İtalyanca öğrenmek, sadece yeni bir dil keşfetmek değil, aynı zamanda tarihi ve sanatı ile ünlü bir kültüre doğru bir yolculuktur. Bu yazıda, İtalyanca hakkında hiçbir ön bilgiye sahip olmayanlar için temel kelimeler ve ifadelerle dolu bir rehber sunacağız.
İtalyancaya İlk Adım: Temel Bilgiler
İtalyanca Alfabesi ve Telaffuz
İtalyanca alfabesi, Türkçeye oldukça benzer ve 21 harften oluşur:
A, B, C, D, E, F, G, H, I, L, M, N, O, P, Q, R, S, T, U, V, Z
Bazı harfler İtalyanca alfabede yer almaz ancak yabancı kelimelerde kullanılır: J, K, W, X, Y.
Vurgu ve Sesler
A: Türkçedeki "a" gibidir. Örneğin, amore (aşk).
E: İki farklı telaffuzu vardır. Kapalı "e" ve açık "e". Örneğin, bene (iyi).
I: İnce bir "i" sesi verir. Örneğin, simile (benzer).
O: Açık ve kapalı "o" sesi vardır. Örneğin, ora (şimdi).
U: Türkçedeki "u" gibidir. Örneğin, uno (bir).
Günlük Selamlaşmalar
İtalyanlar için selamlaşma, sosyal yaşamın önemli bir parçasıdır. İşte bazı temel ifadeler:
Ciao (Çav): Merhaba veya hoşça kal (resmi olmayan durumlarda kullanılır).
Buongiorno (Buoncorno): Günaydın veya iyi günler.
Buonasera (Buonazera): İyi akşamlar.
Arrivederci (Arrivederçi): Görüşmek üzere.
Nazik İfadeler
Per favore (Per favore): Lütfen.
Grazie (Graziye): Teşekkür ederim.
Prego (Prego): Rica ederim.
Mi scusi (Mi skuzi): Affedersiniz.
İtalyanca Sayılar ve Günler
Sayılar 1'den 10'a
1- Uno (Uno): Bir
2- Due (Due): İki
3- Tre (Tre): Üç
4- Quattro (Kuatro): Dört
5- Cinque (Çinkue): Beş
6- Sei (Sey): Altı
7- Sette (Sette): Yedi
8- Otto (Otto): Sekiz
9- Nove (Nove): Dokuz
10- Dieci (Dieçi): On
Haftanın Günleri
Lunedì (Lunedi): Pazartesi
Martedì (Martedi): Salı
Mercoledì (Merkolydi): Çarşamba
Giovedì (Covendi): Perşembe
Venerdì (Venerdi): Cuma
Sabato (Sabato): Cumartesi
Domenica (Domenika): Pazar
Günlük Hayatta Kullanılan İfadeler
Restoranda Sipariş Verme
Vorrei un caffè, per favore. (Vorre un kafe, per favore): Bir kahve istiyorum lütfen.
Il menù, per favore. (İl menü, per favore): Menü lütfen.
C'è un tavolo disponibile? (Çe un tavolo disponibıle): Boş bir masa var mı?
Yön Sorma ve Tarif Alma
Dov'è il bagno? (Dove il banyo): Banyo nerede?
Come posso arrivare al museo? (Kome posso arrivare al muzeo): Müzeye nasıl gidebilirim?
È lontano da qui? (E lontano da kui): Buradan uzak mı?
Alışverişte
Quanto costa questo? (Kuanto kosta kuesto): Bu ne kadar?
Avete altre taglie? (Avete altre tayle): Başka bedenleriniz var mı?
Posso provare questo? (Posso provare kuesto): Bunu deneyebilir miyim?
Temel İtalyanca Kelimeler
Sì (Si): Evet
No (No): Hayır
Forse (Forse): Belki
Oggi (Oççi): Bugün
Domani (Domani): Yarın
Amico/Amica (Amiko/Amika): Arkadaş (erkek/kız)
Famiglia (Familia): Aile
Casa (Kaza): Ev
İtalyanca'da Basit Cümle Yapıları
Özne + Fiil
Io sono felice. (Yo sono feliçe): Ben mutluyum.
Tu sei studente. (Tu sey studente): Sen öğrencisin.
Lui è italiano. (Lui e italiono): O İtalyan.
Soru Cümleleri
Che cosa è questo? (Ke koza e kuesto): Bu nedir?
Dove abiti? (Dove abiti): Nerede yaşıyorsun?
Perché sei qui? (Perke sey kui): Neden buradasın?
İtalyanca Telaffuz İpuçları
'C' harfi, 'e' veya 'i' ile birleştiğinde 'ç' sesi verir: Ciao (Çav).
'G' harfi, 'e' veya 'i' ile birleştiğinde 'c' sesi verir: Gelato (Celato).
H harfi, genellikle okunmaz ve önceki harfin telaffuzunu sertleştirir: Ghiaccio (Giyachço).
İtalyanca Öğrenirken İşinize Yarayacak İpuçları
Müzik Dinleyin: İtalyanca şarkılar dinleyerek telaffuz ve kelime haznenizi geliştirebilirsiniz.
Film İzleyin: Altyazılı İtalyanca filmler, dilin günlük kullanımını anlamanıza yardımcı olur.
Pratik Yapın: Öğrendiğiniz kelimeleri ve ifadeleri günlük hayatınıza dahil edin.
Sık Kullanılan İtalyanca Sözcükler
Amore (Amore): Aşk
Bello/Bella (Bello/Bella): Güzel (erkek/kadın)
Piazza (Piyazza): Meydan
Strada (Strada): Cadde
Cappuccino (Kappuçino): Bildiğimiz kahve çeşidi
Sonuç: İtalyancanın Büyülü Dünyasına Adım Atın
İtalyanca, melodik yapısı ve zengin kelime dağarcığı ile öğrenmesi oldukça keyifli bir dil. Sabır ve pratik ile kısa sürede temel ifadeleri ve kelimeleri kullanmaya başlayabilirsiniz. Unutmayın, dil öğrenmenin en iyi yolu sürekli maruz kalmak ve öğrendiklerinizi uygulamaktır.
Şimdi, öğrendiğiniz bu ifadeleri ve kelimeleri kullanarak küçük cümleler kurmayı deneyin. Örneğin:
1- Ciao, mi chiamo [İsminiz]. (Çav, mi kyamo [İsminiz]): Merhaba, benim adım [İsminiz].
2- Sono di Turchia. (Sono di Turkia): Türkiye'denim.
3- Parlo un po' di italiano. (Parlo un po di italiano): Biraz İtalyanca konuşuyorum.
İtalyancanın kapılarını araladınız, şimdi bu yolculuğun tadını çıkarma zamanı. Buon viaggio! (İyi yolculuklar!)
Buongiorno, cerco il reparto frutta e verdura.
Günaydın, meyve ve sebze reyonunu arıyorum.
Örnek Diyalog: Buongiorno, cerco il reparto frutta e verdura, potrebbe indicarmi dove si trova?
Türkçe: Günaydın, meyve ve sebze bölümünü arıyorum, nerede olduğunu gösterebilir misiniz?
Potrei avere un chilo di mele, per favore?
Bir kilo elma alabilir miyim, lütfen?
Örnek Diyalog: Al mercato, Maria chiese al fruttivendolo: Potrei avere un chilo di mele, per favore?
Türkçe: Pazarda, Maria manava sordu: Lütfen bir kilo elma alabilir miyim?
Quanto costa al chilo?
Kilosu ne kadar?
Örnek Diyalog: Mentre osservavo la frutta al mercato, mi sono girato verso il venditore e ho chiesto: Quanto costa al chilo le mele?
Türkçe: Pazarda meyvelere bakarken satıcıya dönüp sordum: Elmalar kilosu ne kadar?
Avete banane biologiche?
Organik muzunuz var mı?
Örnek Diyalog: Entrando nel negozio di alimentari, Marco si avvicinò al fruttivendolo chiedendo, Avete banane biologiche?
Türkçe: Marketin içine girerken, Marco meyve satıcısına yaklaşarak sordu, -Organik muzunuz var mı?
Sono solo queste le verdure fresche che avete?
Bu mu sizin sahip olduğunuz taze sebzeler?
Örnek Diyalog: Entrando nella bottega, il signore guardò la bancarella e, con un tono deluso, chiese al commesso: Sono solo queste le verdure fresche che avete?
Türkçe: Dükkanın içine girer girmez, bey tezgâha bir bakış attı ve, hayal kırıklığına uğramış bir tonla tezgahtara sordu: Bunlar mı sizin taze sebzeleriniz?
Mi dia un pezzo di parmigiano reggiano.
Bana bir parça Parmesan peyniri ver.
Örnek Diyalog: Certo, fammi il piacere mi dai un pezzo di parmigiano reggiano per finire il mio risotto?
Türkçe: Tabii, bir iyilik yapar mısın risottomu bitirmem için bana bir parça parmigiano reggiano verebilir misin?
Vorrei mezzo chilo di pomodori.
Yarım kilo domates almak istiyorum.
Örnek Diyalog: Al mercato, ho chiesto al venditore: Vorrei mezzo chilo di pomodori, per favore.
Türkçe: Pazarda satıcıya şunu sordum: Lütfen yarım kilo domates alabilir miyim?
Dove posso trovare il pane fresco?
Taze ekmek nerede bulabilirim?
Örnek Diyalog: Mentre passeggio per le vie del mercato, mi avvicino a una signora e chiedo gentilmente: Scusi, dove posso trovare il pane fresco?
Türkçe: Pazardaki sokaklarda dolaşırken bir bayana yaklaşıp nazikçe soruyorum: Affedersiniz, taze ekmek nerede bulabilirim?
Avete latte senza lattosio?
Laktozsuz sütünüz var mı?
Örnek Diyalog: Entrando nel caffè, Marco si avvicinò al bancone e chiese al barista: Avete latte senza lattosio?
Türkçe: Kafeye girer girmez Marco, tezgaha yaklaştı ve barmene sordu: Laktozsuz sütünüz var mı?
Avrei bisogno di una dozzina di uova.
Bir düzine yumurtaya ihtiyacım olacak.
Örnek Diyalog: Potresti andare al mercato? Avrei bisogno di una dozzina di uova per la ricetta di oggi.
Türkçe: Pazara gidebilir misin? Bugünün tarifi için bir düzine yumurtaya ihtiyacım olacak.
Quale taglio di carne mi consiglia per il ragù?
Ragù için hangi et kesimini önerirsiniz?
Örnek Diyalog: -Mi scusi, signore. Quale taglio di carne mi consiglia per il ragù?
Türkçe: Özür dilerim, efendim. Ragù için hangi et kesimini tavsiye edersiniz?
C'è dello sconto su questi articoli?
Bu ürünlerde indirim var mı?
Örnek Diyalog: Mentre passava accanto alla cassa, Marco si rivolse al commesso e chiese gentilmente: C'è dello sconto su questi articoli?
Türkçe: Kasadan geçerken, Marco tezgahtara dönerek kibarca sordu: Bu ürünlerde indirim var mı?
Quanto viene in totale?
Toplam ne kadar tutuyor?
Örnek Diyalog: Scusi, ho preso un cappuccino e un cornetto, quanto viene in totale?
Türkçe: Özür dilerim, bir cappuccino ve bir kruvasan aldım, toplam ne kadar tutuyor?
Mi può dare un sacchetto, per favore?
Bana bir poşet verebilir misiniz, lütfen?
Örnek Diyalog: Dopo aver scelto la frutta al mercato, mi sono rivolto al venditore dicendo: Mi può dare un sacchetto, per favore?
Türkçe: Pazarda meyveyi seçtikten sonra satıcıya dönerek şunu söyledim: Bana bir poşet verebilir misiniz, lütfen?
Accettate carte di credito?
Kredi kartı kabul ediyor musunuz?
Örnek Diyalog: Scusi, buongiorno, accettate carte di credito per il pagamento?
Türkçe: Özür dilerim, günaydın, ödeme için kredi kartı kabul ediyor musunuz?
Mi può dare la ricevuta?
Fişi verir misiniz lütfen?
Örnek Diyalog: Dopo aver terminato di pagare la cena al ristorante, ho chiesto al cameriere: Mi può dare la ricevuta?
Türkçe: Restoranda akşam yemeğini ödedikten sonra garsona şunu sordum: Fişi alabilir miyim?
Sto cercando la pasta integrale.
Tam buğday unundan yapılmış makarna arıyorum.
Örnek Diyalog: Mi scusi, sa dove posso trovare il reparto di alimentari biologici? Sto cercando la pasta integrale.
Türkçe: Özür dilerim, organik gıda bölümünü nerede bulabileceğimi biliyor musunuz? Tam buğday makarnası arıyorum.
È possibile avere questi affettati al trancio?
Bu et ürünlerini dilimlenmiş olarak alabilir miyim?
Örnek Diyalog: Scusi, è possibile avere questi affettati al trancio?
Türkçe: Özür dilerim, bu et ürünlerini dilimleyerek alabilir miyim?
Mi dia due etti di prosciutto crudo.
Bana iki dilim çiğ jambon kesti.
Örnek Diyalog: Mentre faccio la spesa potresti telefonare alla nonna e dirle Mi dia due etti di prosciutto crudo, per favore?
Türkçe: Alışveriş yaparken seninle rica etsem, büyükannemi arayıp Bana iki yüz gram çiğ jambon alabilir misiniz, lütfen? diyebilir misin?
Avete prodotti senza glutine?
Glütensiz ürünleriniz var mı?
Örnek Diyalog: Entrando in panetteria, ho chiesto al commesso: Avete prodotti senza glutine?
Türkçe: Fırına girerken tezgahtara sordum: Glutensiz ürünleriniz var mı?
Questo formaggio è piccante?
Bu peynir acılı mı?
Örnek Diyalog: Marta, assaggiando un pezzetto di formaggio sulla punta del coltello, si volta verso suo marito e chiede incuriosita Questo formaggio è piccante?
Türkçe: Marta, bıçağın ucundaki peynir parçasını tadarken kocasına dönüp merakla sorar Bu peynir acılı mı?
Quant'è il prezzo per i gamberi?
Karideslerin fiyatı ne kadar?
Örnek Diyalog: Mentre sfogliava il menu, Giovanni chiese al cameriere con curiosità: Quant'è il prezzo per i gamberi?
Türkçe: Menüyü karıştırırken, Giovanni garsona merakla sordu: Karideslerin fiyatı ne kadar?
Posso assaggiare questo formaggio prima di comprarlo?
Bu peyniri satın almadan önce tadına bakabilir miyim?
Örnek Diyalog: Cliente: Scusi, signore, posso assaggiare questo formaggio prima di comprarlo?
Türkçe: Müşteri: Affedersiniz beyefendi, bunu satın almadan önce bu peyniri tadabilir miyim?
Vorrei un litro di olio extravergine di oliva.
Bir litre sızma zeytinyağı almak istiyorum.
Örnek Diyalog: Mentre faceva la spesa al mercato, Marco si rivolse al venditore e disse: Vorrei un litro di olio extravergine di oliva, per favore.
Türkçe: Marketten alışveriş yaparken, Marco satıcıya dönüp şöyle dedi: Lütfen bir litre sızma zeytinyağı alabilir miyim?
Mi scusi, dove sono i surgelati?
Özür dilerim, dondurulmuş gıdalar nerede?
Örnek Diyalog: Navigando tra gli scaffali del supermercato con fare confuso, Marco si rivolse a un commesso e chiese cortesemente: Mi scusi, dove sono i surgelati?
Türkçe: Supermarketin rafları arasında şaşkın bir şekilde dolaşan Marco, bir elemana dönerek kibarca sordu: Affedersiniz, dondurulmuş gıdalar nerede?
Sto cercando delle spezie per il sugo, dove posso trovarle?
Sos için birkaç baharat arıyorum, nerede bulabilirim?
Örnek Diyalog: Mentre passeggiava tra gli scaffali del supermercato, Marco si rivolse ad un commesso dicendo: Sto cercando delle spezie per il sugo, dove posso trovarle?
Türkçe: Süpermarketin rafları arasında dolanırken Marco, bir görevliye dönerek şöyle dedi: Sos için baharat arıyorum, nerede bulabilirim?
Posso pagare in contanti?
Nakit olarak ödeyebilir miyim?
Örnek Diyalog: Mi scusi, per il conto posso pagare in contanti?
Türkçe: Affedersiniz, hesabı alabilir miyim nakit ödeyebilir miyim?
Avete offerte per i vini rossi?
Kırmızı şaraplar için herhangi bir teklifiniz var mı?
Örnek Diyalog: Posso chiedere al cameriere, Avete offerte per i vini rossi?
Türkçe: Garsona, kırmızı şaraplar için herhangi bir teklifiniz var mı, diye sorabilir miyim?
Quel pesce è fresco di giornata?
Bu balık günlük mü?
Örnek Diyalog: Mentre passavamo davanti al banco del pesce al mercato, ho chiesto al pescivendolo: Quel pesce è fresco di giornata?
Türkçe: Pazarda balık tezgahının önünden geçerken balıkçıya sordum: Bu balık bugünün tazesi mi?
Posso avere una borsa frigo per i surgelati?
Dondurulmuş ürünler için bir soğutucu çanta alabilir miyim?
Örnek Diyalog: Durante il checkout al supermercato, chiesi alla cassiera: Posso avere una borsa frigo per i surgelati?
Türkçe: Süpermarkette kasada öderken, kasiyere sordum: -Dondurulmuş ürünler için bir soğutucu çanta alabilir miyim?
Mi dia un vasetto di miele millefiori.
Bana bir kavanoz yabani çiçek balı ver.
Örnek Diyalog: Mentre passavo davanti al banco del mercato, mi fermai e dissi al venditore: Mi dia un vasetto di miele millefiori, per favore.
Türkçe: Pazardaki tezgahın önünden geçerken durdum ve satıcıya şöyle dedim: Lütfen, bir kavanoz çiçek balı verin.
È possibile avere del pane integrale?
Tam buğday ekmeği alabilir miyim?
Örnek Diyalog: Durante la cena in ristorante, Marco chiese al cameriere: È possibile avere del pane integrale?
Türkçe: Restoranda akşam yemeği sırasında, Marco garsona sordu: Tam buğday ekmeği alabilir miyim?
Dove posso trovare i detersivi ecologici?
Ekolojik temizlik ürünlerini nerede bulabilirim?
Örnek Diyalog: Scusami, sai mica dove posso trovare i detersivi ecologici in questo supermercato?
Türkçe: Özür dilerim, bu süpermarkette ekolojik deterjanları nerede bulabileceğimi biliyor musun?
Potrei avere due lattine di tonno al naturale?
İki kutu doğal ton balığı alabilir miyim?
Örnek Diyalog: Scusi, signora, potrei avere due lattine di tonno al naturale, per favore?
Türkçe: Afedersiniz hanımefendi, doğal yağda iki kutu ton balığı alabilir miyim lütfen?
Questi biscotti contengono nocciole?
Bu kurabiyeler fındık içeriyor mu?
Örnek Diyalog: Scusa, puoi dirmi se questi biscotti contengono nocciole?
Türkçe: Özür dilerim, bu bisküvilerin içinde fındık olup olmadığını söyleyebilir misiniz?
Avete degli yogurt greco?
Yunan yoğurdu var mı?
Örnek Diyalog: Scusate, avete degli yogurt greco nel frigo?
Türkçe: Özür dilerim, buzdolabında Yunan yoğurdu var mı?
C'è una cassa rapida per chi ha meno di dieci articoli?
On taneden az ürünü olanlar için hızlı kasa var mı?
Örnek Diyalog: Chiedendo al commesso del supermercato, Marta domandò gentilmente: C'è una cassa rapida per chi ha meno di dieci articoli?
Türkçe: Süpermarket görevlisine sorarak, Marta nazikçe sordu: On taneden az ürünü olanlar için hızlı kasa var mı?
Potete macinare questo caffè per moka?
Bu kahveyi moka için öğütebilir misiniz?
Örnek Diyalog: Mi sono appena accorto che ho comprato per errore caffè in grani potete macinare questo caffè per moka?
Türkçe: Az önce fark ettim ki yanlışlıkla çekirdek kahve almışım bu kahveyi moka potunda kullanmak için öğütebilir misiniz?
Avete delle offerte su questa frutta?
Bu meyve üzerinde herhangi bir indiriminiz var mı?
Örnek Diyalog: Mi scusi, avete delle offerte su questa frutta?
Türkçe: Özür dilerim, bu meyvelerle ilgili bir indirim ya da promosyon var mı?
Vorrei del cioccolato fondente al 70%.
%70 kakao içerikli bitter çikolata istiyorum.
Örnek Diyalog: Durante la spesa, lei si avvicinò al marito dicendo: Vorrei del cioccolato fondente al 70%.
Türkçe: Alışveriş yaparken, kocasının yanına yaklaşarak şöyle dedi: %70 kakao içeren bitter çikolata almak istiyorum.
Si possono avere i fagioli secchi a peso?
Kuru fasulyeleri kilo ile alabilir miyim?
Örnek Diyalog: Scusi, signore, si possono avere i fagioli secchi a peso?
Türkçe: Afedersiniz, beyefendi, kurufasulye kiloyla alınabiliyor mu?
C'è del pane senza sale?
Tuzsuz ekmek var mı?
Örnek Diyalog: C'è del pane senza sale per chi segue una dieta a basso contenuto di sodio?
Türkçe: Sodyum içeriği düşük diyet uygulayanlar için tuzsuz ekmek var mı?
Avete aceto balsamico di Modena?
Modena balsamik sirkeniz var mı?
Örnek Diyalog: Mentre esaminava i prodotti sullo scaffale, si girò verso il commesso e chiese gentilmente: Avete aceto balsamico di Modena?
Türkçe: Raf üzerindeki ürünleri incelerken, komisyona dönüp nazikçe sordu: Modena balsamik sirkesi var mı?
Mi date un pacco di spaghetti integrali da un chilo?
Bana bir kiloluk tam buğday spagetti paketi verir misiniz?
Örnek Diyalog: Durante la spesa, Anna chiese al commesso: Mi date un pacco di spaghetti integrali da un chilo?
Türkçe: Alışveriş yaparken, Anna tezgahtara sordu: Bana bir kilo tam buğday spagetti verebilir misiniz?
Potrei avere delle salsicce fresche?
Taze sosis alabilir miyim?
Örnek Diyalog: Volgendo uno sguardo al banco delle carni, Anna si rivolse al macellaio chiedendo gentilmente: Potrei avere delle salsicce fresche?
Türkçe: Et tezgahına göz gezdirirken Anna, kasaba nazik bir şekilde dönerek şöyle dedi: Biraz taze sosis alabilir miyim?
Avete della farina di ceci?
Nohut ununuz var mı?
Örnek Diyalog: Mentre preparavo la lista della spesa, ho chiesto al commesso, Avete della farina di ceci?
Türkçe: Alışveriş listesini hazırlarken, tezgahtara sordum, Nohut ununuz var mı?
Avrete il latte di mandorla domani?
Yarın badem sütünüz olacak mı?
Örnek Diyalog: Scusate, mi potreste dire se avrete il latte di mandorla domani?
Türkçe: Özür dilerim, yarın badem sütü getirecek misiniz, söyleyebilir misiniz?
Dove si trova il burro di arachidi?
Fıstık ezmesi nerede bulunur?
Örnek Diyalog: Scusami, per caso sai dove si trova il burro di arachidi in questo supermercato?
Türkçe: Özür dilerim, bu süpermarkette fıstık ezmesinin nerede olduğunu biliyor musun?
Quanto dureranno queste offerte?
Bu teklifler ne kadar sürecek?
Örnek Diyalog: Entrando nel negozio di elettronica, Marco si avvicinò al commesso e chiese, Quanto dureranno queste offerte?
Türkçe: Elektronik mağazasına girer girmez Marco, bir yanağına yaklaşıp Bu teklifler ne kadar sürecek? diye sordu.
Avete delle caramelle senza zucchero?
Şekersiz şekerleme var mı?
Örnek Diyalog: Mi scusi, avete delle caramelle senza zucchero?
Türkçe: Özür dilerim, şekersiz şekerleme var mı?