Hayat, beklenmedik anlarla doludur ve bazen bu sürprizler, acil sağlık durumları şeklinde karşımıza çıkabilir. Öyle bir anda, Kore'ye seyahat ediyorsanız veya Korece konuşulan bir ortamda bulunuyorsanız, ilkyardım terimlerini bilmek hayati önem taşıyabilir. Bu yazıda, Korece ilkyardım terimleri ve sağlıkla ilgili kullanabileceğiniz temel ifadeleri ele alacağız.
Korece, dünya genelinde öğrenmesi eğlenceli ve yararlı dillerden biri olarak göze çarpar. Belki bir K-Drama hayranısınızdır ya da K-pop müziğine ilgi duyuyorsunuzdur. Ya da yalnızca farklı kültürleri ve dilleri keşfetmek istiyor olabilirsiniz. Hangi sebeple olursa olsun, yabancı bir dilde ilkyardım terimleri öğrenmek hem zihninizi keskinleştirecek hem de acil bir durumda hayat kurtarıcı olabilir.
Acil Durumda Kullanılabilecek Temel Korece Terimler
Bir acil durum ortaya çıktığında, yardım istemek büyük önem taşır. Aşağıda, sıkça ihtiyaç duyulan bazı temel Korece kelimeler ve ifadeleri bulabilirsiniz:
응급실 eung-geup-sil: Acil servis
구급차 gu-geup-cha: Ambulans
응급 상황 eung-geup sang-hwang: Acil durum
도와주세요 do-wa-ju-se-yo: Lütfen yardım edin.
통증 tong-jeung: Ağrı
Bu terimler, acil bir durumda size veya etrafınızdakilere hızlı bir şekilde yardım çağırma olanağı sağlayacaktır.
Sağlık İşlemlerinde Karşılaşılabilecek Durumlar
Bir sağlık sorunu yaşadığınızda veya bir sağlık işlemi gerektiğinde, karşınıza çıkabilecek bazı durum ve işlemler aşağıdaki gibidir:
진료 jin-ryo: Muayene
처치 cheo-chi: Tedavi
수술 su-sul: Ameliyat
약 yak: İlaç
휴식 hyu-sik: Dinlenme
Yukarıdaki kavramlar, hekim veya sağlık çalışanları ile iletişim kurarken kullanabileceğiniz temel terimlerdendir.
Örnek Olarak Kullanılabilecek İfadeler
Sağlık durumunuzu ifade etmek ve ihtiyacınız olan yardımı açıklamak için aşağıda bazı yararlı Korece cümleleri görebilirsiniz:
머리가 아파요 meo-ri-ga a-pa-yo: Başım ağrıyor.
배가 아파요 bae-ga a-pa-yo: Karnım ağrıyor.
숨쉬기가 어려워요 sum-swigi-ga eo-ryeo-wo-yo: Nefes almakta zorlanıyorum.
알레르기가 있어요 al-leo-gi-ga iss-eo-yo: Bir alerjim var.
Bu cümleler, doktorlara veya sağlık personeline belirtilerinizi açık bir şekilde anlatmanıza yardımcı olacaktır.
Korece ilkyardım terimlerini ve sağlık ifadelerini öğrenmek, hem kendiniz hem de çevrenizdeki insanlar için bir güvenlik ağı oluşturur. Bu yazımızda sunduğumuz temel bilgilerin, acil bir durumda ya da sağlıkla ilgili bir sorunla karşılaştığınızda size yol gösterici olmasını umut ediyoruz. Dil bariyeri, yaşamsal önem taşıyan durumlarda engel teşkil etmemelidir ve bu terimlerin bilinmesi, ihtiyaç halinde size yardımcı olabilir.
Unutmayın, her türlü acil durumda öncelikle sakinliğinizi koruyarak profesyonel yardım istemek ve etrafınızdakilerle iletişime geçmek en doğru yaklaşım olacaktır. Öğrendiğiniz Korece kelimeler ve ifadeler, bu süreçte hayati önem taşıyan bir köprü görevi görebilir.
응급 상황
Acil durum
Örnek Diyalog: 도로에서 발생한 응급 상황을 신속히 처리해야 해서 구급차가 지체 없이 출동했어요.
Türkçe: Yolda meydana gelen acil duruma hızla müdahale edilmesi gerektiği için ambulans derhal harekete geçti.
건강 상태
Sağlık durumu
Örnek Diyalog: 의사 선생님께서 제 건강 상태에 대해 매우 만족하시더군요.
Türkçe: Doktor bey, sağlık durumumdan oldukça memnun görünüyordu.
심폐소생술
Kalp masajı
Örnek Diyalog: 여러분, 우리 모두 필수 응급처치 기술을 배워서 갑작스러운 위급 상황에서 심폐소생술을 할 수 있도록 준비해야 합니다.
Türkçe: Herkese merhaba, hepimiz beklenmedik acil durumlarda kalp masajı yapabilecek şekilde hazır olabilmek için temel ilk yardım tekniklerini öğrenmeliyiz.
의식 없음
Bilinç yok
Örnek Diyalog: 도착했을 때 환자는 의식 없음 상태였습니다.
Türkçe: Vardığımızda hasta bilinçsiz durumdaydı.
출혈
Kanama
Örnek Diyalog: 의사는 환자에게 출혈의 위험성에 대해 설명했다.
Türkçe: Doktor, hastaya kanama riski hakkında bilgi verdi.
화상
Yanık
Örnek Diyalog: 너 어제 화상 회의에서 보여준 프레젠테이션이 정말 인상적이었어.
Türkçe: Dün video konferansta gösterdiğin sunum gerçekten çok etkileyiciydi.
골절
Kırık
Örnek Diyalog: 너 발목을 심하게 삐었구나, 혹시 골절은 아니겠지?
Türkçe: Ayak bileğini fena halde burkmuşsun, yoksa kırık falan değil mi?
호흡 곤란
Nefes darlığı
Örnek Diyalog: 의사가 진찰 후에 환자에게 말했다: 확실히 폐에 무언가 문제가 있어 보이니 호흡 곤란 증상을 일으키는군요.
Türkçe: Doktor muayene sonrasında hastaya şöyle dedi: Kesinlikle akciğerlerde bir sorun var gibi görünüyor, bu da nefes darlığı semptomlarına neden oluyor.
심장마비
Kalp krizi
Örnek Diyalog: 의사가 조심스럽게 말했다: 우리 아버지는 작년에 갑작스러운 심장마비로 돌아가셨습니다.
Türkçe: Doktor dikkatlice söyledi: Babamız geçen yıl ani bir kalp krizi nedeniyle vefat etti.
뇌졸중
Felç
Örnek Diyalog: 제가 아침에 일어났을 때 왼쪽 팔과 다리에 힘이 하나도 없어서 병원에 갔더니 의사 선생님이 저한테 뇌졸중 초기 증상일 수 있다고 하셨어요.
Türkçe: Sabah uyandığımda sol kolumda ve bacağımda hiç kuvvet olmadığı için hastaneye gittim, doktor bana bunun inme başlangıç belirtileri olabileceğini söyledi.
응급실
Acil servis
Örnek Diyalog: 그 사고 후에 그녀는 즉시 응급실로 옮겨져야 했습니다.
Türkçe: O kaza sonrasında hemen acil servise kaldırılması gerekiyordu.
구급차
Ambulans
Örnek Diyalog: 도로에서 자전거 타던 사람이 넘어져 다쳐 보여서 바로 119에 전화해서 구급차를 불렀어요.
Türkçe: Yolda bisiklete binen bir kişinin düştüğünü ve yaralandığını görünce hemen 112'yi arayıp ambulans çağırdım.
응급 처치
İlk yardım
Örnek Diyalog: 그녀는 등산 중에 다쳤을 때 응급 처치 기술을 사용하는 법을 이미 배워서 다행이었다.
Türkçe: O, yaralandığı zaman acil yardım becerilerini kullanmayı önceden öğrenmiş olduğu için şanslıydı.
약국
Eczane
Örnek Diyalog: 도움이 필요하면 저 건너편에 새로 오픈한 약국에 가면 친절하게 상담해줄거예요.
Türkçe: Yardıma ihtiyacınız olursa, karşı tarafta yeni açılan eczaneye gidin, size kibarca yardımcı olacaklardır.
처방전
Reçete
Örnek Diyalog: 약사님, 제 이번 방문에 대한 처방전을 받을 수 있을까요?
Türkçe: Eczacı bey/hanım, bu ziyaretim için reçetemi alabilir miyim?
의사
Doktor
Örnek Diyalog: 저는 아플 때마다 이 병원의 최고 의사에게 진찰을 받으러 와요.
Türkçe: Hasta olduğum her seferinde bu hastanenin en iyi doktoruna muayene olmak için geliyorum.
간호사
Hemşire
Örnek Diyalog: 제 아버지가 넘어지셔서 다리를 다치셨는데 병원에서 친절한 간호사가 바로 도와주셨어요.
Türkçe: Babam düşüp bacağını incitti, ancak hastanede çok nazik bir hemşire hemen yardım etti.
수술
Ameliyat
Örnek Diyalog: 그녀는 내일 아침에 심장 수술을 받을 예정입니다.
Türkçe: O, yarın sabah kalp ameliyatı olacak.
통증
---
Ağrı
Örnek Diyalog: 발목을 삐었을 때부터 계속 이런 통증이 느껴져요.
Türkçe: Ayak bileğimi burkulduğundan beri sürekli bu tür ağrıları hissediyorum.
알레르기 반응
Alerjik reaksiyon
Örnek Diyalog: 의사가 저에게 알레르기 반응 테스트를 해보자고 제안했습니다.
Türkçe: Doktor bana alerji reaksiyonu testi yapmayı önerdi.
주사
İğne
Örnek Diyalog: 간호사가 환자에게 말했다: 주사는 조금 따끔할 수 있지만 금방 끝날 거예요.
Türkçe: Hemşire hastaya şöyle dedi: İğne biraz acıtabilir ama hemen bitecek.
투약
İlaç kullanımı
Örnek Diyalog: 의사 선생님께서 제 건강 상태를 고려하여 매일 두 번 투약하라고 지시하셨습니다.
Türkçe: Doktor, sağlık durumumu göz önünde bulundurarak bana her gün iki kez ilaç alınmasını tavsiye etti.
기도 폐쇄
Solunum yolu tıkanıklığı
Örnek Diyalog: 비행기 이륙 중에 기내 압력 문제로 산소 마스크가 나왔어 기도 폐쇄 될까 봐 진짜 무서웠어.
Türkçe: Uçak kalkış sırasında kabin basıncı problemi nedeniyle oksijen maskeleri açıldı Solunum yollarımın tıkanabileceğinden gerçekten çok korktum.
중증 외상
Ciddi yaralanma
Örnek Diyalog: 그녀는 교통사고로 중증 외상을 입어서 즉시 응급수술을 받아야 했습니다.
Türkçe: O, trafik kazası nedeniyle ciddi yaralanmalar yaşadı ve derhal acil ameliyat olması gerekti.
의료 보험
Sağlık sigortası
Örnek Diyalog: 교통 사고 후 병원비가 많이 나왔을 때 다행히 의료 보험에서 대부분을 커버해줘서 경제적 부담이 크게 줄었습니다.
Türkçe: Trafik kazasından sonra hastane masrafları yüksek çıktığında neyse ki sağlık sigortası büyük bir kısmını karşıladığı için ekonomik yüküm oldukça azaldı.
소독
Dezenfeksiyon
Örnek Diyalog: 이 상처에 적절한 소독제를 바른 다음 밴드를 붙여야 감염을 예방할 수 있을 거예요.
Türkçe: Bu yaraya uygun bir antiseptik sürdükten sonra bandaj yapıştırmamız gerek, böylece enfeksiyonu önleyebiliriz.
밴드
Grup
Örnek Diyalog: 너의 새 밴드 정말 멋지게 연주하는구나!
Türkçe: Senin grup harika bir performans sergiliyor!
상처
Yara
Örnek Diyalog: 그녀는 조심스럽게 말했다, 너무 깊게 파고들지 마, 마음의 상처가 아직 아물지 않았어.
Türkçe: O, dikkatlice konuştu, fazla derinlere inme, yaralar henüz iyileşmedi.
열
On
Örnek Diyalog: 우리는 내일 오후 세 시에 카페에서 만나기로 했지만 네가 오 분 일찍 도착해서 열을 기다리는 것에 대해 어떻게 생각해?
Türkçe: Biz yarın öğleden sonra saat üçte kafede buluşmayı planladık ama eğer sen beş dakika erken gelirsen ve kuyrukta beklemek zorunda kalırsan bu durum hakkında ne düşünüyorsun?
감염
Enfeksiyon
Örnek Diyalog: 의사가 말했습니다, 정기적인 손 씻기는 바이러스 감염을 예방하는 데 도움이 됩니다.
Türkçe: Doktor şöyle dedi: Düzenli el yıkamak virüs bulaşmasını önlemede yardımcı olur.
발진
Döküntü
Örnek Diyalog: 아침에 일어나보니 온 몸에 갑자기 이상한 발진이 생겼어.
Türkçe: Sabahleyin uyandığımda tüm vücudumda birdenbire garip bir döküntü belirmişti.
기침
Öksürük
Örnek Diyalog: 제가 감기에 걸려서 계속 기침이 나와요.
Türkçe: Ben soğuk algınlığına yakalandım ve sürekli öksürüyorum.
병원
Hastane
Örnek Diyalog: 제가 어제 병원에 갔다 왔는데 의사 선생님이 친절하시더라고요.
Türkçe: Dün hastaneye gittim ve doktor çok kibardı.
진찰
Muayene
Örnek Diyalog: 의사 선생님께서는 환자분께 정밀한 진찰을 하시고 적절한 치료 방법을 모색하셨어요.
Türkçe: Doktor hanım/bey hastaya dikkatli bir muayene yaptı ve uygun tedavi yöntemini araştırdı.
진료
Muayene
Örnek Diyalog: 내일 오전에는 이비인후과 진료 예약이 가능할까요?
Türkçe: Yarın sabah için Kulak Burun Boğaz doktoruna randevu alabilir miyim?
회복
İyileşme
Örnek Diyalog: 의사는 환자에게 조심스럽게 말했다: 이제부터 재활 운동을 시작해야 당신의 건강이 빠른 회복을 보일 것입니다.
Türkçe: Doktor, hastaya dikkatle şöyle dedi: Şimdi rehabilitasyon egzersizlerine başlarsanız, sağlığınızın daha hızlı iyileşeceğini göreceksiniz.
건강 검진
Sağlık kontrolü
Örnek Diyalog: 민수 씨, 내일 같이 병원에 가서 건강 검진 받을래?
Türkçe: Minsu bey, yarın beraber hastaneye gidip sağlık kontrolünden geçmek ister misin?
면역
Bağışıklık
Örnek Diyalog: 철수가 감기에 안 걸리는 걸 보니 그의 몸의 면역 체계가 정말 강한 것 같아.
Türkçe: Çel-su'nun gribe yakalanmadığını gördüğümde, vücudunun bağışıklık sisteminin gerçekten güçlü olduğunu düşünüyorum.
예방 접종
Aşı
Örnek Diyalog: 우리 아이는 내일 병원에서 독감 예방 접종을 받아야 해요.
Türkçe: Çocuğum yarın hastanede grip aşısı olmalı.
검사
Savcı
Örnek Diyalog: 그 차량에 문제가 있는 것 같으니 엔진부터 세심하게 검사해 주세요.
Türkçe: O araçta bir sorun olduğunu düşünüyorum, lütfen motoru dikkatlice kontrol ediniz.
진단
Teşhis
Örnek Diyalog: 의사는 환자에게 알츠하이머병 진단을 내렸습니다.
Türkçe: Doktor, hastaya Alzheimer hastalığı teşhisi koydu.
치료
Tedavi
Örnek Diyalog: 그는 그의 상태를 개선하기 위해 장기 치료를 받기로 결정했습니다.
Türkçe: Durumunu iyileştirmek için uzun süreli tedavi almayı kararlaştırdı.
회복실
Ameliyathane Sonrası Odası
Örnek Diyalog: 간호사가 말했습니다: 환자분은 이제 회복실에서 안정을 취하고 계세요.
Türkçe: Hemşire dedi ki: Hasta şimdi iyileşme odasında dinleniyor.
의료 기기
Tıbbi cihaz
Örnek Diyalog: 병원에 새로 도입된 의료 기기 덕분에 환자 진단이 더 정확해지고 빨라졌어요.
Türkçe: Hastaneye yeni getirilen tıbbi cihaz sayesinde hasta teşhisi daha doğru ve hızlı hale geldi.
병상
Hastane yatağı
Örnek Diyalog: 환자가 늘어나면서 병원은 부족한 병상 문제에 직면해야 했다.
Türkçe: Hasta sayısı artarken, hastane yetersiz yatak sorunu ile karşı karşıya kalmak zorunda kaldı.
입원
Yatış
Örnek Diyalog: 그녀는 심한 독감으로 어제부터 병원에 입원해 있어요.
Türkçe: O, şiddetli grip nedeniyle dünden beri hastanede yatıyor.
퇴원
Taburcu olma
Örnek Diyalog: 오늘 다행히 할머니가 병원에서 퇴원하셨어요.
Türkçe: Bugün şükürler olsun ki anneannem hastaneden taburcu oldu.
재활
Rehabilitasyon
Örnek Diyalog: 그는 지난 달에 당한 사고 이후 치열한 재활 프로그램을 시작했습니다.
Türkçe: Geçen ay geçirdiği kazanın ardından o, yoğun bir rehabilitasyon programına başladı.
건강 상담
Sağlık Danışmanlığı
Örnek Diyalog: 제가 요즘 자주 피곤함을 느끼는데, 가까운 병원에서 건강 상담을 받아보는 게 좋을까요?
Türkçe: Son zamanlarda sık sık yorgun hissediyorum, yakındaki bir hastanede sağlık danışmanlığı almak iyi olur mu acaba?
가정의학
Aile Hekimliği
Örnek Diyalog: 우리 동네에 새로운 클리닉이 생겼는데, 거기 의사분은 가정의학 전문의세요.
Türkçe: Mahallemizde yeni bir klinik açıldı, oradaki doktor aile hekimliği uzmanı.
스트레스 관리
Stres yönetimi
Örnek Diyalog: 스트레스 관리가 중요하니까, 요가 클래스에 함께 가지 않을래?
Türkçe: Stres yönetimi önemli olduğu için birlikte yoga dersine gitmek ister misin?
의료 상담
Tıbbi danışma
Örnek Diyalog: 저는 내일 다시 전화해서 의료 상담 예약을 하려고 합니다.
Türkçe: Yarın tekrar arayıp tıbbi danışma randevusu almayı düşünüyorum.
비상 연락처
Acil İletişim Numarası
Örnek Diyalog: 여러분, 회의 시작 전에 모두가 자신의 이름과 비상 연락처를 명단에 적어주시길 바랍니다.
Türkçe: Herkese, toplantı başlamadan önce lütfen herkesin adını ve acil iletişim bilgilerini listeye yazmasını rica ediyorum.
Daha fazla bilgi edinmek için kurslarımıza katılın.