durumlarında Kullanılan Hitap Şekilleri
Örnek Diyalog: 술자리에서의 호칭 사용하기에 대한 규칙을 잘 지키니 분위기가 더 화기애애해졌어.
Türkçe: Alkollü ortamlarda hitap etme kurallarına iyi uyduğun için ortam daha da sıcak ve samimi bir hale geldi.
식사 중 조용히 먹기
Yemek esnasında sessizce yemek.
Örnek Diyalog: 아이들아, 식사 중 조용히 먹기에 집중해 봐, 다들 너무 시끄러워.
Türkçe: Çocuklar, yemek yerken sessizce yemeye odaklanın bakalım, herkes çok gürültülü.
손수건 사용 예절
Mendil Kullanma Adabı
Örnek Diyalog: 손수건 사용 예절에 대해 배워볼까요, 언제 어떻게 사용하는 것이 적절한지를 알면 매너 있는 사람으로 인식될 거예요.
Türkçe: Mendil kullanım etiketi hakkında bilgi edinmek ister misiniz? Ne zaman ve nasıl kullanılması gerektiğini öğrenmek sizi kibar bir insan olarak tanınmanızı sağlayacaktır.
식사 후 담배를 피울 때 주의하기
Yemekten sonra sigara içerken dikkatli olun.
Örnek Diyalog: 식사 후 담배를 피울 때 주의하기 바랍니다, 카페 안에서는 금연이니까요.
Türkçe: Yemekten sonra sigara içerken lütfen dikkat edin çünkü kafe içerisi sigara içmek yasaktır.
식후 커피와 차
Yemekten sonra kahve ve çay.
Örnek Diyalog: 식후 커피와 차 중에서 무엇을 마실지 정하기 어려워요.
Türkçe: Yemekten sonra kahve mi, çay mı içeceğimi seçmek zor.
식사 중간에 화장실 가기
Yemek esnasında tuvalete gitmek.
Örnek Diyalog: 식사 중간에 화장실 가기가 좀 민망할 때도 있는데, 급하니까 어쩔 수 없네요.
Türkçe: Yemek yemeğin ortasında tuvalete gitmek biraz utanç verici olabiliyor ama, acil olduğu için yapacak bir şey yok.
공동 접시 사용하기
Ortak tabak kullanımı
Örnek Diyalog: 우리 오늘 저녁에는 한상 차림으로 식사할까, 공동 접시 사용하기로?
Türkçe: Bu akşam yemeğimizi Han-jeongsik tarzında mı yapsak, ortak tabak kullanarak mı?
술잔이 비었는지 주의 깊게 보기
Şarap kadehinin boş olup olmadığına dikkatlice bakmak.
Örnek Diyalog: 그녀는 술잔이 비었는지 주의 깊게 보기 위해 잠시 대화를 멈추고 손님의 잔을 살폈다.
Türkçe: O, konuğun bardağının boş olup olmadığını dikkatlice görmek için kısa bir süre sohbeti durdurdu ve misafirinin bardağına göz attı.
식사 초대를 수락하기
Yemeğe daveti kabul etmek.
Örnek Diyalog: 미나 씨가 저녁 식사 초대를 수락하기로 마음 먹었어요, 정말 기대되네요!
Türkçe: Mina Hanım akşam yemeği davetini kabul etmeyi kafasına koydu, gerçekten çok heyecanlıyım!
식당을 정할 때 매너
Restoran seçerken görgü kuralları.
Örnek Diyalog: 식당을 정할 때 매너를 고려해서 손님들이 좋아할 만한 곳으로 결정합시다.
Türkçe: Restoranı seçerken görgü kurallarını göz önünde bulunduralım ve misafirlerimizin hoşuna gidecek bir yerde karar kılalım.
음식 선호를 물어보다
Yiyecek tercihlerini sormak
Örnek Diyalog: 서버가 메뉴를 추천하기 전에 고객의 음식 선호를 물어보았습니다.
Türkçe: Garson, menü önerisinde bulunmadan önce müşterinin yemek tercihlerini sordu.
식사 도중에 휴대폰 사용 자제하기
Yemek sırasında cep telefonu kullanımını sınırlayın.
Örnek Diyalog: 식사 도중에 휴대폰 사용 자제하기를 요청드립니다, 모두가 함께하는 식사 시간에 집중하고 싶어서요.
Türkçe: Yemek sırasında cep telefonu kullanmamanızı rica ederiz, çünkü hepimizin birlikte yemek yediği bu zamanlara odaklanmak istiyoruz.
담소를 나누면서 먹기
Sohbet ederken yemek
Örnek Diyalog: 우리가 함께 담소를 나누면서 먹기로 한 제철 과일이 정말 달고 맛있었어요.
Türkçe: Biz sohbet ederken birlikte yemeyi planladığımız mevsim meyveleri gerçekten çok tatlı ve lezzetliydi.
식사를 마친 후 감사 인사하기
Yemeği bitirdikten sonra teşekkür etmek.
Örnek Diyalog: 식사를 마친 후 감사 인사하기를 잊지 않는 그의 예의는 모든 이에게 칭찬받았다.
Türkçe: Yemekten sonra teşekkür etmeyi unutmayan onun nezaketi herkes tarafından takdir edildi.
식사비를 누가 결제할지 정하기
Kimin yemek masrafını ödeyeceğine karar vermek.
Örnek Diyalog: 우리가 이번에 모인 주된 목적은 식사 후 식사비를 누가 결제할지 정하기 위함이야.
Türkçe: Bu sefer toplanmamızın ana amacı, yemeğin ardından hesabı kimin ödeyeceğine karar vermek için.
라운드제로 술 마시기
Round Zero'da içki içmek.
Örnek Diyalog: 친구들과 라운드제로 술 마시기로 했어, 오늘 정말 신나게 즐길 수 있을 것 같아!
Türkçe: Arkadaşlarla dönüşümlü olarak alkol içmeye karar verdik, bugün gerçekten eğlenebileceğimizi düşünüyorum!
호프 미팅의 이해
Hof toplantısının anlamı
Örnek Diyalog: 네가 호프 미팅의 이해에 대해 얼마나 잘 알고 있는지 저녁에 한번 이야기해 볼까?
Türkçe: Akşam üzeri, hoparlör tanıtım toplantısıyla ilgili ne kadar bilgi sahibi olduğun hakkında konuşmayı düşünelim mi?
비즈니스 미팅 시 음식 순서
İş toplantısında yemek sırası
Örnek Diyalog: 비즈니스 미팅 시 음식 순서를 정하는 것은 첫인상을 좌우할 수 있으니 신중해야 해.
Türkçe: İş toplantısında yemek sırasını belirlemek ilk izlenimi etkileyebileceğinden dolayı dikkatli olmalısın.
젓가락 사용법 숙지하기
Çubuk kullanımını öğrenmek.
Örnek Diyalog: 우리는 다가오는 한국 문화 이벤트를 위해 기본적인 젓가락 사용법 숙지하기에 시간을 할애해야 할 거예요.
Türkçe: Biz, yaklaşan Kore kültür etkinliği için temel yemek çubuğu çubukla yemek yeme) kullanımını öğrenmek için zaman ayırmalıyız.
노동자의 날 같은 공휴일 주의하기
İşçi Bayramı gibi resmi tatillerde dikkatli olun.
Örnek Diyalog: 주말에 야외 활동을 계획하는 것도 좋지만, 노동자의 날 같은 공휴일 주의하기도 중요해서 여유있게 휴식을 취해야 해.
Türkçe: Hafta sonunda açık hava etkinlikleri planlamak da güzel ama İşçi Bayramı gibi resmi tatillerde dikkatli olmak da önemli, bu yüzden rahatça dinlenmelisin.
회식 동안 술을 거절하는 방법
İş yemeği esnasında nasıl içkiyi reddedeceğiniz yöntemi
Örnek Diyalog: 저는 회식 동안 술을 거절하는 방법으로 병원에서 금주 처방을 받았다고 얘기하기로 결심했습니다.
Türkçe: Ben, iş yemeği sırasında alkolü reddetme yöntemi olarak hastaneden alkollü içki içmemem gerektiği yönünde bir reçete aldığımı söylemeye karar verdim.
식사 초대 시 준비물
Akşam yemeği davetinde ne getirmeli?
Örnek Diyalog: 식사 초대 시 준비물로는 어떤 것을 가져가면 좋을까요?
Türkçe: Yemek davetine giderken yanımda ne götürsem iyi olur acaba?
가벼운 애피타이저로 시작하기
Hafif bir aperatif ile başlayalım.
Örnek Diyalog: 저녁 식사 전에 가벼운 애피타이저로 시작하기 좋겠어요, 어떤 걸 주문할까요?
Türkçe: Akşam yemeğinden önce hafif bir aperitifle başlamak iyi olur, ne sipariş edelim?
물을 마실 때 소리 내지 않기
Su içerken ses çıkarmamak.
Örnek Diyalog: 친구에게 말했어요, 물을 마실 때 소리 내지 않기 위해 조심해야 한다고.
Türkçe: Arkadaşıma su içerken ses çıkarmamaya dikkat etmesi gerektiğini söyledim.
집게 사용하여 음식 나눠 먹기
Pense kullanarak yemeği paylaşmak.
Örnek Diyalog: 우리 집게 사용하여 음식 나눠 먹기로 하자, 그러면 더 위생적일 거야.
Türkçe: Bizim evdeki maşayı kullanarak yemeği paylaşalım, böylece daha hijyenik olur.
상사에게 술을 따르는 법
Amire nasıl içki servisi yapılır
Örnek Diyalog: 우리 회식에서는 신입사원이 상사에게 술을 따르는 법을 배우게 돼있어요.
Türkçe: Bizim şirket içi yemeklerimizde, yeni çalışanlar üst düzey yöneticilere nasıl içki servisi yapılacağını öğreniyorlar.
식사 중 격식을 차리기
Yemek esnasında görgülü olmak
Örnek Diyalog: 우리 집은 보통 식사 중 격식을 차리기보다 편안하게 대화를 즐기는 편이야.
Türkçe: Bizim evde genellikle yemeklerde resmiyetten çok, rahat bir şekilde sohbet etmeyi tercih ederiz.
계절에 맞는 음식 추천하기
Mevsimine Uygun Yiyecek Tavsiyesi
Örnek Diyalog: 우리 가게는 계절에 맞는 음식 추천하기로 유명해요, 이번 가을엔 꼭 밤고구마를 맛보세요!
Türkçe: Bizim dükkan, mevsime uygun yiyecek önerileriyle ünlüdür, bu sonbahar mutlaka kestane tatlı patatesi deneyin!
기본적인 테이블 매너 익히기
Temel masa görgüsü öğrenme
Örnek Diyalog: 우리 아이에게 저녁 식사 전에 기본적인 테이블 매너 익히기를 가르쳐 주려고 해요.
Türkçe: Akşam yemeğinden önce çocuğuma temel masa adabını öğretmeyi düşünüyorum.
음식을 다 먹고 나서 꼭 치우기
Yemekten sonra mutlaka toparlayın.
Örnek Diyalog: 식사 후에는 음식을 다 먹고 나서 꼭 치우기를 잊지 마세요.
Türkçe: Yemekten sonra yemekleri yedikten sonra mutlaka toplamayı unutmayın.
직급에 따른 식사 순서
Rütbe sırasına göre yemek yeme düzeni
Örnek Diyalog: 회사 연수에서 직급에 따른 식사 순서가 엄격하게 지켜지는 것을 보니 전통적인 회사 문화가 아직도 남아있는 것 같아요.
Türkçe: Şirket eğitiminde rütbeye göre yemek yeme düzeninin sıkı bir şekilde uygulandığını görünce, geleneksel şirket kültürünün hala devam ettiğini düşünüyorum.
식사 자리에서 체면을 살피기
Yemek esnasında itibarı gözetmek.
Örnek Diyalog: 민수 씨가 식사 자리에서 체면을 살피기 위해 고객의 작은 요구사항까지 모두 기억하려고 노력했어요.
Türkçe: Minsu Bey, yemek sırasında yüzünü kurtarmak için müşterinin küçük taleplerini bile hatırlamaya çalıştı.
Daha fazla bilgi edinmek için kurslarımıza katılın.