Nedir?

Dünyada Konuşulan İlk Dil Nasıl Ortaya Çıktı?

Konuk Yazar
Güncellendi:
7 dk okuma
Bir kadın beyaz bir fonun önünde duruyor ve elinde büyük, sarı bir tabela tutuyor. Yüz ifadesi kararlı ve ciddi, gözleri uzaktaki bir şeye odaklanmış. Ağzı hafifçe açık ve kahverengi saçları geriye doğru toplanmış, yüzünü ortaya çıkarıyor. Mavi bir gömlek ve siyah bir pantolon giymiştir. Elindeki tabelada büyük siyah blok harflerle bir mesaj yazıyor.
Mitolojik Dil Kökeni AnlayışlarıBilim İnsanlarının Dilin Oluşumu Hakkındaki KuramlarıDilin Kökenini Bulma Denemeleri
Çin: Kaplumbağanın imparatora yazıyı öğrettiği inancı. Hint: İnsan dili tanrısı Vâk'ın insanlara dili öğrettiği inanışı. İbrani: Babil Kulesi Efsanesi'nde dillerin karışmasıyla farklı dillerin ortaya çıktığı anlayışı.Max Müler: Yansıma kuramı, dili doğanın taklidi olarak açıklanması. Otto Jespersen: Müzik kuramı, dil ve müziğin aynı kökten geldiği anlayışı. Kvergiç: Dili ilk olarak jestlerin oluşturduğu ve Türkçenin ilk dil olabileceği savunan Güneş- Dil kuramı.Psammatikus: İki yeni doğmuş bebeği izole ederek ilk kelimeyi belirlemeye çalışma, 2. Frederik: Bebekleri tamamen izole ederek dilin doğuşunu gözlemleme deneyi. Akbar, Sağır ve dilsiz bir annenin yanında bebeklerin yetiştirilmesi yöntemi.
Hint: İnsan dili tanrısı Vâk'ın insanlara dili öğrettiği inanışı.Otto Jespersen: Müzik kuramı, dil ve müziğin aynı kökten geldiği anlayışı.2. Frederik: Bebekleri tamamen izole ederek dilin doğuşunu gözlemleme deneyi.
İbrani: Babil Kulesi Efsanesi'nde dillerin karışmasıyla farklı dillerin ortaya çıktığı anlayışı.Kvergiç: Dili ilk olarak jestlerin oluşturduğu ve Türkçenin ilk dil olabileceği savunan Güneş- Dil kuramı.Akbar, Sağır ve dilsiz bir annenin yanında bebeklerin yetiştirilmesi yöntemi.
3 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

İnsanların birbiri ile iletişim kurabilmesini, duygu ve düşüncelerini ifade edebilmesini sağlayan temel yetenek dili kullanabilme yeteneğidir. Bizler için bu kadar önemli olan dilin nasıl ortaya çıktığı meselesi ise her dönemde felsefe, dilbilim ve tarih gibi bilim dallarının popüler tartışma konularından olmuştur. "Dünyadaki ilk konuşulan dil hangisiydi?" sorusu, geçmişte olduğu gibi gelecekte de aklımızı kurcalayan gizemli bir soru olacaktır.

Tarihin ilk dönemlerinde insanlar mitlerden ve inançlarından hareketle dilin kökenini açıklamaya çalışmıştır. Örneğin Çin inancına göre, bir kaplumbağa imparatorun önüne gelir ve sırtındaki çizgili şekillerle imparatora yazıyı öğretir. Hint inancına göre insan dilinin Tanrısı Vâk aracılığı ile insanlar dili öğrenmiştir. Babil Kulesi Efsanesi olarak da bilinen İbrani inanışına göre, Tufan'dan sonra tüm insanlar aynı dilde konuşmakta, birlikte mutlu bir şekilde yaşamaktadır. Fakat insanlar Tanrı'ya ulaşmak için bir kule inşa etmeye karar verir, böylece mutlulukları çok uzun sürmez. Tanrı bir fırtına ile insanları dünyanın dört bir tarafına dağıtır ve hepsinin dillerini karıştırır. Böylelikle günümüzdeki diller ortaya çıkar.



Bu efsanelerin yanı sıra bilim adamları da ilk dilin ortaya çıkışı ile ilgili kuramlar üretmişlerdir. Max Müler, dillerin insanların doğayı taklit etmesiyle ortaya çıktığını söylemiş ve yansıma kuramını ortaya atmıştır. Otto Jespersen; müzik kuramını savunmuş ve dil ve müziğin aynı kökenden geldiğini savunmuştur. Kvergiç'e göre dil ilk olarak jestlerden oluşmuştur. Güneş- Dil kuramı olarak bilinen bu görüşe göre Kvergiç, Türkçenin bilinen ilk dil olabileceğini öne sürmüştür. Bu kuramların yanı sıra, dilin tepkilerden, mimiklerden ya da ortaklaşa iş yaparken ortaya çıktığı gibi görüşler de mevcuttur.

Dünyada Konuşulan İlk Dili Tespit Edebilmek Mümkün Mü?

Mısır hükümdarı Psammatikus M.Ö. 7. yüzyılda, günümüzde bizim halâ cevabını merak ettiğimiz o soruyu kendine sormuştu: Dünyada konuşulan ilk dil hangisiydi?

Bu sorunun cevabını bulmak için iki yeni doğmuş bebeği bir çobanın yanına verdi ve kimsenin bebeklerle konuşmamasını emretti. Böylece bebeklerin ilk söylediği kelime hangi dile aitse, dünyada konuşulan ilk dil de o olacaktı. Bebeklerin söylediği ilk kelime "be" olunca, hükümdar konuşulan ilk dilin Frikçe olduğunu düşündü. Çünkü Frikçede "bekos" ekmek anlamına geliyordu. Fakat gözden kaçan bir detay vardı, belki de bebekler çobanın koyunlarının seslerini taklit etmişti.



13. yüzyılda, 2. Frederik, benzer bir deney yapmaya karar vermişti. Bebekler hapis olarak tutuluyor ve bakıcılar bebeklerle sadece yemek ve yıkanmaları için ilgileniyorlardı. Fakat bu deneyin sonucunda bebekler ölünce, deney sonuçsuz kalmıştı.

Moğol hükümdarı Akbar ise Frederik'in deneyinin başarısız olmasının sebebini, bebeklerin anne sevgisinden mahrum kalması olarak görmüştü ve bebeklerin sağır ve dilsiz bir annenin yanında yetiştirirse hangi dili konuşacağını görmek için başka bir deney yapmaya karar vermişti. Fakat bu deneyin sonucunda da bebekler dilsiz olunca bir deney daha amacına ulaşamamış oldu.

Daha sonraki yıllarda, ormanlık alanlarda insanlardan izole olarak büyümüş bazı çocuklar bulundu. Fakat bu çocuklar konuşmuyor, hayvan sesleri çıkarıyorlardı. Sonuç olarak "ilk dilin hangisi olduğu" sorusu bir gizem olarak kalmaya devam etti. 

Dilin Kökeni ile İlgili Okuma Önerileri

Dilin kökeni, ilk insanın konuştuğu dilin ne olduğu, insanların dili nasıl kullanmaya başladığı ile ilgili birçok soru var. Fakat günümüz imkanları ile bu sorulara ispatlanabilir cevaplar bulmamız çok zor. Meraklıları için dilin kökenini ve gelişimini konu alan sayısız içerik bulmamız da mümkün.

  • Dilin Kısa Tarihi - David Crystal 

  • Dilin Aynasından (Kelimeler Dünyamızı Nasıl Renklendirir?) - Guy Deutscher 

  • Dilin Kökenleri - Jean L. Dessalles 

  • Dilin En Güzel Tarihi - Ghislaine Dehaene , Pascal Picq , Cécile Lestienne , Laurent Sagart 

  • Dilin Tarihi - Steven Roger Fischer 

  • Dillerin Şifresi - Yusuf Gedikli 

  • Dilin Kökeni - Ernest Renan 

  • Dilin Kökeni (Ana Dilin Evriminin İzinde) - Merrit Ruhlen 

  • Dillerin Kökeni Üstüne Deneme - Jean Jacques Rousseau kaynaklardan bazıları.

M.Ö. 4. yüzyılda Aristo dil bilgisi kategorileri üzerine düşünüyordu. Yine milattan önce yaşamış olan Dionysios, Grek dil bilgisi ile ilgili çalışmalar yapıyordu. 5. yüzyılda yaşamış olan Hesikios, Mısırca, Galatça, Akadça gibi dillerden derlemeler yapıp sözlük oluşturmaya çalışıyordu. Dünyanın dört bir yanında insanlık yüzyıllardan beri dil denen mucizeye anlam yüklemek için zihnini meşgul ediyordu. Yüzyıllar sonra bizler bu satırları yazarken ya da okurken, hâlâ dil denen mucize ile ilgili bu gizemli süreci merak ediyoruz. “Dil aileleri nasıl oluştu? İlk insan hangi dilde konuşuyordu? Gelecekte yeni diller oluşacak mı, ya da diller kaybolacak mı?” gibi sorular insanlık var oldukça gündemimizi meşgul etmeye devam edecek gibi duruyor.

YAZAR: BÜŞRA TOLU

Sıkça Sorulan Sorular

Dünyada konuşulan ilk dil nedir ve bu dilin ortaya çıkış süreci hakkında bilinenler nelerdir?

Dünyada Konuşulan İlk Dil ve Oraya Çıkış Süreci

İnsanların birbiri ile iletişim kurabilmesini, duygu ve düşüncelerini ifade edebilmesini sağlayan temel yetenek, dili kullanabilme yeteneğidir. Dilin ortaya çıkışı konusu ise tarih boyunca dilbilim, sosyoloji, antropoloji ve psikoloji gibi bilim dallarının popüler tartışma konularından olmuştur. Peki, dünyada konuşulan ilk dil nedir ve bu dilin ortaya çıkış süreci hakkında bilinenler nelerdir?

Mitler ve İnanışlar
Tarihin ilk dönemlerinde insanlar, mitler ve inançlarından hareketle dilin kökenini açıklamaya çalışmıştır. Örneğin Çin inancına göre, bir kaplumbağa imparatorun önüne gelir ve sırtındaki çizgili şekillerle imparatora yazıyı öğretir. Hint inancına göre ise, insan dilinin Tanrısı Vâk aracılığı ile insanlar dili öğrenmiştir. İbrani inanışında ise, Babil Kulesi Efsanesi, Tanrı'nın insanların dillerini karıştırarak günümüzdeki dilleri ortaya çıkardığını anlatır.

Bilimsel Kuramlar
Mitler ve efsanelerin yanı sıra, bilim insanları da çeşitli kuramlarla dilin ortaya çıkışını açıklamaya çalışmışlardır. Max Müler, dillerin insanların doğayı taklit etmesiyle ortaya çıktığını söylemiştir. Otto Jespersen ise, dil ve müziğin aynı kökenden geldiğini savunmuştur. Kvergiç'e göre dil, jestlerden oluşmuş ve Türkçenin bilinen ilk dil olabileceğini öne sürmüştür. Bunların yanında, dilin tepkilerden, mimiklerden ya da insanların ortaklaşa çalışması sonucu ortaya çıktığı gibi görüşler de mevcuttur.

Tarihsel Deneysel Yaklaşımlar
M.Ö. 7. yüzyılda, Mısır hükümdarı Psammatikus, dünyada konuşulan ilk dilin hangisi olduğunu anlamak için bir deney yapmıştır. İki yeni doğmuş bebek, konuşma olmadan büyütülerek, hangi dile ait kelimeyi ilk söyleyeceklerini gözlemlemiştir. Bebeklerin 'be' demesiyle, hükümdar konuşulan ilk dilin Frikçe olduğunu düşünmüştür. Ancak bebekler belki de çobanın koyunlarının seslerini taklit etmiştir.

13. yüzyılda, 2. Frederik de benzer bir deney yapmış, fakat bebeklerin ölümü üzerine sonuç alınamamıştır. Moğol hükümdarı Akbar ise, bebeklerin sağır ve dilsiz bir annenin yanında yetiştirilerek hangi dili konuşacaklarını görmeye çalışmıştır. Fakat bu deneyde de bebekler dilsiz kalmıştır.

Sonuç
Dünyada konuşulan ilk dil ve dilin ortaya çıkış süreci üzerine hâlâ kesin bir yanıt bulunamamıştır. Tarihsel deneyler ve bilimsel kuramlar çeşitli ipuçları sunsa da, bu konudaki gizem hâlâ korunmaktadır. Gelecekte de bu soru, insanların merakını çekmeye ve araştırmaların konusu olmaya devam edecektir.

İlk dil ne zaman ortaya çıktı ve bu süreçte hangi etkenler rol oynadı?

Dilin tarihi başlangıcı konusu, birkaç farklı disiplinin üzerinde durduğu ve değişik kuramlar geliştirdiği bir alandır. İlk dil ne zaman ve nasıl oluşmuştur? Bu konuda çeşitli görüşler mevcuttur ve her biri kendi bilimsel argümanlarına ve verilerine dayanmaktadır.

Dilin kökeninin tespiti, dilbilim, psikoloji, antropoloji ve nörobilim gibi farklı alanlarda bilimsel araştırmaların konusu olmuştur. Bu konuda yapılan çalışmalara göre dilin ortaya çıkışı, insanlık tarihinin en eski dönemlerine kadar uzanmaktadır. İnsanların organizasyonunda ve iletişiminde önemli bir rol oynayan dil, aynı zamanda duygu ve düşünceleri ifade etme yeteneğinin temelini oluşturmaktadır. Ancak dilin hangi döneme ve hangi koşullarda ortaya çıktığı konusu hala bir gizem olarak kalmıştır.

Çeşitli teoriler ortaya atılmıştır; Max Müler’in yansıma kuramını, Otto Jespersen’in müzik kuramını ve Kvergiç'in gest öncelikli dil teorisini düşünebiliriz. Ancak, bilim adamları hala hangi dilin dünyada ilk konuşulan dil olduğunu belirleme konusunda fikir birliğine varamamışlardır. Bu nedenle, dilin kökenine ilişkin araştırmalar hala sürdürülmektedir ve bu konuda aklımızı kurcalayan gizemli bir soru olmaya devam edecektir.

Dilin ortaya çıkış sürecinde etkili olduğu düşünülen faktörler arasında insanların sosyal organizasyonları, iletişim ihtiyaçları, duygu ve düşünce ifadeleri yer almaktadır. Ayrıca, insanların doğayı ve çevrelerini taklit etmeleri, dilin ortaya çıkışında önemli bir rol oynamış olabilir. Bu teoriler, dili bir ifade aracı olarak kullanma yeteneğinin evrimsel bir süreçle nasıl geliştiğini anlamamıza yardımcı olabilir. Ancak, ilk dillerin ortaya çıkışının tam tarihi ve koşulları konusunda hala pek çok belirsizlik mevcuttur.

Sonuç olarak, dilin ortaya çıkışına ilişkin bu sorular, dilin rolünü ve önemini daha iyi anlamamız için bize yeni ufuklar açabilen önemli sorulardır. Bilim insanları bu konudaki çalışmalarını sürdürerek, dilin kökenine dair daha fazla bilgi edinmeye ve dilin evrimini ve insanlık tarihi boyunca geçirdiği değişimleri daha iyi anlamaya devam edeceklerdir.

İlk insanlar dili nasıl edindi ve günümüzdeki dillerin bu eski dil ile ilişkisi nasıl açıklanabilir?

İlk insanların dil edinimi, dil bilimi, sosyoloji, arkeoloji, psikoloji ve antropoloji gibi çeşitli bilim dallarının ilgilendiği bir konudur. Evrimsel sürecin bir parçası olarak, dilin kökeni ve gelişimi hakkında kesin bir bilgiye ulaşılamamıştır. Ancak, mevcut bilimsel teoriler, dilin insanoğlunun sosyal etkileşim ihtiyacından doğduğu üzerinde genel bir görüş birliği sağlar.

Max Müler’in yansıma kuramı dilin doğayı taklit etmesi yoluyla ortaya çıktığını iddia ederken, Otto Jespersen müziğin ve dilin ortak bir kökten türediğini savunur. Farklı bir perspektiften bakıldığında, Kvergiç'in jestlerden oluşan bir dilin ilk olabileceğini ifade eder. Tüm bu teoriler, etkileşimin dilin evriminde merkezi bir rol oynadığı ana fikrini destekler.

Dilin kökeni hakkında bilimsel teorilerin dışında, mit ve inançların da etkisi büyüktür. Örneğin, Tanrı'nın dili karıştırdığı Babil Kulesi Efsanesi veya Çin ve Hint mitolojilerinde dilin divanlar tarafından öğretildiği hikayeler, dili anlamlandırmanın insanoğlu için ne kadar önemli olduğunu gösterir.

Peki, bu eski dil ile günümüzdeki diller arasındaki ilişki nasıl açıklanabilir? Tüm dillerin yayılması ve çeşitliliği, dilin evrensel özellikleri ve evrimsel kökenine dair ipuçları sağlar. Çeşitli diller arasındaki yapısal benzerlikler ve dil ailesi sınıflandırmaları, dil ağaçlarını oluşturan ve belirli dillerin ortak ataları olduğunu gösteren kanıtlar sunmaktadır. Her ne kadar bu dil ağaçları dilin kesin kökenini bulmamıza yardımcı olmasa da, dilin nasıl geliştiği ve evrildiği hakkında önemli bilgiler sunar.

Sonuç olarak, ilk insanların dil edinimi ve bu dilin günümüzdeki dillerle ilişkisi, dilin doğası, evrimi ve kökeni üzerine derinlemesine anlayış sağlar. Bu anlayış, insanın sosyal varlık olarak evriminin ve iletişim becerilerinin olduğu kadar, dilin de bir iletişim aracı olarak evriminin karmaşık bir resmini çizer.