Estonca Öğreniyorum

Estonca Öğrenme Rehberi: Seyahat İçin Gerekli Kelimeler

Annika Pärn
8 dk okuma
Estonca öğrenmek hiç bu kadar kolay olmamıştı! Seyahatleriniz için gerekli kelimeler ve pratik cümleler rehberimizde. Hemen inceleyin!

Merhaba sevgili okurlar! Bugün sadece günlük konuşmalarla sınırlı kalmayıp, Estonca'nın sürpriz ve patlayıcı unsurlarını keşfedeceğiz. Başlı başına bir sanat eseri olan dil öğrenme sürecinde, Estonca'nın zarif yapı taşlarına dikkatlice yaklaşım sergileyeceğiz. Hem kültürel hem de pratik bir pencereden bakarak, bu dile yabancı olanlara pratik bir seyahat sözlüğü sunacağız. Hazırsanız, bu özgün ve bilgilendirici yolculuğa çıkmaya başlayalım!

Estonca Temel Kelimeler ve İfadeler

Estonca, Ural dil ailesine ait, Estonya'nın resmi dilidir. Seyahat sırasında karşılaşabileceğiniz temel ifadelerle başlayalım. Genellikle karşılıklı saygıyı gösteren bu ifadeler, iletişiminizi olduğunca zengin ve anlamlı kılacaktır.

- Tere! - Merhaba!

- Nägemist! - Hoşça kal!

- Aitäh! - Teşekkür ederim!

- Palun! - Lütfen!

- Jah - Evet

- Ei - Hayır



- Vabandust! - Özür dilerim!

- Ma ei räägi eesti keelt. - Ben Estonca konuşmuyorum.

- Kas te räägite inglise keelt? - İngilizce konuşuyor musunuz?

Bu kelimeler günlük hayatta sıkça karşılaşılacak ve temel iletişimi sağlayacak cinstendir. Küçük bir diyalog kurarken tüm kapıları aralayabilecek anahtarlar niteliğindedirler.

Seyahat ve Yönler

Güzide bir Estonya seyahati sırasında yönlerle ilgili ifadeler can simidi görevi görebilir. Kendinizi kaybettiğinizde veya bir mekânı ararken, bu temel kelimeler sizin için büyük önem taşıyacaktır.

- Kus on...? - ... nerede?

- Vasakule - Sola

- Paremale - Sağa

- Otse - Düz

- Tagasi - Geri

- Kaart - Harita

- Kesklinn - Şehir merkezi

- Bussijaam - Otobüs durağı



- Rongijaam - Tren istasyonu

- Lennujaam - Havaalanı

Her yolculuk yeni keşifler demek. Bu yüzden, bulunduğunuz yeri ve istikametinizi açıkça belirtebilmek, keşiflerinizi engelsiz kılacaktır.

Yeme-İçme ve Alışveriş

Estonca'nın lezzetli yönlerini de göz ardı etmemek gerek. Restoranlarda ya da alışveriş yaparken ihtiyacınız olacak kelimeler, aşağıda sizin için sıralanmıştır:

- Menüü palun. - Menü lütfen.

- Vesi - Su

- Õlu - Bira

- Vein - Şarap

- Arve palun. - Hesap lütfen.

- See maksab... - Bu ... tutuyor.

- Mul on vaja... - ...'ya ihtiyacım var.

- Kui palju see maksab? - Bu ne kadar?

Yeni tatlar keşfedip, hatıra eşyaları toplarken bu kelimelerin rehberliğinde kendinizi daha evinizde gibi hissedeceksiniz.

Acil Durumlar ve Sağlık

Bir yabancı ülkede sağlık ya da acil durumlarla ilgili bir iletişim kurmanız gerekirse, aşağıda bazı hayati öneme sahip ifadeler yer almaktadır:

- Abi! - Yardım!

- Hädaabi - Acil servis

- Ma olen eksinud. - Kayboldum.

- Mul on vaja arsti. - Doktora ihtiyacım var.

- Kus on lähim apteek? - En yakın eczane nerede?

Bu tür durumlarda net ve açık bir iletişim kurabilmek, sorunların hızla çözülmesine yardımcı olacaktır.

Estonya maceranız için hazır mısınız? Unutmayın, küçük bir dil hazırlığı sizin için büyük farklar yaratabilir. Bu rehberdeki kelimeler, belki de seyahatinizin en önemli parçalarından biri haline gelecek. Dil öğrenme süreciniz keyifli ve yararlı olsun!

Tere!!

Merhaba!

Örnek Diyalog: Tere! Kas ma võin küsida, kuidas leida raamatukogu?

Türkçe: Merhaba! Kütüphaneyi nasıl bulabileceğimi sormama izin verir misiniz?

Nägemist!

Hoşça kal!

Örnek Diyalog: After the meeting was over, Mart waved and cheerfully said Nägemist! as he left the office.

Türkçe: Toplantı bittikten sonra, Mart ofisi terk ederken el salladı ve neşeyle Görüşürüz! dedi.

Jah

Evet

Örnek Diyalog: Upon hearing her name called out from the roster, Meena responded with a confident Jah, I am here.

Türkçe: İsminin yoklama listesinden okunduğunu duyunca, Meena kendinden emin bir şekilde Evet, buradayım. diye yanıt verdi.

Ei

Hayır

Örnek Diyalog: Ei, don't walk away; we still have to talk about this!

Türkçe: Hei, dur gitme; bunu hâlâ konuşmamız gerekiyor!

Palun

Lütfen

Örnek Diyalog: Kas saaksite mulle vett tuua, palun?

Türkçe: Bana biraz su getirebilir misiniz, lütfen?

Aitäh

Teşekkür ederim

Örnek Diyalog: Aitäh, et sa mind täna abistasid, see tähendas mulle palju.

Türkçe: Teşekkür ederim, bugün bana yardım ettiğiniz için, bu benim için çok şey ifade etti.

Vabandust

Özür dilerim

Örnek Diyalog: Vabandust, ma ei mõelnud sind segada.

Türkçe: Özür dilerim, seni rahatsız etmeyi düşünmemiştim.

Ma ei räägi eesti keelt.

Estonca konuşmuyorum.

Örnek Diyalog: Upon arriving in Tallinn, Sarah turned to a local and said with a smile, Ma ei räägi eesti keelt, could you please help me in English?

Türkçe: Tallinn'e varır varmaz Sarah, yerel birine gülümseyerek dönüp, Ma ei räägi eesti keelt, İngilizce yardımcı olabilir misiniz? dedi.

Kas te räägite inglise keelt?

İngilizce konuşuyor musunuz?

Örnek Diyalog: Vabandage, kas te räägite inglise keelt? Ma vajan abi juhiste saamiseks lähimasse jaama.

Türkçe: Özür dilerim, İngilizce konuşuyor musunuz? En yakın istasyona nasıl gideceğime dair talimatlar almak için yardıma ihtiyacım var.

Palju maksab?

Ne kadar tutar?

Örnek Diyalog: Klient astus lillepoodi ja küsis müüjalt: Palju maksab see kaunis roosikimp?

Türkçe: Müşteri çiçekçiye girdi ve satıcıya sordu: Bu güzel gül buketi ne kadar?

Kus on tualett?

Tuvalet nerede?

Örnek Diyalog: Vabandage, kas oskate öelda kus on tualett?

Türkçe: Özür dilerim, tuvalet nerede olduğunu söyleyebilir misiniz?

Mina olen...

Ben...

Örnek Diyalog: Mina olen rõõmus, et saime lõpuks kohtuda.

Türkçe: Mina olen rõõmus, et saime lõpuks kohtuda. Ben mutluyum, sonunda buluşabildik diye.

Mis su nimi on?

Adınız nedir?

Örnek Diyalog: Kui uus õpilane klassi astus, pöördus õpetaja tema poole sõbraliku naeratusega ning küsis: Mis su nimi on?

Türkçe: Yeni öğrenci sınıfa girince, öğretmen ona dostça bir gülümsemeyle dönerek sordu: Adın ne?

Rõõm tutvuda.

Tanıştığımıza memnun oldum.

Örnek Diyalog: Tere, minu nimi on Markus rõõm tutvuda.

Türkçe: Merhaba, benim adım Markus tanıştığımıza memnun oldum.

Ma ei saa aru.

Anlamıyorum.

Örnek Diyalog: Kui Mari ütles midagi keerulist, vastasin ma alati Ma ei saa aru, palun selgita uuesti.

Türkçe: Mari bir şey karışık söylediğinde, ben daima Anlamadım, lütfen tekrar açıklar mısın? diye yanıt verirdim.

Kust ma saan takso leida?

Taksi nerede bulabilirim?

Örnek Diyalog: Vabandust, kust ma saan takso leida?

Türkçe: Özür dilerim, nereden taksi bulabilirim?

Palun näidake mulle kaarti.

Lütfen bana haritayı gösterin.

Örnek Diyalog: Häiritud nähes, et matkaja tundub eksinud, läheneb pargivalvur ja ütleb sõbralikult: Palun näidake mulle kaarti, et saaksin teid õigele teele aidata.

Türkçe: Rahatsız edecek olursam özür dilerim, gezgin kaybolmuş gibi göründüğü için park görevlisi yaklaşır ve dostça şöyle der: Lütfen bana haritayı gösterin, böylece sizi doğru yola yönlendirebilirim.

Kui kaugel on hotell?

Otel ne kadar uzakta?

Örnek Diyalog: Hämmeldunult vaadates ümber linna, pöördus turist mööduja poole ja küsis: Kui kaugel on hotell?

Türkçe: Şaşkın bir şekilde şehri gözlerken, turist bir yoldan geçene dönüp sordu: Otel ne kadar uzakta?

Kas ma saan menüüd vaadata?

Menüyü görebilir miyim?

Örnek Diyalog: Nad istusid oma lauda restoranis ja üks neist lehvitas ettekandja poole, küsides: Kas ma saan menüüd vaadata?

Türkçe: Restoranda masalarında oturuyorlardı ve onlardan biri garsonu çağırmak için elini sallayarak şöyle dedi: Menüyü görebilir miyim?

Ma olen allergiline...

Bir şeye alerjim var...

Örnek Diyalog: Palun olge ettevaatlik, kui valmistate mu toitu ma olen allergiline krevettidele ja maapähklitele.

Türkçe: Lütfen yemeğimi hazırlarken dikkatli olun karides ve yer fıstığına alerjim var.

Ma sooviksin vett.

Biraz su istiyorum.

Örnek Diyalog: Kuumal suvepäeval ütles väsinud matkaja kohviku teenindajale: Ma sooviksin vett.

Türkçe: Sıcak bir yaz gününde yorgun bir gezgin kafeterya çalışanına dedi ki: Biraz su istiyorum.

Üks, kaks, kolm, neli, viis.

Bir, iki, üç, dört, beş

Örnek Diyalog: Lapsed laulsid rõõmsalt numbrilaulu: Üks, kaks, kolm, neli, viis, hüppame nüüd üle riis.

Türkçe: Çocuklar neşeyle sayı şarkısını söylediler: Bir, iki, üç, dört, beş, şimdi pirinç üzerinden atlıyoruz.

Kuus, seitse, kaheksa, üheksa, kümme

Altı, yedi, sekiz, dokuz, on

Örnek Diyalog: Lapsed hüppasid köit loendades kõva häälega: Kuus, seitse, kaheksa, üheksa, kümme!

Türkçe: Çocuklar yüksek sesle ip atlayarak saydılar: Altı, yedi, sekiz, dokuz, on!

Palun aidake mind.

Lütfen bana yardım edin.

Örnek Diyalog: Hädas olles pöördus ta mööduja poole ja ütles: Palun aidake mind, ma olen eksinud.

Türkçe: Panik içinde, yoldan geçen birine döndü ve dedi ki: Lütfen bana yardım edin, kayboldum.

Ma eksisin ära.

Kayboldum.

Örnek Diyalog: Hiking through the dense forest, Jüri paused, scratched his head, and confessed to his friend, Ma eksisin ära, could you take a look at the map?

Türkçe: Yoğun ormanlık arazide yürüyüş yaparken Jüri duraksadı, başını kaşıdı ve arkadaşına itiraf etti, Ma eksisin ära, haritaya bakabilir misin?

Kui palju see maksab?

Bu ne kadar?

Örnek Diyalog: Ostja sirvis riiulil erinevaid käsitööseepide ja, leides ühe eriti meeldiva, pöördus müüja poole küsimusega: Kui palju see maksab?

Türkçe: Alıcı, rafta çeşitli el yapımı sabunlara göz attı ve özellikle hoşuna giden birini bulunca satıcıya dönerek sordu: Bu ne kadar?

Kas ma saan arve?

Hesabı alabilir miyim?

Örnek Diyalog: Kui olete valmis, palun öelge Kas ma saan arve? ja meie ettekandja toob selle otsekohe.

Türkçe: Eğer hazırsanız, lütfen sorun Hesabı alabilir miyim? ve garsonumuz hemen getirecektir.

Mis kell on?

Saat kaç?

Örnek Diyalog: Mari vaatas kella ja küsis Jürilt: Mis kell on?

Türkçe: Mari saati kontrol etti ve Jürilt sordu: Saat kaç?

Kus ma saan pileteid osta?

Biletleri nereden alabilirim?

Örnek Diyalog: Vabandage, kus ma saan pileteid osta?

Türkçe: Özür dilerim, bilet alabilir miyim?

Mis see on?

Bu nedir?

Örnek Diyalog: Kui Mari kööki sisenes, vaatas ta laual olevat eksootilist puuviljakompositsiooni ja küsis hämmingus: Mis see on?

Türkçe: Mari mutfakta içeri girdiğinde, masanın üzerindeki egzotik meyve kompozisyonuna bakarak şaşkınlıkla sordu: Bu ne?

Kuidas ma sinna saan?

Oraya nasıl gidebilirim?

Örnek Diyalog: Kui sa tahad raamatukokku minna, Kuidas ma sinna saan? küsi möödujalt teed või kasuta mobiilirakendust kaardi jaoks.

Türkçe: Eğer kütüphaneye gitmek istiyorsan, Oraya nasıl gidebileceğini bir yoldan geçene sor veya yol tarifi için bir mobil uygulama kullan.

Kas see buss läheb...?

Bu otobüs ...'a gider mi?

Örnek Diyalog: Kas see buss läheb vanalinna?

Türkçe: Bu otobüs eski şehre gidiyor mu?

Kuidas ma saan lennujaama?

Havaalanına nasıl gidebilirim?

Örnek Diyalog: Vabandage, kuidas ma saan lennujaama?

Türkçe: Özür dilerim, havaalanına nasıl giderim?

Ma sooviksin...

Ben istiyorum...

Örnek Diyalog: Ma sooviksin hommikusöögiks omletti ja värsket apelsinimahla.

Türkçe: Sabah kahvaltısında omlet ve taze portakal suyu istiyorum.

Kas teil on vabu tube?

Boş odanız var mı?

Örnek Diyalog: Tere! Kas teil on vabu tube selleks nädalavahetuseks?

Türkçe: Merhaba! Bu hafta sonu için boş odanız var mı?

Ma tahaksin toa broneerida.

Bir oda rezervasyonu yapmak istiyorum.

Örnek Diyalog: Hotelliretseptsioonis öeldes võiksite lausuda: Ma tahaksin toa broneerida, kas teil on veel vabu tubasid?

Türkçe: Otel resepsiyonunda şunu söyleyebilirsiniz: Bir oda rezerve etmek istiyorum, hâlâ boş odalarınız var mı?

Kas ma võin menüüd vaadata?

Menüyü görebilir miyim?

Örnek Diyalog: Klient pöördus ettekandja poole ja küsis viisakalt: Kas ma võin menüüd vaadata?

Türkçe: Müşteri garsona dönerek nazikçe sordu: Menüyü görebilir miyim?

Ma sooviksin reserveerida laua.

Bir masa rezerve etmek istiyorum.

Örnek Diyalog: Kui klient helistab restorani, võib ta öelda: Ma sooviksin reserveerida laua neljale inimesele selleks reedeõhtuks.

Türkçe: Müşteri restorana telefon ettiğinde şunu söyleyebilir: Bu cuma akşamı için dört kişilik bir masa rezerve etmek istiyorum.

Palun kutsuge mulle kiirabi.

Lütfen benim için bir ambulans çağırın.

Örnek Diyalog: Hingeldades ja valu tundes haaras mees telefoni ja ütles ärevalt: Palun kutsuge mulle kiirabi, ma ei tunne end üldse hästi.

Türkçe: Sancılar ve acı hissiyle adam telefonu kaparak gürül gürül söyledi: Lütfen bana bir ambulans çağırın, hiç iyi hissetmiyorum.

Kus on lähim haigla?

En yakın hastane nerede?

Örnek Diyalog: Hädaolukorras peate küsima kohalikelt Kus on lähim haigla? sest kiire abi võib olla vajalik.

Türkçe: Acil durumda yerel halka en yakın hastanenin nerede olduğunu sormalısınız çünkü hızlı tıbbi yardım gerekebilir.

Kas ma saan siin kaardiga maksta?

Burada kartla ödeyebilir miyim?

Örnek Diyalog: Kui maitsesin kohvikus kooki, pöördusin kelneri poole ja küsisin: Kas ma saan siin kaardiga maksta?

Türkçe: Kafede kek yiyordum, garsona dönerek sordum: Burada kartla ödeyebilir miyim?

Palun, kas te saaksite mind pildistada?

Lütfen, benim fotoğrafımı çekebilir misiniz?

Örnek Diyalog: Kui ma seisin Eiffeli torni ees, pöördusin juhusliku mööduja poole ja ütlesin viisakalt Palun, kas te saaksite mind pildistada?

Türkçe: Eiffel Kulesi'nin önünde durduğumda, yanımdan geçmekte olan rastgele birine dönerek nazikçe, Lütfen, benim bir fotoğrafımı çekebilir misiniz? dedim.

See on maitsev!

Bu çok lezzetli!

Örnek Diyalog: Peeter took a bite of the home-made apple pie and exclaimed with delight, See on maitsev!

Türkçe: Peeter ev yapımı elmalı turtadan bir ısırık aldı ve zevkle bağırdı, Bu lezzetli!

Kui kaua see aega võtab?

Ne kadar sürecek?

Örnek Diyalog: Kui kaua see aega võtab, et Tallinnast Tartusse jõuda, kui liigelda keskmise kiirusega?

Türkçe: Tallinn'dan Tartu'ya ortalama bir hızla gitmek ne kadar sürer?

Kus on rongijaam?

Tren istasyonu nerede?

Örnek Diyalog: Vabandage, kas oskate öelda Kus on rongijaam?

Türkçe: Özür dilerim, acaba söyleyebilir misiniz Tren istasyonu nerede?

Millal see avatakse/suletakse?

Ne zaman açılıyor/kapanıyor?

Örnek Diyalog: Vabandage, millal see raamatukogu avatakse ja millal suletakse?

Türkçe: Özür dilerim, bu kütüphane ne zaman açılıyor ve ne zaman kapanıyor?

Ma olen siin puhkusel.

Buradayım, tatildeyim.

Örnek Diyalog: Mul on hea meel sinuga kokku saada Ma olen siin puhkusel ja otsin mõnusat puhkepaika.

Türkçe: Seninle buluşmak için çok mutluyum Ben burada tatildeyim ve keyifli bir tatil yeri arıyorum.

Kas läheduses on restorani?

Yakınlarda bir restoran var mı?

Örnek Diyalog: Kui kõht hakkab tühjaks minema, peaksime küsima: Kas läheduses on restorani?

Türkçe: Karnımız acıkmaya başladığında sormalıyız: Yakınlarda bir restoran var mı?

Kas ma tohin teilt küsida?

Size bir şey sormak isteyebilir miyim?

Örnek Diyalog: Vabandage, kas ma tohin teilt küsida, kus asub lähim apteek?

Türkçe: Özür dilerim, size en yakın eczanenin nerede olduğunu sormaya devam edebilir miyim?

Kuidas läheb?

Nasılsınız?

Örnek Diyalog: Tere, Marika! Kuidas läheb?

Türkçe: Merhaba, Marika! Nasıl gidiyor?

Ma olen näljane/janune.

Ben aç/susuzum.

Örnek Diyalog: Vabandust, aga kas saaksite mulle soovitada head söögikohta siin lähedal? Ma olen näljane ja janune.

Türkçe: Özür dilerim ama buraya yakın iyi bir yemek yeri önerebilir misiniz? Hem açım hem de susadım.

Ma sooviksin midagi juua.

Bir şeyler içmek istiyorum.

Örnek Diyalog: Tundes end pärast pikka jalutuskäiku janusena, ütles Liina ettekandjale: Ma sooviksin midagi juua.

Türkçe: Uzun bir yürüyüş sonrasında susamış olan Liina, garsona dedi ki: Bir şeyler içmek istiyorum.

Mulle meeldib Eesti.

Estonya'yı seviyorum.

Örnek Diyalog: Kui sa küsid minu lemmikkohtadest Euroopas, võin vabalt öelda Mulle meeldib Eesti oma lummavate maastike ja sõbralike inimestega.

Türkçe: Eğer benden Avrupa'daki favori yerlerimi sorsan, rahatlıkla söyleyebilirim Büyüleyici manzaraları ve dost canlısı insanlarıyla Estonya'yı seviyorum.

Head reisi!

İyi yolculuklar!

Örnek Diyalog: As she waved goodbye at the airport, Maria shouted to her friend, Head reisi!

Türkçe: Havaalanında el sallayarak veda ederken, Maria arkadaşına bağırdı, İyi yolculuklar!

Sıkça Sorulan Sorular

Estonca'da günlük konuşmalarda sıklıkla kullanılan temel ifadeler nelerdir?

Estonca, dünya çapında konuşulan bir dil değildir. Ancak Baltık bölgesinde önemli bir yere sahiptir. Günlük konuşmalarda kullanılan ifadeler, iletişimi kolaylaştırır. İşte en yaygın kullanılan bazı temel ifadeler:

Selamlaşmalar

- Tere! - Merhaba!

- Tere hommikust! - Günaydın!

- Tere õhtust! - İyi akşamlar!

- Head aega! - Hoşça kal!

- Nägemist! - Görüşürüz!

Başlıca Nezaket İfadeleri

- Aitäh! - Teşekkür ederim!

- Palun! - Lütfen!

- Vabandust! - özür dilerim!

- Pole tänu väärt! - Bir şey değil!

Düşünceler ve Duygular

- Ma olen nõus. - Katılıyorum.

- Ma ei ole nõus. - Katılmıyorum.

- Mul on hea meel. - Memnunum.

- Mul on kahju. - Üzgünüm.

Yönlendirmeler ve Sorular

- Kus on tualett? - Tuvalet nerede?

- Kui palju see maksab? - Bu ne kadar?

- Kas sa saad mind aidata? - Bana yardım edebilir misin?

- Mis kell on? - Saat kaç?

Günlük Diyalog İfadeleri

- Kuidas läheb? - Nasıl gidiyor?

- Mis su nimi on? - Adın ne?

- Ma ei saa aru. - Anlamıyorum.

- Räägid inglise keelt? - İngilizce konuşuyor musun?

Bu temel ifadeler, günlük Estonca konuşmalarda ihtiyaç duyulan diyalogları başlatmak için yeterli olacaktır. Dil öğrenirken pratik yapmak, dil becerisini geliştirmenin en etkili yoludur.

Seyahat sırasında karşılaşılabilecek acil durumlar için hangi Estonca kelimeler ve ifadeler bilinmelidir?

Estonca, Baltık-Fin kökenli bir dildir ve Estonya'nın resmi dilidir. Seyahatteyken acil durumlarda anlaşmayı sağlayacak birkaç temel kelime ve ifade öğrenmek faydalıdır.

Acil Durum İfadeleri

Yardım İstemek

- Yardım! - Appi!

- Acil durum! - Hädaolukord!

- Polis! - Politsei!

- Hırsız! - Varas!

Sağlık ve Güvenlik

- Ambulans! - Kiirabi!

- Yangın! - Tulekahju!

- Doktor gerekli. - Vajan arsti.

- Hastaneye götürün. - Viige haiglasse.

Yol ve Yer Bildirimi

- Yolumu kaybettim. - Ma eksisin ära.

- Nerede? - Kus?

- Acil çıkış. - Hädaabi väljapääs.

Temel Sorular

Kendi Durumunuzu İfade Etmek

- İyi değilim. - Ma ei ole hästi.

- Yardıma ihtiyacım var. - Mul on abi vaja.

Diğerleri ile İletişim Kurmak

- İngilizce konuşuyor musunuz? - Kas te räägite inglise keelt?

- Estonyaca bilmiyorum. - Ma ei räägi eesti keelt.

Sayılar

- Bir - üç. - Üks - kolm.

- Dört - yedi. - Neli - seitse.

- Sekiz - on. - Kaheksa - kümme.

Yabancı bir ülkeyi ziyaret ederken temel ifadeleri öğrenmek, potansiyel acil durumlarla başa çıkmak için öncelikli adım olmalıdır. İyi bir seyahat rehberi, gideceğiniz ülkenin dilinde temel ifadeleri içermeli ve bu ifadeler sıkça tekrarlanarak pratik yapılmalıdır. Estonya gibi teknolojinin çok yönlü kullanıldığı bir ülkede mobil dil uygulamaları ve çevrimiçi kaynaklar kullanarak bu kelimeler ve ifadeler kolayca öğrenilebilir ve acil durumlar için hazırlıklı olabilirsiniz.

Estonya'da yiyecek ve içecek sipariş ederken kullanılabilecek temel kelimeler ve cümle yapıları nelerdir?

Estonya'da Yemek Siparişi Verirken Kullanılacak Temel İfadeler

Selamlama ve Siparişe Başlama

Yemek siparişi verirken ilk adım selamlamadır. "Tere" veya "Tere päevast" şeklinde günlük selamlamalar kullanılır. Sipariş vermek için "Ma sooviksin..." ifadesi tercih edilir.

- Tere! - Merhaba!

- Tere päevast! - İyi günler!

- Palun - Lütfen

- Ma sooviksin... - ... almak istiyorum

Menü İsteme

Menüye bakmak için "Kas ma saaksin menüü palun?" sorusu kullanılır.

- Menüü, palun - Menü lütfen

- Kas ma saaksin menüü palun? - Menüyü alabilir miyim lütfen?

İçecek Siparişi

İçecek için "jook" kelimesi kullanılır. Özel bir içecek belirtmek gerekirse, içeceğin adı söylenir.

- Üks kohvi, palun - Bir kahve, lütfen

- Vesi - Su

- Õlu - Bira

Yemek Siparişi

Yemek için "toit" kelimesi esastır. Bir çeşit yemek sipariş ederken, yemeğin adı direkt olarak kullanılır.

- Salat - Salata

- Praad - Ana yemek

- Supp - Çorba

Ek İstekler

Ekstra bir şey isterken veya tercihlerinizi belirtirken "Ilma..." ifadesi işe yarar.

- Ilma soolata - Tuzsuz

- Ilma jääta - Buzsuz

Siparişi Tamamlama ve Hesap İsteği

Siparişi tamamlamak için "Aitäh, see on kõik" ifadesi kullanılır. Hesap istemek için "Arve, palun" denir.

- Aitäh, see on kõik - Teşekkürler, bu kadar

- Arve, palun - Hesap lütfen

Teşekkür ve Veda

Yemeğin ardından teşekkür etmek önemlidir. "Aitäh" kelimesi yeterlidir. Vedalaşırken "Head aega!" denilebilir.

- Aitäh - Teşekkürler

- Head aega! - Hoşça kal!

Bir Estonya restoranında temel düzeyde iletişim kurarken bu cümle yapılarını ve kelimeleri kullanarak akıcı bir sipariş deneyimi yaşanabilir.