İspanyolca: Sıfırdan Başlayanlar İçin Renkli Bir Dünyaya Açılan Kapı
Dünya üzerinde en çok konuşulan dillerden biri olan İspanyolca, Latin Amerika'nın sıcacık rüzgarlarını ve İspanya'nın tarihi dokusunu içinde barındırır. Hiç İspanyolca bilmeyen biri olarak, bu dilin melodik tonlarına ve zengin ifadelerine adım atmaya ne dersiniz? Gelin, birlikte İspanyolca'nın temel kelimeleri ve ifadeleriyle tanışalım.
İspanyolca'nın Büyülü Sesleri: Telaffuz Temelleri
İspanyolca, telaffuzu oldukça düzgün ve okunduğu gibi yazılan bir dildir. İyi bir başlangıç yapmak için harflerin nasıl telaffuz edildiğine bir göz atalım:
A: 'a' olarak okunur. Örneğin, amigo (a-mi-go) "arkadaş" demektir.
E: 'e' olarak okunur. Örneğin, español (es-pa-nyol) "İspanyolca" anlamına gelir.
I: 'i' olarak okunur. Örneğin, familia (fa-mi-li-a) "aile" demektir.
O: 'o' olarak okunur. Örneğin, hola (o-la) "merhaba" anlamındadır.
U: 'u' olarak okunur. Örneğin, una (u-na) "bir" demektir.
Bazı harf kombinasyonları dikkatinizi çekebilir:
LL: 'y' olarak telaffuz edilir. Örneğin, llave (ya-ve) "anahtar" demektir.
Ñ: 'ny' sesi verir. Örneğin, señor (se-nyor) "bay" anlamına gelir.
J: 'h' sesi olarak okunur. Örneğin, jardín (har-din) "bahçe" demektir.
Renkli Kelimeler Dünyası
İspanyolca'da günlük hayatta sıkça kullanılan bazı temel kelimelerle devam edelim:
Sí (si): Evet
No (no): Hayır
Gracias (gra-si-as): Teşekkürler
Por favor (por fa-vor): Lütfen
Perdón (per-don): Afedersiniz
Bu kelimeler, temel ihtiyaçlarınızı ifade etmek ve nezaket göstermek için oldukça önemlidir.
Günlük Hayatta Kullanılan İfadeler
Bir dili gerçek anlamda öğrenmek için, o dilin günlük ifadelerine hakim olmak gerekir. İşte size birkaç örnek:
1- ¿Cómo estás? (ko-mo es-tas): Nasılsın?
2- Muy bien, gracias. ¿Y tú? (muy bi-en, gra-si-as. i tu?): Çok iyiyim, teşekkürler. Ya sen?
3- ¿Cuál es tu nombre? (kwal es tu nom-bre): Adın ne?
4- Me llamo Ana. (me ya-mo Ana): Benim adım Ana.
5- Encantado/Encantada (en-kan-ta-do/en-kan-ta-da): Tanıştığıma memnun oldum.
Alışverişte İşinize Yarayacak İfadeler
Alışveriş yaparken veya bir restoranı ziyaret ederken aşağıdaki ifadeler işinizi kolaylaştıracaktır:
¿Cuánto cuesta? (ku-an-to ku-es-ta): Ne kadar?
La cuenta, por favor. (la ku-en-ta, por fa-vor): Hesap lütfen.
¿Tienen menú en inglés? (ti-en-en me-nu en in-gles): İngilizce menünüz var mı?
Una mesa para dos, por favor. (u-na me-sa pa-ra dos, por fa-vor): İki kişilik bir masa lütfen.
Bu ifadeler sayesinde İspanyolca konuşulan bir ülkede rahatlıkla iletişim kurabilirsiniz.
Sayılar ve Zaman Kavramı
Sayılar hayatımızın her alanında önemli bir yere sahiptir. İspanyolca'da sayıları öğrenmek için aşağıdaki listeye göz atabilirsiniz:
1- Cero (se-ro): Sıfır
2- Uno (u-no): Bir
3- Dos (dos): İki
4- Tres (tres): Üç
5- Cuatro (kua-tro): Dört
6- Cinco (sin-ko): Beş
7- Seis (se-is): Altı
8- Siete (si-e-te): Yedi
9- Ocho (o-ço): Sekiz
10- Nueve (nu-e-ve): Dokuz
11- Diez (di-es): On
Zaman kavramları da günlük iletişimde oldukça önemlidir:
Hoy (oy): Bugün
Mañana (ma-nya-na): Yarın
Ayer (a-yer): Dün
Semana (se-ma-na): Hafta
Mes (mes): Ay
Günler ve Aylar
Haftanın günlerini ve ayların isimlerini bilmek işinize yarayacaktır:
Lunes (lu-nes): Pazartesi
Martes (mar-tes): Salı
Miércoles (mi-er-ko-les): Çarşamba
Jueves (hue-ves): Perşembe
Viernes (vi-er-nes): Cuma
Sábado (sa-ba-do): Cumartesi
Domingo (do-min-go): Pazar
Aylar ise şu şekildedir:
Enero (e-ne-ro): Ocak
Febrero (fe-bre-ro): Şubat
Marzo (mar-so): Mart
Abril (a-bril): Nisan
Mayo (ma-yo): Mayıs
Junio (hu-nio): Haziran
Julio (hu-lio): Temmuz
Agosto (a-gos-to): Ağustos
Septiembre (sep-ti-em-bre): Eylül
Octubre (ok-tu-bre): Ekim
Noviembre (no-vi-em-bre): Kasım
Diciembre (di-si-em-bre): Aralık
Seyahat Edenler İçin Faydalı İfadeler
Seyahat ederken işinize yarayacak bazı ifadeler şunlardır:
¿Dónde está el baño? (don-de es-ta el ba-nyo): Banyo nerede?
Necesito ayuda. (ne-se-si-to a-yu-da): Yardıma ihtiyacım var.
No entiendo. (no en-ti-en-do): Anlamıyorum.
Habla más despacio, por favor. (a-bla mas des-pa-syo, por fa-vor): Daha yavaş konuşun lütfen.
Acil Durumlar İçin Önemli İfadeler
Acil durumlarda doğru ifadeleri bilmek hayati önem taşır:
¡Socorro! (so-ko-rro): İmdat!
Llame a una ambulancia. (ya-me a u-na am-bu-lan-sia): Bir ambulans çağırın.
Perdí mi pasaporte. (per-di mi pa-sa-por-te): Pasaportumu kaybettim.
Necesito un médico. (ne-se-si-to un me-di-ko): Bir doktora ihtiyacım var.
İspanyolca'nın Kültürel Zenginliği
İspanyolca sadece bir dil değil, aynı zamanda zengin bir kültürün ve tarihin kapılarını aralar. Müzik, dans, edebiyat ve mutfak gibi alanlarda İspanyolca konuşulan ülkeler dünyaya büyük katkılarda bulunmuştur.
Flamenco: İspanya'ya özgü tutkulu bir dans ve müzik türüdür.
Tango: Arjantin ve Uruguay'ın kalplerinden çıkan, duygusal bir dans ve müzik şeklidir.
Paella: İspanya'nın Valencia bölgesine özgü, pirinç bazlı lezzetli bir yemektir.
Gabriel García Márquez ve Isabel Allende: İspanyolca edebiyatının önemli yazarlarıdır.
Bu kültürel zenginlikleri keşfetmek, İspanyolca öğrenmeyi daha da keyifli hale getirir.
İspanyolca Deyimler ve Atasözleri
Dil öğrenirken deyimler ve atasözleri, o dilin kültürünü anlamak için mükemmel bir yoldur. İşte birkaç örnek:
Más vale tarde que nunca.: Geç olsun güç olmasın.
Ojos que no ven, corazón que no siente.: Göz görmeyince gönül katlanır.
A lo hecho, pecho.: Olmuşla ölmüşe çare yok.
Bu ifadeler günlük konuşmalara renk katar ve yerel halkla daha derin bağlantılar kurmanızı sağlar.
Sonuç: İspanyolca'nın Kapılarını Aralama Zamanı
İspanyolca, öğrenmesi eğlenceli ve hayatınıza yeni ufuklar katacak bir dildir. Temel kelimeler ve ifadelerle başladığınız bu yolculukta, her adımda yeni keşifler yapacak, farklı kültürleri tanıyacaksınız.
Unutmayın, yeni bir dil öğrenmek sabır ve pratik gerektirir. Günlük hayatta karşılaştığınız objeleri, durumları İspanyolca ifade etmeye çalışın. Örneğin:
Sabah kalktığınızda "Buenos días" (buenos di-as) diyerek kendinize günaydın deyin.
Bir şarkının sözlerini İspanyolca olarak öğrenmeye çalışın.
Market alışverişinde gördüğünüz meyve ve sebzelerin İspanyolcalarını öğrenin.
Bu küçük adımlar, dil öğrenme sürecinizi hızlandıracak ve İspanyolca'yı daha çabuk kavramanızı sağlayacaktır.
Ropa
Elbise veya Giysi)
Örnek Diyalog: Claro, no te preocupes, pasaré por la tienda más tarde para recoger la ropa que dejaste para la limpieza en seco.
Türkçe: Tabii, endişelenme, daha sonra dükkandan kuru temizlemeye bıraktığın kıyafetleri almaya uğrayacağım.
Vestidos
Elbiseler
Örnek Diyalog: Ana comentó con entusiasmo, Vestidos de esa tienda siempre tienen diseños únicos y hermosos, ¡deberíamos ir de compras allí algún día!
Türkçe: Ana coşkuyla yorum yaptı, O mağazadaki elbiselerin her zaman eşsiz ve güzel tasarımları var, bir gün oraya alışverişe gitmeliyiz!
Pantalones
Pantolonlar
Örnek Diyalog: ¿Dónde compraste esos pantalones tan estilosos?
Türkçe: Bu şık pantolonları nereden aldın?
Camisas
Gömlekler
Örnek Diyalog: Tengo demasiadas camisas en el armario y aún así no sé qué ponerme.
Türkçe: Dolabımda çok fazla gömlek var ve yine de ne giyeceğime karar veremiyorum.
Blusas
Bluzlar
Örnek Diyalog: ¿Tienes blusas de manga larga en este estilo?
Türkçe: Bu tarzda uzun kollu bluzlarınız var mı?
Faldas
Etekler
Örnek Diyalog: Al ver la variedad de colores y estilos, ella exclamó: ¡Faldas! Jamás podré decidirme por una sola.
Türkçe: Renklerin ve stillerin çeşitliliğini görünce, o haykırdı: Etekler! Bir tane seçmeye asla karar veremem.
Camisetas
T-shirtler
Örnek Diyalog: ¿Viste las nuevas camisetas del equipo? Me gustaría comprar una antes del próximo partido.
Türkçe: Takımın yeni formalarını gördün mü? Bir sonraki maçtan önce bir tane satın almak isterim.
Zapatos
Ayakkabılar
Örnek Diyalog: Mira esos zapatos ¡son justo lo que he estado buscando!
Türkçe: Bak şu ayakkabılara Tam aradığım şey bunlar!
Sandalias
Sandaletler
Örnek Diyalog: Carmen, before you head out to the beach, don't forget to pack your sandals—I've placed them next to the door.
Türkçe: Carmen, plaja çıkmadan önce sandaletlerini unutma—onları kapının yanına koydum.
Botas
Botlar
Örnek Diyalog: Cuando te calces las botas, sentirás la diferencia al caminar por la montaña.
Türkçe: Botları giydiğinde, dağda yürürken farkı hissedeceksin.
Zapatillas
Terlikler
Örnek Diyalog: ¿Has visto mis nuevas zapatillas? Son súper cómodas y tienen un diseño muy moderno.
Türkçe: Yeni spor ayakkabılarımı gördün mü? Çok rahatlar ve çok modern bir tasarımları var.
Abrigos
PaltoPaltolar
Örnek Diyalog: Mientras mirábamos el pronóstico del tiempo, Marta me recordó, Abrigos necesitaremos si queremos aventurarnos afuera con este frío.
Türkçe: Hava durumuna bakarken Marta bana hatırlattı, Eğer bu soğukta dışarı maceraya atılmak istiyorsak, montlara ihtiyacımız olacak.
Chaquetas
Ceketler
Örnek Diyalog: Mira esas chaquetas de cuero en la tienda de enfrente, ¡son exactamente lo que hemos estado buscando!
Türkçe: Karşıdaki dükkanda o deri ceketlere bak, tam aradığımız şey bunlar!
Suéteres
Kazaklar
Örnek Diyalog: Mientras revisaba el pronóstico del tiempo, le comenté a Ana: Suéteres serán esenciales para nuestro viaje a la montaña este fin de semana; parece que hará frío.
Türkçe: Hava tahminine bakarken Ana'ya şunu söyledim: Bu hafta sonu dağ gezimize süveterler şart olacak; soğuk görünüyor.
Trajes
Takımlar
Örnek Diyalog: Pedro, ¿ya recogiste los trajes que dejamos en la tintorería para la boda de tu hermana?
Türkçe: Pedro, kardeşinin düğünü için terziye bıraktığımız takımları topladın mı?
Corbatas
Kravatlar
Örnek Diyalog: Mira todas estas corbatas, no sé cuál elegir para la entrevista de trabajo.
Türkçe: Bak bu kravatlara, iş görüşmesi için hangisini seçeceğimi bilmiyorum.
Sombreros
Şapkalar
Örnek Diyalog: While walking through the crowded festival streets, she turned to me and exclaimed, Sombreros everywhere, I can't decide which one to buy!
Türkçe: Kalabalık festival sokaklarında yürürken bana dönüp şöyle haykırdı: Her yerde sombrerolar var, hangisini alacağıma karar veremiyorum!
Gorras
Şapkalar
Örnek Diyalog: Mientras revisaba el catálogo en línea, noté que las Gorras eran las más vendidas en la sección de accesorios.
Türkçe: Çevrimiçi kataloğu incelerken, aksesuarlar bölümünde şapkaların en çok satılan ürünler olduğunu fark ettim.
Guantes
Eldivenler
Örnek Diyalog: ¿Has visto mis guantes de boxeo en algún lugar? Los necesito para el entrenamiento de esta tarde.
Türkçe: Box eldivenlerimi bir yerde gördün mü? Onlara bu akşamki antrenman için ihtiyacım var.
Bufandas
Atkılar
Örnek Diyalog: María, mientras acomodas los suéteres, ¿podrías poner las bufandas en la caja superior del estante?
Türkçe: María, kazakları yerleştirirken, atkıları rafın en üstündeki kutuya koyabilir misin?
Bañadores
Mayo
Örnek Diyalog: María, asegúrate de empacar los bañadores para los niños; la piscina del hotel está abierta hasta tarde.
Türkçe: María, çocuklar için mayoları paketlemeyi unutma; otelin havuzu geç saatlere kadar açık.
Ropa interior
İç çamaşırı
Örnek Diyalog: Me di cuenta de que olvidé empacar la ropa interior para el viaje cuando ya estaba demasiado lejos para regresar.
Türkçe: Seyahate iç çamaşırını paketlemeyi unuttuğumu çok uzaklaştıktan sonra fark ettim ve geri dönemeyecek kadar uzaktım.
Calcetines
Çoraplar
Örnek Diyalog: Mis pies están fríos; voy a ponerme unos calcetines de lana.
Türkçe: Ayaklarım üşüdü; yünlü çorap giyeceğim.
Medias
Basın veya medya
Örnek Diyalog: She browsed through her drawer looking for her favorite pair of medias to wear with her new dress.
Türkçe: Yeni elbisesiyle giymek için en sevdiği çift çorabı bulmak için çekmecesinde arama yaptı.
Cinturones
Kemerler
Örnek Diyalog: Claro, puedo mostrarte nuestra gama de cinturones de cuero en la siguiente exhibición, hay varios estilos que podrían interesarte.
Türkçe: Tabii, sana bir sonraki sergide deri kemerlerimizin çeşitlerini gösterebilirim, ilgini çekebilecek birçok farklı tarzımız var.
Bolsos
Çantalar
Örnek Diyalog: María exclamó con entusiasmo, Bolsos como estos nunca los he visto, ¡tienen un estilo único!
Türkçe: María heyecanla bağırdı, Böyle çantaları daha önce hiç görmedim, çok özgün bir tarzları var!
Carteras
Cüzdanlar
Örnek Diyalog: Mira estas Carteras vintage que encontré en la tienda de antigüedades; cada una tiene una historia única.
Türkçe: Bak bunlara Antika dükkanında bulduğum vintage cüzdanlar; her birinin kendine özgü bir hikayesi var.
Joyería
Kuyumculuk
Örnek Diyalog: Mientras caminábamos por el centro, pasamos frente a la joyería y no pude resistirme a entrar a ver los relojes.
Türkçe: Şehir merkezinden yürürken, kuyumcunun önünden geçtik ve içeri girip saatlere bakmaktan kendimi alamadım.
Relojes
Saatler
Örnek Diyalog: Acabo de pasar por la tienda nueva en el centro y tienen una colección impresionante de relojes de todas partes del mundo.
Türkçe: Az önce şehir merkezindeki yeni mağazadan geçtim ve dünyanın her yerinden etkileyici bir saat koleksiyonları var.
Gafas de sol
Güneş gözlükleri
Örnek Diyalog: ¿Has visto mis gafas de sol? Creo que las dejé en la mesa del jardín.
Türkçe: Güneş gözlüğümü gördün mü? Sanırım onları bahçe masasının üstünde bıraktım.
Tienda de ropa
Giyim mağazası
Örnek Diyalog: Voy a visitar la tienda de ropa para comprar un vestido nuevo.
Türkçe: Yeni bir elbise almak için giyim mağazasını ziyaret edeceğim.
Probador
Giysi Odası
Örnek Diyalog: ¿Dónde está el probador? Necesito probarme estos pantalones.
Türkçe: Soyunma odası nerede? Bu pantolonları denemem gerekiyor.
Talla
Talla kelimesi İspanyolca bir kelime olup Türkçe'de oymak, yontmak veya biçim vermek anlamına gelir, ancak burada verilen bağlamda bir cümlenin parçası olduğunu kestiremiyorum. Eğer bir cümle oluşturmak isterseniz, daha fazla bağlam veya tam bir cümle sağlamanız gerekmektedir.
Örnek Diyalog: While hiking through the forest, we stumbled upon an ancient tree with the inscription Talla etched into its bark.
Türkçe: Ormanda yürüyüş yaparken, kabuğuna Talla yazısı oyulmuş antik bir ağaca rastladık.
Precio
Fiyat
Örnek Diyalog: El artículo que deseo comprar está marcado con un precio erróneo, es más bajo que el precio real.
Türkçe: Almak istediğim ürün yanlış bir fiyatla etiketlenmiş; gerçek fiyatından daha düşük.
Descuento
İndirim
Örnek Diyalog: El viernes, todos los electrodomésticos tienen un 20% de descuento en la tienda.
Türkçe: Cuma günü, mağazadaki tüm beyaz eşyalar %20 indirimli.
Oferta
Teklif
Örnek Diyalog: Revise nuestra última selección de productos en la sección Oferta especial para obtener los mejores precios del mercado.
Türkçe: Son ürün seçkimize Özel Teklif bölümünden göz atarak piyasadaki en iyi fiyatları alın.
Rebaja
İndirim
Örnek Diyalog: Veo que el precio de esta camiseta tiene una buena rebaja; voy a comprarla.
Türkçe: Bu tişörtün fiyatında güzel bir indirim olduğunu görüyorum; onu alacağım.
Liquidación
Tasfiye
Örnek Diyalog: Aprovecha la gran liquidación de invierno en la tienda, ¡todos los abrigos tienen un 50% de descuento!
Türkçe: Mağazadaki büyük kış indirimini kaçırma, bütün kabanlarda %50 indirim var!
Etiqueta
Etiket
Örnek Diyalog: Cuando vayas a la recepción, asegúrate de llevar tu gafete etiqueta para que todos sepan que eres parte del equipo organizador.
Türkçe: Resepsiyona gittiğinde, herkesin senin organizasyon ekibinin bir parçası olduğunu anlaması için kimliğini etiketini yanında götürmeyi unutma.
Marca
Marka
Örnek Diyalog: Al revisar el inventario, me di cuenta que aún nos faltan varios productos de la marca Apple.
Türkçe: Envanteri gözden geçirdiğimde, Apple markalı birkaç ürünün daha eksik olduğunu fark ettim.
Moda
Moda
Örnek Diyalog: Sure thing moda is always changing, and it's hard to keep up sometimes!
Türkçe: Tabii ki moda her zaman değişiyor ve bazen ayak uydurmak zor olabiliyor!
Estilo
Stil
Örnek Diyalog: Mirando el armario, Ana comentó Estilo es lo que te hace única, así que elige la ropa que realmente te represente.
Türkçe: Dolaba bakarken, Ana şöyle yorum yaptı Stil seni özgün kılan şeydir, bu yüzden gerçekten seni temsil eden kıyafetleri seç.
Nueva colección
Yeni koleksiyon
Örnek Diyalog: ¿Viste la nueva colección de primavera en la tienda de moda de la esquina?
Türkçe: Köşedeki moda mağazasının yeni ilkbahar koleksiyonunu gördün mü?
Pasarela
Pasarela kelimesi İspanyolca kökenli bir kelime olup, Türkçede kedi yürüyüş yolu, model yürüyüşü anlamına gelen podyum ya da defile yürüyüş yolu gibi ifadelerle karşılık bulabilir. İngilizce'de 'catwalk' veya 'runway' olarak da bilinir. Bağlama göre farklı karşılıklar kullanılabilir, ancak Türkçe düşünüldüğünde genelde bu anlamlarda kullanılır.
Örnek Diyalog: Mientras caminábamos por la ciudad, nos topamos con una pasarela improvisada donde jóvenes diseñadores exhibían sus últimas colecciones.
Türkçe: Şehirde yürürken, genç tasarımcıların son koleksiyonlarını sergiledikleri geçici bir defile alanına rastladık.
Vestuario
Giyim
Örnek Diyalog: Al ver al actor salir del vestuario, supe que la obra estaba a punto de comenzar.
Türkçe: Aktörün soyunma odasından çıkışını görünce, oyunun başlamak üzere olduğunu anladım.
Complementos
Aksesuarlar
Örnek Diyalog: Mirando su atuendo, no pude evitar decirle Complementos como ese collar y ese bolso elevan tu estilo a otro nivel.
Türkçe: Kıyafetine bakarken, ona şunu söylemeden edemedim O kolye ve çanta gibi aksesuarlar tarzını başka bir seviyeye taşıyor.
Accesorios
Aksesuarlar
Örnek Diyalog: Pensé que había perdido mis pendientes, pero los encontré en la caja de accesorios bajo mi cama.
Türkçe: Küpelerimi kaybettiğimi düşünmüştüm, ancak onları yatağımın altındaki aksesuar kutusunda buldum.
A la última moda
En son moda
Örnek Diyalog: Mira ese vestido que lleva Carla, siempre está a la última moda.
Türkçe: Carla'nın giydiği o elbiseye bak, her zaman en son moda.
Confección
Dikim
Örnek Diyalog: La confección de este vestido es destacable, cada detalle refleja dedicación y habilidad.
Türkçe: Bu elbisenin dikimi dikkate değer, her detay özen ve beceriyi yansıtıyor.
Diseñador
Tasarımcı
Örnek Diyalog: El cliente quedó encantado con el trabajo del diseñador gráfico y solicitó una reunión para discutir el próximo proyecto.
Türkçe: Müşteri grafik tasarımcının işinden çok memnun kaldı ve bir sonraki proje hakkında görüşmek üzere bir toplantı talep etti.
Costura
Dikiş
Örnek Diyalog: Mi abuela pasó toda la tarde en la costura, arreglando mi vestido para la fiesta.
Türkçe: Büyükannem, partide giyeceğim elbiseyi düzeltmek için tüm öğleden sonrayı dikiş işleriyle geçirdi.
Pedido
Sipariş
Örnek Diyalog: Após revisar o cardápio, ela chamou o garçom e disse: Pedido anotado, podemos aguardar a entrada e a bebida em quanto tempo?
Türkçe: Menüyü inceledikten sonra, garsonu çağırdı ve şunları söyledi: Siparişi aldık, mezeleri ve içeceği ne kadar sürede bekleyebiliriz?
Pago
Ödeme
Örnek Diyalog: Después de revisar la cuenta, el camarero dijo, Pago aceptado, señor. Disfrute su tarde.
Türkçe: Hesabı kontrol ettikten sonra garson, Ödeme kabul edildi, beyefendi. İyi akşamlar dilerim. dedi.
Efectivo
Nakit
Örnek Diyalog: Disculpe, ¿puedo pagar la cuenta con tarjeta o necesita ser en efectivo?
Türkçe: Özür dilerim, hesabı kartla ödeyebilir miyim yoksa nakit mi olması gerekiyor?
Tarjeta de crédito
Kredi kartı
Örnek Diyalog: Claro, pero antes necesito que me proporciones los detalles de tu tarjeta de crédito para completar la reserva.
Türkçe: Tabii, ama önce rezervasyonu tamamlayabilmem için bana kredi kartı detaylarını vermen gerekiyor.
Devolución
İade
Örnek Diyalog: Disculpe, ¿Cuál es la política de devolución de la tienda para un artículo defectuoso?
Türkçe: Özür dilerim, kusurlu bir ürün için mağazanın iade politikası nedir?
Cambio
Cambio kelimesi İspanyolca bir terim olup, özellikle telsiz veya radyo iletişimi sırasında sıra sizde, devam edebilirsiniz ya da cevabınızı bekliyorum anlamına gelir. Ancak Türkçe'de telsiz ve benzeri iletişim yöntemlerinde bu kelimenin doğrudan karşılığı kullanılmaz. Bunun yerine iletişim sırasında genellikle anlamı kontekste göre değişebilir ve genellikle dinliyorum, sizi dinliyorum ya da devam edin gibi ifadeler kullanılır.
Örnek Diyalog: Roger that, heading to the rendezvous point now cambio.
Türkçe: Anladım, buluşma noktasına şimdi yöneliyorum değiş.
Cliente
Müşteri
Örnek Diyalog: El cliente pidió una mesa apartada para disfrutar de una cena tranquila con su familia.
Türkçe: Müşteri, ailesiyle sakin bir akşam yemeği keyfi yaşamak için ayrı bir masa istedi.
Dependiente
Türkçe karşılığı: Bağımlı
Örnek Diyalog: Al entrar en la tienda, pregunté al dependiente si tenían la novela más reciente de mi autor favorito.
Türkçe: Mağazaya girer girmez, favori yazarımın en yeni romanını satıp satmadıklarını satış görevlisine sordum.
Recibo
Fiş
Örnek Diyalog: Recibo cada factura con detenimiento para asegurarme de que no haya errores en los cargos.
Türkçe: Her faturayı dikkatle kontrol ederim, böylece ücretlerde hata olup olmadığından emin olurum.
Factura
Fatura
Örnek Diyalog: Te enviaré la factura por correo electrónico tan pronto como termine de procesar el pedido.
Türkçe: Siparişi işlemeyi bitirir bitirmez faturayı sana e-posta yoluyla göndereceğim.
Öğrendiklerinizi Pekiştirmek İçin Öneriler
İspanyolca filmler ve diziler izleyin: Alt yazılı olarak izlemek kulağınızı alıştıracaktır.
Dostça sohbetler: İspanyolca konuşan kişilerle pratik yapın.
Günlük tutun: Basit cümlelerle İspanyolca günlük yazmaya başlayın.
Mobil uygulamalar kullanın: Dil öğrenme uygulamalarıyla her yerde pratik yapabilirsiniz.
¡Buena suerte! (bue-na su-er-te): İyi şanslar!
Yeni bir dil öğrenmenin heyecanı içinde, İspanyolca'nın sıcak ve samimi dünyasında keyifli keşifler yapmanızı dileriz. Haydi, bugün İspanyolca'nın melodik tınılarıyla hayatınıza renk katın!