Merhaba sevgili okurlar! Bugün işinize yarayacağından emin olduğum bir konu ele alıyoruz: Market alışverişi yaparken İspanyolca alışveriş listesi hazırlamak. Belki bir gün İspanya'nın renkli pazarlarında kendinizi bulursunuz ya da sadece yeni bir dil öğrenmeye meraklısınızdır. İspanyolca'ya ilgi duyan herkes için bu yazımız, pratik bir giriş niteliğindedir. Peki, neden böyle bir liste hazırlamanız gerektiğini ve bunu yaparken nelere dikkat etmeniz gerektiğini merak ediyorsanız, doğru adresdesiniz.
Alışveriş Listesi Neden Bu Kadar Önemli?
Yeni bir dil öğrenirken, pratik yapmak için günlük hayattan fırsatlar bulmak altın değerindedir. Market alışverişi de bu pratikler arasında özellikle yer alır. Alışveriş listesi hazırlamak, hem kelime dağarcığınızı genişletir hem de o dili kullanarak somut bir ihtiyacınızı karşılar. Peki, İspanyolcada temel market alışveriş terimlerine ne kadar hakimsiniz? Bu sorunun cevabı, birazdan vereceğimiz örneklerle daha anlaşılır hale gelecek.
İspanyolca Alışveriş Terimleri ve İfadeleri
Alışveriş yaparken en temel ihtiyaçlarımızdan başlayarak, bu ihtiyaçları karşılayacak İspanyolca kelimeleri öğrenmeye ne dersiniz? İşte size başlangıç noktası:
Agua (su)
Leche (süt)
Pan (ekmek)
Huevos (yumurta)
Carne (et)
Verduras (sebzeler)
Frutas (meyveler)
Meyve ve Sebze Çeşitleri
Meyve ve sebzeler, her mutfağın temel taşlarındandır. İspanyolca alışveriş listenize eklemeniz gereken bazıları şunlar:
Manzana (elma)
Naranja (portakal)
Plátano (muz)
Tomate (domates)
Lechuga (marul)
Pimiento (biber)
İspanyol mutfağına özgü ürünleri de keşfederek listenizi zenginleştirebilirsiniz. Mesela:
Aceite de oliva (zeytinyağı)
Jamón (jambon)
Queso (peynir)
Alışveriş Sırasında Kullanabileceğiniz İspanyolca İfadeler
Sadece ürün isimlerini bilmek yeterli değildir, alışveriş yaparken kullanabileceğiniz bazı temel ifadeleri de öğrenmek size avantaj sağlar. İşte İspanyolca alışveriş esnasında işinize yarayacak bazı ifadeler:
Fiyat Sormak ve Pazarlık Yapmak
¿Cuánto cuesta esto? (Bu ne kadar?)
¿Tiene algo más barato? (Daha ucuz bir şey var mı?)
¿Puede darme un descuento? (Bana indirim yapar mısınız?)
Kalite ve Tazelik Değerlendirmesi
¿Esto es fresco? (Bu taze mi?)
¿Puede recomendarme algo? (Bana bir şey önerebilir misiniz?)
¿Cuál es la fruta de temporada? (Mevsim meyvesi hangisi?)
Miktar ve Ölçüler
Un kilo de... (Bir kilo...)
Medio litro de... (Yarım litre...)
Doscientos gramos de... (İki yüz gram...)
Market alışverişinizi İspanyolca yaparak hem dil becerilerinizi geliştirebilir hem de bu keyifli deneyimden zevk alabilirsiniz. Unutmayın, her yeni kelime ve ifade, dil öğrenme yolculuğunuzda bir adım ileriye taşır sizi. Öyleyse, cüzdanınızı kapın ve en yakın pazarda bu listeyi kullanarak İspanyolcanızı konuşturun. İyi şanslar y amigos, ¡a comprar!
Manzanas
Elmalar
Örnek Diyalog: Clara exclamó mientras sostenía la bolsa pesada, Manzanas son más pesadas de lo que recordaba.
Türkçe: Clara ağır çantayı tutarken haykırdı, Elmalar hatırladığımdan daha ağır.
Naranjas
Portakallar
Örnek Diyalog: Repartiré las naranjas entre todos los niños, pero ¿puedes decirme quién prefiere manzanas en lugar de naranjas?
Türkçe: Portakalları tüm çocuklar arasında dağıtacağım, ama kimin portakal yerine elma tercih ettiğini söyleyebilir misin?
Plátanos
Muzlar.
Örnek Diyalog: ¿Te gustaría probar esta receta de batido que lleva plátanos y fresas?
Türkçe: Muz ve çilek içeren bu smoothie tarifini denemek ister misin?
Uvas
Üzümler
Örnek Diyalog: Mientras preparaba la ensalada de frutas, Lucía me preguntó: ¿Ponemos más uvas?
Türkçe: Meyve salatasını hazırlarken, Lucía bana sordu: Daha fazla üzüm koyalım mı?
Limones
There is no Turkish equivalent.
Örnek Diyalog: Would you add a few limones to the cart, please?
Türkçe: Sepete birkaç limon ekler misiniz, lütfen?
Melocotones
Şeftaliler
Örnek Diyalog: Mira qué buen precio tienen los melocotones hoy en la frutería.
Türkçe: Bugün meyve dükkânında şeftalilerin ne kadar iyi fiyatı var, bir bak.
Peras
There is no Turkish equivalent.
Örnek Diyalog: Déjame ver si hay suficiente para hacer un pastel peras, manzanas, y unos cuantos limones deberían bastar.
Türkçe: Bakayım, bir pasta yapmak için yeterli paranın olup olmadığına armutlar, elmalar ve birkaç limon yeterli olmalı.
Sandía
Karpuz
Örnek Diyalog: Pensé en llevar algo fresco para el picnic, así que compré una sandía grande.
Türkçe: Piknik için taze bir şeyler götürmeyi düşündüm, bu yüzden büyük bir karpuz aldım.
Piña
Ananas
Örnek Diyalog: Would you like a slice of the Piña cake I made?
Türkçe: Yaptığım ananaslı kekten bir dilim ister misin?
Kiwis
Kiviler
Örnek Diyalog: Okay, I'll make sure to add kiwis to our fruit salad; they always add a nice tangy touch.
Türkçe: Tabii, meyve salatasına kivileri eklemeyi unutmayacağım; her zaman hoş bir ekşilik katıyorlar.
Aguacates
Avokadolar
Örnek Diyalog: Sure, I can pick up some aguacates are on sale at the farmer's market today.
Türkçe: Tabii, birkaç tane alabilirim avokadolar bugün çiftçi pazarında indirimde.
Tomates
Domatesler
Örnek Diyalog: Podrías pasar la ensalada? Es que quiero agregarle más tomates.
Türkçe: Salatayı uzatabilir misin? Daha fazla domates eklemek istiyorum.
Lechuga
Marul
Örnek Diyalog: Lechuga goes great in salads, don't you think?
Türkçe: Marul salatalarda harika gider, sen de öyle düşünmüyor musun?
Espinacas
Ispanak
Örnek Diyalog: ¿Has probado el omelette de espinacas que preparé para el desayuno?
Türkçe: Kahvaltı için hazırladığım ıspanaklı omleti denedin mi?
Zanahorias
Havuçlar
Örnek Diyalog: Mira cuántas zahorias he sacado del huerto hoy, nunca antes había visto tantas juntas.
Türkçe: Bak bugün bahçeden ne kadar çok havuç topladım, daha önce hiç bu kadarını bir arada görmemiştim.
Cebollas
There is no Turkish equivalent
Örnek Diyalog: Podrías agregar más cebollas al guiso, por favor? Necesita un poco más de sabor.
Türkçe: Güvece biraz daha soğan ekleyebilir misin lütfen? Biraz daha lezzet katması gerekiyor.
Papas
Papazlar
Örnek Diyalog: ¿Puedes pasar la bolsa de papas fritas, por favor?
Türkçe: Cips paketini uzatabilir misin, lütfen?
Ajo
Çarli
Örnek Diyalog: Sure, I'll add it to the list along with garlic ajo in Spanish, it's a must-have for the recipe.
Türkçe: Tabii ki, İspanyolcada 'ajo' olarak bilinen sarımsakla birlikte listeye ekleyeceğim, tarif için olmazsa olmaz.
Pimientos
Biberler
Örnek Diyalog: Sure, here's your sentence with Pimientos:
Could you please pass me the jar of Pimientos; they're essential for adding a sweet tang to this recipe.
Türkçe: Tabii, işte Pimientos ile cümleniz:
Lütfen bana Pimientos kavanozunu uzatabilir misin; bu tarife tatlı bir ekşilik katmak için vazgeçilmezler.
Pepinos
There is no Turkish equivalent
Örnek Diyalog: Maria asked me to grab some vegetables at the market, emphasizing Pepinos are a must for her salad.
Türkçe: Maria, pazardan biraz sebze almamı rica etti, salatası için Pepinoların olmazsa olmaz olduğunu vurgulayarak.
Champiñones
Mantarlar
Örnek Diyalog: ¿Te gustaría añadir champiñones a tu pizza?
Türkçe: Pizzana mantar eklemek ister misin?
Judías verdes
Taze fasulye
Örnek Diyalog: Pedro, ¿te gustaría que añadiera judías verdes a la ensalada?
Türkçe: Pedro, salataya yeşil fasulye eklememi ister misin?
Brócoli
Brokoli
Örnek Diyalog: ¿Has añadido brócoli a la lista de compras? Es esencial para la cena de mañana.
Türkçe: Alışveriş listesine brokoli ekledin mi? Yarınki akşam yemeği için çok önemli.
Lentejas
Mercimek
Örnek Diyalog: Lentejas son mi plato favorito para la cena; las prepararé esta noche.
Türkçe: Mercimek, akşam yemeği için en sevdiğim yemektir; onu bu gece hazırlayacağım.
Garbanzos
Nohutlar
Örnek Diyalog: I'm thinking we could add some protein to our salad; how about we sprinkle in some garbanzos?
Türkçe: Salatamıza biraz protein eklemeyi düşünüyorum; nohut serpistirsek nasıl olur?
Frijoles
Fasulye
Örnek Diyalog: After trying her homemade salsa, Miguel asked with surprise, Frijoles? These are the best beans I've ever had!
Türkçe: Ev yapımı salsasını tadınca Miguel şaşkınlıkla sordu, Frijoles mi? Bu, yediğim en iyi fasulyeler!
Arroz
Pirinç
Örnek Diyalog: Vou fazer um jantar especial hoje, que tal se eu preparar aquele frango com arroz que você adora?
Türkçe: Bugün özel bir akşam yemeği yapacağım, senin bayıldığın o tavuklu pilavı hazırlasam ne dersin?
Pasta
Pasta
Örnek Diyalog: Please pass the bow-tie pasta when you get a chance.
Türkçe: Fırsat bulduğunda lütfen fiyonk makarnayı uzatır mısın?
Pan integral
Tam buğday ekmeği
Örnek Diyalog: Podrías añadir al carrito un pan integral para la cena de hoy, por favor?
Türkçe: Bugünkü akşam yemeği için sepete bir tam buğday ekmeği ekler misin lütfen?
Cereales
Tahıllar
Örnek Diyalog: ¿Quieres algo de desayunar? Tengo varios tipos de cereales si te apetece algo ligero y nutritivo.
Türkçe: Kahvaltıda bir şeyler ister misin? Eğer hafif ve besleyici bir şeyler arıyorsan birkaç çeşit tahıl gevreğim var.
Aceite de oliva
Zeytinyağı
Örnek Diyalog: Para aderezar la ensalada, siempre prefiero usar aceite de oliva extra virgen por su sabor y propiedades saludables.
Türkçe: Salatayı tatlandırmak için, lezzeti ve sağlıklı özellikleri nedeniyle her zaman ekstra sızma zeytinyağı kullanmayı tercih ederim.
Vinagre
Sirke
Örnek Diyalog: Al ver la ensalada insípida, exclamó: ¡Vinagre!, eso es lo que necesita para tener más sabor.
Türkçe: Tatsız salatayı görünce bağırdı: Sirke! Bu, daha fazla lezzet katmak için ihtiyaç duyulan şey.
Sal
Selam
Örnek Diyalog: Sal, would you please pass the salt?
Türkçe: Sal, lütfen tuzu uzatır mısın?
Pimienta
Karabiber
Örnek Diyalog: ¿Podrías pasarme la pimienta? No encuentro el sabor que quiero sin un poco más.
Türkçe: Bana karabiberi uzatabilir misin? Aradığım tadı biraz daha katmadan bulamıyorum.
Especias variadas
Çeşitli baharatlar
Örnek Diyalog: Mientras revisaba la lista del mercado, me aseguré de incluir especias variadas para poder experimentar con nuevas recetas.
Türkçe: Pazar listesini gözden geçirirken, yeni tarifler deneyebilmek için çeşitli baharatları eklemeyi ihmal etmedim.
Huevos
Yumurtalar
Örnek Diyalog: Could you add huevos rancheros to our brunch menu for next week?
Türkçe: Gelecek haftaki brunch menümüze huevos rancheros ekleyebilir misiniz?
Leche
Süt
Örnek Diyalog: No encontramos más -leche deslactosada en la nevera, tenemos que comprar más.
Türkçe: Buzdolabında daha fazla laktozsuz süt bulamadık, daha fazla almalıyız.
Queso
Peynir
Örnek Diyalog: Could you pass me the queso; I want to add some to my taco.
Türkçe: Bana peyniri uzatır mısın; tacoma biraz eklemek istiyorum.
Yogur natural
Doğal yoğurt
Örnek Diyalog: Prefiero añadir miel al yogur natural para darle un toque dulce.
Türkçe: Doğal yoğurda tatlı bir dokunuş katmak için içine bal eklemeyi tercih ederim.
Mantequilla
Tereyağı
Örnek Diyalog: Puedes pasarme la mantequilla, por favor? Necesito un poco más para las tostadas.
Türkçe: Tereyağını uzatabilir misin, lütfen? Tostlar için biraz daha ihtiyacım var.
Carnes variadas
Çeşitli etler
Örnek Diyalog: En la parrillada de este fin de semana, voy a preparar carnes variadas para satisfacer todos los paladares.
Türkçe: Bu hafta sonu yapılacak mangalda, her tür damak zevkini tatmin etmek için çeşitli etler hazırlayacağım.
Pollo
There is no Turkish equivalent.
Örnek Diyalog: Could you please pass the Pollo al ajillo? It smells delicious.
Türkçe: Pollo al ajillo'yu uzatabilir misin lütfen? Kokusu nefis.
Pescado
Balık
Örnek Diyalog: Me gustaría pedir el plato del día, por favor pescado a la parrilla con verduras al vapor.
Türkçe: Günün yemeğini sipariş etmek istiyorum, lütfen ızgara balık yanında buharda pişmiş sebzeler.
Mariscos
Deniz ürünleri
Örnek Diyalog: Claro, te encantará este restaurante, su especialidad son los mariscos y están para chuparse los dedos.
Türkçe: Tabii ki, bu restoranı çok seveceksin, özellikleri deniz ürünleri ve parmaklarını yemelik.
Jamón
Cotto Curato Jambon
Örnek Diyalog: Could you please pass the Jamón Serrano, it's my favorite part of the charcuterie board?
Türkçe: Jamón Serrano'yu uzatabilir misiniz, şarküteri tabağının en sevdiğim kısmı o.
Embutidos
There is no Turkish equivalent.
Örnek Diyalog: En la feria gastronómica, el puesto de embutidos fue el más popular por su amplia variedad de chorizos y salchichón casero.
Türkçe: Gastronomi fuarında, geniş çeşitliliğe sahip chorizo ve ev yapımı salam sunan embutido standı en popüler olanıydı.
Azúcar
Şeker
Örnek Diyalog: Puedes añadir más azúcar al café si lo prefieres más dulce.
Türkçe: Kahveni daha tatlı tercih ediyorsan, içine daha fazla şeker ekleyebilirsin.
Harina
There is no Turkish equivalent.
Örnek Diyalog: La receta requiere 200 gramos de harina de trigo para hacer el pan.
Türkçe: Tarif, ekmeği yapmak için 200 gram buğday unu gerektiriyor.
Chocolate
Çikolata
Örnek Diyalog: Have you tried the new dark mint chocolate chocolate so rich it'll make your taste buds dance?
Türkçe: Yeni çıkan koyu naneli çikolatayı denedin mi tadı öyle zengin ki, tat alma duyunu dans ettirecek?
Galletas
Kurabiyeler
Örnek Diyalog: Clara exclamó con entusiasmo, ¡Galletas! justo lo que necesitaba para acompañar mi café de la tarde.
Türkçe: Clara heyecanla haykırdı, Kurabiyeler! Tam da öğleden sonraki kahvemle yemek için ihtiyacım olan şey.
Helado
Dondurma
Örnek Diyalog: Te prometí que si terminabas tus deberes podríamos ir a comprar un helado.
Türkçe: Sana ödevlerini bitirirsen dondurma almaya gidebileceğimize dair söz vermiştim.
Cerveza
Bira
Örnek Diyalog: Juan, ¿te apetece otra cerveza o prefieres algo diferente esta vez?
Türkçe: Juan, bir bira daha ister misin yoksa bu sefer başka bir şey mi tercih edersin?
Vino
Şarap
Örnek Diyalog: Could you pass the vino; this pasta pairs perfectly with a glass of red.
Türkçe: Şarabı uzatabilir misin; bu makarna, kırmızı şarapla mükemmel bir uyum sağlıyor.
Agua mineral
Maden suyu
Örnek Diyalog: Would you like a glass of agua mineral with your meal?
Türkçe: Yemeğinizle birlikte bir bardak maden suyu ister misiniz?
Refrescos
Gazlı içecekler
Örnek Diyalog: Claro, te traeré unos refrescos y agua para la comida.
Türkçe: Tabii, yemeğin için sana birkaç soğuk içecek ve su getireceğim.
Café
Kafe
Örnek Diyalog: She pondered over the menu before saying, With this chilly weather, I'd love a large, steaming mug of café au lait.
Türkçe: Menü üzerinde düşündükten sonra, Bu soğuk havada, büyük, buharı üstünde bir fincan kahve sütüne bayılırım, dedi.
Té
There is no Turkish equivalent.
Örnek Diyalog: After handing her the warm drink, he said with a smile, Té will soothe your nerves and warm your spirit.
Türkçe: Sıcak içeceği ona uzattıktan sonra gülümseyerek, Çay sinirlerini yatıştıracak ve ruhunu ısıtacak. dedi.
Frutos secos
Kuruyemişler
Örnek Diyalog: Prefieres almendras o nueces en la mezcla de frutos secos que voy a preparar para la fiesta?
Türkçe: Parti için hazırlayacağım kuru yemiş karışımında badem mi yoksa ceviz mi tercih edersin?
Chorizo
Çorizo
Örnek Diyalog: I think I'll add some chorizo to the paella to give it a nice smoky flavor.
Türkçe: Sanırım paellaya güzel bir dumanlı tat katmak için içine biraz chorizo ekleyeceğim.
Mermelada
There is no Turkish equivalent.
Örnek Diyalog: Oye, ¿puedes pasarme la mermelada de fresa para untar en mi tostada?
Türkçe: Hey, reçeli ekmeğime sürebilmem için bana çilek marmeladını uzatabilir misin?
Miel
Bal
Örnek Diyalog: Could you pass the miel for my toast, please?
Türkçe: Ekmek kızartmam için bana bal uzatabilir misin, lütfen?
Pan de molde
Ekmek dilimi
Örnek Diyalog: Mi desayuno favorito es una tostada de pan de molde con aguacate y tomate.
Türkçe: Favori kahvaltım, avokado ve domatesli tost ekmeğidir.
Tofu
Tofu
Örnek Diyalog: Have you tried the new vegan recipe where tofu is the star ingredient?
Türkçe: Yeni vegan tarifi denedin mi, tofu başrolde olan?
Seitán
Seitan
Örnek Diyalog: Have you ever tried cooking with seitan? It's a great meat substitute for vegans.
Türkçe: Seitan ile hiç yemek yapmayı denedin mi? Veganlar için harika bir et alternatifidir.
Almendras
Bademler
Örnek Diyalog: While wandering through the bustling street market, Alma calls out to her friend, Almendras are on sale at the booth over there; we should stock up for your almond cake recipe!
Türkçe: Kalabalık sokak pazarında dolaşırken Alma arkadaşına seslenir, Oradaki tezgahta almendralar indirimde; bademli kek tarifin için stok yapmalıyız!
Pasta de dientes
Diş macunu
Örnek Diyalog: No olvides añadir la pasta de dientes a la lista de compras, se nos está terminando.
Türkçe: Alışveriş listesine diş macununu eklemeyi unutma, bitmek üzere.
Papel higiénico
Tuvalet kağıdı.
Örnek Diyalog: ¿Puedes agregar papel higiénico a la lista de compras?
Türkçe: Tuvalet kağıdını alışveriş listesine ekleyebilir misin?
Jabón
Sabun
Örnek Diyalog: Claro que sí, te puedo prestar el champú, pero ¿has visto dónde dejé el jabón de lavanda?
Türkçe: Tabii ki, şampuanı sana ödünç verebilirim, ama lavanta sabununu nereye koyduğumu gördün mü?
Champú
Şampuan
Örnek Diyalog: Necesito comprar más champú, porque se me ha acabado el que tenía.
Türkçe: Daha fazla şampuan almalıyım çünkü elimdeki bitti.
Detergente
Çamaşır deterjanı
Örnek Diyalog: ¿Puedes agregar detergente a la lista de compras? Se nos está acabando y lo necesitaremos para lavar la ropa este fin de semana.
Türkçe: Alışveriş listesine deterjan ekleyebilir misin? Bitmek üzere ve bu hafta sonu çamaşırları yıkamak için ihtiyacımız olacak.
Suavizante de ropa
Çamaşır yumuşatıcısı
Örnek Diyalog: Asegúrate de añadir suavizante de ropa al lavado para que tus toallas queden suaves y con un aroma agradable.
Türkçe: Çamaşırlarını yıkarken havlularının yumuşak ve hoş kokulu olmaları için mutlaka yumuşatıcı eklediğinden emin ol.
Daha fazla bilgi edinmek için kurslarımıza katılın.