Ticari hayatta, alacakların toplanması veya süresi içinde ödenmeyenlerin yasal yollarla alınması anlamına gelen bir muhasebe terime olan “tahsilat” günümüz Türkiye koşullarında yerine getirilmesi en zor eylemlerden biridir. Tahsilat veya diğer bir ifadeyle, tahsil etme geçmiş ve gelecek arasında bir köprü kurmaktan geçer ve bunun için iyi bir strateji gereklidir.
Satış ve pazarlamanın ayrılmaz bir parçası olan tahsilat, iki uçlu bir kalem gibidir. Bu şu demek: şirketin bir ucu satışa, diğer ucu tahsilata bağlıdır. Herhangi biri işlemediğinde tahsil etme durumu askıda kalır. Nasıl ki, saatlerdeki yelkovan ile akrep birbirine bağlı hareket ediyorsa, tahsilat için de benzer durum söz konusudur. Bir işletmenin batmasının asıl sebebi tahsilat yapamamasıdır.
Tahsilat Yapabilmenin Kuralı
Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda, aklınıza düşeceğini tahmin ettiğimiz başarılı tahsilat yapabilmenin 3 altın kuralı nedir? sorusunu yanıtlayarak konuya giriş yapıyoruz.
Güç
Sabır
Çaba
Güç, sabır ve çaba üçlüsünü aynı potada erittiğimiz zaman yalnızca başarılı bir tahsilat değil, başarılı bir işi nihai sonuca ulaştırmış oluyoruz. Nedeni şu: güç hem fiziksel hem de manevidir, gücü aslında ruhumuzda taşırız, eğer o güç bizimle değilse, ne yaparsak yapalım zayıflığın esiri haline geliriz. Güçlü olmak ise ayakta dimdik durmaktır! Tahsilatta zayıflık başarısızlık demektir. Bir çınar nasıl ki, kolay devrilmiyorsa, biz de öyle olmalıyız. Karşı taraf sizin güçsüz, ürkek veya ayakları yere basmayan biri olduğunuza kanaat getirirse, tahsil etme durumunuzu tekrar gözden geçirmeniz gerekebilir. Tahsilat koçluk mesleğine benzer, belirli sorulara belirli cevaplar verilmelidir.
“Star Wars” filminde hep şu ünlü laf vardır: “güç bizimle olsun!” Güç hep sizinle olsun diyorum. Tahsilat sizin muharebe alanınızsa, her daim kazanmalısınız. Müşterinin karşısında ezik görünmek tahsilatı kaybettirir. Tahsilatta “olumlama” önemlidir. Örneğin: “Güçlüyüm ve bu nedenle güçlü insanları çekiyorum” veya “güçlü insanlar aracılığıyla sonuca ulaşıyorum.”
“Sabreden muradına erer” deler hep, doğrudur bir bakıma… Sabır olmadan, tahsilat gerçekleşmez. Bazen ödenen geç ücretlerde veya bazı aksaklıklarda sizin sabır derecenizin yüksek olması, yararınıza olacaktır. Sabırsız olduğunuzda yanlış cümleler kurup karşı tarafı zor duruma sokmanız kuvvetle muhtemel… “Hadi, şu parayı tahsil edelim amma da uzattınız” diye hitap ettiğiniz ve iç geçirdiğiniz an, zaten yandınız demektir. Bunu içinizden bile tekrarlamayın, çünkü negatif etki yaratarak evrene ters bir şekilde yansır.
Sabır, zor koşullar altında cesaretimizi ve metanetimizi yitirmediğimizde gerçekleşir. Sabırlı olduğumuzda, uzun süreli gecikmelere ve dış tehditlere karşı moralimizi bozmayız, bir şekilde yolumuza bakarız. Tahsilat için o nedenle sabır lazım, sabır için de güç.
Ne demiş Mevlâna Celâlettin-i Rûmî: “Acele şeytan hilesidir, sabır ve tedbir Allah lütfu…”
Çaba için ne söylenebilir? Çabasız gerçekleşen bir iş yoktur sanıyoruz ki, çaba ile başarı birleştiği vakit tahsilat durumu kolaylaşır. Zira tahsilatı çaba göstermeden yerine getirme durumunuz olmadığına göre çaba göstermelisiniz, hazır piş ağzıma düş ile tahsilat olmaz. Tahsilat gerçekleşmezse ne olur? İşinizde dalgalanmalar meyana gelir, tahsil edemediğiniz paranı size nasıl bir yararı olur ki? Kendi hayatınızda da önemlidir aslında bu. Hiç kimse sizin yerinize çaba göstermez, siz kendiniz olup çaba göstereceksiniz. Hem işinizi hem de kendinizi kurtarmalısınız. Karşı tarafı güçlendirmek adına da çoğu zaman çaba sarf etmeniz, olumlu olacaktır. Tek taraflı çaba olmuyor.
Aslında tahsilat, bir matematik denklemidir ya çözersiniz ya kalırsınız. Nasıl çözeceğinizi de sizden iyi bilen yoktur. Hayat da bir denklemdir, hayatın denklemini çözdüğünüzde aslında tahsilat sorununu da ortadan kaldırırsınız doğal olarak…Unutmayın, insanın özü psikolojidir, fizik bedeniniz ile ruhunuz bir bütün olmalıdır.
Altını çizmek gerekirse, her işin bir püf noktası vardır, siz de o püf noktalarını bildiğiniz ve tecrübe ettiğiniz vakit her şey değişir. Tahsilat sizin adaletinizdir.
